Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve avukatlarının, "kamu görevlisine hakaret" suçundan yargılandığı davanın hakimleri hakkında reddi hakim taleplerinde bulunduğunu belirterek, "CHP Genel Merkezinden hakim mi bulacağız? Böyle şey mi olur? Hakimler bu milletin hakimleridir. Kararı verirken bu milletin hakimleri Anayasa'ya, kanuna ve hukuka bağlı, vicdani kanaatlerine göre karar verirler." dedi.
Bozdağ, gazete, televizyon ve ajansların Ankara temsilcileriyle Dikmen Hakimevi'nde 2022 Yılı Değerlendirme Toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.
Kira artışlarının yüzde 25 ile sınırlandırılmasına ilişkin soru üzerine Bozdağ, 1 yılı kapsayan kira artış oranına ilişkin düzenlemenin süresinin dolmak üzere olduğunu söyledi. Tarafların anlaşması halinde farklı oran üzerinden kira kontratı yapabileceklerini, düzenlemenin itilaf halinde uygulanacak hukuku ortaya koyduğunu bildiren Bozdağ, "Kanun çok açık, çok net. Ama taraflar farklı bir değerlendirme yaptığında, o tarafları bağlar. Konu yargıya intikal ettiğinde yargı, kanun neyi emrediyorsa o çerçevede gereğini takdir eder." dedi.
Bozdağ, kara para aklama soruşturması kapsamında ABD'de hakim karşısına çıkan Sezgin Baran Korkmaz'la ilgili iade talebi bulunduğunu, Korkmaz'ın iadesine ilişkin şu ana kadar bir karar olmadığını, Türkiye'nin süreci takip ettiğini, iadesi halinde yasal sürecin kaldığı yerden devam edeceğini söyledi.
"Dezenformasyon yasası" olarak bilinen düzenlemeye ilişkin soruyu yanıtlayan Bozdağ, yasanın kamu güvenliği, genel sağlık ve ülkenin iç ve dış yararları gibi genel konuları kapsadığını belirtti. Bozdağ, "Bu suçun oluşması kanunda o kadar zor şartlara bağlanmış ki bir kişi 'bir yazı yazdı, kamu barışını bozdu' denemez. Buradan benim gördüğüm kadarıyla kolay kolay soruşturma açılması yasal şartlar açısından zor gözüküyor. Kamu barışının bozulması şartı öyle kolay oluşan bir şart değil." dedi.
Yargıda cezasızlık algısını ortadan kaldırmak için ceza miktarı düşük suçlarla ilgili bakanlıkça yürütülen bir çalışma olduğunu kaydeden Bozdağ, bazı suçlarda ise cezanın kamu yararına çalışma şeklinde düzenleneceğini söyledi.
"Çocuklarla ilgili alınması gereken tedbirleri alıyoruz"
"Kadın ve çocuklara yönelik taciz suçlarında şüphelilerin gözaltına alındıktan sonra hemen serbest bırakıldıklarının" ifade edilmesi üzerine Bozdağ, çocukların hak ve hukuklarını koruyacaklarını söyledi. Anayasa'da çocuklarla ilgili pozitif ayrımcılık düzenlemesi yaptıklarını, çocukların korunmasına ilişkin kanun çıkardıklarını, çocuk ağır ceza mahkemelerini kurduklarını anlatan Bozdağ, çocuklarla ilgili önemli reformlara imza attıklarını vurguladı.
Ancak soruşturmaların delille işlediğini belirten Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İddia varsa, onu teyit eden delil yoksa karşı taraf da bunu reddediyorsa savcı ne yapacak? Böyle bir durumda savcı ne yapıyor? Elinde bir delil olmadığı için ona göre bir tedbir kararı talep ediyorsa edebilir veya başka bir şey düşünür. Ama daha sonra süreç o şekilde kalmıyor. Savcı bunu kolluğa havale ediyor. Şikayeti araştırıyor. Delilleri topluyor. Delilleri topladığında bakıyor ki doğru, o zaman da gereğini yapıyor. Yani burada suçlunun himayesi veya bir mağdurun korunmamasıyla değil, tamamıyla delil durumuyla alakalı. Savcı delille bağlı. Çocuklarla ilgili zaten alınması gereken tedbirleri alıyoruz. Savcılarımız, hakimlerimiz, bu konuda emin olun en az buradakiler kadar duyarlı ve hassasiyet gösteriyor. Yani dosyada delil varsa, şüphe bile varsa ona göre davranıyorlar ve genelde aleyhte değerlendiriyorlar. Bu konuda hassasiyetin yüksek olduğunu bilmenizi isterim. Yani bazı olaylar üzerinden hassasiyet yokmuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor, bu doğru değil."
Bozdağ, HDP'nin kapatılma davasına ilişkin soruya karşılık, yargı sürecinin devam ettiğini, bu konuda kanaat paylaşmayı doğru bulmadığını söyledi.
Davanın ne zaman sonuçlanacağının sorulması üzerine Bozdağ, "Davalı parti temsilcileri savunmalarını yaptıktan sonra, savunmanın yapıldığı gün de karar verebilir, karar için ayrı bir güne de duruşmayı tehir edebilir. Bu tamamen mahkeme başkanının takdirinde. Bu konuda bizim söyleyeceğimiz şey o. Mahkemenin kararı her ne yönde olursa olsun bizim yapmamız gereken o karara saygı duymaktır. Bundan daha fazla söylememiz de yanlış olur." dedi.
"İade talebi dosyaları yeterinden fazla delille dolu"
"Hükümlülerden elektrik, su ve yemek ücreti istendiğine" ilişkin soru üzerine Bozdağ, tutuklu ve hükümlülerin ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığını söyledi. Bozdağ, hükümlünün ihtiyaçları dışında kullandığı özel bir takım elektrikli aletler, araç, gereç ve malzemeler bulunduğunu, bunlarla ilgili tahsilat yapıldığını, yakında bir yönetmelik değişikliği yapacaklarını, özel olarak kullanılan araç, gereç ve malzemenin elektrik ücretinin mesken tarifesi üzerinden tutuklu ve hükümlülerden tahsil edileceğini bildirdi.
Almanya'daki darbe girişiminin ardından Türkiye'ye sığınan olup olmadığının ve darbecilerden Türkiye'ye sığınan olursa iade edilip edilmeyeceğinin sorulduğu Bozdağ, Türkiye'ye henüz kimsenin gelmediğini belirterek, "Onlar kaçacakları yeri iyi biliyorlardır. Ama bize gelirse bakacağız, değerlendireceğiz. Ben şu kadarını söyleyebilirim, böyle bir konu söz konusu olduğunda bize nasıl davranıyorlarsa biz de onlara öyle davranıyoruz. Bizim yaklaşımımız şu; kim bize nasıl davranıyorsa Türkiye'den aynı davranışı görecektir. Bize kapılarını kapatana biz de kapılarımızı kapatıyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının iade taleplerine yönelik soru üzerine Bozdağ, bazı ülkelerde siyasi iradenin, bu kişileri verme taraftarı olmadığı için topu yargıya attığını aktararak, şöyle devam etti:
"Biz Amerika'ya şunu söyledik, FETÖ başta olmak üzere diğerlerinin dosyalarını siz gönderin yargıya. Amerikan yönetiminin bu konuda Türkiye'ye karşı tutumu aramızdaki ikili anlaşmalara da aykırı ve dayanaksız bir tutum. Türkiye çok haklı. Gönderdiği dosyalar yeterinden fazla delille dolu. Buna rağmen iade yapılmıyor. Yani burada çok açık bir şekilde ülkelerin bu konuda himayesi var. Biz bunu görüyoruz. Ona göre de politikalarımızı üretiyoruz. Israrlı şekilde Türkiye bunların iadesini sağlamaya devam edecektir. Onlar reddetti diye biz vazgeçmedik, vazgeçmeyiz."
"Hakimi kurul değiştiriyor"
"Özellikle kamuoyunun yakından takip ettiği davalarda muhalefetin 'hakimlerin değiştirilmesi suretiyle yargıya müdahale edildiği' yönünde eleştirileri var. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?" sorusuna karşılık Bozdağ, Adalet Bakanının hakim tayin etme yetkisi bulunmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İstanbul'da, yani somutlaştıralım bu olayı, hakimi kim değiştirmiş? Adalet Bakanı mı değiştirmiş? Hakimi kurul değiştiriyor. Defalarca söylüyoruz. HSK Birinci Dairesi değiştirir bunu. Bizim bir alakamız yok. Bu hakimi Sayın İmamoğlu ve avukatları reddettiler. Savundukları hakimi, bize karşı adil değil, bize karşı tarafsız değil, dolayısıyla bu hakimin bizim davamıza bakmasını, karar vermesini doğru bulmuyoruz diye hakimi reddettiler. Üç defa reddettiler. Ret kararı reddedilince bir de itiraza götürdüler. Şimdi reddettikleri, 'Tarafsız değil' dedikleri hakimi göklere çıkarıyorlar. Ondan sonra yerine gelen hakim karar verdiğinde ona da yapmadıkları hakareti, yapmadıkları saygısızlığı bırakmıyorlar. Bu hakimi de reddettiler. Ne yapacağız? CHP Genel Merkezinden hakim mi bulacağız? Böyle şey mi olur? Yani hakimler bu milletin hakimleridir. Kararı verirken bu milletin hakimleri Anayasa'ya, kanuna ve hukuka bağlı, vicdani kanaatlerine göre karar verirler. Burada hukuka uygun davrandı, kanunları uyguladı diye linç edilen bir hakimi görüyoruz. Yani böyle bir şey olmaz. Bunu biz kabul edemeyiz. Bak şimdi ne yaptılar? Üç duruşma, hatırlarsanız karardan önce, bundan önceki duruşmada binlerce insanı illerden taşıdılar. Billboardları döşediler. Ondan önceki duruşmada da aynı şeyleri yaptılar. Son duruşmada da aynı şeyler, yani her duruşmada yargıyı etkilemek için uğraş veren bir yaklaşımı görüyoruz. Her duruşma öncesi İstanbul Adliyesi'nin önünde binlerce insan toplandı, daha doğrusu topladılar. Sadece İstanbul'dan değil, civar illerden. Son üç duruşmanın üçü de böyle. Karar çıktı, çıkacak şeklinde her defasında hazırlıklı ve billboardları da döşeyerek hakimlere, savcılara karşı da saygısız bir dil kullanarak bunu yaptılar. Bu hoş bir şey değil."
"Halk mağduru destekler ama mağdura yatanı desteklemez"
Yargı üzerinden siyaset yürütmenin doğru olmadığını dile getiren Bozdağ, "Hepimizin bu konularda dikkatli olması lazım. Siyaseti bu işe bulaştırmak isteyenler, bu işin üzerinden siyasi rant peşinde koşanlar... Yani ben daha önce de söyledim, halk mağduru destekler, mağdura destek olur ama mağdura yatanı desteklemez. Bunlar mağdura yatıyorlar ama mağdura yatmayı da beceremediler." dedi.
Bozdağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutumunu da eleştirerek, şunları söyledi:
"Şöyle bir bakın o fotoğrafa, yani böyle kucaklaşma, hiçbir mağdur fotoğrafı ona benziyor mu? Ben sunuculuk yapan bir mağdur görmedim. Siz gördüyseniz söyleyin, birisi mağdur olmuş da mağduriyetiyle ilgili toplantı yapılıyor, bir sürü insan, sunucu mağdur olan. Siyasi istismar yapıyorlar. Halk bunu gördü, senaryoyu gördü, senaristi gördü, oyuncuları gördü. Bekledikleri siyasi rantın orada olmadığını düşünüyorum. Bunu daha fazla uzatmaya gerek yok."
"Çocukların ihtiyaçları devlet tarafından karşılanacak"
Cezaevinde bulunan çocuklar hakkında konuşan Bozdağ, bu çocukların ihtiyaçlarının büyük kısmının devlet tarafından karşılandığını, bundan sonra ise tamamının karşılanacağını kaydetti.
