FORUMDA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Parti teşkilatıyla buluşmasının ardından Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde düzenlenen Orta Anadolu Ekonomi Formu'nun kapanış konuşmasını yaptı.
Forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, bundan 100 yıl önce Sivas Kongresi'nde bir araya gelen heyetin ülkenin ekonomik özgürlüğünü de hayal ettiğini belirterek, "Kapitülasyonların kaldırılması, devlet eliyle sanayileşme başlatılması, gerçek bir milli iktisat hamlesine ne yazık ki dönüştürülemedi. Hem özel sektörün desteklendiği hem büyük yatırımların yapıldığı karma ekonomi bizi istediğimiz yere taşıyamadı. Darbeler, cuntalar, koalisyonlar üzerine güçlü bir şekilde eğilmemize engel oldu. İç düşmanlar adeta Türkiye'nin sıçramasına, gelişmesine engel oluyorlardı. Türkiye'yi sürekli kendi iç meseleleri ile boğuşarak enerjisini kendi içinde tüketmesi için uğraştılar. Ülkemize çok ağır, siyasi, ekonomik ve insanı bedelleri olan bu sürecin Cumhuriyetimin ilk yıllarındaki hamlesi dışında 3 önemli istinası vardır. Birincisi Demokrat Parti'nin ve onun şehit lideri Adnan Menderes'in başlattığı büyük siyasi ve ekonomik dönüşümdür. Türkiye bu dönemde sadece özgürlükler değil aynı zamanda büyük kalkınma heyecanı ile tanıştı. Sonu dar ağacında biten mücadelenin ardından bu hamlenin önüne geçenler maalesef içimizden çıktı. İkinci büyük çıkış rahmetli Turgut Özal'ın başbakanlığı ile yaşanmıştır. Özal, Türkiye'yi yeni ekonomik modellere hazırlamak için çok büyük gayret sarf etmiştir. Maalesef onun siyasi ve insani ömrü de bu hamleyi tamamlamaya yetmemiştir. Tabi çok farklı bir ölüm. Üzerinde çok şaibelerin olduğu bir ölüm. İçeriden dışarıdan soru işaretlerinin çok olduğu bir ölüm. Allah rahmet eylesin. Türkiye üçüncü kalkınma hamlesini AK Parti ile yaşamıştır. Yaklaşık 17 yıldır devam eden bu süreç elbette dikensiz gül bahçesi gibi sorunsuz, sıkıntısız geçmemiştir. Her ne olursa olsun Türkiye'nin ekonomide ve demokraside belirlediği hedeflere yürüme iradesi hamdolsun kırılamamıştır. Göreve başladığımızdan itibaren kişi başına mille gelir 3 bin 400 dolardan 11 bin dolara tırmandığı dönemi yaşadık. İhracatımızın 36 milyar dolar olduğu dönemden 170 milyara çıktık. Bunlar bu dönemin sıçrayışıdır" dedi.
'ALTERNATİFLERİ ÇOĞALTACAĞIZ'
Savunma sanayisinde Türkiye'nin daha önce yerli ve milli olarak ihtiyacının yüzde 20'sini karşılarken bugün yüzde 70'lere ulaştığını aktaran Erdoğan, "Bunu karşılarken ihracatımız 2,5 milyar dolara ulaşmış vaziyette. Dün elini açan bir orduya sahiptik fakat şimdi hem kendimiz üretiyoruz. İthalatımız yok değil, var ama şimdi göğsümüzü gere gere bazı adımları atıyoruz. En son S-400 konusunda gelişmeleri takip ediyorsunuz. Alternatifleri çoğaltan ve dünya ile masada oturan ve sadece tekdüze değil, kimden daha uygun şartlarda alabilirim anlayışını geliştiren ülke konumuna geldik. Biz şu ana kadar ABD ile masada otururken şimdi Rusya ile oturuyoruz. Belki yarın Çin'le de oturacağız. Alternatifleri çoğaltacağız. Bir de sadece pazar değil ortak üretime girmek suretiyle bizim bu ülkelerle adım atmamız şart. Bu noktada ilk sürdüğümüz şart ortak her zaman ortak üretim yapabilecek miyiz. Eğer ortak üretim yapamayacaksak o zaman kusura bakmayın. Biz yıllarca pazar olduk, onlar ise tüccar ve üretici oldu. Şimdi bu noktada oturup konuştuğumuzda istenen noktaya geldiler" diye konuştu.
Altyapıda da Cumhuriyet tarihinde görülmemiş adımlar attıklarını belirten Erdoğan, "Bizim sadece karayollarında bölünmüş yol 6 bin 100 km idi, şu anda bizim 27 bin kilometre bölünmüş yollar, otoyol vs. Bakın nereden nereye geldi. 79 senede 6 bin 100 km bölünmüş yol ama 17 senede buna ilave edilen 20 bin kilometrenin üzerinde yol. Yüksek hızlı tren. Türkiye'de yoktu. Ama şimdi yüksek hızlı trenimiz var. İnşallah Ramazan'da Sivas'a yüksek hızlı tren geliyor. Bu adımlar atılırken, bu işte muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak lafla olmuyor, icraatla oluyor" ifadelerini kullandı.
'ABD'DEN DE PATRIOT İSTEDİK'
İtalyanlarla birlikte ATAK helikopterlerini yaptıklarını anlatan Erdoğan şöyle devam etti:
"Türkiye'de bunu üretiyoruz. Şu anda Silahlı Kuvvetlerimizin ATAK helikopterlerimizden ne kadar gururla bahsettiklerini ben biliyorum. Savunma Bakanımız da burada. Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var. Bir tane, iki tane değil. Ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın, ben bunu kabul etmiyorum. Şu anda dünyada gelişmiş ülkeler içerisinde neredeyse nükleer başlıklı füzesi olmayan ülke yok. Hepsinde var. Hatta isim vermeyeceğim bir tanesi şu anda Cumhurbaşkanı değil, ziyarete gittiğimde, bana dedi ki, benim elimde 750 kadar nükleer başlık var. Ama Rusya'nın ABD'nin elinde 12, 15 bin füze var diyor, 'ben de yapacağım' diyor. Hale bakın. Onlar nerede, neyin yarışını yapıyor ama bize de ne diyorlar sakın ha sen yapma. Bir de yanı başımızda İsrail var. Tüm her şeyiyle onunla korkutuyor. Biz şu anda çalışmamızı yürütüyoruz. Bir S-400 olayı oldu. Kıyamet kopardılar. Almayacaksın dediler. Niye almayacağız. S-400 nedir? Savunma sistemi. Taarruz değil. Yani bize savunma sistemini bile almayı engelliyorlar. Aldık. İnşallah Nisan'da tamamen bitiyor. Ben Sayın Trump'a şunu da söyledim. 'Sende bize Patriot'u ver, senden de Patriot alalım' dedim. 'Doğru mu söylüyorsun' dedi, 'evet' dedim doğru söylüyorum. Ama 'şartlar aynı olacak' dedim. Rusya ile hangi şartlarda aldıysak senle de aynı şartlarda olursa alırız. Şimdi 5 gün önceydi telefon görüşmemiz, Birleşmiş Milletler'de tekrar bir araya geleceğiz ve bu konuları tekrar görüşeceğiz. Çünkü alternatifiniz olmadığı zaman belinizi kırarlar. Bu işin lamı cimi yok. Onun için çok çalışacağız. Hem mali noktada güçlü olacağız, hem de bütün bu alt yapıları oluşturacağız."
'AKILLI BOMBAMIZI ÜRETTİK'
Başbakanlığımın ilk yıllarında insansız hava aracı konusunda ABD'den talepte bulunduklarını ancak sınırlı destek alabildiklerini anlatan Erdoğan şöyle devam etti:
"Bakın şimdi kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Şimdi biz insansız hava aracı üretiyoruz. Silahlısını da üretiyoruz. Şimdi onun da bir üst kademesini, şöyle bir iki ay içerisinde inşallah onu da üretiyoruz. Şimdi onun daha da ilerisi havada kalabilen, hamdolsun insansız hava araçlarını benim vatandaşım üretti. Üretmekle de kalmayıp ihracatına da başladılar. Melese bu. Sayın Obama'dan akıllı bomba istiyoruz. Terörle mücadele ediyoruz ya. Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de, Beslerderesi'nde bu mücadeleyi verirken ihtiyaç var. F-16'lar hep bunu kullanacak. Vermiyorlar ve vermediler. Bir kongre sonu 'bu işi çözmeye çalışalım' denildi. Obama'nın ömrü yetmedi o gitti, Sayın Trump'tan da bir şey çıkmadı. Ama bu arada akıllı bombayı biz yaptık. Şu anda bizim akıllı bombamız var ve kendimiz üretiyoruz. Bunlar durup dururken olmadı. Azmedeceksin, kararlı olacaksın, güçlü ekonomi, güçlü devletle bunu yakalayacaksın."
'GÜÇLENME SÜRECİMİZ ARTARAK DEVAM EDECEK'
AK Parti döneminde bu büyük ekonomi hamlesinin zirve noktası 2013-2014 yılları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi:
"Bu dönemde büyümede yüzde 11'lere kadar varan oranlara ulaştık. Milli gelirimiz 950 milyar dolarlara kadar çıktı. İnşaattan otomotive, ihracattan turizme, döviz rezervlerinden kamu borçları ve faizlerine ve enflasyona kadar her alanda gerçekten çok güzel bir tabloyla karşı karşıyaydık. Göreve geldiğimizde IMF'ye borcumuz 23,5 milyar dolardı. 2013 Mayıs ayında IMF'ye olan borcumuzu sıfırladık. IMF'ye borcumuz yok. 27,5 milyar dolar Merkez Bankamızın döviz rezervi vardı. Hamdolsun şimdi orda da 100 milyar doları yine aynı şekilde aştık. Başbakanlığım dönemimde bir ara 136 milyar dolara kadar döviz rezervimizi çıkarmıştık ama yine onu yakalayacağız. Tabi benim faize alerjim var. Yüksek faize karşıyım. Bunda iyi bir noktaya gelmiştik. Çünkü biz faizi yüzde 63'te almıştık ve 4,2'ye kadar düştük. O zaman enflasyonda 7,6'ydı. Maalesef bu Gezi Olayları ve benzeri olaylarla beraber dışarıdan çok ciddi bir çelme takıldı ve biz bu sıkıntıyı yaşadık. Tabi bütün bunlarla beraber şu anda yeniden faizde düşüş başladı. Faizdeki düşüşle birlikte enflasyondaki düşüş biliyorsunuz son olarak 15,1'e kadar düştü. Şimdi politika faizi daha da düşecek. Ben buna inanıyorum. Çünkü yeni Merkez Bankası yönetimi bu konuda bu anlayışı ortaya koydu. Bununla kalmayacak faiz doğru orantılı olması hasebiyle enflasyonu da aşağıya doğru etkileyecektir. Bütün bunlarla beraber bizim güçlenme sürecimiz de artarak devam edecektir. Bu konudaki adımlar Türkiye'nin 2020 yılını çok çok iyi karşıladığının alametidir. Bizler şu anda finans yönetiminde çok daha başarılı bir ülke konumundayız. Finans yönetimindeki bu başarı bizi ekonomide çok daha güçlü bir hale getirmektedir. Üç şeyi çok önemserim. Bunlardan birisi insan yönetimi, birisi bilgi yönetimi, biriside finans yönetimidir. Bu üç şeyi başardığınız zaman başarı gelir. Şu an bu adımlar üzerindeki çalışmalarımız kararlı bir şekilde devam ediyor. Yani 'olmaz böyle şey' denilen birçok şeyi yaptık. Sadece bir İstanbul'da düşünün biz 3'üncü köprüyü yaptık, onu engellemeye çalıştılar. Kimlerin engellemeye çalışacağını anlayın benim söylememe gerek yok. Oralarda gösteriler yaptılar. Marmaray'ı yaparken yine engellemeye çalıştılar. Boğazın altından Marmaray'ı yaptık. Avrasya Tüneli'ni yaptık aynı şeyleri yaptılar. Şu anda Asya ve Avrupa yakasını birbirine bağlayan 3'üncü boğaz köprüsü, Marmaray ve Avrasya Tüneli. Bunlar İstanbul'umuzun şuan da en büyük zenginlikleridir. İstanbul- İzmir arasını yaptık. 426 kilometre olan böyle bir yolu yaptık. Üzerinde Osmangazi Köprüsü gibi köprüler, birçok tüneller yaptık. Şu anda ben artık hız meraklısı olanların verdiği saatleri konuşmuyorum ama nereden bakarsanız bakın İstanbul-İzmir arası 3 saat veya 3 saat 15 dakikaya inmiş vaziyettedir. Bunun kıymetini bilenler de var bilmeyenler de var bu önemli değil. 'At denize, balık bilmezse halik bilir' biz böyle bakıyoruz."
'HEDEF 2023'TE EN BÜYÜK 10 EKONOMİ ARASINDA OLMAK'
Şehir hastanelerinin devrim niteliğinde olduğunu ifade eden Erdoğan, "Dünyada bizim bu şehir hastanelerimizin limitinde hastane yoktur. Şimdi hedefimiz oralardaki doktor kadrolarımızı daha da artırmak ve böylece şehir hastanelerimizde halkımızın oradaki tedavilerinin oradaki verdiği güven ve devlete olan bağlılığını şüphesiz ki artırmaya başladık. Güvenlikte, yargıda, enerjide, sporda. Dün akşam basketbolda 1 sayı farkla Amerika'ya yenildik. O da Amerika seyahati öncesi bizi birazcık üzdü. Ama belli olmaz. Savunmada, çalışma hayatında, sosyal güvenlikte, şehircilikte, çevrede, tarımda, uluslararası ilişkilerde yepyeni bir dönemin perdeleri aralanıyor. Ülkemizi 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tabi hiçbir akılcı ve tutarlı temeli olmayan hadiselerle karşılaşmaya başladık. Üç beş ağaç bahanesiyle ülkemizin büyük şehirlerinin ana caddelerini meydanlarını işgal eden kaos peşinde koşan bir kesim çıktı ortaya. Bu süreci önce belki gerçekten çevreci hassasiyetle başlatılmış bir girişim diye bakarak suhuletle karşıladık. Sonra gerçek niyeti görünce devlet olmanın gereğini yerine getirip milletimizin de desteği ile sokakları bu vandallardan temizledik. Ardından 17-25 Aralıkta FETÖ ihanet çetesinin emniyet ve yargı teşkilatları içerisindeki mensupları aracılığıyla yürüttüğü ilk darbe girişimine maruz kaldık. Bu kumpasın amacının şahsım başta olmak üzere siyasetten ekonomiye kadar bu ülkeye faydalı işler yapan kim varsa, herkesin kollarına kelepçe takıp hükümete el koymak olduğunu gördük. Milletimizle birlikte gereken tedbiri hemen alıp bu hain teşebbüsü akamete uğrattık. Aynı şekilde son 6 yıldır. Her seçimi bir devri sabık, bir intikam, bir örtülü darbe, bir eskiye dönüş vesilesi haline getirme kampanyaları yürütüldü. Hatta 15 Temmuz gibi tarihimizin en büyük ihanetine rağmen bu yöndeki çabalardan vazgeçilmedi. Darbecileri aklamak, darbe girişimini sıradan hale getirmek, ülkemize yapılan ihaneti örtmek, milletimizin kahramanlığını görmezden gelmek için akla hayale sığmayacak yollara başvuruldu. Sınırlarımıza kadar dayanan terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadeleyi önemsizleştirmek için her türlü yol denendi. Bölücü terör örgütünün güdümündeki siyasi oluşumlarla kapalı kapılar ardında ittifaklar kuruldu. Ne yaşanırsa yaşansın bu bölücü terör örgütünde bayrak var mı? Ezan var mı? Vatan var mı? Böyle bir şey yok. Ama bunlarla el ele, dirsek dirseğe ülkemizi bölme parçalama gayreti içerisine girildi. Bunu da hukuk adına yaptılar. Hukuk devleti sınırları içerisinde yürüten adalet dairesinden asla ayrılmayan Türkiye'nin onurlu duruşu dahi tenkit konusu yapıldı. Bu süreçte kim nereye savrulursa savrulsun. Hamdolsun milletimiz darbeciler karşısında da, ekonomik tetikçiler karşısında da sapasağlam durmuştur. Milletimizin dirayetli ve kararlı duruşu sayesinde nice senaryolar yırtılıp atılmış, nice tuzaklar bozulmuş, nice hesaplar boşa çıkmıştır" dedi.
'2020 BÜYÜME HEDEFİ YÜZDE 5'
Yaklaşık 1 yıl önce bu dönemde kur, faiz ve enflasyon üçgeninde yine bir saldırıya maruz kaldıklarını anlatan Erdoğan, "Öncelikle sistemin içerisinde böyle bir sorunla karşılamamıza sebep olan açıkları kapattık. Ardından da ekonomiyi yeniden önce dengeye getirecek, akabinde de yeniden 2023 hedeflerimize odaklayacak bir programı devreye soktuk. Döviz kurunun nispeten stabil hale gelmesi faizlerdeki düşüş, enflasyondaki gerileme, ihracattaki ve turizmdeki, hele hele bugün malum ihracattaki açıklamalarda yapıldı. Gayet iyi bir konumdayız. Turizmde hamdolsun ciddi manada turist akışı var. Bu yıl herhalde 52 milyonu bulacağız. Tabi bu rakam Cumhuriyet tarihimizin en büyük rakamıdır. 52 milyon turist ülkemize gelecek. Artık parasını veren turist geliyor. Bu konuda da şu anda Rusya birinci, Almanya ikinci sırada. Artık Çin'den de turist akışı başladı. Bunlar önemli adımlar. Enflasyonda 10 puanlık düşüş olurken, faizlerde 8 puan, konut kredilerinde 13 puan, ihtiyaç kredilerinde 10 puan gerileme yaşandı. Bu yılın ikinci çeyreğinde, ilk çeyreğe göre yüzde 1,2 oranında büyüme oranı yaşadık. 2020 yılı için büyüme oranı veriyorum. Büyüme oranını inşallah yüzde 5 olarak belirledik. İkinci yarıda çok daha büyüme oranları bekliyoruz ve bu 2020'nin alt yapısını oluşturacak. İhracatta artış devam ederken ithalatı, 17 yıldır ilk defa cari fazla veren dengeler seviyesine kavuştuk. 117,2 milyar ihracatımız ile rekor kırarken, ithalatı karşılama oranı yüzde 85,6'yı buldu. Bu çok önemli. Böylece ekonominin en büyük sorunu olarak gösterilen cari açık meselesini çözme konusunda önemli mesafe kat etmiş olduk" diye konuştu.
Yaşanan her tecrübenin, Türkiye'nin önünde kurulan tuzakların karşı taraf açısından maliyetini yükselttiğini ve başarı şansını azalttığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye ekonomisi dinamik yapısı, küresel sisteme entegrasyon gücü ile önümüzdeki dönemin en gözde ekonomisi haline gelmiştir. Bundan sonra ülkemize yönelik hamle niyetini taşıyanlar en az 100 kez düşünmek ve ondan sonra adım atmak zorunda kalacak. Türkiye olarak ekonomide geldiğimiz yer önemli. Ama hala gerçek potansiyelimize ulaşamadığımız da bir gerçek. Uzunca bir süredir dünyanın üretim treni olan bölgeler hızla cazip olmaktan çıkıyor. İşçilikten, ham maddeye, siyasi ve ekonomik güvene kadar pek çok hususta Asya ile ilgili kafalar karışık. Bu durum, Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere önemli geçit merkezlerinin hemen dibindeki Türkiye'ye dünyanın üretim üstleri arasında ön sıralara çıkma fırsatı veriyor. Hem kendi firmalarımızın hem de küresel sermaye kuruluşlarını bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz. Özellikle ileri teknoloji noktasında Türkiye, adımlarını atmıştır, atmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Politika › Erdoğan: sivas kongresi kararları, dünyaya haykırılan bağımsızlık manifestosudur (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?