Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-9

1)DEVLET BAHÇELİ'DEN ZARRAB'A SERT SÖZLER: ŞARLATAN, ŞEREFSİZ BİR AJANANTALYA'da düzenlenen belediye başkanları toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Reza Zarrab'ı kast ederek, İranlı bir şarlatan üzerinden günlerdir Türkiye'ye parmak sallayan, ayar vermeye çalışan, adeta...

09.12.2017 13:31

1)DEVLET BAHÇELİ'DEN ZARRAB'A SERT SÖZLER: ŞARLATAN, ŞEREFSİZ BİR AJAN

ANTALYA'da düzenlenen belediye başkanları toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Reza Zarrab'ı kast ederek, İranlı bir şarlatan üzerinden günlerdir Türkiye'ye parmak sallayan, ayar vermeye çalışan, adeta sanık yerine koyan ABD utanmazlığını ibretle, esefle, nefretle takip ettiklerini söyledi. Bahçeli, "İşlenmiş suçların yargı sahası Türkiye'dir. Rüşvet trafiği Türkiye'de gerçekleşmiştir. O halde, ABD'de kurulan mahkeme neyin nesidir?" dedi.

MHP Belediye Başkanları Toplantısı, Antalya'da Belek Turizm Bölgesi'ndeki Sueno Hotel'de başladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, toplantının açışında belediye başkanlarına yönelik yaptığı konuşmada, Reza Zarrab ve Kudüs konularına ilişkin sert açıklamalarda bulundu.

2019 ÇETİN GEÇECEK

Konuşmasının başında belediye başkanlarına 2019 yılının hem zorlu hem de çetin geçeceği uyarısında bulunan Bahçeli, "Buna dikkat etmek, sanki yarın seçim varmış gibi, sanki yarın kader seçimine giriliyormuş gibi dakik, atik ve hazırlıklı olmak ertelenemez bir ihtiyaçtır. 2019 Mart'ında kapıdan bakmak, kazma kürek yakmak istemiyoruz. Yolu yok, başaracağız. Çaresi yok, kazanacağız" dedi.

PARTİDEN AYRILAN BELEDİYE BAŞKANLARINA

MHP'den kopup İyi Parti'ye geçenlere de seslenen Bahçeli, otel salonlarından tarla kongrelerine kadar yaşanmadık rezalet bırakılmadığını söyledi. Bugüne kadar MHP'den seçilip de değişik nedenlerle nefislerine yenilmiş, sözlerini yutmuş, emanetleri çiğnemiş belediye başkanları olduğunu belirten Devlet Bahçeli, "Bunlarla yolumuz ve yönümüz elbette ayrılmıştır. Nefesleri yetmemiş olabilir, nefisleri yükselmiş olabilir, yürekleri yememiş olabilir, yiğitlikleri de yavan ve sanal olabilir. Kısaca sebep ne olursa olsun, kalanlar, yani burayı şereflendiren siz değerli arkadaşlarım; davamızın onurunu, gidenler ise ömür boyu yaşanacak pişmanlığın onmaz yarasını ta derinlere kadar hissedeceklerdir" diye konuştu.

'İRANLI BİR ŞARLATAN'

Reza Zarrab'ı kastederek, İranlı bir şarlatan üzerinden günlerdir Türkiye'ye parmak sallayan, ayar vermeye çalışan, adeta sanık yerine koyan ABD utanmazlığını ibretle, esefle, nefretle takip ettiklerini kaydeden Devlet Bahçeli, "Bu rüşvetçi casusun itiraflarıyla Türkiye'ye hüküm vermek, Türkiye'nin kaybedeceğini sanmak mümkün olmadığı gibi gayri meşru, gayri ahlaki, gayri hukuki bir alçalma halidir. Ortada bir rüşvet çarkı varsa, ortada bir suç varsa, ortada milletin ve devletin kaynakları ona buna ticaret kılıfıyla dağıtılmışsa, bunun hesabının sorulacağı, yargılamasının yapılacağı yer ABD değil Türkiye Cumhuriyeti'dir" dedi.

İCAZET ALMAYA GEREK YOK

İran'la ticaret yapmanın ayıp veya sakıncalı bir yanının olmadığının altını çizen Bahçeli, "Bu ülkeye koyulan ambargonun delinip delinmeyeceğini hiçbir ülke ve muhasım odağa sormaya, onlardan izin ve icazet almaya gerek de yoktur. Türkiye bağımsız bir ülke değil midir? Kimden ne alacağımızı, kime ne satacağımızı, kimlerle hangi iş ve ticaret ilişkisine gireceğimizi egemen bir devlet olarak kendimiz belirler, kendimiz tayin ederiz. ABD'nin keyfine bakarak, siyasi ve ekonomik çıkarlarımızdan vazgeçemeyiz, vazgeçmemeliyiz" diye konuştu.

ABD'YE TEPKİ

Türkiye Cumhuriyeti'nin dış güçlerin müsamahasıyla kurulmadığını belirten Bahçeli, "Yabancı çevrelerin müsaadesiyle vücut bulmadı. Bundan sonra da hiç kimsenin onay, taltif ve iznine değer verecek, dikkate alacak hali kesinlikle olmayacaktır. ABD, terör örgütleriyle koyun koyuna girerken Türkiye'ye mi sordu? FETÖ elebaşını Pensilvanya'da korumaya alırken, hainlere kollarını açarken Türkiye'ye mi danıştı? Türkiye'yle mi anlaştı?" dedi.

'RÜŞVET TRAFİĞİ TÜRKİYE'DE GERÇEKLEŞMİŞTİR'

Şarlatan şeytanın Türkiye'ye iadesi halinde mahkeme önüne çıkarılarak, üzerine atılı suçlardan dolayı verilecek cezaya, kesilecek hükme razı gelmesinin başlıca istek ve temennileri olduğunu dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:

"İşlenmiş suçların yargı sahası Türkiye'dir. Rüşvet trafiği Türkiye'de gerçekleşmiştir. O halde, ABD'de kurulan mahkeme neyin nesidir? Nereye varılmak, hangi sonuca ulaşılmak istenmektedir? ABD'de kurulan mahkemenin hukukiliğinden, meşruluğundan kim, nasıl ve hangi hakla bahsedebilecektir? Türkiye müstemleke bir devlet değildir. Türkiye iradesiz hiç değildir. Bir hakimin ağzından çıkacak kararla, şerefsiz bir ajanın kokmuş ifadeleriyle 80 milyon zan ve töhmet altında bırakılamayacak, bırakmaya tevessül edenlere de fırsat verilmeyecektir."

'ŞEREFİNİ KAYBETMİŞ BİR MAHLUK'

ABD'yi terör örgütlerini kışkırtmakla ve kan dökülmesini seyretmekle suçlayan Bahçeli, ABD'nin teröristleri himaye ettiği, vatanımızın bölünmesini, milletimizin parçalanmasını projelendirdiğini kaydetti. Bahçeli, şöyle devam etti:

"Hangi taşı kaldırsak altından ABD çıkmış, hangi kumpası dürtsek, hangi komplonun maskesini indirsek ABD belirmiştir. Artık bu kadarı da fazladır. Türkiye kendi hayat ve varlık haklarına sahip çıkacak güçtedir. Türkiye vahşi batı hukukuna göre sorgusu yapılamayacak 94 yıllık Cumhuriyet mazisi, binlerce yıllık devlet geleneği olan cüssesiyle, cüretiyle, cesaretiyle bir devdir. Necabet ve asalet Türk milletinin ziynetidir. Pespaye bir rezilin, şerefini kaybetmiş bir mahlükun, rutubetli bir mahkeme salonunda yapmış olduğu önceden planlı itiraflarının bizim nazarımızda hükmü yoktur, bağlayıcılığı yoktur, neyi var neyi yoksa ayaklarımızın altında çiğnenmesi de hakkımız, haysiyetimizin icabıdır."

'TRUMP SORUMSUZ VE SKANDAL BİR KARARA İMZA ATMIŞTIR'

ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail başkenti olarak tanıdıklarına yönelik açıklamalarına karşı da çok sert açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli, şunları söyledi:

"Kudüs İslam'dır ve aynı zamanda Türklüğün derin izlerini taşımaktadır. Kudüs mukaddesatımızın namusudur. Gitti demekle gitmez, düştü demekle düşmez, İsrail'in demekle bu tartı bu sıkleti çekmez. ABD'nin marazi ve maceracı yönetimi Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştır. Trump, sorumsuz ve skandal bir karara imza atmıştır. ABD Başkanı bu hakkı nereden almaktadır? ABD Başkanı Ortadoğu ve hatta dünyanın dengeleriyle oynamaya nasıl kalkışabilmektedir? Tüm dünya, ABD'nin Kudüs kararına odaklanmıştır. Bölge barut fıçısıdır. Ortadoğu'daki istikrarsızlık daha da kemikleşip, daha da şiddetlenecektir. ABD Başkanı, barış diyor, Filistin'in haklarından bahsediyor. Yalan, dolan, riya ABD yönetimine egemen olmuştur. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınmasından sonra, bölgede barış ve işbirliğinden akıl sağlığı yerinde olan hiç kimse bahsedemeyecektir. Siyonizm'in lobi çalışması, Trump'a nüfuz faaliyetleri zehirli meyvesini vermiştir. Kudüs bizzat kriz havarisi, kaos imalatçısı Trump tarafından dinamitlenmiştir. Kıyamet günü senaryolarına derinlik katılmıştır. Evanjelist ve Kabala tezgahı Trump'ın iradesine zincir vurmuştur."

KUDÜS'ÜN BAŞKENT OLARAK TANINMASI İMKANSIZDIR

Bahçeli, Rusya'nın Orta ve Kısa Menzilli Füzeler Anlaşmasını ihlal ettiğini öne süren ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, Moskova'nın buna son vermemesi halinde askeri ve ekonomik önlemler alacağını dün itibariyle duyurmasının da yeni bir bunalımın ayak sesleri olduğuna dikkat çekti. Yoğun istikrarsızlığın kapıda olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İslam alemi infial halindedir. Üçüncü intifada çağrısı yapılmıştır. Dün medyaya yansıyan şiddet sahneleri, cuma namazı çıkışı protesto gösterileri, İsrail güvenlik güçlerinin acımasızca saldırıları önümüzdeki günlerin çok şeye gebe olduğunun habercisidir. Kudüs, ilk kıblemizdir. Üç dinin kesişme noktası olan Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınması din savaşlarını tetikleyecek, husumet ve dehşet verici eylemler yer kürenin her yerine yayılabilecektir. Tehlike anormal boyuttadır. Felaket yanı başımızdadır. ABD, 1947 ve 1980 yıllarında alınanlar başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe saymış, uluslararası anlaşmaları inkar etmiştir. Barış ve istikrar için, 1967 sınırları dahilinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasının önüne sürekli engeller çıkarılmaktadır. İsrail yangına körükle giderken, ABD bölgeyi ateşe vermek için harekete geçmiştir. Elbette, Kudüs'ün başkent olarak tanınması manen, vicdanen ve tarihen imkansızdır"

'İSLAM İŞBİRLİĞİ TOPLANTISI DESTEKLENMELİDİR'

