Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, "( Gazze'de) Etkisi olan herkese, ateşkesin insan hakları ve insani gerekçelerle uzatılması konusunda çağrı yapıyorum." dedi.
Türk, Brüksel'de Avrupa Parlamentosu Yüksek Düzeyli İnsan Hakları Konferansı'nın açılışında konuştu.
İsrail ile Hamas arasında varılan uzlaşı sonucunda çatışmalara "insani ara" verildiğini hatırlatan Türk, bu durumun sivillere bir miktar rahatlama sağladığını ve bazı ailelerin uzun zaman sonra sevdiklerine kavuştuğunu kaydetti.
Türk, "Gazze genelinde insani yardıma erişim sağlanmalı ve bu sürdürülebilir olmalı. (Gazze'de) Etkisi olan herkese, ateşkesin insan hakları ve insani gerekçelerle uzatılması konusunda çağrı yapıyorum." ifadelerini kullandı.
Konferans, bir grup göstericinin "Gazze'de şimdi ateşkes" ve "soykırımı durdurun" sloganları atmasının ardından gecikmeli başladı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi her zamankinden daha kritik önemde
Türk, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin iki dünya savaşı, Holokost ve küresel ekonomiyi derinden sarsan 1929'daki "Büyük Buhran"ın ardından imzalandığını hatırlatarak mevcut gündemde bildirgenin "her zamankinden daha kritik" olduğunu vurguladı.
Rusya- Ukrayna Savaşı'nın yaklaşık 2 yıldır devam ettiğine işaret eden Türk, bu süreçte 6 milyon Ukraynalının da yerlerinden edildiğini belirtti.
Avrupa'da sığınmacıları hedef alan "ırkçı ve ayrımcı nefret söylemleri"
Türk, dünya çapında çok sayıda bölgede insan hakları ihlallerinin gerçekleştiğine işaret ederek Avrupa'daki sığınmacıları hedef alan "ırkçı ve ayrımcı nefret söylemleri" olduğuna da dikkati çekti.
Uluslararası işbirliği, diyalog ve dayanışma çağrısı yapan Volker Türk, sığınmacıların geri itilme ve toplu sınır dışı edilmelerinin durması, düzenli güç hatlarının kurulması gerektiğini söyledi.
Türk, sığınmacılar ve göçmenlere ilişkin son dönemlerdeki tartışmaların, Göç ve İltica Anlaşması çerçevesinde, insan haklarına saygılı ve adil bir şekilde ele alınması çağrısında bulundu.
"Nefret söylemindeki artış kutuplaşmayı arttırıyor"
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansının (FRA) ekim ayında yayımlanan raporu kapsamında yürütülen ankete atıf yapan Türk, katılımcıların 3'te 2'sinin hayatlarında çeşitli şekillerde ırk temelli ayrımcılığa maruz kaldığını belirttiğini hatırlattı.
Türk; Avrupa'da ırkçılık, ayrımcılık ve nefret suçu üzerine yürütülen pek çok araştırmanın, devletlerin bu alanda çabalarını iki katına çıkartması gerektiğine işaret ettiğini aktardı.
Dezenformasyon ve nefret söylemindeki belirgin artışın toplumlardaki kutuplaşmayı daha da derinleştirdiğini kaydeden Türk, "Radyo ve televizyon yayınları ve dijital medyanın yanı sıra siyasi söylem de birçok gruba karşı insanlık dışı bir dille doludur." ifadelerini kullandı.
Türk hem Orta Doğu'da hem de başka coğrafyalarda, rahatsız edici ve şiddet içeren Yahudi ve Müslüman karşıtı nefret olaylarının arttığının altını çizdi.
Avrupa'da barışçıl eylem ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların görüldüğüne dikkati çeken Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle Filistinli sivil kayıpları kınayan protestoları yasaklayan veya bunlara kısıtlamalar getiren ülkelerin sayısı endişe verici. Çoğu bu tür protestoları şiddet çağrılarıyla eş tutuyor. Liderler, geniş ve canlı bir sivil alanın sosyal uyum, adalet ve barış için hayati önem taşıdığını unutmamalıdır. Ortak insanlığımızı hatırlamamız gerekiyor."
"AB, dijital ortam düzenlenmesinde öncü rol oynuyor"
AB'nin insan haysiyeti, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun egemenliği ve insan haklarına saygı temelinde kurulduğunu ifade eden Türk, "Bugün, insan haklarını rehber edinen AB, dijital ortamın düzenlenmesinde öncü bir rol oynuyor." dedi.
Volker Türk, AB'nin dijital hizmetler ve piyasalara ilişkin getirdiği yeni kuralların, özgür ve açık bir çevrimiçi alan oluşturmak yolunda dünyadaki diğer düzenleyici çabalara model olabileceğini aktararak söz konusu kuralların dezenformasyonun önüne geçebileceğini belirtti.
Ayrıca Türk, "Ancak bu tür kuralların uygulamasının şeffaf, hesap verebilir ve uluslararası insan hakları standartlarına tam uygun olması önemlidir." diye konuştu.
Yapay zekanın insan hakları üzerinde etkileri olabilir
Yapay zekanın insanlık için önemli bir potansiyele sahip olduğunu aktaran BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk, "Bunun insan hakları üzerinde derin etkileri olabileceğini de biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Türk, yapay zekanın insan hakları üzerindeki etkisini çok geç olmadan dikkate alması gerektiği ve bunun muhtemel olumsuz etkilerinin hafifletilmesi için AB Yapay Zeka Yasası'nın "gerçek bir şans" olduğunu dile getirdi.
Öte yandan, iklim değişikliğinin neden olduğu insan hakları krizine değinen Türk, iklim değişikliğine en az etkisi olan kesimlerin bu krizden ise en çok etkilenenler olduğuna işaret etti.
Türk, AB'nin yenilenebilir enerjiye geçişte kayda değer adımlar atarak bu alanda da öncülük edebileceğini kaydetti.
Ayrıca Volker Türk, insan hakları ışığındaki çözümlerin, herkesin katkısına değer verilen, ayrımcılıktan uzak, eşit toplumlar inşa edeceğini de sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk: 'Gazze genelinde insani yardıma erişim sağlanmalı ve bu sürdürülebilir olmalı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?