MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Paralelciler PKK'yı kollayacaklar, Diyarbakır Bağlar'da gerçekleştiği iddia edildiği üzere, operasyon bilgilerini sızdıracaklar, istihbarat ve güvenlik kaosu yaratacaklar, biz de buna sessiz kalacağız öyle mi? Yok öyle yağma, yok öyle bir dünya." dedi.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, kendilerini kaygılandıran başka bir hususun da devlet içinde yuvalandığı söylenen paralel yapılanmalarla ilgili açıklamalar olduğunu bildirdi.
"Cumhurbaşkanı'nın geçtiğimiz günlerde basına düşen bir demeci şayet doğruysa, devlet içten kelepçelenmiş, sırtından hançerlenmiş demektir." ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Erdoğan, son günlerdeki şehit sayısındaki artış sebebinin paralel yapıya yakın polis ve askerlerden kaynaklandığını dile getirmiştir. Bu itiraf delilli ve ispatlı bir tahkikatın neticesi ise ister paralel, ister yamuk, ister küp şeklinde olsun; vatan hainlerinin, devlet düşmanlarının, Türkiye'nin karşısında yer almış muhalif cephenin alayının birden hakkından gelmek hükümetin siyasi namus borcudur. Paralelciler PKK'yı kollayacaklar, Diyarbakır Bağlar'da gerçekleştiği iddia edildiği üzere, operasyon bilgilerini sızdıracaklar, istihbarat ve güvenlik kaosu yaratacaklar, biz de buna sessiz kalacağız öyle mi? Yok öyle yağma, yok öyle bir dünya. Bunlar kim ya da kimlerse hükümet ibreti alem için isimlerini tek tek, unvanlarını bir bir açıklamalı, bu çürümüşleri, bu kansızları deşifre etmelidir. ve de gereken her ne ise derhal yapmalı, paralelin kökünü kurutmalıdır."
Türk milletinin, tarihin en önemli sınavında olduğunu belirten Bahçeli, "Bugün yaşananlar 1990'lı yıllara taş çıkartmaktadır. Bizim vazgeçecek toprağımız, çizecek sınırımız, kaybedecek insanımız, terk edecek yurdumuz, sönecek yuvamız yoktur. Milli mukavemeti kırmak her babayiğidin harcı da olamayacaktır. Vatan namus simgesidir, millet şeref nişanesidir, devlet ebed müddet varlığımızın, egemenlik haklarımızın garantisidir. Ne namusumuzu çiğnetir, ne nişanemizi yerlerde süründürür, ne de tarihi çıkarlarımıza halel getiririz." diye konuştu.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçtiğimiz hafta ABD'deki Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katıldığını anımsatan Bahçeli, ancak bu ziyarette nükleer güvenlik konusunun ikinci plana düştüğünü savundu.
Bahçeli, Erdoğan'ın, ABD'ye intikali sırasında havalimanından itibaren başlayan olumsuzluklar ve nezaketsiz muamelelerin, gözlerinden kaçmadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim Cumhurbaşkanı'na bakışımız bellidir. Bugüne kadar aramızda geçen yoğun ve kıyasıya siyasi mücadeleler de unutulacak türden değildir. Ancak Erdoğan, ABD'de Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmiştir. ABD yönetiminin havalimanında Erdoğan'ı bir manga askerle karşılamaya layık bulması bir defa Türkiye'ye haksızlık ve saygısızlıktır. AKP'li Dışişleri Bakanı'nın bir avuç insandan oluşan karşılama kuyruğuna telaşla girip ön safa geçmesi ve de durumu kurtarmaya çabalaması hiçbir gerçeği değiştiremeyecektir. ABD, stratejik ve model ortaklığını kızağa almış gibidir. Anlaşılan müttefiklik hukuku da bekleme odasındadır."
Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesinde bazı medya kuruluşlarında yer alan haberlere değinen Bahçeli, "Özellikle İranlı şarlatanın savunulması, bu kara paracının bey olarak anılması işin bir başka tuhaf ve talihsiz yönü olmuştur. İranlı karanlık simanın farklı odak ve çevrelerle mukayesesi, gönüllü avukatların Türkiye'den müdahil olma gayretkeşliği trajikomik olduğu kadar skandaldır." diye konuştu.
Bahçeli, "En sonunda Obama ile Erdoğan Beyaz Saray'daki Kırmızı Oda'da görüşünce yandaş mahfiller muratlarına ermişler, bunu sanki ABD'nin yeniden fethi gibi sunmuşlar, derin bir nefes almışlardır." değerlendirmesinde bulundu.
"Elbette bu ikili arasında nelerin görüşüldüğüne dair bilgimiz tarafların paylaştığı kadardır. Bunun dışında yorum yapmamız isabetli olmayacaktır." diyen Bahçeli, görüşmeye ilişkin cevaplandırılmasını istediği soruları şöyle sıraladı:
"Erdoğan, Türkiye- Suriye sınırının 98 kilometrelik hattında halen IŞİD'in elinde bulunan Menbic'e yönelik YPG ilerleyişine göz kırpmış, ümit vermiş midir? Kırmızı Oda'da Erdoğan'ın PYD'ye karşı yumuşadığı, bu konuda ikna sürecine girdiği iddialarında gerçeklik payı var mıdır? YPG'nin Fırat'ın batısına geçmesi halinde vurulacağı Obama ile Erdoğan arasında konuşulmayacak bir detay olarak değerlendirildiğine göre, Nusaybin'de Mehmetçiği, polislerimizi şehit eden bu katil örgütün yayılmasına, ABD desteğiyle stratejik noktaları ele geçirmesine hükümet gözünü kapatacak mıdır? Muhtemel Menbic operasyonunda Türkiye'ye bir rol verilmiş, başkent Ankara temelli şartlar sonuna kadar savunulmuş mudur? Üçüncü olarak, İranlı kara paracının kefaretten vazgeçmesi ve hakkındaki yığınla iddialar Kırmızı Oda'da Obama tarafından gündeme getirilerek bir tehdit enstrümanı olarak kullanılmış mıdır? ABD yönetiminin YPG'yi kara gücü olarak gördüğü belli ve sabitken, Doğu ve Güneydoğu'daki terör saldırıları konusunda Obama'nın dikkati çekilmiş, tespiti yapılan ilişkiler ağı gösterilmiş midir?"
Devlet Bahçeli, Ankara'daki ABD Büyükelçiliğinin, kendi vatandaşlarından, Türkiye'deki 19 ile terör faaliyetleri gerekçesiyle gitmemelerini istediğini anımsatarak, bunun aymazlık ve bir akıl tutulması olduğunu bildirdi.
Bahçeli, "Yıllarca terör örgütleriyle kapalı devre irtibat kuran, canilerin Kandil'de barınmasına ortam açan ABD'nin Türkiye'yi kötülemesi ve itibarıyla oynaması ayıplı, hastalıklı bir tavırdır. ABD terörden bu kadar çekiniyor, vatandaşlarının canından endişe ediyorsa, o zaman PYD'yi, PKK'yı niçin ve hangi insanlık değeri adına silahlandırmakta, üzerimize kışkırtmaktadır?" dedi.
-"Obama'nın uydusu, ABD'nin sözcüsü..."
Bahçeli, Erdoğan'a basın özgürlüğü ve demokrasi hatırlatması yaparken oldukça asabileşen Obama'nın, sıra terör örgütlerine gelince yelkenleri indirdiğini ve gözlerini yumduğunu belirterek, "Teksaslının, Arizonalının, Newyorklunun canı candır da Yozgatlının, Manisalının, İzmirlinin, Ankaralının canı patlıcan mıdır? Kenyalı Obama'nın, Kaliforniyalı varken, Konyalı Hasan'ı düşünmesini beklemiyoruz; ama hiç olmazsa insani ve vicdani erdem ve ölçülerin yanında durmasını istiyor, bunun da hakkımız olduğunu düşünüyoruz." ifadesini kullandı.
"Erdoğan, ABD'de buz gibi bir çehreyle karşılaşmıştır. Bunun Türkiye adına bir kayıp olduğunu söylemek lazımdır." diyen Bahçeli, Erdoğan'ın ve Obama'nın, görüşme sonrasındaki açıklamalarını da anımsattı.
Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
"Yabancı bir ülkenin devlet veya hükümet başkanının, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, hele bir de misafirse, gıyabında veya yüzüne karşı yaptığı eleştirisine sıcak ve normal bakamayız. Erdoğan'ın çok hatası vardır, kaldı ki bunu devamlı söylüyoruz. Erdoğan çok çam devirmiş, çok gönül kırmış, çok umut yıkmıştır. Bunu da biliyoruz. Fakat Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı yabancı bir ülkede hiç kimsenin parmak sallamayacağını da bir o kadar biliyor ve bunu savunuyoruz. Obama giderayak terör örgütleriyle bağ ve bağlantısı konusunda durum muhasebesi yapmalı, sözünü bilip pişirmeli, ağzını derip devşirmelidir. Bizim bu duruşumuzdan istifade eden fitnenin ve tezviratın makineli yuvaları yine ileri geri birçok çarpıtma ve suçlama getireceklerdir. Ancak biz Türk milliyetçisiyiz, Obama'nın uydusu, ABD'nin sözcüsü, yanlış ve yalanın da müdafaacısı değiliz. Şunu da görmemiz ve hakkı teslim etmemiz lazımdır ki, AKP'nin imaj ve saygınlığı ile Erdoğan'ın eski popülaritesi kalmamıştır."
"Erdoğan'ın, ABD'de, bu ülkeyi kast ve ima ederek; üst aklın Türkiye'de oyun oynadığını, Türkiye'yi bölmek, parçalamak, güçleri yeterse yutmak istediğini söylemesinin, hazin ve ibret verici bir görüş olduğunu" savunan Bahçeli, "Fakat aynı Erdoğan, Türkiye açısından geçmişte olduğu gibi bugün de ABD ile ilişkilerimizin vazgeçilmezliğine vurgu yapmaktadır. Madem üst akıl tehlike saçmaktadır; o halde bugüne kadar Türkiye'nin 14 yıldır ABD yörüngesinde fırıl fırıl dönmesi, eline avucuna bakması nasıl izah edilecektir? Bunda Erdoğan'ın hiç mi suçu, hiç mi vebali yoktur? Üst akıl tarafından kurgusu yapılan, senaryosu yazılan, Türkiye'yi kapsamına alan Büyük Ortadoğu Projesi'ne bizim köylü Mehmet Ağa mı eşbaşkan olmuştur?" ifadesini kullandı.
"Erdoğan'ın haklı olarak eleştirdiği ve kendisine karşı öbek öbek toplanıp tepki gösteren PKK, YPG, yeniden faaliyete geçtiği anlaşılan ASALA ve paralelciler, düne kadar kimin dostluk, ortaklık ve kardeşlik çemberindeydi?" sorusunu yönelten Bahçeli, "Obama'nın eleştiri tufanı Türk milletinin hangi değerine olursa olsun, MHP iltifat ve itibar göstermeyecek, ademe mahkum etmekten de korkmayacaktır. ve inançla haykırıyorum, iktidarın kaynağı Washington olmayıp aziz Türk milletinin yegane sinesi ve varlığıdır. Herkes bunu bilmeli, buna göre hareket etmelidir." diye konuştu.
- "Karabağ Kars kadar Türk'tür ve Türk'ün öz yurdudur"
Ermenistan- Azerbaycan cephe hattındaki çatışmalara da değinen Bahçeli, Ermenistan'ın, Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal altında tuttuğunu hatırlatarak, bu işgalden vazgeçilmediği, Ermeni saldırıları dinmediği sürece çatışmaların sürmesinin güçlü bir ihtimal olduğunu vurguladı.
Bahçeli, "Ermenistan uluslararası hukuka uymalı, Azerbaycan'ın helali ve ecdat yadigarı topraklarından derhal çıkmalıdır. Yukarı Karabağ ihtilafı hak, hukuk ve barışçı yollardan çözülmeli, AGİT Minsk Grubu, Azerbaycan egemenliğinde olması gereken topraklarda Ermeni zulmüne son verilmesiyle ilgili duruş sergilemelidir." ifadesini kullandı.
Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı ve riayet edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Sonu nereye varırsa varsın, MHP, Azerbaycanlı soydaşlarının güçlü bir şekilde yanındadır. Karabağ Kars kadar Türk'tür ve Türk'ün öz yurdudur." dedi.
Bahçeli, konuşmasının sonunda Regaip Kandili'ni kutlayarak, Üç Ayların hayır ve bereketle geçmesini diledi.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › MHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?