Türkiye'nin öncülüğünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirve başkanı sıfatıyla 13 Aralık 2017'de İstanbul'da gerçekleşecek İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısının tarihi önemde olduğuna da dikkat çeken Bahçeli, "Bu toplantı mutlaka desteklenmelidir. 57 İslam ülkesi arasındaki ilişkiler güçlenmeli, bunlar gereken tavrını ABD'ye ve İsrail'e karşı mutlaka göstermelidir. Önemle diyorum ki, Filistin, başkenti Doğu Kudüs, bağımsız ve egemen bir devlet yapısıyla kabullenilmeli, tanınmalı, ilanı yapılmalıdır. Ayrıca Türkiye, Kudüs kararı geri çekilesiye kadar, İsrail'le diplomatik temsilcilik seviyesini en düşük noktaya indirmeli, hatta geçici olarak kapatmalıdır. İslam ülkeleri, İsrail'le kurulmuş siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkileri gözden geçirmeli, zorunluluk halleri dışında irtibat ve diyaloglar askıya alınmalıdır. Birleşmiş Milletler toplanmakla kalmamalı, kalıcı, etkili karar ve yaptırımları süratle alacak iradeyi sergilemelidir" diye konuştu.

'LOZAN ANLAŞMASINA BAKIŞIMIZ DEĞİŞMEMİŞTİR'

Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı düzeyinde, 65 yıllık bir aradan sonra, Yunanistan'a yapılan ziyaretin oldukça anlamlı olduğunu da belirterek, Lozan Anlaşması'yla ilgili de konuştu. Yunanistan ziyaretine Lozan tartışmalarının mühür vurduğunu vurgulayan Bahçeli, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Sayın Cumhurbaşkanı; 'Lozan, sadece Ege'yi mi kapsıyor? Ege'nin dışında Lozan'la ilgili hiçbir şey yok mu? Batı Trakya'daki azınlıkların hukuku yok mu? Şimdi buradaki azınlıkların hukukunu bu anlaşmayla nasıl teminat altına alacağız?' sorusunu sormuştur. 150 bin nüfuslu Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının on yıllardır kanayan yaraları, verilmeyen hakları vardır. Müslüman Türk'üm diyenlere her zorluk reva görülmektedir. Nihayetinde Türklüğe karşı hazımsızlık Yunanistan'da kökleşmiştir. Ayrıca ve hakikaten Batı Trakya'da, soydaşlarımızın Başmüftülerini seçememesi, bu göreve atamayla gelinmesi bir başka talihsiz ve temelsiz açmazdır. Lozan Antlaşması'na bakışımız bellidir. ve bu değişmemiştir. Ancak Sayın Erdoğan'ın çıkışı da dikkatle incelenmeli, özen ve özgüvenle yorumlanmalıdır. Bir defa, Lozan Antlaşması'nın yeni baştan okunması, uygulanmayan, özellikle Batı Trakya'daki Müslüman Türk azınlığı bağlamında görmezden gelinen maddelerin işlerlik ve işlevsellik kazanması samimi arzu ve teklifimizdir. İmzasının üzerinden 94 yıl geçmiş olan Lozan'ın, şu günkü ihtiyaç ve beklentilere uygun değerlendirmesinin mutlaka yapılması lazımdır."

Görüntü Dökümü

--------------------

-Toplantı salonundan detay görüntü

-Millet vekillerinden detay görüntü

-Devlet BAHÇELİ den detay görüntü

462 MB/////7.34

HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA,

=====================================================

2)CAM ELYAF FABRİKASINDAKİ YANGIN KORKU YARATTI

KOCAELİ'nin Çayırova ilçesinde bulunan cam elyaf fabrikasında çıkan yangın korku yarattı. Yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede kontrol altına alınarak söndürüldü.

Öğle saatlerinde, Çayırova'da bulunan bir cam elyaf fabrikasında bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Fabrikada bulunan görevlilerin haber vermesi üzerine çok sayıda itfaiye ve 112 Acil ekibi fabrikaya geldi. Fabrikadan dumanlar yükselirken, itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede kontrol altına alınarak söndürüldü. İtfaiye ekipleri daha sonra soğutma çalışması yaptı. Yangında, yaralanan olmadığı bildirildi. Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

----------------------

Fabrikadan görüntüler, dumanlar yükselmesi

İtfaiye ekiplerinden görüntü

Erol POLAT/ÇAYIROVA(Kocaeli), -

=====================================================

3)ASKER UĞURLAMASI DÖNÜŞÜ KAZA: 1 ÖLÜ, 3 YARALI

ANTALYA'nın Korkuteli ilçesinde asker uğurlamasından dönenlerin bulunduğu otomobil takla atarak karşı şeride geçti. Kazada, 49 yaşındaki Abdurrahman Kurt öldü, 3 kişi de yaralandı.

Antalya Havalimanı'ndan askere giden yakınlarını uğurladıktan sonra dönüşe geçenlerin bulunduğu Eyüp Kozan idaresindeki 15 KF 989 plakalı otomobil, saat 05.00 sıralarında Antalya- Korkuteli karayolunun Yazır Mahallesi yakınlarında kontrolden çıktı. Takla atarak karşı şeride geçen otomobildeki sürücü Eyüp Kozan ile Abdurrahman Kurt, Duygu Kurt ve Gülsüm Kurt yaralandı. Kaza ardından sevk edilen sağlık ekipleri yaralıları ambulansla Korkuteli Devlet Hastanesi'ne götürdü. Abdurrahman Kurt müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Tedaviye alınan diğer yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

Adem DURMAZ/KORKUTELİ(Antalya),

======================================================

4)ERZİNCAN'DA POLİS ARACI DEVRİLDİ: 2 YARALI

ERZİNCAN'da Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi'ne ait zırhlı aracın devrilmesi sonucu 2 polis memuru yaralandı.

Kaza, bugün saat 10.00 sıralarında Erzincan- Sivas karayolu Erzincan Polis Mesleki Eğitim Merkezi yakınlarında meydana geldi. Kazada, özel harekat polislerine ait zırhılı araç orta refüje çarparak devrildi. Kazada araç içerisindeki 2 polis memuru hafif yaralandı. Yaralılar, kaza yerine çağrılan 112 Acil Servis ambulansı ile tedavi edilmek üzere Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralıların durumlarının iyi olduğu belirtildi.

Coşkun MENEK/ERZİNCAN, -

======================================================

5)KUMA GETİRMESİNE KARŞI ÇIKAN DAMADINI ÖLDÜREN KAYINPEDER TUTUKLANDI

KAYSERİ'de dün kuma getirmesine karşı çıkan damadı Adnan Fidan'ı (56) çıkan kavgada av tüfeğiyle öldüren Arif Metin (84), çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Arif Metin'in ifadesinde, "Eşim yatalaktı. O nedenle yıllardır ikinci bir evlilik yapmak istedim. Çocuklarım tartışmada beni dövdü, damadım da onlardan yana çıkınca öldürdüm" dedi

Olay, dün Küçükali Mahallesi'nde meydana geldi. 4 çocuğu ve 7  torunu bulunan Arif Metin olaydan bir gece önce, yatağa bağımlı eşi Kiraz Metin (78),  2 kızı, 2 oğlu ve damadı Adnan Fidan ile ikinci evlilik isteği nedeniyle tartıştı. Arif Metin ve çocukları tartışma sonrası Melikgazi Polis Merkezi'nde birbirlerinden şikayetçi oldu. Eşi Kiraz Metin ile çocuklarının şiddetli geçimsizlik başvurusu üzerine  evden bir ay uzaklaştırma kararı bulunan Arif Metin, dün sabah torununu okula götüren damadı Adnan Fidan'ın yoluna çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından Arif Metin, otomobilinden aldığı av tüfeğini ateşleyerek, damadını öldürdü. Arif Metin çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.

'KENDİMİ KAYBETTİM'

Arif Metin'in, polise ve savcılıkta verdiği ifade, "Eşim Kiraz yıllardır yatalak olduğu için ikinci bir evlilik yapmak istedim. Ancak, çocuklarım ve damadım beni yıllardır oyaladılar. Evden uzaklaştırma kararı aldıkları gibi üstüme yürüdüler, beni dövdüler. Kendileriyle karakolluk olduk. Eve temizliğe gelen kadınlarla ilişkiye girdiğimi söyleyip, hakaret ettiler. Damadım ve çocuklarım bana ait beş odalı daireyi, 'Burası sana büyük geliyor. Annemize ve sana biz bakarız' deyip, evimi bir başkasına vermek istediler. Gece karakolluk olduktan sonra ertesi sabah damadım torununu okula götürüyordu. Kendisiyle konuşmak istedim ama 'Bizi bırak ne halin varsa gör' diye bağırıp, hakaret etti. Sonra kendimi kaybettim ve otomobilimdeki av tüfeğini getirerek iki el ateş ettim" dedi.

Arif Metin, tutuklanıp, Kayseri Kapalı Cezaevi'ne konulurken, öldürdüğü damadı Adnan Fidan Cami Kebir'de kılınan cenaze namazı sonrası Kocasinan ilçesi, Erkilet Mahallesi mezarlığında toprağa verildi

KAYSERİ -

======================================================

6)TOKİ SAYESİNDE İLK KEZ EV SAHİBİ OLDULAR

BAŞBAKANLIK Toplu Konut İdaresi Başkanlığ (TOKİ) tarafından Diyarbakır'da yapımı tamamlanan 808 konutun hak sahipleri kura çekimiyle belirlendi.

TOKİ, merkez Kayapınar ilçesindeki Üçkuyu Mahallesi'nde 328'i alt gelirliler olmak üzere yaptığı toplam 808 konutun hak sahipleri, bugün çekilen kura ile belirlendi. 808 konut için 9 bin 327 başvuru yapılırken, başvuru sahipleri sabahın erken saatlerinde kura çekiminin yapıldığı Seyrantepe Spor Salonu'nda hazır bulundu. TOKİ yetkileri ile noter huzurunda yapılan kura çekiminde alt gelir grubu için yapılan 2+1 konutların fiyatları 97 bin ila 120 bin lira arasında değişirken, diğer gruplar için yapılan 3+1 konutların fiyatı ise 140 ila 174 bin lira arası olarak belirlendi.

Kura çekimine katılan 5 çocuk babası Halis Deniz, uzun yıllardır kiralık evde yaşadığını belirterek, TOKİ sayesinde ilk kez konut sahibi olduğunu söyledi. Deniz, konutu kazanmasının ardından mutluluğunu telefonla aradığı ailesiyle paylaştı.

İlk kez ev sahibi olanlardan bir başkası ise 7 yıl önce eşi vefat eden Nursel Becerikli oldu. TOKİ'nin sunduğu imkanlardan dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini ileten Becerikli, "Her zaman kiralık evde kalıyorduk. Eşim vefat ettikten sonra eşimin maaşını alıyorduk. O maaşla ev almamız imkansızdı, sadece kiramızı ödüyorduk. Ev sahibi olmak için TOKİ'ye başvurduk. Şimdi ev sahibi olduk, çok mutluyuz. 9 çocuğum var şu an evde 6 çocuğumla birlikte kalıyorum. Aylık 500 lira kira veriyoruz" dedi.

Emekli Hasan Aygün ise, heyecanla kurada isminin çıkmasını beklediğini ifade ederek, 57 yaşında olduğunu şimdiye kadar hep kirada yaşadığını söyledi. TOKİ'ye başvuranlar arasında bulunan 72 yaşında ve 3 yıldır felçli durumda olan Ahmet Yoligün eşi ve bir çocuğuyla birlikte yaşayacağı bir eve sahip olmak istediğini anlattı.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Kura çekiminin yapıldığı yer

-Kura çekimine katılanlar

-TOKİ ve noter huzurunda çekilen kurular

-Röportajlar

-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, -

================================================================

(ÖZEL)

7) ATAMA BEKLEYEN SELİN ÖĞRETMEN, HAYVANCILIĞA BAŞLADI

ADIYAMAN'ın Gölbaşı ilçesinde 5 çocuklu ailenin üçüncü çocuğu olan Munzur Üniversitesi Edebiyat Öğretmenliği mezunu 23 yaşındaki Selin Çelik, atanamayınca köyde hayvancılığa başladı.

Tunceli Munzur Üniversitesi Edebiyat Öğretmenliği mezunu Selin Çelik, eğitimin ardından atanamadı. Selin Çelik, ailenin diğer ferlerinin başka işlerle meşgul olması ve annesinin de hasta olmasından dolayı köyde tarım ve evde bulunan 20 büyükbaş hayvan ile çiftçiliğe başladı. 17 yıllık eğitim hayatından sonra atanamadığı için köye dönüp hayvancılıkla uğraştığını belirten Selin Çelik, şöyle dedi:

"Atanamadım ve şu anda köyde hayvancılık yapıyorum. Mutsuz değilim ama bu işler biraz zor. 20 büyükbaş hayvana bakıyorum. Üniversite yıllarında, ben olmadığım zamanlarda hayvanlarla kız kardeşlerim ilgilendi. Beş kardeşiz. Benden büyük bir ablam evli, ağabeyim ise köyde değil, dışarıda bir şirkette çalışıyor. Babam da burada değil, o da başka bir işte çalışıyor. Annem bu işleri yapamıyor, kendisi astım hastası rahatsız oluyor. Şu an evin bütün sorumluluğu bende. Ailemi yalnız başlarına bırakıp farklı bir işte çalışmaya da gidemiyorum."

Ücretli öğretmenlik yapmayı istemediğini ücretli eğitim sitemine faydasının olmadığını savunan Çelik, şunları anlattı:

"Bunlar bir bayan için çok zor, güç gerektiren işler. Günlük 15 çuval yemi diğer binadan doldurarak buraya getirip hayvanlara veriyorum. Yoruuyor ama bir kadının da ülkemizin şu halinde en zor işleri bile yapmayı öğrenmesi gerekiyor. Yoksa kadın olarak hayata tutunamıyoruz. Kadın  evlenip bir yere kendini ait hissettirmek zorunda kalıyor. Ama ben bunun taraftarı değilim ne kadar zor olursa olsun tarım da olsa hayvancılık da olsa ilgilenip ayakların üzerinde durmayı daha makul görüyorum. Öğretmenliğimi, mesleğimi yapmak istiyorum. 17 yıl okuyup da gelip burada hayvancılık yapıyorsam ve gelip burada aynı bu işi buradaki köydeki okumamış bir teyze de yapıyorsa bu ülkemizin bir ayıbıdır. Ailemiz 17 yıl boyunca yiyeceklerinden kısarak, kendilerinden kısarak bize bir takım şartlar sağlayıp okuttular. Bunun karşılığında atanamayıp mesleğini yapamamak, maaşını aldığında ailenin karşısına gelip onlara gururla bir şeyler sunamamak insanın çok üzüyor. Ben kendimi kısıtlamıyorum. Öğretmenliği isteme nedenim edebiyata çok düşkünüm, yazmayı seviyorum. İşlerimi bitirdikten sonra benim güzel bir kitaplığım var her gün biraz kitap okuyorum. Şiirler yazıyorum bunlarla kedimi avutabiliyorum."

Görüntü Dökümü

------------------------------

Köy girişi

Hayvanlara yem taşıması

Çelik'in hayvanların altını temizlemesi

Çelik, süt sağması

Çelik ile röp.

Hayvanların bakımını yapması

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Ahmet KORKMAZ-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 550 MB

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement