Dha İstanbul  Bülteni -3 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul  Bülteni -3

(olay yerlerinin gündüz görüntüleriyle) 1- CEZAEVİNDEN ÇIKTI KATLİAM YAPTI: 5 ÖLÜBir yıl önce cezaevinden çıkan kişi, 2'si oğlu olmak üzere 5 akrabasını öldürdü.

07.03.2019 12:26

(olay yerlerinin gündüz görüntüleriyle)

1- CEZAEVİNDEN ÇIKTI KATLİAM YAPTI: 5 ÖLÜ

Bir yıl önce cezaevinden çıkan kişi, 2'si oğlu olmak üzere 5 akrabasını öldürdü.

Haber-Kamera: Ertan KILIÇ-Ozan URAL-Soner HASIRCIOĞLU- Ersan SAN -/İstanbul DHA

İstanbul güne katliamla uyandı. Bir yıl önce cezaevinden çıkan Şinasi Gürkan, 3 adreste 2'si öz oğlu olmak üzere 5 kişiyi öldürdü.

İLK OLARAK BAŞAKŞEHİR'DE BACANAĞININ EVİNİ BASTI

16 yıl önce alacak verecek meselesi yüzünden Başakşehir'de iki kardeşini öldüren Şinasi Gürkan, yaklaşık bir yıl önce cezaevinden çıktı. İki oğlu ile birlikte Esenyurt Süleymaniye Mahallesi'nde yaşamaya başlayan Şinasi Gürkan dün gece adeta ölüm kustu.

Şinasi Gürkan, ilk olarak Başakşehir, Şahintepe Mahallesi'nde bacanağının evine gitti. Bacanağı Alihan Tiz'i ve oğlu Erdal Tiz'i vurarak olay yerinden kaçtı. Erdal Tiz olay yerinde hayatını kaybederken, Bacanağı Alihan Tiz ise ağır yaralı olarak Kanunu Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.  Alihan Tiz de hastanede hayatını kaybetti.

AVCILAR'DA DA KARDEŞİNİ ÖLDÜRDÜ

Şahintepe'den sonra Avcılar Tahtakale Mahallesi'nde kardeşi Mühendis Gürkan'ın evine gitti. Kardeşi Mühendis Gürkan'ı otomobilin içinde öldüren Şinasi Gürkan olay yerine geldiği otomobile binerek kaçtı

Olayın, ortaya çıkmasının ardından bölgeye çok sayıda sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri, olayın gerçekleştiği sokakta bulunan otomobilin içinde Mühendis Gürkan'ın cansız bedeni ile karşılaştı. Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı incelemelerin ardından, Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı da olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Yapılan incelemelerin ardından Mühendis Gürkan'ın cesedi otopsi yapılaması için Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

POLİS EVE GİRDİĞİNDE 2 OĞLUNUN CESEDİ İLE KARŞILAŞTI

Polis ekipleri,  Şinasi Gürkan'ın Esenyurt, Süleymaniye Mahallesi'nde bulunan evine Özel Harekat Timleri ile baskın yaptı. İçeri giren polis ekipleri, Şinasi Gürkan'ın öz çocukları Göksal Gürkan(21) ile Gökmen Gürkan(16)'ın cansız bedenleriyle karşılaştı. Göksal Gürkan'ın asker olduğu ve izne geldiği öğrenildi.

POLİS KATİL ZANLISININ YAKALANMASI İÇİN GENİŞ ÇAPLI OPERASYON YAPTI

Şinasi Gürkan'ın 5 kişiyi öldürdüğünün ortaya çıkmasının ardından yakalanması için İstanbul genelinde gidebileceği adreslere operasyonlar düzenlendi. Esenyurt'ta bir adrese yapılan baskını Esenyurt İlçe Emniyet Müdürü Hakan Becel bizzat kendi yönetti. Yapılan operasyonda polis ekiplerinin ellerinin sürekli tetikte olması gözlerden kaçmadı.

İLK İFADESİNDE EŞİNE SAHİP ÇIKILMADIĞINI SÖYLEDİ

Şinasi Gürkan'ın kullandığı otomobilin tespit edilmesi üzerine polis peşine takıldı. Şişli'ye kadar kaçan Şinasi Gürkan burada otomobili bırakarak yaya olarak kaçmaya devam etti. Ancak saat 01.30 sıralarında polis ekipleri, Gürkan'ı Şişli'de yakaladı.

Şinasi Gürkan, sağlık kontrolünden sonra sorgulanmak üzere, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ne götürüldü. 16 yıl önce iki kardeşini öldüren Gürkan'ın cezaevindeyken kendisinden boşanan eşinin de yaklaşık iki yıl önce bir cinayete kurban gittiği öğrenildi.

Gürkan'ın ilk ifadesinde cezaevindeyken eşine sahip çıkılmadığı gerekçesiyle cinayetleri işlediğini söylediği öğrenildi

GÖKMEN'İN SOSYAL MEDYA HESABINDA BABASIYLA GÖRÜNTÜSÜ ORTAYA ÇIKTI

16 yaşındaki Gökmen Gürkan'ın sosyal medya hesabında, babası ile çekilmiş videoları ortaya çıktı. Videoda, Şinasi Gürkan'ın otomobili kullanırken çalan müziğe Gökmen'in eşlik ettiği görülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-----------------

EK GÖRÜNTÜ

-Olay yerlerinin gündüz görüntüleri

-Görgü tanıkları ile röp.

///////////////GEÇİLEN GÖRÜNTÜ

-Avcılar'da polis ekiplerinin çalışması

-Cenaze aracına bir cesedin konulması

-Polisin bir adrese operasyon düzenlemesi

-Polislerin elleri tetikte beklemesi

-Esenyurt'ta olay yerinden görüntüler

-Sağlık ekiplerinin binaya giriş çıkışı

-Mahalle sakinlerinin toplanması

-Pencere ve balkondan çalışmaları izleyen mahalle sakinleri

-Polis ekiplerinin güvenlik önlemi alması

-Olay yeri inceleme polislerinden görüntüler

-Cenaze aracının gelişi

-Cesetlerin cenaze aracına alınması

-Şinasi Gürkan ve iki oğlunun fotoğrafı

-Küçük oğlu Gökmen Gürkan'ın babasıyla olan videosu

-Genel ve detay görüntüler

=====================================

2- İSTANBUL'DAKİ KATLİAM: 5 KİŞİ GÖZALTINDA

Haber: Müslim SARIYAR - Kamera: Ersan SAN - İstanbul DHA - İSTANBUL'da 2'si oğlu 5 kişiyi öldüren saldırganın Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ndeki ifadesinde cinayetleri miras nedeniyle işlediğini söylediği öğrenildi. Katliamla ilgili saldırganın yanısıra 4 kişi gözaltına alındı.

Bir yıl önce cezaevinden çıkan Şinasi Gürkan, 3 adreste 2'si öz oğlu olmak üzere 5 kişiyi öldürdü.

16 yıl öncede iki kardeşini öldüren Gürkan'ın polise verdiği ilk ifadesinde cezaevindeyken eşine sahip çıkılmadığı gerekçesiyle cinayetleri işlediğini söylediği öğrenildi. Şinasi Gürkan'ın Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'ndeki ifadesinde ise miras tartışması nedeniyle cinayetleri işlediğini söylediği kaydedildi. Bu arada katliamla ilgili toplam 5 kişi gözaltına alındı. Saldırgan olay yerlerine götüren taksici ile kardeşi O.G.'nin  gözaltına alınanlar arasında olduğu öğrenildi.

Görüntü Dökümü:

------------

-Katliam adreslerinin gündüz çekilen görüntüleri

==========================

3- 'ARAP EMRAH'IN ADAMLARINA YAPILAN OPERASYONDA POLİS KAMERASINA YANSIYAN GÖRÜNTÜLER

Çağtay KENARLI- İstanbul DHA

'Arap Emrah' olarak tanınan Emrah Sever'in yakalanmasının ardından Organize Şube Müdürlüğü ekipleri, adamlarına yönelik bu sabah düzenlediği operasyonda 16 kişiyi gözaltına aldı. Operasyonun polis kamerasına yansıyan görüntüleri basınla paylaşıldı.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde 21 Eylül 2017 günü çatışma çıkmış, 1 kişi yaralanmıştı. Her iki grup arasında daha önce yaşanan cinayet olayının davasında taraflar adliye önünde karşı karşıya gelmişti. Çatışmanın ardından bazı çete üyeleri yakalanırken, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri kapsamlı bir araştırma başlatmıştı. Polis, elebaşılığını Arap Emrah lakaplı Emrah Sever'in yaptığı çete ile Volkan Reçber elebaşılığını yaptığı çeteye ulaşmıştı.

Polis, iki şebekeye yönelik yaptığı operasyonlar sürüyor. Emrah Sever'in yakalanmasının ardından polis, bu sabah yeni bir operasyon düzenledi.  Yapılan operasyonda 16 şüpheli yakalandı. Şüphelilerin ev ve işlerlerinde yapılan aramalarda 9 tabanca, 4 yedek şarjör

1 kaleşnikof görünümlü havalı tüfek, 207 fişek, 86 adet senet, 18 adet çek ele geçirildi.

Görüntü Dökümü:

----------

-Polis kamerası

-özel harekat polisleri

-İçeride yapılan aramalar

-Ele geçirilen silahlar

-Genel ve detaylar

=======================================

4- ÇETİN EMEÇ MEZARI BAŞINA ANILDI

Hakan KAYA-Hasan YILDIRIM/İSTANBUL, 7 Mart 1990'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, ölümünün 29'uncu yılında mezarı başında anıldı.

Zincirlikuyu Mezarlığı'nda düzenlenen anma törenine Çetin Emeç'in eşi Bilge Emeç, kızı Mehveş Emeç Birol, oğlu Mehmet Emeç, damadı Özalp Birol, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkan Vekili Vahap Munyar, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, gazeteci Oktay Ekşi, Hürriyet Gazetesi Yazarı Sedat Ergin,  TGC Genel Sekreteri  Sibel Güneş ve meslektaşları katıldı. Emeç'in mezarı başında dualar okundu.

Anma töreninde konuşan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar, Çetin Emeç'i ve kendisiyle tanışma hikayesini anlattı.  Munyar, şunları söyledi: "Enis Berberoğlu muhabir ben de Tercümandan Hürriyet Gazetesi'ne geçeceğim, Çetin Bey genel yayın yönetmeni. Beni yanına çağırdı. Sadece bir dakika görüşme yaptık.  Dedi ki ' Cahit Düzel seninle çalışmak istedi sadece seni fiziki olarak görmek istedim. Bütün yetki Cahit Düzel'e aittir. Nasıl anlaşırsanız aynı şekilde çalışırsınız.' dedi. İlk tanıştığımız ve başladığımız dönem o dönem. Daha sonra beraber çalıştık. Gazeteciliği çok titiz, yöneticiliği de aynı şekilde titiz. Onun da stresini yaşayan ama çok önemli bir gazeteci büyüğümüz Çetin Emeç... Hürriyet'i yönetmenin bedelini ödettiler ona. Aynı şekilde Abdi İpekçi, Milliyet Gazetesi'ni yönetmenin ve yazdığı yazıların bedelini ödettikleri gibi aynı şekilde Çetin Bey'e de yazdıklarının ve attığı manşetlerin bedelini ödettiler. Daha sonra aynı şekilde Uğur Mumcu'ya bedel ödetildi. Hepsinin belki tetiği çekenleri belli oldu. Hepsi yakalandı cezasını çekiyor bir kısmı çekti. Ama asıl karanlık güçler halen arkada ve halen karanlıktalar. Türkiye'nin boynunun borcu Çetin Emeç'in de, Uğur Mumcu'nun da, Abdi İpekçi'nin de diğer basın şehitlerimizin de asıl katillerinin karanlık güçlerin yüzünü açığa çıkarmak ve onlardan hesap sormak biz bunu bekliyoruz.  Ben Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili olarak ve Hürriyet'i şu anda yöneten kişi olarak tekrar bu talebi dile getiriyorum."

