TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "1915'te Ermeni çetecilerin eline silahı tutuşturanlar, on binlerce vatan evladının masum kanını akıtılmasını teşvik ve tahrik edenler, her türlü desteği sağlayanlar ile günümüzde ülkemizi kana bulayan binlerce vatandaşımızın kanını akıtıp, yüreğimizi dağlayan teröristlere silah veren, eğiten, teşvik eden her türlü desteği veren aynı adrestir, aynı çevrelerdir" dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ulus'taki Birinci Meclis'te tören düzenlendi. Törene, TBMM Başkanı Çiçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kuvvet komutanları, AK Parti, CHP ve MHP milletvekilleri katıldı.
Tören, Birinci Meclis'te ilk konuşmayı yapan Sinop Mebusu Şerif Bey'in konuşmasının seslendirilmesi, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. TBMM Başkanı Çiçek, törende yaptığı konuşmada, 23 Nisan 1920'nin Türkiye'nin tarihinde bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.
Çiçek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde 27 Aralık 1919'da Ankara'ya ulaşan Heyet-i Temsili üyelerinin dört aylık bir hazırlık döneminin ardından Hacı Bayram Cami'sinde kılınan cuma namazından sonra "tam istiklal tam hürriyet" hedefiyle 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açıldığını hatırlattı.
TBMM'nin açılışıyla Türkiye tarihinde yeni bir dönem başladığını belirten Çiçek, "Böylece binlerce yıllık tarihi boyunca devletsiz kalmamış milletin evlatları Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti'nden sonra Anadolu'da genç Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak için tarihi bir adım attı" diye konuştu
Çiçek, Türk milletinin tarih sahnesinden silinmek istendiği yıllarda, Ankara'nın, Anadolu'nun ortasında 20 bin nüfuslu küçük bir şehir olduğunu anımsatarak, "TBMM'nin çatısında kiremitler, milletvekillerinin oturduğu, yakılan soba ve zabıt tutulan kağıtları milletin dayanışmasıyla temin edilmiştir. TBMM'nin açılmasıyla Türk tarihinde bir dönem kapanmış yeni bir dönem açılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu durumu şöyle özetlemiştir: 'Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve milletin başında hiç bir kuvvet yoktur, hiç bir makan yoktur, yalnız bir kuvvet vardır o da milli egemenliktir yalnız bir makan vardır milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir.' TBMM açıldığı andan itibaren milletin yegane temsilcidir. Meclis bu vasfıyla milli mücadeleyi zafere ulaştırarak hem Gazi Meclis unvanını hem de kurucu meclis unvanını aldı" ifadesini kullandı.
-"Bu nedenle bugün bizlerin coşku günüdür, bayram günüdür"
Türkiye'nin bağımsızlığını canlarından aziz bilen kurucu büyüklerin bu salondan yaptıkları çalışmalarla milleti tarih sahnesinden silinmekten kurtardıklarını vurgulayan Çiçek, "Onlar yaptıkları görevle milli tarihimize altın harflerle kaydedilmişler, gönüllerimizde müstesna bir yer edinmişlerdir. Onlar düşman toplarının sesi Polatlı'dan duyulurken bile hiç bir yılgınlık göstermemişler, teslim olmayı da asla düşünmemişlerdir. Türk milleti 23 Nisan 1920'de TBMM'yi açarak tarih sahnesine yeniden geri döndüğünü tüm dünyaya ilan etmiştir. TBMM'nin açılmasıyla Türk milletinin tarih sahnesinden silmek isteyenlerin heveslerinin kursağında kalacağı gösterilmiştir. TBMM'nin açılışıyla al bayrağımızı gönderden indirmek isteyenler büyük hayal kırıklığına uğramışlardır. Bu nedenle bugün bizlerin coşku günüdür, bayram günüdür. Hepimize bir kez daha kutlu olsun" diye konuştu.
"1. Dünya Savaşı'nın çıkışı nedeninin Osmanlı Devleti'nin nüfuzu altındaki toprakları paylaşmak ve bizleri tarih sahnesinden silip atmaktır" diyen Çiçek, günümüzden 100 yıl önce yaşanan ve milletin büyük acılar yaşadığı savaşta emperyalist devletlerin Afrika ve Ortadoğu'da egemenliklerini kabul ettirerek büyük ölçüde amaçlarına ulaştığını kaydetti.
Emperyalist devletlerin ikinci büyük hedefinin ise Anadolu'yu istila edip halkı tarih sahnesinden silmek olduğunu belirten Çiçek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"1. Dünya Savaşının mağlupları arasında sayılmamız istilacı devletlerin bin yıllık hedeflerine ulaşmaları için uygun zemin hazırlamış. Malazgirt'ten Viyana'ya kadar tarihimizi zaferlerle donatan kahraman ordumuzun dağıtılması Anadolu'yu işgal edilmeye ve Türk milletini sildirip yok etmek müsait bir hale getirmiştir. Düşman Türk milletini tarih sahnesinde silip atmak istediğinin ilk ipucunu 30 Ekim 1918'de imzaladığımız Mondros Mütarekesi ile vermiştir. Antlaşma şartlarıyla Anadolu'yu işgal etmek istediğinin ipuçlarını veren düşman nitekim 13 Kasım 1918'de itibaren gemilerini Çanakkale'den sokarak Anadolu'yu işgal etmeye başlamıştır. Düşmanın hedefi, İstanbul dahil Anadolu'ya batıdan kuzeyden güneyden işgal ederek bizi Anadolu'nun ortasına hapsetmekti. Ancak bunlar, bizim milletimizin tarih boyunca hiçbir istilacıya boyun eğmediğini hesaba katmamışlardı. Bu millette esareti kabul ettirmek için genetik hafızasının silinmesi gerekiyordu. Aksi takdirde son ocak sönene kadar direniş kaçınılmazdı. Bunun için milli mücadeleyi yükleyecek ve milli mücadeleyi yürütecek kadroya ihtiyaç vardı. O kadroların liderliğini Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk üstlenmiştir 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlattığı kutlu yürüyüşle önce Amasya'ya ulaşmış, ardından Erzurum ve Sivas'tan mücadelenin tüm ilkeleri karara bağlanmıştır. Nihai hedefe ulaşma için mücadele karargahı Ankara'ya taşınmıştır."
-"Değişik adlarla, değişik senaryolarla bugün de yenileri sahneye konmakta"
TBMM Başkanı Çiçek, bir milletin birliği ve dirliği bozulduğunda birliğinin yeniden tesis etmenin mukavemet güçlerini oluşturmanın son derece güç olduğuna dikkati çekerek, "Bu sebepledir ki ki İstiklal Savaşı'nın en zor safhası dağıtılan ordunun yeniden teşkil edilmesi olmuştur. Bir zamanlar Basra Körfezi'nden Adriyatik Denizi'ne hükmeden milletin çocukları başlattıkları mücadele ile ezilen ve istilaya uğrayan tüm mazlum milletlere kurtuluşun yolunu bu mücadeleyle göstermişlerdir" dedi.
TBMM'yi açana büyüklerin 95 yıl önce bu çatı altında yemin ederek Milli Mücadele'nin neferleri olmaktan başka hiç bir paye peşinde koşmayan fedakar ve aziz insanlar olduğunu ifade eden Çiçek, "İstiklal Marşı'nı göğüslerimizi gere gere söylememize vesile olan tam inanmış büyüklerimizdi. O yüce insanlar sayesinde 95 yıl önce bugün bağımsızlık meşalesi burada yakılmıştır. O yüce insanlar sayesinde zorbalığa boyun eğilmemiş, büyük emperyalist oyun bozulmuştur. Ülkemize milletimize yönelik oyunlar, saldırılar ve kurulan tuzaklar bitmemiştir, öyle anlaşılıyor ki bitmeyecektir. Değişik adlarla, değişik senaryolarla bugün de yenileri sahneye konmaktadır" diye konuştu.
Çiçek, son günlerde bazı şahısların ve parlamentoların Ermeni diasporasının ve arkasındaki güçlerin yürüttükleri bir iftira ve karalama kampanyasını parçası olduğuna işaret etti.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
"Tek yanlı, ön yargılı, tarihi gerçeklikten ve objektiflikten uzak, yok hükmünde olan bu söylem ve kararlarla bir tezgah kurulmaktadır. Bu yüce çatı altında Milletin Meclisi'nin Başkanı olarak belirtmek isterim ki, 1915'te Ermeni çetecilerin eline silahı tutuşturanlar, on binlerce vatan evladının masum kanını akıtılmasını teşvik ve tahrik edenler, her türlü desteği sağlayanlar ile günümüzde ülkemizi kana bulayan binlerce vatandaşımızın kanını akıtıp, yüreğimizi dağlayan teröristlere silah veren, eğiten, teşvik eden her türlü desteği veren aynı adrestir, aynı çevrelerdir."
Türkiye'nin 40 yıldır kanlı terör eylemleri nedeniyle maddi, manevi çok şey kaybettiğini belirten Çiçek, "Şimdi de sözde soykırım yalanlarıyla yeni bir saldırı başlattılar. Bunu iyi anlamamız lazım. Bir şey daha bilmemiz gerekir ki, bu söylemleri ve kararları alanların bazılarının elleri kirlidir ve kanlıdır. Bunu bizim üzerimizde temizlemeye çalışıyorlar. Anadolu'yu kendine yurt edinen milletlerin her zaman uyanık durması gerekir. birliğini bozan, düşmanın oyununa gelen milletler, tarih sahnesinden çekilip gitmişlerdir. Enerjini koruyan milletler tarihin öznesi olmaya devam etmişlerdir. Bizim de her zaman dik ve uyanık olmamız gerekir. Birliğimize ve dirliğimize kastedenlere fırsat vermememiz icap eder" diye konuştu.
Çiçek, milletin sen ben kavgasına girmesi halinde hürriyet ve istikbalin tehlikeye düşmesinin kaçınılmaz olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Milli uyum bozulduğunda dirlik ve düzenimize kastedenlerin amaçlarına ulaşacaklarına şüphe duyulmamalıdır. Anadolu bizim bin yıllık emeğimiz ve ebedi vatanımızdır. Burada da hür ve bağımız bir şekilde bir şekilde yaşadıysak, devletimiz ve milletimiz sayesindedir. Güçlü devletler, güçlü ordularla kurulur. Tarih boyunca da böyle olmuştur. Bu yüzdendir ki Anadolu'yu işgal eden müstevliler ve onların işbirlikçileri Mondros Mütarekesi'nden sonra ilk iş olarak ordumuzu dağıtmışlardı."
Vatanı birliğinin, milletin geleceğinin ve devletin bağımsızlığının söz konusu olması halinde herkesin kader birliği yapmak zorunda olduğunu bildiren Çiçek, bu duyarlılığı 95 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını gerçekleştirenlerin gösterdiğini vurguladı. Bugün de devletin bağımsızlığına, milletin hürriyetine kastedenler olduğunda aynı duyarlılığın gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Çiçek, şöyle devam etti:
"Milletimiz menfaatleri için gerektiğinde kişisel menfaatlerimizden feragat etmek gibi bir sorumluluğumuz var. Birinci Meclis'in sahip olduğu yüce ruha, bugüne kadar sahip çıktığımız gibi daha çok sahip çıkmaya devam etmeliyiz. Çünkü varlığımızı ülkemize ve milletimize borçluyuz. Milletimizin ve devletimizin çıkarlarını kendi çıkarlarımızın üstünde tutmalıyız. Allah devlete de millete de zeval vermesin. Şartlar ne olursa olsun, Birinci Meclis bize her zaman örnek olmalı ve olağanüstü şartlar altında bile hukuku ve adaleti üstün tutmalıyız. İlk Meclis'in kuruluş ilkelerinden sapmadan, demokrasimizi yaşatmalı, istikbal ve hürriyetimizi hiçbir şeyle değişmemeliyiz. Bilinmelidir ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iradesi, milletin iradesidir. Bu iradeye her zaman saygı göstermeliyiz."
-"Çocukların saygın bir yer edinmelerini istiyoruz"
Çocuklara bayram armağan eden tek ülke olmanın gururunu ve coşkusunu yaşadıklarını belirten Çiçek, şunları kaydetti:
"Çocuklarımızın başarılı olmalarını dünyada saygın bir yer edinmelerini istiyoruz. Kendimize karşı yozlaşmadan, yabancılaşmadan, kültürümüzle iç içe onları yetiştirmeyi hepimiz görev bilmeliyiz. Yunus Emre'lerin, Mevlana'ların Hacı Bektaş-ı Veli gibi Anadolu erenlerinin bu toprakların mayasına çaldığı sevgi felsefesini öğrenerek, kardeşlik duygularının daha da yeşermesini istiyoruz. Ekilmeye çalışılan düşmanlık tohumlarına rağmen bu ülkenin değerlerine ve kültürüne sahip çıkarak çocuklarımızın yetişmelerini amaçlıyoruz. Çünkü bizim birbirimizi sevmekten ve kucaklaşmaktan başka çaremiz yoktur. Birbirimizi sevmeden ve birbirimize güvenmekten başka çıkış yolumuz yoktur. Tarihimizi, kültürümüz, geleneklerimiz ve bu çağın gerçekleri bunu emretmektedir."
-"Türkiye hep bağımsız, Türk milleti hep hür kalacak"
Bu arada, Birinci Meclis Özel Defteri'ni imzalayan Çiçek, deftere şunları yazdı.
"Aziz Atatürk ve Kurucu Milletvekillerimiz; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 95. yılında sizleri minnet ve şükranla anıyoruz.
Sizler varlığını Türk milletine adamış, feragat ve fedakarlık abidesi insanlarsınız.
Devletimizi istikbaline kavuşturmak, milletimizin istikbalini kurtarmak için hiçbir paye gözetmeksizin sorumluluk üstlendiniz. Türk ve İslam dünyasının yegane ümidi olarak başlattığınız mücadele sonucunda elde ettiğiniz zafer ile modern Türkiye'nin inşacısı oldunuz.
Sizler, bizlere hür ve bağımsız bir ülkede yaşamanın sevincini yaşattınız. Emanetiniz, emanetimizdir. Hedefimiz devleti ve milleti ile bütünleşmiş güçlü ve müreffeh bir Türkiye meydana getirmektir. Bu hedefe ulaşmak için sizlerin açtığı yoldan yürümeye devam edeceğiz. Geleceğe ilişkin en büyük güvencemiz gençlerimiz ve çocuklarımızdır. Onlar, barış içinde birlikte yaşayabilecekleri bir dünya meydana getirmek için bizlerden daha çok gayret göstereceklerdir.
Sizlerden aldığımız inanç ve ilham ile Türkiye hep bağımsız, Türk milleti hep hür kalacaktır. Sizleri minnet ve şükranla anıyoruz."
Çiçek ve beraberindekiler, daha sonra Birinci Meclis'in bahçesinde Ankara Kulübü seğmenlerinin gösterisini izledi ve onlarla fotoğraf çektirdi.
Son Dakika › Güncel › 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?