2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç - Son Dakika
Politika

2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e çağrıda bulunarak, "Erdoğan'ın avukatlarının mal varlıklarını araştırın.

10.12.2019 00:20  Güncelleme: 00:22

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e çağrıda bulunarak, "Erdoğan'ın avukatlarının mal varlıklarını araştırın. Milyon dolarlarını araştırın." dedi.

Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde konuştu.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarının mal varlıklarının araştırılmasını istedi.

Kılıçdaroğlu, "Milyon dolarlarını araştırın. 'Mahkemeden parayla adam kurtarmak', gerçekten yazıktır, günahtır. Hakim tayin ediyorlar. Hakimler ve Savcılar Kurulu üzerindeki en etkili kişiler onlar." diye konuştu.

Bir avukatın bir başsavcıya 'Şu kül tablasını getirir misin, sigaramın külünü dökeceğim.' dediğini ve başsavcının kül tablasını koşa koşa getirip avukatın önüne koyduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Bu mudur düzen, adalet, hak, vicdan? Biz buna isyan ediyoruz. Bu işin bir partiyle ilgisi yok, bu bir adalet sorunudur." ifadelerini kullandı.

Yargıda çok ciddi bozulmalar olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Nasıl oluyor da bir partinin il veya ilçe yönetiminde görev alan, partiye kayıtlı avukat, hakim tayin ediliyor? Onlarca örneği var. İsimleri de saymak isterim ama sırf yargıya saygı duyduğum için buradan isimleri sayamıyorum. Yargı organını çürütüyorsunuz. Bunlar doğru değil." değerlendirmelerinde bulundu.

Anayasa'ya göre kimsenin hakim ve savcılara talimat veremeyeceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, daha önce kamuoyuyla paylaştığı bir broşürde "Tahliye konusunda Hakimler ve Savcılar Kurulu'yla mutlaka istişarede bulunduktan sonra karar verin." ifadelerinin yazdığını hatırlatarak, "Ne demek bu? Hani kimse hakime talimat veremezdi? Bu, onlarca yüzlerce hakime, savcıya dağıtıldı. Size de gelmiş olması lazım, sizin de görmüş olmanız gerekiyor. Buna en başta Adalet Bakanı'nın, Hakimler ve Savcılar Kurulunun karşı çıkması lazım ama onlar 'Biz bunu şu amaçla çıkardık.' Hangi amaçla çıkartırsan çıkar, 'Tahliye konusunda bana danışmadan karar verme.' diyorsun. Bu, Anayasa'ya aykırı." şeklinde konuştu.

"Hukuk güvenliği yok"

"Hakim hakimlikten değil siyasetten güç alıyorsa bu en büyük tehlikedir." diyen Kılıçdaroğlu, hakimin, gücünü evrensel hukuktan almak zorunda olduğuna dikkati çekti.

Kılıçdaroğlu, "Hakim gücünü siyasi otoriten alıyorsa orada ciddi sorunumuz vardır. Ben çok sık kullanırım, sizler de çok sık kızarsınız; Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur diye. Çünkü hukuk güvenliği yok. Hukuk güvenliği olmak zorundadır. Can ve mal güvenliğini sağlayan, yargının bağımsızlığıdır. Yargı bağımsız değilse hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur." ifadelerini kullandı.

Barış Bildirisi imzalayan 486 akademisyenin, kanun hükmünde kararnameyle üniversitelerden atıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Daha sonra Anayasa Mahkemesine gidildi. Mahkeme 'Bu, ifade özgürlüğüdür.' dedi ve hepsi beraat etti. Şimdi yürütme organı bunları görevlerine iade etmiyor, 'Ben yargı kararını uygulamam.' diyor? Niçin? O zaman bu mahkemenin işlevi ne, niye bu kararı verdi? Hepimizin üzerinde oturup düşünmesi lazım." şeklinde konuştu.

"Milletin oyuna darbe vurulamaz"

Kayyum uygulamalarına değinen Kılıçdaroğlu, "Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz vicdan taşıyorsak, demokrasiden yanaysak, milletin iradesine saygı gösteriyorsak, 'Demokrasi hepimizin ortak savunduğu bir alandır.' diyorsak milletin oyuna darbe vurulamaz." dedi.

"Atamayla gelen birini, seçimle gelen birinin görevden aldığını" söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Siz, 'Atanmışların vesayetinden kurtulmamız lazım.' demiyor muydunuz? Nasıl oluyor da seçimle gelen, milletin oyunu alan bir belediye başkanı, atanmışların iradesiyle görevden alınıyor ve oraya atanmış biri getiriliyor? Millet sandığa niye gitti, oy kullandı? Kızıyoruz, 'Bu, falan partiden.' Hangi partiden olursa olsun, buna yasama organı olarak ortak isyan etmemiz lazım, 'Bu yanlıştır.' dememiz lazım. Yargı kararı olur eyvallah. Ortada yargı kararı yok, tam tersine yargı 'Seçime girebilirsin.' diyor. Buna itiraz ediyoruz. Bu yanlıştır."

"ABD ve Rusya karlı çıktı"

Kılıçdaroğlu, ekonomide bir kriz yaşandığını ve bunun aşılmasına yönelik CHP olarak 13 maddelik bir metin hazırladıklarını anımsatarak, bu maddeleri sıraladı.

Türkiye'nin dış politikasını değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, AK Parti milletvekillerine yönelik "Allah aşkına şu soruyu vicdanlarınıza sorun; Suriye politikasında kim kazandı? İki devlet karlı çıktı, ABD ve Rusya. Biz 3 milyon 600 bin Suriyeli getirdik. Süleyman Şah Türbesini kaçırdık. Üstelik karşımızda bir ordu da yok. İŞID teröründen kaztık. Bir devlet kendi toprağını terk eder mi? Kendi toprağımızdan kaçıyoruz, bunu da kahramanlık olarak satıyoruz. Allah akıl fikir versin." diye konuştu.

Türkiye'nin bölgesini barış havzasına dönüştürebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, bölgedeki ülkelerin, egemen güçlerin oyununa gelerek bölgeyi kan havuzuna çevirdiklerini savundu.

Krize yönelik çözüm önerilerini açıkladığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelik olarak "Kılıçdaroğlu, şimdi de döviz baronlarıyla birlikte hareket ediyorsun." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Pes. Kim döviz baronlarıyla hareket ediyor? Ben Türkiye'nin çıkarlarını savunuyorum. Ben, 'Dolarla verdiğin ihaleleri, garantileri Türk lirasına çevir.' diyorum." ifadelerini kullandı.

"Hangi vicdan Allah aşkına?"

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası verilerine göre, asgari ücretin altında ücret alan 2 milyon 136 bin kişi bin liranın altında emekli aylığı alan dul ve yetim 847 bin 643 kişinin, kişi başına aylık geliri 673 liranın altında ise 8 milyon 647 bin 283 kişi bulunduğunu söyledi.

İki bin liranın altında emekli aylığı alan 6 milyon 850 bin, bin liranın altında emekli aylığı alanın bulunmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, emeklilere yapılan zamlardan düşük emekli aylığı alanların yararlanamadığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, devletin borç batağında olduğunu ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2002-2019 döneminde yabancılara ödenen faiz 173 milyar 55 milyon dolar. Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları Londra'daki bir avuç tefeciye faiz ödedi. Sizin vicdanınız kabul ediyor mu? Benim vicdanım kabul etmiyor. Faiz ödemelerini çıkardım. 2019'un başından şimdiye kadar bir saniyede Türkiye Cumhuriyeti devleti bir saniyede 596 dolar faiz ödüyor. Türk lirası karşılığı 3 bin 362 lira. Bir ayda ödenen faiz 1 milyar 545 milyon 209 bin 370 dolar, Türk lirasıyla 8 milyar 700 milyon lira. Paralar nereye gidiyor?"

Türkiye'yi 17 yıldır yöneten yürütme organının 2 trilyon dolarlık vergi topladığını, 70 milyar dolarlık özelleştirme yaptığını, 500 milyar dolarlık borçlandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Paralar nereye gitti?" sorusunu yöneltti.

Zafer Havaalanı'nın garanti edilen yolcu sayısının yüzde 4'ünü karşıladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Yüzde 96'sına garanti ödeniyor. 26 milyon 691 bin 626 avro ödeniyor. Kimin parası kimin için ödeniyor. Siz bunu sormayacaksınız da Allah aşkına kim soracak? Siz bu hesabı nasıl yaptınız diye sormayacaksınız da kim soracak? Akşam eve gideceksiniz ve yatacaksınız. Bu fakir fukaradan toplanan parayla bu 26 milyon 691 bin 626 avroyu nasıl veriyorsunuz diye sormayacak mısınız? Garanti süresi 29 yıl 11 ay sürüyor. Hangi vicdan Allah aşkına? Siz buna isyan etmeyeceksiniz de neye isyan edeceksiniz? Buna itiraz etmeyeceksiniz de neye edeceksiniz?" sözlerini sarf etti.

"Londra'da danışmanlık yapan firmanın internet sitesinden öğrendik"

Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın köprü, yol veya hastane yaptırabileceğini ancak bunların maliyetine ilişkin sorularına yanıt alamadıklarını söyledi.

Şehir hastanelerinin maliyetini Londra'da danışmanlık yapan bir firmanın internet sitesinden öğrendiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Sonra Cumhurbaşkanlığından bir rapor verildi, rakamlar bire bir tutuyor. Ben bilmiyorum, siz de bilmiyorsunuz. Bana söylenmiyor, size de söylenmiyor ama İngilizler biliyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şehir hastanelerinin inşası için "Kendi cebimizden para vermiyoruz." ifadesini kullandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan'ın cebinden para ödenrmiyor, milletin cebinden para ödeniyor. 2018'de 6 milyar 200 milyon, 2019'da 9 milyar 700 milyon, 2020'de 18 milyar 900 milyon lira, 10 milyarı şehir hastanelerinin. Benim vergimi veriyorsun? 'Kaça malet ettin?' diye soruyorum. Gizli. Niye gizli? Faturayı ne kadar şişirirsen devleti o kadar kazıklarsın. Yap-İşlet-Devret modeli budur. Eski bir maliyeci olarak söylüyorum." ifadelerini kullandı.

İktidarın gidici olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Yerine halkçı, yetimin hakkını koruyan bir iktidar gelecek. Herkese hesap vermeyi namuslu görev kabul eden bir iktidar gelecek. İktidar olduğumuzda Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Komisyonun başına muhalefetten biri gelecek." sözlerini sarf etti.

Şehir hastanelerine yönelik sözleşmede ihtilaf halinde Londra mahkemelerinin yetkili kılındığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Niçin? (Bunlar giderse bizim çıkarlarımız ne olacak?) Bunlar gidecek. Ben bu ülkede 82 milyonun çıkarını korumayı namuslu bir görev olarak görüyorum." dedi.

"Çözüm aile sigortası"

Kemal Kılıçdaroğlu, emeklilikte yaşa takılanların, daha fazla çalışıp daha fazla pirim ödediklerinde daha az emekli aylığı aldığını vurgulayarak, Türkiye'de sosyal güvenlik sorununu "aile sigortası" ile çözüme kavuşturabileceğini kaydetti.

"Sosyete damat" olarak nitelendirdiği Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın bu yıl 2,5 milyon yeni istihdamın hayata geçirileceğine yönelik açıklama yaptığını ancak işsizliğin arttığını belirten Kılıçdaroğlu, "İstihdamı arttırmak için 10 paket açıkladı, işsizlik arttı. '2019'da 2,5 milyon kişiye istihdam yaratıyoruz' dedi. İşsiz sayısı oldu 8 milyon. Sosyete damat bu işi bilmez. O paket açıklayacağına, sizden istirhamım, o beyefendiyi paketleyin, bakanlıktan alın." şeklinde konuştu.

Türkiye'deki işsizlik oranından yasamanın değil yürütmenin sorumlu olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bunun hesabının sorulmasıyla ancak Türkiye'nin gerçek anlamda demokrasiyi tadacağını vurguladı.

Kılıçdaroğlu, İnönü Üniversitesi Fizik bölümünden mezunu, çöpten kağıt toplayan bir kişi ile iş başvurusu için sıra bekleyen insanların bulunduğu fotoğrafları göstererek, "Yürütme organı bunları görmüyor. Beyler sarayda yaşıyor. Sarayda hiçbir sorun yok." dedi.

İşsizlik kuyruklarının arttığını savunan Kılıçdaroğlu, "(Bu yürütme organına güvenin) diyorsunuz. Bu yürütme organı milletin parasını koruyamayan bir organdır." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Man Adası iddialarını tekrarlayarak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek tazminatına mahkum olduğunu ancak tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmaya devam edeceğini ifade etti.

Türkiye'de her adımda vergiler ödenirken, Man Adasından getirildiğini iddia ettiği 15 milyon dolar için vergi ödenmediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Tazminata mahkum edeceklermiş. Etmezlerse namerttirler. Sonuna kadar savunacağım." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit olanların yakınları ve gaziler için toplanan paraların akıbetini araştırdığını belirterek, bağışlanan paralarının sahiplerine dağıtılmadığını ve 310 milyon lira için 2016-2019 yılları arasında 28 bin 735 lira faiz geliri elde edildiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Faiz yüzde 1 mi? Şehidin sırtından geçinmek ne oluyor? Bunu önce sizin sormanız lazım, sormuyorsunuz." dedi.

"Kurşun askerler değil, yol arkadaşları"

Sataşmadan söz alan AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, Kılıçdaroğlu'nun, 80 küsur dakikanın 40 dakikasını doğrudan doğruya Cumhurbaşkanına eleştiriye ayırdığını, kalan kısmında da eleştirilerini dolaylı olarak sürdürdüğünü söyledi.

"Gönül isterdi ki bütçeyi konuşurken doğrudan doğruya bütçeye ilişkin değerlendirmeleri dinleyebilseydik." diyen Bostancı, "siyasetin malum dili çerçevesinde yürüyebilecek polemiklerin zikredilmesini biraz garipsediklerini" belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanı olduğunu belirten Bostancı, "Kendisinin kamusal işlerine ilişkin eleştiriler yapmak Sayın Genel Başkanın tabii ki hakkıdır. Bu yalnızca CHP'lilerin değil, herkesin hakkıdır ancak 'sosyete damat' sözü kesinlikle uygun olmamıştır. Buna itiraz ediyoruz." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, Meclisin iradesine ilişkin söylediği teorik sözlere kesinlikle katıldıklarını dile getiren Bostancı, şöyle konuştu:

"Burada herhalde bütün siyasi partiler, Meclisin iradesinin önemi konusunda ortak bir kanaate sahipler fakat bütçe görüşmeleri sırasında Sayın Cumhurbaşkanının gelip bütçeyi sunmamasına ilişkin gerekçeyi ifade ederken 'Benim kurşun askerlerim var, benim TBMM'ye gelmeme gerek yok.' şeklindeki değerlendirmeyi çok tuhaf bulduğumuzu ifade etmek isterim. Buradaki milletvekilleri, millet tarafından seçilmişlerdir ve Sayın Cumhurbaşkanının 'kurşun askerleri' değil, yol arkadaşlarıdır.

Eminim ki Sayın Cumhurbaşkanı bütçeye gelebilir, 1 Ekim'de açılışa gelebilir ama programının yoğunluğu dolayısıyla muhakkak gelemiyor. Burada kıymetli grup başkanvekilleri ve arkadaşlar görevlerini ifa ediyorlar. Doğrusu buradaki arkadaşları, hiç Sayın Genel Başkanın kurşun askerleri olarak görmedik, milletin seçtiği vekiller olarak gördük, o çerçevede baktık. Başka türlü bakmak da bizim aklımıza gelmez."

Cumhurbaşkanının tarafsızlığı meselesinin çok konuşulduğunu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, "Anayasa Mahkemesi üyelerinin partili Cumhurbaşkanı tarafından atandığını" ifade ettiğini hatırlatan Bostancı, "Aynı Anayasa Mahkemesi üyeleri yani Sayın Cumhurbaşkanının da atadığı üyeler, akademisyenlerin bildirisine ilişkin farklı bir karar aldılar. Yüksek mahkemelere atanan insanların kimliğinin muhakkak o müktesebata uygun şekilde oluştuğunu ve o insanların özerk iradesi olduğunu asla unutmamak gerekiyor." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektuba ilişkin eleştirilerine değinen Bostancı, "Türkiye'nin onuru, Trump'a o mektubu iade ederken bir metre mesafeden Washington'da yüzüne bakarak o iadenin yapılmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, bunu yapmıştır." diye konuştu.

"Meclisi, devletin memuru bilgilendirmek durumunda kaldı"

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, "Bugün burada Hazine ve Maliye Bakanı değil, milleti temsil eden biri değil maalesef devletin memuru rejim değişikliğinin sonucunda Meclisi bilgilendirmek durumunda kaldı. Sayın Genel Başkan bunu eleştirmeseydi de neyi eleştirseydi?" dedi.

Özkoç, şunları kaydetti:

"Bugün ya AK Parti'nin genel başkanısınızdır ya da Cumhurbaşkanısınızdır. Cumhurbaşkanıysanız, cumhurun başında milletin cumhurbaşkanlığını yapın. Sayın Genel Başkan bunu söylemeyecekti de neyi söyleyecekti? AK Parti içinde bu ülkenin yetiştirdiği, okuttuğu, devlete ve millete faydası olması içtenlikle istenen çok yetişmiş insan varken 82 milyon arasında damadını getiriyor da mali işlerin başına koyuyorsan Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı bunu söyler, eleştirir, hakkıdır da. Bunu kimse reddedemez."

(Bitti)

2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç
Kaynak: AA

Son Dakika Politika 2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda - CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement