AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Milletimize gidip bizim hakkımızda konuşmaktan korkanlar, çekinenler; bizimle problemli ne kadar başkent varsa oraya gidip, onlarla iş birliği yapmaktan hiç çekinmiyorlar" dedi.
Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 7 Haziran akşamı verdiği sözü bir kez daha tekrarlamak istediğini belirten Davutoğlu, "Bundan sonra AK Parti siyasetin içindeyken, hiç kimse kaos, kriz beklentisi içinde olmasın, biz buna izin vermedik, vermeyiz. 258 milletvekiliyle, çelik gibi bir grupla ama 258 milletvekiliyle tek parti iktidarı olma şansını kaybettiğimiz günlerde göstermediğimiz zaafı, 317 milletvekiliyle güçlü bir çoğunluğa sahipken hiçbir şekilde göstermeyiz. Milletimiz müsterih olsun. Her türlü kriz, kaos planına karşı dimdik duran AK Parti var, AK Parti dimdik durdukça milletimizin kaderi de inşallah hep hayırlı yolda ilerleyecektir" diye konuştu.
Davutoğlu, 2002 yılında yüzde 10,8 olan genel devlet açığının milli gelire oranını yüzde 1 seviyelerine gerilettiklerine işaret etti.
Keşke bu kürsüden yaptığım çağrıya Anamuhalefet partisi olumlu çağrı verseydi de kalıcı bütçeyi bu ay içinde çıkarsaydık, ocaktan itibaren reform görüşmelerine başlasaydık" diyen Davutoğlu, muhalefetin buna izin vermediğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, "Küçük, kısır, siyasi hesaplar yaptılar. Olsun, biz sabırlıyız. İnşallah ocak ayı içinde kalıcı 2016 bütçesini yapacağız. Genel devlet bütçesini inşallah dengede kapatmayı hedefliyoruz. O bütçe açıkları dönemi geride kaldı. Hem vaatlerimizi gerçekleştireceğiz hem de bütçe dengesi konusunda hiçbir zaaf göstermeyeceğiz. AK Parti kadroları iki seçim arasında iş dünyasına ve millete güven verebilmiş, ekonomiyi siyasi istikrarsızlığa ve popülizme kurban etmemiştir. 2006 yılı ise inşallah çok daha iyi bir yıl olacak" ifadelerini kullandı.
Geçen hafta partisinin gençlik kolları kongresini yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"AK Parti olarak bizim en dinamik, en genç kadrolarında bile yenilenmeyi hakim kılan anlayışımız var. AK Parti kurulduğu günden itibaren siyaseti gençleştiren bir partidir. AK Parti'de hizmet bir yarıştır ve bu yarış hiç bitmez. Türkiye'nin, AK Parti hükümetleriyle yakaladığı dinamizmin ve art arda gerçekleştirdiği atılımların arkasında da bu sır vardır. Seçimleri kazandık, hiçbir rehavet içine girmedik. Büyük bir coşkuyla kadın ve gençlik kolları kongrelerimizi yaptık. Diğer partiler iç çekişmelerle, 'kurultay yapar mıyız, yapamaz mıyız' tartışmaları içine girmişken, AK Parti planladığı her şeyi, millet için de kendi için de vakti geldiğinde yapıyor.
Geçtiğimiz pazar günü, Ankara'da gerçek bir demokrasi şöleni vermiş olan gençlerimize teşekkür ediyorum. Soğukta binlerce gencimiz salonun dışında bizi bekliyordu. Hepsi geleceğe aşkla, ümitle, sevdayla bakıyordu. Hepsinin gözlerinden öpüyor, AK Parti grubu adına yeni gençlik kolları yönetimine de hayırlı hizmetler diliyorum. AK Parti siyasetinde dinamizmin kaynağı gençliktir. AK Parti iktidarlarında en büyük yatırım gençliğe ve geleceğin Türkiye'sine yapıldığı içindir ki başarı çıtası hep yükselmiştir. Son 14 yılda büyük adımlar attık. Bu adımların her defasında hedefine ulaşması, bu hareketin gençliğe yaslanmasındadır, bu hareketin gençlikten güç ve enerji almasındadır. Bu anlamda, AK Parti siyasetinin asli taşıyıcı unsuru gençliğimizdir. Gençlik bizim gelecek davamızdır, geleceğe emniyet ve güven içinde, dava sahibi, fikir sahibi, dert sahibi gençlerimizle birlikte yürüyeceğiz. Davamız hukuk ve adalet davasıdır, davamız demokrasi ve özgürlük davasıdır, davamız bütün insanların hukukunun korunması davasıdır, davamız milletimizin bütün farklı unsurlarını kardeş kılma davasıdır, davamız Türkiye'yi kalkındırma Türkiye'nin geleceğini inşa etme davasıdır. Türkiye'nin hak ettiği seviyeleri yakalaması için yapacaklarımız henüz bitmedi. 1 Kasım'da halkımızdan aldığımız emanetin hakkını inşallah yeni dönemde yapacaklarımızla vereceğiz."
"Kimseyi yok saymayız, dışlamayız, ötekileştirmeyiz"
Başbakan Davutoğlu, her vesileyle muhalefet partileriyle diyalogdan yana tutum sergilemeye çabaladıklarını ama benzer tavrı, anlayışı, medeni ve olgun siyaseti onlardan göremediklerini vurgulayarak, "Durum o kadar şirazesinden çıkmak üzere ki artık siyasetin içinde aynı dilden konuştuğumuz bile şüpheli hal aldı" dedi.
64. Hükümet olarak Meclisten güvenoyu aldıkları gün vatandaşların huzuru için muhalefete çağrı yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, yapıcı eleştirilerini, önerilerini dikkate alacaklarını ve görüşlerinden yararlanacaklarını, tüm muhalefet partileriyle görüşme kanallarını açık tutacaklarını ifade ettiklerini söyledi.
Davutoğlu, bugün de bu söylediklerinin arkasında olduğunu dile getirerek, "Kapımız, ülkesinin menfaatini, vatandaşın huzurunu gözeten, şer odaklarına fırsat vermemek için mücadele eden herkese, siyasi görüşü ne olursa olsun açıktır. Biz önce vatandaşımızın sonra da vatandaşlarımızı temsil eden tüm siyasi partilerin bizden beklentilerini dikkate alırız, kimseyi yok saymayız, dışlamayız, ötekileştirmeyiz. Özellikle de coğrafyamızın sıkıntılar yaşadığı şu günlerde birlik içinde, Türkiye'nin her zaman gösterdiği o birlik ve beraberliği sergilemek durumundayız" dedi.
" (Kurşunlu Camii havadan bombalandı) diye iddia ortaya atabiliyor"
Başbakan Davutoğlu, milletvekilleri olarak, hükümet-muhalefet demeden ülke için el ele, omuz omuza verilmesi gerektiğine işaret etti. Ancak muhalefet kanadında, yadırgadıkları, siyasi ahlaka aykırı anlayışla karşı karşıya bulunduklarını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bu Mecliste siyaset yapan tüm partilerin hükümetimizi eleştirme hakkı tabii ki vardır. Bu, demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Ancak bizi şikayet edecekleri tek merci milletimizdir. Maalesef, muhalefet saflarında uluslararası basına ülkesi aleyhine demeç verenler, ülke ülke gezip Türkiye'yi şikayet edenler var. Milletimize gidip bizim hakkımızda konuşmaktan korkanlar, çekinenler; bizimle problemli ne kadar başkent varsa oraya gidip, onlarla işbirliği yapmaktan hiç çekinmiyorlar. Fırsatını yakaladığı her ortamda, yalanlar ve iftiralarla ülkesini karalayanlar, halkın zihnini bulandırmaya çalışanlar var. Bu ülkenin insanlarından oy almış, vekalet almış ve bu ülkenin değerlerini korumak üzerine yemin etmiş siyasetçilere bu tavırlar yakışmıyor.
Bu arada teröre destek verenlerin yalanları, iftiraları da bitmek bilmiyor. Bunların eş başkanlarından birisi çıkıyor, 'Diyarbakır Sur'da Kurşunlu Camii havadan bombalandı' diye bir iddia ortaya atabiliyor. Modern çağdayız, bir cami eğer havadan bombalanmış olsa, Allah muhafaza, Türk Silahlı Kuvvetleri en büyük emanet olarak bu ülkedeki ve dünyada her yerdeki camileri koruyacak mekan olarak görür. Hiç unutmadığım bir hatıramdır: Kosova müdahalesi esnasında, Kosova'daki kardeşlerime zulmeden Sırp çetelerine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri müdahale yaparken, daha sonra Kosova'da o müdahaleyi izleyen Kosovalı kardeşlerimden dinlemiştim. Bu Sırp çeteler yığınaklarını sırf korunsun diye camilerin kenarlarına yapıyorlar ki bombalanmasın. Türk savaş uçakları gelir, caminin hemen yanında bile olsa camiye zerre zarar vermeden o çetelerinin yerlerini imha ederler. O zaman Kosovalı kardeşlerimiz şunu der, İşte Mehmetçik, adını Hz. Peygamber'den alan bir ordunun neferleri camiye bomba gönderir mi? Mehmetçiğin birinci ve öncelikli vazifesi Türkiye ve Türkiye dışında kutsal mekanlarımızı korumaktır."
"Al bayrağımızın kutsiyetini korumaya devam edeceğiz"
"Bir kahraman kadınımızdan size bahsetmek isterim, Şırnak Kadın Kolları başkanımız Hatice hanım" diyen Davutoğlu, iki gün önce Hatice hanımın arabasını yaktıklarını ve ailesine saldırdıklarını söyledi.
Davutoğlu, gece, kadın kolları başkanını aradığını, "Hatice hanım yanınızdayız, sizinle beraberiz" dediğini belirterek, "O yiğit kardeşimiz, yiğit Kürt kadını dedi ki (bunlar ne yaparsa yapsın Sayın Başbakanım, bilin ki biz Şırnak'ta da Türkiye'de de her yerde de vatanımızın birliğini, al bayrağımızın kutsiyetini korumaya devam edeceğiz.)" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Mesele, bu terör destekçisi partinin eş başkanlarının, grup başkanvekillerinin dillerinde. Şimdi de bunlar herhalde yarın Moskova'ya gidecekler. Türkiye özgür bir ülke, herkes istediği yere, istediği şekilde gidebilir, istediği devletle görüşebilir, bunda hiç bir sıkıntımız yok. Ama neden iki ay önce, neden bir sene önce gitmediler? Neden, bu milletin hava sahasını ihlal ettikleri için kriz yaşadığımız bir ülkeye, tam da böyle bir zamanda gidiyorlar? Bunlar, milletle beraber hareket etmektense Türkiye ile kimin derdi varsa, onlarla işbirliği yapmayı kendilerine ahlak edinmişler. Bir grup başkanvekili de açıkça çıkıp hendekleri savunuyor, yüzü kızarmadan, 'vatandaş hendeklerle kendisini saldırılardan korumaya çalışıyor' diyebiliyor. Seçmenden aldığı oya ihanet eden bir yapı var karşımızda, millete ihanet ederek."
"Bu rezil yalan için CHP parti yönetimi parmağını bile kıpırdatmadı"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde HDP'ye oy veren vatandaşlara seslenmek istediğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siz 93 harbinin acılarıyla o toprakları savunanların torunlarısınız, siz Sarıkamış'ta saf saf bu topraklar için şehadete yürüyenlerin torunlarısınız, siz Van'dan Sarıkamış'a doğru yürüyen 120 yiğit gencin çocuklarısınız. Lütfen, bir muhasebe yapınız ve bu milletin kaderini olumsuz yönde etkileyecek her türlü çaba içinde olan merkezlerle nasıl işbirliği içinde olduklarını görün. Bunların derdi, doğu ve güneydoğudaki vatandaşlarımızın hakları, hukukları değil, bunların derdi Türkiye'nin birliğiyle, beraberliğiyle, dirliğiyle. Eminim onlara en büyük dersi de cezayı da Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki Kürt kardeşlerimiz verecektir.
Maalesef yalan konusunda muhalefetin büyüğü de küçüğü de aynı noktada. CHP'li bir milletvekili de Sarin gazı iftirasını ortaya attı. Sayın Kılıçdaroğlu bu söz üzerine gazetecilere ne dedi? 'CHP'li bir milletvekili Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti veya Türkiye Cumhuriyeti hakkında (sarin gazı sattı veya ihraç etti) iddiasında bulunduysa, diyeceğiz ki (kusura bakma senin partide işin yok)' dedi. Bunu Sayın Kılıçdaroğlu dediğinde ümitlenmiştik ama işte görüyorsunuz, kaç gün geçti, bu rezil yalan için parti yönetimi parmağını bile kıpırdatmadı. Muhalefet tarafından insafsızca ortaya atılan onlarca yalanı milletimiz görüyor, milletimiz her şeyin farkında. Biz işimize gücümüze bakacağız, enerjimizi bunlara harcamayacağız. Yine aynı milletvekilinin bir başka ülkeyi kastederek, 'o ülke Türkiye ile savaşırsa o ülkenin yanında yer alırız' dediğine de şahit oldular. İşte Anamuhalefet partisinin de terörle iş birliği yapanların da zihniyeti bu. Kimin Türkiye ile problemi varsa onlar, onlarla dost. Biz ise sadece ve sadece milletle dost olduk, milletin bağrından çıktık, milletle beraber yürüdük, milletle beraber geleceğe adım atacağız inşallah."
Başbakan Davutoğlu, "Şırnak seninle gurur duyuyor" sloganı atan partililere, "Biz de Şırnak'la gurur duyuyoruz. TBMM'den Şırnak'a selamlarımızı iletiyoruz" cevabını verdi. "Kahrolsun terör, yaşasın kardeşlik" sloganı atan partililere de Davutoğlu, "Kardeşlik bu topraklarda ebediyen var olacak" karşılığını verdi.
Bir partilinin CHP İzmir İl Kongresini kastederek, "Pazar günü birbirlerini yediler" diye bağırması üzerine ise Davutoğlu, "Daha çok yiyecekler" dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?