'AVCI' POLİS YAKALADI
ADANA'da 31 Ağustos'ta toprağa gömülü cesedi bulunan Ünal Gülbahar'ın (44) katil zanlılarının, 'avcı' görünümlü polisler tarafından gizlendikleri Kocaeli'deki dağ evinde yakalandığı ortaya çıktı. Olayla ilgili gözaltına alınan 7 kişiden 3'ü tutuklandı.
Adana'da, 29 Ağustos günü Hüseyin Ay (32) ile arkadaşı Ünal Gülbahar, bara giderek eğlendi. Gecenin sonunda 1300 lira hesap gelince iki arkadaş arasında tartışma çıktı. Ünal Gülbahar, Hüseyin Ay'ı "Senin yüzünden buraya geldik" diyerek dövdü. Eve giden Hüseyin Ay'ı gören eşi, durumu ailesine anlatarak, "Hüseyin'i biri dövmüş" dedi. Eve gelen Hüseyin Ay'ın kardeşi Erhan Ay (25) ve enişteleri Burhan Ünlü (28), olayı kimin yaptığını sordu. Hüseyin Ay kendisini döven kişinin Ünal Gülbahar olduğunu söyledi.
Bir gün sonra Erhan Ay ve Burhan Ünlü, Gülbahar'ın bulunduğu kafeteryaya gitti. Burada konuşan taraflar daha sonra bir taksiye binerek ayrıldı.
Erhan Ay ve Burhan Ünlü takside tartıştıkları Gülbahar'ı başından vurarak öldürdü. Şüphellier, aracın ön tarafında oturan Gülbahar'ı yarım saat içerisinde Mıdık Mahallesi'ndeki portakal bahçesine götürüp, gömdü. Şüpheliler daha sonra olayda kullandıkları taksiyi bir akaryakıt istasyonuna götürüp dışını yıkadı ve üzerlerini değiştirdi. Yakalanmamak için, kaçış planı hazırlayan Erhan Ay ve Burhan Ünlü, arkadaşları Birgül Aksuyek'i (24) arayarak yardım istedi. Aksuyek'in evine giden şüpheliler, yanlarına gelen akrabaları Ebru Ay (31), Burhan Ünlü'nün eşi Kader Ünlü (21) ve Gülbahar Tutuş (27) ile birlikte aile görünümünde otomobille Kocaeli'ye kaçtı. Şüpheliler, burada Burhan Ünlü'nün asker arkadaşı Mustafa Meriç B.'nin dağ evinde saklanmaya başladı. Kadınlar da aynı otomobille Adana'ya döndü.
POLİS 'AVCI' GİBİ DAVRANDI
31 Ağustos günü Necdet Geçgel, sabah saatlerinde portakal ağaçlarını sulamak için bahçesine gitti. Elindeki kürekle suyun taşmaması için ağacın gövdesinin çevresine bent oluşturmaya çalışan Geçgel, toprağa gömülü cesetle karşılaştı, polise haber verdi. Yapılan araştırmada cesedin Ünal Gülbahar'a ait olduğu saptandı.
Cinayeti çözmek için özel ekip kuran Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büro ekipleri, Ünal Gülbahar'ın son olarak Hüseyin Ay ile görüştüğünü saptadı. Bunun üzerine ekipler Hüseyin Ay'ın ailesini sorguya aldı.
Ailenin şüpheli ifadeler vermesi üzerine soruşturmayı bu yöne kaydıran ekipler, olay günü ailenin evine gelen Birgül Aksuyek'e ait otomobilin Plaka Takip Sistemi'nden (PTS) Kocaeli'ye gittiğini belirledi. Polis ayrıca Erhan Ay, Burhan Ünlü ve Ünal Gülbahar'ın olay günü ayrıldıkları kafeteryanın güvenlik kamerası görüntülerine de ulaştı.
Şüphelilerin Kocaeli'nde dağ evinde saklandıklarını tespit eden ekipler, harekete geçti. Polisler, Erhan Ay ve Burhan Ünlü'yü yakalamak için 'avcı' gibi bölgeye gitti. Polisler, bir süre gözetleme yaptıkları eve baskın düzenledi, Erhan Ay ile Burhan Ünlü yakalandı. İki şüpheli Adana'ya getirilirken, Hüseyin Ay ile onlara yardım eden Ebru Ay, Kader Ay, Gülbahar Tutuş ve Birgül Aksuyek de gözaltına alındı.
Şüphelilerden Erhan Ay, Burhan Ünlü ve Hüseyin Ay tutuklanırken, 4 kadın ise serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü
------------------------
*ARŞİV*
Adli tıp biriminin görüntüsü
Yakalanan cinayet zanlılarının adli tıp birimine getirilmeleri
Sağlık kontrolünün ardından zanlıların polis aracına bindirilmesi
Portakal bahçesi ve olay yerinin görüntüsü ile Ünal Gülbahar'ın sağlık fotoğrafı (arşiv)
Haber: Çağlar ÖZTÜRK - Kamera: Can ÇELİK/ADANA,
======================================
10 YAŞINDAKİ ADİL, TABANCA İLE İNTİHAR ETTİ
Emrullah KARAKAŞ/DERİK (Mardin), - MARDİN'in Derik ilçesinde, nüfus kaydında 10, yakınlarının ise 13 yaşında olduğunu belirttiği Adil T., tabancayı başına ateşleyerek yaşamına son verdi.
Olay, dün Derik ilçesine 32 kilometre uzaklıktaki Dikmen köyünde meydana geldi. Evinin yakınında hayvan otlatmaya giden Adil T., iddiaya göre burada tabancayı başına dayadıktan sonra, tetiği çekti. Silah sesini duyan baba Salih T., koşarak olay yerine gittiğinde oğlu Adil'i kanlar içinde buldu. İhbar üzerine köye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde, Adil T.'nin hayatını kaybettiği tespit edildi. Adil T.'nin cesedi, olay yerinde yapılan incelemenin ardından önce Derik Devlet Hastanesi'ne götürüldü, buradan da otopsi için Mardin Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Otopsi işlemlerinin ardından yakınları tarafından teslim alınan Adil T.'nin cenazesi, bugün sabaha karşı Dikmen köyü mezarlığında toprağa verildi.
Adil T.'nin tabancayı nereden bulduğu ve intihar nedeninin araştırıldığı belirtildi.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Ölen çocuğun fotoğrafları
-Hastane bahçesinden görüntüler
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Emrullah KARAKAŞ/DERİK (Mardin), -
======================================
ALDATILDIĞINI İDDİA EDEN EŞ POLİSE BAŞVURDU
ADANA'da, takip ettiği eşini başka bir kadınla yakalayan Müzeyyen T. (23) polise başvurdu.
Olay, Seyhan ilçesi 2000 Evler Mahallesi'nde meydana geldi. Müzeyyen T., eşi Abdullah T.'nin (25) kendisini aldattığını düşünerek takip etmeye başladı. Abdullah T.'nin lüks bir site önünde Gülşah B.(28) ile buluştuğunu gören Müzeyyen T., duruma tepki gösterdi. Sokak ortasında eşi ve Gülşah B.'nin üzerine yürüyen Müzeyyen T. polisi aradı. Bu sırada Abdullah T., kendisine bağıran eşini iddiaya göre dövmeye kalkıştı. Olay yerine gelen polis, tarafları ayırdı. Polis merkezine götürülen Müzeyyen T. gazetecilere, "Çekin, eşim beni bu kadınla aldatıyor. Ben de onları yakaladım. Kocam beni bu kadınla aldatıyor onları bastım" dedi. İfadeleri alınan taraflar serbest bırakıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
Şahısların karakola getirilmesi
Karakola giren kadının konuşması
Adamın kameramana tepki göstermesi
Karakolun dış görüntüsü
Karakolun tabelası
Haber: Çağlar ÖZTÜRK - Kamera: Can ÇELİK/ADANA,
SÜRE: 00'46" BOYUT: 85,8MB
================
FOSEPTİK ÇUKURUNA DÜŞEN KÖPEK İÇİN SEFERBER OLDULAR
MERSİN'in Tarsus ilçesinde foseptik çukuruna düşen yavru köpek hayvanseverler tarafından kurtarıldı.
İlçe merkezinde kebapçılık yapan 22 yaşındaki Akın Tong, 'Paşa' isimli İngiliz pointer cinsi iki aylık köpeği ile Kelahmet mahallesinde gezintiye çıktı. Tasmasından kurtulup bir evin bahçesine giren yavru köpek, üzeri açık bırakılan yaklaşık 2,5 metre derinliğindeki dolu foseptik çukuruna düştü.
Paşa'yı kendi imkanları ile çıkaramayınca çevredekilerden yardım isteyen Tong, mahalle sakinleri ve esnaflar tarafından 20 dakikalık uğraşın sonucunda kurtarıldı, çukurun üzeri ise kapatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
-Köpeğin kurtarılma anına ilişkin görüntüler
-Köpeğin çukurdan çıkarılması ve koşarak çukurdan uzaklaşması
-Çukurun boşaltılması
-Köpeğin detay görüntüsü
-Akın Tong'un köpeğini sevmesi
(BOYUT: 158 MB) (SÜRE: 01.27 DK)
Haber-Kamera: Gülhan DEMİRCİ/TARSUS(Mersin),
======================================
LİMON FİYATLARI 2,5 TL'YE KADAR DÜŞECEK
ADANA'da Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir, erkenci tür limonun kilosunun bazı kentlerde 10 TL gibi fahiş fiyatla satıldığını hatırlatarak, diğer türlerin önümüzdeki günlerde hasadına başlanmasıyla kilo fiyatlarının marketlerde 2,5- 3,5 TL'ye kadar düşeceğini açıkladı.
Türkiye'nin yıllık ortalama 4 milyon tonu bulan narenciye üretiminin yüzde 25'ini karşılayan Adana'da, erkenci türlerden mayer cinsi limonun ardından early cinsi limonun hasadına başlandı.
Oda başkanı Cahit İncefikir, İstanbul başta olmak üzere bazı kentlerde limonun kilosunun 10 liradan satıldığına dikkat çekerek, "Bu ürünler çok erken kesilen ürünler ve bu rakam da çok gerçekçi olmayan bir rakam. İç piyasada limon gerileyecek. Önümüzdeki günlerde enterdonat cinsi limonların hasadı başlayacak" dedi.
REKOLTE ARTMAYA BAŞLADI
Hasatlarla birlikte rekoltenin artmasının yanı sıra ihracatın ardından ıskartaya ayrılan limonların iç piyasaya sürülmesiyle de sebze meyve hali ve marketlere yoğun limon girişi olacağını açıklayan İncefikir, "Önümüzdeki 1 hafta, 10 gün içerisinde tüketici limonu marketlerden 2,5- 3,5 TL'ye kadar uygun alacak. Arz ve kesimler artmaya başladı. Önümüzdeki günlerde rakamları göreceksiniz" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------------
- Seyhan Ziraat Odası Başkanı Cahit İncefikir'in konuşması
Bahçedeki limonlardan genel ve detay
Fabrika içerisinde paketleme yapılırken
Limon bahçesinden DRONE görüntüleri
Haber: Nuri PİR-Kamera: Sude UÇAROĞLU-Drone: Nuri PİR/ADANA,
======================================
SİLOPİLİ TERZİ, RESİM ÇİZME SANATINI SOKAĞA TAŞIDI
ŞIRNAK'ın Silopi ilçesinde kara kalem ve portre resimler çizen 2 çocuk babası terzi Agit Göl, resim çizme sanatını sokağa taşıdı. Küçük ücret karşılığında insanların portlerini çizen Göl, Silopi ilçesinin cadde ve sokaklarına 3 boyutlu resimler çizmek istiyor.
Silopi ilçesinde terzicilik yapan 25 yaşında, iki çocuk babası Agit Göl, 14 yaşında kara kalemle çizimler yapmaya başladı. Liseye geçtiği dönemde öğretmeninin yönlendirmesi ile Erzurum Atatürk Üniversitesinde yetenek sınavına girerek Güzel Sanatlar Fakültesinde 4 yıl okuyan Göl, Silopi'ye döndüğünde kardeşiyle birlikte dikimevi dükkanı açtı. 3 yıldır terzicilik yapan Göl, resim çizmekten vazgeçemeyerek, boş zamanlarında ve akşam evde olduğu zamanlarda sanatını devam ettirdi. Hobi olarak kara kalem çalışmaları yapan Göl, vatandaşların ilgisi ile karşılaşınca belli bir ücret karşılığında, kara kalemle canlı portre çizimlerine başladı.
Yaklaşık 200 adet kara kalem çalışması bulunan Agit Göl, graf kağıt üzerine tebeşir ve kömürle çizimler de yapıyor. Resim çizme sanatını sokağa taşımak isteyen Göl, en büyük hayalinin Silopi'nin işlek caddelerinde 3 boyutlu resim ve desenler çizmek olduğunu söyledi. Küçüklüğünden beri resim çizmeye meraklı olduğunu anlatan Göl, "Lise yıllarında öğretmenimin tavsiyesi ile bu bölümü okumak istedim. Erzurum Atatürk üniversitesinde 4 yıl eğitimini aldım. Okulu bitirdikten sonra kardeşimle birlikte Silopi'de dikimevini açtık. Gündüzleri çalışıyorum akşam eve gittiğimde resim üzerine çalışmalar yapıyorum. Portelerden çok sanatımı sokağa taşımak istiyorum. Cadde ve sokaklarda özellikle boş duvarları değerlendirmek istiyorum. Özel bir otelde sergi yaptık. Halkımız çok ilgi gösterdi. Burada bu tür sosyal etkinlikler yok. Bugüne kadar yüzlerce portre yaptım bu benim çok hoşuma gidiyor. Resim yapmayı seviyorum" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-Dikimevi
-Terzideki müşteriler
-Terzi Agit Göl'ün çalışması
-Duvara resim çizmesi
-Terzi Agit Göl ile röportaj
-Graf kağıt çalışması
-Terzinin canlı portre çizmesi
-Daha önce yapılan çalışmalar
-Genel ve detaylar
======================================
EVE GİREN YILAN, İTFAİYE TARAFINDAN YAKALANDI
MUĞLA'nın Yatağan ilçesindeki bir eve giren yaklaşık 1.5 metre uzunluğundaki yılan, itfaiye ekibinin bir saatlik çalışmasıyla yakalandı. Yılanı zarar vermeden yakalayap ekipler, ardından doğaya saldı.
Bozarmut Mahallesi'nde yaşayan Şener Çatalcam, dün öğle saatlerinde evine giren yaklaşık 1.5 metre uzunluğundaki bir yılanı görünce itfaiyeyi arayıp yardım istedi. Olay yerine gelen Muğla Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekibi, yaklaşık bir saat süren çalışmayla yılanı saklandığı yerden çıkartarak, yakaladı. Yılan daha sonra ait olduğu yer olan doğaya bırakıldı. Yılanın 'boz yılan' türünde ve zehirsiz olduğu belirtildi.
Çatalcam Ailesi, yılanın, 3 aylık bebeği için aldıkları süte geldiğini sandıklarını belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Yılanın evden çıkartılmaya çalışılması
Yılanın doğaya salınması
Haber- Kamera: Burak Alper KUŞ/ YATAĞAN (Muğla),
======================================
Kurtuluş ve Cumhuriyete uzanan yolun temel taşı, 'Sivas Kongresi' 99 yaşında
Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, - KURTULUŞ Savaşı ve Cumhuriyet'e giden yolun açılmasında temel taşlardan biri olan Sivas Kongresi'nin 99'uncu yılı kutlanıyor. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde milli sınırların belirlendiği, manda ve himayenin kesin olarak reddedildiği kongre, bugün de Sivas halkının gurur kaynaklarının başında yer alıyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın kaybedilmesiyle düşman kuvvetlerinin işgaline uğrayan Anadolu'da Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yola çıkarak başlattığı milli mücadelenin en önemli temel taşları arasında yer alan 4 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi 99'uncu yılına ulaştı. 4 Eylül Sivas Kongresi'nin 99'uncu yılı kutlamaları için bu yıl 2-9 Eylül tarihleri arasında çeşitkli etkinlikler planlandı. İlk olarak 2 Eylül'de Atatürk'ün Erzurum'dan Sivas'a gelişi temsili olarak canlandırıldı. Etkinlikler çerçevesinde 7'ncisi düzenlenen Kitap Günleri'nin açılışı yapıldı. Müze bahçesinde Türk Armoni Yıldızları Konseri düzenlendi. Yıl dönümü olan bugün ise Tarım ve Hayvancılık Fuarı açılışı yapılacak. Akşam saatlerinde Atatürk anıtına çelenk sunumunun ardından Sivas Kongresi'nin temsili canlandırması ve tören programı icra edilecek. Akşam, Genelkurmay Başkanlığı Mehteran Birliği müze bahçesinde konser verecek. Sivas aşıkları da sahne alacak. Kutlamalar çerçevesinde 8-9 Eylül tarihleri arasında ise Ulusal Yıldız Dağı tırmanış etkinliği gerçekleştirilecek.
KONGRENİN TARİHİ ÖNEMİ
Amasya Genelgesi ile kongre toplanması planlanan illerden biri Erzurum, diğeri Sivas oldu. Erzurum Kongresi'nin ardından Mustafa Kemal Paşa'nın 2 Eylül'de Sivas'a gelişinin ardından Sivas Kongresi çeşitli illerden gelen delegelerin katılımı ile 4 Eylül 1919'da, o zamanki Erkek Lisesi'nde toplandı. Erzurum Kongresi'ne katılanların yanı sıra Batı ve Orta Anadolu'dan gelen delegelerin katılımı ile Sivas Kongresi ulusal bir nitelik kazandı. Kongre işgal kuvvetlerinin tüm baskı ve engelleme çabalarına karşın 4 Eylül 1919'de saat 15.00'da başladı. Yaklaşık 41 delegenin katılımı ile gerçekleştirilen kongrede bazı itirazlara rağmen başkanlığa Mustafa Kemal Paşa seçildi. 8 gün süren kongre sonunda alınan kararlar tüm ulus adına önemli maddeler içerdi. Sivas Kongresi, yeni bir Türk devletinin kuruluşunda temeli oluşturması bakımından ülke tarihi açısından büyük öneme sahip oldu. Erzurum Kongresi'nde vatanın bölünmez bütünlüğü ve tam bağımsızlığıyla ilgili alınan kararlar Sivas Kongresi'nde de aynen kabul edildi.
Başta manda ve himaye olmak üzere önemli tartışmaların yaşandığı kongrede şu kararlar alındı:
"Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır. Kuvay-ı Milliye'yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır. Manda ve himaye kabul edilemez. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan'ın derhal toplanması mecburidir. Aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir."
Kongre kararlarının ardından 12 Eylül 1919'de halka açık toplantı gerçekleştirilir. Tıbbıyelileri temsilen İstanbul'dan Sivas'a gelen Mekteb-i Tıbbıyeyi Şahane öğrencisi Tıbbıyeli Hikmet adlı genç bir subay ile Mustafa Kemal Paşa arasında 'Manda ve himaye' diyaloğu yaşanı. Tıbbiyeli Hikmet, Mustafa Kemal Paşa'ya kongrede manda tartışmalarının yaşandığını duyduğunu belirterek "Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa bunlar her kim olursa olsun, şiddetle ret ve takbih ederiz. Farzı muhal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel'in ederiz" sözlerini kullanır.
Bu sözler karşısında duygulanan Mustafa Kemal Paşa, "Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin" dedikten sonra genç subaya dönerek tarihe geçecek şu sözleri dile getirir:
"Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez, ya istiklal, ya ölüm."
Bu sözlerin ardından Tıbbiyeli Hikmet, coşkuyla yerinden fırlayarak "Varol paşam" diyerek Mustafa Kemal Paşa'nın elini öper.
SİVAS 108 GÜN, MİLLİ MÜCADELE KARARGAHI OLDU
Kongrede alınan karar doğrultusuna Ankara'da Milli Mebusanın açılmasıyla Kurtuluş Savaşı yürütülerek, savaş sonrası kurulacak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin önü açıldı. Kongre sürecinde bizzat Mustafa Kemal Paşa'nın isteği ile milli mücadeleye destek verilmesi ve yapılan çalışmaların halka duyurularak desteklerinin alınması amacı ile 14 Eylül 1919'dan itibaren de 'İrade-i Milliye Gazetesi yayın hayatına başladı. Gazete 1922'li yıllara kadar aralıklarla yayınını sürdürdü. 9 Aralık 1919'da Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyeti kurularak kadınların da etkin olarak mücadeleye katılımı sağlandı. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları milli mücadele döneminde 108 gün boyunca Sivas'ta kalarak burayı karargah olarak kullandı. 2 Eylül'de geldikleri Sivas'tan 18 Aralık 1919'da ayrılarak Ankara'ya geçti. Sivas Kongresi, Anadolu halkını birleştirip milli mücadele yolunda harekete geçirdi. Milli mücadele, 9 Eylül 1922'de kazanılan büyük zafer sonrasında 29 Ekim 1923'te ise Cumhuriyet'in ilanına kadar uzandı. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda şehre gelen Atatürk, kongrenin yapıldığı liseyi ziyaret ederek, "Cumhuriyet'in temelini burada attık" sözlerini kullandı.
Kongrenin yapıldığı lise sonraki yıllarda Sivas Lisesi adını alarak 1981 yılına kadar eğitim hizmetini sürdürdükten sonra, yeniden tefriş edilerek 1990 yılından itibaren Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi haline dönüştürüldü. Kongre Müzesinde en son kapsamlı restorasyon çalışması ise 2016 yılında gerçekleştirildi.
'SİVAS EMİNLİĞİNİ DEVAM ETTİRİYOR'
4 Eylül Sivas Kongresi'nin kent için önemli bir değer olduğunu ifade eden Sivas Valisi Davut Gül, "4 Eylül 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'e 108 gün ev sahipliği yapan bir şehir var. Her sene belirli etkinlikler yapılıyor. Bu sene de yine hem Kongre binasında hemde yan tarafında, vatandaşlarımız ve devlet büyüklerimizin katılımıyla bir etkinlik olacak. Ayrıca son 7 senedir kitap fuarı oluyor. Bu sene de fuarımız olacak. Burada da kongrenin ruhuna uygun bir kültür, sanat ve diğer etkinlikler oluyor. Ayrıca Buruciye Medresesi'nde de çeşitli söyleşiler oluyor. Her sene kongrenin ruhu şehrimizde tekrardan canlanmış oluyor. Sivas'ın önemli olan tarafı 99 yıl önce Sivas tercih edilirken emin şehir olduğu için tercih edildi. Çok şükür 99 yıl sonrada geldiğimiz noktada Sivaslılar emin insanlar ve Sivas yine emin şehir. Gazi Mustafa Kemal ve kongre delegeleri burada 108 gün boyunca yaptığı çalışmalar hangi şartlarda yapıldıysa Sivas yine aynı şartlardadır. Devletine milletine sadık bir şekilde eminliğini devam ettiriyor. Kongre ruhu burada hep canlı kalacak" diye konuştu.
'SİVAS KONGRESİ TÜRK TARİHİNİN KIRILMA NOKTASIDIR'
İl Kültür ve Turizm Müdürü Kadir Pürlü ise, "Burada Sivas'ta Atatürk'e sahip çıkıldı. Kongre emin bir şekilde burada yapıldı. Biz dünyaya kaygılar içinde olduğumuz, geleceğimizi göremediğimiz, kafaların karışık olduğu bir zaman da 'manda ve himayeyi kabul etmiyoruz' dedik. Bizim milli sınırlarımız içerisinde vatanımız bir bütündür. Hiçbir parçasının bizden ayrılmasına razı değiliz' dedik. İçimizdeki azınlıklar tebamızdır, onları milletimiz eskiden olduğu gibi barış içinde koruyacaktır. Hiç bir azınlığa bir ayrıcalık tanınmayacağını burada yiğit bir şekilde söyledik. Sivas Kongresi Türk tarihinin kırılma noktasıdır. Artık İstanbul'daki bazı aydınların Amerika'nın mandası altına girmeyi açıkçası beyan ettiği bir ortamda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları manda ve himayenin kabul edilmeyeceğini, ancak milletin kendisinin azmi ve iradesinin kurtaracağını söylediler. Nihayet en doğru yol böylece çıkmış oldu. Biz ülkemizi işgal eden düşmanları ülkemizden atarak, Cumhuriyetimize kavuştuk ve devamında da bu huzurlu günlere gelebildik" dedi.
KONGRE BİNASINA VATANDAŞLARDAN BÜYÜK İLGİ
Ankara'dan Sivas Kongresi'nin 99'uncu yılı kutlama etkinlerine katılmak üzere Sivas'a gelen İsmail Taşdemir, Sivas Kongresi milli mücadelenin başladığı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün halkı örgütlemek için yaptığı ilk buluşmalardan birisi olduğunu belirterek, "Bu önderimizin vatan için yapılması gerekenlerden ilk kongremizdir. Zafere diğer kongreler gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde ulaşmışız" dedi.
İstanbul'dan gelen Serpil Başat ise, "Aile ziyareti kapsamında Sivas'a gelmiştik. Eskiden hep gelir görürdük, kongre binasının önünden geçerdik. İçine girmek hiç kısmet olmamıştı. İçini gezdiğimizde gözlerimiz yaşardı. Değişik duygular yaşadık. Her şey burada başladı aslında. Ne mutlu 4 Eylül'de burada olduk. Çok güzel şeyler hissettik" diye konuştu.
Tankut Başat ise, "Bu dönemlerde Sivas Kongresi'nin daha önemli olduğunu hissediyoruz. Milli mücadelenin başlangıç yeri. Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi önemli. İçeride bunları hissettik. Çok duygulandık" ifadelerini kullandı.
100'ÜNCÜ YIL HAZIRLIĞI
Ülke tarihi açısından önemli dönüm noktalarından biri olan Sivas Kongresi'nin gelecek yıl yapılacak olan 100'üncü yıl dönümü kutlamaları için de çalışmalara ağırlık verildi. Geçen yıldan itibaren Valilik öncülüğünde, 100'üncü yıl ile ilgili çalışmalara başlandı. 100'üncü yıla yönelik ezel çalışmalar, projeler planlanarak bunların hayata geçirilmesi için adımlar atılıyor. 4 Eylül 2019'da yapılacak 100'üncü yıl kutlamalarının görkemli bir hale getirilmesi için hazırlıklar şimdiden sürdürülüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Drone ile Sivas Kongresi'nin yapıldığı Kongre binasının görüntüsü
-Drone ile Sivas kent meydanı görüntüsü
-Kongre Binası'nın içinden görüntüler
-Vatandaşların Kongre Binasını ziyareti
-Kitap Fuarı'ndan görüntüler
-Söyleşi programından görüntüler
-Sivas Valisi Davut Gül röportaj
-İl Kültür ve Turizm Müdürü Kadir Pürlü röportaj
-İsmail Taşdemir röportaj
-Serpil Başat röportaj
-Tankut Başat röportaj
-Genel Detay
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, -
(552 MB HD Görüntü)
======================================
GENÇ CARETTA, BALIKÇILARIN KURBANI OLDU
ANTALYA'nın dünyaca ünlü sahili Belek'te, caretta yuvalarını korumaya alan ve yavruların denizle buluşmasını sağlayan Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) ekibi, bu yaz yetişkin 5 caretta ölümüyle karşılaştı. 20 gün önce kumulları içinde ölü bulunan genç carettanın balıkçı ağlarına takılarak ölmüş olabileceği belirtildi.
Akdeniz'in en büyük caretta caretta yuva alanı olan Belek sahillerinde 20 yıldır deniz kaplumbağalarının gönüllü koruyuculuğunu yapan EKAD ekibi, bu yıl yuva sayısı 2 bin 100'e ulaşan sahilde, ölü 5 yetişkin deniz kaplumbağasıyla karşılaştı. Traktör ve ağır iş makineleriyle girilerek, belediyenin dahi kum aldığı ve birçok kişinin araçlarıyla girerek caretta yuvalarına zarar verdiği sahilde, son olarak 20 gün önce caretta caretta ölüsü bulundu.
EKAD Başkanı Dr. Ali Fuat Canbolat, bin yumurtadan ancak 2-3'ünün hayatta kalabildiği carettaların yuva alanlarının büyük tehditlerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Canbolat, yaklaşık 20 gün önce sahile vurduğu düşünülen ölü carettanın yeni erginleşmiş, genç bir birey olduğunu söyledi. Caretta'nın balıkçı ağlarına takılarak ölmüş olabileceğini belirten Canbolat, "Zaman zaman karşılaşıyoruz. Aslında bu yıl ölü bireylere sezon başında baya karşılaştık. Çiftleşme zamanında çok ölü birey çıktı. Bunlar, dalgalarla kıyıya vuruyordu. Yaz boyunca çok fazla ölü bireye rastlamadık. Toplam 5 ölü birey gördük Belek sahillerinde. Bu da onlardan biri. Bazıları tabi, doğal olarak yaşamını yitiriyor, onlar daha olgunlaşmış büyük bireyler. Örneğin birinde pervane çarpması vardı" dedi.
EKAD ekibi, Belek sahillerini de içine alan Kundu, Kadriye, Boğazkent ve Denizkent'ten oluşan yaklaşık 30 kilometrelik sahil bandında 1999'dan bu yana nesli tehlike altındaki türlerden kırmızı listedeki caretta carettalara yönelik çalışmalar yapıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
Sahildeki çöplerden detay görüntü
Ölen carettanın görüntüsü
Hoca ile röp
Sahil drone görüntüleri
Detaylar
364 MB/// 03.01ö
HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,
==================
TOKYO BÜYÜKELÇİSİ MERCAN'IN ACI GÜNÜ
ESKİŞEHİR, - TÜRKİYE'nin Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan'ın babası, TCDD Eskişehir Hastanesi'nin eski Başhekimi Dr. Nafiz Mercan (87) hayatını kaybetti.
AK Parti'den 22'nci ve 23'üncü dönem Eskişehir miletvekili olan Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan'ın babası Dr. Nafiz Mercan için bugün öğle vakti Eskişehir'in Vişnelik Mahallesi'ndeki Sami Ramazanoğlu Camii'nde cenaze töreni düzenlenecek. Törene TBMM Başkanı Binali Yıldırım ile 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katılması bekleniyor. Nafiz Mercan'ın cenazesi, daha sonra Uşak Karahallı'ya götürülerek, burada toprağa verilecek.
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 3 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?