'100. Yılında Çanakkale Ruhu ve Gençlik" Programı - Son Dakika
Güncel

'100. Yılında Çanakkale Ruhu ve Gençlik" Programı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki çatışmalardan kaçan mültecilere Avrupa, Amerika kapılarının tam anlamıyla duvar olduğunu belirterek, "Kendi vatandaşlarının burnu kanadığında dünyayı ayağa kaldıranlar, Akdeniz'in adeta bir mülteci mezarlığı haline dönüşmesine seyirci kalıyor.

13.03.2015 17:37

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki çatışmalardan kaçan mültecilere Avrupa, Amerika kapılarının tam anlamıyla duvar olduğunu belirterek, "Kendi vatandaşlarının burnu kanadığında dünyayı ayağa kaldıranlar, Akdeniz'in adeta bir mülteci mezarlığı haline dönüşmesine seyirci kalıyor. DEAŞ denen örgüt kafa keserek, insanları topluca kurşuna dizerek, camileri, türbeleri, kütüphaneleri, okulları yıkarak bir medeniyet katliamı gerçekleştirirken onlar sadece örgüte katılan üç-beş vatandaşlarının derdindeler" dedi.

Erdoğan, Genç Memur-Sen tarafından Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen "100. Yılında Çanakkale Ruhu ve Gençlik" Programı'nda yaptığı konuşmasında, Çanakkale Savaşı'ndaki ruhu anımsatarak, Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Filistin'de, Afrika'da, Myanmar'da ve daha pekçok yerde yaşanan çatışmalarda maalesef bu asil duruşun görülemediğini belirtti.

Masum insanların, kadın, çocuk, yaşlı denmeden üzerlerine bombalar atıldığını belirten Erdoğan, " İsrail, Gazze'de bu bombaları yağdırdı. O annesinin kucağında, plajda babasının kucağında atılan silahlara, bombalara yapacak hiçbir şeyi olmayan yavrunun nasıl sarıldığını anasına biliyoruz değil mi ve orada şehit oldu" dedi.

Dünyanın bütün bu yaşananlara sessiz olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Uluslararası sularda Marmara gemimize nasıl saldırdıklarını gördük, değil mi? Bütün bu olaylar ortada. Kafalarına kurşun sıkılarak, palalarla doğranarak, askeri araçlarla üzerlerinden geçilerek insanlar katlediliyor. İşte ülkemizde, şimdi soruyorum Diyarbakır'da beş kat yükseklikte apartmandan atılarak üzerinden geçilen genç hakkında, acaba onlar adına sokaklarda bulunanlar, o gençler bunu nasıl izah edecekler? Kalkıp da işte dün İstanbul'da, Türkiye'nin değişik yerlerinde her tarafı kan gölüne çevirmek isteyenler acaba Yasin ile ilgili olan o tavırlarını neyle izah edecekler?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adil olmadıktan, hakkın ve hakikatin yanında yer almadıktan sonra hiçbir toplumun iflah etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

-"Üç maymun" benzetmesi

Erdoğan, "Denizdeki balıktan gökteki kuşa, topraktaki karıncaya kadar her konuda her konuda hassas olan modern vicdan, ne acıdır ki bu hadiseler karşısında adeta üç maymunu oynuyor. Bu zulümleri ne duyuyor, ne görüyor, ne konuşuyor. Ne zamana kadar? Ta ki işin ucu, ateşin sıcaklığı kendisine dayanana kadar. O zaman da meseleye sadece ve sadece kendi güvenliği, kendi refahı açısından bakıyor ve yeni zulümlere, yeni acılara sebebiyet verecek bir tavır içine giriyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Suriye'deki çatışmalardan kaçan mültecilere Avrupa kapıları, Amerika kapıları tam anlamıyla duvar" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kendi vatandaşlarının burnu kanadığında dünyayı ayağa kaldıranlar, Akdeniz'in adeta bir mülteci mezarlığı haline dönüşmesine adeta seyirci kalıyor. DEAŞ denen örgüt kafa keserek, insanları topluca kurşuna dizerek, camileri, türbeleri, kütüphaneleri, okulları yıkarak bir medeniyet katliamı gerçekleştirirken, onlar sadece örgüte katılan üç-beş vatandaşlarının derdindeler."

