Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-9

Sınırda eylem hazırlığındaki terörist öldürüldüSuriye'nin Resulayn ilçesinden, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde görevli sınırdaki askerlere silahlı saldırıda bulunmaya çalıştığı belirtilen PKK/YPG'li 1 terörist, etkisiz hale getirildi.

19.03.2018 14:39
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sınırda eylem hazırlığındaki terörist öldürüldü

Suriye'nin Resulayn ilçesinden, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde görevli sınırdaki askerlere silahlı saldırıda bulunmaya çalıştığı belirtilen PKK/ YPG'li 1 terörist, etkisiz hale getirildi.

Suriye'nin Haseke kentine bağlı, terör örgütü PKK/YPG kontrolündeki Resulayn ilçesinden Ceylanpınar sınırında görevli askerlere yönelik silahlı saldırıda bulunmaya çalışan 1 PKK/YPG'li terörist, askerler tarafından fark edilerek, öldürüldü. Olayın ardından sınır hattında güvenlik önlemleri artırıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------------

Sınır hattı

Teröristlerin kontrol noktası

Zırhlı personel askeri aracı

Genel detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 66 MB

Haber-Kamera: Şafak SAĞ-ŞANLIURFA,

===========================================

Çanakkale'den Ankara'ya yürüyen 3 kadın İnegöl'e ulaştı

Çocuk istismarı, kadına şiddet ve doğa katliamlarına dikkat çekmek amacıyla '3 kadın 40 milyon ses' diyerek 3 Mart'ta Çanakkale'den Ankara'ya yürüyüşe geçen Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz, Bursa'nın İnegöl ilçesine ulaştı. 3 kadın, durakladıkları yerleşim merkezlerinde topladıkları imzaları TBMM Başkanlığı'na sunacak.

'3 Kadın, 3 Anne, 3 İnsan' sloganıyla Çanakkale'den yola çıkan, '3 kadın 40 milyon ses' diyerek 16 gündür yürüyen Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz İnegöl'e ulaştı. '3 Kadın', İtfaiye kavşağında, CHP İnegöl İlçe Başkanı Necmi Demir, CHP İlçe Kadın Kolları üyeleri ve ADD İnegöl Şubesi Başkanı Birol Atay ile kalabalık bir grup tarafından karşılandı. '3 Kadın' adına konuşan Dilek Taş, 3 Mart'ta yola çıktıklarını belirterek, "Bizim yürüyüşümüz son günlerde sistematik şekilde artan çocuk istismarı, işlenen cinsel suçlar, kadın cinayetleri, hayvanlara yönelik şiddet ve cinsel suçlar, doğaya yönelik talana dikkat çekmek içindir. Bunlara artık sessiz kalmamak, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyerek, yola çıktık. Günde ortalama 20 kilometre mesafe kat ediyoruz. İnegöl bizi sevgiyle kucakladı. Buradaki güzel insanlar, yüreklerini açtılar bize. Her birine teşekkür ediyoruz. Şu ana kadar hiç araç kullanmadan buraya kadar geldik" dedi.

HÜKÜMETTEN İSTEKLER

Taş, isteklerini şöyle sıraladı: "İstiyoruz ki; bizler çocuklara, kadınlara, hayvanlara ve doğaya yönelik saldırı, taciz, tecavüz ve cinayetleri önleyecek yasal düzenlemelerin aşağıdaki taleplerimizi dikkate alınarak düzenlenmesini istiyoruz. Çocuk haklarında; 18 yaşını doldurana kadar her birey çocuk olarak kabul edildiğinden işlenen cinsel saldırılar kategorize edilmeden bir bütün olarak ele alınmalıdır. Ne şekilde olursa olsun, çocuklarımıza yönelik cinsel istismar, tecavüz kapsamına alınıp sorumlular Cumhurbaşkanı affı dahil hiçbir indirimden faydalandırılmamak koşuluyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile cezalandırılmalıdır. Medeni kanunun 124. Maddesi; 18 yaşını doldurmadan evlenilemez şeklinde değiştirilmeli ve bu konuda yaş büyütme yolu tamamen kapatılmalıdır. Çocuk ve kadın istismarında psikolojik rapor zorunluluğu tekrar düzenlenmeli mağdurun beyanı esas alınmalıdır. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinayet konularında imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereği hızla yapılmalıdır. Tıpkı çocuklarda olduğu gibi kadına yönelik şiddet içeren iyi hal, tahrik indirimleri kaldırılmalı af kapsamından çıkarılarak ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasıyla cezalandırılmalıdır. Hayvanlara yönelik işlenen suçlar ceza kanunu kapsamında ele alınmalı, zulme uğrayan hayvanın sahipli olup olmadığına bakılmaksızın sorumlular cana kasıt ve kötü muameleden cezalandırılmalıdır. Hayvanlara yönelik cinsel suçlar da insana işlenmiş gibi cezalandırılmalıdır. Anayasanın 56. Maddesi, her bireyin sağlıklı çevrede yaşama hakkı olduğunu söylemekte. Bu maddeden hareketle yapılacak olan tüm yatırımların bölgesel ve evrensel etkileri gözetilmeli, bölgelerde yapılacak yatırım konularında bölgeden belirlenecek bilim insanlarının raporları göz önüne alınmalıdır. Tüm çevre konulu yatırım ve uygulamalarda şeffaflık sağlanmalıdır. Son olarak tüm bu konularla ilgili yapılacak komisyonlarda en az 2 STK, ilgili oda, meslek ve sendika sorumluları bulundurulmalıdır. Taleplerimiz bunlar. Bu anlamda imzalar topluyoruz. Sadece geçtiğimiz yerlerden değil, sesimizi duyan, güzergahımızın çok dışında olan Karadeniz'den, Güneydoğu'dan birçok anne, baba, iyi ve ahlaklı insan bulundukları yerlerden imza kampanyaları düzenleyerek bize destek olabilirler. Her zaman söylediğim bir şey var, bu siyasi değil insani bir harekettir. Bize destek veren, ana başlıklarımız altında bizimle kucaklaşmak isteyen herkes bizi büyütüyor, herkese kapımız ve gönlümüz açık. İnsanlığın rengi, dili, siyaseti, politikası olmaz. A partili çocuk farklı şekilde bağırmıyor, B partili kadın öldürüldüğünde farklı renk kan akmıyor, bir yerde ahlaksızlık olduğunda C partili alkış tutmuyor, hepimizin yüreği aynı şekilde yanıyor. Kendi fabrika ayarlarımıza geri dönme anlamında bütünleştiğimiz herkese kalbimiz, yüreğimiz açık. Yanımızda görmekten mutluluk duyarız." Dilek Taş, Hülya Kurt ve Nursel Karagöz, İnegöl'de verdikleri molanın ardından Ankara'ya gitmek üzere yürüyerek yola devam ettiler.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Kadınların yürüyüşünden görüntü

-Pankarttan görüntü

-Karşılayan vatandaşlardan görüntü

-Kadınların açıklamasından görüntü

-Genel ve detay

Haber: Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa),

============================================

Cumhurbaşkanının tartışma yaratan sözüne bestekar Sakman'dan değerlendirme

Muğla'nın Bodrum ilçesinde, müzisyen ve bestekar Vedat Sakman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstiklal Marşı ile ilgili sözlerini değerlendirirken"Onlarca yıldır söylediğimiz İstiklal Marşı'nın böyle kalması gerekir. Hiçbir değişiklik yapılmaması gerekir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstiklal Marşı ile ilgili olarak "En büyük üzüntüm bu emsalsiz marşın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin bulunamamış olmasıdır. O beste ile güftenin birbirini tamamlaması çok önemlidir. Burada bestekarlara büyük iş düşüyor" sözlerini, İstanbul ve Bodrum'da yaşayan, Bodrum'da oğluna ait bir eğlence mekanında çalışan müzisyen ve bestekar 69 yaşındaki Vedat Sakman değerlendirdi. Sakman, şöyle konuştu: "Bu konuda prozodi (müzik ile sözlerin uyuşmaması) hatasından bahsediliyor ancak prozodi hatasına girersek koskoca bir divan müziğini de sorgulamamız lazım. Çünkü orada da prozodi hataları çoktur. Müzikte bir kelimeyi olağanın dışında uzatıp yayarsanız, bu prozodi hatası olur. Bu hataların o kadar çok olduğunu görüyoruz ki özellikle yeni dönem müziklerde de çok fazla var. İstiklal Marşımız konusuna gelince, bu asla biz müzisyenlerin haddi değil. Çünkü İstiklal Marşı'nın sosyolojik durumu müzikal halinin çok çok önüne geçmiştir. Bu nedenle bunu sosyologlara sormak lazım. Bu konu bizi aşmış durumdadır. İstiklal Marşı'ndaki bu hatalar düzeltilir mi buna sosyologlar karar vermeli. Milyonlarca insanın dinlediği, benimsediği ve çok değerli olan bir marşı nasıl değiştirirsiniz. Değiştirdiniz insanlar onu nasıl algılar, benimser bilemiyorum. Ben İstiklal Marşı'nın aynen kalmasından yanayım. Çünkü neden? Gördüğünüz eski tip bodrum evlerinin yapımında da hata vardır ancak günümüze kadar gelen evlerin hiçbirinde orijinalinden oynanmamıştır, yapılar korunmuştur. İstiklal Marşı da böyledir. Orijinali gibi kalmalıdır, aynı olduğu gibi kalmalıdır."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Bodrum Kalesi manzaralı sahilde Vedat Sakman ile röp.

Haber- Kamera: Yaşar ANTER/ BODRUM (Muğla),

============================================

Sınıfa gizli kamera koyan veliye suç duyurusu

Sivas'ta çocuğuna öğretmeni tarafından şiddet uygulandığını düşünen memur Hüseyin Y., sınıfa gizli kamera yerleştirerek kayıt yaptı. Öğretmenin öğrencilere yönelik hakaretlerini kayda alan veli hakkında Milli Eğitim Müdürlüğü sınıfa izinsiz kamera yerleştirmekten suç duyurusunda bulundu.

Sivas'ta Mehmet Akif Ersoy Mahallesi'nde oturan Hüseyin. (32) ve Meral Aynur Y. (38), çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü, İnönü İlkokulu 1'inci sınıfa giden Y.E.Y.(6) anne ve babasına, kadın sınıf öğretmeni A.Y.'nin şiddet uyguladığını ve devamlı hakaret ettiğini söyledi. Bunun üzerine anne ve babası sınıf öğretmeni ve okul idaresiyle bu konuyu bir kaç kez görüştü. Ancak görüşmelerinde her defasında çocuğun yalan söylediği ve böyle bir durumun söz konusu olmadığı ifade edildi. Bunun üzerine baba Hüseyin Y. internetten sipariş verdiği gizli kamerayı 2 hafta önce sınıfın ecza odasına yerleştirerek görüntü kaydı aldı. Baba Hüseyin Y. fiziksel şiddet görüntüleri elde edemese de, öğretmenin çocuklara yönelik sözlü şiddette bulunduğunu ispatladı. Okul idaresi ve Sivas İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından konuyla ilgili hem yasal hem de idari inceleme başlatıldı. Aynı zamanda Okul idarecileri ve öğretmenler Sivas Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunup, okulda izinsiz görüntü alan veliden şikayetçi oldu. İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Altınsoy da konuyla ilgili incelemenin sürdüğünü söyledi.

'İYİ Kİ KAMERAYI YERLEŞTİRMİŞİM'

İnternetten aldığı kamerayı, öğlen oğlunu okula bırakırken sınıfın ecza dolabına yerleştirdiğini aktaran baba Hüseyin Y. "Okulun ilk döneminde ben ev değiştirdim. O dönemde üçüncü çocuğum oldu. Oğlum da okula başladı. İlk haftalarda biraz sıkıntı yaşadık. Oğlum, arkadaşlarıyla kavga ettiği için eve gözü mor geldi. İdare ile görüşüp sınıfını değiştirdik. Onlar da sağ olsunlar kabul etti başka bir sınıfa geçtik. O sınıftaki öğretmeni başlarda önyargılı davrandı. 'Problemli bir çocuk mu, neden sınıf değiştirdi' diye. Biz de izah ettik durumu, kabullenmesini söyledik. 2-3 hafta sonra çocuk bize okula gitmek istemediğini söyledi. Neden olarak, 'Öğretmen beni dövdü, kafama üç kere vurdu' dedi. Öğretmenle görüştük. 'Öyle bir şey yok, çocuk okula gelmemek için yalan söylüyor, genelde olur böyle şeyler' dedi. Biz de bunun üzerine çocuğu telkin ederek tekrar okula gönderdik. Ufak tefek sorunlarla ilk dönemi kapattık. İkinci dönem oğlum geldi 'Öğretmen beni yine dövdü, kafama kitapla vurdu, ayağıma da tekme attı' dedi. Bu sefer eşim gidip görüştü. Eşime de 'Çocuk bana iftira atıyor öyle bir şey yok' dedi. Okul müdürü olayın takipçisi olacaklarını söyledi ama bir şey yapılmadı. Çocuk, sonraki günlerde de defalarca öğretmenin kızıp, hakaret ettiğini bize anlattı. Bunun üzerine gidip müdür, müdür yardımcısı, rehberlik öğretmeni ile görüştük. Müdür bizi geçiştirmeye çalıştı. Ben de bu olayın üzerine 'her mevkiye çıkacağım, siz bu olayı çözemezseniz ben çözeceğim, gerekirse sınıfa kamera yerleştirelim' dedim. 'Sınıfta kamera yasak' dediler. 'Yasak da olsa o kameranın koyulması lazım. Siz koymazsanız ben koyarım, size de izletirim' dedim. İnternetten araştırdım bir tane kamera buldum. Sipariş verdim, 2 gün sonra geldi. Oğlumu öğlen okula götürünce kamerayı da ecza dolabına bırakıp gidiyordum. Bakan onun kamera olduğunu görür. Bir hafta boyunca yaptım. Çıkan görüntülerde çocuğumun sonuna kadar haklı olduğunu, doğru söylediğini anladım. İyi ki de kamerayı yerleştirmişim. Çocuk okula başladığından beri aynı şeyleri söylüyordu. Beni şaşırtan da bu baskılara rağmen çocuğumun okulda başarılı olması. Velilere tavsiyem çocuğunuzu dinleyin, yalan söyleyip söylemediğini zaten anlarsınız." dedi.

Baba Hüseyin Y., çocuklarını bir başka okula aldırmak istediklerini de sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Velinin görüntüsü

-Sınıfa koyduğu gizli kamera

-Kamera ile kaydettiği görüntüler

-Velinin görüntüsü

-Öğrencinin konuşması

Haber-Kamera:  İrfan ÖZŞEKER-Hakan KALELİ/SİVAS,

=============================================

Çanakkale ruhunu yaşatan cephe

AİLE ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürlüğü, Çanakkale Zaferi'nin 103'üncü yıl dönümünde Konak meydanına temsili olarak Çanakkale cephesi oluşturdu. Cephede o dönem yaralanan askerleri canlandıran kurum çalışanları, vatandaşların yoğun ilgisi ile karşılaştı. Etkinlik kapsamında ayrıca buğday çorbası, üzüm hoşafı ve karabuğday ekmeği dağıtıldı.

İzmir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Çanakkale Zaferi'nin 103'üncü yıl dönümü nedeniyleler İzmir'in Konak ilçesinde temsili olarak Çanakkale cephesi kurdu. Bu yıl dördüncü kez düzenlenen etkinlikte, cephede savaşarak yaralanan askerler, kurum çalışanları tarafından canlandırıldı. Ayrıca oluşturulan mevzilerde de yine o dönem canlandırılmaya çalışıldı. Etkinliğe vatandaşlar da yoğun ilgi gösterdi. İzmirliler, temsili cephede bulunanlarla fotoğraf çekmek için adeta birbirleri ile yarıştı. Etkinliğin düzenlendiği alana gelen İzmir Valisi Erol Ayyıldız ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, bir süre cephede dolaşıktan sonra, kurulan çadırda vatandaşlara; buğday çorbası, üzüm hoşafı ve karabuğday ekmeği dağıttı. Etkinlikte konuşan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Nesim Tanğlay, Çanakkale şehitleri anısına böyle bir etkinlik düzenlediklerini belirtti.

"O DÖNEMİ YAŞATMAK İSTEDİK"

O dönemi yaşamak istediklerini dile getiren Nesim Tanğlay, "Cephedeki o ruhu hem biz yaşamak istedik hem de İzmirli vatandaşların yaşamasını istedik. Onların hangi şartlarda o savaşı verdiklerini, hangi şartlarda mücadele verdiklerini hem bir kez daha hatırlatmak hem de buralara nerelerden, hangi zorluklardan geçerek geldiğimizi tekrar anımsatmak istedik" dedi. Yaralı bir askeri canlandıran Engin Yıldız da, üstlendiği bu görev ile birlikte o dönem yaşananları hissettiğini söyledi. Herkesin Çanakkale ruhunu hissetmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, yaşananların unutulmaması gerektiğini vurguladı. Yine cephedeki bir askeri canlandıran Hasan Kasap da insanlara o günleri yaşatmak için çabaladıklarını söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-----------------------------

-İzmir Valisi Erol Ayyıldız ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan'ın buğday çorbası dağıtması

-Oluşturulan cepheden yaralı askerleri canlandıran kurum çalışanları

-Aile ve Sosyal Politikalar İzmir İl Müdürü Nesim Tanğlay'ın açıklaması

-Cephedeki temsili askerlerle röp.

-Cepheden genel ve detay görüntüler

Haber: Umut KARAKOYUN -Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

=============================================

Tedavi olmayı bekleyen yaralı at boğazı kesilerek öldürüldü-Yeniden

Aydın'ın Efeler ilçesindeki Büyükşehir Belediyesi'ne ait hayvan barınağında tedavi edilmeyi bekleyen yaralı atın boğazı kesilerek öldürülüp, gömüldüğü ortaya çıktı. Atı gömülü olduğu yerden çıkaran hayvanseverler, polise şikayetçi olup, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Aydın Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı, "At bize getirildiğinde 3 kurşunla vurulmuş yaralı haldeydi. Kurtarılma durumu mümkün değildi. Kanın boşaltılarak öldürülmesi gerekiyordu. Bu nedenle o yöntem kullanıldı. Bu kanunlara aykırı bir durum değil. Hayvanseverlerin yaptığı kazı ise izinsiz. Asıl bu yapılan bir suç. Bu konuyla ilgi olarak da Büyükşehir Belediyesi avukatları hayvanseverler hakkında suç duyurusunda bulunmuştur" denildi.

Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin Efeler ilçesindeki Orta Mahalle'de bulunan hayvan barınağında av tüfeğiyle göğsünden 3 kurşunla vurulduğu için tedavi olmayı bekleyen bir atı göremeyince merak edip, soran bir grup hayvansever, "öldüğü ve bu nedenle yakındaki bir araziye gömüldüğü" cevabını aldı. Durumdan şüphelenen hayvanseverlerden Şenay Tekinbaş, polisi arayıp, şikayetçi oldu. Ardından da Tekinbaş ve beraberindeki hayvanseverler, atı gömüldüğü yerden çıkarmak için iddiaya göre, Büyükşehir Belediyesi'nden yardım istedi ancak yetkililerinin yardım gelmedi. Bunun üzerine Tekinbaş ve beraberindekiler, barınağın yakınındaki araziye gidip, atın gömüldüğü yeri kazma, kürek yardımıyla açtı. Ardından, gelen bir forklif yardımıyla at gömüldüğü yerden çıkartıldığında boğazında kesik yarası olduğu ortaya çıktı. Atın hastalıktan değil boğazı kesilerek öldürüldüğünü ileri süren Tekinbaş ve beraberindeki hayvanseverler soluğu savcılıkta alıp, suç duyurusunda bulundu. Savcılığın yaptığı incelemenin ardından at yeniden aynı yere gömüldü. Bu yapılanın hayvan katliamı olduğunu belirten Şenay Tekinbaş, "Belediye ekipleri hayvanın boğazını keserek suç işlemişlerdir. Hayvan tedavi edilemeyecek durumda olsa bile ilaçla öldürülmesi gerekiyor, bu bir katliamdır. Sorumluların hakettiği cezayı alması için konunun takipçisi olacağız" dedi.

"KANIN BOŞALTILARAK ÖLDÜRÜLMESİ GEREKİYORDU"

Aydın Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı'ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada, "At bize getirildiğinde 3 kurşunla vurulmuş yaralı haldeydi. Kurtarılma durumu mümkün değildi. Kanın boşaltılarak öldürülmesi gerekiyordu. Bu nedenle o yöntem kullanıldı. Bu kanunlara ve nizamlara aykırı bir durum değil. Hayvanseverlerin yaptığı kazı ise izinsiz. Asıl bu yapılan bir suç. Bu konuyla ilgi olarak da Büyükşehir Belediyesi avukatları hayvanseverler hakkında suç duyurusunda bulunmuştur" denildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Atın gömüldüğü yerden görüntü

-Kazılan çukurdan görüntü

-Vatandaşlardan görüntü

-Boynu kesilen atın görüntüsü

-Atın çıkarılması

-Genel ve detay

Haber- Kamera: AYDIN,

=============================================

Yaşlılar Haftası etkinliği

Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölümü tarafından 'Yaşlılar Haftası' kapsamında, Yaşlılar Haftası Etkinliği düzenlendi.

Akdeniz Üniversitesi kampüs içinde gerçekleştirilen farkındalık yürüyüşüne, Tazelenme Üniversitesi öğrencileri katıldı. Etkinlikte konuşan Edebiyat Fakültesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, yaşlanmak isteyenin yaşamak zorunda olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tufan, "Doç. Dr. Güllüşan Başıbüyük yürütücülüğünde bir hafta sürecek programın ilk adımını atıyoruz. Hocamıza ve farklı kuşaklardan katılan öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Böyle bir algıyı toplumda görülür hale getirdikleri için ayrıca teşekkür ediyorum. Bugün ülkemizde anne rahminden başlayıp son nefesine kadar yaşamın içersinde nefes alan herkesin günüdür. Bugün sadece yaşlıların değil. Yaşlanma haftası dolayısıyla programla ülkemizde bir farkındalık yaratıyoruz" diye konuştu.  Yaşlılar Haftası etkinliklerinin ülkemizde farklı zamanlarda farklı yerlerde kutlandığını söyleyen Doç. Dr. Güllüşan Başıbüyük ise "Gerontoloji Bölümü olarak sosyal sorumluluk projemiz olan Tazelenme Üniversitesi öğrencilerimizle bu farkındalığı oluşturmak için ilk gün farkındalık yürüyüşü planladık. Nüfusumuz hızla yaşlanıyor. Yaşlılık döneminin sağlıklı ve başarılı geçmesi için neler yapılabilir, nasıl yaşlanabiliriz şeklindeki ilk adımdan biri, spor ve egzersizin hayatımızda bulunması. Dolayısıyla bugün öğrencilerimizle ufak bir yürüyüşle farkındalık yaratacağımızı düşünüyoruz" diye konuştu. Tazelenme Üniversitesi ikinci sınıf öğrencisi Raziye Türkan Bağ, "Burada çok şey öğreniyoruz, hayatımıza çok şey kattı. Temel derslerimiz var, yaşlı sağlığı fizyolojisi, farmakoloji, dermatoloji, diş sağlığı gibi derslerimiz var. Bugün sağlık için spor deyip, arkadaşlarımızla birlikte kısa bir yürüyüşümüz olacak" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------

-Tazeleme üniversitesi öğrencilerinin spor yaparken görüntüleri

-RÖP 1: Raziye Türkan Bağ

-RÖP 2: Prof. Dr. İsmail Tufan

-RÖP 3: Doç. Dr. Güllüşan başıbüyük

-Fakülte dış plan görüntü

-Tazeleme öğrencilerinin toplu görüntüsü

-Öğrencilerin marş söyleyerek yürümelerinden görüntü

-Detaylar

480 MB/// 04.22 (HD)

Haber: Erol AKKIR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement