Kumayı kabul etmeyen 11 çocuğunun annesi ile kızını öldürdü (YENİDEN)
Ağrı'nın Patnos ilçesinde, 11 çocuk babası Bünyamin Solmaz (50), kumayı kabul etmeyen eşi Saime Solmaz (52) ile kızı Keziban Kaya'yı(32) vurarak öldürdü. Saldırıdan sonra kaçan Solmaz, oğlunun evinin yakınındaki mezarlıkta yakalandı. Saime Solmaz'ın kardeşi Mahmut Demir, "Eniştem yakalanmasa can almaya devam edebilirdi" dedi.
Olay, dün saat 18.00 sıralarında Patnos ilçesine 11 kilometre uzaklıktaki Değirmendüzü Köyü'nde meydana geldi. Bünyamin Solmaz yaklaşık 4 ay önce adı öğrenilemeyen bir kadınla ilişki yaşamaya başladı. Kadını, kuma olarak getirmek istedi. Eşi Saime Solmaz ve 11 çocuğu, bu duruma karşı çıktı. Bünyamin Solmaz da, köy imam ve aile büyüklerini araya sokarak, ailesiyle barışmak istedi. Ancak eşi ve çocukları her seferinde, ilişkisini bitirmesini istedi.
Bünyamin Solmaz, dün akşam beraberine sevgilisini de alıp, ailesinin yaşadığı Değirmendüzü Köyü'ndeki eve geldi. İçeri girdiği anda da yanında getirdiği tabancayı eşi Saime Solmaz (52) ile evli ve 5 çocuk annesi kızı Keziban Kaya'ya (32) ateşledi. Anne kız, olay yerinde hayatını kaybederken, kaçan Solmaz, jandarma tarafından saklandığı ilçe mezarlığında yakalandı.
Olay yeri incelemesinden sonra Patnos Devlet Hastanesi'ne kaldırılan anne ve kızının cansız bedenleri, bugün saat 09.00'da Erzurum Adli Tıp Kurumu'na getirildi.
Görevliler ile birlikte ablası Saime Solmaz ve yeğeninin cenazelerini taşıyan Mahmut Demir şunları söyledi:
"Ablamın 11 çocuğu var. Kocası üzerine kuma getiriyor. Eşi ve çocukları bunu kabul etmiyor. Bunlar birkaç kez mal varlığı yüzünden anlaşamadılar. İlçede akaryakıt istasyonu ile beton santrali olan eniştem, sevgilisiyle mal varlığının tamamına konmak istiyordu. Eşi ve çocukları da herkes payını alıp, ayrılsın diyorlardı. Ama eniştem kabul etmiyordu. Cinayet günü, eniştem oğulları ile ilçe merkezinde arabulucular eşliğinde konuşmuş. Barıştırmak istemişler ancak barışmamışlar, hatta tartışıp ayrılmışlar. Eniştem köye gelip yeğenine ait dükkanda saklanıyor. Uygun zamanı bulunca da eve giriyor, ablam ile yeğenimi öldürüyor. Diğer bir yeğenim mutfak camından kaçıyor. Yeni getirdiği eşi de dışarıda onu bekliyor. Evden kaçmak isteyen yeğenimi kolundan tutarak engellemek istiyor ancak gücü yetmiyor. Eniştem oğlunun evinin yakınlarındaki mezarlıkta saklanırken yakalanıyor. Eniştem yakalanmasa can almaya devam edebilirdi."
Görüntü Dökümü
-----------
-Adli Tıp Kurumundan detay
-Cenazelerin Adli Tıp Kurumuna getirilmesi
-Cenazelerin araçtan indirilmesi
-Turgay İpek'in anonsu
Bünyamin Solmaz'ın fotoğrafı
-Turgay İpek'in anonsu
-Mahmut Demir ile röp
SÜRE: 04.58 BOYUT: 556 MB
Haber: Turgay İPEK - Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM,
===================
Fındıkta 'Drakula' böceği tehlikesi
Trabzon'da dadandığı fındık bahçelerinde dalların kurumasına neden olan 'Turunçgil Uzun Antenli Teke Böceği'nin hızla yayılması, üreticiyi tedirgin ediyor. Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüpoğlu, 'Drakula' adı da verilen, böcek türünün bölgede artıp, yaygınlaştığını belirterek, "Asıl sıkıntı olan yerler şu an için Akçaabat ve Ortahisar. Buralarda alarm verilip, somut adımlar atılması gerekir" dedi.
Fındık hasadı öncesi küllenme hastalığına bağlı olarak üründe ciddi oranda dökülme yaşanırken, Trabzon'un Maçka ilçesinde bazı fındık bahçeleri ve ağaçlarda bölgede nadir rastlanılan bir böcek türüyle karşılaşıldı. Bunun üzerine Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Trabzon Büyükşehir Belediyesi ekiplerince harekete geçildi, inceleme başlatıldı. İstanbul'dan Trabzon'a süs bitkileri içerisinde geldiği düşünülen ve fındık dallarını kuruttuğu, ağaç dallarına ise zarar verdiği saptanan böceğin tespiti için de uzman ekiplerden de yardım istendi. Karantinaya alınan bölgede ilaçlama çalışmaları sürerken, uzmanlar incelemelerinde halk arasında 'Drakula' olarak da adlandırılan uzun antenli böceğinin, İtalya'dan İstanbul'a buradan da Maçka ilçesine geldiği ihtimali üzerinde duruyor.
OYUKLAR AÇIP, DALLARI KURUTUYOR
2014 yılında musallat olduğu fındık dallarına zarar veren böcek türü, son günlerde ise Akçaabat ve Ortahisar ilçelerine yakın olan Mağmat boğazı mevkiinde bazı fındık bahçelerinin yanı sıra tarım arazilerinde görülmeye başlandı. Hızla etrafa yayılan ve başlatılan biyolojik mücadelenin sürdüğü böcek türü, kök kısmını yakın noktalardan oyuklar açıp larvalarını bıraktığı fındık dallarının kısa sürede kurumasına yol açıyor. 2 bin dekardan fazla alanı tehdit eden 'Drakula' böceğin, kentte belediyenin süs bitki üretim alanından fındık bahçelerine yayıldığı tahmin ediliyor.
'HIZLA YAYILIYOR'
Konuyla ilgili konuşan Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüpoğlu, böceklerin fındık ve ağaçlarda tehlike oluşturduğunu, önlem alınmaması halinde fındık bahçelerini yok olma riskiyle karşı karşıya kalındığını söyledi. Eyüoğlu, "2014'de bahçe bitkileri ile böceğin yayıldığı söyleniyor. Şu an 2019 yılındayız. Böcek türü, 2 bin 300 dekar alanda karantina altına alınmış durumda. Şu an kentin Esiroğlu bölgesinden Mağmat boğazı mevkisine doğru geliyor. Burayı geçerse hem Ortahisar'ı etkileyecek hem de Akçaabat ilçesini. Böcek, hızlıca yayılarak bölgenin en büyük gelir kaynaklarından olan fındığa ciddi zararlar verecek. Acilen gerekli tedbirler alınmalı" dedi.
'ALARM VERİLMESİ GEREKİYOR'
Böcekle mücadele kapsamında somut adımların atılması ve risk altındaki bölgelerde alarm verilmesi gerektiğini kaydeden Eyüpoğlu, "Şu an karantinada olan bölgelerde 5 yıl karantinanın gerekleri uygulanacak. Ürünler sökülecek ve orada bir daha dikim yapılmayacak. 5 yıl sonra dikimlere başlanacak ve 5 yıl da fındığın gelişmesi mahsul verecek boyuta ulaşması beklenecek. Çiftçinin burada 10 yıllık bir kaybı var. Çiftçilerin kesinlikle desteklenmesi gerekiyor. 10 yıllık bir süreç söz konusu, çiftçi 10 yıl bahçeden uzak kalırsa hem maddi olarak etkilenecek hem de bahçeden kopmuş olacak. Asıl sıkıntı olan yerler şu an için Akçaabat ve Ortahisar ilçeleri için. Buralarda alarm verilmesi gerekiyor. Somut adımlar atılması lazım. Bununla mücadele ediliyor ama her geçen gün de böceğe maruz kalan alan genişliyor. Şu an Akçaabat'ta bulunan çiftçilerimiz için elimizden geleni yapmaya hazırız. Kurumların bir an önce çalışmalar başlaması lazım" diye konuştu.
'BAKANLIK DURUMA EL ATMALI'
Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Başkanı Sebahattin Arslantürk de, böcek türünün ağaçları kuruttuğunu, ilaçlı mücadelenin yanı sıra başka önlemlerin alınmasın da faydalı olacağını savundu. Arslantürk, "Acilen önlem alınmazsa, şimdilik Maçka ilçemizin Esiroğlu Mahallesi'ndeki fındık bahçelerinde görülen bu böcek hızla tüm bahçelerimize yayılacak, önce Maçka vadisindeki sonra da tüm bölgemizdeki fındık bahçelerimizi ve meyve ağaçlarımızı kurutacak, telafisi mümkün olmayacak zararlar verecek. Bu zararlı böcek, fidelerin çatlak ve kabuklarının arasında yumurtaları oluyor. Yumurtalardan çıkan larvalar direk ağacın içerisine giriyor. Zararı oluşturan ve ağaçların kurumasına neden olan da larva dönemi. Böcek daha sonra ergin haliyle kocaman bir delikle ağaçtan çıkıyor. Bu çıkıştan sonra artık ağaç için çok geç. Bakanlık duruma el atmazsa Trabzon'da Maçka ilçesinde yer alan bu böcek türü bütün Trabzon'a buradan da bütün bölgeye yayılarak fındığı yok edecek. Bölgenin ekonomisini doğrudan olumsuz etkileyecek. Bölgede kahverengi kokarca tehdidi vardı zaten. En azından kahverengi kokarca fındığı kurutuyordu. Bu böcek türü direk ağacı kurutarak fındık bahçelerini yok ediyor. İlaçlı mücadele ile bununla baş etmemiz mümkün değil zaten toprağın altına, ya da ağaçta açtığı deliğin içine giriyor" ifadelerinde bulundu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------
-Fındık bahçeleri drone görüntüsü
-Fındık bahçesi detay görüntü
-Drakula lakaplı böcek detayları
-Zarar gören fındık ağaçlarından görüntüler
Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Mustafa Hikmet Eyüpoğlu röportaj
-Genel detaylar
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 361 MB
Haber-Kamera: Aleyna KESKİN TRABZON
====================
Bu barakalar 'yapı kayıt belgeli'
Antalya'nın Muratpaşa ilçesine bağlı Güzeloba Mahallesi'nde, yaklaşık 3 bin metrekare arazideki 10'ar metrekarelik 2 barakaya, 'İmar Barışı' kapsamında 'yapı kayıt belgesi' verildi. Barakaların sahibi Fatma Gürler, arazinin 25 yıldır zilyetinde olduğunu ve vergisini ödediğini söyledi. Bölge sakinleri ise alanın kamu arazisi olduğunu belirterek, Gürler'den şikayetçi oldu.
Muratpaşa'nın Güzeloba Mahallesi'nde 3 bin metrekarelik araziye sınır 2 apartmanda oturanlar, 1 Ocak'tan sonra getirildiğini ve alana konulduğunu öne sürdükleri barakaların kaldırılması için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Muratpaşa Belediyesi'ne başvurdu. Ümmüşen Genç ve Erkan apartmanlarının sakinleri, kamuya ait olduğunu belirttikleri alandaki barakaların kaldırılmasını isterken, alanı işgal ettiğini öne sürdükleri Fatma Gürler'den de şikayetçi oldu.
Kamuya ait olduğu belirtilen arazinin yanındaki apartmanda 30 yıldır oturduğunu ve Güzelobalı olduğunu belirten avukat Celal Çağcı, "Burası kamuya ait, evlerimizin de önünde bir yer. Mayıs ayı gibi vinçle bu kulübeyi getirip koydular ardından biraz daha altına bir şeyler yaptılar. 4- 5 aydır burada zaman zaman gelip ağaçları kesiyorlar. Burası yemyeşil ağaçlıktı, gelip, müdahale ediyoruz; ama 'Biz burayı satın aldık, burada hissemiz var' diyerek, bizi oyaladılar" dedi.
'İŞGAL EDİYORLAR'
Geçen hafta da beyaz kulübeyi getirip, koyduklarını dile getiren Celal Çağcı, "Sonra 'Yanlış yere koymuşuz' deyip, vinçle alıp, öbür tarafa kaldırıldı. Bu işle epeydir uğraşıyoruz. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne başvurduk, belediyeye başvurduk; ama uzun süredir bunların buradan kalkmaması bizi çok huzursuz ediyor. Kamunun olan bir yeri insanların gelip, böyle işgal etmesi, bu güzel ağaçları kesmesi, hepimizi son derece üzüyor" diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nce belediyeye 'Bunlar ne zaman yapıldı, araştırın' yazısının gönderildiğini belirten Celal Çağcı, belediyenin de 'Biz bunun ne zaman yapıldığını nasıl bileceğiz, onu nasıl tespit ederiz' yanıtını verdiğini kaydetti. Kamuya ait bu arazinin sahipsiz kaldığını söyleyen Çağcı, "Bu barakaların 1 hafta, 10 günde kaldırılıp, götürülmesi lazımdı. Kamunun yeri burası. Herkes seyrediyor" dedi.
'YAPI DEĞİL, KONTEYNER'
Arazi içinde derme çatma 3 baraka olduğunu, 3'ünün de 1 Ocak'tan sonra konulduğunu aktaran Çağcı, "Bu 3 barakadan 2'si, 10'ar metrekare gözüküyor ve konut niteliğinde. 15 Mayıs ve 29 Mayıs tarihli 'yapı kayıt belgesi' verilmiş. Diğer baraka ise ağaçların arasında ve kime ait bilmiyorum. Bu yapıların hiçbiri ocak ayından önce yoktu ama 'yapı kayıt belgesi' almışlar. 'Yapı kayıt belgesi' için yapının 31 Aralık 2018'den önce yapılması lazım; ama Allah aşkına bu yapı mı? Konteyner" diye konuştu.
'UYDUDAN GÖREMİYORUZ, AĞAÇLIK BÖLGE' DENİLMİŞ
Konteynerlerden birinin, ocak ayında arazinin yanındaki ormanlıktayken, mayısta buraya taşındığını, beyaz barakanın geçen hafta getirildiğini anlatan Çağcı, "Mayıs ayından sonra oldu hepsi. O zaman ağaçlardan kulübeler de görünmüyordu; ama gelip ağaçları da kesiyorlar. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri de 'Uydudan göremiyoruz, ağaçlık bölge burası' diyor. Orada bir film mi dönüyor, kimseyi de suçlamıyoruz tabi" dedi.
Zaman zaman görülen ağaç kesimlerinin cumartesi günü tekrarlandığını ve polise şikayetçi olduklarını söyleyen Celal Çağcı, "Ağaç kesen 2 kişiyle apartman sakinleri, Demircikara Polis Merkezi'ne gittik. İfadelerimiz alındı ve konu savcılığa intikal etti. Burası kamunun alanı ve bu barakaların kaldırılması, ağaç kesiminin durdurulmasını istiyoruz. Buradaki barakalar imar affından yararlanamaz. 'Biz burada zilyetiz' diyorlar ama 30 yıldır burada oturuyorum; onlar daha 4 aydır zilyetler" diye konuştu.
'25 YILDIR ZİLYETİMDE'
İddialarla ilgili konuşan Fatma Gürler ise arazinin 1994 yılından beri kendisine ait olduğunu, vergisini ödediğini öne sürerek, "Kamu alanı değil, bizim. Zabıtalar geldi, kontrol etti. Elektrik ve suyum var. Bu kişiler gelip camımı kırdı; evimin içinde ne varsa aldılar, onlara tazminat davası açtım. Belediye tüm evrakımı aldı, gördüler. 25 yıllık zilyetim altında. 1994 yılından beri Güzeloba'da yaşıyorum. Memurdum ve devlet memurluğu zamanında almıştım. Benim yerime zeytin ağacı dikip 'bizim' diyorlar. Devletim kabul etmiş bana vermeye, millete hiçbir şey düşmez. Oralarda uyuşturucu kullananlar vardı. Evime dahi girdiler. Ben de onlar hakkında şikayetçiyim" dedi.
Görüntü Dökümü
------------
Ağaç kesimi yapılırken cep telefonu görüntüsü
Ağaçların kesildiği bölgeden görüntü
Barakaların görüntüsü
Kesilen ağaç gövdelerinin görüntüsü
RÖP: Av. Celal Çağcı
Detaylar
498 MB -- 04.30// HD
HABER: Mehmet ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
======================
Ahıska Türkü Bekirov, aynı anda 4 ameliyatla sağlığına kavuştu
Antalya'da, kalp hastası Ahıska Türkü Tasin Bekirov (59) aynı anda 4 ameliyat olarak sağlığına kavuştu. Bekirov, kendisini sağlığına kavuşturan doktoru için "Hocamın ellerinden öperim" derken, eşi Nafiya Bekirov (58) Türkiye'de olmaktan duyduğu mutluluğu anlatırken gözyaşlarına boğuldu.
Yaklaşık 3 yıl önce eşi, 3 çocuğu ve 8 torunuyla Özbekistan'dan gelerek, Türkiye'ye yerleşen kalp hastası Ahıska Türkü Tasin Bekirov, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Kliniği'nde art arda yapılan 4 ameliyat ile sağlığına kavuştu.
Balonlaşan aort damarı yapay damarla değiştirilen, kalp kapakları tamir edilen, ritim bozukluğu düzeltilen ve tıkalı 2 damarı by-pass edilen Tasin Bekirov, mutluluğunu "Hocamın ellerinden öperim" sözleriyle dile getirdi.
'BİZE ÖYLE BAKIYORLAR Kİ ŞAŞIRDIM KALDIM'
Rahatsızlığının 5-6 yıl önce başladığını, Özbekistan'da pek çok kez doktora başvurmasına rağmen çözüm bulamadığını anlatan Bekirov, Alanya'da özel bir hastanede anjiyo olduktan sonra Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvurduğunu söyledi.
Burada Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Osman Tansel Darçın tarafından ameliyat edildiğini belirten Bekirov, kendisini sağlığına kavuşturan doktoruna teşekkür ederek, "Hocamdan Allah razı olsun. Beni çok güzel ameliyat etti" dedi. Doktor ve hemşirelerin ilgisinden çok memnun olduğunu söyleyen Bekirov, "Bize öyle bakıyorlar ki şaşırdım kaldım. Doktorlar hastalarla özel olarak ilgileniyor. Herkese teşekkür ederim. Allah herkesten razı olsun" diye konuştu.
BİZ NENELERİMİZİN, DEDELERİMİZİN HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Tasin Bekirov'un eşi Nafiya Bekirov ise Türkiye'de olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederken gözyaşlarını tutamadı. "Biz Ahıska Türküyüz" diyen Nafiya Bekirov, "Bizim nenelerimiz dedelerimiz Türkiye'ye gelmeyi çok istedi, ama nasip olmadı. Bu toprakları isteye isteye ölüp gittiler. Allah'a şükür biz geldik. Nenelerimizin dedelerimizin dileklerini ve hayallerini biz gerçekleştirdik. Ölsem az gelir" dedi. Hastaneden taburcu olmaya hazırlanırken, "Bir defter olsa da yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi yazsam" dediğini kaydeden Nafiya Bekirov, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şükürler olsun ki biz geldik ve Türkiye'yi gördük. Nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Konuşamıyorum. Çok şükür eşim iyi. Allah bu memleketten razı olsun. Kim bu memlekete değer katıyorsa Allah herkesten razı olsun. Cennet burası. Allah Türkiye'yi var etsin. Biz halimizden memnunuz. Çok şükür dualarımız kabul oldu. Bizim ata dedelerimizin dilekleri kabul oldu."
'AYNI ANDA 4 AMELİYAT PLANLADIK'
Prof. Dr. Osman Tansel Darçın ise hastanın kendilerine özel bir hastanede anjiyo yapılmış olarak başvurduğunu belirtti. Hastayı değerlendirdiklerinde kalpten çıkan aort damarının balonlaştığını belirlediklerini kaydeden Prof. Dr. Darçın, "Normalde 2- 2,5 santimetre çapındaki bu damarın çapı 6 santimetreye ulaşmıştı. Bu balonlaşma, kalp kapaklarını da bozmuştu. Hastada ritim bozukluğu da vardı" dedi. Hastayı açık kalp ameliyatı koşullarında 4,5 saat süren ameliyata aldıklarını anlatan Prof. Dr. Darçın, şunları söyledi:
"Kalpten çıkan ve bütün vücuda kanın yayılmasını sağlayan balonlaşmış büyük damarı yapay bir damarla değiştirdik, ritim bozukluğunu radyofrekans ablasyon tedavisiyle çözdük. Tıkalı iki damarı by-pass yaparak değiştirdik ve kalp kapaklarını tamir ettik. 4,5 saat süren 4 ameliyat sonunda hasta iki gün yoğun bakımda kaldı. Şu anda serviste kontrol altında."
Tasin Bekirov'un ameliyattan önce nefes darlığı, halsizlik ve çarpıntı şikayetlerinin yoğun olduğunu ifade eden Prof. Dr. Darçın, "Şimdi bu şikayetler ortadan kalktı. Hastamız sağlığına kavuştuğu için halinden memnun. Tabi biz de onun sağlıklı olmasından çok memnunuz" dedi.
