GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması CHP Belediye Başkanları Toplantısı
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2)
"Böyle bir yapıyı askeri darbeler döneminde bile görmedik. 28 Şubat döneminde de benzer bir tabloyla karşılaştık ama bu tablo ondan çok daha ağır. Neden? Çünkü 'yol arkadaşı' dediği, 'refiki' dediği kişiler tarafından arkadan hançerlendi. Kim? Davutoğlu"
"Meclis çoğunluğu AKP'nin elinde, istediği zaman istediği kişinin dokunulmazlığını 2 saat içinde kaldırır. Şimdi 'Anayasa değişikliği yapacağım' diyor. Kaç oyla olması lazım? 376 oyla. Bu 125-200 oyla kalkar, taş çatlasa 276 oyla kalkar. Senin 317 milletvekilin var, niye kaldırmıyorsun"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'deki olağanüstü kongre kararına ilişkin, "Böyle bir yapıyı askeri darbeler döneminde bile görmedik. 28 Şubat döneminde de benzer bir tabloyla karşılaştık ama bu tablo ondan çok daha ağır. Neden? Çünkü 'yol arkadaşı' dediği, 'refiki' dediği kişiler tarafından arkadan hançerlendi. Kim? Davutoğlu." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Yerel Yönetimler Biriminin düzenlediği Belediye Başkanları Toplantısı'nın açılışında, AK Parti'deki olağanüstü kongre kararı sürecini değerlendirdi.
Bütün bunların, "bir diktatöre yasal zemin hazırlamak için" yapıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben Anayasa'ya, ettiğim yemine de uymuyorum. Ne demek milletin değerleri, değer sadece bana özgüdür, milletin hiçbir değeri yoktur." dediğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Önce hükümeti halletti. Çağırdı, tıpış tıpış gitti, 'Seni kapının önüne koyuyorum' dedi, o da 'Emredersin' dedi. Böyle bir yapıyı askeri darbeler döneminde bile görmedik. 28 Şubat döneminde de benzer bir tabloyla karşılaştık ama bu tablo ondan çok daha ağır. Neden? Çünkü 'yol arkadaşı' dediği, 'refiki' dediği kişiler tarafından arkadan hançerlendi. Kim? Davutoğlu. Arkadan hançerleme bunların geleneğinde var zaten. Rahmetli Erbakan'ı da arkadan hançerlediler. 'Kardeşim Esad' dediği Esad'ı da Kaddafi'yi de arkadan hançerledi. Arkadan hançerlemek soysuzluğun belirtisidir. Ne isteniyor? Halkın hizmetinde olan bir başbakan mı isteniyor? Hayır. Çıktı Davutoğlu, gayet açık ve net bütün başarılarını anlattı. Kardeşim bu kadar başarılıysa neden kapının önüne kondun? Halkın hizmetinde bir başbakan değil sarayın hizmetinde bir uşak arıyorlar, umarım sarayın hizmetinde bir uşak çıkmaz."
"Talimat almışlar"
Stratejinin birinci ayağının 64. Hükümete darbe yapmak olduğunu ve bunun gerçekleştirildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "saray darbesinin" 4 Mayıs'ta gerçekleştiğini sıranın ise TBMM'ye geldiğini savundu.
Onun için de hazırlık yapıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Daha dün konuşuyor, 'işte Meclis Genel Kurulunda olanları görüyorsunuz değil mi? Başkanlık sürecinin olduğu bir ülkede bunları göremezsiniz' diyor. Buradan açıkça ifade edeyim, o kavgayı çıkaranlar Recep Tayyip Erdoğan'ın yandaşlarıdır. Talimat almışlar. 'Kavga çıkarın ki ben Meclis'i yıpratayım.' Ama hiç kimse unutmasın, o diktatör bozuntusu da unutmasın, o Meclis'te Kuvayımilliyeci CHP var, unutmasın." diye konuştu.
Türkiye'nin birçok derdi olmasına karşın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tek derdinin "başkanlık sistemi" olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Yatıyor, kalkıyor 'ben nasıl başkan olurum.' 'Ya beni başkan yaparlar ya da ben intikamımı alırım' diyor. 'Milletin sırtına bineceğim, ezeceğim milleti' diyor" iddiasında bulundu.
İşçinin, çiftçinin, turizmcinin sıkıntıda olduğunu ancak derdiyle ilgilenen kimse bulunmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir şey var, bir diktatöre yasal zemini nasıl hazırlayacağız, onu tepemize elinde sopayla nasıl tutacağız.Yatıyor başkan, kalkıyor başkan. 24 saat başkan 'Ben başkan olacağım' diyor. 'Ben başkan olursam bunların hiçbir olmaz' diyor. 14 yıldır bu memleketi yönettin sen. Büyük başarılara imza attığını söylüyordun, ne oldu da cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduktan sonra bu sevda geldi başına? Neyin eksik oturuyorsun koltuğunda? Kaçak sarayda oturuyorsun. Başbakanı atıyorsun, bakanları atıyorsun, valileri, hakimi, savcıyı, kaymakamı, büyükelçileri atıyorsun her türlü görevin var, ama yetmez diyorsun. 'İkinci bir adam Türkiye'de istemem, ancak ve ancak ben varım' diyorsun. Kennedy'nin meşhur bir sözü vardır bürokratlar üstüne. Bazıları demiş ki 'Bu bürokratlar vazgeçilmezdir.' Kennedy'nin lafı bürokrasi tarihinin en önemli laflarından biridir, 'Amerikan mezarları vazgeçilmez bürokratlarla doludur' diye. Sen de gelip geçeceksin. Hiç kimse vazgeçilmez değildir."
"Recep Bey kanalı kursunlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Her şeyi ben yapacağım" dediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, "Sen bu memleketin başına bela mısın? Yetmedi şimdi ülkeyi bölmeye kalkıyor. Bir numaralı bölücü başı kaçak sarayda oturan adam. Toplumu karpuz gibi ikiye böldüler, birbirine düşman ettiler. Yazık günah değil mi?" diye konuştu.
Farklı görüşte olanların neredeyse düşman haline geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, ülkeye yazık edildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bütün televizyon kanallarında, meydan meydan geziyor. Bir çöp kutusu bir yere konsa onun da açılışına gidiyor. Yetti, bıktık senden arkadaş. Bıktık, otur yerine. Buradan istirham ediyorum. TRT Genel Müdürü'nden istirham ediyorum, arkadaşlarıma söylüyorum siz de bir kanun teklifi verin. TRT'de bir kanal Erdoğan kanalı, adını koysunlar 'Recep Bey kanalı' diye, 24 saat tuvalete gidişinden tutun, sabah uyanışına kadar versinler. 24 saat yayın yapsınlar, biz de kurtulalım. Versinler eline prompteri istediği kadar konuşsun, yan tarafına koysunlar Meydan Larousse'ı açsın sayfaları okusun. Böyle bir şey olabilir mi? Hangi ülkenin devlet başkanı, hangi ülkenin başbakanı, hangi ülkenin cumhurbaşkanı bu kadar konuşuyor? Her konuşmada kin, nefret, ayrımcılık. Hiçbir cumhurbaşkanında görmedik. Cumhurbaşkanları milleti, adı üstünde cumhuru temsil eder. Hangi görüşte olursa olsun. 'Ben yemin ettim ama ben bu partinin genel başkanıyım' diyor. 'Davutoğlu benden ayrı konuşacak, ben ona gösteririm' diyor ve gösterdi. Böyle bir şey olur mu?"
Erdoğan'a cumhurbaşkanlığı koltuğunun yetmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık koltuğunda oturuyor yetmiyor, belediye başkanlarının koltuğunda oturuyor. Yetmiyor bunlar. Dünyanın yetkisi var sende. Cumhurbaşkanı sen, başbakan sen, muhtar sen, belediye başkanı sen, yetmiyor mu? Güçler ayrılığı var. 'Ben milli iradeyi temsil ediyorum.' Sen milli iradeyi temsil etmiyorsun kardeşim, sen terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan bir anlayışı temsil ediyorsun. Oturduğun kaçak sarayın maliyetini açıklayamıyorsun." görüşünü savundu.
"Sıra geldi AB'ye"
"Bütün bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de sıranın AB'ye geldiğini" iddia eden Kılıçdaroğlu, "Bütün komşularımızla kavga ettik. Vize çıkacak, dün başlamış konuşmaya 'Ne vizesi, sizin dediklerinizi mi yapacağız' diyor. 1963 yılında Ankara Antlaşmasıydı o. Elbette ki vatandaşlarımız vizesiz Avrupa'ya gitsin. 'Efendim onların şartlarını kabul etmiyoruz.' E niye gidip imza attın? Gittin Başbakanken imzaladın. AB'nin şartlarına uymayacaksan, seni nasıl üye alacaklar? Medeni dünyanın parçası olmak istiyorsan o kurallara uyacaksın. 'Ben kurallara uymam' diyor. Kimin adına söylüyorsun bunu, bu millet medeni dünyanın bir parçası olmak istiyor. Ortadoğu'nun bir parçası olmak istemiyoruz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Bu adam, bu zat, kavga hastalığına yakalanmış bir zattır, tedavisi gerekir" iddiasında da bulundu.
Güçlü Parlamenter sistemi savunduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, parlamenter sistemin Türkiye'de 150 yıllık bir geçmişi olduğunu anımsattı.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ben başkan olacağım. Her şeyi ben yapacağım" dediğini öne sürerek, "Nikah memurluğunu da yapacak herhalde, başka ne yapacak. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Böyle bir yönetim örneği var mı? Hitler de vardı, Mussolini de vardı, Pinochet'e de vardı, şimdi bu da hevesleniyor. Sevgili diktatör, senin boğazında kalacak çünkü Meclis'te CHP var." dedi.
"Bir tiyatro oynanıyor"
Dokunulmazlıklar konusuna değinen Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de bir "dokunulmazlık tiyatrosu" oynandığını savundu. İktidarın, "dokunulmazlık dosyası bulunanları yargıya göndereceğiz" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bunun için de Anayasa değişikliğinin önerildiğini belirtti. İstenildiği zaman bir kişinin dokunulmazlığının 10 dakikada kaldırılabileceğini savunan Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliğine gerek olmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meclis çoğunluğuyla dosyası kalkar. Meclis çoğunluğu AKP'nin elinde, istediği zaman istediği kişinin dokunulmazlığını iki saat içinde kaldırır. Şimdi 'Anayasa değişikliği yapacağım' diyor. Kaç oyla olması lazım, 376 oyla. Bu 125-200 oyla kalkar, taş çatlasa 276 oyla kalkar. Senin 317 milletvekilin var, niye kaldırmıyorsun? Neden kaldırmıyorsun? Vatandaşa gidiyorlar, 'Bu terör örgütlerine yardım ve yataklık yapanların dokunulmazlığını kaldıracağız' diye. Kaldırın. Biz de destek veriyoruz. Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapanlar kimler? Birincisini söyleyeyim. AKP'nin üst düzey yöneticileri." görüşünü savundu.
Kılıçdaroğlu, söylediği her sözde iktidar partisi milletvekillerince mahkemeye verildiğini ancak bu konuda bir türlü mahkemeye verilemediğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Tüm vatandaşlara sesleniyorum, bu dokunulmazlık tiyatrosuna inanmayın. Kimin dokunulmazlığını kaldırmak istiyorsan getir Meclis'ten hemen geçir. Biz de destek vereceğiz. Ama getirmiyorlar. Milleti kandırmak istiyorlar." dedi.
CHP'li bütün belediye başkanlarıyla onur ve gurur duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin bütün baskılara rağmen zor bir görevi kararlılıkla yaptığını savundu.
"Eğer Türkiye'de demokrasi hangi kentte yaşanıyor diyorlarsa gitsinler CHP'li belediyelere baksınlar" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, uzun yıllar sonra kendilerine geçen Erzurum'un Çat Belediyesinden örnekler verdi.
Belediye Başkanı'nın kadın dinlenme evi, Çatlılar için Erzurum'da koordinasyon merkezi, belediye binası, sosyal tesisler gibi hizmetleri hayata geçirdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bütün bu hizmetleri öz kaynaklarıyla yaptı. İster doğu, ister batı, ister kuzey, ister güney de olsun bütün belediye başkanlarımızla onur duyuyoruz, gurur duyuyoruz." açıklamasını yaptı.
3 yıllık yol haritası hazırlanacak
Toplantıyı organize eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise belediye başkanlarının tamamına yakınının Ankara'ya geldiğini belirtti.
Toplantıda 2019 yerel seçimlerine kadarki 3 yıllık yol haritasını ve strateji belgesini hazırlayacaklarını aktaran Torun, ayrıca sosyal demokrat belediye başkanlarınca üretilen projelerin nasıl ortaklaştırılabileceği konusunu da ele alacaklarını söyledi.
Ülkenin içine çekildi tablonun kaygı verici olduğunu savunan Torun, "Tam da bu karanlık tablo nedeniyle CHP'li belediyelere önemli sorumluluklar düşmektedir." dedi.
AK Parti'nin belediyecilik anlayışını eleştiren Torun, CHP'li belediyelerin adaletin ve kalkınmanın gerçek temsilcisi olduğunu öne sürdü.
Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği (SODEM) Başkanı Tunç Soyer de iktidarın yerelden geçtiğine işaret etti. Sosyal demokrat belediyelerin, yaptığı hizmetleri yeterince anlatamadığını söyleyen Soyer, bu belediyeler arasında ortak dilin egemen kılınması gerektiğini de kaydetti. Soyer, "Sayın Genel Başkan'ım size söz veriyoruz, faşizme karşı omuz omuza vereceğiz ve daha çok çalışacağız." dedi.
Açılış konuşmalarının ardından toplantı basına kapalı devam etti. Toplantının ilk oturumunda durum tespiti ve belediyelerle ilgili bazı temel gösterilerin, ikinci oturumda ise 3 yıllık strateji planının ele alınacağı belirtildi.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › Kılıçdaroğlu: 'Böyle Bir Yapıyı Askeri Darbeler Döneminde Bile Görmedik' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?