1- BAŞAKŞEHİR'DE EHLİYETSİZ SÜRÜCÜ HAFRİYAT KAMYONUYLA DEHŞET SAÇTI
Kaza anı güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.
4 araca çarpıp işyeri önünde oturan 3 kişinin üzerine yönelen kamyondan kaçamayan esnaf ağır yaralandı
Haber-Kamera: Enver ALAS - İSTANBUL DHA
Başakşehir'de ehliyetsiz sürücüsünün kontrolünü kaybettiği hafriyat kamyonu araçlara çarptıktan sonra yol kenarındaki bir işyerine girdi. Güvenlik kamerasına yansıyan feci kazada kamyonun girdiği işyerinin önünde oturan bir kişi ağır yaralandı.
Başakşehir Şahintepe Mahallesi eski İstanbul Caddesi'ndeki kaza saat 10.45 sıralarında meydana geldi. Ehliyetsiz olduğu öğrenilen Abdülkerim Teksoy (20), kullandığı hafriyat kamyonunun kontrolünü kaybetti. Hafriyat kamyonun 4 arac çarptıktan sonra bir işyerine doğru yöneldi. Bu sırada caddede büyük panik yaşandı. İşyeri önünde oturan 3 kişi hızla kaçarken bir araç sürücüsü de geri geri giderek kamyondan kurtulmaya çalıştı. İşyerinin önünde oturan Sadrettin Can hafriyat kamyonundan kaçmayı başaramadı. Can aracın altında kalarak ağır yaralandı. Sadrettin Can ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
Kaza sonrası kaçan ehliyetsiz sürücü bir süre sonra çevredekiler tarafından yakalandı. Gözaltına alınan sürücü polis merkezine götürüldü
Görüntü Dökümü:
-----------
-Olayın güvenlik kamerası görüntüsü
-Aktüel görüntüler
-Olay yerinden detaylar
07.08.2018 - 11.21Haber Kodu : 180807040
07.08.2018 - 11.28 Haber Kodu : 180807041
07.08.2018 - 11.53 Haber Kodu : 180807047
===================
2- BTP GENEL BAŞKANI HAYDAR BAŞ'IN 10 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ; MAL VARLIĞINA EL KONULDU
Haber: Yüksel KOÇ/ İstanbul DHA
BTP genel başkanı Haydar Baş'ın "Yağmaya azmettirme" suçundan, 10 yıla kadar hapisi istendi. Mahkeme, dava kapsamında Haydar Baş'ın 3 milyon liralık malvarlığı üzerine tedbir koydu. Haydar Baş'ın yurt dışına çıkışı da yasaklandı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na 2014 yılında başvuran Meral Eraslan, Haydar Baş'a eşi ile olan ticari ilişkisinden doğan zarar nedeniyle zorla çok sayıda boş senedi imzalayarak verdiklerini, adlarına kayıtlı gayrimenkullerin de ellerinden alındığını iddia etti.
2015 yılında savcılık tarafından fadesi alınan Dr. Mustafa Eraslan, eşinin iddialarını doğrulayıp iki kişinin saldırısına uğrayarak ayağının kırıldığını ifade etti. 2014 yılında başlayan soruşturma 2016 yılında davaya dönüştü. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Haydar Baş, Lütfullah Önder ve Mustafa Eraslan'ı darp ettiği iddia edilen Maşallah Tarhan'ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında, "Nitelikli yağma" ve "Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması" suçlarından dava açıldı.
HAYDAR BAŞ İLK DURUŞMAYA KATILDI
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Aralık 2016 tarihinde ilk duruşmayı yaptı. Bu duruşmaya katılan Haydar Baş, maddi durumu kötüleşen şikayetçi Mustafa Eraslan'a borç para verdiğini savunarak, "Mustafa Eraslan'ın teklifi ile ortaklığımız söz konusu oldu. Kendisine 20 milyon dolar vermek suretiyle destek oldum. 5 milyon dolarını bana o yıl içinde ödedi. Kayseri'de fabrika kurduk, 30 milyon lira destek çıktık. Daha sonra bana ödemelerde aksaklık olduğunu fark ettim. Birinci sınıf malzeme kullanmak yerine 4-5. sınıf malzeme kullandığı için pazarlamasında sıkıntı yaşandığını anladım. 2010 yılında 1'er milyonluk 20 adet dolar senedi aldım. Bunlardan 5'i ödenmesi nedeni ile iade edildi. Borcunu ödemeyince tasarrufun iptali davası açtım" dedi.
Baş, "Ben 14 yıl boyunca bir siyasi partinin genel başkanlığını yapmış bir ilim adamıyım. Benim böyle işlerle ne gibi bir işim olabilir" dedi. Sanık Avukat Lütfullah Önder de Eraslan'ın uzun yıllar avukatlığını yaptığını belirterek, diğer sanık Haydar Baş'ın talebi ile şikayetçilerle görüştüğünü belirterek, zorla senet aldığı yönündeki suçlamayı kabul etmedi.
'BİZE KESİLMİŞ CEZA MAHİYETİNDE BU SENETLERİ BİZDEN ALDILAR'
Aynı duruşmada söz alan müşteki Mustafa Eraslan ise Haydar Baş'ın iddialarını yalanladı. Eraslan, "Lütfullah Önder bunlar birer imtihandır, zaten size geri verilecektir. Ben de zekatımızdan olsun mantığı ile ses çıkarmadım. Daha sonra bana 30 milyon ceza kestiler. Bize kesilmiş ceza mahiyetinde bu senetleri bizden aldılar. Benim baldızımla haber gönderdiler eşime, 'bak senin kocanı öldürecekler, hocam bunu engelliyor' mahiyetinde cümleler söylemişler. Bu nedenle bu senetleri imzaladık" dedi.
'CEMAAT ONU ÖLDÜRECEK'
Söz alan müşteki Meral Eraslan da, üzerinde oluşan manevi baskı nedeni ile davaya konu senetleri imzaladığını belirterek, "Bir gün Haydar Baş'ın veya eşinin telefonundan bizzat arandım. Bir çocuğun öldü, diğerlerinin de ölmesini istiyorsun gibi sözlerle tehdit edildim. Haydar Baş'ın dünürü olan ablam tarafından davet edildim. Aramızda geçen konuşmada bana 'Kocana söyle bu parayı ödesin, yoksa cemaat onu öldürecek, hocam onu tutuyor' dendi" iddiasında bulundu.
Tanık olarak dinlenen Mustafa ve Meral Eraslan'ın kızı Fatma Zehra Eraslan, ise Haydar Baş'ın babasını ölümle tehdit ettiği iddiasında bulundu.
"CEMAAT YAPILANMASI İÇERİSİNDE ŞAHISLARA ZORLA YARDIM ETMESİ TALEP EDİLİYOR"
16 Temmuz 2018 tarihinde yapılan 8. duruşmada söz alan müşteki Meral Eraslan, "Cemaat yapılanması içerisinde şahıslara zorla yardım etmesi talep ediliyor. Bizde baskı ve korku nedeniyle senetleri imzaladık ve bu nedenle borca itiraz etmedik. Cemaat yapılanması içerisinde sömürülen sadece biz değiliz. Bu yapılanma içerisinde bizler gibi başkalarına da senetler imzalatılıyor. Mahkemenin vereceği karar bizim gibi iradesi ipotek altına alınan bir çok kişi için emsal olacak niteliktedir. Ben bir hekimim. Bu şahıslarla ticari ilişkim yoktur. Bu senetleri niçin bende almışlar, bunu açıklayamıyorlar. Şikayetim devam ediyor. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi.
SAVCI: HAYDAR BAŞ'IN LİDERLİĞİNİ YAPTIĞI BİR CEMAAT YAPILANMASI SÖZ KONUSU
Cumhuriyet Savcısı Ercan Altuncu esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, sanık Haydar Baş'ın liderliğini yaptığı cemaat yapılanmasının söz konusu olduğu, şikayetçiler Mustafa ve Meral Eraslan'ın da cemaat ile mensubiyet ilişkisi içerisinde oldukları belirtildi. Diğer sanık Lütfullah Önder'in de Haydar Baş'ın talimatları doğrultusunda taraflar arasındaki ihtilafların çözümü için devrede olduğu belirtilen mütalaada, müştekilerin sanığın tehdit ve manevi cebir sözlerinin etkisi ile senetleri imzalayarak bu sanığa verdiği, bu sanığın da senetlerin boş kısımlarını doldurduğu anlatıldı.
HAYDAR BAŞ VE AVUKATI İÇİN 10 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
Mütalaada, Haydar Baş'ın, "Yağmaya azmettirme" suçundan, Lütfullah Önder'in de, "Yağma" suçundan 6'şar yıldan 10'ar yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. Sanık Mustafa Eraslan'ı darp etmekle suçlanan Maşallah Tarhan'ın, "Kasten yaralama" suçundan 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edilen mütalaada, diğer 8 sanığın beraatine karar verilmesi talep edildi.
3 MİLYONLUK MALVARLIKLARINA TEDBİR KONDU YURT DIŞINA ÇIKIŞLARI YASAKLANDI
Mahkeme, dava kapsamında Haydar Baş ve Lütfullah Öner'in 3 milyon liralık malvarlığı üzerine tedbir koydu. Haydar Baş ve Lütfullah Önder'in yurt dışına çıkışları da yasaklayan mahkeme, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını yapmaları için duruşmayı erteledi.
Görüntü Dökümü: (arşiv)
-Haydar Baş
07.08.2018 - 10.14 Haber Kodu : 180807009
======================
3- SAHTE BANKA REKLAMLARIYLA DOLANDIRICILARA 10 İLDE OPERASYON
Operasyon anı polis kamerasında
Haber-Kamera : Alper KORKMAZ/ İSTANBUL DHA
Sosyal medya üzerinden yayınladıkları sahte banka reklamlarlarıyla banka müşterilerini dolandıran şebeke İstanbul merkezli 10 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonla çökertildi. Polis helikopteri ve özel harekat polislerin de destek verdiği operasyonda 44 kişi gözaltına alındı. Operasyon anı polis kamerası, dolandırıcıların paraları çekme anları ise güvenlik kameraları tarafından görüntülendi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü sosyal medya üzerinden sahte banka reklamları yayınlayarak internet bankacılığına giriş yaptıkları taktirde ev, otomobil kazacaklarını belirten şebekeyi takibe aldı. Yaklaşık 6 ay süren teknik ve fiziki takip sonucu banka müşterilerinin bu yöntemle yaklaşık 600 bin lira dolandırıldığı belirlendi. Tespit edilen suç örgütü lideri, yöneticileri ve üyelerine yönelik operasyon düzenlendi. İstanbul merkezli Adana, Antalya, Kırklareli, Muğla, Kocaeli, Adıyaman, Kastamonu, Tokat ve Mersin'de düzenlenen helikopter destekli operasyonlar kapsamında 44 şüpheli gözaltına alındı.
Operasyonda çok sayıda cep telefonu, laptop, simkart ve hardisk ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından " Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak " suçundan Anadolu Adliyesine sevk edilen şüphelilerden 11'i tutuklanırken, 33 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
OPERASYON ANI KAMERADA
Operasyon anı polis kamerası tarafından görüntülendi. Görüntüler helikopter kamerasından özel harekat polislerinin binaya girmesiyle başlıyor. Girilen adreste polisin yaptığı aramalar ve gözaltına alınanlar kameraya yansıyor. Şüphelilerin dolandırdıkları kişilerden aldıkları paraları bankamatiklerden çekmesi de kameralara yansıdı.
Görüntü Dökümü:
-Operasyon anı polis kamerası
-Özel harekat polisleri
-Evlere girmesi
-Arama yapılması
-Ele geçirilenler
-Sağlık kontrolünden geçirilmeleri
-Paraları bankamatikten çekmeleri
-AKTÜEL GÖRÜNTÜ
-Ele geçirilen malzemeler
-Detaylar
07.08.2018 - 11.18 Haber Kodu : 180807039
===========
4- SAHTE PASAPORT VE EVRAK OPERASYONU KAMERADA
Haber- Kamera : Alper KORKMAZ/ İSTANBUL DHA
İstanbul'da bazı terör örgütü mensupları ile kaçak yollarla yurda giren kişilere sahte pasaport ve evrak düzenleyen bir kişi yakalandı. Operasyon anı polis kamerası tarafından görüntülendi.
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Türkiye'ye yasa dışı yollarla giren göçmenler ile bazı terör örgütleri üyelerine sahte pasaport ve evrak temin eden bir şüpheliyi takibe aldı. 2 Ağustos günü Avcılar'da bir adres giren ekipler, 7 ayrı suçtan aranan Erkan Ç'yi gözaltına aldı. Adreslerde yapılan aramada, yabancı ülkelere ait sahte 10 pasaport, 254 nüfus cüzdanı, 360 sürücü belgesi, 8 diploma, 7 tapu senedi, 2 ikamet izini, 1 adet pompalı tüfek ve çok sayıda sahte belge yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi.Operasyon anı polis kamerası tarafından görüntülendi. Görüntülerde evin içine giren polis ekipleri şüpheliyi gözaltına alırken, evde yaptığı aramalarda sahte evrak hazırlamakta kullanılan malzemeler gözüküyor. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Erkan Ç. tutuklandı.
Görüntü Dökümü
-Ele geçirilen evraklardan görüntü
-Ele geçirilen sahte pasaport ve kimlikler
-Laptop ve baskı aletleri
-Pompalı tüfek
-Polis kamerasından baskın anı
07.08.2018 - 12.05 Haber Kodu : 180807052
=================
5- 6 SANTİMLİK TAŞA TÜRKİYE'DE İLK DEFA UYGULANDI
İlknur SARGUT-Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, - İSTANBUL'DA yaşayan 67 yaşındaki Mürvet Gülbay, 5 yıldır çektiği ağrılardan ağrısız ve bıçaksız gerçekleştirilen bir buçuk saatlik operasyon ile kurtuldu. Bükülebilir sistem ile böbrek içindeki taşların kırılması yöntemiyle (Flexible) yapılan operasyonun taşın büyüklüğü açısından dünyada bir ilk olduğuna dikkat çeken Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Faruk Yencilek, "Amacımız bu kadar büyüklükteki taşın toz haline getirilmesiydi ve bunu başardık" dedi.
Bükülebilir sistem ile böbrek içindeki taşların kırılması yöntemi (Flexible) yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de uygulanıyor. Vücudun bütünlüğünü bozmadan kapalı yöntemle gerçekleştirilen operasyonda idrar yolunu tersinden yukarı doğru takip ederek böbreğe ulaşılıyor. Böbrekte bulunan taş lazer ile toz haline getiriliyor. Flexible yöntemini 2003'ten bu yana hastalarına uyguladığını belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Direktörü ve Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Faruk Yencilek, dünyada ve Türkiye'de ilk kez bu kadar büyüklükte bir taşı Flexible yöntemiyle kırdıklarını söyledi.
"BU BÜYÜKLÜKTE LİTERATÜRDE HENÜZ YOK"
Yıllardır binlerce hastanın ağrı ve acı çekmeden bu yöntemle tedavi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Faruk Yencilek, "Zamanla bizim kullanmış olduğumuz bu yöntemdeki tecrübemiz arttı. İlk başlarda daha küçük taşlarda uygulanan bu yöntemde son operasyonla 6 santime kadar ulaştık. Benim yaptığım literatür taramasına göre bu zamana kadar 6 santimlik bir taşa "bükülebilir sistemle böbrek taşının temizlenmesi" operasyonu uygulanmamıştı. Mürvet Hanım'ın geçirdiği operasyon ilk olma özelliği taşıyor. Temel amacımız bu kadar büyüklükteki taşın toz haline getirilmesiydi ve biz bunu başardık. Küçük küçük tozların atılması için böbrek içine bir stent yerleştirdik. Bir aylık süreçten sonra sistem tamamen temizlenmiş olacak ve biz o stendi alıp işlemi bitireceğiz" diye konuştu.
BÖBREK TAŞI KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ SEBEBİ
Türkiye'nin taş kuşağı denen sıcak kuşakta bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yencilek, "Ülkemizin yaklaşık yüzde 14'ünde böbrek taşı görülmektedir. Türkiye'de kronik böbrek yetmezliğinin en sık sebeplerinden biri böbrek taşı hastalığıdır. Dolayısıyla bunlar mutlaka tedavi edilmeli. Eğer böbrek taşları tedavi edilmezlerse ilerleyip böbreğe zarar veriyor. Ayrıca, unutulmamalıdır ki taşlar, sadece bir kere tedavi edildikten sonra yeterince takip edilmezse bu taşlar yeniden nüksedebiliyor. Taşların temizlenmesi bu açıdan önemli. Nasıl çocukluk çağında çocukluk hastalıkları için doğal risk grubuysak 40 yaşın üzerinde de hiçbir şikayetimiz olmasa bile ürolojik hastalıklar için doğal risk grubu olmaya başlıyoruz. Her ne kadar taşlar her yaşta görülebilse de, özellikle 40 yaş üstü herkes mutlaka bir kere ürolojik muayeneden geçmeli. Ailede taş hastalığı olanlar ve obezler dikkat etmeli, bol sıvı tüketilmeli, hareketli olmayan yaşam tarzını benimsemek yerine spor yapılmalı" ifadelerine yer verdi.
"ARTIK TAŞLARA BAKAMIYORUM"
Böbreklerinde 5 yıl boyunca ağrı yaşadığını anlatan Mürvet Gülbay, bir ağrı kesici ilaç alarak tedaviyi hep ertelediğini söyledi. İdrarında gördüğü kan sonrası soluğu hastanede aldığını ifade eden Gülbay, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Yapılan tetkiklerde önce enfeksiyon olduğu ortaya çıktı, ardından böbreğim 6 santimlik bir taş fark edildi. Bazı geceler çok fazla ağrım oluyor ve sabahı zor ediyordum. Operasyon sırasından ve sonrasında hiç ağrı çekmedim. Hastaneden bir gecede taburcu oldum. O kadar iyiyim ki halen inanamıyorum. Şu an kum döküyorum ama hiç sancım yok. Taşları idrardan toz halinde atıyorum. Bol bol su içiyorum. Kelimeler bile yetmiyor mutluluğumu anlatmaya. Bu zamana kadar bir hekime başvurmadığım için çok pişmanım. Herkese söylüyorum 'hemen gidip böbrek muayenesi olun' diye. Artık taşlara bakamıyorum ama çok iyiyim Allaha şükür. Kendime de inanamıyorum."
"GECELERİ UYKUSUZ KALIYORDU"
Annesinin ağrılar nedeniyle geceleri uykusuz kaldığını anlatan oğul Tarkan Gülbay ise "Ağrıları annemi çok huzursuz ediyordu. Geceleri uykusuz kalmasına neden oluyordu. Elimizden geldiğince ona yardımcı olduk. İdrardan kan gelmesiyle hemen harekete geçtik. Rahat bir şekilde hastalığı atlatmış olmasından dolayı çok mutluyuz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Mürvet Gülbay'ın muayene detayları
-Prof. Dr. Faruk Yencilek röportajı
- Ameliyat detayları
-Mürvet Gülbay röportajı
-Gülbay'ın oğlu Tarkan Gülbay'ın röportajı
-Anne ile oğlun tedavi sonrası hastaneden ayrılması
07.08.2018 - 10.58 Haber Kodu : 180807025_
=============
6- İNSAN DOKUSU KİŞİYE ÖZEL ŞEKİLLENDİRİLDİ, TÜRKİYE'DE UYGULANDI
Haber-Kamera: Buse ÖZEL - Ömer HASAR, İSTANBUL,
Bilim insanları insan kolajenini kişiye özel olarak şekillendirdi ve lens gibi üretilerek uygulandı. Türkiye'de birçok hastaya uygulanan ve biyolojik kornea (corneal inlay) adı verilen yöntem sayesinde hastalar hem yakın gözlükten kurtuldu hem de bugüne kadar uygulanan diğer yöntemlerine aksine insan kolajeni olduğu için gözde reaksiyon oluşma ihtimali en aza indirildi. Presbiyobi ve hipermetrop hastalarına uygulanabilen yöntem Türkiye'den sonra Avrupa'nın birçok ülkesinde de yapılmaya başlanacak.
"MEMNUN OLMAYAN HASTALAR ESKİ HALİNE DÖNEBİLİR"
Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aylin Kılıç, insan kolajeninden kişiye özel olarak üretilmesi nedeniyle biyolojik korneaya vücudun tepki vermediğini ve hastaların memnun kalmadığı takdirde tekrardan eski haline döndürülebildiğini belirtti.
Saç telinden daha ince hale getirilen biyolojik kornea daha çok yakını görmede sorun yaşayan 45 yaş üstü hastalarda uygulanıyor. Doç. Dr. Kılıç: "Yakın gözlükten kurtulmanın yanında hipermetroplarda, eskiden hipermetrop nedeniyle lazer tedavisi olmuş ve numarası geri dönmüş hastalarda, katarakt cerrahisi geçirmiş ve yakın gözlükten kurtulmak isteyenlerde de uygulanabiliyor" dedi.
İlki 1947 yılında denenen ancak yaklaşık 3 yıl önce fizik mühendisi Prof. Michael Mrochen ve Phd David Muller tarafından geliştirilen biyolojik kornea desteği yöntemi ile insan kolajeni yeniden şekillendirilerek kalıcı bir şekilde gözün yüzey tabakasına yerleştiriliyor.
"YAKIN GÖZLÜKLERDEN KURTULMAK İÇİN ALTERNATİF"
Hastaların memnun kalmadığı takdirde tekrardan lensi çıkarabildiğini söyleyen Doç. Dr. Kılıç yöntemi şöyle anlattı: "Bu teknik yakın gözlükten kurtulmak için yapılan alternatif yöntemlerden bir tanesi. Günümüzde 45 yaş üstünde yakın gözlüğe bağımlılığı düzeltmek mümkün ancak hiçbir teknoloji şu anda bize yüzde 100 sonuç vermiyor. Göz içi mercekler, lazer yöntemleri gibi yöntemlerle birçok hastamız fayda görse de biz alternatif çözümler üzerinde arayış içindeyiz. Bunlar arasında 'allograft corneal inlay' olarak adlandırılan yani biyolojik kornea desteği adını verdiğimiz, gözün ön tabakasına yerleştirilen, saç teli gibi incecik bir zar var. Bu zarı yerleştirdiğimiz zaman hastalarımız rahat ve net yakını görebiliyorlar. Her hastanın gözü bu yönteme uygun olmayabiliyor."
"İŞLEM 10 DAKİKA SÜRÜYOR"
İşlemin 10 dakika kadar sürdüğünü söyleyen Doç. Dr. Kılıç, gözden herhangi bir parça almadıklarını ve göze destek olarak ek bir parça yerleştirildiğini bu nedenle hastaların memnun kalmadıkları zaman işlemi geri döndürebileceklerini belirtti. Yöntemin tarihinin çok eskilere dayandığını da sözlerine ekleyen Doç. Dr. Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: "Artık günümüzdeki teknolojiyle bu kolajeni kişiye özel şekillendirerek daha ince, mikroskop altında bile zor seçtiğimiz incelikte, kişiye özel olarak üretilmiş durumda ve hastalarımıza rahatlıkla uygulayabildiğimiz bir yöntem."
"VÜCUDA UYUM SAĞLIYOR"
Yöntemi geliştiren ve daha önce de çapraz bağlama yöntemi ile keratokonus tedavisine önemli katıları bulunan Prof. Michael Mrochen, bu yöntem ile presbiyobi ve hipermetrop için çözüm bulunabildiğini belirtti ve şunları söyledi: "Öncelikle tedavi edebildiklerimize bakacak olursak presbiyobları ve hipermetropları tedavi ediyoruz. Yaşlandıkça okuma problemleri başlıyor. Bu tamamen yaş ile alakalı. Biz de gözde bu yaşın neden olduğu değişimleri düzeltebiliyoruz. Biz bu teknolojiler ile doğal dokuları kullanabiliyoruz. Bu doğal dokuları da işleyebiliyoruz. Bu işlemeden kastımız ise dokuyu alıyoruz ve lazer teknolojisiyle mikro lensler yaratıyoruz ve göze yerleştiriyoruz. Bu dokular biyolojik olarak uyumlu oluyor ve herhangi bir reaksiyona neden olmuyor. Diğer materyallerden çok daha büyük farklılıkları oluyor."
Görüntü Dökümü:
Doç. Dr. Aylin Kılıç ile röportaj
Prof. Michael Mrochen ile röportaj
Lens detay görüntüleri
============
Son Dakika › Güncel › Dha İstanbul Bülteni - 2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?