DHA YURT BÜLTENİ 8
Klasik araba tutkunu iş adamı, araçlarından birini Bahçeli'ye hediye etmek istiyor
BURSA'nın İnegöl ilçesinde iş adamı Abdullah Ezim, 10 yıl önce başladığı klasik otomobil koleksiyonunda bulunan 45 klasik araçtan birini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hediye etmek istediğini söyledi.
Yurt içi ve dışından araştırarak bulduğu parçalarla hurda halindeki araçları atölyesinde yeniden kullanıma hayat veren Abdullah Ezim, 45 olan klasik araç sayısını 70'e ulaştırmak istiyor. Ezim, klasik araba tutkusu olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de bu araçlarından birini hediye etmek istiyor. Abdullah Ezim, "10 yıl önce bir klasik araba sergisine gitmiştim. Orada böyle eski araçları görünce ben de klasik araba toplamaya karar verdim. 10 yıldan bu yana Amerikan klasik araçlarını topladım. Şu ana kadar 45 aracım oldu. Atölyede, hurda hale gelmiş klasik araçları yeniliyor, çalışır hale getiriyorum. Böylece güzel bir hobi edinmiş oldumö dedi. İnegöl'de mobilya ve kent müzelerinin bulunduğunu hatırlatan Ezim, "Bir tane de klasik araba müzesi neden olmasın diyerek bir çalışmam var. İnşallah nasip olur." dedi.
Araçların piyasa değerinin paha biçilemez olduğunu söyleyen Ezim, "Piyasa değeri satıcının psikolojisine bağlı. Bu işin belirli bir fiyatı yok, bu iş zevk işi ve hobi. Fiyatını bilmek mümkün olmuyor. 30 bin liradan 500 bin liraya kadar klasik araç varö ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de klasik araba tutkusunu bildiğini belirten Ezim, "Sayın Bahçeli'nin yolu buraya düştüğü zaman, biz de onun engin klasik tecrübelerinden istifade etmek isteriz. O günün şartlarında bakarsınız bir tane aracımızı Devlet Bahçeli'ye hediye ederizödedi.
Görüntü dökümü:
---------------------
-Genel görüntü
-İşadamı açıklama
-Detaylar
Haber/ Kamera: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa),
======================================
İlk kez drone gören yaşlı kadının tepkileri gülümsetti
Sinem ERYILMAZ/ İSTANBUL, - İzmir'de yaşlı bir kadının, ilk kez gördüğü drone'a tepkileri izleyenleri gülümsetti. İzmir'in Seferihisar ilçesinde drone ile çekim yapan gençlerin yanına gelen yaşlı kadın, yerden havalanan drone'u şaşkınlıkla izledi. İlk kez gördüğü drone'nun havadaki seyrini hayretle izleyen yaşlı kadının tepkileri ise hem drone ile çekim yapanları hem de görüntüyü izleyenleri tebessüm ettirdi.
Çekimin ardından yere inen drone'u severek, 'Sen hoş geldin, nereye gittin sen' diyen yaşlı kadının bu anları bir vatandaş tarafından cep telefonu ile kaydedildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------
Yaşlı kadının 'drone'yi izlemesi
Tepkileri
Drone'u sevmesi
======================================
65'lik gelin heyecanlanınca salon kahkahaya boğuldu
Coşkun MENEK/ ERZİNCAN, – ERZİNCAN'da huzurevinde tanışan ve arkadaşlıkları aşka dönüşen görme engelli 65 yaşındaki Fatma Karasu, 63 yaşındaki Cebrail Özdemir ile dünya evine girdi. İkinci baharını yaşayan çiftin nikah şahitliğini Vali Ali Arslantaş ve eşi Hatice Arslantaş yaparken, heyecanına yenik düşen gelin Fatma Karasu'nun nikah memurunun sorusunu tamamlamadan "evet" demesi şahitleri ve salondakileri güldürdü.
Yaklaşık 4 ay önce Refahiye Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde tanışan Cebrail Özdemir ile Fatma Karasu 2 ay içinde evlenme kararı aldı. Refahiye İlçesi'nde ki huzurevinde gerçekleşen nikah merasiminde çiftin şahitliğini Vali Ali Arslantaş ve eşi Hatice Arslantaş'ın yanı sıra Refahiye Kaymakamı Hatice Bayar Özdemir ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Muhammer Doğan yaptı. Refahiye İlçe Müftüsü Mahmut Bektaş'ın kıydığı nikah sırasında heyecanlı olduğu gözlenen gelin Fatma Karasu, Mütfü Bektaş'ın sorusunu bitirmeden "evet" diyince Vali Arslantaş ve beraberindekileri güldürdü.