Aile içi ve kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin bir genelgenin de güncellendiğini anımsatan Bozdağ, iki hususu öne çıkarmak istediklerini dile getirdi.
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Birincisi, ihtisaslaşmayı sağlamak amacıyla aile içi ve kadına yönelik şiddet suçları soruşturma bürolarında görevli Cumhuriyet savcılarının zorunlu durumlar dışında farklı işlerde görevlendirilmemesi ve bu amaca aykırı iş bölümü değişikliği yapılmaması. Şimdi bu büroda savcı sadece bu işe bakacak. İstisnai zorunlu hal dışında başka bir büroda bu savcılara görev verilemeyecek. Cumhuriyet başsavcılıklarına doğrudan yapılan şikayet başvurularında mağdurun beyanı bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından alınacak. Yani kolluk, mağdurun beyanını almayacak, savcıya müracaat ettiğinde. Bu da yeni bir gelişme. Ama karakola müracaat ettiğinde tabii karakol sıcağı sıcağına ifade alacak. Ama savcıya müracaatta savcı bizzat kendi ifadesini alacak."
7. Yargı Paketi
Adalet Bakanı Bozdağ, 7. Yargı Paketi'ne ilişkin detayları da paylaştı.
Evde haciz uygulaması için hakim kararı gerekeceğini anımsatan Bozdağ, bunun özel hayatın gizliliği ve evdeki mahremiyetin korunması bakımından son derece önemli olduğuna vurgu yaptı.
Uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili de önemli değişiklikler bulunduğunu aktaran Bozdağ, sentetik katinon, sentetik opioid ve amfetamin ile bunların türevlerinde cezaların artarak, en az 15 yıl olacağını bildirdi. Bozdağ, "Çünkü şu anda Türkiye'de amfetamin maalesef bayağı arttı." dedi.
Bozdağ, denetimli serbestlikte de düzenleme getirileceğini kaydetti. Disipline eden, sürekli kontrol getiren bir sistemin getirileceğini aktaran Bozdağ, uyuşturucu kullananların tedavi için de ayrı cezaevlerinin kurulacağını ve tedavinin zorunlu olacağını anlattı.
Avukatların mesleklerinin ilk beş yılında baro aidatı ödememesine ilişkin düzenleme olacağını belirten Bozdağ, harçlardan adli yardım için aktarılan payın da yüzde 2'den 3'e çıkarılacağını kaydetti.
Bozdağ, yeni avukatlara büro kurmaları için destek verecek yeni bir çalışma yapacaklarını, 7. Yargı Paketi kapsamında arabuluculuğun kapsamının da genişletileceğini aktardı.
Göçmen kaçakçılığıyla mücadelede ceza alt sınırının 3 yıldan 5 yıla çıkarılacağını belirten Bozdağ, kaçakçılıkta kullanılan araç, gereçlere el konulması ve bunun emniyet, jandarma, Sahil Güvenlik ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılmasına da imkan getirileceğini söyledi.
Savunma sanayinde çalışan mühendisler ve teknik elemanların başka ülkelerin hedefi haline geldiğini dile getiren Bozdağ, bu konuda tedbir alınacağını ifade etti.
Bozdağ, Bölge Adliye Mahkemelerinin adının "Adli İstinaf Mahkemesi ve İdari İstinaf Mahkemesi" olarak değiştirileceğini bildirdi.
Ceza infaz kurumu memurlarının görevdeyken hayatını kaybetmeleri halinde de şehit sayılmaları yönünde düzenleme yapılacağını aktaran Bozdağ, "Görev başında bir polisimiz, askerimiz şehit düştüğünde ona devletimiz ne imkanlar veriyorsa cezaevindeki gardiyanlarımıza da görev başında şehit olduğunda aynı imkanları getiriyoruz." dedi.
Bozdağ, 7. Yargı Paketi'nin yarın ya da sonraki gün Meclise sunulabileceğini sözlerine ekledi.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Adalet Bakanı Bozdağ: '(Cezaevinde bulunan çocuklar) İhtiyaçları devlet tarafından karşılanacak' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?