Görüntü Dökümü :
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuşması CHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (1)
" (Suriye görüşmeleri) Türkiye'nin çıkarlarını koruyan bir politika izlerlerse biz hükümete her türlü desteği veririz. Eğer Türkmenleri de masaya oturturlarsa ki oturtmaları gerekiyor, o zaman Suriye sorununun çözümünde kesintisiz destek oluruz"
"Toplum, ahlaki temeller olarak sarsılıyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye görüşmelerinde Türkiye'nin çıkarlarını koruyan politika izlemesi ve Türkmenleri de masaya oturtması halinde Suriye sorununun çözümü için her türlü desteği vereceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Burada siyasetçilerin rolüne değinen Kılıçdaroğlu, kişiyi kanaat önderi yapan şeyin ahlaklı duruşu olduğuna dikkati çekti.
"Her dört kişiden biri depresyonda"-
İktidar partisini eleştiren ve Türkiye'nin şu anda ahlaki bir çürümüşlük içinde olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, bugüne kadar bunu birisinin çıkıp açıklıkla ortaya koymadığını öne sürdü.
Türkiye'de her 4 kişiden birisinin depresyonda olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, anti depresan ilaç kullanımının yılda 26 milyon olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, "İnsanlar niye depresyona girer? Hani evlerde huzur vardı? Hani bereket vardı bu ülkede? 26 milyon insan neden anti depresan ilaç kullanır? Bir Allah'ın kulu çıkıp bunu topluma anlatmalıdır" diye konuştu.
Boşanma olaylarının da hızla artığını dile getiren Kılıçdaroğlu, boşanma olaylarında 2002- 2014 yılları arasında yüzde 37,3'lük bir artış olduğunu savundu.
Ailenin temelden sarsılmaya başladığını belirten Kılıçdaroğlu, bu dönemde kadına yönelik şiddetin ise yüzde bin 400 arttığını öne sürdü.
Gaziantep'te bir işçinin "banka borçlarını ödeyemiyorum" diye kendini yaktığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bunun hesabını veriyorlar mı? 6 milyonu aşkın işsizimiz var, 17 milyonu aşkın yoksulumuz var. Ailelerin yüzde 85'i geçim sıkıntısı çekiyor. Bunlar devletin resmi rakamları" dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Neden intihar artar? Yüzde 33 artış var. Gencecik çocuklarımız intihar ediyor. Uyuşturucu... Son 13 yılda yaygınlaşan uyuşturucu, Türkiye'nin başına bir bela olmuştur. Din, iman edebiyatı yapıyorlar değil mi? Toplum, ahlaki temeller olarak sarsılıyor. Uyuşturucu bağımlığılında artış oranı yüzde 678. Uyuşturucu ticareti nedeniyle cezaevlerine girenlerin sayısındaki artış yüzde 355. Bugüne kadar bonzai kullanımındaki artış yüzde 300. Uyuşturucu kullanım yaşı 10 yaşa indi. Biz araştırma önergesi veriyoruz 'uyuşturucu olaylarını TBMM çözsün' diye. AKP, 'bunun araştırılmasına gerek yok' diyor. Düşünün AKP'nin nasıl bir Türkiye yarattığını? Bize göstermedikleri, toplumdan gizledikleri gerçekler bunlar. Fuhuşta, yüzde 790 oranında artış var. 300 bini aşkın kadın fuhuş çetelerinin elinde, esir ticareti gibi kullanılıyor. Bu Adalet ve Kalkınma Partisi ne yapıyor, bana söyler misiniz? Adalet bunların neresinde? Kalkınma bunların neresinde? Biz bunları sormayacak mıyız?"
CHP TBMM Grup toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)
"Benim karnım ağrımıyor, benim yüreğim ağrıyor. Ülkenin bir bölgesi Iraklaştı, Suriyeleşti, yerle bir oldu. Yüzbinlerce insan evini barkını terk etti, on binlerce çocuğumuz okula gidemedi, memleketin fidan gibi çocukları şehit oluyorlar, benim yüreğim ağrıyor, yüreğim. Ne karın ağrısı?"
-"Meşhur bir yalan var benimle ilgili 'SSK'yı batırdı' diye. Müfettiş ordusunu seferber ettiler, 'Acaba bu Kılıçdaroğlu'nun bir açığını bulabilir miyiz?' diye. Bulamazsın kardeşim. Senin müfettişlerin de rapor verdi, 'Yok öyle bir şey' diye. Ben kul hakkı yemem kardeşim, sen yersin"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Benim karnım ağrımıyor, benim yüreğim ağrıyor. Ülkenin bir bölgesi Irak'laştı, Suriye'leşti, yerle bir oldu. Yüzbinlerce insan evini barkını terk etti, onbinlerce çocuğumuz okula gidemedi, memleketin fidan gibi çocukları şehit oluyorlar, benim yüreğim ağrıyor, yüreğim. Ne karın ağrısı?" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, devleti yönetenlerin ettikleri yemine sadık kalmaları, ahlaklı ve erdemli tutumları, yaşamları, konuşmaları ve insan sevgileriyle millete örnek olmaları gerektiğini kaydetti.
Halka örnek olması gerekenlerin başında cumhurun başının geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Sen örnek oldun da biz sana saygısızlık mı yaptık?" diye sordu.
Cumhurbaşkanlığı makamının anayasayı, yasaları, hukuku gözetmek zorunda olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Liderlerin bir görevi vardır. Cumhurbaşkanlarının bir görevi vardır. Bakanların görevi vardır. Topluma örnek olmak zorundadırlar. Topluma örnek olmayı bırakıp ayrıştırır bir noktaya taşırsanız işte bu çürümeyle toplumu karşı karşıya bırakırsınız. Türkiye'nin geldiği nokta budur" diye konuştu.
Kanaat önderlerinin ahlakı yücelttikleri için bulundukları noktaya geldiklerine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir ülkenin cumhurbaşkanı ettiği yemine sadık kalmazsa topluma örnek olamaz. Toplumdaki bozulmayı, çürümeyi besler. 13 yıldır toplumdaki çürümeyi böyle beslediler. Din, iman edebiyatı yaptılar. Hangi dinde ahlak ikinci sınıf bir pozisyondadır? Hangi inançta ahlak çöp sepetine atılmıştır? Bana biri çıkıp söylesin. Böyle bir anlayışı biz kabul etmiyoruz."
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında, tek partili dönemde Meclis'e dört yolsuzluk davası geldiğini, tamamının da faillerinin Yüce Divan'a gönderildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, hiçbirine "bu bizim partilimizdir" denilmeden, her kuruşun hesabının sorulduğunu aktardı. Bu yaklaşımın ahlakın ahlakın göstergesi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, kendilerinin de bu yaklaşımdan yana olduğunu söyledi.
-"Benim çok şükür karnımdan yana bir ağrım yok"
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sayın Erdoğan, muhtarlar toplantısında bir konuşma yapıyor; 'Aslında bu zatın asıl karın ağrısını ortaya dökerim ama ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum. Ben de söyledim, nedir bu karın ağrısı bir öğrenelim. Benim çok şükür karnımdan yana bir ağrım yok, bir sorunum da yok. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; konuşurken hep dikkatli bir üslup kullanmaya özen gösteriyorum. Şimdi size söyleyeceğim kelimelerin hiçbirisi bana ait değil. Cumhurun başı olduğunu söyleyen zata ait. Zat sözcüğü de bana ait değil, o da ona ait. 'Ananı da al, git. Artistik yapma' diyen ben değilim, o. 'Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü' bunu söyleyen ben değilim, o. 'Ahlaksız, şerefsiz, rezil' söyleyen ben değilim, söyleyen o. 'Cibiliyetsizler' söyleyen ben değilim, o. 'Edepsizler' söyleyen ben değilim, söyleyen o. 'Cahil ve ahlaksız' söyleyen ben değilim, söyleyen o. 'Boyunlarındaki tasmalardan kurtardık' diyor gazetecilere. 'Gavur İzmir' söyleyen ben değilim, söyleyen o. 'Çirkef' söyleyen ben değilim, söyleyen o. 'Kitap taşıyan merkepler' söyleyen ben değilim, o. 'Edepsizlik, alçaklık, adilik' söyleyen ben değilim, söyleyen o. Şimdi bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; cumhurun başkanı olan kişi böyle konuşursa ne olacak bu memleketin hali? Bunları söylüyor ama diyor ki 'Benim terbiyem müsade etmediği için ona cevap vermiyorum' diyor. Lafa bakın. ya terbiyen müsaade etseydi ne olacaktı bu memleketin hali?"
-"Rakamları açıkladım. Şimdi çık söyle bakayım, SGK'yı kim batırdı?"
SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemle ilgili de gerçek olmayan ifadeler kullanıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "O kadar çok da yalan söylüyor ki hayret edersiniz. Meşhur bir yalan var biliyorsunuz benimle ilgili 'SSK'yı batırdı' diye. Ben de burada bir belge gösterdim, bütün müfettiş ordusunu seferber ettiler, 'Acaba bu Kılıçdaroğlu'nun bir açığını bulabilir miyiz?' diye. Bulamazsın kardeşim. Senin müfettişlerin de rapor verdi, 'Yok öyle bir şey' diye. Ben kul hakkı yemem kardeşim, sen yersin. Biz Allah'tan korkarız, kul hakkı yemeyiz. Ama sen tıka basa yersin, ben onu gayet iyi biliyorum" diye konuştu.
Kendisinin SSK Genel Müdürlüğün'den 1990 yılında emekli olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, o dönemde devletin SSK'ya, emekli aylıklarının ödenmesinde ortan çıkan finansman açığı için aktardığı paranın 2 milyar 750 milyon lira olduğunu söyledi. 2015 yılında SGK'ya aktarılan paranın ise 80 milyar 629 milyon lira olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben açık ve net soruyorum; SGK'yı kim batırdı? Üstelik ben genel müdürlük yaptığım dönemde emeklilik yaşı kadınlarda 38, erkeklerde 43'tü. Şimdi emeklilik yaşını 65'e çıkardın. Rakamları açıkladım. Şimdi çık söyle bakayım, SGK'yı kim batırdı? Ben mi batırdım, sen mi batırdın?" dedi.
-"Cepheleşmiş bir Türkiye'ye tanık olmak benim yüreğimi ağrıtıyor"
Sadece kendisini eleştirebilmek için iktidarın, SGK'ya aktardığı paranın miktarını gizlediğini de öne süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Diyor ki 'Kılıçdaroğlu benim rakibim değil'. Allah korusun. Ben senin rakibin olamam. Ben kul hakkı yemem. Kul hakkı yemeden nasıl senin rakibin olacağım? Ben yolsuzluk yapmam, rüşvet yemem, senin rakibin olamam. Kimse o konularda senin eline su bile dökemez. Açık ve net söylüyorum ve kendisine sesleniyorum; ey diktatör bozuntusu, benim karnım ağrımıyor, benim yüreğim ağrıyor. Ülkenin bir bölgesi Irak'laştı, Suriye'leşti, yerle bir oldu. Yüzbinlerce insan evini barkını terk etti, on binlerce çocuğumuz okula gidemedi, memleketin fidan gibi çocukları şehit oluyorlar, benim yüreğim ağrıyor, yüreğim. Ne karın ağrısı? Sınırlarımız kevgire döndü, tüm komşularla ilişkilerimiz bozuldu. Yeryüzünde itibarımız yerle bir edildi. Benim karnım değil, yüreğim ağrıyor. Memleketimde hukukun yok edilmesi, aydınların, gazetecilerin hapishanelere tıkılması, özgürlüklerin yok edilmesi, benim yüreğimi ağrıtıyor. İnsanların birbirine düşman edilmesi, cepheleşmiş bir Türkiye'ye tanık olmak benim yüreğimi ağrıtıyor. Yolsuzluk, yasaklar, yoksullukla pençeleşen 17 milyon kişiyi görünce benim yüreğim ağrıyor. ve ben, bu diktatör bozuntusunun yüreğinin olmadığını gayet iyi biliyorum. Daha doğrusu yüreği işkembesine indiği için, orada yok. Bir insanın yüreği işkembesine inmişse, ondan bu memlekete fayda gelmez. O nedenle bunun karın ağrısını gayet iyi biliyorum. 17-25 Aralık'ta yediklerinin midesinde sorun yarattığını gayet net biliyorum. 'Sen benim rakibim olamazsın' diyor? Doğru söze ne diyelim. Ben senin rakibin olamam, çünkü sende işkembe bende de yürek var. Şunu kabul ederim; 'Bir ülkenin cumhurbaşkanı böyle eleştirilmemeli'. Doğrudur. Ama hak etmiyorsa eleştirilmemeli. Hak ediyorsa ben eleştirmek zorundayım. Mazlumun hakkını korumak için, güzel ahlakı, hukuku, vatandaşın haklarını korumak için eleştirmek zorundayım."
Hiç kimsenin "Ben istediğimi yaparım" anlayışı içinde olamayacağını, hukukun ve kuralların herkes için geçerli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Söyledim yine söyleyeceğim; ya anayasal sınırlar içine çekilir, tarafsızlığını korur, saygı görür ya da ben eleştirmeye devam edeceğim" değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › Kılıçdaroğlu: 'Benim Yüreğim Ağrıyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?