Hiç evlenmeyen ve geçirdiği şeker hastalığı sebebiyle 7 yıl önce görme yetisini kaybeden Fatma Karasu ile 10 yıl sonra ikinci baharını yaşayan Cebrail Özdemir'in kıyılan nikahın ardından Vali Ali Arslantaş ve eşi çiçeği burnundaki çiftin evlilik yüzüklerini taktı, evlilik cüzdanlarını takdim etti. Vali Ali Arslantaş, çeşitli sebepler ve imkansızlıklar nedeniyle ailelerinden, evlatlarından ve yakınlarından gereken hizmeti göremediği için huzurevlerine sığınan bireylere Erzincan Valiliği olarak sahip çıkıldığını belirterek, en iyi koşullarda bakımları yapılan yaşlıların bu mutluluklarına tanıklık etmenin sevincini yaşadıklarını kaydetti.
Nikah sırasında heyecanlı oldukları için sempatik halleriyle dikkat çeken gelin ve damat Refahiye huzurevinde, kendilerine tahsis edilen özel bir odada kalacak.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Salondan görüntü
-Gelin ve damattan görüntü
-İlçe müftüsünün konuşması
-Gelinin erken evet demesi ve salondaki gülüşmeler
-Nikahtan görüntü
-Çiftin yüzüklerinin takılması
Haber-Kamera: Coşkun MENEK/ ERZİNCAN,
=====================
Adıyaman'da son 15 yılın en yüksek zeytin rekoltesi bekleniyor
ADIYAMAN'da, zeytin hasadına başlandı. Bu yıl kentte beklenen 4 ton rekoltenin son 15 yılın en yüksek rekoltesi olacağı belirtildi.
Adıyaman ve ilçelerinde ise kimyasal ilaç kullanılmadan üretilen zeytinlerin, Kasım ayı başından itibaren başlanan hasadında bu yıl 4 bin ton rekolte bekleniyor.
2012 yılında kentte zeytin hasadının bin ton olarak gerçekleştiğini, aradan geçen yıllar içerisinde ekim alanlarının genişletilmesi ile bu oranın şimdi 4 katına çıktığını anlatan hem çiftçi hem de zeytin işleme tesisi sahibi Musa Sönmüş, "Adıyaman'da son 15 yılın en büyük hasadını bekliyoruz. 2012 yılında bu miktar bin ton civarındayken bu yıl 4 bin tona yakın zeytin üretimi bekliyoruz" dedi.
Adıyaman'ın üretim alanı bakımından Türkiye'de 22'nci sırada olduğunu ifade eden Sönmüş, rekoltenin artmasıyla çiftçilerin zeytin üretimine daha fazla yöneleceğini kaydetti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------------
Hasat yapılan bahçe
Kadınların zeytin toplaması
Zeytinlerin çuvallara konulması
Ağaçtaki zeytinler
Tesiste zeytinlerin yağının çıkarılması işlemi
Musa Sönmüş ile röp.
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN
300 MB
======================================
Çatıda tehlikeli çalışma
SİVAS'ta 5 katlı binanın çatısında hiçbir güvenlik önlemi almadan yağmur oluğu tamir eden 2 işçi yürekleri ağza getirdi.
Kent merkezinde, Sularbaşı Mahallesi, Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan 5 katlı bir binanın çatısına çıkan 2 işçi, yerden metrelerce yükseklikte hiç bir güvenlik önlemi almadan yağmur oluğu tamir etti. Havanın yağmurlu ve çatının ıslak olması nedeniyle çatıda güçlükle yürüyen işçiler, yürekleri ağza getirdi. İşçilerden birinin düşme riskine rağmen çatının ucuna gelerek eğilip aşağıya baktığı görüldü. Çalışanların halat, baret gibi hiçbir önleme gerek duymayarak oluk tamir etmeye çalışmaları görenleri hayrete düşürdü.
Görüntü Dökümü:
-İşçilerin görüntüsü
-Çatıda yaptıkları çalışma
-Detaylar
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,
======================================
Siverek'te kamyonet devrildi, 6 belediye işçisi yaralandı
ŞANLIURFA'nın Siverek ilçesinde, yol yapım çalışmasında çalışacak belediye işçilerini taşıyan kamyonet, sürücüsünün kontrolünden çıkarak devrildi. Kazada, kamyonette bulunan 6 işçi hafif yaralandı.
