Şanlıurfa'da her yıl nisan ayında düzenlenen Kutlu Doğum Haftası bu yıl daha da renkli geçti. Ancak özellikle İl Müftülüğünün düzenlemiş olduğu etkinlerin ardından Şanlıurfalıların aklında kalan tek şey tirit oluyor. Hz. Muhammed'in (SAV) sevdiği yemek olduğu gerekçesiyle dağıtılan ve adına da Kutlu Doğum Aşı denilmeye başlanan bu yemek ve etkinlikleri, sadece Urfalılara özgü bir hale geldi. Müftülüğün yanı sıra çeşitli dernek, oda, vakıf, hayırsever ve siyasilerin ilde ve ilçelerde verdiği tirit ziyafetlerinde tonlarca et, ekmek ve yoğurt gibi malzeme kullanılıyor, ancak binlerce insanın geldiği bu ziyafette Hz. Muhammed'in (SAV) nasıl bir kişiliğe sahip olduğu tam anlamıyla anlatılmıyor. Kutlu Doğum Haftasındaki tek ilginçlik bu kadarla da kalmıyor. Diyanet İşleri Başkanının gelip konuşma yapacağı programa katılım artsın diye promosyon olarak Umre ziyareti dağıtılıyor, İlahi adı altında konser düzenleniyor, fotoğraf sergisi açılıyor, İl Müftülüğü ile Belediye Spor Voleybol maçında Kur'an ve Hz. İbrahim kitabı hediye ediliyor. İlahiyatçı Yazar Mustafa Çelik Hoca, bu tür etkinlikleri düzenleyenlere sert tepki göstererek, "Hz. Peygamber (S.A.V) tiriti sevmiştir, yemiştir denilebilir ama 'tirit yemezseniz, yedirmezseniz, ümmetimden çıkarsınız, Müslümanlığınızı kaybedersiniz' dememiştir. Ama 'Müslümanların derdiyle dertlenmeden sabahlayanlar Müslümanlardan değildir'. demiştir." dedi.
BÜYÜK HARCAMALAR YAPILDI
Şanlıurfa İl Müftülüğü, 14 nisanda start verdiği etkinliklere ilk olarak Nebi Efendi Camisini ve resmi kurumları ziyaretle başladı. Turizm İl Müdürlüğünde "Peygamberimizden İzler" fotoğraf ve geleneksel ebru sergisi, kermes, televizyon programı, mevlit, hatim merasimi, ilahi konseri, sempozyum ve birkaç konferans düzenleyen Müftülük, bu etkinliklerin tamamına 100 bin TL'nin üzerinde bir harcama yaptı. Para konusunda sınır tanımayan Müftülük, herkesin etkinliğine 3-4 bin TL'ye giden bir ilahi grubuna 17 bin TL'ye yakın ödeme yaptı.
İŞTE SON DÜZENLENEN TİRİT ZİYAFETİ VE MÜFTÜNÜN KONUŞMASI
Şanlıurfa Müftülüğünün organize ettiği ve özel bir yemek şirketi tarafından hazırlanan tirit yemeği, dün sabah namazının ardından Balıklıgöl Yerleşkesi'nde Hazreti İbrahim'in makamının bulunduğu Dergah Camisi'nin yanı sıra Sanayi Camisi'nde cemaate ikram edildi. Balıklıgöl'de, vatandaşlar, ikramın yapıldığı Dergah Camisi'nin avlusundan tarihi kale eteğine kadar uzanan uzun bir kuyruk oluşturdu.
Şanlıurfa Müftüsü İhsan Açık da Balıklıgöl'de vatandaşlara tirit dağıttıktan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin dolu dolu yaşandığını belirtti.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl Kutlu Doğum Haftası'yla ilgili bu seneki temanın ''Hz Peygamber, din ve samimiyet" olduğunu hatırlatan Açık, gerçekleştirilen etkinliklerle kardeşliğin fiili olarak da hayata geçirildiğini ifade etti.