Görüntü Dökümü:

-----------------------

-Çetin Emeç'in mezarından görüntü

-Çetin Emeç'in ailesinden görüntü

-Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar'dan görüntü

-Hürriyet Gazetesi Yazarı Sedat Ergin'den görüntü

-Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı

-Mezar başında dua okunması

-Vahap Munyar'ın konuşması

-Genel ve detaylar

======================

5- AHMET KURAL'DAN SONRA SILA SAVUNMA YAPTI

Özden ATİK/ İSTANBUL,

Şarkıcı Sıla Gençoğlu ve oyuncu Ahmet Kural arasında yaşanan şiddet olayına ilişkin ilk duruşma bugün görülüyor

İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Ahmet Kural ve Sıla savunma yaptı.

"1.5 AY EVDEN ÇIKMADIM"

Kural, "2017 Mayıs'ında güzel bir ilişkiye başladık. Ancak dünya görüşlerimizin, inançlarımızın farklılığı, arkadaşlarımı hor görmesi nedeniyle ayrılma kararı aldım. Sonrasında 'bir tokat attı' haberi uydurdu. Bir hafta sonra Okan Can Yantır ile olmaya başladı. 1.5 ay evden çıkmadım. Kimseyle görüşmek istemedim" dedi.

"EVİ TERK ETMESİNİ İSTEDİM. ARAMIZDA TARTIŞMA OLDU"

6 ay sonra Sıla'nın 'sana ihtiyacım var' diye mesaj yolladığını kaydeden Kural, "Daha sonra teyzesini, araya kuzenim ortak arkadaşlarımızı soktu. Bana 'Boş ev' diye bir şarkı yazdığını söyledi. Aklımda hala 3. şahıs vardı. Ona üçüncü kişi ile olan birlikteliğiyle ilgili 3 defa o soruyu sordum. Bana değişik cevaplar verdi. Kafamda şüphe oluştu. Olay günü annem ve ablalarımın geldiği gece kendisi bize geldi. Alkol aldık. Kendisi bayağı içti. Rumeli hisarında bulunan evin merdivenin de inerken sendeledi. Kolundan tutup indirdim. Daha sonra Zekeriyaköy'deki benim evime geçtik. İçimde kalan şüpheden dolayı aynı soruyu bir kez daha sordum. Evet 'senin canını yakmak için yaptım' dedi. Kendisinden evi terk etmesini istedim. Aramızda tartışma oldu" diye konuştu.

'SENİ BİTİRECEĞİM AHMET KURAL' DEDİ.

Sıla'ya 'Defol git' dediğini belirten Kural, "Şoförünü aramak istedim. Elimden tuttu. Sonrasında ben kendisinden elimi çekerken düştü. Birkaç kez 'yalvarırım git diye bağırdım'. Kendisi bana 'Yapma Ahmet ne olur konuşalım' diye bağırdı. İddianamedeki sözleri kendisine söylemedim ve kesinlikle vurmadım. Sonra kendisi şoförünü aradı. 15-20 dakika süren kavganın sonunda kendisi dışarı çıktı ve çıkarken de bana 'Seni bitireceğim Ahmet Kural' dedi. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.

"BİR ANDA KISKANÇLIK KRİZİ GEÇİRDİ"

Daha sonra Sıla Gençoğlu ifade verdi. Sıla ifadesinde, "Olay 29 Ekim günü gerçekleşti. Ailesiyle beraber cok güzel vakit geçirdik. Sonra eve geçtik. Ancak kurtulamadığımız Okan Can Yantır sorusu geldi. Bir anda kıskançlık krizi geçirdi. Bağırdı. Sonra kendimi kurtarmaya çalışsam da kötü bir hatıraydı. Sonra bana 'S... git. Git buradan öldürürüm seni' dedi. Kül tablası kaldırdı.

Bir saat boyunca evden kurtulmaya çalıştım. Mutfaktan salona savrulduk. Kafamı duvarlara vurdu. Yere düştüm. Kafamı ve böbreklerimi tekmeledi. Bana aileme küfürler etti. 'Çok sevdiğin baban kollarında ölsün' dedi. Bahçe kapılarından içeri çekildim. Bir şekilde şoförümü aramayı başardım. Neyse ki peşimden gelmedi.  Şikayetçiyimö dedi.

Soru üzerine Sıla, "Yaklaşık 1 saat sürdü. Ara ara devam eden bir dayaktı. İdrarımdan kan geldi" diye konuştu. Bunun üzerine Ahmet Kural'ın avukatı, 'İdrarda kan olduğu söyleniyor, bunu da böbreğinize vurulmasına bağlıyorsunuz. O dönem regl miydiniz?' diye sordu. Sıla ise, 'Hayır regl değildim' diye cevapladı. Duruşma tanıkların  dinlenmesiyle devam ediyor.

Görüntü dökümü:

------------------

-Sıla ve Kural'ın adliyedeki görüntüleri

========================================

(ek görüntü)

6 - LÜKS OTOMOBİLLİ DÜĞÜN KONVOYU YOL KAPATIP "DRİFT" YAPTI

İstanbul DHA

İstanbul'da çok sayıda lüks aracın yer aldığı düğün konvoyu Kuzey Marmara Otoyolu Başakşehir mevkii yol kesip drift yaptı. Yol kesmelerini profesyonel kameralarla kaydettiren konvoydakiler drone ile bile çekim yaptırdı

İstanbul'da geçtiğimiz cumartesi günü bir çiftin düğünü vardı. Düğün için onlarca lüks araç, İSTOÇ'dan hareket etti. Düğün konvoyu ilerlerken drone ve profesyonel kayıttaydı. Konvoy Kuzey Marmara Otoyolu'nda ilerlerken Başakşehir mevkiinde durdu. Yol kesen konvoy  otomobilleriyle  "drift" denilen hareketi yaptı. Konvoydakiler kimseye umursamazken yolda uzun araç kuyruğu oluştu. Lüks düğün konvoyunun yolculuğu yol keserek ve drift yaparak Başakşehir'e kadar sürdü.

Görüntü Dökümü:

---------

-Konvoyun görüntüsü

-Dritf yapmaları

-İlerleyen konvoyun görüntüsü

=========================

7 - NAZLI SİNEM ERKÖSEOĞLU DAVASI: ADLİ TIP KURUMU RAPORU ULAŞTI

Haber: Serpil KIRKESER/ Kamera: İSTANBUL DHA

Beyoğlu'nda 9 yıl önce Boston Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun apartman boşluğuna düşerek yaşamını kaybetmesine ilişkin Paksoy Holding'in veliahtları Mahmut Emre ve Can Paksoy kardeşlerin yargılandığı davaya Adli Tıp Kurumu raporu ulaştı. Raporda,  düşme olayının, kendi iradesiyle mi, alkolün etkisiyle mi, kazara mı meydana geldiği, bir başkasının ya da başkalarının etkisinin olup olmadığının tıbben bilinemediği ve maktulenin elbisesinin arkasındaki fermuarı bir veya iki el yardımıyla tek başına kapatılıp kapatılmayacağı hususunun adli tıbbi bir durum olmadığı belirtildi. Söz alan Can Paksoy,  "4 defadır Adli Tıp Kurumu lehimize geldi. Suçsuzluğumuz kanıtlandı. Bildiklerimizi tüm samimiyetimizle anlatmamıza rağmen 9 yıldır yargılanıyoruz. Ben kimseyi öldürmedim, Ağabeyim kimseyi öldürmedi. Kimsenin ölümüne istemeden sebebiyet vermedik. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum" dedi. Anne Ferah Kural ise "Sinem atlamadı. Sinem atlayacak kız değildi" diye konuştu.

SANIKLAR DURUŞMAYA KATILDI

İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuksuz sanıklar Can Paksoy ve Mahmut Emre Paksoy hazır bulundu . Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun ailesi ile  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı Hatice Boz da duruşmada hazır bulundu. Mahkeme Başkanı Sait Özdemir,  Adli Tıp Kurumu raporunun mahkemeye ulaştığını açıkladı.

ADLİ TIP KURUMU RAPORU

Mahkemeye ulaşan 6 sayfalık Adli Tıp Kurumu raporunda, Erköseoğlu'nun ölümünün genel beden travmasına bağlı omur, çok sayıda kot ve pelvis kırıklarıyla birlikte büyük damar ve iç organ yırtılmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu ifade edildi. Raporda, "Otopsisinde kişinin vücudunda tespit edilen ve ölümüne neden olan travmatik değişimlerin lokalizasyonları, özellikleri ve ağırlıkları dikkate alındığında adli dosyada mevcut olay yeri inceleme tutanağında belirtilen olay yerinde yüksekten düşmeyle mümkün olduğu, düşme olayının kendi iradesiyle mi alkolün etkisiyle  mi, kazara mı meydana geldiği düşme olayında bir başkasının ya da başkalarının etkisinin olup olmadığı, düşme öncesi ayrıca bir travmaya maruz kalıp kapmadığının tıbben bilinmediği, olayın adli tahkikatla aydınlatılmasının mümkün olacağı mütalaa olunur" denildi. Raporda, maktule ait elbisenin giyen kişinin arkasındaki fermuarı bir  veya iki el yardımı ile tek başına kapatılıp kapatılmayacağı hususunun adli tıbbi bir durum olmadığı belirtildi.

"BU KÜPEYİ HATIRLADINIZ MI O GÜN ÜZERİNDEYDİ?"

Duruşmada söz verilen Sinem Erköseoğlu'nun annesi Ferah Kural, sanık Paksoy kardeşlerin yanına kadar giderek, "Can, prensesimi o gün aldın, bu küpeyi hatırladınız mı o gün üzerindeydi?" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özdemir, mahkemenin yargılama usulü olduğunu belirterek, "Söyleyeceklerinizi  mahkeme heyetine dönerek söyleyiniz" diyerek uyardı. Tekrar sözlerine devam eden Kural, "Bu küpe kızımın üzerindeydi. Acaba kavga ettiler de kızımın üzerinden mi düştü, yoksa çektiler de düştü mü? Bu yüzük de parmağından çıkmış. Bu elbiseyle atlaması mümkün değil. Elbise daracık. Ayaklarını dayayıp atlamadı, ayak izi maalesef yok. (sanıklara dönerek) Belki siz beraat edeceksiniz. Ancak Yüce Allah'ın mahkemesi devam edecek. Sinem'in atlamasına imkan yok. Türk hukukuna güveniyorum. Elbisenin fermuarının incelenmesini istiyorum. Fermuarını ben çektim. Fermuar uzun fermuar. Alkollü çekmesi çok zor. Küpe nerede? Kavgada mı düştü? Ne oldu, ne bitti. Hukuk istiyorum. Fermuarda kimin parmak izi var, bunun şiddetle incelenmesini istiyorum. Sinem atlamadı. Sinem atlayacak kız değildi. Telefon kayıtlarının incelenmesini istiyorum" diye konuştu.

"BEN KİMSEYİ ÖLDÜRMEDİM"

Söz alan Can Paksoy, "4 defadır Adli Tıp Kurumu lehimize geldi. Suçsuzluğumuz kanıtlandı. Bildiklerimizi tüm samimiyetimizle anlatmamıza rağmen 9 yıldır yargılanıyoruz. Ben kimseyi öldürmedim, Ağabeyim kimseyi öldürmedi. Kimsenin ölümüne istemeden sebebiyet vermedik. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum" dedi.

Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu raporuna karşı Erköseoğlu Ailesi'nin avukatına süre vererek, duruşmayı Temmuz ayına erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Nazlı Sinem Erköseoğlu, 26 Eylül 2010 tarihinde Paksoy Holding'in veliahtları Mahmut Emre ile kardeşi Can Paksoy'un oturduğu Beyoğlu'ndaki 10 katlı apartmanın havalandırma boşluğunda ölü bulundu. Soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Mahmut Emre ve Can Paksoy kardeşler hakkında "Kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis cezası talebiyle dava açtı. Yargılama  sürecinde Paksoy Kardeşler suçsuz olduklarını savunarak, beraatlerini istedi. Erköseoğlu'nun annesi ve babası ise

kızları cinayete kurban gittiğini söyledi. Davayı 2014 yılında karara bağlayan İstanbul 19. Ceza Mahkemesi de

"Şüpheden uzak yeterli delil elde  edilemediği" gerekçesiyle sanıkların ayrı ayrı beraatine karar  verdi. Berat kararına

Erköseoğlu'nun Avukatları itiraz ederek, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasını talep etti.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI: DAVANIN BOZULMASINI TALEP ETTİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hazırladığı tebliğnamede  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın suçtan zarar  gördüğünü, bu nedenle kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma, duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, bu bildirimler yapılmadan davada karar verildiğini belirtti.   Sanıkların gece uyuduklarını ve maktul Sinem'in 8. kattan apartman boşluğuna düşerken

haberlerinin olmadığı yönünde savunmaları  karşısında evdeki sabit telefondan olay gecesi konuşma yapılıp yapılmadığının

araştırılmadığı kaydedilen tebliğnamede, Sinem'in yüzüstü düşmesine rağmen, başındaki şişliğin,  vücudundaki diğer yaraların ne zaman oluştuğu konusunda Adli Tıp Kurumu'ndan rapor  alınmadığı ifade edildi. Tebliğnamede Sinem'in iç çamaşırlarının

ters giydirildiğinin öne sürüldüğünü, vücudunda ve sutyeninde sanıkların DNA'sının  bulunduğu belirtilmesine rağmen elbisesinin fermuar uzunluğu dikkate alınarak, bu elbiseyi giyen kişinin arkasındaki fermuarı tek başına kapatıp kapatamayacağının

araştırılmaması gerektiğinin düşünülmediğini ifade etti. Bütün bu gerekçelerle  Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararının bozulması talep etti.

YARGITAY BERAAT KARARINI BOZDU: DAVA AİLE BAKANLIĞINA BİLDİRİLMEDİ

Yargıtay 1. Ceza Dairesi de sanıklar Can ve Mahmut Emre hakkında, maktül Nazlı Sinem'e yönelik  "Kasten öldürme" suçundan açılan davada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu suçtan zarar göreni olduğunu, bu sıfatının gereği olarak Ceza Muhakemesi Kanunun (CMK) 233. ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için

duruşmalardan haberdar edilmesi gerektiğini belirtti. Daire, bakanlığa usulen dava ve duruşmaların bildirilmeden davaya

katılma ve CMK'nın mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamayı devam edilerek

yazılı biçimde hüküm kurulduğuna dikkat çekti. Daire, zarar gören Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili ile

şikayetçilerin avukatının  temyiz itirazlarını yerinde gördüğünü kaydederek, davanın bozulmasına oy birliğiyle karar vermişti.

Görüntü Dökümü:

----------------

Arşiv görüntüler

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul  Bülteni -3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement