Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

1)KİLİS'TEN SURİYE'YE SEVKIYAT, SABAHA KADAR DEVAM ETTİTÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kilis üzerinden Suriye'deki üs bölgelerine komando, tank, fırtına obüsü, topçu batarları ve zırhlı araç sevkiyatı, sabaha kadar devam etti.

23.12.2018 11:23

1)KİLİS'TEN SURİYE'YE SEVKIYAT, SABAHA KADAR DEVAM ETTİ

TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kilis üzerinden Suriye'deki üs bölgelerine komando, tank, fırtına obüsü, topçu batarları ve zırhlı araç sevkiyatı, sabaha kadar devam etti. Hatay'dan yola çıkan zırhlı araçlar ile askeri birlikler, Kilis üzerinden Suriye'deki üslere sevk edildi. Gece başlayan ve sabaha kadar devam eden sevkiyatta sınırı geçen birlikler, Fırat Kalkanı Harekatı ile terörden arındırılan bölgedeki üslerde konuşlandırıldı.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Askeri konvoyun gelişi

Çeşitli açılardan görüntüler

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 89MB

=================================================

2)SİLVAN'DA PKK'LI TERÖRİST YAKALANDI

DİYARBAKIR'ın Silvan ilçesinde jandarmanın düzenlediği operasyonda, PKK/KCK'lı 1 terörist yakalandı.İl Jandarma Komutanlığı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yapılan istihbari çalışmalarla, 2015 yılında terör örgütü PKK/KCK'ya katıldığı tespit edilen, hakkında arama ve yakalama kararı bulunan 'Rüstem Nergiz' kod adlı M.T.'nin Silvan'daki bir adreste sağlandığı belirlendi. Ekipler, düzenlenen operasyonla M.T.'yi gözaltına aldı. Jandarmada işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen M.T., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Teröristin jandarmadan çıkarılışı

Araca bindirilişi

Adliyeye getirilişi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR-DHA

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 3,43 MB

===============================================

3)TARİHİ ESER KAÇAKÇILIĞINDAN GÖZALTINA ALINAN İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

ZONGULDAK'ın Çaycuma İlçesinde, tarihi eser kaçakçılığına bulundukları iddiasıyla gözaltına alınan aralarında Çaycuma İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Kılıç'ın da  bulunduğu 10 şüpheli adliyeye sevk edildi. Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı, ilçede tarihi eser kaçakçılığı yapan şüphelilere yönelik soruşturma başlattı. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, fiziki ve teknik takibin ardından önceki gün şüphelilerin ev ve iş yerlerine eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda, aralarında Çaycuma İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Kılıç'ın da bulunduğu 10 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda tarihi eserler ele geçirildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, sabah geniş güvenlik önlemleri altında Çaycuma Adliyesi'ne sevk edildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Polis minibüsünün adliyeye gelmesi

-İlçe emniyet müdürü Ahmet Kılıç'ın adliyeye çıkartılması(kapşonlu önde)

-Şüphelilerin adliyeye çıkarılması

-Adliyeden detay

-İlçe emniyet müdürlüğünden detay

-İlçe emniyet müdürünün fotoğrafı

Süre: (2.13) Boyut: (248 MB)

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ÇAYCUMA (Zonguldak),

=================================================

4)TÜRKİYE'NİN EN HIZLI AKAN NEHRİ, GÖLE DÖNDÜ

BAYBURT ilindeki Mescit Dağları'ndan doğan ve Gürcistan'ın Batum ilinden Karadeniz'e dökülen, Güney Amerika'daki Amazon Nehri'nden sonra ikinci, Türkiye'nin ise en hızlı akan nehri olma özelliğine sahip Çoruh Nehri, bu özelliğini kaybetti. Türkiye sınırlarını terk etmeden önceki ortalama debisi saniyede ortalama 192 metreküp, yıllık ortalaması ise 6,3 milyar metreküp olan 431 kilometre uzunluğundaki Çoruh Nehri üzerine kurulan barajlar nedeniyle hızlı akma özelliği kaybolan nehrin büyük bir bölümü göle döndü.

Bayburt ilindeki Mescit Dağları'ndan doğan ve Gürcistan'ın Batum ilinden Karadeniz'e dökülen, Güney Amerika'daki Amazon Nehri'nden sonra ikinci, Türkiye'nin ise en hızlı akan nehri olma özelliğine sahip Çoruh Nehri, bu özelliğini kaybetti. Türkiye sınırlarını terk etmeden önceki ortalama debisi saniyede 192 metreküp, yıllık ortalaması ise 6,3 milyar metreküp olan 431 kilometre uzunluğundaki Çoruh Nehri üzerine kurulan barajlar nedeniyle hızlı akma özelliği kaybolan nehrin büyük bir bölümü göle döndü. Bir dönem taşkınlarda debisi saniyede 500 metreküpe kadar çıkan nehirdeki akıntının yaydığı sesin yankılandığı Artvin, oluşan baraj gölleriyle sessizliğe büründü.

410 kilometresi Türkiye sınırlarında, 21 kilometresi ise Gürcistan sınırlarında yer alan Çoruh Nehri üzerine işletmeye alınan 7 barajla birlikte 71 köyün yerleşim yerleri ve tarım arazileri de kısmen su altında kaldı. Çoruh Nehri üzerindeki barajlarla birlikte kurulan 2 bin 632 megawat kapasiteli santrallerle yılda 8 bin 631 gigawat elektrik üretiliyor.

'ENERJİYE İHTİYAÇ VARSA YAPILABİLİR'

Çoruh'un eski ihtişamlı akışını özlediklerini anlatan vatandaşlar, nehrin ülke ekonomisine katkı sağlamasından dolayı da sevinç yaşadıklarını belirtti.

Köylerinin bir bölümü baraj gölü altında kalan Zeytincik Köyü Muhtarı Mustafa Yıldırım, eskiden yüzdükleri, balık tuttukları ve hırçın sesini dinledikleri Çoruh Nehri'nin sesinin kesildiğini söyledi. Yıldırım, "Köyümüzün 45 dönümlük alanı sular altında kaldı. Çoruh Vadisi üzerinde bulunan birbirine yakın köyleriyle çok şenlikli bir alandı. Şuan vadi üzerinde durup dinleneceğimiz bir alan yok. Fakat buna rağmen bizim için devlet ön plandadır ve enerjiye ihtiyaç varsa bu projeler yapılabilir. Bizde mağdur olmayalım" dedi.

'BİR KÜLTÜR YOK OLDU'

Emekli Öğretmen Cemal Uluturk da "Çoruh'da bir kültür vardı. Yağmur yağardı, odun tutmak için çengellerle nehrin kıyısına inerdik. Kışın ısınmak için nehirden odun toplanırdı. Balık tutulurdu. Yaz geldiğinde ise biz çocuklar için bayramdı. Çoruh Nehrine atlar, yüzerdik. Buda bizim için büyük eğlenceydi ama maalesef bu kültürlerin hepsi yok oldu. Çoruh'un sesi bizim için bir şarkıydı, sesi bize ninni gibi gelirdi. Şimdi ne sesi çıkıyor, ne sedası, artık su yığınından başka bir şey değil" diye konuştu.  Sular altında kalan Oruçlu köyü sakinlerinden Kamil Güven ise öÇoruh Nehri köyümüzün içinden geçerdi. Su sesi bize hayat veriyordu. Şimdiki hali bizi çok üzüyor. Bir çok ihtiyacımızı Çoruh Nehri'nden elde ederdik. Çoruh Nehri olmadan hayat mutsuz, eksik. Çoruh bizim için damardı" diyerek eski ihtişamlı halini özlediklerini söyledi. Çoruh Nehri'nin bir kültür olduğunu anlatan Oruçlu köyü sakinlerinden Hakan Akın, "Çoruh'un alışkın olduğumuz o hırçınlığını özledik. O coşkun akışı severdik, şimdi hatırlarda kaldı. Çoruh Nehri her zaman hatıralarımızda yaşayacakö ifadelerini kullandı.

ÇORUH HAVZASI

Çoruh Nehri Karadeniz bölgesinin en doğusunda yer alan nehirdir. Bayburt, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane ve Artvin illerinden geçen nehirin uzunluğu 431 kilometredir. Mescit Dağlarının batı yamaçlarından çıkar. Çoruh Dağlarının vadilerinden geçerek batıya doğru devam eder. Gürcistan sınırları içerisine girer ve Batum'un güneyinden Karadeniz'e dökülür. Çoruh Nehrinin geçtiği yatak oldukça dar olup derindir. Yamaçlar ve vadiler, gittikçe dikleşir ve nehir yatağı dar bir durum alır. Bu sebeple, Çoruh Nehrinin akıntısı baraj olmayan yerlerde çok hızlıdır. Çoruh Nehri'nin Türkiye sınırları içerisindeki menba kısmındaki Laleli Barajı ile mansap kısmındaki TBMM 85'inci Yıl Muratlı Barajı arasında ana kolda 10, yan kollarda ise 7 baraj planlandı. Bu projelerden ana kolda 6, yan kolda ise 1 olmak üzere 7 baraj projesi işletmeye alındı. Ana kolda 1 barajın inşaatı sürerken 3 baraj da planlama aşamasına geldi. Yan kollarda ise 1 baraj inşaat halinde, 5 baraj ise planlama aşamasında olduğu öğrenildi. Çoruh Havzasının yan kolları ile birlikte toplamda inşa edilecek 143 adet baraj ve HES projesi ile yılda 14 bin 552 gigawat elektrik üretimine ulaşılacak.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Çoruh nehri detayları

Vatandaş röp.

Çoruh nehri ARŞİV görüntüleri

Drone ile Çoruh nehri detayları

Detaylar

Haber-Kamera: Adem GÜNGÖR ARTVİN-DHA

======================================================

5)TERMİK SANTRAL KURULMASI PLANLANAN BÖLGEDE HALK TEDİRGİN

KONYA'nın Karapınar ile Karaman'ın Ayrancı ilçeleri arasındaki 1,8 milyar rezervli kömür havzasında 5 bin megavatlık termik santrali kurulacak. Termik santral, Cumhurbaşkanlığı'nın 2019 yılı yatırım programına alındı.  Bölge halkı ise arazilerine termik santrali kurulmasından tedirgin. Ambar Köyü Muhtarı İsmail Beydilli köylerini terk etmek zorunda kalacaklarını belirterek, "Köyümüze santral kurulmak isteniyor. Biz buna karşıyız. Arazilerimiz elimizden gidecek. Köyümüzde zaten yaşlı bir nüfus var, biz bir yere gidemeyiz." dedi.  Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından Karapınar ve Ayrancı ilçesi arasında Ambar köyünde 2007 yılında başlatılan ve yaklaşık 4 yıl süren çalışma sonucu bölgede 1.8 milyar ton kömür rezervi bulunduğu saptandı. 4,5 milyar ton  kapasitesine sahip Afşin- Elbistan kömür havzasından sonra ikinci büyüklüğü sahip olan Karapınar- Ayrancı kömür havzası için 5 bin megavatlık termik santrali kurulması planlandı. Dönemin Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız, kömür havzasında santralle birlikte yaklaşık 8 milyar dolar yatırımın yapılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı'nın 2019 yılı yatırım programlarına alınan termik santralinin kurulması ise bölge halkını tedirgin etti.

Ayrancı Belediye Başkanı Yüksel Büyükkarcı, 1.8 milyar ton kapasiteli kömür havzasının yüzde 60'nın Ayrıncı sınırları içinde olduğunu belirtti. Büyükkarcı, büyük bir kömür kapasitesine sahip havzanın değerlendirilmesi gerektiğini, bunun yanında çevreye vereceği zarardan dolayı tedirgin olduklarını kaydetti. Büyükkarcı, şunları söyledi:

"Bu bir milli servet. Bunun devlet olarak değerlendirilmesinden yanayız; ancak bazı soru işaretleri var. Bunların aydınlatılması gerekiyor. İnsana, tarıma ve çevreye etkisi ne olacaktır? Bunları devlet olarak biz düşünmek zorundayız.  Halkımıza bu bilgilendirmeyi de yapmak zorundayız. Tabi ki bunun ilçemize istihdam anlamında bir katma değer olacaktır. Üretim anlamında,rezerv anlamında devletimize bir katma değer olacaktır. Bunlarına değerlendirilmesinden yanayız; ancak dediğim soruların da cevabını almak zorundayız. Şu anda çalışma devam ediyor. Sondajlar yapıldı. 2019 programına alındığını biliyoruz daha geniş bir bilgi sahibi değiliz."

Santralin yapılması planlanan Ambar köyü muhtarı İsmail Beydilli de, santral kurulduğu taktirde arazilerinin zarar göreceğini ve köyü terk etmek zorunda kalacaklarını belirterek, "Köyümüze santral kurulmak isteniyor. Biz buna karşıyız. Arazilerimiz elimizden gidecek. Bizim köyümüzde zaten yaşlı bir nüfusu var. Biz bir yere gidemeyiz. Buraya kuyular açtılar, ölçümler yapıldı. Bu alan köyümüze 1 kilometre mesafededir.  Santrallerin zararı olduğunu televizyonlardan görüyoruz. Biz halk olarak istemiyoruz. Devlette yaparsa yapacak bir şey yok. Bu köyün yaş oranı 60-70 yaşlarında. 470 nüfusumuz var. Gençlik yok. Biz zararlı olduğunu düşünüyoruz dağlarda ot da olmayacak." diye konuştu.

Mahmut Atasayar da santral kurulduğu takdirde köyün taşınmak zorunda kalacağını ileri sürdü. Köyün taşınmasını istemediklerini İfade eden Atasayar, "Biz köyümüzün taşınmasını istemiyoruz. Bizim köyün en genci 60 yaşında. Biz bu saatten sonra nereye gideceğiz. Bize devlet diyor ki, hayvancılık yapın diyor. Bu mera alanları kuruduktan sonra biz hayvancılığı nasıl yapacağız. Biz arazimizin gitmesini istemiyoruz. Çiftçiliğe, hayvancılığa devam etmek istiyoruz. Kurulacak santralin istihdam bakımından da bir faydası olmayacak. Köyümüzün genç nüfusu İstanbul'da işinin başında. Halk olarak, köylü olarak toprağımızın gitmesini istemiyoruz. Ama devlete de  karşı çıkamayız. "  dedi.

(Görüntü Dökümü

-----------------

Drone ile havadan kömür havzasından detay

Araziden detay

Köy ve köy halkından detay

Röportajlar

Haber- Kamera: İsmail AKKAYA- Hasan DÖNMEZ- Mehmet OKUYUCU KONYA  DHA))

=====================================================

6)DATÇA'DA, 'HASTANEMİZE DOKTOR İSTİYORUZ' KAMPANYASI

MUĞLA'nın Datça İlçesi'nde sosyal medyada örgütlenen ve kendilerine, 'Datça Güç Birliği' adını veren bir grup vatandaş, 2017 yılı Ocak ayında hizmete açılan Devlet Hastanesi'nde doktor ve sağlık çalışanı eksiğinin biran önce çözüme kavuşturulması amacıyla imza kampanyası başlattı.Datça'nın sağlık sorunlarına dikkat çekmek amacıyla partiler üstü anlayışla bir araya gelen grup üyeleri, Datça Devlet Hastanesi'ndeki uzman doktor ve hemşire eksikliğinden dolayı kaliteli ve yeterli sağlık hizmeti alamadıklarından yakınıp, çarşı-pazar dolaşarak imza topluyor. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından 10 bin 348 metre kare arsa üzerinde yaptırılan ve toplam 6 bin 179 metrekare kapalı alana sahip, iki ana kat ve bir bodrum katından oluşan 34 yatak kapasiteli hastanede, iç hastalıkları, genel cerrah ve anestezi olmak üzere üç ana branşta hiç doktor bulunmuyor. Hastanede halen kadın doğum, çocuk hastalıkları, enfeksiyon ve aile hekimi olmak üzere dört doktor ve ayrıca acil serviste 3 pratisyen hekim görev yapıyor.

'YAZ AYLARINDA NÜFUS, ÜÇ KAT ARTIYOR'

Datça Güç Birliği adına bir açıklama yapan İnşaat Mühendisi Mutlu Gündoğan, Datçalılar'ı imza kampanyasına destek olmaya çağırdı. Datça'nın 21 bin olan resmi nüfusunun yaz aylarında 70-80 binlere yükseldiğini hatırlatan Gündoğan, şöyle dedi:

"İlçemize yeni bir hastane binası yapılmasına rağmen, doktor ihtiyacı halen karşılanmadı. Eski hastane binasının yetersizliği nedeniyle, ilçede yıllarca sağlık hizmetleri konusunda sıkıntı yaşandı. Şimdi yeni bir hastaneye kavuştuk ama halen uzman doktorlar bekliyoruz. Dahiliye uzmanı 6 aydır, genel cerrah ise 2 senedir yok. Atanan uzman doktorlar da gelmiyor. Yetkililere sorduğumuzda, 'Gelenler, az para kazanıyorum' deyip, durmak istemiyor' deniyor. Neden dediğimizde ise, 'Döner sermayeden para almıyorlarmış' cevabını veriyorlar. Bu kısır döngüden burada yaşayan halk, tatil için gelenler, turizm sektörü ve ülke ekonomisi olumsuz etkileniyor."

'GEÇİCİ DEĞİL KALICI ÇÖZÜM BEKLİYORUZ'

Datça'ya en yakın hastanenin 70 kilometre uzakta Marmaris'te bulunduğunu vurgulayan Gündoğan, "Datça uzak. Datça, Muğla'nın sürgün yeri. Hamile yakınımızı, hasta yaşlı veya  çocuğumuzu 70 kilometrelik virajlı yoldan Marmaris'e götürmekten usandık. Geçici görev ile göz boyanmasın. Gelen doktorlar sadece poliklinikte çalışıyor, akşam gidiyor. Datça, Allah'a emanet kalıyor. Sağlık Bakanlığı'nın atama yapan biriminden ve Muğla Sağlık Müdürlüğü'nden bu konuda desteklerini ve kalıcı çözümlerini bekliyoruz" dedi. Gündoğan ilk günde 2 bine yakın imza toplandığını belirtirken, en az 10 bin imza toplamayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Datça Güç Birliği üyelerinin, pazar yerinde açtıkları stantta imza toplamalarından görüntü

-Datça Güç Birliği adına İnşaat Mühendisi Mutlu Gündoğan ile röp.

Haber-Kamera: Mehmet ÇİL/ DATÇA (Muğla),

=====================================================

7)ZİRVEDE KAYAK, SAHİLDE DENİZ KEYFİ

ANTALYA kent merkezine 55 kilometre mesafede, 1850 metre yükseklikteki Saklıkent Kayak Merkezi'nde kayak sezonu açıldı. Kayak tutkunları kar kalınlığı 1 ile 2 metre arasında değişen pistte kayarken, kent merkezinde ise güneşli havayı fırsat bilenler deniz keyfi yaptı. Antalya'ya yaklaşık bir saat mesafedeki Saklıkent Kayak Merkezi'nde kayak sezonu bu yıl erken başladı. Kar kalınlığının 1 ile 2 metre arasında değiştiği merkez, kayak tutkunlarını ve kar görmek isteyenleri ağırladı. Kent merkezine yaklaşık 55 kilometre mesafedeki kayak merkezine gelen tatilcilerin bir kısmı snowboard yaptı, kimisi kızak kiralayıp çocuklarıyla gün boyu kaydı. Telesiyej ile zirveye çıkan adrenalin tutkunları ise bembeyaz örtü üzerinde heyecanın limitlerini zorladı. Kayak takımlarını yanlarından ayırmayan kayakçılar gün boyunca pistleri boş bırakmadı. Pek çok kişi zirvede kartopu oynayıp bu anların keyfini çıkardı.

Saklıkent Sky Otel İşletme Müdürü Sadettin Özcan, sezonu erken açmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Kar kalınlığının ve pistlerin kayak yapmaya elverişle hale geldiğini kaydeden Özcan, "Saklıkent'i birçok kayak merkezinden ayıran başlıca özelliği Antalya'ya çok yakın olması. Burada kayak yapan insanlar 45 dakikalık yolculuğun sonunda Konyaaltı sahilinde güneşlenip yüzebilir, çay ve kahve keyfi yapabilir. Bizi diğer kayak merkezlerinden ayıran en büyük özelliğimiz bu" dedi.

Arkadaşlarıyla kartopu oynamak için Saklıkent'e gelen Melissa Kandemir, "Çok eğleniyoruz. Kartopu oynadık. Bol bol fotoğraf çektik. Birazdan Antalya'ya döneceğiz. Konyaaltı sahilinde kahve içip deniz manzarasının tadını çıkartacağız" dedi. Beyaz eğlencenin keyfini çıkaran Gizem Çelik ise "Buraya hayran kaldım. Çok güzel. Kara doydum diyebilirim" diye konuştu.

Antalya'nın zirvesinde kar keyfi yaşanırken kent merkezinde ise güneşli havayı fırsat bilenler deniz keyfi yaptı. Hava sıcaklığının 19 derece kaydedildiği kent merkezinde Antalyalılar Konyaaltı sahilini doldurdu. Sahilde dolaşan vatandaşlar güneşlendi, sohbet etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Saklı kent genel görüntü

Kayanlar

Telesejden genel görüntü

Kızakla kayanlar

Snowbord yapanlar

Kayak yapanlar

Röp: Saklıkent Sky Otel İşletme Müdürü Sadettin Özcan

Vatandaşlar röp

Drone görüntüler

Detay

Sahilden görüntüler

Kaset Durumu: Link geçildi

Haber: İbrahim LALELİ- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)

======================================================

8)'ÇOCUKLARIMIZ ÜŞÜMESİN' DEDİLER, KAMPANYA BAŞLATTILAR

ZONGULDAK'ın Ereğli ilçesinde yaşayan Canan Karadeniz, sosyal medya üzerinden kimsesiz çocuklar için 'çocuklarımız üşümesin' kampanyası başlattı. Evlerinde, iş yerlerinde ve buluşmalarda atkı, bere, kazak, hırka gibi kıyafetler ören kadınların desteğiyle biranda büyüyen kampanya ile toplanan kıyafetler, çeşitli kurumlar ile ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştırılacak.İlçede bulunan bir inşaat firmasında müşteri temsilcisi olarak çalışan Canan Karadeniz(40), ihtiyaç sahibi çocuklara yardım etmek istedi. Canan Karadeniz, sosyal medyadan 'çocuklarımız üşümesin' kampanyası başlattı. Evli ve 2 çocuk annesi Canan Karadeniz'in başlattığı kampanya ilçede biranda yayıldı. Kampanyaya destek veren kadınlar, evlerinde, iş yerlerinde, kafelerde atkı, bere, kazak, hırka gibi kıyafetler örmeye başladı. Canan Karadeniz, kendisini tanıyan tanımayan birçok insanın kendisine ulaştığını ve kampanyanın kısa sürede büyüdüğünü söyledi.

İHTİYACI OLAN ÇOCUKLARA YARDIM EDECEKLER

Ev hanımları, çalışan bayanların evlerinde vakit buldukça el işi ile atkı bere ve şapka ördüklerini, zaman zaman çalışan bayan arkadaşları ile bir araya gelerek örgü ördüklerini, tekstil fabrikası olan arkadaşlarının ise çocuklar için mont ve polar örmeye başladıklarını anlatan Canan Karadeniz, şöyle dedi:

"Eşimle bir akşam otururken böyle bir karar aldık. Sonra ben bunu sosyal medyadan yayınladım. Geri dönüşleri çok güzel oldu. Tepkiler büyüdü ve işin ucunu bende kaçırdım. Sonra bana yardım etmek isteyen arkadaşlarla çoğunu da tanımıyorum, iletişime geçtim. Şu anda kampanyamız başladı. 15 gün sürecek. İhtiyacı olan çocuklara yardım edeceğiz. İlk önce örgü yapan kadınlardan şapka, bere, atkı diye başladık. Örgü bilmeyen kadınların yine bu projeye destek vermek istediklerini öğrendim. Evde kullanılmamış, çok az kullanılmış eşyaları da almaya başladık. Hediye paketi yapacağız ve ihtiyaç sahiplerine göndereceğiz. Bunun için de öğretmen arkadaşlarım, mahalle muhtarlarım, kaymakamlıkla da görüştüm. Destek olacaklarını söylediler."

TEKSTİL ATÖLYESİNDE MESAİ DIŞINDA MONT DİKİYORLAR

Tekstil atölyesinde çalışan kadınların kampanyaya destek vermek için mesai dışında mont ve polar dikimi yaptığını söyleyen Canan Karadeniz, "Bir tane arkadaşımın dikim evi var. Çocuk montlarına başladı. Ayakkabı talebi isteğimiz vardı. Ayakkabıcı arkadaşlarımız bunları temin etmeye başladı. Ben bu kadarını beklemiyordum." dedi.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Canan Karadeniz'in tekstil atölyesine gelmesi

-Atölye sahibi Necla Köksal ile çalışması

-Necla Köksal ile röportaj

-Kafeteryada toplanan kadınların atkı bere ve şapka örmesi

-Canan Karadeniz ile röportaj

-Güler Çuhan ile röportaj

-Hülya Kara ile röportaj

-Eşya getiren vatandaşların eşyaları Canan Karadeniz' e teslim etmesi

-Toplanan eşyalaro

süre: (5.59) Boyut: (1,07 GB)

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

======================================================

9)OSMANLI ÇEŞMELERİNİN RESTORASYONUNA SUÇ DUYURUSU

KARABÜK'ün Safranbolu ilçesinde Osmanlı döneminden kalma 51 tarihi çeşmeden 9'unun aslına uygun restore etmediği öne sürülen firma hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Safranbolu Belediyesi tarafından geçen yılın Mayıs ayında ilçedeki 51 tarihi çeşmenin restorasyonu için çalışma başlatıldı. Bu kapsamda atıl durumdaki çeşmeler tespit edilerek röleve, restitüsyon, restorasyon proje ve raporları hazırlanarak Karabük Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulundan alınan izinler ve görüşleri doğrultusunda restorasyon ihalesi yapıldı. 299 bin TL bedelle ihaleyi alan firma, Koruma Amaçlı İmar Planı sınırları içerisinde olan çeşmelerin restorasyonlarına başladı. Safranbolu Belediyesi, restorasyonu tamamlanan 6 çeşmenin hakediş bedeli olan 41 bin TL'nin ödemesini gerçekleştirirken 9 çeşmenin ise aslına uygun yapılmadığı gerekçesiyle ödemesini yapmayarak durumu Karabük Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kuruluna bildirdi. Kurulun yaptığı imcelemelerde çeşmelerdeki mevcut taşların değiştirildiği gerekçesiyle firma hakkında Safranbolu Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Turizm işletmecisi Mustafa Sarı, su akmayan, atıl durumdaki çeşmeleri gören turistlerin duruma tepki gösterdiğini ifade ederek,"Çeşmelerin restorasyonu ehline uygun bir şekilde yapılmıyor. Yapılmadığı da belli. Böylesine değerli bir tableti bu şekilde bırakmak, tarihle ilgili bilgili kişilerin moralini bozuyor, benim de çok moralimi bozuyor, en çokta yabancı turistlerin morali bozuluyor. Çeşmedeki figürlerle, motiflerle bilgisi olmayanlarda 'niçin suyu akmıyor' diye tepki gösteriyorlar. Yapılmayacaksa yapılana kadar kalsın, yapmamak daha iyi. Bilmeyen insanlara bu tip işleri yaptırmak yanlış" diye konuştu.

Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Fatih Ürkmezer, UNESCO çerçevesinde ilçede restorasyon çalışmalarına devam ettiklerine dikkat çekerek,"Osmanlı mimarisinde ilçemizdeki su ve çeşmeler önemli bir yer teşkil ediyor. Bu çerçevede koruma kurulundan geçen 51 tane çeşmenin restorasyon çalışmalarında 6 çeşme tamamlandı. ve bunlar kuruldan onaylandı. Ancak geri kalan 9 tane çeşmede kurulun uygun görmediği bir durum söz konusu. Kurul, kendisinin öngördüğü değişikliklerin birbiriyle uyuşmadığından dolayı çalışmalarını yaptı. ve buradaki eksikliklerden dolayı müteahhit firma hakkında hukuki çalışmalarını sürdürüyor. Kurulun bu hukuksal prosedürleri tamamlamasından sonra bizde aynı ya da başka bir firma ile devam edip etmeyeceğimize bakıp ona göre de bu çeşmelerin restorasyon çalışmalarına devam edeceğiz. Bizim açımızdan tam anlamıyla aksayan bir süreç söz konusu olmamakla beraber ilgili firmaya 6 çeşmenin ödemesini tamamladık. Biz çeşmelerin bir an önce yapılıp vatandaşlara elbette sunulmasını istiyoruz ancak bu çeşmelerin aslına uygun bir şekilde korunmasını sağlamak, korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak amacımız. Tabii kurul ile belediyemiz arasında bir işbirliği var. O işbirliği çerçevesinde bu çeşmeleri hem bu kuşaklara hem de gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak için çalışmalara devam ediyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:

----------------------

-Çeşmelerden detay

-Mustafa Sarı röp

-Karabük Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Koruma Kurulu binasından detay

-Fatih Ürkmezer röp

Süre: (05.31) Boyutu: (612 MB.)

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük),

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement