Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "ABD Başkanı'nın mektubuna cevabımız esasen Barış Pınarı Harekatı'yla sahada verilmiştir. Bununla birlikte, diplomatik teamüllerden ve devlet adabından uzak bir üsluba sahip mektuba dair tepkimiz, ilgili Amerikalı yetkililere de iletilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmelerinde de bu doğrudan dile getirilmiştir ve getirilmeye de devam edilmektedir." dedi.
Oktay, 2020 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi ve 2018 Yılı Kesinhesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler sırasında konuştu.
Hükümetleri döneminde ulaştırma ve altyapı kapasitesini önemli ölçüde iyileştirdiklerini ve bu doğrultuda, bölünmüş yol uzunluğunu 27 bin 75 kilometreye çıkardıklarını belirten Oktay, 2003 yılında 34,4 milyon olan hava yolu toplam yolcu sayısını 2018 itibarıyla 210,9 milyona, iç hat yolcu sayısını ise 9,1 milyondan, 112,9 milyona yükselttiklerini söyledi.
Oktay, aktif havaalanı sayısını 26'dan 56'ya, dış hat uçuş noktalarını ise 60'tan 318'e çıkardıklarını ifade etti.
Özellikle kara yolu yatırımlarında, önceliğini ve yapılabilirliğini kaybetmiş yatırımları yatırım programından çıkarmak suretiyle rasyonelleştirmeye gittiklerini anlatan Oktay, ulaştırma sisteminin etkinlik ve verimliliğinin artırılabilmesini teminen, yük taşımacılığı odaklı demir yolu yatırımlarına odaklandıklarını belirtti.
Bu yatırımların diğer ulaştırma modları ile rekabet oluşturmayacak ve yük talebi ile uyumlu olacak şekilde yürütülmesini sağlayacaklarını dile getiren Oktay, demiryolu hatlarının hem yolcu taşımacılığı hem de yük taşımacılığı yapılabilecek şekilde dizayn edileceğini söyledi.
Oktay, tüm ulaştırma modlarında yeni altyapı arzından ziyade mevcut altyapının yeterli hizmet seviyesinde tutulmasına yönelik önleyici bakım-onarım yatırımlarına ağırlık vereceklerini kaydetti.
Söz konusu yatırımlar ve vizyonlarının sadece Türkiye için değil, Bakü-Tiflis- Kars hattı ve bu bağlamda Çin-Avrupa kesintisiz demiryolu projesi başta olmak üzere, uluslararası bağlantılar için de büyük önem taşıdığını vurgulayan Oktay, "Bu kapsamda Çin'den Avrupa'ya gitmek üzere yola çıkan ilk yük treni bugün itibarıyla Ankara'ya ulaşmıştır. Bu tarihi bir gelişmedir. Çin'in Şian şehrinden hareket eden yük treni Demir İpek Yolu üzerinden Ankara'dan geçip, Marmaray Tüp Geçidi'ni de kullanarak, Çekya'nın başkenti Prag'a ulaşacaktır. Ne yaptınız diyorsunuz ya... Bu gelişme, ülkemizin ulaştırma alanında küresel düzeyde geldiği ileri bir noktayı ve önemi de teyit etmektedir." diye konuştu.
Terörle mücadele
Türkiye'nin içeride ve dışarıda PYD/YPG/ PKK, DEAŞ, FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadele halinde olduğunu söyleyen Oktay, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terörle mücadelede köklü bir strateji değişikliğine gidildiğini belirtti.
Oktay, "Tüm terör örgütleriyle eş zamanlı, tüm güvenlik birimlerinin eşgüdümüyle yine terör unsurlarının tamamıyla, finansman kaynakları ile uluslararası bağlantılarıyla da mücadele stratejisi uygulanmaya başlanmıştır. Olay sonrası operasyon stratejisinden, kesintisiz operasyon stratejisine geçilmiştir. Tehlikeyi kendi sahamızda değil oluştuğu yerde yok etmeye odaklı bir mücadele anlayışı benimsenmiştir. Sadece elinde silah olan teröristle değil, o silahın teröristin eline gelme süreciyle de mücadele edilmeye başlanmıştır." dedi.
Uyuşturucu ticareti, kaçak göç ticareti ve terör örgütleri arasında güçlü bir finansman ilişkisinin söz konusu olduğuna işaret eden Oktay, "Her üç konuda gerçekleştirdiğimiz saha baskısıyla birlikte örgüt yapılarında önemli ölçüde gerileme ve zayıflama sağlanmıştır. Örgüte katılım, tarihin en düşük seviyesindedir. Buna karşılık sadece bu yıl 206'sı ikna yöntemiyle olmak üzere 289 örgüt elemanı da teslim olmuştur. Halihazırda PKK'nın dağlardaki mevcudu 600'ün altına inmiştir. Bu mücadelemiz sonuna kadar da devam edecektir." ifadesini kullandı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekatlarının başarıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Oktay, içeride ise İçişleri Bakanlığının tüm kolluk birimleriyle koordineli şekilde gerçekleştirdiği operasyonlarla terör örgütlerinin faaliyet kabiliyetinin önemli ölçüde kırıldığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Barış Pınarı Harekatımızla ülkemizin güvenlik endişelerinin giderilmesi, Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafazasına katkı verilmesi, bölge halkının PKK-YPG ve DEAŞ baskısından kurtarılması ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri için uygun ortamın oluşturulması hedeflenmiştir. Bunu da açıkça bütün dünyaya da ilan ettik." değerlendirmesinde bulundu.
Harekatın, uluslararası hukuk temelinde, Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkı ve BM Güvenlik Konseyinin terörizmle mücadeleye ilişkin kararları uyarınca yürütüldüğünü dile getiren Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında olduğu gibi, Barış Pınarı Harekatımızın planlama ve icrasında da sadece terör unsurları hedef alınmış, sivil halkın zarar görmemesi için gereken her türlü tedbire başvurulmuştur. 9-22 Ekim 2019 tarihlerinde başarıyla icra edilen operasyonla 4 bin 219 kilometrekare alan teröristlerden arındırılmıştır. Sınır hattımızdaki diğer alanların da teröristlerden arındırılmasına ilişkin Rusya ile varılan mutabakat çerçevesinde çalışmalar titizlikle devam etmektedir. Harekatta şu ana kadar etkisiz hale getirilen terörist sayısı binin üzerinde, terörden arındırılan meskun mahal sayısı 600'e yakındır. Harekatımız esnasında yine kahraman askerlerimizden 11 şehidimiz ve 149 gazimiz olmuştur. Suriye Milli Ordusunun 144 mensubu şehit olmuş, 558'i yaralanmıştır."
Terör örgütünün açtığı ateşler sonucunda 21 vatandaşın şehit olduğunu, 184 vatandaşın yaralandığını kaydeden Oktay, şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere de hayırlı ömür diledi.
Barış Pınarı Harekatı'nda şu ana kadar 269 DEAŞ üyesinin teslim alındığını, bunlardan Türkiye vatandaşı olanlara Türk kanunlarına göre işlem yapıldığını anlatan Oktay, yabancıların ise geri alacak ülkelere gönderildiklerini veya cezaevi/tutukevi tarzında yerlerde tutulduklarını bildirdi.
Oktay, 17 Ekim'de üzerinde anlaşılan ortak açıklamayla, Amerika Birleşik Devletleri'nin harekatın gerekliliğini ve meşruiyetini kabul ettiğini hatırlatarak, "Bu mutabakat ülkemizin meşru güvenlik çıkarlarının korunması bakımından güvenli bölgenin önemini ve işlevselliğini de tasdik etmiştir." dedi.
Rusya ile 22 Ekim'de Soçi'de varılan mutabakatla Türkiye sınırına mücavir Suriye topraklarının terörden arındırılması konusunda anlayış birliğine varıldığını anımsatan Oktay, "Her iki mutabakatın sahadaki uygulaması tarafımızdan yakınen izlenmektedir. Varılan mutabakatlar hilafına gelişmeler vuku bulduğu takdirde meşru müdafaa hakkımızın her zaman baki olduğu açıktır." diye konuştu.
Trump'ın mektubu
ABD Başkanı Donald Trump'ın gönderdiği mektuba ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Oktay, "ABD Başkanı'nın mektubuna cevabımız esasen Barış Pınarı Harekatı'yla sahada verilmiştir. Bununla birlikte, diplomatik teamüllerden ve devlet adabından uzak bir üsluba sahip mektuba dair tepkimiz, ilgili Amerikalı yetkililere de iletilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmelerinde de bu doğrudan dile getirilmiştir ve getirilmeye de devam edilmektedir." ifadesini kullandı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Oktay: 'ABD Başkanının mektubuna cevabımız esasen Barış Pınarı Harekatı'yla sahada verilmiştir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?