GÖÇ İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) işbirliği içerisinde düzenlenen 'Uluslararası Öğrenci ve Akademisyenler Sosyal Uyum Buluşması'nın Akdeniz ayağına Mersin ev sahipliği yaptı.
'Akıl, bilim, mantık ve uyum' sloganıyla düzenlenen uyum buluşmalarının Akdeniz Bölgesi etkinliğine, Mersin, Isparta, Antalya, Burdur, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adana illerinde göç alanında çalışan akademisyenler ve göç idaresinde çalışan uzmanlar katıldı.Buluşmanın açılış konuşmasını yapan Mersin İl Göç İdaresi Müdürü Hüseyin Kemal İlday, Türkiye'nin 192 ülkeden 5 milyonu aşkın insanı misafir ettiğinin bilgisini verdi. Türkiye'de son dönemde üniversite, araştırma merkezi, akademisyen sayısı ve uluslararası boyutta yüksek öğrenim alanında büyük bir değişim yaşandığını kaydeden İlday, "Son 10 yılda yüksek öğretim kurumlarımızda okuyan uluslararası öğrenci sayısında yüzde 75 oranda bir artış kaydedildi ve 25 bini burslu olmak üzere 148 bin öğrenci ile uluslararası arenada en fazla öğrenci ağırlayan ülkelerden biri halene geldik. Dünya genelinde kendi ülkesi dışında eğitim görenlerin sayısı hızla artış göstermektedir. Kendi ülkelerinden başka ülkede eğitim görenlerin sayısı 1975'de 800 bin iken 2010'da 4,5 milyona ve bugün 7,5 milyona ulaşmıştır. Yabancı öğrenci sayısının 2030 yılında 20 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Diğer yandan tüm dünyada yüksek öğrenime kayıtlı öğrenci sayısı da artmaktadır. 2009'da yüksek öğrenime kayıtlı öğrenci sayısı 170 milyon iken 2025'de bu sayının 262 milyon olacağı tahmin edilmektedir. Ülkemiz bu alandaki çalışmalarını öncelik olarak diğer ülkelerle kurulacak ilişkiler açısından çok önemli bir fırsat olacağını değerlendirmektedir. Mersin İl Göç idaresi olarak, Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüzün 2019 yılını 'uyum yılı' olarak ilan etmesi üzerine uyum çalışmalarımıza 2020 yılı içerisinde de hız kesmeden devam edeceğiz" dedi.BMMYK Uluslararası Koruma Müdür Yardımcısı Gökçe Saraydın, dünyadaki bir çok insani kriz nedeniyle 70 milyon kişinin zorla yerinden edildiğini belirterek,"Bunun yaklaşık 25 milyonu uluslararası koruma arayışında olan ve uluslararası bir sınırı aşanlar oluşturmaktadır, yine bunların yarısını çocuklar oluşturmaktadır. Türkiye ise yaklaşık 4,5 milyon mülteci ile dünyada bugün en çok mülteci barındıran ülke konumundadır. Türkiye ev sahipliği yaptığı mültecilere koruma sağlama geleneğini sürdürmekte ve bu gelenekte yine Yabancılar Uluslararası Kanunu ile kapsamlı ve hak temelli bir çerçeveye oturtulmuştur. Kanunumuz sadece mültecilerin uluslararası korumaya erişimleri ve haklarını düzenlemekle kalmamış, aynı zamanda Türkiye'de mültecilerin potansiyellerinin oluşturulmasını sağlayacak sosyal uyum kavramını da yine yasal bir zemine oturtmuştur. Sosyal uyum sadece mültecileri ve yerel halkı ilgilendiren ikili bir süreç olmamakla diğer birlikte bir çok paydaşı ilgilendiren bir süreçtir ve akademisyenlerde bu sürecin bir parçasıdır" diye konuştu.TÜRKİYE GÖÇÜ AKILLA, BİLİMLE, VİCDANLA YÖNETİYOR Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün göç politikalarını dünyanın hiçbir ülkesinin geliştiremediği, gerçekleştiremediği bir kapasite ile akılla, bilimle ve mantıkla kurgulayıp yürüttüğünü vurgulayan GİGM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok ise şunları söyledi: "Geçtiğimiz senelerde Balkanlar üzerinden Avrupa'ya gitmeye çalışan Suriyelilere çelme takıldığını, Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya geçmeye çalışan insanların teknelerinin batırıldığı, Amerika sınırında yaşanan insanlık dışı dramı hep birlikte görüyoruz. Biz onlardan fraklı olarak ne yapıyoruz. Hem düzenli, hem düzensiz göçü gayet güzel bir şekilde yönetiyoruz. Ama biz bu işi yaparken zeminimizi bir noktaya basıyoruz; oda insanlık ve vicdandır. Türkiye'ni farkı budur. Çok yakın bir geçmişte, bir imparatorluktan bir cumhuriyet kurduk. Cumhuriyet geleneklerimiz kural ve kanun bazlı yaşamı hepimize öğretti. Ama bir zamanlar köprü vazifesi gören Anadolu bugün artık göçe hedef ülke haline geldi. Bugün bazı konuşmadığımız parametrelerden dolayı göçe hedef konumunda. Göçün transit olarak geçtiği bir ülkeden ziyade hedef durumundayız. Çok yakın coğrafyamızda insani dramlar yaşanıyor. Bugün ülkemizde 3.6 milyon geçici koruma statüsüne sahip Suriyeli var. Göç terminolojisinde sığınmacı, mülteci, uluslararası, geçici koruma statüleri var diyebilirsiniz Ama biz kardeşlerimiz ve misafirimiz kavramını, insanlık ve vicdan sorumluluğumuzdan alıyoruz. Elbette ki göç terminolojisinde bu iki terminolojisi yok ama siz bundan uzak durduğunuz müddetçe göçü bir politika olarak yönetmeniz mümkün değil. Göç yolculuğu hiç durmayacak, artarak ve katlanarak devam edecek. Bu aynı zamanda siyasi değil, sosyal da bir mesajdır. Afganistan'da aylık 15 dolar ile geçinmeye çalışıyorlar oda, iş gücüne ulaşabilenler. İnsanlar '200-300 dolara ulaşabilirim' hayalini kurdukları müddetçe, doğudan batıya doğru göçmeleri konusunda akıl, felsefe olarak önlerinde hiçbir engel duramaz."TÜRKİYE GÖÇ AÇISINDAN CAZİBE MERKEZİVali Ali İhsan Su da Türkiye'nin bulunduğu coğrafya açısından göçün merkezinde yer aldığını belirterek, şöyle konuştu: "Ecdadımız bize dünyanın bize en güzel coğrafyasını miras bırakmış. Ne güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Buna ilaveten ülkemizde son 17-18 yılda mevcut süregelen siyasal istikrar, sosyal ve ekonomik gelişmeler, insan hak ve hürriyetlerindeki gelişmeler ile saygı, ülkemizi bir cazibe merkezi haline getiriyor. Tüm bunlara ilaveten bizim insanlarımızın inancından, kültüründen kaynaklana insan sevgisi, insana bakış açısı, insanı yaratandan dolayı sevmesi ve kucaklaması da ayrıca herkes için ayrı bir cazibe merkezi oluşturuyor. Millet olarak bu imajımızın çok güçlü ve kuvvetli olması güzel bir şey. Bunlara ilaveten bölgemizde, çevremizdeki ülkelerde var olan istikrarsızlıklar, savaşlar, açlıklar da göç olayını tekliyor. Önemli olan göçü yönetebilmektir. Ülkemizde 5 milyon civanında göçmen var ama gururla söylüyorum ki; göç konusunu çok güzel yönetiyoruz. Dünyada bu konuyu en iyi şekilde idare eden, yöneten bir ülkeyiz. Bu da bizim artı değerlerimizden. Çünkü biz insana insan olduğu için değer veriyoruz. Ondan istifade edelim, ondan yararlanalım, bize ne faydası olur diye düşünmüyoruz. Onun insani ihtiyaçlarını karşılama noktasında elimizden gelen her şeyi yapmaya gayret ediyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz. Bunu güzel yönetmek önemli. Bunun ileride de gelecekte de, Türkiye açısından sıkıntılar oluşturmaması açısından çok iyi yönetilmemesi gerekiyor. İnşallah daha güzel işler başaracağız."Konuşmaların ardından sosyal buluşması projesi hakkında sunumlara geçildi
Son Dakika › Güncel › Mersin'de 'Sosyal Uyum Buluşması' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?