-"BM'ye güncelleme gerekiyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Esed, kendi halkından 350 bin kişiyi katlederken, bir ülkeyi, tarihi yok ederken onlar hala Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyindeki dengeleri gözetmenin çabası içindeler. İşte onun için diyorum ki, dünya beşten büyüktür" diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyinin daimi üyelerinin bu konuda samimi olmaları halinde BM'nin reforme edilmesi gerektiğini artık kabul etmeleri gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Artık biz Birinci Dünya Savaşı'nı yaşamıyoruz, o günün şartlarını yaşamıyoruz. İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamıyoruz, o günün şartlarının da artık çok, çok dışındayız. Artık Birleşmiş Milletle'e bir güncelleme gerekiyor. Eğer samimiyseler, sadece Avrupa'nın, sadece Asya'nın, sadece Amerika'nın temsil edildiği bir BM Güvenlik Konseyi değil tüm dünyanın temsil edildiği bir BM Güvenlik Konseyi. Her dinin temsil edildiği bir BM Güvenlik Konseyi. Yok 'daimi üyeymiş', yok 'geçici üyeymiş' böyle bir mantık olmaz. Orada 15 ülke mi olur, 20 ülke mi olur, belirlenir, hepsi de daimi olur, dönerli olur, icabında 1 yıl veya 2 yıl süreyle görev yaparlar ve dünyada BM Güvenlik Konseyinde görev yapmayan hiçbir ülke kalmaz. Sürekli dönerli. Adalet budur."

Şu anda dünyanın kaderinin beş tane ülkenin elinde olduğunu belirten Erdoğan, "Onların içinde bir ülkenin iki dudağının arasında. 'Evet' derse tamam, 'Hayır' derse olmuyor. Öyle bir adalet olabilir mi? Mısır'da hem de canlı yayında, tüm dünyanın gözü önünde, demokrasi talebinden başka suçu olmayan sivil halk kurşunlanarak öldürülürken onlar bu masum insanların değil darbecilerin, katillerin yanında yer aldılar" dedi.

-"Biz asla böyle olmadık, olmayacağız"

Filistin'de, Myanmar'da, Türkistan'da insanlar inançlarından dolayı zulme uğrarken, en vahşi şekilde öldürülürken modern vicdanın, kutup ayılarının azalan sayısına odaklanmış durumda olduğunu ifade eden Erdoğan, "Yaptıkları bu. Bir tarafta kendisine karşı savaşmış, kendisini öldürmek için oraya gelmiş olana merhametle muamele eden bir anlayış. Öteki tarafta en acı manzaralar karşısında bile vicdan pusulası çalışmayan günümüz modren dünyası. Biz asla böyle olmadık, olmayacağız. Sevgili gençler, bizim dedelerimiz böyle olmadı. Bizim ecdadımız, şairlerimiz böyle olmadılar. Asım'ın neslinde bakıyorsunuz Akif hiçbir zaman bize böyle nasihatta bulunmadı."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü Alkışlayamam" şiirinden  "Yumuşak başlıysam kim dedi uysal koyunum, kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum, kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim, 'adam aldırma da geç git' diyemem aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim, Hakkı tutar kaldırırım, zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" dizelerini okuyarak, şöyle devam etti:

"Asım'ın nesli bu. Biz, insanı yaradılmışların en şereflisi gören bir inancın mensupları olarak vicdan pusulamızı asla kaybetmeyeceğiz, asla devre dışı bırakmayacağız. Biz, dünyanın en muhteşem cenklerini yapmış, en muhteşem zaferlerini kazanmış bir ecdadın torunları olarak, atalarımızın savaşın en sıcak anında dahi ortaya koydukları o asil duruştan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu bizim zafımız değil tam tersine bizi diğerlerinden ayırt edici vasfımızdır. Selahattin Eyyubiler, Alparslanlar, Fatihler, Kanuniler, Çanakkale kahramanları, Gazi Mustafa Kemal, işte bu şekilde tarihteki şerefli yerlerini almışlardır."

-" Safahat, yastık altı eseriniz olsun"

Erdoğan, 100. yıl dönümüne ulaşılan Çanakkale Zaferi'ne bir de bu gözle bakmak, bugünün dünyasında olup bitenleri buna göre değerlendirmek gerektiğini söyledi.

Bu önemli yıl dönümü vesilesiyle Çanakkale Savaşları'nın uzun uzun konuşulup yad edileceğini belirten Erdoğan, bu savaşı, bu zaferi anlatmak için sözün kifayet etmediği yerde bu destanı en güzel şekilde anlatan İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy'a kulak verilmesini istedi.

Dün İstiklal Marşı'nın kabulünün 94. yıl dönümü olduğunu anımsatan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle andı.

Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitlerine adadığı şiiri başlı başına bir destan, bir ibret vesikası olarak niteleyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Gençler, tavsiyem şudur:  Safahat, Mehmet Akif'in o muhteşem eseri, sizin yastık altı eseriniz olsun. Onu okurken istirahate çekilin, öyle bir eser olsun. Üstelik o Akif ki ülkesine, milletine olan sevgisine, bağlılığına, tutkusuna rağmen uzun süre vatanından ayrı kalmak zorunda olmuştur. Ömrünün son döneminde ülkesine döndüğünde de takip edilmiş, fişlenmiş, varlığı bir tehdit olarak görülmüştür. Buna rağmen milletimiz Akif'i her zaman bağrına basmış, gönlündeki müstesna yerinde muhafaza etmiştir. Buradaki her bir arkadaşımın tıpkı üstad Necip Fazıl'ın Sakarya'sı gibi, Gençliğe Hitabe'si gibi Akif'in Safahat'ının tamamını ve bilhassa da Çanakkale şehitlerine atfettiği şiirini sık sık okumasını, üzerinde düşünmesini arzu ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitlerine adadığı şiirden, "Asım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar. O, rüku olmasa dünyada eğilmez başlar. Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor. Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor. Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker, gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Bedr'in arslanları ancak bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın" bölümünü okudu.

"Tarihe gömülmek istense bile sığmayacak, namusunu çiğnetmeyecek, Asım'ın nesli burada mı? Rüku dışında eğilmeyecek başlar burada mı" diye soran Erdoğan, salondakilerin hep bir ağızdan "Evet" yanıtı üzerine, "Maşallah Rabbim birliğinizi, beraberliğinizi, kardeşliğinizi, sevginizi, mücadelenizi, azminizi artırsın diyorum. Sözlerimi Akif'in Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimiz için duanın son ifadesiyle bitirmek istiyorum:  Amin desin hep birden yiğitler, Allahuekber gökten şehitler, amin amin Allahuekber. Allah tüm şehitlerimizden, gazilerimizden razı olsun rabbim onları cennetiyle cemaliyle şereflendirsin" dedi.

Bu program için Genç Memur-Sen'lileri tebrik eden Erdoğan, konuşmasını "Çalışmalarınızın, ülkemizin, milletimizin, kardeşliğimizin, bir ve beraber oluşumuzun inşallah dirliğine vesile olmasını diliyorum" sözleriyle tamamladı.

-Notlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salona mehteran takımı eşliğinde girdi ve salondakilere karanfil dağıttı.

Memur-Sen Genel Başkanvekili Günay Kaya ve eski Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, program sonrası Erdoğan'a, Osmanlıca el yazması tablo hediye etti.

Çanakkale türküsünün Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Lazca seslendirildiği programda, Kur'an-ı Kerim tilaveti okundu.

Salondaki öğrencilerin sık sık "İmam hatip seninle gurur duyuyor" sloganları attığı programa, sendika temsilcileri, Filistin başta olmak üzere Ortadoğu'dan gelen gençler ve davetliler katıldı.

Salonda, Cemil Meriç, Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Ali Ulvi Kurucu, Erdem Bayazıt ile Mehmet Akif Ersoy, Rasim Özdenören, Sabahattin Zaim, Alaeddin Özdenören ve Nuri Pakdil'in posterleri de yer aldı.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel '100. Yılında Çanakkale Ruhu ve Gençlik' Programı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement