'Dönülmez Bir Yoldayız' - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

'Dönülmez Bir Yoldayız'

\'Dönülmez Bir Yoldayız\'
19.04.2010 00:20

Başbakan Erdoğan, 'Yola Girilmişken Geri Adım Atmamız Kendi Tutarsızlığımız Olur" Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa taslağına yönelik CHP'nin önerisiyle ilgili olarak, "Bu safhadan sonra olacak bir şey yok. Zaten yola girilmişken geri adım atmamız kendi tutarsızlığımız olur" dedi.

Başbakan Erdoğan NTV'de, Nermin Yurteri, Oğuz Haksever, Mirgün Cabas ve Murat Akgün'ün sorularına yanıtladı.

Anayasa değişiklik paketinin yarın Meclis Genel Kurulu'nda görüşüleceğinin anımsatılması üzerine Erdoğan, CHP'nin konuya yaklaşımı "çirkin" bulduğu söyledi. Erdoğan, "Halka götürme noktasında sıkıntı yoksa, buyursunlar tamamını halka götürelim. Çağrıyı direkt olarak Cumhurbaşkanı'na yaptılar, muhatap Meclis Başkanı'dır. Bu Cumhurbaşkanını mindere çekme anlayışıdır" diye konuştu.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Şimdi, pakete ilişkin ilk açıklamayı Baykal yaptığı zaman bir şey dedi. "Tüm maddeleri bıraksınlar 15. maddeyi getirsinler görüşelim.' Sonra hava değişti dediler ki " Anayasa Mahkemesi'nin, HSYK'nın ve siyasi partilerin kapatılmasına yönelik maddeler kenara koyulsun referanduma götürelim.' Bir ara "seçimin sonrasına bırakalım' dediler. Daha sonra biz yazı geldi. Yazıda bağlantılı maddeler söyleniyor. 3 ana konuda 14 maddeyi kapsıyor. Bunun hangisi samimi? Hangisi tutarlı? Biz nereden başlayacağız? Bir başkası daha var. O daha çirkin bir yaklaşım. Siz diyorsun "şunları çıkar desteklerim. Çıkarmadığınız takdirde mahkemeye götürürüm.' Burada samimiyet var mı? Bunlar kendi içinde çelişkili ifadeler. Bu safhadan sonra olacak bir şey yok. Zaten yola girilmişken geri adım atmamız kendi tutarsızlığımız olur.

-"YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN'İ KİM ATADI?"-

Biz beraber çalışalım dedik. Yazılı davet edildiler. Ona da yanıt vermediler. Yaklaşmadılar. Onların da çalışmaları var. Bunların hepsi masaya yatırıldı. Bunlar ciddi maddeler. Bu değişiklikte her siyasi parti kendini görür. Yargı burada kendini görüyor. Hepsinin göndermiş olduğu dosyalar bizde var.

Somut olarak yüksek yargını ağzından bir şey duydunuz mu? AB üyesi ülkelere baktığınız zaman parlamentonun seçmediği yüksek yargı yok. Yürütmenin müdahil olmadığı yargı yok. Geriye dönünce yüksek yargıyı parlamento atamıştı. Yekta Güngör Özden'i kim atadı. Yıllar sonra Anayasa Mahkemesi başkanlığına kadar geldi. Bunlar örnekler bunlar olmuştur. Şimdi bizde böyle bir şey şu anda HSYK'da yok. Anayasa Mahkemesi'nde ilk defa olacak. O da Sayıştay iki üyelik onlara veriliyor. Deniliyor ki üç katı yani 6 üye önerecekler. Türkiye Barolar Birliği avukatlar arasında o da 3 üye önerecek onunda bir tanesi seçilecek. Parlamentonun tek yetkisi budur. HSYK ile hiç yok. HSYK'da da düşünün Adalet Bakanı'na bile tahammülleri yok. Bundan önce Adalet Bakanı HSYK'da yok muydu, biz mi getirdik? Biz Adalet Bakanını şu anda tüm yetkilerini elinden adeta aldık yani. Mesela Teftiş Kurulu. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu devredildi. Adeta devreden çıkmış gibi bu kadar alınmış vaziyette. Sekretarya tamamen HSYK'nın içinde. 3 tane kurul oluşturuluyor, bu kurulların hiç birinde Adalet Bakanı yok. Adalet Bakanı sadece oradaki kurulların genel itibarıyla başında olacak. Böyle bir durumu var. Bütün bu yetkilerden feragat eden bir yapı. Tayinlerde, atamalarda vesairede yetki tamamen HSYK'ya burada devrediliyor. Bu kadar rahat bir zemine kavuşuyor ama buna tahammül dahi edemiyorlar. Niçin? Diyorlar ki 'kürsüden niçin 10 kişi geliyor'. Kürsü dediğiniz kim? Tüm Türkiye'deki savcılar, hakimler. Bırakalım işte onlar seçsin. Onlar seçiyor o işi gönderiyor parlamentodan değil. İtalya'da tamamını seçiyor hiçbir endişeleri bu noktada yok

Biz, nasıl kendi yargımız oluşturalım. Biz mi atama yapıyoruz? Kim seçecek hakim ve savcıları. Kimsenin tasarrufu yok."

-"GOOGLE'LARDA, YOUTUBE'LARDAN İDDİANAMELER HAZIRLAMAK HUKUK SİSTEMİNİ RENCİDE EDER"-

"Paketin oylanmasına ilişkin fire vermek gibi bir endişeniz var mı?" sorusuna Erdoğan, "330'la ilgili endişem yok. Oylamada fire beklemiyorum. Bir arkadaşımızın istifa kararı olmuştur, böyle bir karar almaması gerekirdi. Ama kabul oyu vereceğine inanıyorum" yanıtını verdi.

Erdoğan bir başka soruyu yanıtlarken, "AK Parti kapatılır mı kapatılmaz mı?' sözlerini doğru bulmuyorum. Biz hizmet aşkı ile çalışıyoruz. Google'larda, Youtube'lardan iddianameler hazırlamak hukuk sistemini rencide eder. Böyle bir şeyin olacağına ihtimal vermiyorum. İddia makamına somut veri ortaya koymak yaraşır. O makamlarda bulunanların bu tür açıklamalar yapmalarını doğru bulmuyoruz. Bu istikrara gölge düşürür. Varsa iddianızı açıklarsınız, hakim makamı da karar verir. Ama yorum yapılması doğru değil. Bunlar zorlama yorumdur. O makamlarda bulunanların böyle açıklama yapmasını doğru bilmiyorum Herkes işini bilsin. Bu ihsasi reye girer. Yargı, yürütme ve yasamanın alanın girmeyecek. Yargının da alanına yürütme ile yasama girmeyecek tabi. Bize kadar 16-17 kere değiştirilmiş. Bu kadar telaş niye? Ankara Adliyesi'nde niye oturum düzenliyor? Bunlar hiç şık değil. Farklı salonlarda, yerlerde yapabilirlerdi" şeklinde konuştu.

-"KÜRTÇE RESMİ DİL OLSUN' DERSELER O OLMAZ"-

Erdoğan "Demokratik Açılım"a ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Halkımıza haksızlık yapılmasın. Ben 73 milyonu aynı görüyorum. Bu ülkede alt kimlikte herkes var. Fakat üst kimlikte de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var" dedi.

Etnik milliyetçiliğe karşı olduklarını vurgulayan Erdoğan, milliyetçiliğin Türkiye'ye hizmet anlamına geldiğini ifade ederek, "Bunu yaptıysan gerçek milliyetçi sensin" dedi. Bölgesel, milliyetçiliği de karşı olduklarını dile getiren Erdoğan şöyle konuştu:

"Bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız. Batıyı ihya et. Fakat doğudakileri umursama. Ankara'daki Kızılay neyse, Hakkari'nin Şemdinlisi de odur benim için. Bunları başarmamız lazım. O yoldayız. Hakkari'nin merkezine hastane yaptık. Bu ayrımcılığın olmadığını gösterir. Yüksekova'ya havaalanı yapacağız. Bu adımları neden atılıyor? Şemdinli'de BDP'li belediyeler var. Bunlar onların görevi değil mi? Belediyenin yapmasız lazım bunu. Ama bunu biz yaptık. Orada yaşayan insanım var. Onlar çamurlu su içmesin su götürdük. Bunları yapmaya mecburuz. TRT Şeş'i açtık. Mardin Üniversitesi'nde Türk Edebiyatıyla ilgili bölüm açıldı. Adımlar başladı. Kürtçe ilan yapılabiliyor. Ama "Kürtçe resmi dil olsun' derseler o olmaz. Kusura bakmasınlar. Ana dilde kurslar açtık. Ohali kaldırdık. Sürekli aramalar yapılıyordu. O aramalar yok. Bunları başlattık. Bardağın dolu tarafını kimse görmüyor. İnsaf ya. Nerdeydik, nereye geldik. Yolar açıldı. Çalışıyoruz. Bunları görmeyecek misiniz?"

-"TEK VATAN DİYORUZ, BU NİYE RAHATSIZ EDİYOR?"

Bir grup PKK'lının Mahmur kapısında girişi sırasında olayın provoke edildiğini savunan Erdoğan, "İki amaç var dağa çıkışı engellemek, dağdakini indirebilmek. Mahmur ve dağ ile ilgili atılan adımdı. Gündemimizde bu yok çünkü provoke ediliyor. Allah aşkına böyle kutlama mı olur? Neyi, nasıl karşılıyorsunuz? Sayın Beşir Atalay da bizler de şok olduk. Tek millet derken, sadece Türk yok, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes var. Tek vatan diyoruz, bu niye rahatsız ediyor, etmesin. Azınlıkların sorunları diyoruz, kimse rahatsız olmasın" dedi.

Başbakan Erdoğan, Ergenekon davasına yönelik bir soruya da "Hani gecikmiş adalet adalat değildir' derler. Davanın uzamasını değil, bir an önce sonuçlanmasını istiyoruz. Gönlümüz bir an önce neticelensin, karara bağlansın istikametindedir" diye konuştu.

BAŞKANLIK SİSTEMİ GÜNDEMİMİZE GELEBİLİR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, köklü bir Anayasa değişikliğine gidilmesi halinde "Başkanlık Sistemi"nin 2011 seçimlerine girerken gündemlerine gelebileceğini ve bu konuda halkın talebinin de çok önemli olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan NTV'de, Nermin Yurteri, Oğuz Haksever, Mirgün Cabas ve Murat Akgün'ün sorularına yanıtladı.

Erdoğan, "Bugün, 2011 sonrası başkanlık sistemi ile ilgili mesajlar verdiniz. 2011'den sonra 2012'de muhtemelen cumhurbaşkanlığı seçimi olabilir. Başkanlık sistemine ne zaman geçilecek, bir anayasa değişikliğinden bahsettiniz. Sayın Cumhurbaşkanı ile bu konuyu konuştunuz mu?" sorusuna, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bu konuda herhangi bir görüşmelerinin olmadığını ifade etti.

Bu konunun yeni bir şey olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bu konu Sayın Özal döneminden beri gündeme geldi. Benim de başbakanlığımın ilk dönemlerinde yine böyle bir televizyon programında bunu gündeme getirmiştik, konuşmuştuk. O dönemde de bu konu çok tartışılmıştı" dedi.

Bu konuda halkın talebinin çok önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, "Eğer vatandaşlarımız böyle bir talepte bulunuyorsa ki yaşadığımız bazı sıkıntılardan hareketle bunu söylüyorum böyle bir adım atılabilir. Eğer cumhurbaşkanlığı seçiminde halkımızın talebini görmemiş olsaydık herhalde başarılı olamazdık ama halkımızın, "Cumhurbaşkanı'nı ben belirleyeyim' iradesinden hareketle biz olayı halkımıza götürdük ve 67,5 ile halkımız cumhurbaşkanını halkın seçmesini onayladı" diye konuştu.

Siyasi partilerin böyle düşünmediğini, onların "parlamentoda bu iş yürüsün" dediklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bunun getirisi, götürüsü nedir? diye düşünecek olursak yani biz şöyle gelişmiş ülkelere baktığımızda başkanlık sistemi olan, gerçekten istikrara çok önemli bir güç katıyor. Bunu orada görüyorsunuz ve gerçek manada bir parlamento saygınlığını da başkanlık sistemi içerisinde görüyorsunuz. Örneğin, Amerika'da bakıyorsunuz başkan bir yere ciddi manada bir parasal yardım mı yapacak, kendi limitleri bellidir zaten ama kongreden geçiyor. Savaş yardımları, Afganistan, şurası, burası oradan geçiyor. Bizde parlamentoya gelen böyle bir şey yok. Bunlar bir yerde yolsuzlukların, suiistimallerin de önünü engelleyen ciddi tedbirlerdir aslında. Öbür taraftan yürütmeyi de koruyan bir yerde sigortalardır. Niye? Kongreye gitmesi başka bir olay ama bunun bir başbakanda veya cumhurbaşkanında kalması başka bir olay. Niçin böyle olsun? Gitsin, kongre versin kararı."

-"HALKIMIZA SORARIZ"-

Köklü bir anayasa değişikliğine gidilmesi halinde 2011 seçimlerine girerken başkanlık sistemine yönelik değişikliğin gündemlerine gelebileceği mesajını veren Erdoğan, "Oturur, ve bunu halkımıza sorabiliriz. Halkımız da gerçekten o güçlü desteği bize vermesi halinde biz bunu biz bunu parlamentonun gündemine getiririz ve bunun zamanlaması nasıl olacak değerlendirmesini zaten seçim öncesi yapmış oluruz ve böyle bir süreci de çalıştırabiliriz" diye konuştu.

Erdoğan, "Yani 2011 seçimi sırasında bunu ön görerek mi kampanya yapacaksınız? Başkanlık sistemine girebilir misiniz?" sorusu üzerine, "Nihai kararı vermemiz halinde girebiliriz" yanıtını verdi.

-DÖRT DÖRTLÜK ÖZGÜRLÜK-

"Az önce sisteme ilişkin bazı ülkelerden örnekler verdiniz. Anayasa'yı değiştirirken siyasi partiler yasasını da değiştirmek gerekiyor galiba. Sözünü ettiğiniz sistemlerde milletvekillerinin vicdanlarına ve siyasi eğilimlerine göre hareket etmeleri imkanları daha fazla. Biz de daha fazla blok hareket etme alışkanlığı var" sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Burada "milletvekillerinin özgürlüğü yok' diye bir şey yok. Dört dörtlük özgürler. Kulübenin içerisine genel başkan milletvekilleriyle beraber girmiyor. Kulübeye girdiği zaman oyunu kendisi kullanıyor. Orada kimse ona "niçin şuraya, niçin buraya' demiyor. Bütün mesele milletvekillerinin kendi içinde tutarlı olması. Ben burada bir vekilim, benim aslım millettir. Dolayısıyla ben milletimin isteğine, talebine, arzusuna uygun olarak bu adımı atmalıyım demesi lazım. Böyle bir adımı atarsanız mevcut Anayasa'da sabah da söyledim, yepyeni bir anayasadan bahsederken, yepyeni anayasada yapılması gereken yepyeni, çok çok farklı değişiklikler var. Diyelim ki siyasi partiler kanunu ile alakalı olsun, seçim yasasıyla alakalı olsun tüm bunların hepsi şöyle bir gündeme gelir bunların yeniden düzenlenmesi gerekecek. Buna göre bu adımlar atılacaktır. 2007'de yaptığımız hazırlıklar çok çok farklı idi. Ne yazık ki 2008'in Mart'ı tüm hesaplarımızı alt üst etti. Eğer onu başarabilseydik şu anda attığımız adımlara hiç gerek kalmayacaktı ama o gerçekleşmediği için şu anda da ciddi bir talebin olması sebebiyle biz böyle bir mini paketi hazırlayarak görüşme taleplerinde bulunduk birçok görüşmeler oldu bu noktaya geldi. İnanıyorum ki bu safhadan sonra da eğer parlamento içinde iş neticelenirse parlamento içinde, yok referanduma gitme süreci olursa orada da milletimiz bu kararı verecektir, bizi destekleyecektir, ben buna inanıyorum." (ANKA)

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel 'Dönülmez Bir Yoldayız' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement