AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kandil simidi gösteriyorlar ama ayakkabı ile girilen, içinde içki içilen camiyi gizliyorlar. 3 gün Bezmi Alem Valide Sultan Camii işgal altında. 3 gün oradan operasyonlarını idare ettiler, yönettiler. Biz son anda olayı duyduk. Eğer biz bu tahriklere kapılmış olsaydık, gelmiş olsaydık Allah muhafaza bu ülke çok tehlikeli şeyleri yaşayabilirdi. Ama bu tahriklere biz gelmedik" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, demokratik haklarını kullanmak ve taleplerini dile getirmek isteyenlerin dışında, çok farklı amaçlar ve hesaplarla bu gösterilerin arasında yer alanlar olduğunu söyledi.
Türkiye, Hükümet, milli irade ile hesaplarını görmek isteyenlerin, bu gösterileri araç olarak kullandığını ve ilk andan itibaren gösterileri çok farklı bir yere taşıdıklarını belirten Erdoğan, "Ortaya çıkan kirli seneryoyu ve şiddeti, yağmayı ve vandallığı görenler, zaten kendilerini bu gösterilerden ve göstericilerden ayrı tuttular, bu şiddet eylemlerinin içinde yer almadılar. Ancak bu katmanların dışında kalanlar, son derece tertipli, organize, planlı şekilde kirli hesaplarını görmek amacıyla süreci ilerletmek ve yaygınlaştırmak için uğraştılar" dedi.
Başbakan Erdoğan, çok sayda gencin maalesef kirli hesapları olan bu çevrelerin elinde oyuncak olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Aldatıldı ve bu senaryoya ne yazıkkı figüran olarak katılmış oldular. Biz işte bu art niyetlilere, bu kirli hesap sahiplerine karşı en başından itibaren dik durduk ve dik durmaya da devam edeceğiz. Bu oyunlar karşısında boyun eğmedik ve asla boyun eğmeyeceğiz. Bakın biz daha en başından itbaren bizi görevden uzaklaştırmaya yönelik plan ve senaryolar karşısında boynumuzu bükmedik. Cuntalar karşısında asla boynumuzu bükmedik, çetelerin, mafyanın karşısında asla boynumuzu bükmedik. Cumhuriyet mitingleri, hukuksuzluk karşısında, Danıştay gibi kirli saldırılar karşısında asla boynumuzu bükmedik. Bildiriler, medya operasyonları karşısında, uluslararası kampanyalar karşısında asla boynumuzu bükmedik, asla geri adım atmadık. Bu olaylar üzerinden bizimle, milletle, milli irade ile hesap görmek isteyenlere karşı da asla boynumuzu bükmeyiz ve asla geri adım atmayız. Millet bizimle olduğu müddetçe, millet arkamızda durduğu sürece, kimden nereden, nasıl gelirse gelsin, milletin emanetini, milli iradeyi şerefimiz ve namusunuz bilir ve ve onu canımızla koruruz.
Daha en başından itibaren, içeriden ve dışarıdan birileri bu gösterilerin tamamen masum, haklı gösteriler olduğunu, polisin şiddet kullandığını, milletin tamamının bu gösterilerin içinde yer aldığını son derece sistemli şekilde yaydılar. Sosyal medyada planlı operasyonlar yapıldı. Türkiye'de bazı medya kuruluşları bu operasyonlarda baş tertipçi, baş provokatör olarak vazife aldılar, bu medya kuruluşlarını biliyoruz. Yazılı ve görsel olarak hangi kuruluşlar burada aktif olarak rol aldı, bunu biz de biliyoruz milletimde biliyor. Uluslararası medya bu operasyonlarda görev üstlendi. Bunların isimlerini açıkladım. Türkiye içinde imtiyazlarını kaybetmiş olanlar, çıkarları zedelenmiş olanlar, hiçbir zaman iktidara gelemeyeceklerini anlayanlar, bu olaylar üzerinden hesap görme çabası içine girdiler. Hatta, 'bu iş bitti, hallediyoruz bu işi' diyenler oldu."
Erdoğan, vatandaşların bu noktada hiçbir zaman bunların dili ile konuşmadığını ve hareket etmediğini belirterek, "Onlar geldiler önce Başbakanlarını Atatürk Havalimanı'nda karşıladılar, ardından Mersin, Mersin'den sonra Ankara'ya gelişte tekrar havalimanında karşıladılar. Ardından Sincan, İstanbul mitingi, ardından Kayseri, Samsun, Erzurum mitingleri ve hepsinde en ufak bir şiddet, kırma, yakma, dökme yok. Hepsi hukuk içinde" dedi.
Erdoğan şöyle devam etti:
Eğer siz de gerçek anlamda vandallık, barbarlık bunların karşısındaysanız, gelin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine uygun olarak mitinglerinizi, yürüyüşlerinizi, gösterilerinizi de yapın. Niye bu yolla değil de farklı yolla. Milletim bunlara da dersini verecek. Bunun da başını birinci sırada çeken CHP. Legal, illegal farketmez, o örgütlerin peşinde onlarla beraber oldu. Bunlar milletin teveccühünü asla kazanamayacak, asla iktidar olamayacak. Bu olayların arkasına saklanıp kaos çıkarmak, Hükümeti yıptarmak istediler. Düşünebiliyor musunuz? Adı parti ama parti teşkilatının içerisine ne kadar terörist gruplardan kişiler varsa hepsi oraya hücum etti. Tabi polis arkalarından gitti. İçeride ne var? Ne yok ki? Silahtan tutun da döner bıçaklarına ve balyozlara varıncaya kadar, molotof kokteylerine varıncaya kadar her şey var. Bu nasıl parti teşkilatı? Böyle bir parti teşkilatı olabilir mi? Şimdi ne oldu? 'Efendim işte polis, parti teşkilatının içine girdi.' Onlar bir normal parti çalışması içindeyken olan şey değil. O meydanda o vandalizmi temsil edenler oraya kaçınca oraya gitti. Aynı şey Divan Oteli için de geçerli. Dünyaya kendilerini öyle takdim ediyorlar, diyorlar ki; 'Otele polis saldırdı.' Durup dururken otele polis saldırmadı. O meydanlara polisle çatışanlar oraya kaçtılar, sığındılar, oranın sahipleri de onlara gayet güzel bir evsahipliği yaptı, onun peşinden polis oraya gitti. Biliyorsunuz, yasalarda yataklık etmek de suçtur. Bu bir yataklık etme suçudur aynı zamanda."
-"Neredesin CHP, niye indirmedin?"
Başbakan Erdoğan, bazı ülkeler, liderler ve parlamentoların, bu operasyonlar üzerinden kendi hesaplarını görme telaşı içine girdiklerini söyledi.
Bu çevrelerin daha ilk günlerde, "Mesele Gezi Parkı değil hala anlamadın mı?" diyenlerle birlikte olduğunu kaydeden Erdoğan, meselenin aslında bir hesap görme meselesi olduğunu itiraf ettiklerini bildirdi. Erdoğan, kendisine "Başbakan çok sert ve öfkeli, alttan alsın, bunları görmesin, duymasın" denildiğini belirterek, "Onlar zaten başından beri senaryoyu bunun üzerine kuruyorlar. Çok enteresan, ağacı gösteriyorlar ama yağmalamayı gizliyorlar. Türk bayrağını gösteriyorlar ama yakılan Türk bayrağını kaçırıyorlar, paçavraları gizliyorlar. 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyorlar ama yakılan bayrağımızı ve bunun yanında da Cumhuriyet, Atatürk Anıtı'nda, Taksim Meydanı'nda teröristlerle Atatürk'ün ve bayrağımızın yanyana resimlerini görmemezlikten geliyorlar. Neredesin CHP, niye indirmedin? Ulusalcılar neredesiniz, niye indirmediniz?" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, AKM'nin de işgal altında olduğunu belirterek, AKM işgal altındayken orada asılı olan pankartlarda, paçavralarda teröristlerin, illegal örgütlerin posterlerinin olduğunu kaydetti. Başbakan'a da hakaret içeren paçavralar olduğunu dile getiren Erdoğan, "Günlerce onlar orada asılı durdu. Ne oldu CHP, müdahale ettin mi? Ulusalcılar müdahale etti mi? Etmedi" dedi.
Kuzey Afrika'dan döndükten sonra o pankartların hala orada durduğunu gördüğünü ifade eden Erdoğan, "Durunca, İçişleri Bakanı'na ne diyecektim? '24 saat içinde bunları temizle. Meydan, anıt temizlenecek, ardından da Gezi Parkı'nı işgalcilerden temizleyeceksin.' Bu Gezi Parkı belli bir azınlığın değil, milletin Gezi Parkı'dır, buradan tüm millet istifade edecek. Belli bir azınlık gelip de orayı işgal edemez, böyle bir park anlayışı yoktur. Yasalarda da bunun tanımı var. Eğer işgal varsa orada devlete düşen görev, o işgali kaldırıp o tür parkları halka açmaktır. Yapılan bu" şeklinde konuştu.
-"Bunların derdi başka"
Erdoğan, 24 saat içinde AKM, Cumhuriyet Anıtı ve meydanın temizlendiğini, bir gün sonra da Gezi Parkı'nın temizlendiğini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ne dediler Gezi Parkı'na? 'Şafak harekatı uygun değil.' Ne olacaktı? Keyfinizi mi bekleyecektik. Benimle görüşmeye gelenlere... Sanatçı, genç, mimar, hoca olduklarını söylediler, hepsiyle de görüştüm. 5-6-7 saat görüşmeler yaptım. Kendilerine şunu söyledim: 'Allah aşkına niye duruyorsunuz orada?' Şu anda ne var, atılan bir adım var mı? Yargı zaten şu anda karar vermiş, yargının bu kararı olduğu sürece, siz zaten burada işlem yapamazsınız; devlet, yerel yönetim olarak yapamazsınız. 'Niye bu gençleri burada tutuyorsunuz, buna gerek var mı?' Yargı kararını versin, lehimizde karar verdiğini düşünün, bunu da söyledim. 'Halkoylamasına gideceğim.' Halkoylamasını tabiki belediye yapacak. İçlerinde çoğunluğu 'çok güzel' dedi. 'Gidin çözün o zaman' dedim. Ne dediler biliyor musunuz? 'Ama bizim yetkimiz yok.' Niye geldiniz buraya? Hem yetkimiz yok diyorsunuz, hem buraya geliyorsunuz. Bir taraftan platform kuruyorsun ama 'yetkim yok' diyorsun. Bunları anlamak mümkün değil. Bunların derdi başka. Dert, ortalığı karıştırmak.
Bizim huzursuzluğumuz neydi, neyimiz vardı? Şu Mayıs ayında bir taraftan 49 milyar dolarlık bir havalimanı ihalesi gerçekleşiyor, bir diğer tarafta 22 milyar dolarlık nükleer enerji santrali ile alakalı Japon'larla anlaşmanın adımını atıyoruz, diğer taraftan 2,5 milyar dolarlık 3. köprünün temelini atıyoruz. Bütün bunlar bu şekilde devam ederken, coşkulu bir mayısı yaşarken, siz ne istiyorsunuz arkadaşlar? Sağlıksa, ücretsiz sağlık; ünversitelerde harç. tamamen ta ne zaman kaldırıldı? Geldiğimizde 45 lira burs alıyordunuz, 280 lira lisans öğrencisine burs veriyoruz, bunun yanında 200 lira da beslenme, 480 lira burs alıyorsun. El insaf ya, el insaf. Biz de üniversite öğrencisi olduk ama biz üniversite öğrencisi olduğumuzda böyle imkanları görmedik, bunları yaşamadık. Biz yaşamadıklarımızı şimdi gencimize yaşatalım istiyoruz, şu yapılanlara bakın. 10 yıldır bunları biz yaşamadık, görmedik."
Bir yerlerin oyununa gelindiğini, onun için gençliğe seslenmek istediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu oyuna gelmeyin, kullanılmayın. Eğer gerçek manada yapacağınız bir şey varsa, STK'lar var, hukuk içinde bunu yapın. 30 yaşında seçilme hakkına sahiptin ey genç kardeşim. 25 yaşına seçilme hakkını getiren iktidar biziz. Seçme yaşı 18, ben şimdi 18 yaşın seçme ve seçilme yaşı olması çalışması yaptırıyorum. Bu konuda bu kadar ileri adımlar atmayı düşünürken, bu ülkenin ana muhalafet partisi ile diğerleri, '18 yaş olur mu, bu parlamento çoluk çocukla mı dolacak?' diyorlar. Ama biz diyoruz ki zor olan seçmektir" şeklinde konuştu.
Seçme yaşının 18 olduğuna dikkati çeken Erdoğan, gençlere bu hakkı verirken, "seçilme yaşının da 18 olmasının uygun olduğunu" söyledi. Erdoğan şunları kaydetti:
"Bunun dünyada örnekleri var mı? Var. Avrupa'nın bir çok ülkesi, Almanya, Hollanda, Fillandiya'sı bunlara dahil, hepsinde var. Bütün bunlar oralarda uygulanırken, benim ülkemde niye uyglanmasın? Kazanıyorsa, o temsil yetkisi kendisinde varsa ve seçiliyorsa partisi de aday gösteriyorsa, niye rahatsız oluyorsunuz? Gocunmayın, çıksın. Bu Parlamentoya gelsin, milletvekili olsun. Şu anda 30 yaşın altında milletvekillerimiz var. Daha önce 'olamaz' diyordunuz. Ey genç kardeşim; bu ülkede gence hangi partinin sahip olduğunu bilmen lazım. Biz gençlerle beraber yürüdük ve gençlerle beraber yürüyoruz ve gençlerimizle birlikte geleceğe beraber yürüyeceğiz. Gençler, burada da gençler var. Ama buralardaki toplantımıza katılan gençleri genç yerine koymuyorlar."
-"İçki içilen camiyi gizliyorlar"
Başbakan Erdoğan, protestocuların içlerinde sözde sanatçılar olduğunu belirterek, "Kandil simidi gösteriyorlar ama ayakkabı ile girilen, içinde içki içilen camiyi gizliyorlar. 3 gün Bezmi Alem Valide Sultan Camii, yani halk arasında Dolmabahçe Cami işgal altında. 3 gün oradan operasyonlarını idare ettiler, yönettiler, Biz son anda olayı duyduk. Eğer biz bu tahriklere kapılmış olsaydık, gelmiş olsaydık Allah muhafaza bu ülke çok tehlikeli şeyleri yaşayabilirdi. Ama bu tahriklere biz gelmedik" dedi.
Gezi Parkı'nda namaz kılanların gösterildiğini belirten Erdoğan, "Ama yanında bebeği ile şiddete maruz kalan başörtülü kadını göstermiyor. Onu niye göstermiyorsun? Karanfil gösteriyor ama polise uyguladıkları şiddeti gizliyor. Ankara'da, Başkent'te linç ediyorlar. Polise 30-40 kişinin nasıl çullandığını gördünüz. Granit, kilit taşları ile polisimize nasıl saldırdıklarını gördünüz. Niye bunları söylemiyorsunuz, anlatmıyorsunuz?" diye konuştu. İzleyicilerin, "anlatıyoruz" demesi üzerine Başbakan Erdoğan, "Siz değil, sizi tenzih ederim" dedi. Erdoğan, "Polisin de yanlışları vardır, doğrudur. Yanlışı olanlarda ilgili de zaten bakanlığım gerekli soruşturmayı, araştırmayı yapıyor. Ama burada olaya geniş baktığınız zaman, zulme uğrayan, şiddete uğrayan polisimizdir. Yüzlerce kayaları, taş parçalarını, kilit taşları atıyorlar, o sadece kalkanı ile duruyor. Bu olayı herkesin görmesi lazım" sözlerini sarf etti.
Başbakan, Erdoğan, şöyle konuştu:
"Güya, esprili sloganları gösteriyorlar, duvarlara, yollara yazdıkları o çok ağır hakaretleri gizliyorlar. Bizden de meseleyi böyle görmemizi istiyorlar. Onlar yıkacak, yakacak, biz görmeyeceğiz. Onlar en ağır hakaretleri edecek, biz görmeyeceğiz. Onlar kamu düzenini bozacak, halkı rahatsız edecek, biz görmeyeceğiz. Tencere tava. Gece yarılarına kadar tencere tava dinlettiler bize, siz nasıl çevrecisiniz? Hani çevreciydi bunlar? Çevreciliğin içinde gürültü ve görüntü kirliliği yoktur. Eğer gerçek çevreci isen, olay sadece ağaç dikmek veya ağaça sahip çıkmak, yeşile sahip çıkmak değildir. Bunlar canım o değerli saksı çiçeklerini bile, yerlere yıktılar, yerlerde onlardan barikat oluşturdular. Tencere tavayla da imtihanın olduğu o İstanbul mitingini yaptığımız gün, gecesinde saat 4'e kadar tencere tava ile o gençleri, yavruları rahatsız ettiler. Niye bunları konuşmuyorsunuz? Onlar polise şiddet uygulayacak biz görmeyeceğiz. Yok böyle bir dünya kardeşim. Herkesi aldatabilirler, herkesi kandırabilirler, Türkiye'yi tanımayanları saflarına çekebilirler ama biz de milletle bunu yutmadık ve yutmayız. Bunun karşısında dimdik durduk ve durmaya da devam ederiz, devam edeceğiz.
Bu arada Zahide nineye ahlaksızca para teklif edecekler, biz bunu görmezden geleceğiz, öyle mi? Taksim'de her türlü ahlaksızlığı, edepsizliği sergileyecekler, biz bunu görmezden geleceğiz, öyle mi? 'Müftünün karısıyım' diye çıkacaklar, ahlaksızlık yapacaklar, görmezden geleceğiz öyle mi? 'Mitinglerde toplanan milyonlarca makarnacı, parayla oraya getirildiler' diyecekler, bize oy veren 21,5 milyon kömürcü, makarnacı diye anılacak; bidon kafalı, koyun diye aşağlayacaklar biz bunu sineye çekeceğiz. Başörtüsüne, camilerimize, kutsal değerlerimize, bayrağımıza el, dil uzatacaklar, biz bunu hoşgörü ile karşılayacağız öyle mi? Böyle bir dünya yok. Yarın sandık kurulunca, milletin huzuruna varınca, millet bu vandallara, bu yağmacılara bu milli irade hırsızlarına karşı 'ne yaptın' diye onlara soracak ama biz eğer sessiz kalırsak hesabını bizden sorar."
-
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?