Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cenaze evine taziyeye gelen kaymakamı linç etmeye çalışanların Kürt kökenli vatandaşlar olmadığını belirterek, "O insan diye geçinen müsveddelerin işidir" derken "Üç beş oy için bu toplumu tahrik etmeye değer mi" diyerek de BDP'yi toplumu ayrıştırmakla suçladı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cenaze evine taziyeye gelen kaymakamı linç etmeye çalışanların Kürt kökenli vatandaşlar olmadığını belirterek, "O insan diye geçinen müsveddelerin işidir" derken, "Üç beş oy için bu toplumu tahrik etmeye değer mi" diyerek de BDP'yi toplumu ayrıştırmakla suçladı.
Erdoğan, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada BDP'yi sert sözlerle eleştirerek, "Sizin nifak toplumlarınız bu topraklarda asla kök salamaz" dedi. "Apo'ya peygamber diyenlerin Kürtlerin dinin Zerdüştlük sananları, gençlerin kanıyla beslenen vampirlerin bu topraklarda yeri yoktur" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün vesayetçi zihniyetin şekillendirdiği bir devlet ve hükümet yok. Milletin iradesiyle şekillenen adil, şefkatli özgürlükçü bir devlet ve hükümet var. Bugün faili meçhullerle anılan bir devlet yok aksine ileri demokrasiyle hak ve özgürlüklerle anılan, vatandaşını kucaklayan bir devlet var.
Terör örgütünün tüm tahriklerine rağmen insanı yüceltmeyi esas alan bir iktidar var. Benim Kürt kökenli vatandaşımın en asil, en güzel vasıflarından biri misafirperverliğidir. Misafir berekettir, şereftir, misafir namustur, bu topraklarda yaşayan herkesi evine buyur etmekte, ekmeğini suyunu misafiriyle paylaşmaktan onur duyar.
Düşünebiliyor musunuz taziyeye gelmiş, acıyı paylaşmaya gelmiş, kendisi de o coğrafyanın insanı olan bir kaymakamı öldüresiye dövmek linç etmek benim Kürt kökenli vatandaşımın değil o insan diye geçinen müsveddelerin işidir.
Bırakın yasımızı tutalım, ağıtımızı yakalım, cenazeleri dahi istismar edecek kadar mı aklınızı mantığınızı yitirdiniz Ayrıştırmak kutuplaştırmak, tahrik etmek demokrasiye inanmayan bir zihnin politikası olabilir. Üç beş oy için bu toplumu tahrik etmeye değer mi?"
-"DERTLERİ SUYU BULANDIRMAK"-
Bazı siyasetçi ve medya kuruluşlarının hadiseyi istismar etme girişimde bulunmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, "Dertleri acıyı paylaşmak değil, suyu bulandırmak ve ilk saatlerde kendi ürettikleri komplo teorilerine sonra kendileri de inandılar. Devlet halkını bombaladı diye manşet atıyorlar. Güya vicdan kisvesi altında toplumu terbiye etmenin bilmiş edasıyla millete istikamet çizmenin gayretindeler" dedi.
-"BENİM DERDİM KİMSEYİ KORKUTMAK DEĞİL"-
"Kasımpaşalı Tayyip'ten mi korkacağım" sözlerini hatırlatan Erdoğan, Kasımpaşalı olmaktan gurur duyduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim derdim kimseyi korkutmak değil. Ben Kasımpaşa'yı Tayyip olmaktan şeref duyarım. ve Kasımpaşa'dan çıkan oranın bir evladı olarak tüm halkımızın bizi bu makama getirmesinden dolayı milletime hizmet etmekten onur duyarım. Eğer bu ülkede yüzde 50 oy verdiyse onu da sen düşün. Herhalde bu yüzde 50'den daha akıllı değilsin. Kendinizi çek edin, biz nerede yanlış yapıyoruz da yüzde 50 buraya oy veriyor.
Kusura bakmasınlar beyler bizim istikametimizi her zaman millet çizer, bundan sonra da millet çizer. Bunların taşeron. Biz devlet-millet kaynaşmasını sağlamaya çalışıyoruz bunlar ise düşman devlet algısını güçlendirmeye çanak tutuyorlar. Biz her alanda sivilleşme, demokratikleşme hakim olsun diye mücadele ediyoruz. Bunlar kurumlar birbirine düşsün diye fitne çıkartıyorlar."
-HANİYE GRUBA KATILDI-
Başbakan Erdoğan'ın konuşması AKP Grup Salonu'na Filistin Başbakanı İsmail Haniye'nin gelişiyle bölündü. Salona alkışlarla gelen Haniye'yi Başbakan Erdoğan'da alkışlayarak selamladı. Haniye'nin TBMM'de tüm partileri ziyaret edeceğini ifade eden Erdoğan, sözlerine CHP'yi eleştirerek devam etti:
"CHP'den gelen açıklamalar da tam bir sorumsuzluk örneği olmuştur yetkililer ve genel başkan bu hadiseyi 33 Kurşun yani Mustafa Muğlalı olayıyla eş tutarak maalesef çok ciddi bir sorumsuzluk örneği sergilemiştir. Bu hadiseyi 33 Kurşun hadisesine benzetmek sorumsuzluk fırsatçılıktır. BDP'nin işleri bu, bazı medya kuruluşlarının yanlış bilgilendirme gayretlerini de anlıyoruz. Ama CHP'nin PKK'nın diliyle BDP'nin diliyle konuşmasına çıkması anlam vermekte zorlanıyoruz. CHP'nin üslubunun PKK ve BDP üslubuyla bu kadar örtüşmesi son derece dikkat çekicidir. Gerçi 12 Haziran'dan önce seçim meydanlarında gördüğümüz ittifakı şimdi de taziye çadırında görüyoruz. CHP'nin BDP'nin değirmenine su taşıması peşine takılması çok hazindir. Mustafa Muğlalı olayı CHP'nin eseridir. Kastı mahsusa ile işlenmiş bir cinayettir. Bizzat CHP ile de hesap sorulması engellenmiştir Van'ın Özalp ilçesinden Mustafa Muğlalı ismini indiren de AK Parti iktidarı olmuştur.
Bu hadisenin üzerine kararlılıkla gideceğiz, gidiyoruz, Uludere'deki acılı kardeşlerimizi yalnız bırakmacağız. Dün, Arınç gerekli açıklamaları yaptı. Onların acısını yüreğimizde taşıyacak, paylaşacağız. Atalay, yanında bakan ve milletvekilleriyle olayın ardından Uludere'ye gittiler ve Gülyazı'da ileri gelenlerle biraya geldiler tehditlere rağmen bir araya geldiler. Ben de telefonla oradaki kardeşlerimizle görüştük. Yapılması gereken neyse yapacağız. Biz işi geleceğe taşımayacağız, geçmişte olduğu gibi sürekli bunun üzerinden spekülasyon yapılmasına izin vermeyeceğiz, oturup konuşacağız, son vereceğiz. Yürekleri sarmak için ne yapılması gerekiyorsa yerine getireceğiz. Bu acı hadise üzerinden yürütülen kampanyalara tahriklere kimse prim vermesin, Bunların yaptıklarını görüyorsunuz. Burada olaş oluyor, BDP ve malum örgüt ne yapıyor, geliyor İstanbul, Adana, Mersin değişik yerlerde eylem yapıyor."
İstanbul'daki hareket halindeki bir otobüsün Molotof ile ateşe verilmek istendiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "içindeki halkımızın ne günahı var. Bunları Molotof ile ateşe vermek suretiyle o insanları ölüm tehdidiyle baş başa bırakma hakkına nasıl sahip olabilirsin" diye sorarak söyle devam etti:
"Bunun insani vicdani yanı var mı? Onun için biz molotof kokteylini de silah olarak yasalaştıracağız. Otobüs duraklarını ne günahı var. Cam çerçeve hepsini götürüyorlar insanlıktan bunlar nasibini almamış. Gerçekten bunlar müsvedde bile değil, çünkü müsvedde bir işe yarıyor.
Mağarada, nerede olursa olsunlar teröristler etkisiz hale getirilecekler. Sivillerin etkilenmemesi için. Meydanı ne teröre ne teröristlere ne terörün uzantılarına bırakmayacak onların tahriklerine boyun eğmeyeceğiz."(ANKA/SON)
(ÜNS/ÖMR) - Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan(3): 'Benim Derdim Kimseyi Korkutmak Değil' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?