DHA YURT ÖZEL GÜNDEM - Son Dakika
Güncel

DHA YURT ÖZEL GÜNDEM

DHA YURT ÖZEL GÜNDEM

Pırasa tarlasında sosyal mesafe ayarıMERSİN'in Tarsus ilçesinde pırasa tarlasında çalışan 100 kişiye işveren çiftçi tarafından, sosyal mesafenin korunması için sık sık Türkçe ve Arapça uyarı yapıldı.

06.04.2020 10:15

Pırasa tarlasında sosyal mesafe ayarı

MERSİN'in Tarsus ilçesinde pırasa tarlasında çalışan 100 kişiye işveren çiftçi tarafından, sosyal mesafenin korunması için sık sık Türkçe ve Arapça uyarı yapıldı. İlçeye bağlı Yunusemre Mahallesinde Ankara ve İstanbul'a gönderilmek üzere yetiştirilen ve hasadına başlanılan pırasanın toplanma ve işlenme sırasında çalışan tarım işçilerine sık sık sosyal mesafenin korunması için uyarı yapıldı. İşveren çiftçi Serdar Koç, 30 dönüm arazide çalışan işçilere koronavirüs salgını nedeniyle Arapça ve Türkçe olarak sık sık uyarı yaptı. Koç, "Suriyeli ve Türk işçilerimin güvenliği için bu uyarıları sıkça yaparak çalışıyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------

Pırasa tarlasında hasat yapılırkenHasat yapılan pırasalarÇiftçi Serdar Koç uyarı yaparkenÇiftçi Serdar Koç ile röportaj

Haber-Kamera: Okan ÇALIŞKAN/TARSUS/(Mersin),

===============================

Polisler yiyeceklerini sokak köpekleri ile paylaştı

KARS'ta, koronavirüs tedbirleri kapsamında kent merkezine giriş noktalarında görev alan polis ekipleri, yiyeceklerini sokak köpekleri ile paylaştı. Hem görevlerini sürdüren hem de yanlarına gelen sokak köpeklerini elleriyle besleyen polisler, görev bitimini çevre temizliği yaparak sonlandırdı.

Koronavirüsün yayılmasına karşı önlemler çerçevesinde Kars'ta da polis kent girişinde kontrollerini arttırdı. Otogar mevkinde önlem alan polis, durdurduğu araç sürücülerinin ve araç içerisindeki vatandaşların kimliklerini kontrol edip, ateşlerini ölçerek maske ve eldiven takmaları konusunda uyarılarda bulundu. Sokağa çıkmaları yasaklanan 20 yaş altı ve 65 yaş üstü kişileride yakın takibe alan polis, yanlarına gelen köpekleri sevdi. Hayvanların aç olduğunu anlayan polis memurları bir tarafından görevlerini sürdürdü bir taraftan da kendilerine verilen kumanyaları getirip köpeklere verdi. Köpeklerin karnını doyurup yanlarından ayrılması ile polisler, bu kez çevre temizliğine başladı. Akşam saatlerinde görevlerini tamamlayan ekip, görevini gececilere devrederek ayrıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Özel harekat polislerinin köpeklere yemek dağıtmasıKöpeklerin yemek telaşıGenel ve detaylarUygulama noktası ve köpekler

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK/ KARS,

================================

Erzurumlu Mehmet, kumbarasındaki 43 lirayı kampanyaya bağışladı

TÜRKİYE'nin koronavirüsle mücadelesine destek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı 'Biz Bize Yeteriz Türkiye'm' bağış kampanyasına, Erzurum'daki Mehmet Akif Canbek (8) de kumbarasında biriktiği 42 lira ile destek oldu. Kumbarayı çocuğun evine giderek teslim alan merkez Palandöken İlçe Belediye Başkanı Muhammet Sunar, Mehmet Akif Canbek'i tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 7 maaş bağışlayarak başlattığı 'Biz Bize Yeteriz Türkiye'm' kampanyasına, Erzurum'un merkez Palandöken ilçesinin Yukarı Köşk Mahallesi'nde yaşayan Dilek-İrfan çiftinin 2 çocuğundan büyüğü olan Mehmet'de destek verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde yürütülen korona virüsle mücadele sürecine hizmet verecek olan 'Palandöken Belediyesi Toplum İletişim Merkezi (PALTİM) i arayan Sebahattin Solakoğlu İlkokul 2'inci sınıf öğrencisi Mehmet Akif Canbek, telefona çıkan görevliye 'Biz Bize Yeteriz Türkiye'm' kampanyasına kumbarasındaki 43 lirayı bağışlayacağını söyledi. Canbek, yaşının küçük olması nedeniyle dışarı çıkamadığını bu nedenli bir görevlenin gelip evinden kumbarayı teslim almasını rica etti.

PALTİM görevlisi, Mehmet Akif Canbek'in talebini Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar'a iletti. Başkan Sunar, çocuğunun evine bizzat kendisinin gideceğini söyledi. Verilen adrese giden Başkan Sunar, Mehmet Akif Canbek ile tanıştı ve kendisini tebrik etti. Belediye Başkanını karşısında gören Canbek ise heyecanlandı. Başkan Sunar, Türk toplumunun çocuğundan yaşlısına yardımsever olduğunu belirterek, "Belediyeyi arayıp böyle bir talepte bulunan çocuğumuzun evine bizzat kendim gitmek istedim. Bana göre örnek bir bağış. Kendisini ve onu yetiştiren ailesini tebrik ediyorum" diye konuştu.

İçerisinde 43 lira bulunan kumbarasını Başkan Sunar'a veren Mehmet Akif Canbek, "Cumhurbaşkanımızın başlattığı kampanyaya bende kumbaramdaki para ile katıldım. Evimize kadar gelen başkanımıza teşekkür ediyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -PALTİM'e gelen telefon-Başkanın belediyeden çıkıp Mehmet Akif Canbek'in evine gidişi-Mehmet Akif Canbek ve annesinin başkanı karşılaması-Başkan Muhammet Sunar'ın Canbek'i tebrik etmesi-Kumbarayı teslim alması-Başkanın ve çocuğun konuşması-Başkanın evden çıkışı

Haber: Turgay İPEK/ Kemara: Zafer KUMRU/ ERZURUM,

==================================

Muş'ta gönüllü usta öğreticiler maske üretiyor

MUŞ'ta Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu'nda görevli usta öğreticiler, dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadeleye katkı sunmak amacıyla gönüllü olarak günde bin adet maske üretiyor.

Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve oradan bütün dünyaya yayılıp adeta küresel çapta hayatı felç eden yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadeleye bir destek te Halk Eğitim Merkezlerinin usta öğreticilerinden geldi. Gönüllü usta öğreticiler tarafından üretimi yapılan maskeler İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan sterilize işlemlerinin ardından sağlık çalışanları, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı personellerinin yanı sıra ihtiyaç duyulan kurumlara ulaştırılıyor.

Çocuklarını evde bırakıp, maske üretimine koyulan gönüllü anne usta öğreticiler, ülke içerisinde yaşanan duruma katkıda bulunmanın gururunu yaşıyor. Bir seferberlik içerisinde olduklarına dikkat çeken Muş Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürü Mahmut Baskın, "Devletimizin yanındayız. Şuanda bir seferberlik içerisindeyiz. Devlet ve millet el ele vermişiz. Tıpkı İstiklal Harbinde olduğu gibi, Nene Hatunların sırtında mermiyi taşımaları, bir yandan da çocuklarını kucaklarında taşıdıkları gibi bizimde usta öğreticilerimiz sağ olsunlar çağrımıza icabet edip, canı gönülden gelip burada çalışarak maske üretiyorlar" diye konuştu.

Usta öğreticiler olarak gaye ve amaçlarının günde bin adet maske ortaya çıkarmak olduğunun altını çizen Muş Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu'nda görevli gönüllü usta öğreticilerden Hatice Eroğlu, "Muş Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu usta öğreticileri olarak, maske dikimlerine başladık. Gayemiz ve amacımız, günde bin tane maske ortaya çıkarmak. Bu maskeleri sağlıkçılarımıza, emniyetimize, halkımıza, gerekli olan yerlere ulaştırmaktır. İnşallah bu gayretlerimizde boşa gitmeyecektir. Boş zaman geçirmektense, burada vaktimizi hayırlı amaç için ortaya dökmek amaç ve gayretimizdir. Ülkemizin ciddi bir seferberlik içerisinde olduğunu duyduğumuz andan itibaren buraya geldi" dedi.Gönüllü usta öğreticilerinin aynı zamanda anne olduklarını ve devlete katkıda bulunmak için can ile başla çalıştığını söyleyen Neriman Subaşı da, "Hepimiz burada usta öğretici olarak çalışmaktayız. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. En azından devletimize bir katkımız olsun diyoruz. Hepimiz birer anneyiz. Çocuklarımızı eve bırakarak, burada çalışıyoruz. Maske üreterek devletimize katkıda bulunmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------------------------Maske bezinin kesiminden detaylar-Maske bezinin kesiminden yakın detay-Kadınların çalışmasından detaylar-Kadınların sosyal mesafe kuralına uygun çalışmasından detaylar-Maske dikiminden yakın detay-Dikimi yapılan maskelerden detay-Kadınların maske hazırlayışından detaylar-Müdür Mahmut Baskın Röp.-Usta öğretici Hatice Eroğlu-Usta öğretici Neriman SubaşıHaber ve Kamera: Muhammed Sami MARAL/MUŞ,

=================================

Dükkanlarını kapatan terziler sağlık çalışanları için maske üretiyor

İZMİT'te koronavirüs salgını nedeniyle azalan işlerinden dolayı dükkanlarını kapatan terziler, sağlık çalışanlarına koruyucu maske üretmek için bir araya geldi. Toplandıkları atölyede günde yaklaşık 10 bin koruyucu maske ürettiklerini söyleyen Kocaeli Terziler Odası Başkanı Şaziye Kahrımanlı, "Bu çağrıyı yaptığımız zaman kendi dikiş makinesiyle gelenler oldu. Bu bizi çok duygulandırdı" dedi.

İzmit'te hizmet veren terziler, koronavirüs salgınının başlamasının ardından azalan işlerinden dolayı dükkanlarını kapatmak zorunda kaldı. Terziler, Kocaeli Terziler Odası Başkanı Şaziye Kahrımanlı öncülüğünde bir araya gelerek sağlık çalışanları için koruyucu maske üretmeye karar verdi. Oda başkanı Şaziye Kahramanlı'nın kendi atölyesinde toplanan terziler, kendi aralarında belirledikleri mesailerle dönüşümlü olarak koruyucu maske üretiyor.  Amaçlarının bu zorlu süreçte devlete katkı sunmak olduğunu belirten Kocaeli Terziler Odası Başkanı Şaziye Kahrımanlı, "Koronavirüs haberlerini duyduğumuz andan itibaren kendi atölyemi kapalı tuttum. Evde izole kaldığım süre boyunca düşünme fırsatı buldum ve maske üretimine geçerek bir katkı sunmak istedim. Bunun üzerine bir Whatsapp grubu kurdum ve bu işi yapabilecek herkesi gruba ekledim. Terzi arkadaşlarımıza, 'Müsait olan bir atölyeye dikiş makineleri ekleyip, bu işe başlamamız lazım dedim' arkadaşlarımız da gönüllü oldular. Bu çağrıyı yaptığımız zaman dikiş makinesiyle gelenler oldu. Bu bizi çok duygulandırdı. Daha sonra iyi bir planlamayla üretime başladık. Finans kısmını ayarladık. Kocaeli Valiliği de dezenfekte kısmında yardımcı oldu ve böylece bu işe başladık." dedi.

"DÜKKANLARINI KAPATIP BİZE DESTEK VERMEK İÇİN BURADA ÇALIŞIYORLAR" Günlük ortalama 10 bin maske ürettiklerini ifade eden Şaziye Kahrımanlı, şöyle konuştu:  "Üretime ilk etapta 25 terzi ile başladık. Dönüşümlü olarak mesai yapıyoruz. Gelemeyenler olduğu zaman kurduğumuz grup üzerinden organize ederek yerlerine başkalarını buluyoruz. Üretim kısmında çalışanların tamamı kendi dükkanlarında çalışan terziler. Dükkanlarını kapatıp bize destek vermek için yaklaşık 10 gündür burada çalışıyorlar. 5 bin adet ile başladık, 2-3 gündür de 10 bin adet üretmeye başladık, sayıyı artırmayı planlıyoruz hedefimiz daha çok maske üretmek."

"MİLLETİMİZE HİZMET ETMEK İÇİN BURADAYIZ"Evde boş oturmak yerine, burada maske dikerek katkı sağlamanın kendilerini mutlu ettiğini söyleyen 20 yıllık terzi Güner Özben, "Başkanımız bize böyle bir projeden bahsetti. Biz de bu projede olmak istedik. Steril bir ortam sağlandı, sağ olsunlar devlet büyüklerimiz de bize bu konuda destek oldular. Devletimize destek olmak, milletimize hizmet etmek adına buradayız. Çok mutluyuz, gururluyuz. Gün içinde oldukça fazla maske dikmeye çalışıyoruz, bu bizi çok mutlu ediyor. İnşallah yaptıklarımız devletimiz ve milletimiz için hayırlı olur. Bir an önce tüm dünya için bu koronavirüs krizinin bitmesini diliyoruz." diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ -------------------------------Maske üretiminden görüntüler Kocaeli Terziler Odası Başkanı Şaziye Kahrımanlı ile röportaj -Terzi Güner Özben ile röportaj -Detaylar

Haber-Kamera: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),

=================================

Teknoloji öğretmeni evinde siperlik maske üretiyor TRABZON'da Bilişim Teknolojileri öğretmeni Salih Görmüş, koronavirüs salgınıyla mücadele eden sağlık çalışanlarına destek için tıbbi siperlik maske üretimine başladı. Görev yaptığı okula ait 3D yazıcılarla evinde üretim yapan Görmüş, günde 50 dolayında siperlik maske üretiyor.

Koronavirüs salgınının ülkede yayılmasının ardından, sağlık çalışanlarına ekipman desteği vermek amacıyla çok sayıda kişi ve kuruluş harekete geçti. Trabzon'un Yomra ilçesinde Kaşüstü Cumhuriyet Ortaokulu'nda Bilişim Teknolojileri öğretmeni Salih Görmüş de sağlık çalışanlarına destek için kolları sıvada. Eğitime ara verilmesi ile evde geçirdiği zamanı değerlendirmek isteyen Görmüş, okula ait 2 adet 3D yazıcıyı izinle alarak evine getirdi. Evinin balkonuna yerleştirdiği yazıcılarla tıbbi siperlik maske üretmeye başlayan Görmüş, günde 50 dolayında maske üretiyor. Görmüş'ün ürettiği maskeler, sağlık kuruluşlarına dağıtılıyor.

Ağabeyi ve kardeşinin sağlık çalışanı olduğunu ve kendisine gelen talepler üzerine tıbbi siperlik maske yapmaya başladığını anlatan Salih Görmüş, "Yaklaşık 4 gündür üretim yapıyorum, günde 30-50 arasında siperlik maske üretiyorum. Ekipmanın taç kısmını 3D yazıcıyla oluşturuyorum. Şeffaf PVC plastik yerleştiriyorum. Sabitlenmesi için arka kısmına ip bağlanarak tıbbi siperliği tamamlıyorum. Koronavirüsle mücadele etmek adına biz ne yapabiliriz diye soranlara, evde kalmanın da bir mücadele yöntemi olduğunu hatırlatmak isterim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------3D yazıcıların görüntüsüTıbbi siperlik yapımının görüntüsüTeslime hazır halde bekleyen tıbbi siperliklerin görüntüsüRöportajDetaylarHaber-Kamera: Selay SAYKAL TRABZON-DHA

==========================

Diyarbakırlılar, güneşli havada önlemleri unuttu

DİYARBAKIR'da koronavirüs tedbirleri kapsamında 'evde kal' uyarılarına rağmen, havanın güneşli olmasını fırsat bilenler dışarıya akın etti. Ziyarete kapatılan tarihi yerlerde kimsenin bulunmadığı kentte dolaşanlardan çoğu maske takmadı, sosyal mesafe kuralına uymadı.

İl Pandemi Kurulu tarafından alınan kararlarla koronavirüs tedbirleri en üst seviyede uygulanmaya çalışılan Diyarbakır'da güneşli hava nedeniyle uyarıları dikkate almayan vatandaşlar dışarıya akın etti. Kurul tarafından ev ve işyerlerinin önüne oturulması da yasaklanan kentteki tarihi Ongözlü Köprü ile mekanlar da ziyarete kapatıldı. Ziyarete kapatılan tarihi yerlerde insan yoğunluğu bulunmazken, vatandaşlar, uyarılara rağmen cadde ve sokaklara çıktı. Çarşı ve pazarların bulunduğu Turistik ve Gazi caddesinde dolaşan çoğu vatandaşın uyarılara rağmen maske takmadığı ve sosyal mesafe kuralına uymadıkları görüldü.

DIŞARI ÇIKANLARA TEPKİ GÖSTERDİCaddede gezenlere tepki gösteren Halis Saraçoğlu, önlem alınmasını istedi. İhtiyacı için dışarıda olduğunu söyleyen Saraçoğlu, "Türkiye geneli en az 3 hafta bizi dışarı çıkarmasınlar. Eğer biz bu hastalığı yenmek istiyorsak, sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla biz bir süre içerde kalalım. Hava güzel olduğu zaman dışarı çıkıyoruz, ciddiye almıyoruz. Atalarımızın bir sözü var ateş düştüğü yeri yakar. Şimdi benim ailemde biri gittiği zaman ben önemseyeceğim. Şimdi dikkate almıyoruz. Büyüklerimizden ricam; bizi bir süre içeri alsınlar. Bu şekilde olmaz. 'Hava güneşli efendim, 30 derece virüs gidiyor.' Hayır, bilim insanları diyor '20- 30 derecede kesinlikle böyle bir şey yoktur. Bunu kim çıkartıyor' diyorlar. Yani demek istediğimiz dışarıda olduğumuz sürece bu hastalığı atlatacağımızı da zannetmiyorum. Gençler mesela yaşlılarımızla büyüklerimizle alay ediyorlar. Geçen gün ben gördüm. Bir tane yaşlı geçiyordu. Gençler arkadan ona diyordu 'korona korona.' Bak onları da dışarı bırakmadılar. Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun" dedi.

ARAÇ GİRİŞ VE ÇIKIŞLARINA SIKI DENETİMUlaşım kısıtlaması getirilen kentlerden biri olan Diyarbakır'da kentin giriş ve çıkışlarında da kontroller en üst seviyede yapılıyor. Jandarma ve polis ekipleri, kentin giriş ve çıkışlarında 24 saat denetim yapıyor. Durdurulan araçlarda bulunanların vücut sıcaklıklarını da ölçen ekipler, izinleri olmayanları geldikleri yöne yönlendirirken, sosyal mesafe kuralına uymayanlara da idari para cezası uyguluyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Tarihi On Gözlü KöprüDHA Bölge Temsilcisi Mücahit Yolcu anonsTarihi yerler Dicle VadisiÇarşı merkeziMücahit Yolcu'nun anonsuİnsan kalabalığıSosyal mesafeye uymayanlarHalit Saraçoğlu ile röpGenel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mücahit YOLCU- Mehmet Mucahit CEYLAN- Selim KAYA/DİYARBAKIR,

================================

Bağışıklık sistemini güçlendiren tropikal meyveler ANTALYA'nın Gazipaşa ilçesinde, tropikal ürünlerin tanıtılması ve üreticilerin bahçeleşmeye yönelmesine destek veren Mustafa Ezici, bölgede yetişen yaklaşık 42 tropikal üründen virüslere karşı bağışık sisteminin güçlenmesine katkı sağlayan papaya ve pasiflora (çarkı felek) meyvesini tanıttı.

Alanya, Gazipaşa, Anamur ilçelerinde tropikal meyve ağaçlarının bölgeye iyi adapte olması, iyi ürün vermesi ve diğer ürünlere göre gelirinin yüksek olması, tropikal iklime uygun olan bölgedeki üreticileri tropikal meyve üretimine yöneltti. İlçedeki tropikal meyve üretimi muz ile başlarken, onu avokado takip etti. Bölgede mango, avokado, ejder meyvesi, papaya, pasiflora, Hindistan cevizi, longan, lichi, jambu, jackfruit, druian, whitesapote, black sapote, white sapote, karambola, wampei, cherymoya, atemoya, umbrella, roseapple, babilfruit, ketem billa, keyelmasi, napal eriği, kahve ağacı, fejualime, limon, kivi, gouva, çilek gouvasi, pomelo, budanın eli, finger lemon, kurt üzümü, pepino, altın çilek, kamkuat, groviola, yılan meyvesi, sapodilla, demir hindiba gibi 42 değişik türde ürünün yetiştiriciliği de hızla yaygınlaşıyor.

Bölgede, tropikal meyve yetiştirilmesi için fidesinden bahçe kurulmasına, meyvelerin pazarına kadar bütün aşamada üreticilere yardımcı olmaya çalışan Mustafa Ezici, 42 tropikal üründen virüslere karşı bağışık sisteminin güçlenmesine katkı sağlayan papaya ve pasiflora meyvesini reyonla tanıttı. Mustafa Ezici, " Antalya'nın Serik, Gazipaşa, Alanya ve birçok ilçesinde bu tropik meyveler yetişebiliyor. Şu anda Serik'te 15 dekar papaya bahçesi var. Üzerinde 300 tona yakın meyve var. Yılın 12 ayı meyve veriyor. Şu anda papaya meyvesinin toptan kilosu 40 liradan satılıyor. İstanbul'da marketlerde kilosu 80 lira" diye konuştu.

Papayanın virüse ve gribe karşı çok koruyucu bir meyve olduğunu aktaran Ezici, şöyle konuştu: "Türk toplumu bu meyveyi tanımıyor ama bu meyve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Pasiflora meyvesi de aynı şekilde. Toprakla buluşmasıyla 9 ayda meyve veriyor. Dikimini yapmak isteyenler için ciddi miktarda fidan var elimizde. Fidanın tanesi 35 lira. Karadeniz, Ege, Trakya ve Akdeniz'de, her yerde yetişebiliyor. Bu meyvenin kilosu İstanbul'da marketlerde 220 lira. Kolombiya'dan geliyor. Türkiye'de çiftçinin üretmiş olduğu pasifloranın kilosu 60 lira. Yeterli ürün yok. Bunun fidanlarından alıp ekim yapıldığı zaman bir ağaç yaklaşık ilk yılında 20 kilo ürün veriyor. 2'nci yılında 50 kilo verebiliyor. 7 yıl yaşıyor. 1 ağaç 50 kilo verdiği zaman çok ciddi gelir elde edilir. Çok sağlıklı bir ürün. Pasifloranın tanesi Almanya'da 2 euro'dan satılıyor. Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren 2 meyve var. Birisi papaya, diğeri pasiflora."Bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlayan tropikal meyvelerden papaya ve pasifloranın tadına bakan Rusya vatandaşı Julia Shevchenko, Antalya, Alanya ve Gazipaşa'da bu meyvelerin yetiştiğini, sağlıklı ve çok lezzetli olduğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ------------------------------Tropikal meyvelerden görüntülerMasadaki tropikal meyvelerTropikal meyve fidanlarıMeyvelerden detaylarMustafa Ezici'nin meyve kesmesiRus vatandaşı Julia Shevchenko'nun meyvelerin tadına bakmasıÜrünlerden detayRÖP: Mustafa Ezici

HABER- KAMERA: Yücel BULUT/GAZİPAŞA (Antalya),

==============================

Güneş enerjisiyle muz üretimi

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde, geçen yıl faaliyete başlanan muz üretim tesisinin 170 bin metrekarelik serası ve 3 bin 500 metrekarelik ebatlama, paketleme ile sarartma tesisinin enerji ihtiyacının tamamı, kurulan güneş enerji sisteminden (GES) karşılanıyor. Firma sahibi Şevki Öncel, muz serası ve paketleme sarartma tesisinin yıllık enerji ihtiyacının 400 bin lira olduğunu söyleyerek, "Enerji ihtiyacımızın tamamını güneşten sağlıyoruz. Kullanmadığımız enerjiyi de şebekeye satarak gelir elde ediyoruz" dedi.

Manavgat'tın Çakış Mahallesi'nde, geçen yıl, Şevki Öncel tarafından 10 milyon liralık yatırımla 170 bin metrekarelik örtü altı muz serası ve 3 bin 500 metrekarelik muz ebatlama, paketleme ve sarartma tesisi kuruldu. Yüksek dönemde 100'e yakın işçinin istihdam edildiği, teknolojinin bütün yeniliklerinden faydalanılan işletmede enerji ihtiyacı, kurulan GES santralinden sağlanıyor. İşletmenin hem sera hem de paketleme tesisinde yıllık 400 bin liralık enerji ihtiyacı 320 bin dolarlık yatırımla kurulan GES santralinden karşılanırken, üretilen fazla elektrik ise ulusal enerji şebekesine satılarak gelir elde edilmeye başlandı.

Firma sahibi Şevki Öncel, esasında iklimlendirme işi yaptıklarını anlatırken, "Bizim tarım sektörü tecrübemiz hiç yok. Üretim yapma isteğimizden kaynaklanan bir süreç oluştu. MATSO da bu konuyla ilgili bir iki önemli çalışma yaptı. Sonra biz de ziraat mühendisi arkadaşlardan bilgi aldık, bu bölgede muzun sağlıklı bir şekilde örtü altında yetişeceğini analiz ettik ve böyle bir yatırımı yapmaya karar verdik" dedi.

'MEYVENİN KRALI'Muzun dünyada ticaretinin olduğunu söyleyen Öncel, "Başka bir ürün değil de neden muz? Çünkü muzun dünyada ticareti var. Hiçbir zaman değerini kaybetmemiş. Denebilir ki meyvenin kralı. Lezzeti herkes tarafından beğenilen bir meyve. Bu bölgede de Alanya, Anamur, Gazipaşa ilçelerinde açıkta yetiştiriliyor. Dolayısıyla deneyim var, insanlar yıllarca bu ürünü üreterek Anadolu'ya dağıldı. Örtü altında da bölgemizin iklim şartlarından dolayı verimi de oldukça yüksek bir şekilde üretilebiliyor" diye konuştu.

'İKLİM ŞARTLARINI MUZA SAĞLIYORUZ'Muzun ekvatoral bölge ürünü olduğunu anlatan Öncel, "Muz, Ekvator bölgesinde doğal olarak yetişen bir meyve. Dolayısıyla iklim seçen bir meyve. Ekvator bölgesindeki iklim nedir, gündüzleri 32 derece geceleri 28 derece. Muz, 3-4 derece gece- gündüz sıcaklık farkında yaşayan, kış görmeyen bir meyve. O bölgede doğal bir şekilde her tarafta kendiliğinden oluşan bir meyve. Burada da örtü altında biz bu iklim şartlarını muza sağlıyoruz. Asıl mesleğimiz de ısıtma soğutma olduğu için bitkinin birinci ihtiyacını örtü altında sağlayabiliyoruz. Konuyla ilgili farklı aksiyonlar yaptık" dedi.

'ISITMADA ÖZELLİKLE ENERJİ ÇOK ÖNEMLİ'İlk kurdukları 185 bin metrekarelik tesisin 170 bin metrekaresinin üretim serası, 3 bin 500 metrekaresinin de muz ebatlama, paketleme ve sarartma tesisi olduğunu kaydeden Şevki Öncel, halihazırda hemen 1 kilometre yakında 75 bin metrekarelik ikinci bir muz serasının da tamamlandığını ve ekim yapıldığını anlattı. Sera ve paketleme tesisinde enerji ihtiyacını ise güneşten sağladıklarını belirten Öncel, "Isıtmada özellikle enerji çok önemli. Yaş sebze ve meyve seralarında en büyük giderlerden biri enerji. Muzda ısıtma, domates ya da diğer sebzeler kadar çok sıkıntı değil, yani 10 derecenin altında muz problem yaşamıyor. Yine de ekvator bitkisi olduğu için ne kadar sıcak tutarsanız, ürünün verimi, sağlığı, performansı ve lezzeti o kadar fazla oluyor" diye konuştu.

'300 KİLOWATTLIK GES VAR'Muz iklim seçen bitki olduğu için sıcaklığın çok önemli olduğunu belirten Öncel, şöyle konuştu: "Biz muz seralarımızda havadan suya ısı pompası kullanarak; kışın 1 ay aşırı soğuklarda ve don zamanlarında aralıksız ısıtıyoruz tesisimizi. 12 derecenin altına düşürmüyoruz. Biz, 170 bin metrekarelik ilk tesisimizi aralıksız ısıttık, maliyeti 20 bin lira oldu. Fakat, bu bedel bizim cebimizden çıkmadı. Bu tesiste 300 kilovatlık GES var. Muz sarartma tarafında ciddi anlamda bir enerji sarfiyatımız oluyor. Ürünü soğutarak sarartıyoruz ya da soğuk hava depolarımızda bekletiyoruz. Biz bütün enerji ihtiyacımızı çatıya 320 bin dolarlık yatırımla kurduğumuz GES'ten sağlıyoruz. Kullanmadığımız enerjinin fazlasını da şebekeye satarak işletmemize ekstra bir kazanç elde ediyoruz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------Muz serasında drone görüntüsüGES'ten görüntüMuz serasından görüntüŞevki Öncel'in serada ısıtma sistemini anlatmasıRÖP. Şevki ÖncelMuz ebatlama paketleme ve sarartma tesisinden görüntü

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),

============================

Taksinin çevresine 'evde kal' yazıp, kitap dağıttı

VAN'ın Erciş ilçesinde koronavirüs ile mücadele kapsamında yapılan, 'evde kal' çağrılarına bir destek de taksici Faysal Atmaca'dan (48) geldi. İşlettiği taksinin çevresine 'evde kal' yazdıran Atmaca, evinden çıkamayanlara da kitap dağıtıyor.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı başlatılan 'evde kal' kampanyası sürerken, toplumun birçok kesiminden de büyük destek görüyor. Van'ın Erciş ilçesinde yaşayan 5 çocuk babası Faysal Atmaca da kampanyaya, işlettiği taksisiyle destek veriyor. Taksisinin çevresine 'evde kal' yazdıran Atmaca, olumlu tepkiler aldığını söyledi. Sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden Atmaca, bununla da yetinmiyor. Evden çıkamayan 65 yaş ve üstü ile 20 yaş altı için hikaye, roman, şiir kitaplarından oluşan hediye paketleri hazırlayarak, ailelere teslim ediyor.

Atmaca, Sağlık Bakanlığı'nın başlattığı koronavirüs tedbirlerine destek vermek istediğini belirterek, "Ben de bu şekilde destek olmak istedim. Bu desteği sunarken 65 yaş ve üstü ile çocukların da evden çıkamadığını düşünerek onlara da kitap hediye ediyorum. Umarım bu salgın bir an önce ülkemizi ve dünyayı terk eder" dedi.

'KARŞIMIZDA KİTAPLA GÖRÜNCE ŞAŞIRDIK'Sınıf öğretmeni Seda Demir, taksici Atmaca'nın çok anlamlı davranışta bulunduğu söyleyerek, "Koronavirüs salgını kapsamında evinden çıkamayan vatandaşlara kitap ulaştırıp, destek sunan taksici arkadaşımıza çok teşekkür ediyor, 'Evde kal, kitapla kal' sloganıyla kendisine destek sunuyoruz" dedi.Atmaca'nın kitap hediye ettiği Yunus Göral ise "Karşımızda elinde hediye paketi olan birini görünce şaşırdık. Meğer koronavirüse dikkat çekip, destek sunmak için bize büyüklerin ve çocukların okumaları için kitaplar getirmiş. Ben taksici arkadaşıma teşekkür ediyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------------'Evde kal' yazıları yazılan taksiden detaylar-Hediyelik kitap paketmerinden detaylar-Taksici Faysal Atmaca ile röportaj- Çat kapı ev ziyaretleri  yapan tasici-Ktiapların vatandaşlara teslim edilmesi-Yunus Göral'ın evinden  görüntüleri-Seda Demir ile röportaj-Genel detaylarBarbaros KUL/ERCİŞ,(Van),-

==============================

Öğrencileri için evinin mutfağını stüdyoya çevirdi

DENİZLİ'nin Sarayköy ilçesinde görev yapan Fen Bilimleri öğretmeni Yasin Aktaş, koronavirüs salgını nedeniyle eğitime ara verilmesinin ardından, öğrencilerinden uzak kalmak istemedi. Salgın hastalık nedeniyle 'evde kal' çağrısına eşi ve kızıyla birlikte uyan Aktaş, evinin mutfağını stüdyo yaptı. Mutfakta bulunan masayı öğretmen masası haline getiren Aktaş, cep telefonu kamerasının karşısına geçti. Ders konularını 20'şer dakikalık videolar halinde anlatan Aktaş, daha sonra videolarını öğrencilerinin erişebildiği sosyal medya hesaplarından paylaşmaya başladı.

İlçedeki Atatürk Ortaokulu'nda Fen Bilimleri öğretmeni olarak görev yapan Yasin Aktaş, koronavirüs salgını sebebiyle kendisinin eşi ve kızıyla birlikte evde kal çağrısına uyduğunu belirtti. Evinde boş durmak yerine mutfağında amatör videolar çekip, öğrencileriyle paylaştığını kaydeden Aktaş, "Hem evde üretmiş hem de öğrencilerden uzak kalmamış oluyorum. Uzaktan eğitime bir nebze de olsa yardımcı olmaya çalışıyorum. Yaptığım bu iş, evde mutlu olmamı sağlıyor. Öğretmenlik sadece okulla sınırlı bir meslek değil. Okuldan çıktığımız anda bu meslek bizimle devam ediyor. Karantina günlerinde de evde devam etmesi gerekiyordu. Cep telefonumu kullanarak amatör videolar çekiyorum. Amacım öğrencilere yardımcı olmak. Özellikle öğrencilerin geri dönüşleri beni çok mutlu ediyor. Mesaj atıp, videonun altına yorum yaparak teşekkür eden öğrencilerim oluyor" dedi.

ÖĞRENCİLERE TAVSİYELERÖğrencilere okuldan uzak kaldıkları dönemde yapmaları gerekenler konusunda tavsiyelerde bulunan Aktaş, "Öğrenciler evde kaldıkları dönemde uzaktan eğitim derslerinin yanı sıra başka aktivitelerde de bulunmalı. Çocuklar evde sadece derslerle uğraşmasın. Örneğin yazabiliyorlarsa şiir yazsınlar. Çizebiliyorlarsa resim yapmayı ya da müzik aleti çalmayı denesinler. Bu süreci evde boş geçirmek yerine kendilerini tanıyabilmeleri ve yeteneklerini keşfetmek adına geçirmelerinde fayda var" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Yasin Aktaş'ın mutfağa girişi-Telefonunu hazırlaması-Video çekip ders anlatması-Yasin Aktaş ile röp.Haber - Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

=====================

Uzmandan evde kalanlara 'bu dönemi fırsata çevirin' önerisi KORONAVİRÜS salgınının dünyayı ve Türkiye'yi etkisi altına almasının ardından başlatılan 'evde kal' kampanyasına yönelik olarak, Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş karantina zamanlarını fırsata çevirmenin yollarını anlattı. Kaygı ve panik halinin virüsten daha tehlikeli olduğunu belirten Baş, bu dönemde insanların kendilerini mutlu hissettiği faaliyetleri yapması gerektiğini kaydetti.

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye'de de 'evde kal' kampanyaları başlatıldı. Vatandaşlar, okulların tatil edilmesi ve bazı iş yerlerinin evden çalışma düzenine geçmesiyle evde daha çok vakit geçirmeye başladı. Uzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş, bu dönemi fırsata çevirmek için neler yapılabileceğini anlattı. Koronavirüsten korunmak için evde kalan vatandaşların bugüne kadar yapmak istediği şeyleri bu dönemde gerçekleştirebileceğini belirten Baş, "Vatandaşlar evde kaldığı süre boyunca kitap okuyabilir, örgü örebilir ve en önemlisi de üretebilirler. Bugüne kadar yapmadığınız şeyleri yapabilirsiniz. Derin bir temizlik yapmadıysanız onu yapabilirsiniz. Tarhana yoğurabilirsiniz, örgü örebilirsiniz ve bunun gibi birçok şey yapabilirsiniz. Bunlara çocuklara da sorumluluklar vererek dahil edebilirsiniz. Aile toplantıları yapabilirsiniz. Yarın için hayal kurabilirsiniz. Tabi bunları evde kalarak yapmalıyız" dedi.

'HERKES KENDİNİ MUTLU EDEN ŞEYLERİ BULMALI'Herkesin, kendisine 'ben nelerden hoşlanıyorum?' sorusunu sorarak içsel bir yolculuğa çıkması gerektiğini aktaran Baş, "Ben şu an Çince öğreniyorum mesela. Bugüne kadar çok ilgiliydim. Açık öğretim de okuyorum oradaki derslerime çalışıyorum aynı zamanda. Çünkü beni mutlu eden şeyler bunlar. Herkes kendini mutlu eden şeyleri bulmalı. Bunun için içsel bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor. 'Ben nelerden hoşlanıyorum' gibi. Bu çocuğa da örnek olacaktır. Virüsten daha tehlikeli olan tek şey kaygı ve paniktir. Biz bunu sosyal medyadaki kirli haberlerden dolayı yaşıyoruz ve çocuklarımıza aktarıyoruz. Randevularda çoğunlukla gençler kötü bir durumda geliyorlar. Alışık olmadığımız bir şeyle karşılaştığımız için kötü etkileniyorlar. Dışarı çıkmak ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek istiyorlar. Anne ve babanın öncelikle felaket tellallığını bırakması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı'mızın söylediği hijyen kuralları belli, bunlara dikkat edip bu virüsü aşacağız" diye konuştu.

'BU SÜREÇ AİLECE VAKİT GEÇİREBİLMEK İÇİN BİR FIRSAT'Ailelerin çocuklara iyi örnek olması gerektiğini aktaran Baş, özellikle okul çağındaki çocukların günlük bir plana uyması gerektiğini kaydederek, "Okul öncesi dönemdeki çocuklar için bu dönem daha zor olacaktır. Okul çağındaki çocuklarımızın ise uzaktan eğitimleri var. En önemli şey ise okul çağındaki çocukların günlük planı olması gerekiyor. Kahvaltısını etti, oyun oynadı, dersini izledi gibi. Aileler de onlarla yemek yapabilir, oyun oynayabilir. Bizim şehir ve isim bulmaca gibi ailecek oynadığımız birçok oyunumuz var. Bunlar kriz dönemini yönetebilmek için aile genelinde çok faydalı olacaktır. Burada bir başka önemli nokta ise ailenin ne yaptığıdır. Aile çocuğa örnek olur. Aile sadece '3T' ile yani televizyon, tablet ve telefonla zaman geçiriyorsa çocuğa başka seçenek kalmıyor. Çocukları ben bu noktada eleştirmiyorum. Burada önemli olan ailelerin çocuklara olan yaklaşımıdır. Çalışan anneler çocuklarına zaman harcayamadığından şikayetçilerdi. Bu süreç ailece vakit geçirebilmek için bir fırsat aslında" dedi.

'KARANTİNADA BOŞANMALAR ARTIYOR'Karantina döneminde boşanmaların daha yaygın olarak görüldüğünü aktaran Baş, "Çin'e ve Avrupa ülkelerine bakıldığında karantina dönemlerinde ayrılıklar önceki dönemlerden daha fazla oluyor. Aynı yeri paylaşıyorsunuz ve bir arada yaşamak zorundasınız. Bu da ilişkileri daha da zedeleyebiliyor ve ayrılıkların kapısını açıyor. O yüzden anne ve babaların evde de izolasyon alanları olmalı. Anne ya da baba da bir odada kendini kapatıp farklı şeylerle uğraşabilir ki ilişkilerinde bir zedelenme yaşanmasın" diye uyardı.

'EVDE VAKİT GEÇİRMEYE ÖZENLE DİKKAT EDİYORUZ'Evde kaldıkları dönemde çocuklarıyla kitap okuma saatleri düzenlediklerini belirten evli ve 2 çocuk annesi Saadet Baş (44), "İlk önce hijyene dikkat ediyoruz. Ellerimizi yıkıyoruz ve ev temizliğimize özen gösteriyoruz. Kaygı çok olmuyor ancak özellikle kızım kaygılandığı için onu rahatlatmaya çalışıyorum. Genelde evde kalıyorum. Kızımın dersleriyle ilgileniyorum. Kitap okuma saatlerimiz oluyor, kızım arkadaşlarıyla internette görüşüyor. Büyüklerimizi ziyaret etmiyoruz, evde vakit geçirmeye özenle dikkat ediyoruz. Beraber kurabiyeler yapıyoruz" diye konuştu.Evde kalmaya özen gösterdiğini aktaran evli ve 2 çocuk annesi Selime Doğan (40) ise şunları söyledi: "Genellikle evdeyiz. Büyük kızım 8'inci sınıf öğrencisi ve devamlı derslerle meşgul. Küçük çocuğumla da hamur işi yapıyoruz ve bahçemizdeki çiçeklerle ilgileniyoruz. Hijyenimize dikkat ediyoruz. Dikkat ettiğimiz sürece kaygım yok."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Anne ve çocuğunun birlikte kitap okuma ve çizgi film izleme görüntüsüUzman Pedagog ve Aile Danışmanı Sedat Baş ile röportajVatandaşlar ile röportajGenel detaylarHaber- Kamera: Ahmet Turhan ALTAY/İZMİR, DHA)

=====================

Sokağa çıkamayanlara Kızılay'dan gıda desteği İZMİR'de, koronavirüs önlemleri kapsamında sokağa çıkması sınırlandırılan 65 yaş ve üstü kişiler ile kronik rahatsızlığı olanlar başta olmak üzere ihtiyaç sahibi ailelere, Kızılay ekipleri erzak desteğinde bulunuyor.

Koronavirüs salgını nedeniyle risk grubunda olan 65 yaş üstü ve üzerindekiler ile kronik rahatsızlığı bulunanların sokağa çıkması, İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeyle yasaklandı. Alışveriş, temizlik ve sağlık kontrolleri gibi ihtiyaçları devletin ilgili kurumları ile yardımsever gençler tarafından karşılananlara destek sürüyor. Türk Kızılayı İzmir Şubesi, başta bu risk grubundaki kişiler olmak üzere ihtiyaç sahibi herkese gıda yardımı yapıyor. İçinde kavurma, nohut, mercimek, pirinç, makarna, çiçek yağı, salça, zeytin, un ve çorbanın yer aldığı erzak kolisi dağıtılıyor.

Ekiplerin çalışmasını sahada koordine eden Türk Kızılay İzmir Şube Başkanı Kerem Fahri Baykalmış, "Bütün dünyayı etkileyen koronavirüs salgınıyla karşı karşıyayız. İçişleri Bakanlığı'nın almış olduğu kararlar doğrultusunda Türk Kızılayı, İzmir Valisi Erol Ayyıldız'ın koordinasyonunda, kaymakamlarımızın sevk ve idaresinde 'vefa destek' gruplarına destek vermekte. Türk Kızılayı kuruluş amacıyla 150 yıldır ihtiyaç sahibi insanların ihtiyaçlarını görmek için sahada. Aynı zamanda biz de bu vefa grubu içerisinde, ihtiyaç sahibi insanların gıda gereksinimlerini karşılamak üzere Türkiye genelindeki 400 şube, 9 bin 500 gönüllü, profesyonel ekip ve çalışanlarımızla sahalardayız. Elimizden geldiğince milletimizin emaneti yardımları, ihtiyaç sahibi ailelere yardımları ulaştırıyoruz. Ayrıca 65 yaş üstü insanlarımız ile kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşlarımız da yardımlarımızdan faydalanıyor" dedi.

KARANTİNADAKİLERE YEMEK HİZMETİYurt dışında ve içinde önemli çalışmalar yaptıklarını da belirten Baykalmış, "Genel merkezimizin şu an planlanmasını yaptığı, bize peyderpey ulaştırmaya başladığı 150 bin aileye gıda ve erzak kolisi çalışması var. Salgın hastalık nedeniyle piyasada hijyen maddesi bulamayan vatandaşlarımıza, bu ürünleri sağlamak adına 10 bin hijyen kitiyle ilgili çalışmalarımız var. Umre ve hac grupları ile yurt dışından gelen öğrencilerin ya da ülkeye gelen iş insanlarının 14 günlük karantinaya alınması uygulaması var. Sayı 20 bine ulaştı. Türk Kızılayı da karantina altındaki bu vatandaşlarımızın gıda gereksinimlerini karşılıyor. Bugüne kadar 700 bin öğün yemek hizmetimiz oldu. Aynı zamanda sağlık personelimize 11 bin 500 ve vatandaşlarımıza ise 75 bin adet hijyen seti Türkiye genelinde dağıtıldı" diye konuştu.Zihinsel engelli oğlu Batuhan Sezgin (37) ile yaşayan Seval Taşkın (65), "Gelirim yok. Yaşım nedeniyle de dışarı çıkamıyorum. Sağ olsunlar. Kızılay madde ve manevi tüm yardımlarda bulundu. Bizi yalnız bırakmadılar, yanımda oldular. Çok mutluyum" dedi.3 çocuğuyla yaşayan ihtiyaç sahibi Azize Kip (36) ise "1 yıldır bana destek oluyorlar. 3 çocuklu bir aileyim. Desteğini esirgemediler. Allah onlardan razı olsun" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: Türk Kızılay İzmir Şube Başkanı Kerem Fahri Baykalmış ile röp.Seval Taşkın röportajAzize Kip röportajGenel ve Detay görüntüHaber: Kadir ÖZEN- Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

=====================

65 yaş üstü ve kimsesizlere ücretsiz ekmek ŞIRNAK'ın Silopi ilçesinde kadınların çalıştığı, tandır ekmeği üretilen fırında 65 yaş üstü kişiler ile kimsesizlere ücretsiz ekmek veriliyor.

Ofis Mahallesi'ndeki 26'ncı Cadde üzerinde açılan, tandır ve saç ekmeği fırını, 4 kadın için geçim kaynağı oldu. Kendi ayakları üzerinde duran ve ailelerine katkı sunan kadınlar, ihtiyaç sahiplerine de destek oluyor. Kadınlar, koronavirüs salgını nedeniyle çalışmayanlar ile 65 yaş üstü ve kronik hastalığı bulunan kişilere ücretsiz ekmek dağıtıyor. Ekmekleri evlerinde ücretsiz teslim alanlar ise kadınlara teşekkür etti.

Fırında çalışanlardan Hayriye Toğurlu, "Burada tandır ve saC ekmeği yapıyoruz. Bu işe 4 kadın birlikte başladık. Evden çıkamayan yaşlılara ve ihtiyaç sahiplerine ücretsiz ekmek götürüyoruz. Bu şekilde elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-----------------------------Tandır fırınının yakılmasıEkmeklerin pişirilmesiYaşlılara ekmek dağıtılmasıYaşlı kadının Kürtçe teşekkür etmesiHayriye Toğrulu ile röp.Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ(Şırnak),


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT ÖZEL GÜNDEM - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement