CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) güçlendirilmesi ve kurumun resen hareket ederek dava açabilmesi gerektiğini söyledi.
CHP Milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda, Meclis, Adalet Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçeleri üzerinde söz aldı.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, bütçenin okul sıralarındaki aç çocuklar için, cezaevlerindeki yoksullar için yapılması gerektiğini belirterek "Hadi gelin, hep birlikte böyle bir önerge getirin, biz bunu destekleyeceğiz. Devlet okullarında sabah kahvaltı verelim, bir meyve suyu, bir kek verelim, ekmek arası bir sandviç verelim." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin bütçeyi "löp et bütçesi" olarak nitelediğini anımsatan Özkan, "Löp et bütçesinin insanlarımızın gerçekten et yiyebileceği bir bütçe haline gelebilmesi için sizden ricam şudur: Eti veya diğer giderleri bu bütçe içerisinde bir yurttaşlık hakkı olarak görelim. Hadi gelin, bütçeye bir ödenek koyalım, siz getirin öneriyi de her ay bir kilo löp eti ücretsiz verelim." diye konuştu.
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Adalet Bakanlığına verdikleri 2 bin 253 soru önergesinden 3'ünün süresinde, 139'unun ise süresi geçtikten sonra yanıtlandığını kaydetti. Bülbül, "Yani soru önergelerini cevaplandırma konusundaki başarınız yüzde 6. Böyle mi yasamaya saygı duyulacak?" ifadesini kullandı.
"KDK devrim gibi kararlar veriyor"
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, KDK'nin Türkiye'de hukuka aykırılık sebepleriyle devrim gibi kararlar verdiğini söyledi.
Baro başkanlarının Ankara'ya alınmadığını ve bu durum nedeniyle KDK'ye başvurduklarını anlatan Tanal, KDK'nin bunun hukuka aykırı olduğu yönünde karar verdiğini anımsattı. Tanal, "KDK'nin çıkaracağımız kararlarla güçlendirilmesi lazım. Resen hareket etmesi gerekiyor, dava açması gerekiyor." dedi.
CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu ise Anayasa Mahkemesine 10 yılda 500 bine yakın başvuru yapıldığını söyledi.
Anayasa Mahkemesinin önünde 150 bin bireysel başvuru dosyası, 800'e yakın norm denetim başvurusu beklediğini dile getiren Kaboğlu, "Bu tablo bile başlı başına Türkiye'nin insan hakları karnesini gösteriyor. Tablo ağırdır." diye konuştu.
CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, devletin temelinin adalet olduğunu, eğer bir ülkede adalet yoksa devletinde de olmayacağını ifade etti.
Türkiye'nin uzun yıllardır yaşadığı temel sorunlarından birinin yargının bağımsız ve tarafsız olmaması olduğunu savunan Zeybek, iktidara geldiklerinde Hakimler ve Savcılar Kurulu'nu ayıracaklarını, iddia ve savunma makamını eşitleyeceklerini, hakimler ve savcıların coğrafi teminatını sağlayacaklarını iddia etti.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan da hakim ve savcılara coğrafi teminat taleplerini hatırlatarak "22 yıldır hakimlere coğrafi teminatı niye getiremediniz? Burada 5 parti var, bu gruplardan hiçbir tanesi hakimlere coğrafi teminata itiraz etmezdi. Niye getirmediniz? Biz getiriyoruz kabul etmiyorsunuz. Niye getirmediniz biliyor musunuz? Genel Başkan'ımızın dün burada söylediği gibi siz seçimli despotizmin bakanısınız artık." görüşünü savundu.
"Koyun kırpar gibi"
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat ise Sayıştay'ın halkın cebinden çıkan her kuruşun hesabını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına sormakla yükümlü olduğunu kaydetti. Sayıştay denetimlerini engellemenin suç olduğuna dikkati çeken Karabat, "Sayıştay denetçilerini Dokuz Eylül Üniversitesine sokmayan rektör hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulundunuz mu yoksa o Sayıştay denetçisi hakkında soruşturma mı yaptınız? Türkiye'yi yalanlarla işgal eden Pinokyo TÜİK belge sunmadığı halde, onlar hakkında denetlemeyi engellemekten suç duyurusunda bulundunuz mu? Milli İstihbarat Teşkilatı hakkında belge vermedi diye suç duyurusunda bulundunuz mu?" sözlerini sarf etti.
Karabat, Cumhurbaşkanlığı ve Spor Toto'da yedi yılda hiçbir bulgu olmadığını anlatan Karabat, "Şimdi, insanın sorası geliyor: Niye bu kurumlarda bulgular hep sıfır? Denetçi kuruma gider, rapor hazırlar, Rapor Değerlendirme Kurulu okur ve sonra o, on-line olarak sisteme girilir. Burada bir budama ustasıyla karşı karşıyayız. Koyun kırpar gibi Sayıştay raporlarını kırpan bir Sayıştay Başkanlığıyla karşı karşıyayız." diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Bulgaristan'da Hasköy Bölge Mahkemesinin, kırmızı bültenle aranan ve ülkede yakalanan Necip Hablemitoğlu suikastı zanlısı Mustafa Levent Göktaş'ın Türkiye'ye iadesini reddettiğini anımsattı.
Bulgaristan'ın Göktaş'ın iadesini Türkiye'de adil yargılama olmadığı gerekçesiyle reddettiğini söyleyen Tanrıkulu, "Bakana soruyorum: Aradan bir hafta geçti, bir kelime ettiniz mi? Her şeye konuşuyorsunuz. Soruyorum Ömer Çelik'e: Bir kelime etti mi?" dedi.
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir yargının giderek artan oranda "iktidarın sopası" haline geldiğini öne sürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yüksek yargıyı doğrudan veya dolaylı belirlediğini savunan Emir, "Yargıçlar, özellikle kritik davalarda 'Acaba saray ne istiyor? Acaba sarayın avukatları bu mahkemede müdahil mi? Acaba farklı bir karar verirsem bir yere sürülür müyüm?' diye korku içerisindeler. Maalesef bundan son derece olumsuz etkileniyoruz ve adalet sistemi çürüme noktasına gelmiş durumda." ifadelerini kullandı.
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ise Türkiye'de gençlerin baskı altında olduğunu, özgür olmadığını savundu. Üniversite eğitimin niteliksiz olduğunu öne süren Bankoğlu, gençlerin diplomalarına uygun iş bulmadığını, saygı görmediğini iddia etti. Bankoğlu, "Gençler uyuşturuluyorlar ve bu ülkeden gitmek istiyorlar çünkü mutsuzlar. Saraya göre ise işsizlik yok, iş beğenmeyen genç var." dedi.
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Yüzme Bilmeyen Kalmasın Projesi'ni eleştirdi. Pandemi döneminde portatif şişme havuzlarda 5 milyon kişiye yüzme öğretildiğinin açıklandığını aktaran Adıgüzel, "2 kişinin el ele tutuşup bir araya gelmekten imtina ettiği bir dönemde şişme havuzlarda 5 milyon kişi arkadaşlar. Peki, gerçek ne? Spor il müdürlerine talimat gitti, okullardan, nüfus müdürlüklerinden, birçok spor kulübünden listeler gitti. Bu, veri gizliliğine de aykırı. Bunların hiçbirisinin yüzme öğrendiğinden haber yok. Bu konuda hodri meydan diyorum; bu bilgileri açın, her şey ortaya dökülsün ."
Şahsı adına lehte söz alan AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, insan haklarını ve mahremiyetin korunmasını temel alan bir anlayışla yargıda devrim niteliğinde işler yapıldığını söyledi.
Erdinç, "Özellikle, kişisel hak ve özgürlüklerinin önünü açarak on binlerce vatandaşımızın inancını yaşamasına engel olan başörtüsü zulmü Ak Parti döneminde ortadan kaldırılmıştır. Üniversitelerde başörtüsünü düzenleyen ve Meclis Genel Kurulunda 411 milletvekilinin oyuyla kabul edilen anayasa teklifine karşı çıkarak Anayasa Mahkemesine gidenlerin Meclisimize kanun teklifi sunmalarına da şahitlik ettik." dedi.
Son Dakika › Politika › TBMM, Adalet Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığının 2023 bütçeleri Genel Kurulda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?