MÜFTÜ AÇIK: İNSANLARIMIZ YEMEĞİN TADINA VARSIN
Tiritin Şanlıurfa ile özdeşleşen bir yemek olduğunu anımsatan Açık, şöyle devam etti:
"Tirit yapımı gerçekten zor olan bir yemek. Bunu 5-10 kişiye yaparsanız sıkıntı yok ama on binlerce kişiye hazırlandığında tadını tutturmak zorlaşıyor. Bu yıl özellikle kaliteli bir tirit hazırlamaya çalıştık, etini ve malzemesini bol koyduk. İnsanlarımızın yemeğin tadına varmasını istiyoruz. Vatandaşlarımız da yemeğin çok lezzetli olduğunu belirtti. Ben buraya gelen tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu kutlu haftayı dolu dolu yaşamaya çalıştık emeği geçenlerden Allah razı olsun."
Şanlıurfa İl Müftülüğü Yetkilileri, 120 bin kişi için yapılan hazırlıklar kapsamında 8 ton et, 3 ton limon, 4 ton yoğurt, 1 ton sarımsak ve 40 bin ekmek kullanıldığını belirtti.
EYYÜBİYE MÜFTÜLÜĞÜ DE TİRİT ZİYAFETİ DÜZENLEDİ
İl ve ilçelerin birçok bölgesinde olduğu gibi Eyyübiye Müftülüğü'nce de Tirit Ziyafeti düzenlendi. Eyyübiye Müftülüğü'nün Fatih Sultan Mehmet İlkokulu'nda düzenlediği etkinliğe çok sayıda kişi katılırken, etkinlikte konuşan Eyyübiye Müftüsü Mustafa Erdem, müftülük olarak Kutlu Doğum Haftası'nı dolu ve anlamlı faaliyetler yaparak geçirdiklerini söyledi. Şanlıurfa'da yaşayan her vatandaşın "tirit" yemeğini tatması gerektiğini kaydeden Erdem, bu yemeği herkese tattırmak istediklerini ifade etti.
Bu arada Kutlu Doğum Haftasının bugün kapanışını yapacak olan Müftülük, finali de Tirit Ziyafeti ile sonlandıracağını belirtti.
MUSTAFA ÇELİK HOCA ETKİNLİKLERİ ELEŞTİRDİ
Akit Gazetesinin de yazarlarından olan Urfalı İlahiyatçı Yazar Mustafa Çelik Hoca ise Kutlu Doğum Haftası adı altında düzenlenen etkinlikleri sert bir dille eleştirdi. Gazete İpekyol'a konuşan Çelik, "Urfa, Peygamberler Şehri olarak bilinen bir şehirdir. Tarihi verilere baktığımızda İbrahim Aleyhiselamın bu şehirde yaşadığı kabul ediliyor. Tabi bu Kur'an'ın ayeti gibi peygamberin mütevatır hadisi gibi kavli bir mesele değildir. İbrahim Ayehisselam Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen, hayatı geçen bir peygamberdir. Kur'an-ı Kerim bir mektebi evliyadır, tarihi enbiyadır. Bizim için Hz. İbrahim'le ilgili bilgiler, belgeler Kur'an-ı Kerim'de vardır. Bu Kur'an-ı Kerim, günümüzdeki Müslümanlara da geldi, sahabelere de geldi, Allah'ın Resülüne de geldi." dedi.
'KAPİTALİST SİSTEMİN TÜKETİM ANLAYIŞI'
Şanlıurfa Müftülüğünün düzenlediği Tirit Ziyafetlerine değinen Çelik, şöyle konuştu: "Gerek Hz. Muhammed (S.A.V) hayatını kutlama açısından sahabelerden ve tabiyinden böyle bir temayül, böyle eylem gelmemiş. Bu tamamen modern zamanların ortaya çıkardığı bir durumdur ki, temelinde kapitalizmin tüketim anlayışı vardır. Son yıllarda icat edilen günlerin birçoğu kapitalist sistemin tüketim anlayışının neticesidir. Daha çok Müslümanları tüketim durumuna getirmek veya israfı yaygınlaştırmak amacıyla icat edilmekte.
'BUNA YOL AÇANLAR BİR VEBALİN ALTINDADIRLAR'
Şimdi bu Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle de mesela biz bazı yerlerde 10 bin tane, 20 bin tane, 50 bin tane naylon gül alıp dağıtılıyor. Şimdi naylon güllerin insanlara ne faydası olacak? Tamamen bir israftır. Başka bir şey değil. Fakat bizim şehrimize mahsus olan bu tirit olayı ise diğer şehirlerde, beldelerde bulunmayan bir hal. Tamamen bidattir. Hz Muhammed'i (S.A.V) hem anacağız hem de anlayacağız. Anmaktan maksat onu anlamaktır. Anlamaktan maksat onun gibi bir hayat yaşamaktır. Yaşadığımız gün ve asır itibariyle Hz. Muhammed'den (S.A.V) bir tirit mi kaldı? İslam coğrafyası istila altında. O Hz. Peygamber (S.A.V) ki, cihadın ümmeti, onun medresesinde yetişen, onun torunu Hz. Hüseyin, 'Hayat iman ve cihattır' demektedir. Bu devrimizin Müslümanları neden Hz. Muhammed'in tembihi olan 'emir bil maruf ve nah enil münker' hükmünü gündeme taşımıyorlar da tirit meselesini taşıyorlar. İnanın sahabeler böyle bir şey yapmadı. Tabiyin böyle bir şey yapmadı… Buna yol açanlar bir vebalin altındadırlar. Müslümanların bedeninde, ruhunda Hz. Peygamber sevgisi var… Müslümanlar yemek için mi yaşıyorlar veya yaşamak için mi yiyorlar?
'ŞERİATI BIRAKIP TİRİTLE MEŞGUL OLUYORUZ'
Evet Hz. Peygamber tirit yemiştir, sevmiştir diyebiliriz. Müslümanlar da bu sebeple bu yemeği yapıp fakir bir aileyi kendi sofrasına davet edebilir. Onlara yemek yedirebilir. Fakat bütün şehirde tiriti yaygınlaştırmak, onu öne çıkarmak, günün anlamı bu değil ki. Şimdi tiriti yaygınlaştırsak… Ülkemiz, şehrimiz İslami huzura kavuşabilir mi? Kurtuluşuna bu sebep olabilir mi? Şu anda gayrı İslami durumlar hayatımızda amil durumda. Bu gayri İslami durumdan kurtulmanın çaresi insanlara tirit ziyafeti vermek midir? Bunun şu anda geçerliliği nedir? Suriye şu anda işgal altında, Mısır işgal altında. İslam medeniyeti kan ağlıyor. Bizim memleketimizde de İslam hayata amil değil, hakim değil. Böyle bir durumda şeriatı bırakıyoruz, tebliği bırakıyoruz, emir bil maruf ve nah enil münker'i bırakıyoruz, tiritle meşgul oluyoruz. Allah bize basiret, şuur ihsan eylesin, ne diyelim yani?
'TİRİT PARASI ŞAM'DA KEDİ, KÖPEK ETİ YİYENLERE GİTSEYDİ'
Yani bizim tiritimiz ne olacak Müslüman kardeşim? Musab Bin Umeyr (r.a.) Medine'ye gitti. Medine halkına 'Resülullah tiriti çok seviyor. Tirit yiyin' mi dedi. Resüllulah'la görüşürken 'Ya Resülullah Kur'an'ın gitmediği yer kalmadı' dedi. Bizim tiritimiz halkı Kur'an'la, peygamberin cihadıyla, tebliğiyle tanıştırmaktır. Asrımızda, günümüzde komşumuz olan Suriye'de, Şam'da zulme uğrayan, mustazaf konuma düşen Müslümanlar var. Zamanın alimlerinden ' kedi, köpek eti yiyebilir miyiz' diye fetva soruyorlar. Şehrimizde ise Müslümanlar tirit ziyafeti veriyorlar. Hz. Peygamber (S.A.V) tiriti sevmiştir, yemiştir denilebilir ama 'tirit yemezseniz, yedirmezseniz, ümmetimden çıkarsınız, Müslümanlığınızı kaybedersiniz' dememiştir, böyle bir kayıt da yoktur. Ama Hz. Peygamberin şu hadisi vardır: 'Müslümanların derdiyle dertlenmeden sabahlayanlar Müslümanlardan değildir'. Bu tirit ziyafetini veren Müslümanlar, bu tiritlerin parasını Şam'daki kedi, köpek eti yemek mecburiyetinde kaldığını söyleyen Müslümanlara gönderseler ne olur acaba?"
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Yerel › Peygamberi Tiritle Anma Haftası! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?