"CEZALANDIRILAN HÜKÜMET DEĞİL 80 MİLYON OLUYOR. SAĞDUYUNUN EGEMEN OLMASINI, AKILCI POLİTİKALAR ÜRETİLMESİ GEREKTİĞİNİ YİNE İFADE EDEYİM. HER İKİ ÜLKENİN DE SAĞDUYULU DAVRANMASI LAZIM"
"ASKERİN İDLİB'E GİDİŞİNE DESTEK VERİYORUZ. TÜRK ASKERİ ORAYA GİTMELİ ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİ YARATMALI"
"RUSYA VE İRAN ESAD'TAN YANA TAVIR ALMIŞTI. ŞİMDİ TÜRKİYE ESAD'TAN YANA TAVIR ALIYOR. BU 180 DERECE NASIL OLDU DA BÖYLE DÖNDÜ? ADAMIN BURNUNU BÖYLE SÜRTERLER İŞTE"
"TÜRKİYE, İDLİB'İ TEMİZLEDİKTEN SONRA DEVİRMEYE ÇALIŞTIĞI ESAD YÖNETİMİNE TESLİM EDECEKTİR"
Hakime TORUN- Nursima KESKİN/ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ile olan vize krizine ilişkin, "Dış politikada akılcı, soğukkanlı ve en önemlisi istişareyi elden gözden uzak tutmamak zorundayız. Karar çok ağır. Türkiye açısından çok ağır. İlk kez böyle bir şey ile karşılaşıyoruz. Üzüntü verici topu sadece büyükelçinin omuzlarına yıkıyorsunuz. Amerika'nın yaptığı uygulama yanlıştır. Asla desteklemiyoruz. Binlerce öğrenci gidecek okumaya hastalar var tedavi olmak için gidecekler. İş adamlarımız var Amerika'ya gidecek. Cezalandırılan hükümet değil 80 milyon oluyor. Sağduyunun egemen olmasını, akılcı politikalar üretilmesi gerektiğini yine ifade edeyim. Her iki ülkenin de sağduyulu davranması lazım. Evet Amerika bizim stratejik ortağımız söyleniyor. Stratejik ortaklar arasında bu kadar ağır yaptırımlara yol açacak uygulamalar olmamalı. Umarız kısa süre içerisinde bu kriz aşılmış olur" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Avrupa şampiyonu olan Ampute Milli Takımını tebrik ederek konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, "Toplumun her kesimi bu karamsar bir süreçte. Herkes Türkiye'nin geleceğinden kaygı duyuyor" dedi.
(GAR PATLAMASI) "NASIL SULANDIRIRIZ DEDİLER 'KOKTEYL TERÖR' DEDİLER"
Gar patlamasına ilişkin Kılıçdaroğlu, "Tarihimizin en kanlı terör eylemlerinden biridir. Dönemin Başbakanı bu terör eylemini IŞİD militanları gerçekleştirdi demedi. Çünkü onlara silah veriyor, destek veriyorlardı. Nasıl sulandırırız dediler 'kokteyl terör' dediler. Hayatını kaybedenlerin yakınları bir anma yapmak istediler. Buna izin verilmedi. Neden? İzin vermemek terörün yanında durmak demektir. Niye terörün yanında ısrarla IŞİD'in yanında duruyorsun? Bırak terörü lanetlesinler. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?" diye sordu.
"GEÇEN HAFTA BİR GRUP ASKERİ ÖĞRENCİ AİLESİ YOLUMU KESTİ"
Kılıçdaroğlu, "Geçen hafta bir grup askeri öğrenci ailesi yolumu kesti. 'Bizim sorunlarımız var' dediler. 15 Temmuz darbe girişimi olurken harp okulu öğrencileri okullarında ders yapıyorlar. 30 Temmuz'a kadar dersleri devam ediyor. 31 Temmuz'da bunlar mezun olacaklar. Diploma bekliyorlar. O gün KHK çıkar. Bunların hiç birisi okudukları okuldan mezun olamazlar. Bunlara farklı üniversitelerin olmayan bölümlerinin diplomaları verilir. Diplomada KHK diplomayı almaya hak kazandı diyor. Başarı ile tamamladığını söylüyor. Bir haksızlık ile karşı karşıyalar. KHK görülünce kimse iş vermiyor. Bu ailelerin, öğrencilerin suçu ne. Bu insan haklarına aykırıdır" diye konuştu.
"ENİS BERBEROĞLU KAÇAR MI? SUÇSUZ ADAM NİYE KAÇSIN?"
Enis Berberoğlu'nun duruşmasına ilişkin Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: "Enis Berberoğlu üzerinden CHP'ye nasıl kumpas kurarız arayışları vardı. Siz kim olursanız olun nerede olursanız olun hangi makamı işgal ederseniz edin. CHP'ye hiç kimse kumpas kuramayacaktır. Sarayın hakim ve savcılarına görev verdiler. Bu ülkede namuslu savcılar, hakimler de var. Enis Berberoğlu'nun davası bir üst mahkemede bozuldu. Enis Berberoğlu'nun bir an önce serbest bırakılıp TBMM'deki görevinin başında olmasını istiyoruz. Enis Berberoğlu kaçar mı? Suçsuz adam niye kaçsın? Hiçbir davayı boş bırakmadı hepsine katıldı. Niye kaçsın suçu yok" açıklamasında bulundu.
'İÇİNDE MÜHİMMATLAR VAR' DİYOR. GİZLİ DİYE KİM SÖYLÜYOR?
Devlet sırrı diyorlar. Devlet sırrı derin devletin bildiği kimsenin bilmemesi gereken bir sırdır. Eğer o sır hukuka aykırı ise ve açıklanırsa, devlet ona sahip çıkmaz. Çünkü devlet hukuk devleti kimliğini boşa çıkarmaz. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir yazısını göstereceğim üzerinde gizli mizli yazılı değil. 'İçinde mühimmatlar var' diyor. Gizli diye kim söylüyor? Herkesin bildiği bir sır olay gizli olabilir mi? Fatura kime çıkıyor? Enis Berberoğlu'na. Acaba CHP'ye nasıl ulaşırız diye. Biz elimizde belge olmadan konuşmayız. Enis Berberoğlu aylardır boşu boşuna hapishanelerde yatıyor. Bir an önce dönmesini ve görevinin başında olmasını istiyoruz."
(TÜTÜN ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARI) "ADIYAMANLILARA SESLENİYORUZ BİZE MİLLETVEKİLİ VERMEDİNİZ AMA BİZ SİZİN YANINIZDAYIZ"
Tütün üreticilerinin sorunlarına değinen Kılıçdaroğlu, "Bu topraklarda 400 yıldır ekiliyor. Bizim tütünümüz aslında bir dünya markasıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ihracatın yüzde 30'unu tütün oluşturur. Bu kadar değerli olan tütün 2002'de uluslararası tekellere yenildi. 405 bin 882 aile tütünden geçiniyordu. 2015'te 7 kat küçüldü 56 bine düştü. Yabancı sigara üreticileri Türkiye'ye tütün ithal etmeye başladılar. Tütün ürünleri imalatının yüzde 89.3'ünü yabancılar oluşturuyor. Geriye kaldı yüzde 10. Şimdi yüzde 10'a da göz diktiler. Sigara üzerine yüzde 84 vergi getirdiler. İnsanlar da sigara içiyor. Kıymalık sarmalık tütün. Kağıda sarıp içecekler buna duyulan ilgi giderek arttı. Ceza hem hapis hem para cezasını öngören yeni düzenleme parlamentoya geldi. Bu topraklarda ekilen tütüne 'kaçak tütün' diyorlar doğru değil. Yerli tütün. Neresi kaçak? Hem yerlidir hem millidir. Çiftçinin alın teri, göz nurudur. Bu tütünü çiftçinin üreticinin elinden almamak gerekiyor. Bugüne kadar tütün ürettiği için zenginleşen bir tek adam yok. CHP olarak biz Adıyamanlılara sesleniyoruz bize milletvekili vermediniz ama biz sizin yanınızdayız. Onlar karşınızda biz yanınızdayız. Ekonomide ciddi sıkıntılar var fatura tütün, fındık üreticisine çıkarılmamalı" diye konuştu.
"NEDEN CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI'NDA GÖRÜŞÜYORSUN?"
Kılıçdaroğlu, "Havaalanı yaptılar otoyol yaptılar bütçeden 5 kuruş para çıkmadı. Toplanan vergiler nereye gitti? İsraf israf israf. Altlarında uçaklar arabalar. Hangi açıdan bakarsanız bakın israfın iktidarın dokularına sindiğini görüyorsunuz. İşçiye, memura versen deriz ki işçiye, memura verdin. Kime verdin sen bu paraları? Kime? Namusu ve şerefi üzerine yemin eden insanlar ölümü göze alırlar namuslarından ve şereflerinden vazgeçmezler. Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makamında Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcılarını ağırlıyor. Hani sen namusun ve şerefin üzerine tarafsız davranacağına dair yemin etmiştin? Çık şu milletin önüne senin için namus ve şeref ne anlama geliyor bir anlat bakalım. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel merkezi yok mu? Gidersin orada görüşürsün. Neden Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda görüşüyorsun? Tarafsızlığı üzerine yemin edecek sonra unutacak. Namus ve şeref kavramını bilmeyen bir kişi var. O da o koltukta oturuyor. Bu topluma harekettir içine sindiremez bu toplum" açıklamasında bulundu.
"ERDOĞAN BEŞİKTAŞ STADI İÇİN 'NE TEŞEKKÜR EDECEĞİZ. PARASINI BİZ VERDİK' DİYOR"
Avrupa şampiyonu olan Ampute Milli Takımını tebrik sırasında telefonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın sarf ettiği sözleri eleştiren Kılıçdaroğlu, "Beşiktaş stadı için 'ne teşekkür edeceğiz. Parasını biz verdik' diyor. Beyefendi sanki cebinden ödemiş. Ne demek parasını biz verdik. O parayı bu ülkede tüyü bitmemiş yetim ödedi. Çocuk doğduğu anda vergi öder. Sen çar çur et diye ödemiyor. Tek adam rejiminin getirdiği nokta bu işte. Kimsin sen?" dedi.
"DIŞ POLİTİKADA İKTİDAR MUHALEFET OLMAZ MİLLİ DURUŞ SERGİLENİR"
ABD ile olan vize krizine ilişkin Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: "Dış politikada ciddi sorunlar yaşıyoruz. Dış politikanın ayrı bir dili, önemi vardır. Dış politikada iktidar muhalefet olmaz milli duruş sergilenir. Ortak bir dil geliştirilir. İktidar olanlar dış politikadaki bütün gelişmeleri muhalefete anlatmak durumundadırlar. Dış politikada ortak bir dilimiz yok. İç politikada farklı dillerimiz olabilir. Ama dış politika böyle değil. Eğer dış politikada yanlışlar yaparsanız bunun sonuçları ağırdır. Uzun sürede de telafi edilmez. Dış politikada hatayı 80 milyon öder. Irak'ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi iktidarın sessiz kalması, Suriye politikası diplomasi hezimetidir.
DIŞ POLİTİKADA AKILCI, SOĞUKKANLI VE EN ÖNEMLİSİ İSTİŞAREYİ ELDEN GÖZDEN UZAK TUTMAMAK ZORUNDAYIZ
Dış politikada akılcı, soğukkanlı ve en önemlisi istişareyi elden, gözden uzak tutmamak zorundayız. Danışma devre dışı bırakılırsa, arka kapı diplomasisi devre dışı bırakılırsa her şey tek adama bırakılırsa, Türkiye freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gider. Başına ne geleceğini kimse tahmin edemez. Dış politikadaki atışmaları basın üzerinden yapmak arka kapı diplomasisini tamamen kapatman hiç bir devlete, kimseye yarar getirmez.
AMERİKA'DA ZARRAF, ZAFER ÇAĞLAYAN TUTUKLU REHİN ALMA POLİTİKASIYLA SORUN ÇÖZÜLMEYE ÇALIŞILIYOR
Amerika'da Sarraf davası var. Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı, Rıza Zarraf, Zafer Çağlayan tutuklu. Şimdi rehin alma politikasıyla sorun çözülmeye çalışılıyor. Rehin alma politikasıyla sorun çözülmez derinleşir.
ERDOĞAN DIŞ POLİTİKADAN O KADAR HABERSİZ Kİ KULAKLARIMA İNANAMADIM
Erdoğan, dış politikadan o kadar habersiz ki okuduğum zaman kulaklarıma inanamadım. Bir büyükelçi böyle bir karar alabilir mi? Dünyadan haberi yok. Amerika'yı kızdırmayalım da bari bütün yükü büyükelçinin sırtına atalım. Böyle bir anlayış ile dış politika sürdürülebilir mi?
KARAR ÇOK AĞIR. TÜRKİYE AÇISINDAN ÇOK AĞIR. İLK KEZ BÖYLE BİR ŞEY İLE KARŞILAŞIYORUZ
Siz alınan bir karar var ve karar çok ağır. Türkiye açısından çok ağır. İlk kez böyle bir şey ile karşılaşıyoruz. Üzüntü verici topu sadece büyükelçinin omuzlarına yıkıyorsunuz.
AMERİKA'NIN YAPTIĞI UYGULAMA YANLIŞTIR. ASLA DESTEKLEMİYORUZ
Amerika'nın yaptığı uygulama yanlıştır. Asla desteklemiyoruz. Binlerce öğrenci gidecek okumaya hastalar var tedavi olmak için gidecekler. İş adamlarımız var Amerika'ya gidecek. Bütün bunların önü kesiliyor. Cezalandırılan hükümet değil 80 milyon oluyor.
HER İKİ ÜLKENİN DE SAĞDUYULU DAVRANMASI LAZIM
Sağduyunun egemen olmasını, akılcı politikalar üretilmesi gerektiğini yine ifade edeyim. Her iki ülkenin de sağduyulu davranması lazım. Evet Amerika bizim stratejik ortağımız söyleniyor. Stratejik ortaklar arasında bu kadar ağır yaptırımlara yol açacak uygulamalar olmamalı. Umarız kısa süre içerisinde bu kriz aşılmış olur."
"ASKERİN İDLİB'E GİDİŞİNE DESTEK VERİYORUZ. TÜRK ASKERİ ORAYA GİTMELİ ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİ YARATMALI"
Kılıçdaroğlu, "Bir başka sorunumuz daha var. TSK İdlib'e gidiyor. Türkiye de kendi geleceğini, sınırlarını güvence altına almak zorundadır. Askerin İdlib'e gidişine destek veriyoruz. Türk askeri oraya gitmeli çatışmasızlık bölgesi yaratmalı. Bazılarının Akdeniz'e ulaşmak için ileride Türkiye'yi zora sokacak amaçlarına engel olunmasını da anlayış ile karşılıyoruz. Sorun Türkiye bu noktaya niçin ve nasıl geldi?" dedi.
"TSK'NIN FIRAT KALKANI'NDAN ÇOK DAHA FAZLA SORUNLA KARŞILACAĞI AÇIKTIR"
Kılıçdaroğlu, "4 milyon Suriyeli Türkiye'ye geldi. 30 milyar dolar para harcadık. İzlenen yanlış politikanın Türkiye'ye maliyetidir. Bu politika gayri milli politika. İktidar partisi dışında kimse destek vermedi. El Kaide, El Nusra gibi pek çok terör örgütüne Türkiye'den tırlar ile yardım, silah götürdüler. Müslümanı Müslümana kırdırdılar. Sonra Rus uçağı düşürüldü. Yalvardılar, yakardılar Putin bunları affetti. Türkiye Cumhuriyeti itibar kaybına uğradı. İlk kez böyle bir itibar kaybı oluyor" ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİ TÜRKİYE ESAD'TAN YANA TAVIR ALIYOR. ADAMIN BURNUNU BÖYLE SÜRTERLER İŞTE"
Kılıçdaroğlu, "Rusya ve İran Esad'tan yana tavır almıştı. Şimdi Türkiye Esad'tan yana tavır alıyor. Bu 180 derece nasıl oldu da böyle döndü? Adamın burnunu böyle sürterler işte. Adamın burnunu böyle sürterler" dedi.
"ERDOĞAN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYOR. EL NUSRA'YA SİLAH DA CEPHANE DE GÖNDERDİLER"
Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, 'Rusya İdlib'in dışında Türkiye içeride güvenliği koruyacak' diyor. Cehennemde biz olacağız onlar dışarıda olacak. Güvenliği çekirdeğini oluşturan El Nusra'ya karşı sağlayacağız. El Nusra'yı Erdoğan terör örgütü olarak görüyor mu? Görmüyor. El Nusra'ya silah da cephane de gönderdiler" diye konuştu.
"İDLİB'DEN GELECEK HER ŞEHİDİN SORUMLUSU RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR"
İdlib konusunda 6 maddede düşüncelerini paylaşan Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye halkı AK Parti'nin yanlış Suriye politikasının bedelini çok ağır ve kanlı bir şekilde ödemeye devam etmektedir. İdlib'den gelecek her şehidin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır.
TÜRKİYE, İDLİB'İ TEMİZLEDİKTEN SONRA DEVİRMEYE ÇALIŞTIĞI ESAD YÖNETİMİNE TESLİM EDECEKTİR
İdlib'deki cihatçıların karadan temizliği Türkiye'ye havale edilmiştir. Sonrasında Türkiye, İdlib'i temizledikten sonra devirmeye çalıştığı Esad yönetimine teslim edecektir.
TSK'NIN FIRAT KALKAN'INDAN ÇOK DAHA FAZLA SORUNLA KARIŞILACAĞI AÇIKTIR
İdlib'deki temizliğin maliyeti çok yüksek olacaktır. TSK'nın Fırat Kalkan'ından çok daha fazla sorunla karışılacağı açıktır.
İDLİB'DEKİ YÜZBİNLERCE SİVİL TÜRKİYE'YE YÖNELEBİLİR CİHATÇI ÖRGÜTLERİN TÜRKİYE'YE SIZMALARI ENDİŞE VERİCİ
İdlib'deki yüzbinlerce sivil Türkiye'ye yönelebilir. Cihatçı örgütlerin Türkiye'ye sızmaları ve ülke içinde saldırılar yapmaları güçlü ve endişe vericidir."
"BABA OLAN BİNALİ YILDIRIM'A SESLENMEK İSTERİM, ÖLÜMLE PENÇELEŞEN İKİ KİŞİYE YAPILAN ZULÜMDÜR"
Kılıçdaroğlu, "Sözlerimi önemli bir konu ile bitirmek istiyorum. Nuriye Semih için. Biri hapishanede diğeri hastanede. Bir KHK ile görevlerine son verildi. Birisi şu anda hastanede birisi hapishanede. Bir baba olarak bir baba olan Sayın Binali Yıldırım'a seslenmek isterim dünyanın en haklı talebi işini istemek. Bunun için size düşen görevler vardır. Bu görevleri yerine getirirseniz büyürsünüz insanlık insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Ölümle pençeleşen iki kişiye yapılan zulümdür bu zulüme kimse alet olmamalıdır. Komisyonlar kurdular ne yaparsanız yapın ama bunların bir an önce görevlerinin başına dönmesi lazım. Varsa bir sorumlulukları verin mahkemeye yargılansınlar. Ekmeklerini neden ellerinden alıyorsunuz?" diye konuştu.
(LAR)
Son Dakika › Güncel › Kılıçdaroğlu: Amerika'nın Yaptığı Uygulama Yanlıştır Asla Desteklemiyoruz (Geniş Haber) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?