Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün bazı gazeteler, baktım şunu söylüyor; 'Erdoğan, bir Misakımilli dedi, ortalığı karıştırdı.' Ben demedim, tarih bunu böyle kaydetti. Tarihin kaydına girmiş olan böyle bir gerçeği biz unutacak mıyız? Bunları konuşmayacak mıyız? Bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yok. Tam tersine biz, bu ülkelerin topraklarında gözü olanlara, bu ülkelerde yaşayan kardeşlerimizi etnik ve mezhep esaslı ayrıştırmalarla yeni çatışmalara sürüklemek isteyenlere karşıyız. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen "29. Muhtarlar Toplantısı"nda Adana, Ardahan, Balıkesir, Bilecik, Çorum, Erzurum, Kars, Kırklareli, Mersin, Rize, Siirt, Sinop, Tekirdağ ve Tokat'tan gelen muhtarlara hitap etti.
Avrupa ülkelerinde yabancı düşmanlığının yükseldiğini ve buna ilk ve en sert tepkiyi kendilerinin verdiğini belirten Erdoğan, "Niçin; çünkü oralarda 5 milyonu aşkın Türkiye kökenli veya ülkemiz vatandaşı insanımız yaşıyor. Hatta buna Türkistan, Afganistan, Orta Asya gibi uzak coğrafyalardan gelerek, Avrupa'ya yerleşmiş kardeşlerimizi de ilave etmemiz gerekir. Onların da haklarını, hukuklarını gözetmek, sıkıntılarına çözüm bulmak bizim vicdani görevimizdir. Üstelik, Irak ve Suriye meselesini konuşurken vicdani duruşumuz yanında, tarihi ve hukuki haklarımızı da dikkate almak mecburiyetindeyiz." dedi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi biz 'tarihi ve hukuki haklar' deyince, 'Lozan' deyince birileri çıkıyor, hemen 'Sizin Irak ve Suriye topraklarında gözünüz mü var?' diyor. Bugün bazı gazeteler baktım şunu söylüyor; 'Erdoğan, bir Misakımilli dedi, ortalığı karıştırdı.' Ben demedim, tarih bunu böyle kaydetti. Tarihin kaydına girmiş olan böyle bir gerçeği, biz unutacak mıyız? Bunları konuşmayacak mıyız? Bizim hiç bir ülkenin topraklarında gözümüz yok. Tam tersine biz bu ülkelerin topraklarında gözü olanlara, bu ülkelerde yaşayan kardeşlerimizi etnik ve mezhep esaslı ayrıştırmalarla yeni çatışmalara sürüklemek isteyenlere karşıyız. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz.
Her zaman söylediğim gibi, bizim fiziki sınırlarımız başkadır ama gönül sınırlarımız bambaşkadır. Avrupa'dan Afrika'nın derinliklerine, Akdeniz'den Orta Asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarına kadar tüm coğrafyalardaki kardeşlerimiz gönül sınırlarımız içerisindedir. Bizim için Balkanlar yüreğimizin bir yanı, Kafkaslar öte yanıdır. Hal böyleyken ısrarla bizim Irak ve Suriye'deki gelişmelerin dışında kalmamızı isteyenlerin iyi niyette olabilmesi mümkün müdür? Binlerce, on binlerce kilometre uzaklıktan geleceksin müdahale edeceksin, 'hakkım var' diyeceksin. Neymiş; 'oradaki merkezi yönetim davet etti, çağırdı onun için geldik.' Tamam da benim bir tarafta 911 kilometre sınırım var, öbür tarafta 350 kilometre sınırım var ve sınırlarım tehdit altında, yüzlerce insanım bu arada şehit oldu, öldü ama ben diyeceğim ki 'Elinizi kolunuzu sallaya sallaya girebilirsiniz.' Böyle bir şey olabilir mi? Ben Halep'i Gaziantep'den, Haseki'yi Mardin'den, Musul'u Van'dan nasıl ayrı görebilirim? Böyle bir çarpık bakışın hesabını ne ecdadımıza ne de torunlarımıza veremeyiz bunu böyle bilesiniz."
Türkiye yer alacak
"Buradan bir kez daha ifade ediyorum, Türkiye, Irak ve Suriye'de yaşanan her gelişmenin içerisinde mutlaka yer alacaktır." diyen Erdoğan, "Terör örgütlerine karşı verdikleri mücadelede gerekiyorsa diplomatik ve askeri gücümüzle de oralardaki kardeşlerimizin yanlarında bulunmakta kararlıyız." dedi.
Erdoğan şunlara işaret etti:
"İşte Suriye'de varız. Özgür Suriye Ordusu mensupları ile birlikte Cerablus'tan başladık, Rai'den Dabık'a kadar indik şimdi sırada El-Bab var. Birileri ısrarla Özgür Suriye Ordusu ve Türkiye'yi El-Bab'tan uzak tutmak istiyor. Tabii biz bu ısrarın gerisindeki niyeti biliyoruz. Biz, DEAŞ terör örgütü ile PYD/ YPG terör örgütleri ile bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu çabanın gerisinde sınırlarımız boyunca oluşturulamayan terör koridorunu biraz aşağıdan da olsa tesis etme amacı var. Biz buna rıza göstermeyeceğiz. Hatta en kısa sürede Mümbiç'i PYD terör örgütünden temizlemekte kararlıyız. ya çıkacaklar, terk edecekler Fırat'ın ötesine doğuya gidecekler, gitmedikleri takdirde gereğini biz yapacağız.
Biz Amerikalı dostlarımıza söylüyoruz, 'DEAŞ ile mücadele mi? Gelin beraber yapalım. Bizim ne PYD'ye ne de YPG'ye ihtiyacımız yok. Bunu beraber yapabiliriz.' Terör örgütünü neden yanımıza alıyoruz? Terör örgütünün iyisi kötüsü olur mu? Eğer DEAŞ'a 'düşman' diyorsanız, El-Nusra DEAŞ'a karşı savaşıyor ama siz El-Nusra'yı da o zaman terör örgütü ilan ediyorsunuz. Bu nasıl bir iş? Bize göre hepsi terör örgütü, iyisi kötüsü olur mu? Benim teröristim iyi, seninki kötü, böyle bir anlayış olamaz."
"Mezhep savaşına izin vermeyeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınır güvenliğinin sağlanacağının ayrıca Irak'ta bir mezhep savaşına izin vermeyeceklerinin altını çizerek şöyle devam etti:
" Kilis'ten Kırıkhan'a doğru uzanan bölgeden ülkemize yönelik tehditleri bertaraf etmek için gerekirse orayı terör örgütlerinden temizlemeyi gündemimize aldık, alıyoruz. O bölgeden gelen teröristlerin ülkemizde eylem yapıp geri geriye Suriye'ye kaçmasına göz mü yumacağız? Unutulmasın ki bu mesele bizim için bir beka meselesidir. Artık terör örgütlerini güvenlik görevlilerimizin ve vatandaşlarımızın kanı, canı pahasına kendi sınırlarımız içerisinde kesinlikle karşılamayacağız. ya ne yapacağız? Sorunu kaynağında çözeceğiz. Şu anda Suriye'de oluşturulmaya çalışılan her terör bölgesi, bize yönelik doğrudan bir tehdittir. Bunu adı ister DEAŞ olsun, ister PYD olsun, ister PKK olsun hangi isim olursa olsun fark etmez Türkiye'nin gözünde hepsi de bir an önce kafaları ezilmesi gereken terör örgütleridir. Diğer yandan Irak'ta da varız. Daha etkin şekilde var olmayı sürdüreceğiz, Musul'daki, Kerkük'teki kardeşlerimizi yalnız bırakamayız. Bizim tarihi, kültürel birlikteliğimiz var, akrabalık bağlarımız var. Irak'ın göz göre göre bir mezhep savaşına itilmesine rıza göstermeyeceğiz.
DEAŞ, İslam'ın Sünnilik yorumunu istismar ederek Müslümanları katletmişti, şimdi Irak'ta İslam'ın bu noktada Şiilik yorumunun istismarı üzerinden yine Müslümanları katledecek başka terör örgütleri sahaya sürülmeye çalışılıyor. Biz işte bu oyunu bozmak için mücadele ediyoruz. DEAŞ bahanesi ile bölgede 10 yılı aşkın bir süredir Müslüman kanı dökenlerin, şimdi aynı işi başka örgütler eli ile yürütülmesini istemiyoruz."
Türkiye'nin hem Suriye hem de Irak'ta etkin bir şekilde var olmak için geçerli her türlü gerekçeye sahip olduğunun altını çizen Erdoğan, buna rağmen sürekli ithamlara maruz kalındığını ve engellenmeye çalışıldığına işaret etti. Erdoğan, "Peki soruyorum; DEAŞ operasyonunda yer alan diğer ülkelere, bize çıkarılan engeller niçin çıkartılmıyor? Bunun cevabını versinler." ifadesini kullandı.
Erdoğan, "Bu tezgah eski Türkiye'de işleyebilirdi ama bugünkü Türkiye'nin böyle bir durumu kabul edebilmesi mümkün değildir." dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?