İşte HDP'yi Zafere Götüren En Önemli Ayrıntı

Halkların, inançların, emekçilerin, ezilenlerin adayları ile seçime giren Halkların Demokratik Partisi (HDP), seçimlerde aldığı yüzde 13,1'lik oy oranı ile antidemokratik barajı da yıkarak çok büyük bir zafer elde edişini değerlendiren Diyarbakır'daki STK temsilcileri, HDP'nin eşitlik ve bir arada yaşam düşüncesi meclise taşıdığını belirtti. Bu sonuçlarla, 'Tek devlet', 'Tek millet', 'Tek adam' algısının tarihe gömüldüğü belirtilirken, Türkiye'de yaşayan Kürtlerin siyasi, dini görüşü bir kenara bırakarak ilk kez ortak bir tutum geliştirdiğini ve aynı refleksi bulundukları yerde hayata geçirdiğini bunun da HDP'ye büyük zaferi getirdiğini dile getirdiler.

"Biz'ler HDP bizler Meclis'e" diyerek önündeki antidemokratik seçim barajını yüzde 13.1'lik oy oranı ile yıkan HDP, haklardan ve inançlardan temsilcileri Türkiye'nin tüm renklerini de meclise taşıdı. Halkların Demokratik Partisi'nin çok büyük bir zafer elde ettiğini kaydeden Diyarbakır'daki STK temsilcileri, seçim sonuçlarının ne ifade ettiğini değerlendirdi.

"Seçmen HDP'yi samimi, AKP'yi samimiyetsiz buldu"

Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Kaya, seçimin en önemli kazananının HDP ile birlikte demokrasi olduğunu ifade ederek, "Asıl görülmesini gereken burada seçmen HDP ve AK Parti'ye mesajlar verdi. HDP'ye hükümet ile başladığı çözüm sürecinde doğru yol aldığını ve gerçekten çözüme inanarak adım attığını, bununla ilgili bir kafasının arkasında bir şey olmadığını net olarak gördüğü için ödüllendirdi. Bu özellikle Kürt ilerinde oldu. Aynı zamanda AK Parti'yi de çözüm sürecinde samimiyetsiz bularak cezalandırdı" dedi.

"Kürtler İlk Kez Ortak Duruş Sergiledi"

Türkiye'deki ilk kez birbirinden habersiz ayrı ayrı yerlerde farklı düşünce ve inançlara sahip Kürtlerin bir anda ortak bir refleks geliştirdiğini anlatan Kaya, "Şu net olarak ortaya çıktı. Geçmişte yaşanan bir iki olay, Kobani işte Roboski sürecine yaklaşımı, Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerin dillerine, dinlerine yönelik söylemleri inanılmaz bir kırılma yarattı. Kürtlerin dini Zerdüştlüktür demeleri, dönem dönem Kürtleri Lut kavmine benzetmeleri, alaycı üslup ve üstten bakış bir anda Türkiye'nin her alandaki Kürtlerin böyle bir tepki gösterip ortak bir davranış kalıbı geliştirmesine neden oldu. Kürtlerin hepsi ilk kez bir anda dinlerini, siyasi görüş ve ekonomik durumlarını, sosyal yaşamlarını düşünmeden olayı bu şekilde değerlendirip refleks geliştirip karşı durdular. Türkiye'de yaşayan Kürtlerin tamamına yakını diyebileceğimiz insanlar aynı refleksi bulundukları yerde hayata geçirdiler. Bu aslında HDP ve AK Parti'ye verilen mesaj anlamında çok önemliydi" diye konuştu.

"Seçmen HDP'nin çözüm sürecinde temel aktör olmasını da istedi"

Seçmenin HDP'ye şöyle bir mesaj da verdiğini kaydeden Kaya, seçmenin artık çözüm ve barış sürecinde birilerinden adım atmasını beklemenin yerine HDP'ye temel aktör olmasını istediğini belirterek şunları söyledi:

"Yeni hükümetlerin adım atmasından veya görüşme yapmasından çok sürecin her boyutunda HDP'nin siyaseten çözümün en önemli aktör olma görevini verdi. Bu da çok önemli bir misyon yüklemiş oldu. Bu şu demektir; Artık HDP'nin Kandildeki süreci de Abdullah Öcalan'ın durumunu da meclise taşıyarak ve mecliste bunun her türlü çalışmasını yaparak, tüm partilerle diyalog yoluyla bunu hayata geçirme görevini yükledi. Bugün Kandil, İmralı, HDP üçgeni denilen söylemde bence HDP en ağır top noktasına geldi. Hem Kandil'in hem İmralı'nın rolünü de üzerine aldı. Tam bir yetkilendirmedir aynı zamanda bu, çünkü HDP yapısı kendileri de ifade ettiği gibi Türkiye'nin tüm renklerini içerisinde barındırıyor. Bunları batıda gördü; Türkiye'de demokrasinin gelişimini şu ana kadar Kürt siyaseti, Türkiye'deki demokrasinin gelişimine katkı koyduysa, bundan sonraki süreçte daha fazla katkı koyacağına inandı. Neydi bu daha fazla katkı koymak. Bu AK Parti'nin başkanlık diye telaffuz ettiği anti demokratik yasalar ve diktatoryal bir yönetim şeklinin önüne geçme konusunda HDP'ye güvendi ve oy vererek misyon yükledi. Dönüp bunlara baktığımız zaman HDP hem halktan güvenoyu aldı hem de önemli bir görev aldı. Bu görevlerin bir tanesi belki de seçim sonucunda bundan sonrası süreçte tamamen başkanlığın ortadan kaldırılması ve yeni anayasanın oluşturulmasıyla ilgili mecliste bir ortak akıl yaratmak ama herhalde de en önemlisi Kürt sorununun barışçıl, hak ve özgürlükleriyle çözümü ilgili daha yoğun çalışma görevi almış oldu.

"Ortak çalışmayı öğrenmek, yapmak zorundalar"

Partilerin bir araya gelmesinden çok Türkiye'de müzakere ile ortak çalışmalar ve ortak mutabakatlar dönemi başladı. İki partinin bir araya gelmesinden çok üç belki de daha çok partinin bir araya gelerek ortak metinler yazarak ve bunları hayata geçirme dönemi başlayacak bundan sonra. Nedir bu; belki iki-üç parti birleşip yeni anayasa yapacak, belki seçim barajlarını kaldıracak bir ortalık yapacaklar ama sonuçta bazı yasal düzenlemeler yapılarak Türkiye'nin birlikte çalışma koalisyon ortak kültürüne alışması gerekiyor. Bu Türkiye'nin yasalarının daha demokratikleşmesinin sağlanması gerekiyor. Buda ortak bir kültür ve ortak bir çalışmayla hayata geçirilebilir. Yenirden hemen seçim kararı, halkın verdiği görevi de hiçe saymak olur. Henüz onun için erken olduğunu düşünüyorum, onun için ortak çalışmayı öğrenmek, yapmak zorundalar"

"Öcalan'ın yeni sürece katkısı büyük olacak"

Kaya, burada özellikle HDP'nin meclise seçime parti olarak girmesindeki Abdullah Öcalan'ın rolünü de göz ardı edilmemesi gerektiğini de anlatarak, "Çıkacak sonuca kendisi de HDP'nin bu yapısını daha da güçlendirecek tutum takınacak. Bu kendisinin bir önerisi olduğu için bu HDP yapısını daha da güçlendirecek. Hükümetin yaptığı açıklamaları vardı. Sanki Öcalan'ın bunu istemediği gibi algısı vardı. Hayır, bu böyle değil, tam tersi Öcalan bu yapının daha da güçlenmesi sağlayacak, diyalog ve müzakere sürecinin daha da gelişmesini sağlayacak, yani Öcalan HDP'nin yeni yapısına ve sürece katkısını daha da arttıracaktır" diye konuştu.

Sayar: Tereddütsüz seçimin galibi HDP'dir

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar da, HDP'nin amacının Türkiye partisi olabilmek olduğunu belirterek, "Bu süreçte Kocaeli, Bursa, Antalya, dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul'da üçüncü parti oldu. Tereddütsüz bu seçimlerin en büyük başarı elde eden partisi HDP'dir" dedi.

"Tüm partiler çözüm süreci için fedakarlık yapmalı"

"Kürt meselesiyle ilgili HDP boyutuyla bölgede böyle bir oy alması artık demokratik siyasetin tek seçenek olacaktır. AKP bölgede çok büyük bir oy kaybına uğradı" diyen Sayar, "Bir de halk tek kişiye, başkanlığa evet demedi. Bundan sonra partiler kendi partilerinin çıkarlarını ön plana çıkaran politikaları bir tarafı bırakıp ülkenin çıkarlarını ön plana çıkaran bir çalışma ve çaba içerisinde olması gerekmektedir. Çünkü ülkenin önünde çok önemli meseleler duruyor. Bunlardan biri ve en önemlisi de çözüm sürecidir. Bir şekilde olumlu sonuçlanması için tüm partilerin fedakarlık yapması gerekmektedir" dedi.

Ezgin: "'Kürt sorunu yoktur, masa yoktur' söylemi de bölgede büyük tepki aldı"

Çözüm-Der Genel Başkanı Avukat Ercan Ezgin, seçimlerde seçmenin, seçimiyle tüm partilere mesajlar verdiğini ifade etti. Halkın özellikle çözüm sürecinin devamını istediğini kaydeden Ezgin şöyle dedi:

"Verilen mesaj bütün partileredir. Özellikle AK Partiye halk dedi ki 'halk ile birlikte yürü halka karşı siyaset yapma' demiştir. Seçmen Ak Parti'nin tek başına iktidar olmasını istiyordu sanki ama tabir yerindeyse sanki kantarın topuzu fazla kaçtı. Onlarda bu kadar düşük oy alacağını düşünmüyordu. Bölge net olarak çözüm sürsün dedi. HDP verilen oylar emanet oylardır. Bir yıl önce Diyarbakır'da yüzde 35 alan Ak Parti yüzde 13-14'te düşmesi 20 puanlık bir kayıp bir yılda çok anlam ifade eder. AK Parti Diyarbakır'da hiç yüzde 30'un altına düşmemişti. Bunun içinde kızgın oylar var. Yalçın Akdoğan ve Melih Gökçek gibi hem HDP'ye karşı hem de Kürtlere karşı yaptığı milliyetçilik büyük tepki gördü. Cumhurbaşkanının sahaya çıkıp 'Kürt sorunu yoktur, masa yoktur' söylemi de bölgede büyük tepki aldı. Doğu ve Güneydoğu'da seçime yüzde 90 katılım varsa bunun hepsi çözüm sürecinin devam etmesi yönündedir ve doğru bir yoldur. Halk çözümü askıya alan partiye sarı kart gösterdi. Ne olursa olsun çözüm sürecine darbe getirecek bir yaklaşım artık olmaması gerekiyor. Seçim barajı bu saatten sonra ne kadar anlamsız olduğu net olarak ortaya çıkmıştır. AK partinin oy kaybının bir sebebi de buydu. Barajın derhal makul bir seviye olan yüzde 3'e indirilmesi gerekiyor. Ayrıca Ak Parti'de şu da ortaya çıktı. Devşirme yönetici ve adaylarla bu işin yürümeyeceği de görüldü.

Balıkçı: AKP Kürt illerinden silindi

Gazeteci-yazar Faruk Balıkçı da, seçimlerde seçmenin net mesajlar verdiğini ifade etti. Özellikle Kürt illerinde AKP'nin adeta silindiğini kaydeden Balıkçı şöyle dedi:

"Kürt illerinde HDP oylarını çok çok arttırdı. AK Parti ise Kürt bölgelerinden silindi. Bunun gerekçesi de, Ak Parti'nin Kobani tutumu ve Cumhurbaşkanının meydanlarda devam eden süreçle ilgili 'Masa yoktur' biçimindeki ifadeleri, Kürt ilerindeki AK Partililerin bir geri dönüşe neden oldu. Bunun dışında HDP'nin batıdaki özellikle büyük metropollerde yüzde 10'un üzerinde oy alması ve birçok ilde oy oranında ciddi artışlar barajın aşılmasında etken oldu. Batıdaki etkende Ak Parti'nin tek başına iktidar olmaması için ve otoriterleşmesinin önünü kesmek için halkın verdiği emanet oylardır. Ancak HDP bu önümüzdeki süreçte seçimdeki tavrını ve duruşunu sürdürmesi halinde bu emanet oyların artık kalıcı hale dönüştürebilir. Bir anlamda HDP test edilmiş olacak ve bir dahaki seçime oylarını daha da artırabilir"

'Tek devlet'', ''Tek millet'', ''Tek adam'' algısı tarihe gömüldü

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Cengiz Günay da seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

"Türkiye'de demokrasi adına ve bölgede barış adına tarif edilemez bir seçim havası oluştu. Özellikle HDP'nin barajı aşması ile 80 darbesiyle gelen antidemokratik uygulamaların yıkıldığı ve farklılıkların mecliste olması, Türkiye'deki demokratik ulus devletini inşası adına önemli bir adım olacaktır. AKP'nin, özellikle cumhurbaşkanı ile birlikte ''Tek devlet'', ''Tek millet'', ''Tek adam'' algısı tarihe gömüldü. Umarım Türkiye demokrasisi adına önemli bir ders çıkarılır. Ülkeyi kaosa götürecek adımlardan uzak dururlar. Çözüm süreci ile ilgili aklıselim adımlar atılır ve bölgede, Türkiye'de yaşanan önemli şeyler olur. Herkese başarılar diliyorum. Özellikle Türkiye'nin farklı sesi ve renklerini bir arada tutan HDP'yi önemli görevler bekliyor ki biliyoruz onlar bu göreve hazırdır. Şimdiden başarılar diliyorum"

KAYNAK: ÖZGÜR HABER GAZETESİ