AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, hükümet kurma çalışmalarına ilişkin şunları söyledi: "Ülkemizin her tarafında bizim için esas olan, demokratikleşme, milli birlik ve kardeşlik, eşit vatandaşlık, Eskişehir'de kamu düzeni ne ise Ağrı ve Hakkari'de de aynı kamu düzenini ortaya koyabilmektir."
Soylu, silah ve demokrasinin yan yana olamayacağını söyledi.
AK Parti Ağrı İl Başkanlığında partililerle yaptığı toplantıda konuşan Soylu, Sayın Genel Başkanımız ve Başbakanımızın oluşturduğu gerek hukuk komisyonları, bunun yanı sıra ekonomik komisyonu ve ardından siyasi söylem komisyonu ile birlikte bu sürecin yetkili kurullarla birlikte nasıl olabileceği konusunda aldıkları bilgileri harmanlayarak bir değerlendirme ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti.
Soylu, Türkiye 7 Haziran seçimlerine girerken her siyasi partinin kendi adına iddialarıyla karşılaştıklarını belirterek "Ama birde ortada bir cari durum söz konusu. Bunlardan bir tanesi Türkiye'nin üç temel açığı vardı. Ak Parti 13 yıldan beri bu 3 temel açığı giderebilmek için büyük bir gayret ortaya koydu ve bu 3 temel açığı giderdi" dedi.
Türkiye'nin 3 temel açıklarından birinin ekonomi açığı olduğunu söyleyen Soylu, şöyle konuştu: "Türkiye özellikle 2002 yılı öncesi ciddi ekonomik açıkları ile karşı karşıya kalan bir ülke konumundaydı. IMF'ye olan borcumuzdan Türkiye'nin faizlerinin enflasyonunun, Türkiye'nin açıklarının çok yüksek olduğu noktadan tutunda emekli maaşlarını dahi nemalarından konut edindirme yardımlarından, eğitime katkı payından, deprem vergisinden ödeyen bir Türkiye tablosu ile karşı karşıyaydı. Oysa bugün etrafımızda Yunanistan'ın batmış olmasına rağmen, etrafımızda Ukrayna, Gürcistan, Suriye, Irak, Libya, Mısır ve bir taraftan Rusya kimi ekonomik krizlerle kimi de siyasi krizlerle etrafımızdaki ülkelerde bir istikrarsızlık olmasına rağmen Türkiye 130 milyar dolar civarında Merkez Bankasındaki rezerve ile birlikte ayakları üzerinde duran, bir çok siyasi krize rağmen Gezi olaylarına, 17-25 Aralık darbelerine, 6-7 Ekim olaylarına bir çok kaos ortamına sokulmasına rağmen şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki 13 yıldır siyasal çizgisini çok iyi ortaya koyduğu için ne yapacağına ne yaptığına ne yapması gerektiğini çok iyi ortaya koyduğu için Türkiye etrafımızdaki ülkeler bunlardan etkilenmesine rağmen ayakları üzerinden sağlam bir şekilde durmuştur."
Türkiye'de altyapı açıklarını kapattığına değinen Soylu, "Şuanda bir havalimanına indik. Ağrı'da yaptığımız hizmetleri, Türkiye'nin her yerine yaptığımız hizmetleri, Güneydoğu'da, Ege'de, Karadeniz'de, Akdeniz ve İç Anadolu'da yaptığımız hizmetleri bölünmüş yollarından hastane ve üniversitelerine kadar, Türkiye'nin dünyadaki gelişmiş ülkelere rekabet edebilmesi için ihtiyaç duyduğu barajlarına kadar alt yapı yatırım açıklarını kapatmaya yönelik hamle. Bunu da gerçekleştirdik" diye konuştu.
Türkiye'nin 3'üncü açığının demokrasi açığı olduğunu ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokrasi açığı maalesef 28 Şubat'ın, 12 Eylül 1980 darbesinin ve 1982 anayasasının içerisinde oldu. Maalesef bu ülkemizde insanların kendilerini ifade etmelerinin önündeki engel olarak nitelendirilen herkesi yaftalıyan, herkesi ötekileştirmeye çalışan bir demokrasi açığıydı. Türkiye son 13 yılda nasıl ekonomik açıklarını ve alt yapı açıklarındaki kapatmasının maharetini ortaya koymuş ise demokrasi açıklarının kapatılmasına da çok büyük mesafe almıştır. Yani dindar ben dindarım demekten ürkmemekte ve korkmamaktadır. 28 Şubat süreci ile onun öncesi ve sonrası süreç ile bugünü kıyaslarsanız bu söylediğimin çok büyük bir anlam ifade ettiğini altına zannederim hepimiz imza atarız. Bu ülkede çocukları 15 yaşına kadar Kur'an-ı Kerim eğitiminden yoksun bir millet olarak yönetiliyordu. Bu ülkede sadece kıyafetlerinden dolayı insanlarımızın çocuklarımızın ve kızlarımızın üniversitelere giremediği, hastanelerde çalışamadığı ve avukatlık yapamadığı bir tablo içerisindeydik. Ülkede insanlar kendi dillerini kullanmaktan yoksundu. Kendilerini ifade etmekten yoksundular. 13 yıldır büyük adımlar ortaya atıldı."
Bizim dün yürüdüğümüz ve ortaya attığımız çizgiden hiçbir zaman pişman olmadıklarını dile getiren Soylu, "Çözüm sürecinde dün ne söylüyorsak, bu ülke için ne kadar önemli olduğunu iddia ediyor ve ortaya koyuyorsak bugünde o sürecin hem ülkemize olan faydalarını hem milletimizin birliğine, beraberliğine ve kardeşliğine olan faydalarını bugün yok görmeyiz. Çizgimiz aynen devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
Çizgilerinin bir takım esaslar üzerine olduğunu kaydeden Soylu, sözlerine şöyle devam etti: "Her ne kadar bizi çözüm süreci üzerinden yargılamaya çalışanlar varsa da adım atmayıp da bizi bu konuda yargılamaya çalışanlar, adım atmış gibi gözüküp bizi yargılamaya çalışanlar, çözüm sürecinin aslında neyi ifade ettiğini bilmeden yargılamaya çalışanlar varsa da onlara Ağrı'dan çok net bir mesaj vermek istiyorum. AK Parti 13 yıldır attığı bütün adımları ülkemizin gelişmesi, demokratikleşmesi, zenginleşmesi ve ülkemizdeki kardeşlik hukukunun nihai olması için atmıştır. Çünkü yıllarca bizim eksikliklerimizin üzerinden bizim ortaya koydukları aslında bizim avantajlarımız olan fakat birde ihtilaf gibi yansıtılan konular üzerinde bizi yöneltmişlerdir."
AK Parti, Tayyip Erdoğan ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bütün bunların üzerinden Türkiye'nin kendi adına yol haritasını çizdiğini anlatan Soylu, "Ne yapsaydık yani? Analar ağlamaya devam mı etseydi. İnsanlar kendilerini ifade etmekten yoksun mu kalsalardı. Biz doğrusunu yaptık. Bilin ki doğrusunu yapmaya kararlılığımızı, azmimizi ve irademizi nasıl dün ortaya koymuşsak bugünden sonra da aynı politikalar ile aynı felsefelerle devam ettireceğiz" dedi.
Soylu, şunları kaydetti: "Çözüm sürecini yalanlarıyla, bir takım dolandırıcılık ifade eden terminolojileri ile ifsat etmeye karıştırmaya fesatlandırmaya çalışanlara müsaade etmeyiz. Milletimizin bu anlayışı en iyi şekilde değerlendirmesi gerekir. Kobani yalanları üzerinden bizi yargılamaya çalışanlar. Neymiş biz IŞİD ile birlikte olmuşuz. Kimin sözcülüğünü yapıyorsun? Bu ülkede bu medeniyetin topraklarında oturanlar ne bir terör örgütü ile birlikte olurlar ne de kendi milletimize hasmane bir şekilde davrananlarla birlikte beraber olur. Ama bu yalanlarla burada etnik milliyetçiliği üzerinden sadece kendi siyasi geleceklerini gemlemeye çalışanlar milletimizin 13 yıldır ortaya koymuş olduğu demokratikleşme çizgisine ve hassasiyetine maalesef hıyanet etmişlerdir. Bu çok net ve açıktır."
Silah ve demokrasinin yan yana olamayacağını vurgulayan Soylu, "Bizim attığımız adımları silahla demokrasinin yan yana olamayacağını bile bile ifsat etmeye çalıştılar. Tehditle, şantajla, baskıyla ve etnikçilikle çok net söylüyorum yan yana olunabilir mi? Bu ülkenin birliği ve beraberliğine zenginleşmesine ve ayakları üzerinde durmasına bir fayda sağlar mı?" ifadelerini kullandı.
Terör örgütünün baskısını net bir şekilde herkesin hissettiğini belirten Soylu, şunları söyledi: "Hepiniz seçim çalışmaları içerisinde bulundunuz. Devlet bir tek kişiye şuraya oy kullanacaksın diye silahla güvenlik kuvvetleri ile bir tek baskı ortaya koydu mu? Kimse söyleyemez. Ama terör örgütünün baskısını herkes net bir şekilde hissetmiştir. Böyle bir tablo ile açık ve net olarak ortada kaldığımız bilinmelidir. Bizim milletin vermiş olduğu yüzde 41'e itirazımız hiçbir gün olmadı. Biz milli iradenin ortaya koymuş olduğu tecelliyi anında kabul ettik. Bundan sonra ne yapmaya çalışacağımıza baktık. Ortada yeni bir durum var. Hem Türkiye'nin geleceğini yarına taşımak açısından yeni bir durum var hemde içinde olduğumuz meselenin çözümü açısından yeni bir durum var. AK Parti reel ve gerçekçi bir partidir."
Soylu, "Biz çözüm sürecini, Türkiye'nin demokratikleşme sürecini, tek başına iktidar olduğumuz süre içerisinde hemde herkesin söylemlerine bunu bozmak istemesine rağmen, HDP, PKK, Aydın Doğan, cemaat ve paralel yapının iç içe geçebileceğini birbirini destekleyebileceğini daha önce farklı kulvarlarda bulunanların çözüm sürecini baltalamak için ellerinden gelenleri ardına koymayanların, bugün bir arada olmasını ve onların bir arada olmalarının kendi mideleri nasıl kaldırdığını herhalde hepiniz benim kadar merak ediyorsunuzdur" dedi.
Tek başına iktidar elde etme meclis sayısına sahip olmadıklarını ifade eden Soylu, şöyle konuştu: "Bizim 258 milletvekilimiz var yüzde 41 oyumuz var. Dün çözüm sürecinde aldığımız riski ve yürüttüğümüz anlayışı bugün tek başına yürütebilme kabiliyetine sahip değiliz. Ülkemizin her tarafında bizim için esas olan, demokratikleşme, milli birlik ve kardeşlik, eşit vatandaşlık, Eskişehir'de kamu düzeni ne ise Ağrı ve Hakkari'de de 785 bin kilometrekarenin her santimetrekaresinde de aynı kamu düzenini ortaya koyabilmektir. Biz bu esaslardan vazgeçmiş değiliz. Ancak bizim bu esaslarımızı devam ettirebilmemiz için en azından devlette hükümette devam ettirebilmemiz için tek başına iktidar olmamız esastı. Şimdi eğer koalisyon olacak, hükümet kurulacaksa bunu bir ortakla birlikte yapma zaruriyeti ortadadır. Çözüm sürecinin muhatapları olan vatandaşlarımızın bizi tam anlamıyla çözüm sürecinin devamı konusunda bizimle ilgili bir irade eksikliklerinden kaynaklanan 258 milletvekili sayısı ile karşı karşıyayız. Yapmamız gereken tabii ki Türkiye'nin yarına yönelik bir anlayışı gerçekleştirmektir."
AK Parti'nin elde ettiği bu sonucun AK Partisiz bir Türkiye olamayacağının en önemli delillerinden biri olduğunu dile getiren Soylu, "Bizim üzerimize düşen daha fazla çalışmak, gayret göstermek ve daha fazla mücadele etmektir. Bizim amacımız alabildiğine hürriyetle, zenginlikle ve özgürlükle milletimizi buluşturmaktır. Kör ideolojileri ile beraber bugüne kadar topraklarımıza ve milletimize hiçbir hizmet yapmamış olanlara asla aldanılmaması gerektiğini paylaşmak istiyorum" diye konuştu. - AĞRI
Son Dakika › Politika › Süleyman Soylu Ağrı'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?