TBMM Başkanı Kahraman Ovit Tüneli'ni inceledi
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Rize'nin İkizdere İlçesi ile Erzurum'un İspir ilçeleri arasındaki Ovit Dağı'nda yapımında sona gelinen 14.3 kilometre uzunluğundaki Türkiye'nin en uzun, dünyanın ise en uzun 3'üncü çift tüplü karayolu tünel inşaatında incelemelerde bulundu. Kahraman ve beraberindekiler araçları ile Erzurum tarafından girdikleri tünelin Rize tarafından çıktı.
Kurban Bayramı tatili için memleketi Rize'nin İkizdere İlçesi Tulumpınar Köyü'ne gelen TBMM Başkanı İsmail Kahraman, bu sabah beraberinde Rize Valisi Erdoğan Bektaş, AK Parti Rize Milletvekilleri Hasan Karal, Hikmet Ayar, İkizdere Belediye Başkanı Hasan kösoğlu, Karayolları 10'uncu Bölge Müdürü Selahattin Bayramçavuş ile birlikte Erzurum'un İspir ilçesine geçti burada Ovit Tüneli'nde incelemelerde bulundu.
Araçlarla tünele giren heyet bir süre ilerledikten sonra da araçlardan inerek inşaatı gezdi. Baret takan ve yelek giyen TBMM Başkanı İsmail Kahraman, çalışmalarla ilgili yetkililerden bilgi de aldı.
Burada açıklamalarda bulunan TBMM Başkanı, Ovit Tüneli'nin içinden bir baştan diğer bir başa geçtiklerini belirterek bunun kendisi için büyük bahtiyarlık olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde tünelin temel atma törenine de katıldığını hatırlatan Kahraman, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanımız yalnız açılışlara katılıyor fakat bu projenin önemi nedeniyle temel atma törenine de katılmıştı. Fevkalade bir eser meydana gelmiş. Bütün emek verenler ve başarıyı sağlayanlardan Allah razı olsun. Hepsini tebrik ediyoruz. Bu tünel ve yol hadisesi çok güzel bir faaliyet. Bayındırlık eski bakanı sadrazam Halil Rıfat Paşa'nın 'Gidemediğin yer senin değildir' sözü vardır. Bir yerin bizim olmasını istiyorsak gidebilmeliyiz. Benim köyüm olan İkizdere Tulumpınar'da çok kişi bu dağda donarak hayatını kaybetti. Soğuk geldi mi bir uykuya dalıp gidiyorsunuz. Bu tünelin çok yönlü faydası var"
'TÜRKİYE İLERLİYOR, GELİŞİYOR'
Türkiye'nin her tarafının otoyollarla çevrilmesinin meydana getireceği canlılıkla kalkınmanın da sağlanacağını vurgulayan Kahraman, "Türkiye ilerliyor, gelişiyor. Bu gelişmeyi ve ilerlemeyi durdurmak için tuzaklar var. En yakını 15 Temmuz'dur. rahmetle andığımız şehitlerimizdir. Biz yolumuza devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Durmak yok yola devam. Mani olamayacaklar. Gelişeceğiz ve tarihi misyonumuzu ifa noktasında elimizden geleni yaparak o noktaya ulaşacağız." ifadelerini kullandı.
Kahraman ve beraberindekiler tünel içerisinde hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra bölgeden ayrıldı.
OVİT TÜNELİ
Rize'nin İkizdere İlçesi Ovit Dağı geçidinde yapımında sona gelinen 14. 3 kilometrelik Ovit Tüneli, Türkiye'nin en uzun, dünyanın 4'üncü uzun çift tüplü tüneli olacak. Ovit projesi, Başbakanlık Osmanlı arşivi kayıtlarına göre, 1880 yılı Osmanlı Devleti'nin kalkınma çalışmalarında yer aldı. Proje için ilk adım 1930 yılında yol projesi ile hayata geçirildi. Kazma ve küreklerle yol yapımının başlanan bölgeye Rizeliler gruplar halinde gönderildi. Yapımı yıllarca gündemden düşmeyen Ovit Tünel projesi ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde gündeme geldi ve 13 Mayıs 2012 tarihinde temeli atıldı.
12 AY BOYUNCA ULAŞIM SAĞLANACAK
Tünelin giriş kotu 2054 metre, çıkış kotu ise 2260 metre olacak. Makyol İnşaat tarafından yapılan ve 412 milyon 366 bin liraya mal olacak olan Ovit Tüneli'nin tamamlanmasıyla Rize - Erzurum arasındaki ulaşım 4.4 kilometre kısalacak ve 12 ay boyuna kesintisiz sağlanacak. Kış şartları nedeniyle ulaşımın aksadığı Ovit Dağı geçidinde yapılacak tünel sayesinde Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri birbirine bağlanacak.11 Kasım 2016 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım'ın katıldığı törenle Ovit tünelinde ışık göründü töreni yapılmıştı. Aydınlatma ve mekanik aksamlarının yapımı süren Ovit Tüneli'nin yılsonunda tek tüpünün trafiğe açılması planlanıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Tünel detayları
Tünele araçlarla girilmesi
Tünelde inceleme yapılması
İsmail Kahraman'ın açıklaması
Detaylar
Haber-Kamera: Muhammet KAÇAR RİZE-
======================================
Başsavcı Güre: En büyük hedefimiz zedelenmiş olan yargı itibarını ayağa kaldırmak
DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra geçen 14 ayda sonra en büyük hedeflerinin zedelenmiş olan yargının itibarını ayağa kaldırmak, toplumda yargıya olan güvenin en üst seviyeye çıkarılması için demokratik ilkeler, insan hakları, masumiyet ve lekelenmeme hakkını koruyarak hızlı ve etkin bir yargı sürecini işletmek olduğunu söyledi. Diyarbakır Adliyesi önünde Baro tarafından yapılan basın açıklaması etkinliğinde konuşan Baro Başkanı Ahmet Özmen ise, Baro başkanları Tahir Elçi'nin öldürülmesi ve ardından yürütülen soruşturmayı hatırlatarak, "Başta kederli ailesi olmak üzere, baromuzu ve kamuoyunu tatmin edici, somut adımların atılması gerekmektedir. Aksi takdirde kamuoyu, cinayetin aydınlatılmamasının sorumlusu olarak hükümeti ve soruşturma makamlarını görecektir"diye konuştu.
"EN BÜYÜK HEDEFİMİZ ZEDELENMİŞ OLAN YARGI İTİBARINI AYAĞI KALDIRMAK"
2017-2018 Adli yılı açılış töreni nedeniyle Diyarbakır Adliyesi önünde bir tören düzenlendi. Törene, Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, Baro Başkanı Ahmet Özmen, Adalet Komisyonu Başkanı Ercan Aslan, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı İrfan Ceren ile hakim ve savcılar katıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk sunulması, şehitler için bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan törende ilk konuşmayı Cumhuriyet Başsavcısı Güre yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yargı içinde yaşanan gelişmelere dikkat çeken Başsavsı Kamil Enkut Güre, "Geçen süreç içerisinde çok ağır bir travmanın üstüne, hem yargı içerisindeki çetelerle mücadele eden, hem yargının saygınlığını artırmaya çalışan yargı mensupları olarak büyük bir mücadele içinde bulunuyoruz. Bu mücadele halen devam ediyor. Yargnın saygınlığını artırma adına hepimizin üzerine düşen büyük görevler bulunmaktadır. Yargı içerisinde çeşitli sebeplerle oluşacak kliklerin nelere mal oludğu 15 Temmuz günü ortaya çıkmıştır. En büyük operasyonların yapıldığı kurumların başında askeriye ve emniyet ile birlikte yargı gelmiştir. Bunun bedelini ağır ödetmeye çalıştılar. Ancak, bunun bedelini kendileri ödedi ve ödemeye devam edecekler. Geçen 14 ay sonrasında en büyük hedefimiz, zedelenmiş olan yargının itibarını ayağa kaldırmak, toplumda yargıya olan güvenin en üst seviyeye çıkarılması için demokratik ilkeler, insan hakları, masumiyet ve lekelenmeme hakkını koruyarak hızlı ve etkin bir yargı sürecini işletmek olmuştur. Bu noktada hepimize görevler düşmektedir. Devam eden yargı reformları doğrultusunda da bu hızlı işleyişin artırılması için çaba sarf edilmektedir. Biz de üzerimize düşen sorumluluğu sonuna kadar cesurca yüklenmeye hazırız ve bunu devam etirreceğiz. Yargının, zedelendiğinde ülkede nelere mal olduğu acı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu ülkede namussuzlar kadar namusluların cesaretli olduğu takdirde, nelerin başarılabileceği bir kez daha ortaya çkmıştır. Bu cesaretimiz durmadan devam edecektir "dedi.
DİYARBAKIR BAROSUDA BASIN AÇIKLAMASI YAPTI
Diyarbakır Barosu da Adli yılın açılışı nedeniyle Diyarbakır Adliyesi önünde bir basın açıklaması etkinliği düzenledi. Çok sayıda avukatın cübbeleriyle katıldığı etkinlikte konuşan Baro Başkanı Ahmet Özmen, yeni Adli yılda en büyük beklentilerinin Tahir Elçi cinayetinin faillerinin bulunarak yargı önüne çıkarılması olduğunu söyledi.Tahir Elçi'nin onlarca kamera önünde katledilmesinden bugüne iki yıla yakın bir süre geçtiğini belirten Özmen, "Başta Hükümet olmak üzere, yetkililerce tarafımıza devlet adına söz verilmesine rağmen, verilen sözlerin esamesinin dahi okunmadığını ve soruşturma dosyasında elle tutulur bir ilerleme sağlanamadığını hatırlatmak durumundayız. Soruşturma dosyasında henüz tek bir kişinin dahi şüpheli sıfatıyla sorgulanmadığını üzülerek ifade etmek isteriz. Başta kederli ailesi olmak üzere, baromuzu ve kamuoyunu tatmin edici, somut adımların atılması gerekmektedir. Aksi takdirde kamuoyu, cinayetin aydınlatılmamasının sorumlusu olarak hükümeti ve soruşturma makamlarını görecektir"dedi.
"YARGIYA GÜVEN SIFIR NOKTASINA İNMİŞTİR"
Cumhuriyet ile yaşıt olan yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorununun katmerlenerek büyümeye devam ettiğini belirten Baro Başkanı Ahmet Özmen, "Geride bıraktığımız iki yıl içerisinde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlenmesi bir yana, yargının içinde olduğu içler acısı durum, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmış, yurttaşların yargıya güveni sıfır noktasına inmiştir.Hak arama özgürlüğünün önünde engel oluşturan mesleki sorunlarımız bütün ağırlığıyla sürmektedir. Uygulamalar ile avukatlık mesleğinin çalışma alanı daraltılmaya çalışılmaktadır. Öteden beri mesleğimize ve mesleki faaliyetlerimize ilişkin en ciddi sorun, adli ve idari makamların avukatlara yönelik tutum ve davranışlardır. Bu tutum davranışlar, avukatlara baskı, engelleme ve ceza soruşturmaları olarak yansımaktadır. Bu adli yıla da; toplumsal sorunların çözüm bulamadığı, sürekli olarak çözümsüzlüğün yinelendiği ve bunlarla bağlantılı hukuki, yargısal ve mesleki çok sayıda ağır sorunla girdiğimizi belirtmek isterim. Tüm bu olumsuz ve umut kırıcı gelişmelere rağmen Diyarbakır Barosu, adil bir toplumsal düzenin inşasına yönelik umudunu korumaya ve mücadelesini sürdürmeye devam edecektir "diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
Adli Yıl açılış törenine katılanlar
Atatürk Anıtı'na çelenk sunulması
Başsavcı Güre'nin konuşması
Kokteylden görüntüler
Diyarbakır Barosu'nun açıklaması
Baro Başkanı Ahmet Özmen'in konuşması
Haber - Kamera: Felat BOZARSLAN-Burak EMEK/DİYARBAKIR, -
==========================================
Tunceli'de Orman ve Su İşleri Bakanlığına yangın protestosu
TUNCELİ'de, geçtiğimiz günlerde düzenlenen ve 8 PKK'lının etkisiz hale getirildiği operasyon bölgesinde başlayan ve halen süren orman yangınına Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nca müdahale edilmemesini protesto etmek için bir grup çevreci ve HDP Milletvekili Alica Önlü'nün katılımıyla bir eylem düzenledi.
Pülümür Vadisi'nde bulunan Hanköy ve Dokuzkaya köyleri bölgelerinde operasyon sırasında çıkan orman yangınlarına Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından müdehale edilmesine tepki göstermek amacıyla 5 kişilik çevre gönüllüsü ile HDP Tunceli Milletvekili Alican Önlü, Tunceli Orman ve Su İşleri İl Müdürlüğü önüne gelerek protesto eylemi düzenlendi. HDP'li Önlü, Tunceli Orman İşletme İl Müdürü Özcan Yüksel ile bir süre görüştükten sonra, çevrecilerin düzenlediği basın açıklamasına katıldı. Orman ve Su İşleri İl Müdürlüğü önünde çevreciler adına basın açıklamasını yapan Haydar Çetinkaya, batı illerinde meydana gelen orman yangınlarına müdehale edildiğini fakat Tunceli'deki yangınlarına müdehale edilmediğini ileri sürdü. Tunceli'nin uzun zamandan beridir orman yangınlarıyla gündeme geldiğini anlatan Çetinkaya, şöyle konuştu: "Bugün Türkiye'nin birçok yerinde orman yangınları yaşanıyor. Batı illerindeki orman yangınlarına anında müdahale ediliyorki zaten edilmek zorunda, ama bizim ilimizde günlerce yanan ormanlara müdahale edilmiyor. Bu durumu yetkililerle görüşmek için buraya geldik. Müdür bey ile görüştük, durumu anlattı bize. Ellerinde olmayan nedenlerden dolayı, orman yangınlarına müdahale edemediklerini söyledi. Orman İşletme Müdürlüğü'nde çalışan herkes özverili, yangınlara müdahale etmek istiyor. Ama, önlerine çıkan engeller var. Burada asıl sorgulanması gereken Orman Genel Müdürlüğü'dür. Orman Genel Müdürlüğü, Türkiye'nin her yerinde yanan ormanlara kayıtsız kalmadan müdahale ettiğini biliyoruz. Dün Türkiye genelinde 23 orman yangını çıkmış hepsine müdahale edilmiş ama ilimizdeki orman yangınlarına müdahale edilmiyor. Dünyanın hiç bir yerinde orman yangınlarına müdahale etmek isteyen vatandaşların engellendiğine tanık olmamıştık. Özellikle Pülümür Vadisi Hanköy yakınlarındaki ve Dokuzkaya köyü kırsal alanında çıkan orman yangınlarına bir an önce müdahale edilmesini istiyoruz yangın giderek büyüyor ciğerlerimiz daha fazla yanmasın."
Grup basın açıklaması yaptıktan sonra HDP'li Önlü ile birlikte ellerindeki tırmık ve kürekleri protesto amacıyla Orman İşletme Müdürlüğü önüne bıraktı.
Görüntü Dökümü:
-Grubun toplanması
-Orman işletme önüne gelinmesi
-Grup ve milletvekili ellerinde kürek vetırmıklarla basın açıklaması yaparken
-Haydar Çetinkaya'nın açıklaması
-Grubun tırmık ve kürekleri il müdürlüğünün önüne bırakması
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kemara: Ferit DEMİR/TUNCELİ, -
========================================
İlişki için anlaştığı travestinin evinde öldü, polis haberi ailesine veremedi
ANTALYA'da 39 yaşındaki Ayhan A., para karşılığı birlikte olduğu travestinin evinde fenalaşarak öldü. Ayhan A.'nın çalan telefonunu açan komiser, babasına kötü haberi veremedi.
Olay, saat 10.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi, Deniz Mahallesi, 122 Sokak'taki 4 katlı apartmanın giriş katında meydana geldi. Kent merkezindeki bir su dağıtım firmasında işçi olarak çalışan evli ve bir çocuk babası Ayhan A., sabaha karşı 'Yıldız' takma adını kullanan travesti A.K. ile birlikte olmak için anlaştı. Eve gelen Ayhan A. ve A.K., iddiaya göre birlikte alkol ve uyuşturucu hap aldı. Ayhan A. ve A.K. birlikte olduktan sonra uyudu. Saat 10.00 sıralarında uyanan A.K., Ayhan A.'yı uyandırmaya çalışmasına rağmen sonuç alamadı. A.K., durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. 112 ekipleri, Ayhan A.'nın öldüğü belirledi. Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve olay yeri inceleme ekipleri evde kapsamlı inceleme yaptı.
Ayhan A.'nın çalan telefonunu açan komiser, babasına kötü haberi veremedi. Komiser, "Antalya merkeze gelebilir misiniz? Hastaneye gelin bir görüşelim. Birazcık durumu kötü gelmeniz gerekiyor, Biraz rahatsız. Kendisi şu an konuşacak durumda değil. Ortağı ile görüşeyim. Eşi de bizi bir arasın" dedi.
Travesti A.K. ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürülürken, Ayhan A'nın cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------
-Polisin inceleme yapması
-Komiserin telefonla haber vermesi
-Travestinin görüntüsü
-Binadan genel görüntü
-Detaylar
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (2)
----------------
-Cenazenin alınması
-Travestilerin polis merkezine götürülmesi
-Çevreden bakan insanlar
-Ayhan Arıkan'ın poşit içindeki ayakkabı ve elbiselerin bulunduğu poşet
-Detaylar
Haber- Kamera: Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,
===============================================
Dikecek hastane aranırken, 3 yaşındaki çocuk parmağından oldu
TOKAT'ta 3 yaşındaki Bulut Bayram Çakır'ın geçen 2 Eylül akşamı kopan sağ baş parmağı, götürüldüğü devlet hastanesinde dikilemedi. Sevk için uzun süre uygun hastane arandıktan sonra saat 00.40'da Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezin'e sevkedilen küçük çocuğun kapan parmağı, gecikme nedeniyle yerine dikilemedi. Tokat'a dönen ailesi hastaneden şikayetçi olacaklarını söyledi.
Olay 2 Eylül'de Reşadiye İlçesine bağlı Kızılcaören Köyü'nde meydana geldi. Rasim-Havva Çakır çiftinin en büyük çocukları Bulut Bayram Çakır evlerinin önünde küçük baltayla odun kesmeye çalıştı. Bu sırada küçük çocuk baltayı sağ başparmağına vurdu. Küçük balta çocuğun baş parmağını birinci boğumundan kopardı. Bulut Bayram'ın ağlama sesini duyan babası Rasim Çakır, oğlunu ve kopan parmağının parçasını alarak Reşadiye Devlet Hastanesine götürdü. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından küçük Bulut Bayram ambulansla Tokat Devlet Hastanesine sevk edildi. Akşam saatlerinde hastaneye giriş yapan Bulut Bayram Çakır'ın kopan parmağı iddiaya göre dikilemedi ve başka bir ile sevk edilmesi kararlaştırıldı. İddiaya göre saatlerce hastanede bekleyen Çakır ailesi, daha sonra Malatya Turgut Özal Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne sevk edildi. Fakat burada doktorlar, fazla zaman geçtiği için kopan parmağın dikilemediği belirtti. Aile bunun üzerine Tokat'a geri döndü.
"6 SAAT HASTANEDE TUTTULAR"
Köyde çiftçilik yapan Rasim Çakır, olay sonrası akşam saatlerinde Tokat Devlet Hastanesine geldiklerini ifade ederek, "Tokat Devlet Hastanesi bizi geç bıraktı. Altı saat hastanede tutulduk, sonuçta çocuğumuz parmağından oldu. Altı saat hastane aradılar. Saat 19.00'da olay gerçekleşmiş ama saat 22.00'da Malatya'daki doktoru arıyorlar. O doktorda, 'benim yapacağım hiç bir şey yok, bana gelse geç kalır. Bu çocuk gidecek en yakın birimde parmağı dikilecek' dedi. Ona rağmen bizi gece 01.30'da Malatya'ya sevk ettiler. Malatya bizim girişimizi sevkten yapmadı. Daha sonra normal giriş yaptık, ertesi sabah saat 09.00'da çocuğa müdahale oldu. Gider gitmez müdahale yapılmadı" dedi.
"ÇOCUĞUM ASKER, POLİS OLAMAYACAK"
Yaşanan bu olayın peşini bırakmayacağını belirten baba Rasim Çakır, "Şu anda çocuğun parmağı yok, parçası yok. Bu çocuğun geleceğini Tokat Devlet Hastanesi kararttı. Bu çocuk asker olamayacak, polis olamayacak. Bu çocuğun geleceğini nasıl karartabilirsiniz. 'Gerekli birimlere söylendi, bakanlığın haberi var' dediler. Neden benim çocuğum helikopterle başka bir hastaneye götürülüp de parmağı dikilmedi, ben onu anlamıyorum. 6 saat beni devlet hastanesi bekletti, sonuç bu parmaktan olduk. Bu işin peşini bırakmayacağım, cezalarını çekecekler. Benim çocuğum parmağından oldu, başkasının çocuğu da böyle mağdur olmasın. Bunun arkasında duracağım. Gerekli hukuki işlemlerimizi başlatacağım" dedi.
SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ AÇIKLAMA YAPTI
Tokat Sağlık İl Müdürlüğü ise konu ile ilgili yazılı açıklamada bulundu. Müdürlüğün açıklamasında 2 Eylül'de Bulut Bayram Çakır'ın aynı gün 19.20'da Reşadiye Devlet Hastanesine başvurduğu ve sonrasında sevk edildiği Tokat Devlet Hastanesine saat 21.06 da giriş yaptığı belirtildi. Çocuğun önce doktor Ufuk Coşkun tarafından karşılandığı, o anda Acil Serviste bulunan plastik Cerrahi Uzmanı Mehmet Severcan tarafından muayenesinin yapıldığı ve muayene sonucunda hastanın babasına olabilecekler ve Tokat Devlet Hastanesinde yapılabilecek müdahaleler anlatılmış, replantasyon ameliyatının hastanede yapılamayacağı sadece güdük onarımı yapılabileceğinin söylendiği belirtilerek şöyle denildi: "Replantasyon isteyen babanın talebi üzerine 21.50 de 112 Komuta Kontrol Merkezine hastanın replantasyon yapılabilen bir merkeze sevki için faks çekilmiş olup, 112 Komuta Kontrol merkezi tarafından öncelikle Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi aranmış, ulaşılamayınca saat 21.56 da Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Özel Konya Hospital Hastanesi aranmış olup olumsuz dönüş yapılmıştır. Saat 22.07 de Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi aranmış yaklaşık 15 dakika süresince Malatya'daki hekimlerle Tokat Devlet Hastanesinde görevli plastik Cerrahi Uzmanı Mehmet Severcan telekonferansla görüştürülmüş olup, vakanın Malatya'ya müdahale için geç kalacağı bildirilmiştir. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı Koordinasyon Merkezine bilgi verilip Bakanlık Hava Koordinasyon Merkezi saat 22.30 da aranarak için hava ambulans talebi yapılmıştır. Gece olduğundan dolayı helikopter ambulans görevlendirilemeyeceği, uçak ambulansın ise yaklaşık 3 saatte Tokat'a gelebileceği, kara ambulansı ile naklin daha uygun olacağı tarafımıza bildirilmiştir. Bu esnada 112 Komuta Merkezi personellerince saat 22.05 de Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi müteakiben Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi aranmış, replantasyon yapılamadığı için olumsuz dönüş yapılmıştır. Ayrıca Ankara 112 komuta Merkezi, Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri 112 Komuta Merkezi aranmış ve bu iller tarafından da olumsuz dönüş yapılmıştır. Bölge olarak replantasyon, el cerrahisi vb. tıbbi müdahaleler konusunda vakalar primer olarak Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezine yönlendirildiğinden 112 Komuta Kontrol Merkezimiz vakanın kabulü için ilgili merkezle defaatle görüşmüş olup, olumsuz cevaplar verilince Sağlık Bakanlığı Koordinasyon Merkezi bilgisi dahilinde hastamızın saat 00.40 da Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezine kara ambulansı ile sevki gerçekleştirilmiştir."
Görüntü Dökümü:
-Hastanenin genel görüntüleri
-Parmağı kopan çocuk ve babasının görüntüsü
-Babanın konuşmaları
-Detaylar
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT,
=========================================
Suruç'ta taban suyu yükseldi, yolları su bastı
ŞANLIURFA'nın Suruç İlçesi'nde, taban suyunun yükselmesi nedeniyle birçok bölgeyi su bastı. Taban suyunun yükselmesi, bölge sakinlerini tedirgin etti.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Eylem Planı'nda yer alan dünyanın en uzun 5'inci tüneli olan Suruç Ovası Pompaj Sulama Projesi kapsamında su verilmeye başlamasıyla birlikte bölgedeki bazı yerleşim kesimlerinde taban suyu yükselmeye başladı. Suruç'un birçok kırsal mahallesinde yaşanan taban suyunun yükselmesi, tedirginliğe neden oldu. Taban suyunun yükselmesi ile evleri tehdit altında olduğunu söyleyen mahalle sakinleri, yetkililerin bir an önce önlem almasını istedi. Taban suyunun yükselmesi nedeniyle sokak ve caddelerin sıcak ahvada, su altında kaldığı görüldü.
Suruç'ta yaşanan taban suyunun yükselmesiyle ilgili olarak Şanlıurfa'da temaslarını sürdüren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, kapalı sisteme geçilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söylemişti:
"Suruç'ta yaşanan sorunla ilgili çok şikayet aldım. Burada acil olarak kapalı sisteme geçmemiz gerekiyor. Şanlıurfa'nın geleceği tarım hayvancılık ve gıdadır. Eğer gerçekten toprağa kaybetmek istemiyorsak, toprağın tuzlanmasını istemiyorsak, erozyonu istemiyorsak, toprağımızın başka ülkelere gitmesini istemiyorsak, kapalı sisteme geçmek zorundayız. Kapalı sistem için projeler yapılmalıdır. Bunun için bakanlığımız yüzde 50 destek veriyor. Suruç örneği benim hakikaten kalbimi yakıyor. Suruç problemini çok acı bir problem olarak görüyorum. Suruç'un çok acil bir şekilde düzeltilmesi gerekiyor. Devlet katrilyonlar harcadı, maalesef gelen fotoğraflara bakıyorum Suruç'ta yarım metrede su çıkıyor. Bu bizi çok üzüyor. İnşallah Ankara'ya gider gitmez Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu bakanımızla bu konuyu görüşeceğim. Burada çok kısa sürede kapalı sisteme geçmemiz lazım yoksa çok ciddi toprakta kayıplar olacağını ben şimdiden görüyorum."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------------
11 Nisan Mahallesi
Yükselen taban suyu
Sularda oyun oynayan çocuklar
Atatürk Barajı ve kanallar
Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba'nın açıklaması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)
=====================================
Kedilerin Fatma annesi
ANTALYA'da 64 yaşındaki Fatma Yalçınkaya, Yavuz Özcan Parkı'nda 6 yıl önce Büyükşehir Belediyesi tarafından sokak kedileri için yapılan kedi evinde hayvanlara gönüllü hizmet ediyor.
Her sabah hayvanların evini temizleyip, yemlerini ve sularını veren Fatma Yalçınkaya, 6 yıl önce kedi evi yapıldığını duyunca Yavuz Özcan Parkı'na gelip gitmeye başladığını ve kedilerin ihtiyaçlarını karşıladığını söyledi. Fatma Çetinkaya, "Bu gidip gelmelerin sonunda belediye görevlileri kedi evinin anahtarını bana verdi. Her sabah ihtiyaçlarını karşılayıp temizliklerini yapıyorum" dedi. Kedi evindeki kedi sayısının 10 ile 50 arasında değiştiğini anlatan Yalçınkaya, kedilere çocukların büyük ilgi gösterdiğini söyledi.
Hayvanları sevme konusunda herkesin duyarlı olmadığını anlatan Yalçınkaya, "Kendilerini hayvansever olarak nitelendiren bazı kişiler kedi evlerine karşı çıkıyor. Kedilerinden bıkanların böyle evler olduğu için gelip hayvanını bıraktığını söylüyorlar. Bu gerekçeyle falezlerdeki bir kedi evini kapattırdılar. Tasmalı köpek gezdirmekle hayvansever olunmuyor. Kedilere çeşmeden su doldurup getirmeleri için ricada bulunduğum kişilerin çoğuna bu bile zor geliyor" dedi.
Fatma Çetinkaya, büyükşehir belediyesinin de hayvanların ihtiyaçlarını karşıladığını söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------
Antalya Yavuz Özcan Parkı'ndaki kedi evinin görüntüsü
Fatma Yalçınkaya'nın kedi evinde çalışırken görüntüleri
Fatma Yalçınkkaya'nın konuşmaları
Kedi evinin ziyaretçileri
Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA-DHA)
===================================================
'Tavşanlı Seyyahları' motosikletle İran'a gidiyor
KÜTAHYA'nın Tavşanlı İlçesinde yaşayan motosiklet tutkunları 64 yaşındaki otel sahibi İsmail Pınar, 52 yaşındaki inşaatçı Yusuf Ovacıklı, 51 yaşındaki bobinaj ustası İbrahim Tuncay, İran'a gitmek üzere yola çıktı.
Kendilerine 'Tavşanlı Seyyahları' adını veren motosikletli 3 arkadaş, bugün Tavşanlı Hükümet Konağı önünden, yakınları tarafından İran'a uğurlandı. İran gezilerinin1 ay süreceğini ve motosikletleriyle 10 bin kilometre yol kat edeceklerini belirten İsmail Pınar, motosikletlilerin diğer araç sürücüleri tarafından fark edilmesine dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği düzenlediklerini söyledi.
İran'da Tebriz, Tahran, Hazar Denizi kıyıları ve Kum şehrinden sonra İsfahan'a geçeceklerini söyleyen İsmail Pınar şöyle devam etti:
"Daha sonra da güneye inerek Basra Körfezi kıyılarında seyahat edeceğiz. Sıra dışı herhangi bir sorun yaşamadığımız takdirde, bir ay sonra Tavşanlı'ya dönmeyi planlıyoruz. Farkındalık oluşturmak için bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Motosiklet sürücülere olarak 'Trafikte biz de varız' diyoruz. Biz de çoluk çocuk sahibiyiz, eş sahibiyiz, iş sahibiyiz, ama trafikte bizi yok sayıyorlar. Birçok kaza oldu, birçok ölüm oldu. Bunlar bizlerin canını yakıyor. Bütün derdimiz farkındalık oluşturmak. Bu sürüşümüzde de bu farkındalığı oluşturmak istiyoruz."
Görüntü dökümü:
-İsmail Pınar'ın konuşması,
-Motosikletlileri yolcu etmeye gelenlerin,
-Motosikletlilerin hareket etmesinden çekilen görüntüler
Haber-Kamera: Tuna İŞLEYEN -TAVŞANLI,(Kütahya)/DHA
================================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?