Kaza sabah saatlerinde Siverek'e 35 kilometre uzaklıkta bulunan Ergen Mahallesi yakınlarında meydana geldi. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nin yol çalışmalarını yürüten çalışma ekibinin bulunduğu Hüseyin Al yönetimindeki 06 FM 5094 plakalı kamyonet, yağış nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada, sürücü ile kamyonette bulunan Mehmet Akansel, Yusuf Bağmancı, Mehmet Bayakbaya, Nedim Başıbeyaz ve Recep Çiftçi yaralandı. Yaralılar, çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 ekiplerince Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Acil serviste tedavisine başlanan yaralıların, sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
Ambulansların hastaneye gelmesi
Yaralıların ambulanstan indirilmesi
Yaralıların sedyede taşınması
Acil servis önü
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA
373 MB
===================================================
KAZADA 2 ÇOCUĞU ÖLEN ANNENİN GÖZYAŞI; YAŞAMIYORUM, SADECE NEFES ALIYORUM
MERSİN'de, kullandığı araçla Evrim (9) ve Ekin Çakmakçı (6) kardeşlere çarparak ölümüne neden olduğu iddiası ile tutuklanan Ramazan Topal'ın (68) yargılanmasına başlandı. Çocukların annesi Özlem Çakmakçı mahkemede, "Yaşamıyorum, sadece nefes alıyorum. Siz hiç, bir gecede 2 çocuğunuzu kaybettiniz mi? Anneyim, anneliğimi yitirdim" diyerek gözyaşı döktü.
Kaza, 2 Temmuz tarihinde Toroslar ilçesi Gözne yolu Sarnıç Tesisleri civarında meydana geldi. Ramazan Topal yönetimindeki 33 EAT 61 plakalı otomobil, Evrim ve Ekin Çakmakçı kardeşler ile yanlarındaki kuzenleri İlknur Emine Yalçın'a çarptı. Kazada, Çakmakçı kardeşler olay yerinde yaşamını yitirdi, Yalçın ise ağır yaralandı. Gözaltına alınan Ramazan Topal, tutuklanıp cezaevine kondu.
Topal hakkında Mersin 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Ramazan Topal, Evrim ve Ekin'in annesi Özlem ile babası Ali Çakmakçı ve tarafların avukatları katıldı.
'CEZAEVİ NEDİR BİLMEZKEN CEZAEVİNE GİRDİM'
Duruşmadaki ifadesinde üzgün olduğunu dile getiren Ramazan Topal, "Allah mekanlarını cennet etsin. Aileden sonra en çok üzülen kişi benim. Ömrümde karakola gitmedim. Cezaevi nedir bilmezken, cezaevine girdim. Yolda ışıklandırma yoktu. Virajı alırken karşıdan gelen aracın farları gözümü aldı. Yoldan geçenleri görmedim. 'Pat' diye bir ses gelince sağa çekip yaralılara koştum. Sürat yapacak bir ortam yoktu. Rampa çıkıyordum, ortalama hızım 45-50 kilometreydi" dedi.
'YAŞAMIYORUM, SADECE NEFES ALIYORUM'
Anne Özlem Çakmakçı ise, "Üstlerini örtmeye kıyamadığım 2 çocuğumu kaybettim. Benim hayatım karardı. Yaşamıyorum, sadece nefes alıyorum. Siz hiç, bir gecede 2 çocuğunuzu kaybettiniz mi? Karşı taraf olaydan kurtulmaya çabasında. Anneyim, anneliğimi yitirdim" diyerek gözyaşı döktü.
Baba Ali Çakmakçı da "Sanığın ifadelerinde samimiyet görmüyorum. Hızını yolun kusuruna göre ayarlaması gerekirdi. Bu kasten adam öldürmedir" diye konuştu.
Sanık avukatı tahliye talebinde bulundu. Mahkeme heyeti bu talebi reddedip dosyanın kusur tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırıp, duruşmayı erteledi.
'BU BİR TRAFİK CİNAYETİ'
Duruşma sonrasında adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Özlem Çakmakçı, şunları söyledi:
"Çok üzgünüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. 'Bir trafik kazasıdır' demiyorum. Bu bir trafik cinayeti. Trafik kurallarına uymayan birileri yüzünden çocuklarımı kaybettim. Bu acının tarifi yok. Sesimizi herkesin duymasını ve adalet istiyorum. 2 çocuğumu bir gecede kurallara uyulmadığı için insanların yaşam hakları elinden alındı. Bu olayın cinayet olduğunu düşünüyorum. Trafik cinayetleri kimsenin kaderi olmasın."
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Evrim ve Ekin kardeşlerin fotoğrafı
-Kaza anına ait kamera görüntüsü
-Adliyenin görüntüsü
-Aile ve yakınlarının adliyeden çıkışı
-'Evrim ve Ekin için adalet istiyoruz' yazılı pankart açılması
-Aile yakınlarından genel görüntü
-İki kardeşin fotoğrafından detay görüntü
-Anne Özlem Çakmakçı'nın detay görüntüsü ve açıklaması
-Baba Ali Çakmakçı'nın konuşması
-Adliye önündeki kalabalığın genel görüntüsü
-Evrim ve Ekin kardeşlerin fotoğrafı
(BOYUT: 259 MB) (SÜRE: 02.26 DK)
Haber-Kamera: Adnan AÇIKGÖZ/MERSİN,
=================================================
1.80 METRELİK ÇİNİ VAZO İLE GUİNNESS'E ADAY
BURSA'nın İznik ilçesinde, çini ve seramik ustalığı yapan Kadir Yılmaz (45), yaptığı 1 metre 80 santimetrelik çini vazo ile Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek için başvuru yaptı. Yılmaz, bu uzunlukta bir vazonunun ilk kez yapıldığını öne sürdü.
Tarihi ve doğal yapısının yanı sıra çini ve seramikleriyle ünlü olan İznik'te, 35 yıldır çini ve seramik ustalığı yapan Kadir Yılmaz, orijinal İznik işlemesiyle 1 metre 80 santimetrelik çini vazo yaptı. Yılmaz, Yaklaşık 3 ay boyunca üzerinde çalıştığı vazo ile Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek için başvurdu. Guinness'ten haber beklediğini söyleyen Yılmaz, bu uzunlukta bir çini vazonun dünyada ilk kez yapıldığını belirterek, "Bu vazo üzerinde 3 ay çalıştım. Görenler şaşırıyor, fotoğraf çekiniyorlar. İznik çinisinden yaptığım bu vazo ile Guinness'e adayım. Oradan gelecek haberi bekliyorum" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------
-Çinilerden ve dükkandan görüntüler
-1 metre 80 cm lik vazodan detaylar
1 dakika 20 sn
149 MB
Haber/Kamera: Mehmet BULDU/BURSA,
==================================================
TARİHİ CAMİNİN 4 ASIRLIK ÇİNİLERİ KAYBOLDU
ANTALYA'nın en eski Osmanlı camilerinden Tekeli Mehmet Paşa Camii, kayıp çinileriyle gündeme geldi. Tarih araştırmacısı Necmi Atik, caminin pencere alınlıklarındaki 4 asırlık 4 çininin kaybolduğunu söyledi. Atik, kadınlar bölümünde ise iki çininin üzerinin sıvayla kapatıldığını belirtti. Dünyaca ünlü tarihi Kaleiçi'nde, kentin simgelerinden Saat Kulesi'nin hemen yanında yer alan Tekeli Mehmet Paşa Camii, 1606-1616 yılları arasında Tekeli Mehmet Paşa tarafından yaptırıldı. 3 kapılı 16 pencereli cami tamamen taştan ve el işçiliği ile yıllara meydan okuyarak bugünlere geldi. CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın dedesinin 1920-1930 yılları arasında gönüllü imamlık yaptığı cami, bu yıl içinde ibadete kapatılarak Vakıflar Genel Müdürlüğü kontrolünde restorasyona alındı. 'Tekeli Mehmet Paşa Camii Onarım (Restorasyonu) ve çevre düzenlemesi' adı verilen çalışma sonrası cami, 2020 yılının Şubat ayında ibadete açılacak.
HIRSIZLIK VE TADİLAT KURBANI OLDU
Geçen yıl kapılarındaki altın yaldızlı figürlerden 3'ünün çalınmasıyla gündeme gelen cami, yakın zamanda kaybolan çinileriyle yeniden gündeme geldi. Kaleiçi'nde İslami dönem eserlerle ilgili çalışmalar yapan tarih araştırmacısı Necmi Atik, Tekeli Mehmet Paşa Camisi'ndeki araştırması sırasında, 11. yüzyılda yaşayan Tunuslu İslam bilgini İbnü'n-Nahvi'nin ünlü Münferice Kasidesi'nin beyitlerinin yazılı olduğu 6 çininin eksik olduğunu fark etti. Eksik beyitlerle ilgili çalışmalarını derinleştiren Atik, çinilerden ikisini, kadınlar için Cumhuriyet Dönemi'nde yapılan asma katın olduğu yerde üzeri sıvayla kapatılmış halde buldu.
DIŞARDAKİ 4 ÇİNİ KAYIP
Münferice Kasidesi'nin, caminin 16 penceresine 3'er beyit halinde çiniler üzerine işlendiğini belirten Necmi Atik, beyitlerin numaralarını takip ettiğinde dışarıdaki kapıların sağ ve solunda bulunan pencerelerin alnındaki 4 çininin yerinde olmadığını gördüğünü söyledi. Bu camiyi eşsiz ve benzersiz kılan özelliğinin pencere alınlıklarındaki Münferice Kasidesi olduğunu belirten Atik, "Kaside mihrabın sağında besmele ile başlıyor. 3'er beyitler halinde ayarlanmış ve caminin 16 pencere alınlıklarına eşit şekilde yerleştirilmiş. Fakat iç taraftaki 2 pencerenin alnındaki çininin üzeri sıvayla kapatılmış. Bu sıva belki açılabilir belki ama yeni bir şeyle karşılaştık. Dışarıdaki kuzey kapısının sağlı ve sollu, doğuda ve batıdaki kapıların sağlı sollu yer alan çinilerin olmadığını gördük. 410 yıllık, eşi benzeri olmayan bu çiniler nereye gitti bilmiyoruz" dedi.
Atik, yetkililerle yaptığı görüşmeler neticesinde iç kısımdaki çinilerin üzerinin açılacağını, dışarıdaki eksik parçaların yeniden yapılacağını öğrendiğini belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------
Cami dış detay
Cami tadilatı
Cami iç detay
Çini detay
Çini detay (cep telefonu
Necmi Atik detay
---------------
Röp: Necmi Atik,
Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA
=================================================
"ÖRGÜT ELEBAŞI GÜLEN'İN TALİMATIYLA, ADİL ÖKSÜZ BİZZAT TAKİP ETMİŞTİ"
2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararı sonrası, Ahmet Zeki Üçok, Kayseri Adliyesi çıkışında basın açıklaması yaparak, karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kayseri Adliyesi çıkışında avukatı Uğur Altun ile açıklama yapan Ahmet Zeki Üçok, "Hipnozla işkence olarak tarihimize kara bir leke olarak geçmiş olan bir Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) kumpas davası daha beraat ile sonuçlanmış oldu. Bu nedenle çok mutluyum" dedi. FETÖ'nün gerçek yüzünü ortaya koyduğu ve haksızlığı ortaya çıktığı için duyduğu memnuniyeti de dile getiren Hava Kuvvetleri eski Başsavcısı Üçok, "Özellikle şunu belirtmek isterim ki, FETÖ'nün gerçek yüzünü ortaya koyan Kayseri'de ki 'Işık Evleri' davası o dönemde bütün halkımızın gözünde fakir çocukları okutan, yurt dışında Türkçe Olimpiyatları düzenleyip, okullar açan, ulvi bir cemaat görüntüsünde olan FETÖ'nün, biz 2009 yılında TSK içindeki emirleri çalan, personelleri fişleyen, sahte emirleri Türk halkı ile TSK'nın arasını açmayan çalışan bir terör örgütü olduğunu ortaya koymuştuk. Bu durumda örgütü çok rahatsız etmişti. Yargılama sürecinde de gördüğünüz gibi Fetullah Gülen'in bizzat talimatı ile Adil Öksüz'ün de Kayseri'ye gelip davaya müdahale olduğu, aleyhime çevrilen bir davada hipnozla işkence yapmak gibi Türk Hukuk tarihinde daha önce hiç görülmemiş, son derece aşağılayıcı bir dava ile 7.5 yıl hapis cezası almıştım" şeklinde konuştu.
"FETÖ MAHKEMELERİNDE DEĞİL TÜRKİYE CUMHURİYETİ MAHKEMELERİNDE BERAAT ETTİM'
FETÖ kumpası sonrası yargılandığını ve 15 Temmuz sonrası yargıdan kumpas kuranların temizlendiğini ifade eden Üçok, "15 Temmuz darbesinden sonra FETÖ'nün yargı ve diğer kurumlarımızdan temizlenmesinden sonra bugün huzurlarınızda FETÖ mahkemesi önünde değil Türkiye Cumhuriyeti mahkemesi önünde yargılanıp, kumpas kurulduğunu anlattım. Mahkemede beraat kararı verdi. Böylece FETÖ'nün bir kumpasının daha sona erdiğini, adaletin yerine geldiğini düşünüyorum. Bütün bu yargılama sürecinde bana destek olan herkese teşekkür ediyorum. Umarım diğer kumpas davaları da bunun gibi beraat ile sonuçlanır" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Ahmet Zeki Üçok'un, Kayseri Adliyesi'nden çıkışından görüntü
-Ahmet Zeki Üçok'un beraat kararı sonrası açıklamaları
Diğer detay- genel görüntüler
Haber- Kamera: Samed Aydın SUN/KAYSERİ, DHA
391 MB
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 8 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?