Görüntü Dökümü
------------
Eğitim araştırma hastanesi dış plan görüntü
Servis dış plan görüntü Bekirov çiftinin koridorda yürürken görüntüsü
Prof. Dr. Osman Tansel Darçın hastayı muayene ederken görüntüsü
RÖP 1: Prof. Dr. Osman Tansel Darçın
RÖP 2: Tasin Bekirov
RÖP 3: Nafiya Bekirov
460 MB -- 04.09// HD
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
==================
Adana'da Güney Kore rüzgarı esti
Adana'da bu yıl 'Büyük Akdeniz Şöleni' kapsamında 3'üncü kez düzenlenen Uluslararası Adana Lezzet Festivali'nde Güney Kore rüzgarı esti.
Festival alanında sahne alan Güney Kore halk dansları topluluğu, geleneksel müzik, davul şov ve yelpaze dansları ile festivale damga vurdu. Festivalin son etkinliği olarak Güney Kore kültürüne ait şarkıların seslendirildiği ve dansların sergilendiği gösteriyi izleyiciler büyük beğeniyle izledi.
Görüntü Dökümü
-------
-Dans gösterisi
-Müzik topluluğunun gösterisi
-İzleyenler
SÜRE: 03'00" BOYUT: 333 MB
Haber-Kamera: Malik GÖDELİNER/ADANA,
===================
Antik Kent'teki konserin geliri eğitime destek olacak
İzmir'in Torbalı ilçesindeki 5 bin yılık tarihi geçmişe sahip Metropolis Antik Kenti'nde Uluslararası Rotary 2440. Bölge 9. Grup Kulüpleri tarafından Kürşat Başar Orkestrası ve Nükhet Yalçın konseri düzenlendi. Konserden elde edilen gelirin başta Torbalı'nın kırsal Yeniköy Mahallesi'ndeki ilk ve ortaokul olmak üzere 6 Rotary Kulübü'nün desteklediği okullar için kullanılacağı bildirildi.
Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyonu'nun 9. Grubu'nu oluşturan Alsancak, Buca, Dokuz Eylül, Güzelyalı, Kordon ve Varyant Rotary kulüpleri bir araya gelerek, Torbalı Yeniköy'ü kalkındırma ve Metropolis Antik Kenti'ni tanıtma çalışmaları kapsamında Kürşat Başar Orkestrası ve Nükhet Yalçın konseri düzenledi. Metropolis Antik Kenti'ndeki amfitiyatrodaki, biletleri 80 ile 120 liradan satılan konseri Torbalı Kaymakamı Ercan Öter'in de aralarında bulunduğu yaklaşık 600 kişi izledi. Konserin açılışında konuşan Torbalı Kaymakamı Ercan Öter, "Metropolis, geçmişi 5 bin yıl öncesine dayanan ve her geçen gün önemi daha da artan bir antik kent. Halen kazı çalışmalarının sürdüğü kentte bu yıl ikincisi düzenlenen konserden dolayı Rotary 2440. Bölge Federasyonu'na teşekkür ederiz" dedi.
Konuşmaların ardından Kürşat Başar Orkestrası ve Nükhet Yalçın, şarkılarını seslendirdi. 2 saat süren konserde 'Kimse Bilmez', 'Kirli Beyaz Kedi', 'Yağmur Öncesi' gibi yerli ve yabancı şarkılardan oluşan repertuvarı ustalıkla yorumlayan sanatçılar uzun süre ayakta alkışlandı.
Konserden elde edilen gelir başta Yeniköy ilk ve ortaokulu olmak üzere 6 Rotary Kulübü'nün desteklediği okullar için kullanılacağı bildirildi.
Rotary 2440. Bölge Federasyonu Başkanı Fatih Akçicek konser öncesi yatığı açıklamada, "1.5 sene önce Yeniköylüler ile tanıştık. Birbirimizi çok sevdik. Buraya emek harcamaktan çok mutluyuz. Yeniköylüler ile beraber işbirliği içerisinde çocuklarının geleceğine, kadınların bugününe hizmet götürüyoruz. Onların yarınlarına daha iyi bakmaları için fırsat taşımaya çalışıyoruz. Bunu elbette yalnız yapmıyoruz. İyi ki sizler varsınız" dedi.
Uluslararası Rotary 2440. Bölge Federasyonu 9. Grubu'nu tarafından Metropolis Antik Kenti'nde geçen yıl da Olten Filarmoni Orkestrası konseri düzenlenmişti.
Görüntü Dökümü
-----------
-Konserden görüntü
-İzleyicilerden görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: İbrahim DANIŞ/ TORBALI (İzmir),
Son Dakika › Güncel › Dha yurt bülteni - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?