Otobüs şoförü, aracına asılan patenci çocuğu dövdü
Antalya'da şehir içi yolcu otobüsü şoförü, araca patenle tutunan 3 çocuktan yakaladığı birini dövdü. Olay anı bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Kepez ilçesi Dokuma Ulus Mahallesi'ndeki olay, dün öğleden sonra yaşandı. Mehmet Akif Caddesi'nde seyreden özel halk otobüsünün arkasına, yaşları 10 ile 12 arasından değişen patenli 3 çocuk tutundu. Bir süre bu şekilde seyreden çocukları fark eden otobüs şoförü, aracı yol kenarına park etti. Adı açıklanmayan şoför, hızla aracından inerek çocukların üzerine yürüdü. Çocuklardan birine tokat atıp yere düşüren şoför, şiddet uygulamaya devam etti. Çocuğu sağ kolundan havaya kaldıran şoför, ardından yere yatırıp yeniden yumruk attı. Çevredeki esnafın tepkisi üzerine şoför, çocuğu eliyle kaldırıp savurdu. Şoför, kendisine müdahale etmek isteyen çevredekilere de hakaret etti.
Hakaretlerin devam etmesi üzerine esnafın tepkisi de sert oldu. Esnaf ve çevreden gelenler, şoförü dövdü. Yere düşen şoför, yine araya girenler tarafından olay yerinden uzaklaştırıldı. Görüntüler üzerine inceleme başlatan Antalya Büyükşehir Belediyesi, aracı 15 gün trafikten men etti. Yaşananlar ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına anbean yansıdı.
Görüntü Dökümü------------Şoförün çocuğu dövmesiyere düşmesiYerde vurmasıEsnafla tartışmasıEsnafın şoförü dövmesiOlay yerinden detaylar
Haber: Bülent TATOĞULLARI- Kamera: ANTALYA,
=====================
Kızını öldüren eşinden boşanamayan kadına, hakimden suç duyurusu
Balıkesir'in Havran ilçesinde doktor kızı Gülnur Yılmaz'ı (28) tabancayla 14 el ateş ederek öldürdüğü iddiasıyla Mustafa Ali Yılmaz (67) tutuklu yargılanırken, eşi Gülden Yılmaz ondan boşanmak için mücadele veriyor. Boşanma davasının görüldüğü mahkemenin hakimi, Gülden Yılmaz hakkında, "Beni boşamak için neyi bekliyorsun? Çocuğun mezardan çıkıp gelmesini mi bekliyorsun? Bu adam benim kızımı öldürdü" sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Hakim ayrıca, Gülden Yılmaz'ın şiddet ve korku yaratacak biçimde bağırdığını öne sürerek, boşanma davasının bir sonraki duruşmasına 'yeterli sayıda polis' gelmesini talep etti.27 Haziran günü, pratisyen hekim Gülnur Yılmaz, otomobiliyle Antalya'dan, Havran'da bulunan annesi Gülden Yılmaz'ın yanına gitmek için yola çıktı. Eşinden ayrı yaşayan ve emekli olduktan sonra İzmir'de market işleten Mustafa Ali Yılmaz da kendisine boşanma davası açan Gülden Yılmaz'a ulaşabilmek için daha önceden otomobiline GPS cihazı koyduğu kızını, aracıyla takip etmeye başladı. Baba Yılmaz, Havran rampalarına gelindiğinde kızının otomobilini, arkadan çarparak, yol dışına çıkardı. Otomobili bariyere çarparak duran genç doktor, annesinin yerini soran babasına cevap vermedi. Baba, kızını otomobilinden çıkarıp, kendi aracının arkasına götürdü. Ardından da tabancayla 14 el ateş etti. Başına 11 kurşun isabet eden Gülnur Yılmaz, olay yerinde yaşamını yitirdi. Kaçan baba, Havran Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından yakalandı. Mustafa Ali Yılmaz, Edremit Adliyesi'nde 'tasarlayarak öldürme' suçundan tutuklandı. Gülnur Yılmaz'ın cenazesi İzmir'deki Aşağı Narlıdere Mezarlığı'nda toprağa verildi.HAKİME SİTEM ETTİAnnenin kızının babası tarafından öldürülmesinden önce, şubat ayında İzmir 4'üncü Aile Mahkemesi'nde açtığı boşanma davasının ilk duruşması temmuz ayında görüldü.Dün görülen ikinci duruşmaya ise cinayet suçundan tutuklu olan Mustafa Ali Yılmaz ve avukatı ile Gülden Yılmaz'ın avukatı Türkan Yıldız katıldı. Mahkeme, Burhaniye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 'tasarlayarak öldürme' suçundan yürütülen soruşturma sonunda açılacak davada verilecek cezanın kesinleşmiş kararının mahkemeye sunulmasını isteyerek, duruşmayı erteledi.Başka bir duruşmanın görüldüğü sırada mahkeme salonuna giren Gülden Yılmaz, hakime, "Beni boşamak için neyi bekliyorsun? Çocuğun mezardan çıkıp gelmesini mi bekliyorsun? Bu adam benim kızımı öldürdü" diyerek, tepki gösterdi. Gülden Yılmaz'ın ardından mahkeme salonuna giren avukatı Türkan Yıldız, hakimden özür dileyerek, anneyi salondan uzaklaştırdı.HAKİMDEN POLİS TALEBİİzmir 4'üncü Aile Mahkemesi hakimi ise Gülden Yılmaz hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Gülden Yılmaz'ın şiddet ve korku yaratacak biçimde bağırdığını belirten hakim, boşanma davasının bir sonraki duruşmasına 'yeterli sayıda polis gelmesini' talep etti."Tüm bu olanların üzerine bir de şikayet edildim" diyen Gülden Yılmaz, "Yeterli sayıda polis gönderilmesi için talepte bulunmuş. Ben katil değilim, hırsız değilim. Herhangi bir hakarette de bulunmadım, sadece hakkımı aradım. Devletin kurumlarını neden böyle gereksiz şeylerle meşgul ediyor, anlamıyorum. Ben bu konuyla ilgili tüm yasal haklarımı kullanacağım, konunun arkasını bırakmayacağım" şeklinde konuştu.'İSTEMSİZCE İÇERİYE GİRDİM'Duruşma salonuna istemsizce girdiğini söyleyen acılı anne, "Bu dava arapsaçına döndü, neden olduğunu anlamıyorum ama bizim taraftan dolayı olmadığı kesin. Ben o adamla karşılaşmamak için duruşmada salona girmedim. Dışarıda beklerken avukatım gelip, hakimin bizi boşamadığını, diğer ceza davasının kesinleşmiş kararını istediğini söyleyince istemsiz şekilde içeriye girdim" şeklinde konuştu.Boşanma davasının 3'üncü duruşması ocak ayında görülecek.
Görüntü Dökümü---------Gülden Yılmaz ile röportaj Gülden Yılmaz ve avukat Türkan Yıldız'dan detay görüntüler
Haber: Davut CAN - Kamera: Melis KARAKUZULU/ İZMİR,
====================
İlk kez işiten bebeklerden biri güldü, diğeri ağladı
Antalya'da doğuştan işitme engelli 18 aylık Tuna Altuğ Işık ile 20 aylık Melek Eylül Orhan, koklear implant (biyonik kulak) ameliyatının ardından sesleri ilk duyduklarında şaşkına döndü. Melek Eylül eliyle kulağını gösterip gülücükler atarken, Tuna Altuğ ise ağlayarak tepki verdi.Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Kliniği'nden Doç. Dr. Erdem Atalay Çetinkaya ile Op.Dr. Nuray Ensari'nin koklear implant ameliyatı yaptıkları biri 18 aylık, diğeri 20 aylık doğuştan işitme engelli iki çocuk, ameliyatın ardından Odyolog Nurdan Aygener Yeşilyurt gözetiminde ilk kez seslerle tanıştıklarında ilginç tepkiler verdi. 20 aylık Melek Eylül Orhan, hayatında ilk kez ses duyduğunda eliyle kulağını gösterip gülücükler atarken, 18 aylık Tuna Altuğ Işık ise daha önce hiç bilmediği sesleri duyunca ağlamaya başladı. Her ikisi de iç kulaktaki alıcı hücrelerin doğuştan gelişmemesi nedeniyle işitme engelli dünyaya gelen ve ameliyatla duymaya başlayan çocukların ailelerinin hayatında da yeni birer sayfa açıldı.MELEK EYLÜL SESLERİ DUYUNCA HEYECANLANIYORİkinci çocuğu Melek Eylül'ün duymadığı için hırçın olduğunu, bazen başını duvara bile vurduğunu anlatan Kerime Orhan (25), ameliyattan sonra ise kızında büyük değişimler gözlediğini belirtti. Anne Orhan, Melek Eylül'ün sesleri duymaya başladığından bu yana çok heyecanlı, çok mutlu olduğunu ve kardeşiyle oyunlar oynadığını söyledi.'ÖPÜCÜKLER VERDİ, GÖZ KAPAKLARIYLA TEPKİLERİNİ GÖSTERDİ'Minik kızın ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. Erdem Atalay Çetinkaya, iç kulaktaki alıcı hücrelerin doğuştan gelişmemesi sebebiyle işitme engelli dünyaya gelen Melek Eylül'e iki taraflı koklear implant ameliyatı yaptığını belirtti. Doç. Dr. Çetinkaya, "Sesin ne olduğunu ameliyattan sonra algılamaya başlayan Melek Eylül, hızlı bir eğitimle normal yaşıtları gibi olacak" dedi. Melek Eylül'ün seslerle ilk tanıştığında kendilerine öpücükler yolladığını, güldüğünü belirten Doç. Dr. Çetinkaya, "Yaptığımız testlerde, verdiğimiz sinyallere beyin tarafından cevap aldığımızı gördük. Sesleri duyunca bize öpücükler verdi, göz kapaklarıyla tepkiler gösterdi" dedi.SESLERE AĞLAYARAK TEPKİ GÖSTERDİAnnesi Ela Işık (35), babası Nejdet Işık (38) ve ağabeyi Musa Işık (5.5) ile birlikte koklear implant ameliyatının ardından kulak arkasına yerleştirilen cihazın testi için Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelen Tuna Altuğ da ilk kez ses duyduğu andaki tepkisini yineledi. Seslere ağlayarak tepki veren minik Tuna Altuğ'u, annesi, babası ve doktorlar sakinleştirmeye çalıştı.Tuna Altuğ'un hemşire annesi Ela Işık, sesin ne olduğunu henüz algılayamadığı için oğlunun ağlayarak tepki verdiğini söyledi. Anne Işık, "Tuna cihaz takılıp sesleri duyunca kendi kendine bağırıyor, ağlıyor. Cihazı çıkarınca sessizleşiyor. Sesin ne olduğunu anlamadığı, bilmediği için tepki veriyor. 'Tuna' diye birkaç kez seslenince dönüp bakıyor" dedi.
Görüntü Dökümü---------Eğitim araştırma hastanesi dış plan görüntüOdioloji dış plan görüntüMelek Eylül dayısının kucağında gülerken görüntüsüTuna Altuğ cihaz takılırken ağlamasıTuna Altuğ koridorda görüntüsüTuna Altuğ muayene olurken görüntüsüMelek Eylül annesinin kucağında görüntüsüMelek Eylül gülerken görüntüsüRÖP 1: Ela IşıkRÖP 2: Kerime OrhanRÖP 3: Doç. Dr. Erdem Atalay Çetinkaya Detaylar
533 MB -- 04.49// HD
HABER: Selma KUNAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
============================
Seyahat acentelerinin beklediği yasa tasarısı, aralık ayında TBMM'de
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, ülke genelinde şubeleriyle birlikte toplam 11 bin seyahat acentesini ilgilendiren ve uzun yıllardır konuşulan yasa tasarısının, aralık ayı içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) geleceğini açıkladı.TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, sektörün uzun yıllardır beklediği yasa değişikliğiyle ilgili önemli açıklamada bulundu. Firuz Bağlıkaya, seyahat acenteleriyle ilgili yasa tasarısının, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile beraber hazırlandığını belirterek, "Aralık ayı içinde sayın bakanımızın ifadesiyle Meclis'e sevk edeceğini söylemişti. Onu bekliyoruz. O yasal düzenlemeyle sektörde çok köklü değişiklikler olacak. Çorbada tuzu olan bizim yönetimimiz ve bizden önceki yönetimlerin hepsine teşekkür ediyorum. Çok çağdaş, günün şart ve koşullarına uygun bir yasa taslağı hazırlandı. İnşallah yeni dönemde bunun devreye girmesiyle, yönetmelik çalışmalarını da tamamlayacağız. Üyelerimize güzel bir meslek geleceği bırakmanın huzuruyla da ayrılacağız inşallah" diye konuştu.2020 TURİZMİ DE İYİ GÖRÜNÜYORTürkiye'nin 2019 turizm sezonunun gayet pozitif geçtiğine işaret eden Bağlıkaya, "Bazı pazarlarda malum büyük bir tur operatörü iflas etti. Bunun getirdiği bir karmaşa yaşansa da genel olarak turizm sektörüne bakıldığında 'incoming' açısından umut edildiği ve beklendiği gibi geçti diyebiliriz. 2020 de aynı şekilde devam edecek diye düşünüyoruz. Fuarların hazırlıkları ve çalışmalar devam ediyor. Ülkemizde huzur ve güven olduğu müddetçe turist sayısı da, geliri de artarak devam edecektir. Antalya'da kasım ayında muhteşem bir hava var ve hala her taraf turist kaynıyor. Ara tatilin de getirdiği bir canlılık var. İnşallah sezonu 12 aya ve tüm ülkeye yayma konusunda da başarılı olacağız" diye konuştu.YASA TASLAĞINDA NELER VAR?TÜRSAB Hukuk Müşaviri İlker Ünsever, seyahat acentelerinin tabi olduğu 1618 sayılı yasada yapılacak değişikliklerle ilgili önemli başlıkları, şöyle anlattı: "Birincisi seyahat acentelerinin mesleki ticari işletme olma özelliği vurgulanıyor. Yani eğitimli personel gibi hususlarda düzenlemeler var. Bir adam seyahat acentesi olmadan seyahat acentesi gibi tur yaparsa 4 bin TL para cezasına çarptırılıyor ve siciline işlenmiyor. Ama bir seyahat acentesi bir belgeyi vermekte gecikse bile 7 bin lira para cezasına konu oluyor. İkincisi, seyahat acentelerinin işletme olarak devri mümkün hale geliyor. İlkel bir teminat sistemi yerine, mesleki sorumluluk sigortası sistemi geliyor. Şu an devri mümkün değil, anayasal bir hak kısıtlanmış, bir mal varlığı var ve devredilemiyor. Üçüncüsü, seyahat acentelerinin faaliyetlerinin nitelikleri ve uzmanlıkları tanımlanıyor. Belgesiz, yani kaçak ve sahte seyahat acentelerine ilişkin yaptırımlar geliyor. Şu anda idari para cezası olan şeyler adli para cezası ve hapis cezasına dönüşüyor. Ayrıca çok önemli başka bir şey turizm kavramları içinde yer alan tur, transfer ve elektronik ortamdaki seyahat ticareti yeniden ve çağdaş biçimde düzenleniyor. Örneğin şu an tüketicileri aldatmak mümkün, teklif yasalaşırsa seyahat acentesi güvencesi olmaksızın seyahat ürünleri ticareti mümkün olmayacak. TÜRSAB'ın tek başına denetim hakkı da ortaya çıkıyor. Seyahat acentesi olmadan yapılan satışlara yaptırımlar ağırlaştırılıyor. Tüketici kanunda yer alan unsurlar nedeniyle alışveriş yaptığı yerin bir seyahat acentesi olup olmadığını da anlayabilecek."
Görüntü Dökümü------------Su parkında havuzlarda serinleyenlerden görüntü ----- Arşiv GörüntüKaydıraklardan kayanların görüntüsü------ Arşiv GörüntüKonyaaltı plajı genel görüntü----- Arşiv GörüntüDenize girenlerden görüntü--- Arşiv GörüntüRÖP: Firuz Bağlıkaya ( TÜRSAB Başkanı )
552 MB -- 04.59/// HD
Haber: Mehmet ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,
============================
Marmaris'te yabancı askerler esnafın yüzünü güldürdü
Muğla'nın Marmaris ilçesinde, 'Doğu Akdeniz-2019' askeri tatbikatı kapsamında gelen yabancı ülke askerleri, çarşı izninde yaptıkları alışverişle esnafın yüzünü güldürdü.Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı sevk ve idaresinde 09-22 Kasım arasında yapılan 'Doğu Akdeniz-2019 Tatbikatı' kapsamında, 15 ülkeden gelen 4 bin 700 askerin bir bölümü, çarşı iznine çıktı. Tatbikatın son aşamasında çarşı iznine çıkan Pakistan, Kanada, İspanya, Katar, Ürdün, Bangladeş ve İtalya uyruklu askerler, Marmaris Kapalı Çarşısı'nı gezerek alışveriş yaptı. Hediyelik eşya satan dükkanlara ilgi gösteren yabancı askerlerin Marmaris'i simgeleyen ürünler satın aldığı görüldü. Deri ve tekstil dükkanlarına da ilgi gösteren yabancı askerler, uğradıkları mekanlardan alışveriş yapmadan çıkmadı. İlçenin merkezi olan Yat Limanı, Kordon ve Ulusal Egemenlik Caddesi'nde balıkçı ile özgürlük adlı heykeller önünde hatıra fotoğraf çektirdi. Saç- sakal tıraşı olan ya da restoran ile kafeteryaları dolduran askerler esnafın yüzünü güldürdü.'KIŞ SEZONUNDA YÜZÜMÜZ GÜLDÜ, CEBİMİZ DOLDU'Restoran işletmecisi Mustafa Yüksel, "Yabancı askerler sayesinde işlerimiz arttı. Öğle saatlerinden itibaren aniden gelmeye başladılar. Gün sonunda bitecek olan 12 çeşit yemeğimiz 3 saatte bitti" dedi. Döner ustası Ahmet Çetin, "Pakistan başta olmak üzere Ortadoğu ülkesi askerler et ve tavuk dönere yoğun ilgi gösteriyor. Kısa sürede döner tezgahlarımız bitti. Ölü dediğimiz kış sezonunda yabancı askerler sayesinde yüzümüz güldü" dedi. Giyim eşyası satan kapalı çarşı esnafı Arif Pekpaz ise, "Turizm sezonu bittiği için dükkanlarımızı kapatma hazırlığındaydık. Tatbikata geldiklerini öğrendiğimiz askerler sayesinde kış sezonunda cebimiz para gördü. Girdikleri tekstil dükkanlarından alışveriş yapmadan çıkmıyorlar" dedi. Kapalı Çarşı'da berberlik yapan Murat Sönmez, "Özellikle Kanadalı ve İtalyan askerler sakal trası olmak istiyor. Türk berberlere hayran olduklarını söylüyorlar" diye konuştu.
Görüntü Dökümü------------Alışveriş yapan yabancı askerlerden görüntüRestoran ve kafeteryalardaki askerlerden genel görüntüHaberde isimleri geçen restoran, tekstil ve berber esnafı ile röportajlar
Haber-Kamera: Ali GÜNDOĞAN/ MARMARİS (MUĞLA),
============================
Gazipaşa'da kivi hasadı başladı
Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde kivi hasadı başladı. Kivinin kilosu kalitesine göre 1.5 liradan 5 liraya kadar alıcı buluyor. İlçede yıllık ortalama 310 ton kivi üretiliyor.Gazipaşa'da 25 bin dekar arazide 30'a yakın tropikal meyve yetiştiren üreticiler, ejder meyvesi, mango ve avokado hasadının ardından kivi hasadına da başladı. İlçe merkezine 35 kilometre uzaklıktaki Gökçesaray Mahallesi'nde yetiştirilen kivi kalitesine göre kilosu 3 ile 5 lira arasında alıcı buluyor. İlçede toplam 170 dekar alanda kivi üretimi yapılırken, yıllık yaklaşık 310 ton rekolte elde ediliyor. Gökçesaray, Çile, Doğanca Çörüş ve Çığlık mahalleleri başta olmak üzere ilçe genelinde 400 rakımdan, 700 rakıma kadar her yerde kivi yetiştiriliyor. Gazipaşa'da üretilen kivilerin çoğunluğu yurt içinde tüketiliyor.Polis memuru olan ve 15 yıl önce kurduğu bahçesinde hafta sonu kivi hasadı yapan üretici Adem Yılmaz (40), "Kivi hasadı yaz aylarında yapılsa da aromasını aldığı şekeri tam olarak bu dönemde aldığı için bu günlerde hasat ediyoruz. Yaklaşık 5 dekar alanda 15 yıl önce kivi bahçemizi kurduk. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün teşvikiyle bölgede kazanç getirecek ilk profesyonel anlamda kivi bahçesini burada kurduk. 15 yıldır ürün alıyoruz. Özellikle suyu seven nemli bölgelerde çok verim veren bir meyve kivi. C vitamini yüksek, insanlara faydalı bir meyve. Dekardan 2 ile 3 ton verim alınır. Bakım iyi olursa 4 tona kadar çıkabilir. Kivi meyvesi kalitesine göre 1.5 liradan başlayıp, ürünlerimiz 5 liraya kadar alıcı buluyor. Turfanda hasatta kivi daha yüksek fiyatlara alıcı buluyor. Mevsimine göre fiyat değişmekte" dedi.
Görüntü Dökümü-------------Kivi bahçesinden görüntü-Kivi meyvesinden görüntü-Kivinin hasadı-Paketlerde hasat edilen kivi-Genel ve detay görüntüler.-RÖP: Adem Yılmaz
Haber-Kamera: Yücel BULUT/GAZİPAŞA (Antalya),
============================
Uşak'ta köylülerden sanayi bölgesine destek
Uşak'ın merkeze bağlı Ürünköy ve Beylerhan köyleri arasında kalan arazilere yapılması planlanan 3'ncü organize sanayi bölgesinin kurulmasına, bölge sakinleri basın açıklamasıyla destek verdi.Beylerhan Köyü Meydanı'nda bir araya gelen 60 kişilik grup, basın açıklaması yaparak planlanan 3'ncü organize sanayi bölgesiyle ilgili konuştu. Köylüler adına basın açıklamasını yapan vatandaşlardan Yunus Mıdık (30), vatandaşların arazilerini satmayacağı konusunda söylentiler çıktığını ancak gerçek arazi sahipleri olarak bu projeye destek olacaklarını ve arazilerini satmayı düşündüklerini söyledi. Mıdık, "Biz köylüler olarak köyümüzün ve bölgemizin 3'ncü bölge ile kalkınacağını biliyoruz. Köyümüzde organize sanayide çalışan birçok kişi var. Bu konuda, OSB Bölge Müdürlüğü'ne her türlü desteği sağlamaya hazırız. Arazilerimiz üzerinde kurulacak fabrikaların Uşak'ta yaşayan vatandaşlarımıza faydalı olacağını düşünüyoruz. Burada kurulacak olan 3'üncü bölgenin en az 10 bin kişiye ekmek kapısı açacağını biliyoruz. Bizler Uşak ilinin kalkınması için, Uşak'ta işsizliğin sona ermesi için bu yatırımın yapılmasını sonuna kadar destekliyoruz" dedi.Sanayi bakanlığının gerekli izinleri verdiğini ifade eden köy sakinlerinden Mehmet Fidan, "Hükümetimizin ve devletimizin belirlemiş olduğu sanayi bölgesinin faaliyete geçmesi konusunda sanayi bakanlığı karar almış. Demiş ki; buraya sanayi kurulacak. Bizler de değerlendirdik ve buraların verilmesinin uygun olduğunu kararlaştırdık. Yani kendi aramızda karar verdik. Buradaki arazilerin hepsi kiralık, kiraya veriyoruz. Çoğu arazi hisseli, aileler bölüşemiyorlar. Buralarda arpa, buğday ekilir sadece, başka bir şey yapılmaz. Yıllık olarak kiraya verilir. Su yok, sulama ve sulanmış arazimiz yok. Burada sene de bir ölçek buğdayı kiraya veririz. Bir sene sonra arpa, buğday gelir. O da 40, 50 bin lira yapar. Yani burasının başka bir geliri yoktur. Verimli bir arazi olduğu söylenir ama arpa ve buğday dışında bir verimliliği yoktur" dedi.Açıklamanın ardından köylüler sessizce dağıldı.
Görüntü Dökümü---------Köylülerden görüntüYunus Mıdık konuşmaKöy sakini Mehmet Fidan konuşma
Haber- Kamera: Feyzi DAVULCU/ UŞAK,
============================
Ekmek almak için bekledikleri durakta seyyar soba ile ısınıyorlar
Karabük'ün Safranbolu ilçesine bağlı Sarıahmetli köyünde yaşayan Recep Özen(65), her sabah ekmek getiren aracı, durakta bekleyen hem köylülerin hem de kendisinin ısınması için seyyar soba yaptı. Özen, evinin önünde yaktığı sobayı 2 teker üzerinde demir çubukla 50 metre mesafedeki durağa çekerek getirip geri götürüyor.Karabük-Kastamonu yolu üzerinde bulunan Sarıahmetli köyünde yaşayan işçi emeklisi evli ve 2 çocuk babası Recep Özen, köy sakinleriyle birlikte kış ayında her gün saat 08.00 sıralarında köye ekmek getiren aracı durakta beklerken üşümemek için seyyar soba yaptı. Evinin önünde sobayı tutuşturan Özen, borusundan dumanlar yükselen 2 teker üzerindeki demir çubuk bağlı sobayı 50 metre mesafedeki durağa getirip bekleyenlerle birlikte ısınmaya çalışıyor. Ekmeklerini alan vatandaşlar daha sonra seyyar sobayla birlikte köylerine geri dönüyor.Özen, özellikle sabahın erken saatlerinde havaların soğuk olmasından dolayı ısınmaları için seyyar soba yapmaya karar verdiğini belirterek, "Ekmek almak için soğukta bekliyoruz, üşüyoruz. Böyle bir fikir aklıma geldi. 'Yaparsam nasıl olur' dedim. Yaptım ve iyi oldu. Arkadaşlarla beklerken ısınıyoruz. Bu bir hizmettir. Vatandaş üşümesin. Hep kendini düşüneceksin diye bir şey yok. Birazda vatandaşı düşüneceksin. O da ısınırsa, bir dua ederse ne güzel." dedi.İLGİNÇ BOSTAN KORKULUĞUEvinin önünde duran, asker selamı veren işçi kostümlü bostan korkuluğuna değinen Özen, "Askerimiz olmasa biz burada ne duracağız? Esas önemli olan onlar. Onlar oralarda ne soğuklarda uğraşıyorlar, bizi bekliyorlar. Hepsinden Allah razı olsun. Bütün askerlerimize kolaylık versin." diye konuştu.PET ŞİLELERLE SANDAL YAPTIPet şişelerle yaptığı sal ile Araç Çayı'nda gezen Özen, şunları söyledi: "Marketten aldığım 20 litrelik suları içtikten sonra bidonlar kalıyor. Bundan böyle bir şey değerlendireyim istedim. 17 bidonun üstüne tahta koydum. Pedal yaptım. İleride geride gidebiliyorsun. Güzel oldu. Arkadaşlarla çayda tur yapıyoruz. Vakit geçiriyorsun, stres atıyorsun. Seviyorum böyle değişik şeylerle uğraşmayı.""ARKADAŞIMIZ MUCİTTİR"Köy sakinlerinden Nurettin Yılmaz, "Recep arkadaşımız mucittir. Kafası da çalışır. Bu işlere yatkındır kafası, sanatkardır. Ekmek alırken ısınıyoruz bu sobada. Gayet de güzel oluyor." dedi.Cevat Özcan da, "Arkadaşımız biraz mucit, her şey yapıyor. Her gün sobayı yakıyor. Allah razı olsun." diye konuştu.
Görüntü Dökümü--------------Recep Özen sobayı yakarken, durağa götürürken-Recep Özen'in durakta bekleyenlerle sohbeti-Durakta bekleyenlerin sobanın etrafında ısınmaları-Durakta bekleyenlerin araçtan ekmeklerini alıp sobayla birlikte köye dönmeleri-Asker selamı veren bostan korkuluğu-Recep Özen'in yaptığı sal ile gezmesi-Recep Özen röp-Nurettin Yılmaz röp-Cevat Özcan röp
Boyutu: (708 MB.)
Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük),
============================
Son Dakika › Güncel › DHA YURT BÜLTENİ - 5 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?