AB'den "Suriye Krizinde Türkiye'ye Destek" Projesi - Son Dakika
Spor

AB'den "Suriye Krizinde Türkiye'ye Destek" Projesi

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Salondan detaylar-Konuşmacılar AB'den "Suriye Krizinde Türkiye'ye Destek" projesi- AB Türkiye Delegasyonu Başkan Vekili Szombati: - "Türkiye, 2 milyondan fazla Suriyeliye geçici koruma statüsü verdi, sığınmacılara evsahipliği yaparken 6 milyar dolar harcadı.

14.09.2015 16:54

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Salondan detaylar-Konuşmacılar AB'den "Suriye Krizinde Türkiye'ye Destek" projesi- AB Türkiye Delegasyonu Başkan Vekili Szombati: - "Türkiye, 2 milyondan fazla Suriyeliye geçici koruma statüsü verdi, sığınmacılara evsahipliği yaparken 6 milyar dolar harcadı. Barınma, sağlık, eğitim ve çalışma imkanı sağladığı için Türkiye'ye teşekkür ediyoruz"- "Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan ilk proje 12,5 milyon avro tutarında ve Suriyeli çocuklara kapsayıcı ve kaliteli eğitimi psikososyal destekle ulaştırmayı amaçlıyor. Kızılay ve AFAD ile yapılan 5 milyon avroluk ikinci proje ise 3 ayrı kamptaki 41 bin Suriyeli sığınmacının aylık gıda yardımı almasını mümkün kılacak"- WFP Türkiye Temsilcisi Lequime: - "Finansman sıkıntıları nedeniyle kamp sayısını düşürmek zorunda kaldık" Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkan Vekili Bela Szombati, Türkiye'nin 2 milyondan fazla Suriyeliye geçici koruma statüsü verdiğini ve 6 milyar dolar harcadığını belirterek "Barınma, sağlık, eğitim ve çalışma imkanı sağladığı için Türkiye'ye teşekkür ediyoruz" dedi.Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin eğitim ve gıda ihtiyaçlarının karşılanmasına destek vermek için hayata geçirilen "Avrupa Birliği'nin Suriye Krizinde Türkiye'ye Destek Projesi"nin açılış programı yapıldı.AB'nin UNICEF ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) ile ortaklaşa hayata geçirdiği projenin açılış toplantısında konuşan Szombati, Türkiye'nin krizden kaynaklanan yükün büyük bir kısmını üstlendiğini kaydetti. Türkiye'nin en büyük sığınmacı nüfusuna evsahipliği yapan ülkelerden olduğunu belirten Szombati, "Türkiye, 2 milyondan fazla Suriyeliye geçici koruma statüsü verdi, sığınmacılara evsahipliği yaparken 6 milyar dolar harcadı. Barınma, sağlık, eğitim ve çalışma imkanı sağladığı için Türkiye'ye teşekkür ediyoruz" ifadesini kullandı.Szombati, insani krizin giderek derinleşmesi nedeniyle AB'nin de desteğini artırdığını, Türkiye ve bölge ülkelerine destek vermeye başladığını ve 4 milyar avroluk fonu harekete geçirdiğini söyledi. Türkiye'nin uzun zamandır devam eden bu sorunla başa çıkmak için uluslararası toplumun desteğine ihtiyacı olduğunu belirten Szombati, AB ve üye ülkelerin, yeni bir finansman aracı olarak kurulan fonla krizlere hızla müdahale etmeyi ve ilave yardımları esnek bir şekilde sağlamayı amaçladığını vurguladı.Szombati, sözleşmelerde en önemli iki ihtiyacı karşılamak için eğitim ve gıda güvenliğine ağırlık verildiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile yapılan ilk proje 12,5 milyon avro tutarında ve Suriyeli çocuklara kapsayıcı ve kaliteli eğitimi psikososyal destekle ulaştırmayı amaçlıyor. Kızılay ve AFAD ile yapılan 5 milyon avroluk ikinci proje ise 3 ayrı kamptaki 41 bin Suriyeli sığınmacının aylık gıda yardımı almasını mümkün kılacak. Türkiye'deki partnerlerimizle çalışarak bu aracı en iyi şekilde kullanmayı amaçlıyoruz."AB Türkiye Delegasyonu Mali İşbirliği Başkanı Simona Gatti, AB'nin bölgesel fonlarının proje kapsamında değerlendirileceğini, bunun Türkiye'nin üstlendiği yük ve sorumluluğun kabul edilmesi ve paylaşılmasına yönelik bir girişim olduğunu söyledi.- " Türk Kızılayı, projenin önemli uygulayıcılarından biri"Türk Kızılayı Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu da konuşmasında, başlangıçta yerel ve bölgesel bir konu olan, ülkelerinden kaçmak zorunda kalan Suriyelilerin durumunun, zamanla küresel bir kriz halini aldığını belirtti.Güllüoğlu, "Türkiye olarak Suriye ile benzer bir kültüre ve aynı dine sahibiz. Sınır şehirlerimiz aynı kültüre sahip ve bu dünyanın istifade etmesi gereken bir imkan. Aksi takdirde bu sorun, başka ülke ve bölgeleri de etkileyecek" ifadesini kullandı.Kampların bulunduğu çeşitli bölgelerde yapılan çalışmalara ilişkin bir rapordaki bilgiye göre, Türkiye'deki Suriyelilerin yüzde 78'inin başka ülkelere gitme şansı olsa bile Türkiye'de kalmayı tercih edeceğini gösterdiğini söyleyen Güllüoğlu, insani yardımlar açısından bunun bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.- "Finansman sıkıntıları nedeniyle kamp sayısını düşürmek zorunda kaldık"WFP Türkiye Temsilcisi Jean-Yves Lequime de kurumların güçlü ortaklığı ve birlikte çalışmasının önemine işaret etti. Lequime, 2011'den bugüne kadar 1,6 milyon ton gıdanın Türkiye'nin de işbirliği sayesinde Suriyelilere ulaştırıldığını kaydederek "Finansman sıkıntıları nedeniyle kamp sayısını düşürmek zorunda kaldık" dedi. Kahramanmaraş'taki kampı ziyaret ettiğini ve Suriyeli öğretmenlerle bir araya gelerek ülkelerini idare edecek gelecek kuşaklara verilen eğitimleri gördüklerini belirten Lequime, Türkiye'deki Suriyelilerin mutlu bir şekilde kahvelerini içtiklerini, eğitim ve sağlık hizmetlerini aldıklarını, Türk Kızılayı ile WFP aracılığıyla sağlıklı gıdaya erişim imkanı bulduğunu anlattı.Programın başından bu yana Türk Kızılayı ile yapılan çalışmalarda programa 17 milyon avronun aktarıldığını kaydeden Lequime, 400 milyondan fazla Suriyeliye bu kaynakla erişildiğini söyledi.- "Hepimizin ahlaki sorumluluğu var"UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle, projeye kolektif katılımın, karşılaştığı krizde Türkiye'ye verilen ortak desteğin göstergesi olduğunu belirtti.Türkiye'deki Suriyeli çocukların eğitiminin önemli bir ihtiyaç olduğunun altını çizen Duamelle, "Burada önemli olan bir kuşağı korumak, bütün bir kuşağın yok olmasını önlemektir. Bunun yapılamaması, sadece çocukların değil Suriye'nin ve bölgenin geleceği için de yıkıcı etkiler doğuracaktır. Burada hepimizin ahlaki sorumluluğu var" diye konuştu.Suriye'deki krizin kısa zamanda sona ermeyeceğini ve 2 milyondan fazla sığınmacının Türkiye üzerine yüklenmesinin doğru olmadığını belirten Duamelle, şöyle devam etti: "Bugün Türkiye'de okul çağına gelmiş 660 bin Suriyeli çocuk var ve 300 binden fazlası okula gidemiyor. Eğitim fırsatlarının artırılması gerekiyor. AFAD ve MEB'in girişimleri sayesinde 250 binden fazla çocuk okula devam ediyor. Yakın işbirliğimizi ilerletme arzusu içindeyiz" - "Keşke su dağıtan Kızılay ve AFAD ekiplerini de çekselerdi"AFAD Müdahale Dairesi Başkanı Fatih Özer, Suriyelilerin Avrupa'ya gitme çabaları sonucu gelişen olayların son zamanlarda basında daha çok yer almasıyla dikkatlerin Suriye'ye çekildiğini kaydetti.Özer, Avrupa basınında Türkiye'nin yıllarca yaptığı fedakarlığın yeterince yer almadığını söyleyerek "Keşke su dağıtan Kızılay ekiplerini de AFAD ekiplerini de çekselerdi. Jandarmanın kendilerine gönderilen öğle yemeğinden fedakarlık yaparak Suriyelilerle paylaştıklarını da yayınlasalardı keşke" dedi.WFP'nin 173 milyon dolarla en büyük yardımı yapanlardan biri olduğunu, Türkiye'ye aktarılan fonların çocukları eğitim ve öğretime kazandırma çalışmalarına harcanacağını belirten Özer, desteğini esirgemeyen AB temsilcilerine teşekkür ederek sözlerine son verdi. - "Daha iyi neler yapabiliriz, bunun azmi içindeyiz"Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, "Daha iyi neler yapabiliriz, bunun azmi ve gayreti içindeyiz" ifadesini kullandı.Büyük, uluslararası donör ve sivil toplum kuruluşlarının UNICEF ve AFAD gibi kurumları daha çok fonlaması gerektiğini söyledi. Toplantının teşvikleri duyurarak daha çok destek almak için bir fırsat olduğunu dile getiren Büyük, "Hiçbir çocuğu kaybetmeye ve akranlarından geri kalmasına tahammülümüz yok" diye konuştu."Tükiye olarak benzer bir kültere, aynı dine sahibiz. Sınır şehirlerimiz aynı kültüre sahip ve bu dünyanın istifade etmesi gereken bir imkan. Aksi takdirde bu sorun, başka ülke ve bölgeleri de etkileyecek. Sorunlar bu yıl ortaya çıkmış değil ancak yükselen sayı göz önüne alındığında, bölge ülkeleri ve Avrupa için olağandışı bir durum söz konusu. Yerinden edilmiş Suriyelilere yeterince destek verilememesi, Avrupa ülkelerinin karşılaştığı durumun kaynağını oluşturuyor. Kapasitemizi arttırmaya çalışıyoruz. Konu sadece finansman değil farklı boyutlarıyla da ele alınmalı"- "Finansman sıkıntıları nedeniyle kamp sayısını düşürmek zorunda kaldık"WFP Türkiye Temsilcisi Jean-Yves Lequime ise kurumların güçlü ortaklığı ve birlikte çalışmasının önemini vurguladı. Lequime, 2011'den bugüne kadar Türkiye'de 1.6 milyon ton gıdanın Türkiye'nin de işbirliği sayesinde Suriyeliler ulaştırıldığını ifade ederek, "Finansman sıkıntıları nedeniyle kamp sayısını düşürmek zorunda kaldık" dedi.Kutlanacak Kurban Bayramında paylaşma duygusunun daha çok hissedileceğini kaydeden Lequime, "Bu bayram, ihtiyaç sahibi komşularla paylaşma ve dayanışma ön plana çıkacak. Bayramda 2 milyon Suriyeli evlerinden uzakta kaybettikleri akrabalarını düşünecek" dedi.Kahramanmaraş'taki kampı ziyaret ettiğini ve Suriyeli öğretmenlerle bir araya gelerek ülkelerini idare edecek gelecek kuşaklara verilen eğitimleri gördüklerini belirten Lequime, Suriye'den kaçan insanların mutlu bir şekilde kahvelerini içtiklerini, eğitim ve sağlık hizmetlerini aldıklarını ve Kızılay ile WFP aracılığıyla sağlıklı gıdaya erişim imkanı bulduğuna şahit olduklarını anlattı.Programın başından bu yana Kızılay ile yapılan çalışmalarda programa 17 milyon avronun aktarıldığını kaydeden Lequime, 400 milyondan fazla Suriyeliye bu kaynakla erişildiğini, AB'nin yardımları sayesinde gıda yardımlarını kentsel alana da ulaştığını söyledi.- "Hepimziin ahlaki sorumluluğu var"UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle, projeye kollektif katılımın, karşılaştığı krizde Türkiye'ye verilen ortak desteğin göstergesi olduğunu belirtti. Türkiye'deki Suriyeli çocukların eğitiminin önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Duamelle, "Burada önemli olan bir kuşağı korumak, bütün bir kuşağın yok olmasını önlemektir. Bunun yapılamaması, sadece çocuklar değil Suriye'nin ve bölgenin geleceği için de yıkıcı etkiler doğuracaktır. Burada hepimziin ahlaki sorumluluğu var" dedi.Suriye'deki krizin kısa zamanda sora ermeyeceğini ve 2 milyondan fazla mültecinin Türkiye üzerine yüklenmesinin doğru olmadığını belirten Duamelle, şunları kaydetti: "UNICEF'in bakış açısıyla Bu proje ve kaynaklar sayesinde daha fazla çocuk okula gidebilecek. Bugün Türkiye'de okul çağına gelmiş 660 bin Suriyeli çocuk var ve 300 binden fazlası okula gidemiyor. Eğitim fırsatlarının arttırılması gerekiyor. AFAD ve MEB'in girişimleri sayesinde 250 binden fazla çocuk okula devam ediyor. Suriyeli çocuklar bu krizin ilk mağdurları oldu. Bizlerin onlara uygun ve profesyonel psikolojik desteği vermemiz gerekir. 360 binden fazla çocuk bu ilave yardımdam istifade edecek. Yakın işbirliğimizi ilerletme arzusu içindeyiz" - "Keşke su dağıtan Kızılay ve AFAD ekiplerini de çekeselerdi"AFAD Müdahale Dairesi Başkanı Fatih Özer, Suriyelilerin Avrupa'ya gitme çabaları sonucu gelişen olayların son zamanlarda basında daha çok yer almasıyla dikkatlerin Suriye'ye çekildiğini kaydetti. "Biz 4,5 yıldır bunu yüreğimizde hissediyoruz" diyen Özer, Avrupa basınında Türkiye'nin yıllarca yaptığı fedakarlığın yeterince yer almadığını dile getirdi. Özer, "Keşke su dağıtan Kızılay ekiplerini de, AFAD ekiplerini de çekeselerdi. Jandarmanın kendilerine gönderilen öğle yemeğinden fedakarlık yaparak Suriyelilerle paylaştıklarını da paylaşsalardı keşke" diyerek, Avrupa basınında konuya gösterilen hassasiyetin artarak devam etmesini temenni ettiklerini söyledi.UNICEF ve çeşitli ülkelerin yaptırdıkları okullar sayesinde 41 bin öğrencinin eğitim ve öğretime kazandırıldığını, 79 bin Suriyeliye mesleki eğitim verdiklerini, MEB'in yoğun gayretleriyle 250 bin öğrenciye ulaştıklarını ve bir ülke için bunun çok büyük bir başarı olduğunu belirten Özer, okullaşamayan çocukların geleceğinin de yok olduğunu, 4 sene okula gitmeyen çocukları kazanmanın giderek zorlaştığını ifade etti.Savaşın en büyük mağdurlarının çocuklar olduğunu, WFP'nin 173 mliyon dolarla en büyük yardımı yapanlardan biri olduğunu, Türkiye'ye aktarılan fonların çocukları eğitim ve öğretime kazandırma çalışmalarına harcanacağını belirten Özer, desteğini esirgemeyen AB temsilcilerine teşekkür ederek sözlerine son verdi. - "Daha iyi neler yapabilirizin azmi içindeyiz"Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, terör saldırıları nedeniyle şehid olan güvenlik güçlerine rahmet dileyerek sözlerine başladı. Büyük, terörün dili dini mezhebi ırkı olmayacağını, bütün AB ülkelerinin de Türkiye'deki terörist eylemlere karşı odluklarını açıkça ifade etmesi gerekiğini söyledi. Danimarka'nın basına Arpaça olarak Suriyelilerin ülkeye gelmemesi için ilan verdiğini, halbuki Türkiye'nin 2 milyon insanı kabul ettiğini ifade eden Büyük, "Daha iyi neler yapabiliriz, bunun azmi ve gayreti içindeyiz. Yaptıklarımız güzel ama yeterli değil. Bir çocuğun Bodrum sahilinde cesedinin kumsala vurmuş olması bütün dünyanın ilgilisini buraya çekti" diyerek, Suriyeli çocukların eğitim hayatı, ruh ve beden sağlığına kavuşması için imkanı olduğu halde el uzatmayanların sorumluluk sahibi olduğunu ifade etti.Proje ve fonlardan beklentilerine ilişkin konuşan Büyük, UNICEF'in AFAD üzerinden yeni okullar yapmasına, uluslararası donör sivil toplum kuruluşlarının bu kurumları daha çok fonlaması gerektiğine değindi. Toplantının teşvikleri duyurarak daha çok destek almak için bir fırsat olduğunu dile getiren Büyük, "Hiçbir çocuğu kaybetmeye ve akranlarından geri kalmasına tahammülümüz yok" diye konuştu.Projenin açılış programında konuşmaların ardından katılımcılar toplu fotoğraf çektirdi.

AB\'den "Suriye Krizinde Türkiye\'ye Destek" Projesi
Kaynak: AA

Son Dakika Spor AB'den 'Suriye Krizinde Türkiye'ye Destek' Projesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement