Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Verdiğiniz her kuruş, her kaynak faize, dönüşü olmayan bir yere değil, ekonomiye, büyümeye, refaha, Türkiye Cumhuriyeti'nin 2023 hedeflerine konan bir tuğladır" dedi.
Yıldırım, işletme hakkı 36 yıllığına Limak Holding'e devredilen İskenderun Limanı'ndaki incelemelerinin ardından yaptığı konuşmada, aralık ayı sonunda devri yapılan limanda önemli ölçüde hareketlilik yaşandığını, özel sektörle kamu arasındaki farkın net olarak görüldüğünü ve karar süreçlerinin ne kadar fark ettiğinin anlaşıldığını ifade etti.
Kamuda yatırımların kolay olmadığını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Önce teklif edeceksin, sonra proje hazırlayacak, sonra Maliye Bakanlığı'nın kapısını çalacaksınız. Bütün işler yolunda giderse yatırım kararını alacaksınız. Özel sektör böyle yapmıyor. Hemen kararını alıyor. Hesabını, kitabını yapıyor ve yol alıyor. Zaman da bir maliyettir. Hatta günümüzde zaman paranın önüne geçmiştir. Hani 'vakit nakittir' derler ya hakikaten de küresel ortamda, dünyada rekabetin bu kadar amansız bir şekilde devam ettiğini düşünürsek artık işini en iyi yapan değil, en hızlı ve en rekabetçi şekilde yapanların kazanacağı, ayakta kalacağı bir dönemi yaşıyoruz. O yüzden de İskenderun Limanı'nın fevkalade bir arka planı var. Demiryolu bağlantıları var. Süratle kapasite artırımları devreye girdiğinde burası körfezin en önemli ana limanı olabilir."
Yıldırım, bölgenin sadece sanayi tesisleriyle değil, arka planda görülen Amanos Dağları, yeşili, tarım arazileriyle Türkiye'nin cennet köşelerinden biri olduğuna değinerek, İskenderun Limanı'nın, 600'ün üzerinde vatandaşa iş ve AŞ kapısı olduğunu ifade etti.
Bunun, ülkenin işgücüne yeni bir katkı anlamı taşıdığını anlatan Yıldırım, ulaştırma ve iletişimin tek başına ticaret gibi düşünülemeyeceğini, bu sektörün ülkelerin büyümesi, ticaretlerinin gelişmesi, ürettikleri, sattıkları, satın aldıkları ürünlerin taşınması için bir lokomotif sektör olduğunu dile getirdi.
-"Elinizi korkak alıştırmayın, verin"-
Yıldırım, son 9 yılda Türkiye'nin büyümesine bakıldığında ortalama yüzde 6'ya yakın bir oranın görüldüğünü anımsatarak, şöyle devam etti:
"Bir de ulaştırma alanındaki büyümeye baktığımız zaman yüzde 10'un üzerinde. Türkiye'nin genel büyümesi yüzde 6, ulaştırma sektörünün büyümesi yüzde 10. Yani Türkiye'nin büyümesini engelleyen, paçasından tutup aşağı çeken değil büyümesini yukarı çekmeye çalışan bir sektörden bahsediyoruz. Ulaştırma sektörüne yatırılan her kuruş misli misline ülke ekonomisine, büyümesine yeni bir kaynak olarak geliyor. Son 9 yılda iletişimde de çok büyük gelişmeler yaşadık. Türkiye'nin her tarafı iletişim otoyollarıyla döşendi. Artık yatırım yapmak için Ankara'nın batısını, sahilleri seçmeye gerek yok. Her yerde hava ulaşımımız var. Bölünmüş yollarımız var ve iletişimimiz her noktaya, ülkenin her bölgesine erişilebilir durumda. İletişimde de ciddi anlamda bir ucuzlama söz konusu. Yüksek vergilere rağmen. Yani ulaştırma, bölünmüş yollar bir yandan Türkiye'nin büyümesine katkı sağlarken iletişimdeki ucuzlamalar da Türkiye'nin enflasyonunun daha aşağıda seyretmesine katkı sağlıyor. Gördüğünüz gibi katkılarımız aldıklarımızdan çok daha fazla. Dolayısıyla sayın Maliye Bakanımız, her zaman veren el alan elden üstündür. Onun için verdiğiniz her kuruş, her kaynak faize, dönüşü olmayan bir yere değil, ekonomiye, büyümeye, refaha, Türkiye Cumhuriyeti'nin 2023 hedeflerine konan bir tuğladır. Onun için cömert olun, elinizi korkak alıştırmayın, verin. Fazlasıyla döner."
-"Yollar ekonominin hayat damarları gibidir"-
Yeni işyerlerinin, yolların etrafında yapıldığına işaret eden Yıldırım,
"Siz hiç yolu olmayan yerde fabrika kurulduğunu gördünüz mü, hastane kurulduğunu gördünüz mü- Yolu olamayan bir limanın olduğunu gördünüz mü- Yollar ekonominin hayat damarları gibidir. İnsanda atardamar, toplardamar neyse yollar da aynıdır" dedi.
Yıldırım, bu açıdan milletin yolunu açmaya devam edeceklerini, "yol açan bir iktidar" olacaklarını vurgulayarak, "Yolları tıkayan bir iktidar olmayacağız. İşte bunun için 15 bin kilometre bölünmüş yolu 9 yılda ülkemize kazandırdık. Havayolunu halkın yolu yaptık. Türkiye'yi hızlı trenle tanıştırdık. İnsanımızın yarım asırlık hızlı tren rüyasını gerçeğe dönüştürdük. Daha yapmamız gereken yollar, demiryolları, havayolları var. Ülkede bunu yapacak güçlü bir iktidar da var, istikrar da var, güven de var" diye konuştu.
Yıldırım, Doğu Akdeniz Bölgesi'nin öneminin gittikçe arttığını bildirerek, komşu ülke Suriye'de yaşanan sıkıntılar dolayısıyla kara taşımacılığında çeşitli sorunlarla karşılaşıldığını ve bunun hem bu bölgeyi hem de deniz yolunu daha önemli hale getirdiğini kaydetti.
Gaziantep, Kilis ve Hatay'ın deniz ile Amanoslar arasında sıkışıp kaldığını ve insanların ne yapacaklarını kendisine sorduğunu anlatan Yıldırım, "Yapacak iş basit, buraya bir tünel yaparak yolumuzu açıp gideceğiz. Biliyorsunuz iki vadi arasında her zaman bir belen vardır, ama her beleni de bir delen olur elbet" diye konuştu.
Amanos Dağlarına tünel yapımı ile ilgili çalışmalar yürüttüklerine dikkati çeken Yıldırım, "Çalışmalar tamamlandığında konuyu tekrar değerlendirip ondan sonra adımımızı atacağız. Bu bizim gündemimizde olan bir konu, çalışmalar devam etmektedir. Buna sadece İskenderun'un değil dağın öbür tarafının, Gaziantep'in, Kilis'in, Doğu ve Güneydoğu'daki birçok vilayetin ihtiyacı vardır" dedi.
-"Elle tutulur liman sayısı çok az"-
Türkiye'nin denizcilikte son 9 yılda önemli mesafeler aldığına dikkati çeken Yıldırım, şöyle dedi:
"Bugün yaşanan krizlere rağmen dünyanın deniz ticaret filosunu oluşturan 30 ülkesinin 15'incisi Türkiye. 2000 yılında toplam dış ticaretimizin sadece 60 milyarı deniz yoluyla taşınıyordu. Şu anda 197 milyar dolarlık kısmı deniz yoluyla taşınır hale geldi ve bu oran daha da artacak. Denizciliğe yaptığımız destek artarak devam edecek. Ülkemizde küçük tesisleri saymazsak 500 civarında kıyı tesisi var. Bunlardan 182 tanesi liman gibi işlem görüyor ama liman değil. Maalesef Türkiye'nin bu arada da bir yapısal sorunu olduğunu ifade etmek zorundayız. Elle tutulur liman sayısı çok az. Yapılan birer parmak iskele, daha sonra liman gibi faaliyet göstermeye başlamış.
Bunların her birisinin arkasına yol ve diğer tesisleri yapacaksınız, bu da hem maliyetleri yükseltiyor hem de rekabeti azaltıyor. Ne kadar çok elleçleme bir limanda yapılırsa o liman o kadar gelişmeye müsaittir. Bütün bunlara rağmen son 9 yılda yük taşımalarımızda deniz yoluyla yüzde 90 artış, konteynerlemede yüzde 160 büyüme yaptık. Yani gelecek konteynerde. Artık yük taşımaları kapıdan kapıya oluyor. Bunun için de lojistik merkezler, yeni modern taşımacılığın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Türkiye genelinde demiryollarının uzandığı 17 noktada lojistik merkez yapımına süratle devam ediyoruz. Bu anlamda sadece demiryolunu değil bütün altyapıyı ilgilendiren lojistik master projesi çalışmalarını da başlattık."
Yıldırım, İskenderun Limanı'nın 5-6 yıl içerisinde körfezin en büyük ve en fazla yük elleçleyen limanları arasındaki yerini alacağını belirterek, limanın altyapısının, arka sahasının ve ulaşım imkanlarının buna müsait olduğunu söyledi.
Limanın, kara ve demiryoluyla ulaşılabilen nadir limanlardan biri olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Siz üretmeye devam edin. Üretebildiğiniz kadar üretin. Taşıyacak yollar bizden, üretmesi sizden, refah da halkın olacaktır" ifadelerini kullandı.
-Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir-
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir ise işletme hakkı devri ihalesini 372 milyon dolarlık teklifle kazandıkları İskenderun Limanı'nın, Türkiye'nin en büyük limanlarından biri olacağını belirtti.
Özdemir, limanın doğal coğrafi yapısı gereği Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Hatay, Osmaniye Adana, Kayseri, Sivas, Malatya, Elazığ, Diyarbakır illeri başta olmak üzere Türkiye'nin Doğu Akdeniz, Güney ve Doğu Anadolu havzasında bulunan sanayi ve ticaret merkezlerine hizmet için en uygun konumda bulunduğunu söyledi.
Holdingin en önemli projelerinden olan İskenderun Limanı'nın Irak ve Suriye gibi komşularla transit ticaret için önemli aktarma noktasında olduğunu ifade eden Özdemir, şöyle devam etti:
"Limanda,ilk etapta 1,3 milyon TEU'luk konteyner yatırımı yapacağız. İlerleyen aşamalarda 3 milyon TEU'ya ulaşacağız. Bir yandan da demiryolları düzenlemeleri ve modern depolama hizmetleri için gerekli projelendirme çalışmalarını sürdürüyoruz. 5 yıl içerisinde İskenderun Limanına 250 milyon dolarlık yatırım yapacağız. İlk etap yatırımları sonucu doğrudan 250, dolaylı bin kişi çalışacak. İlerideki aşamalarda bu rakam, doğrudan bin, dolaylı da 4 bin kişinin istihdamı olarak artacak. İskenderun Limanı, Türkiye'nin en büyük limanlarından biri olacak."
Limanın bir kısmını konteyner limanı haline getireceklerini vurgulayan Özdemir, bu konuda yatırımlara başladıklarını belirtti.
Proje için 6 büyük bankadan toplam 425 milyon dolarlık kredi temin ettiklerini belirten Özdemir, kredinin toplam vadesinin 13,5 yıl, geri ödemesiz dönemin ise 4 yıl olacağını kaydetti.
İncelemede Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Kilis Valisi Yusuf Odabaş, Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş, bölge milletvekilleri, İskenderun Kaymakamı Ali İhsan Su, Belediye Başkanı Yusuf Civelek, kurum müdürleri ve iş adamları da hazır bulundu.
Yıldırım ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin, daha sonra AK Parti İskenderun İlçe Teşkilatınca düzenlenen Siyaset Akademisinin açılışına katılmak üzere limandan ayrıldı.
(Bitti)
- HATAY
Son Dakika › Yerel › Bakanlardan İskenderun Limanı'nda İnceleme - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?