Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü Kredi Sözleşmesi İmza Töreni

Toplam yatırım değeri 350 milyon avro olan Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü'nün finansmanında kullanılacak 265 milyon avroluk 18 yıl vadeli yatırım kredisi sözleşmesi düzenlenen tören ile imzalandı.

YDA Group, Kamu Özel İşbirliği (PPP) modeliyle Konya'da yapılacak 838 yataklı şehir hastanesinin finansmanında kullanılacak 265 milyon avroluk 18 yıl vadeli krediyi Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), İslam Kalkınma Bankası (IsDB), Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası (BSTDB), Siemens Bank ve Unicredit Bank temin etti.

Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü'nün (Konya Şehir Hastanesi) yapımında kullanılacak kredi sözleşmesinin imza töreni Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirildi.

Söz konusu kredi anlaşmasında EBRD 147,5 milyon avro B-Loan kredisi ile (EBRD 67,5 milyon avro, Unicredit Bank 50 milyon avro, Siemens Bank da 30 milyon avro), IsDB 67,5 milyon avro, BSTDB de 50 milyon avro ile yer aldı. Teminat mektubu ve hesap bankası olarak anlaşmada bulunan Ziraat Bankası da yaklaşık 70 milyon avroluk inşaat taahhüt mektubu, 80 milyon avroluk da öz kaynak garanti mektubu vererek projeye destek sağladı.

- "Şanlıurfa Şehir Hastanesi projemizin ön hazırlık çalışmaları devam ediyor"

YDA Group Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun katılımıyla gerçekleşen yatırım kredisi sözleşmesine yönelik düzenlenen törende, grup olarak PPP modeliyle yapımı süren şehir hastaneleri projelerinde 4 şehir hastanesiyle hem yatırımcı hem de yapımcı firma olarak rol aldıklarını anımsattı.

Sağlık Bakanlığı'nın PPP modeliyle ihale ettiği 16 hastaneden ilki olan bin 583 yataklı Kayseri Entegre Sağlık Kampüsü'nü 2011'de kazanarak, bu alanda öncü olduklarını aktaran Arslan, "Kayseri'nin yanı sıra halihazırda 838 yataklı Konya Şehir Hastanesi'nin ve 558 yataklı Manisa Şehir Hastanesi'nin inşaatları hızla devam etmekte olup, bin 700 yataklı Şanlıurfa Şehir Hastanesi projemizin de ön hazırlık ve şantiye mobilizasyon çalışmaları devam etmektedir" dedi.

Arslan, şehir hastaneleri projelerine toplamda 1,5 milyar avro civarında yatırım yaptıklarını, bundan sonraki projelere de yatırım heyecanlarını kaybetmeden ilgi duymaya devam edeceklerini kaydetti.

Yaklaşık 40 bin yatağa ulaşacak olan ve devletin yapacağı toplam yatırım paketinin 20 milyar dolar mertebesinde olması öngörülen Şehir Hastaneleri projesinin çok büyük bir program olduğuna dikkati çeken Arslan, kamunun tecrübesiyle özel sektörün finansman kabiliyeti ve dinamizmini buluşturan bu model sayesinde Türkiye'nin çok daha nitelikli sağlık altyapısına kavuşacağını dile getirdi.

Arslan, Sağlık Bakanlığı'nın başlatmış olduğu kamu özel ortaklığı programının şu ana kadarki başarısının sadece Türkiye'de değil uluslararası platformlarda da konuşulduğunu belirterek, özellikle gelişmekte olan ülkelerde Türkiye'nin örnek model olarak takdir gördüğüne işaret etti. Arslan, sözlerine şöyle devam etti:

"İnanıyorum ki ülkemiz bu konuda biriktirdiği tecrübeyi özellikle başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türki Cumhuriyetler'de de paylaşmak amacıyla adeta bir know-how ihracı yaparak, liderlik edecektir. Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekten çok başarılı bir süreç yönetildi. Ümit ediyorum ki işletmeye hazırlık ve işletme sonrası dönemler için de aynı başarı devam eder. Çünkü bu program başarılı olduğu takdirde Türk kamuoyu da görecek ki gerçekten kamu için en avantajlı model kamu özel ortaklığı modelidir. Şunu bir kez daha vurgulamak isterim ki, kamu tarafına maliyet yükü gelmeden kamunun tecrübesi ve özel sektörün dinamizminin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir model olarak PPP'nin kazananı ülkemizdir. Bu nedenle de ülkemizin geleceği için kamu özel işbirliklerinin sayısının her geçen yıl artacağına inanmaktayım."

- "Ziraat, yatırım ve işletme döneminin tek hesap bankası olarak yer aldı"

Hüseyin Arslan, Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü'nün toplam yatırım bedelinin 350 milyon avro olduğunu, bu bedelin 85 milyon avrosunu öz kaynaklarından karşılayacaklarını söyledi.

Geri kalan 265 milyon avroluk kısmının ise 18 yıl vadeli olmak üzere, proje finansmanı kredisi çerçevesinde, tamamen yabancı bankalar tarafından sağlanacağı bilgisini veren Arslan, "Bu kredi paketinde; 50 milyon avro Unicredit, 30 milyon avro Siemens olmak üzere EBRD B-Loan tahtında 80 milyon avro ve ayrıca EBRD doğrudan kendi kaynaklarından 67,5 milyon avro olmak üzere toplamda 147,5 milyon avro ile yer alırken, IsDB 67,5 milyon avro, BSTDB de 50 milyon avro finansman sağladılar." dedi.

Arslan, ayrıca bu finansman paketine destek amaçlı Ziraat Bankası'nın 85 milyon avro öz kaynak mektubu, 66 milyon avroluk da inşaat tamamlama güvence mektubu olmak üzere 151 milyon avroluk teminat mektubu sağlamak suretiyle yatırım ve işletme döneminin tek hesap bankası olarak yer aldığını dile getirdi.

"İslam Kalkınma Bankası Türkiye'de ilk defa doğrudan kredi verdi"

Bu kredi anlaşmasıyla IsDB'nin Türkiye'de ilk defa bir proje finansmanına doğrudan kredi verdiğini ve söz konusu bankanın dünyada ilk defa bir sağlık PPP projesinin finansmanında yer aldığını vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar Türkiye'de hiç yapılmamış bir finansman anlaşması gerçekleştirdik. Aynı zamanda hem konvansiyonel hem de İslami finansmanın birlikte yapıldığı ilk hibrit proje finansmanına imza attık. Bu açılardan gerçekten çok önemli bir finansman anlaşması, çünkü Türkiye'nin önünde yapacağı çok altyapı projesi var, bu projelerin hayata geçirilmesinde yol gösterici olacağına inandığımız farklı finans modellerini ülkemize kazandırmanın ve yeni finansörler bulmanın haklı gururunu yaşıyoruz.

Hepimizin bildiği gibi hükümetimiz de farklı finansörlerin, yeni finansman modellerinin ve yeni finansal enstrümanların ülkemize gelmesi konusuna çok önem veriyor. İnanıyorum ki imzaladığımız bu finans anlaşması bundan sonrası için örnek bir model ve bir başlangıç niteliğinde olacaktır. Tamamen uluslararası bankalarla sağlanan bu finansal anlaşma için, hem projemiz hem de grubumuz çok ayrıntılı finansal değerlendirmelerden geçti. 18 yıl vadeli bu kadar uzun süreli bir kredi sağlanması grubumuza ve projemize duyulan güvenin bir göstergesidir."

Bir Türk iş adamı olarak, böylesine büyük yatırımları gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını kaydeden Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu haklı gururu yaşamamıza öncülük eden ve Türkiye'de böylesine büyük yatırımların hayata geçmesinde en büyük desteği sunan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendiye ve başından bu yana bu projeleri yakından takip eden, önümüzü açan Sağlık Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu'na huzurlarınızda bir kez daha şükranlarımı arz ederim.

Elbette yeri gelmişken, bakanlığı süresince ülkemize birçok mega projeleri kazandıran Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın 65. Hükümetimizin yeni kabinesini Sayın Cumhurbaşkanımıza sunduğu şu saatlerde; yeni hükümetin ülkemize hayırlı olmasını diler, Sayın Başbakanımıza başarılarının katlanarak devam edeceğine olan inancımızı canı gönülden ifade ederek, kendisine ve değerli kabinesine başarılar dilerim."

- "Sancaktepe için de sonuna kadar yarışacağız"

Arslan, İslam Kalkınma Bankası'nın yeni bir stratejik partner olarak gruplarının bundan sonraki projeleri, Manisa Şehir Hastanesi ve Şanlıurfa Şehir Hastanesi projelerinde de yer alacağını kaydetti.

Tören sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Arslan, YDA Group olarak bundan sonraki tüm projelere olan ilgi ve heyecanlarının devam edeceğini belirterek, "Bu anlamda dünyanın en büyüğü olan, Türkiye'nin en büyüğü olan Sancaktepe projesinde de sonuna kadar yarışacağız, elimizden gelen her şeyi yapacağız." dedi.

Arslan, neden yurt dışından borçlanmayı tercih ettiklerine yönelik bir soruyu ise şu şekilde yanıtladı:

"Türk banklarımız mali altyapıları ile son derece güçlü. Bugüne kadar olduğu gibi bir çok projeye finansman sağladılar. Bizim için yurt dışında finans sağlamanın bir kaç tane önemi var. Birincisi, ülkemiz açısından bakıldığı zaman, yabancı bankaların ülkemize duyduğu güven, projelerin desteklenmesi manasında ciddi önem taşıyor. İkincisi, herhangi bir grubun yurt dışından finansman sağlıyor olabilmesi o grubun kredibilitesinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Üçüncü olarak, bir de ticari sebepler var.

Bildiğiniz gibi yurt dışındaki finansman maliyetleri ülkemizdeki finansman maliyetlerine göre göreceli olarak çok daha ucuz, çok daha uzun vadelerde finansman bulmak mümkün oluyor. Bizim bu projemiz de 18 yıl vadeli, tamamen projenin gelirlerinin teminat olarak verildiği, arkasında başka hiç bir teminat olmayan bir proje finansmanı yapılmış oldu."