Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (5) - Son Dakika
Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (5)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, kendisini, başörtüsü konusunu istismar etmekle suçladığını belirterek, "Hanımefendi, Erdoğan'ın ve arkadaşlarının başörtüsü konusunda istismarcı olup olmayacağını benim milletim gayet iyi bilir.

18.01.2023 13:11  Güncelleme: 18:41

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, kendisini, başörtüsü konusunu istismar etmekle suçladığını belirterek, "Hanımefendi, Erdoğan'ın ve arkadaşlarının başörtüsü konusunda istismarcı olup olmayacağını benim milletim gayet iyi bilir." dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Milli Teknoloji Hamlesi idealinin ve milli SİHA'ların öncü ismi Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar ile bir sohbetini aktardı.

"Bay Kemal, sen tanımazsın ama ben sana ebedi alemde olan Özdemir Bey'i bir tanıtayım." diyen Erdoğan, birinci ve ikinci bölgelerdeki tahsisleri, üretimin nevine göre yaptıklarını söyledi.

Üretilecek herhangi bir stratejik ürün için devletin, bu bölgeleri bedel almadan tahsis ettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar böyle nice firmalara bu verildi fakat Özdemir Bey öyle bir insan ki 'Hayır, almam.' dedi. 'Ben sana bir lütufta bulunmuyorum. Bu, devletin şu anda aldığı bir karar ve bu kararla stratejik ürünleri üreten firmalara bunu veriyoruz. Bu, senin için bir hak.' 'Hayır, almam. Ben paramı veririm, paramla satın alırım.' Böyle bir insan. Bu ahlaksız çıkmış, tabii yanında başka ahlaksızlar da var, ne diyorlar; 'Yok, bilmem geleceklermiş de geldikleri zaman bunlara hesabını soracaklarmış. Bu işin rekabetinin oluşması lazımmış...' Sen rekabet nedir bilir misin? Sen git çocuk bezi satmaya, home tekstil üretmeye devam et. Senin işin değil bu. Üzgünüm, 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı.

Yanında bir tanesi daha var, aynen o da öyle. Bizden üniversiteyi istediler ve ben Başbakan'ım. Bunların vakfına üniversite tahsisi yaptık. Ekranları başında bizi izleyen milletime, yanında dolaşan öğretim üyelerine sesleniyorum, biz bu tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman ki Başbakanlık koltuğuna oturdu, ne yaptı biliyor musunuz? O tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de bunun bir başka örneği yok. Bunu sen kalk milletimize bir anlat bakalım. O vakıftaki yöneticiler acaba bunu nasıl izah edeceksiniz? Bir tane örneği yok. Bilabedel mülk edinme hakkı bizim vakıf yasalarına göre de yok. Ama bunlar bunu yaptı. Şimdi tabii pek kullanmıyorum o ifadeyi, Devlet Bey gayet güzel kullanıyor. Malum ona 'Serok Ahmet' diyor. Bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptın? Kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğimiz ne? Yok. Biz de bu üniversiteyi, bunların bu yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik."

İstanbul Şehir Üniversitesinin, Marmara Üniversitesinin mülkü olarak hizmete devam ettiğini belirten Erdoğan, "Verdiğimiz imkanlar çok daha ileri, akademisyenleri, öğretim üyeleriyle çok daha güçlü ve bir diğer yanıyla da Maltepe'deki bir kışlayı, Marmara Üniversitesi olarak gayet muhteşem, güzel bir hale getirdik ve onlarla da bunu bütünleştirdik. Millete, milletin evlatlarına, gençliğimize, şanına yakışır eserler inşa ediyoruz. Sen de ne yaptın bir bunu söyle bakalım? Bunlardan bir şey olmaz." diye konuştu.

Salondaki partililer bu sırada "Sandık hazır, reisini bekliyor" tezahüratı yaptı.

"Selçuk Bey ile akrabalık bağımın öncesinde yaşandı"

Özdemir Bayraktar'ın, eşi ve oğullarıyla kendini savunma sanayisine adayan gerçek azim ve irade sahibi bir insan olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ailece, yıllarca fabrikalarında yatıp kalktılar. Öyle zamanlar oldu ki terör bölgelerine gittiler. Orada subaylarımızla onlarla beraber yatıp kalkarak orada ürettikleri eserlerin testlerini yaptılar. Testler sürecinde terörle mücadele bölgesindeki askerlerimizle üs bölgelerindeki çadırlarda kalarak Mehmetçik ile aynı karavanaya kaşık sallayarak insansız hava araçlarını kullanılabilir seviyeye getirdiler. Dikkat ederseniz, tüm bunlar Selçuk Bey ile herhangi bir akrabalık bağımın olduğu dönemde değil onun öncesinde yaşandı." değerlendirmelerinde bulundu.

Aynı dönemde, benzer projelere girişen birçok firmanın yer aldığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye'de bugün çeşitli kurumlara insansız hava aracı temin eden veya insansız hava aracı projesi yürüten 8 ayrı firmanın bulunduğunu anlattı.

Bunlardan TUSAŞ'ın, geliştirdiği ve ürettiği ürünlerle adeta Baykar ile atbaşı giden projelere imza attığını kaydeden Erdoğan, "Hamdolsun bugün insansız hava araçlarında öyle bir düzeye ulaştık ki dün bize en iptidaisinden bu araçları vermeyenler, bugün bizim ürünlerimize talip olma noktasına geldi." dedi.

Erdoğan, Bayraktar TB-2'nin, Suriye'den Karabağ'a, Libya'dan Ukrayna'ya kadar birçok yerde başarılara imza attığına değinerek, birçok ülkede Bayraktar TB-2 adına marşların, şarkıların yazıldığını anımsattı. Karabağ'da çocuklara Baykar'ın isminin verildiğini söyleyen Erdoğan, "TUSAŞ'ın aynı sınıftaki ürünü Anka'sı da başarılarıyla yüzümüzü ağartan bir projemiz. Baykar'ın Akıncı'sı ve TUSAŞ'ın Aksungur'uyla bir üst sınıftaki insansız hava aracı piyasasında da yerimizi aldık." ifadelerini kullandı.

Kızılema'nın ise yeni ve farklı bir ürün olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

" Kızılelma'nın yalnızca cismi yok, Kızılelma aynı zamanda bir hedef; bu kutlu davaya inananların çok önemli bir hedefi. Kızılelma ve Milli Muharip Uçak projelerimizle ülkemizi artık bambaşka bir lige taşıyoruz. Aynı şekilde Havelsan ve Aselsan gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimizi destekleyen vakıflarımıza ait şirketlerimiz de bu alanlarda çok önemli projeler yürütüyor."

"SİHA'larımız teröristlerin inlerini darmadağın etti"

Baykar'ın özelliğinin, tüm projelerini kendi öz kaynaklarıyla geliştirmesi ve yalnızca ürün satışı yapması olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Hakkaniyet noktasından bakarsak Baykar, tasarım ve geliştirme çalışmalarına her türlü desteği ziyadesiyle hak eden bir şirket ve şu anda 3 bini aşkın pırıl pırıl genç burada çalışıyor. Ama şirketin tercihi, bu çalışmaları kendi öz kaynaklarıyla yapmak. Zaten bu şirketin gelirleri de ülke içi satıştan ziyade ihracata dayalı. Şirketin 20 yıllık gelirlerinin yüzde 75'i, geçen yılki gelirlerinin ise yüzde 99,3'ü artık 27 ülkeye ulaşan ihracatından geliyor. Bay Kemal, bunlar seni niye rahatsız ediyor? Yanındaki bazı terör yandaşlarını rahatsız ediyor anlıyoruz da seni niye rahatsız ediyor? Çünkü onlar teröristlerle beraber. Çünkü SİHA'larımız, Akıncılarımız o inleri darmadağın ettiler, oraları vurdular ve oralarda nice teröristleri yok ettiler.

Esasen biz birçok savunma sanayi projesinde firmalarımızın tasarım ve araştırma-geliştirme çalışmalarına destek veriyoruz. Baykar gibi yüksek teknolojiye dayalı stratejik ürün geliştirme ve üretim yatırımı yapan 50 firma, devletten proje bazlı destek alıyor. Bunlar içinde devletten nakit desteği almadan çalışmalarını yürüten dört firma var; bunlardan biri Baykar. Mesela Altay tankının geliştirilmesi sürecinde yaklaşık 500 milyon doları Otokar firmasına olmak üzere çeşitli firmalara toplamda 660 milyon dolar ödeme yaptık. Bu rakam üretim değil yalnızca tasarım ve geliştirme için yapılan ödeme. Baykar ürettiği hiçbir ürünün geliştirmesi için devletten tek kuruş almamış, hepsini kendi kaynaklarıyla yürütmüştür. Yaptığı işler karşılığında Baykar'ın aldığı tek destek, gümrük vergisi, KDV, sigorta primi, stopaj indirimi gibi nakdi olmayan, üretim ve ihracat yapan her firmanın yararlandığı kolaylıklar."

"Rekabet gücünü yükseltecek her projeye destek vermek görevimiz"

Hükümet olarak bugün de birçok projeyi, ciddi teşviklerle hibelerle desteklemeyi sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, "Mesela bunları açıkça söylemek zorundayım ki milletimiz bazı gerçekleri bilsin, tek başına Ford Otomotiv 20,5 milyar lira teşvik belgeli yatırım projesine sahip. Yalnızca Milli Muharip Uçak Projesi için diğer teşvikler yanında TUSAŞ'a doğrudan bütçeden aktardığımız kaynak 1,3 milyar dolar." diye konuştu.

Türkiye'nin rekabet gücünü yükseltecek, cari açığını azaltacak, istihdamı artıracak her projeye destek vermenin görevlerini olduğunu belirten Erdoğan, nakdi destekleri verirken yalnızca firmaların teklif ettikleri veya talip oldukları projeyi gerçekleştirme kabiliyetlerine baktıklarını söyledi.

Erdoğan, "Bilhassa gençlerimize cesaret ve güven aşılayacak bir anlayışla destek yelpazemizi olabildiği kadar geniş tutuyoruz. Savunma sanayi sektöründeki firma sayısının 20 yılda 48 kat, proje sayısının 12 kat artmasını, işte bu ekosisteme, iklime borçluyuz." açıklamasını yaptı.

Türkiye'nin, gelinen noktada yalnızca gözetleme yapan insansız hava araçlarını Amerikan ürünlerinden 10 kat, İsrail ürünlerinden ise 5 kat daha ucuza mal ettiğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu gerçeklere rağmen binbir yalan ardı ardına dizilerek Baykar'ın hedef alınmasının sebebi nedir biliyor musunuz? Sebep, Baykar'ın ürettiği araçlarla ülkemizin kazandığı zaferler, elde ettiği prestij, sahip olduğu kazanımlar. Bizi Suriye'de bataklığa çekme, Karabağ'da mahcup etme, Libya'da hüsrana uğratma, Ege'de çaresiz bırakma hesabı yapanların heveslerini kursaklarında bıraktığımız için bu ses çıkıyor. Sahip olduğumuz silahlı ve silahsız hava araçlarıyla vatan topraklarının her karışını, sınırlarımız dışındaki tüm çıkar alanlarımızı kontrol altında tuttuğumuz için bu ses çıkıyor.

'Teknoloji üreten, onun kullanımında da söz sahibidir.' gerçeğinden hareketle ülkemizin etki alanının giderek genişlemesine tahammül edilemediği için bu ses çıkıyor. Ses verenler kukladır, aparattır ve kullanıp atılacak araçlardır. Partisini tescilli ajanlarla devlet sırlarını üç kuruşa satan hainlerle dolduranları başka bir vasıfla sıfatlandırmak, ederinden fazlasını vermek olur. Biz onların iplerini ellerinde tutanlara bakıyoruz."

"Milletimiz bunlara iktidar yüzünü zaten göstermez"

Hazreti Mevlana'nın, "Bir lafa bakmak lazım laf mı diye. Bir de söyleyene bakmak lazım adam mı diye." sözünü hatırlatan Erdoğan, "Lafı da sahibini de milletimizin vicdanına havale etmek, herhalde en doğrusu olacak. Ancak meselenin bu kadar basit olmadığına dair emareleri de gözden ırak tutmuyoruz." dedi.

Altılı masa adına birilerinin, karanlık mahfillerde yürüttükleri pazarlıklarda, yönetime gelmeleri halinde tüm önemli projeleri durduracakları, yapılanları da yıkacakları sözünü verdiklerinin anlaşıldığını dile getiren Erdoğan, "Bu ifadeleri bizzat söyleyen CHP'li, HDP'li tipleri de biliyoruz hatta cezaevinden söyleyenleri de biliyoruz. Milletimiz bunlara iktidar yüzünü zaten göstermez ama böyle kirli bir pazarlığın içine girilebilmiş olması bile başlı başına bir facia. Bunları duyunca Gezi olaylarında karşımıza dikilip şimdi hepsi de milletimizin emrinde, hizmetinde olan ülkenin büyük projelerini durdurma şartı koşanları hatırladık. Aynı şekilde ülkemizin büyük projelerini yürüten isimlerin ve firmaların, olur olmaz nice bahanelerle yıllarca nasıl hedef alındığını hatırladık." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Havalimanı'nı, Kuzey Marmara Otoyolu'nu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Avrasya Tüneli'ni, İstanbul- İzmir Otoyolu'nu, Osman Gazi Köprüsü'nü, Yusufeli Barajı'nı, Ilısu Barajı'nı, daha nice yatırımları akim bırakmak için her yolu denediklerini ifade eden Erdoğan, şunları aktardı:

"Bunların hepsini de biz hizmete verdik. Yatırım, üretim, turizm, çevre yönleriyle yaptıkları katkıları hesaplarsak İstanbul Havalimanı'nın 80 milyar dolar, İstanbul-İzmir Otoyolu'nun 29 milyar dolar, Osman Gazi Köprüsü'nün 10 milyar dolar, Avrasya Tüneli'nin 7 milyar dolar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün 5 milyar dolar ülkemize katkısı oldu."

Erdoğan, Karadeniz'de keşfedilen doğal gaz rezervlerinin piyasa bedelinin 1 trilyon doları bulduğunu ifade ederek, Yusufeli Barajı'nın ekonomiye yılda 5 milyar lira katkı yapacağına dikkati çekti.

Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metrosu'nu 22 Ocak Pazar günü hizmete açacaklarını bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sizin anlayacağınız, 'şu firma, bu isim' hepsi bahane... Nişan alıp ateş ettikleri asıl hedef Türkiye'dir, Türk milletidir, onun geleceğini biçimlendiren vizyonları, hedefleri, projeleridir. Bunlar milletimizi tanımıyor. Milletimiz özellikle projelerine, eserlerine, hizmetlerine dokunacak adamı, bırakın sandığa gömmeyi, doğduğuna pişman eder. Bizim kendi adımıza 'ah' ettiğimiz husus ise bir dönem bunları adam yerine koyup görev vermiş olmamız. Hatayı kabul etmek ve ders çıkarmak da bir erdem. Biz dersimizi çıkardık, milletimizden de helallik diliyoruz."

"Bay Kemal'in de senin de birbirinizden farkı yok"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, partisinin grup toplantısında başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifi konusunda yaptığı açıklamaları eleştiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Altılı masanın içinde iki isimden hanımefendi, bugünkü konuşmasında, bizim başörtüsü konusunu istismar ettiğimizden bahsediyor. Hanımefendi, Erdoğan'ın ve arkadaşlarının başörtüsü konusunda istismarcı olup olmayacağını benim milletim gayet iyi bilir. Dürüstsen, haysiyet sahibiysen, arkadaşlarım randevu talep etti, randevu vermediniz. Çünkü ikiniz de birbirinizin aynısısınız. Bay Kemal'in de senin de birbirinizden farkı yok. Sen Saraçhane'de verdiğin görüntü ile zaten hangi istikamete gittiğini ortaya koyuyorsun. Bu millet bu konudaki hassasiyetleri gayet iyi biliyor. AK Parti, Cumhur İttifakı olarak bu işin istismarını değil tam manasıyla gerçeğini yapıyoruz. Kabul edersiniz etmezsiniz şu anda yola çıktık, milletimize de aile olayını, başörtüsü konusunu, hepsini anlatacağız. Grubumuzla bu konudaki onurumuz, her şeyimiz ortada. Bu konuda sizinle bu işin mukayesesini yapacak değiliz.

Sizin birlikte yürüdükleriniz, bu ülkede başörtülü milletvekilini, 'Bu kadını Meclis'ten atın.' diyecek kadar ileri giden sınırsız tiplerdi. Siz onlarla beraber yürüyorsunuz. Şimdi bu işin istismarıyla bizi yargılamak istiyorsun. Varsa bir projeniz, projenizi bize gönderirsiniz. Buna göre üzerinde çalışırız, adımı da atarız. Aile bizim kutsalımız. Güçlü aileler, güçlü fertlerden ortaya çıkar. Güçlü ailelerden de güçlü millet oluşur. Şimdi çok açık, net bir şey söylüyorum, siz ortağınızla birlikte malum LGBT'cilerle beraber yürüyebilirsiniz, onlarla beraber adım atabilirsiniz, bizim onlarla da işimiz yok. Çünkü aile kurumunu çok sağlam zemine oturtmanın adresi AK Parti, Cumhur İttifakı. Yola da böyle yürüyoruz, yürüyeceğiz."

Erdoğan'ın bu sözleri partililerce ayakta alkışlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Ocak Cumartesi günü Bursa'yı ziyaret edeceğini, toplu açılışlarda ve gençlerle buluşacağını sözlerine ekledi.

Bu arada AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da 20 Ekim 2022'de Azerbaycan'da geçirdiği trafik kazası sonrasında ilk kez grup toplantısına katıldı. Grup toplantısının yapıldığı salona Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte giren Yıldırım, toplantı sonrasında partililerin "geçmiş olsun" dileklerini kabul etti.

(Bitti)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı\'nda konuştu: (5)
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (5) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement