Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ne dışardan gelenler ne içerde rahat durmayanlar ülkesinin bekası için şehitliği nimet, gaziliği şeref kabul eden milletimizin karşısında varlık gösterememiştir. Anadolu toprakları fitneyi, ayrımcılığı, bozgunculuğu, ihaneti kabul etmez. Bu topraklarda ancak birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, uhuvvete dayananlar kök salabilir, boy verebilir." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "25. Muhtarlar Toplantısı"nda Amasya, Ankara, Antalya, Denizli, Edirne, Eskişehir, Gümüşhane, Kars, Kastamonu, Kocaeli, Kütahya, Malatya, Mersin, Muş, Nevşehir ve Niğde'den gelen muhtarlara hitap etti.
Bir Müslümana kula kul olmanın yakışmayacağını, sadece Allah'ın huzurunda rükuda eğileceklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bugün ortaya koyduğu vakur duruşun gerisinde güçlü bir tarihi birikim bulunduğuna işaret etti.
Asırlardır bu topraklarda milletin ve ülkenin omurgasını teşkil eden değerlere, kesimlere saldırıp iflah olan kimsenin bulunmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Ne dışardan gelenler ne içerde rahat durmayanlar ülkesinin bekası için şehitliği nimet, gaziliği şeref kabul eden milletimizin karşısında varlık gösterememiştir. Anadolu toprakları fitneyi, ayrımcılığı, bozgunculuğu, ihaneti kabul etmez. Bu topraklarda ancak birliğe, beraberliğe, dayanışmaya, uhuvvete dayananlar kök salabilir, boy verebilir." diye konuştu.
Yunus'un ilahisini, Hacı Bektaş'ın selamını, Süleyman Çelebi'nin Mevlidini, Itri'nin tekbirini, Mehmet Akif'in özlemini, Necip Fazıl'ın öfkesini kalbiyle hissetmeyenlerin, bu toprakları da onu üzerinde yaşayan insanları da anlayamayacağını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Canlı bomba olup masum insanların hayatlarına kastedenler de patlayıcı dolu çukurlarıyla mahallelerimizi harap edenler de Meclis'i terörize edenler de bu kutlu pınardan nasibi alamamış olanlardı. Esasen bu hevesler, bu niyetler yeni değildir. Son 200 yıldır, bu topraklar yerli ve milli olan ile buna karşı dayatılan hormonlu ideolojilerin çetin mücadelesine şahit olmuştur. Türkiye'yi inançlarından ve geçmişinden kopartıp, kişiliksiz bir ülke haline getirmek istediler. Başaramadılar. Milletimizi, kimi zaman meşrep kimi zaman köken farklılığı üzerinden birbiriyle çatıştırdılar. İstedikleri neticeyi elde edemediler. Ülkemizi geri kalmışlıkla, fakirlikle, bağımlılıkla terbiye etmeye kalktılar yine sonuç alamadılar. Şimdi bu yöntemlerin hepsinin karması yeni bir oyunu devreye soktular. Nedir o? Terörle canımızı yakıyorlar."
Hırvatistan ziyaretinde de İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında da "üç fitneden kurtulmak gerektiğini" söylediğini anımsatan Erdoğan, bunların etnik fitne ırkçılık, terör ve mezhepçilik olduğunu söyledi.
Türkiye'de mezhepçiliğin bulunmadığını, "Şia-Sünni" diye bir şey kabul etmediklerini, hepsinin üstünde İslam olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bizi birbirimize bağlayan bağ İslam'dır. Bizim en büyük gururumuz budur." değerlendirmesini yaptı.
Allah'ın "müminler kardeştir" emri gereği herkesin birbirini sevdiğini belirten Erdoğan, ülkede 30'u aşkın etnik unsur bulunduğunu, herkesin birbirini "Yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz" anlayışıyla sevdiğini dile getirdi.
"Foyaları birer birer ortaya dökülüyor"
Üstünlüğün ancak takvayla olduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"İnancımıza, tarihimize saldırarak, hayat damarlarımızı kesmeye çalışıyorlar. Ekonomimizi hedef alarak, bizi tedip etmenin hesabını yapıyorlar. Bölgemizdeki, tüm insani sorunları tek başına ülkemize ciro ederek bizi ağır bir imtihana tabi tutuyorlar. Ama emin olun yine başaramayacaklar. İşte güvenlik güçlerimiz silahlarıyla, bombalarıyla tüm teröristleri açtıkları çukurlara gömerek, birer birer mahallerimizde, ilçelerimizde sükunu sağlıyorlar. Şu anda bir il ve 11 ilçede bu çalışmalar devam ediyor. Yoğun bir şekilde devam ediyor. Evet zaman zaman canlı bombaların patladığı oluyor ama aynı dönemde bu teşebbüslerin 50-100 tanesi de engelleniyor. Kendi ülkelerine, kendi milletlerine zarar vermek için iplerini başkalarının ellerine teslim edenlerin foyaları birer birer ortaya dökülüyor."
Türkiye'nin bölgesinde sıkıntıya düşenlere kucak açacak imkana sahip olduğunu anlatan Erdoğan, bunun gelenekte de inançta da bulunduğunu, eldeki bir tas çorbanın muhtaçla paylaşılmasının gelenekten geldiğini söyledi.
Suriyelilerle birlikte onlarca ülkeden gelen 3 milyonu aşkın mağdurla ekmeğin ve suyun paylaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonominin çarklarının, "bir kapıyı kapatan Allah, bir başkasını açar" inancına uygun şekilde, ortaya çıkan yeni imkan ve fırsatlar sayesinde herhangi bir kırılmaya uğramadan işlemeye devam ettiğini aktardı.
2023 hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılıkta en küçük eksilme veya gerilemenin söz konusu olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bugün 2023 hedeflerine ulaşma konusunda, çok fazla ümitvar olmamızı sağlayacak bir yerde bulunuyoruz, bunu da özellikle bilmenizi istiyorum. Bunun için yeni anayasa ve başkanlık sistemi başta olmak üzere milletimizin beklentisi olan çalışmaları bir an önce hayata geçirmeliyiz. Büyük altyapı projelerimizi kararlılıkla ve takvime uygun şekilde sürdürmeliyiz." .
Yavuz Sultan Köprüsü'nün 29 Ekim öncesine yetiştirilmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, Osman Gazi Köprüsü'nün son tabliyesinin vidalarını, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve diğer bakanların katıldığı törenle sıktıklarını, köprüyü de 26 Ağustos'a yetiştirmek istediklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrasya Tüneli'nin açılmasıyla otomobillerin denizin altından Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan da Asya'ya geçeceğini kaydetti.
Yapılan yatırımların Türkiye ve Türk milleti için olduğunu, Türk milletine yakışanları yapacaklarını ifade eden Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" diyerek şunları kaydetti:
"Bunların üzerinde yükselen bir Türkiye akamete uğramamalı. Bunlar bizim gurur kaynaklarımız olacak. Bakın 2018'te inşallah dünyanın en büyük havalimanına Türkiye sahip olacak. İstanbul'da en büyük havalimanını açtığımız zaman siz Türkiye'nin nasıl sıçradığını görün, 79 milyon vatandaşımızın tamamının refahını yükseltmeye yönelik yatırımlara ağırlık vermeliyiz. Üretime, istihdama, ihracata yönelik her adımı, her çalışmayı desteklemeliyiz. Terör örgütlerine ve dış tehditlere rağmen güvenliğimizi en üst düzeyde sağlayacak, caydırıcılık kabiliyeti yüksek çalışmaları hızla sonuçlandırmalıyız. Yalan ve fitne çarkı durmaksızın dönse de Türkiye, aksakallı dedelerimizin, ak saçlı ninelerimizin göz yaşları eşliğindeki duaları sayesinde dimdik ayakta durmaya devam edecektir hiç endişeniz olmasın." diye konuştu.
Önce Allah'a sonra da millete güvendiklerinin altını çizen Erdoğan, "Sırtını terör örgütüne yaslayanların, sırtını şu veya bu devlete dayayanların asla anlamadıkları ve anlayamayacakları bir şey varsa, o da milletimizin zorluklar karşısında neler yapabileceğidir. Birinci Dünya Savaşında bunu anlayamayanlar 3-4 milyonluk ordularıyla bizi boğmaya çalıştılar, son devletimiz Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna vesile oldular. Şimdi de inşalllah hep birlikte yeni Türkiye'nin inşası sürecindeyiz. Önümüzü kesmek için kurdukları tuzaklar, önümüze yeni ve daha büyük yollar çıkartacaktır. Allah bes, baki heves." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından konuk ettiği muhtarlarla birlikte öğle yemeğine geçti.
Programa, İçişleri Bakanı Efkan Ala da katıldı.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?