11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül görevinden ayrıldıktan sonra ilk röportajını Suudi El Hayat gazetesine verdi. Gül, Suriye meselesinden sevdiği şehirlere, laiklikten IŞİD'e kadar birçok konuda soruları yanıtladı.
Röportajı yapan Hassan Charbel "Sorulara halen diplomatik yanıt veriyorsunuz" deyince Gül "Ateşli, coşturucu konuşmalar yapmanın ne Türkiye'ye ne de Müslüman dünyasına bir yararı olduğuna inanıyorum" dedi.
Mısır'la Türkiye arasında yaşanan siyasi gerilime de vurgu yapan Abdullah Gül şu ifadelere yer verdi: "Her zaman Mısır'ın güçlü olmasını isterim. İki ülke arasında olan bitenlerden acı ve ıstırap çekiyorum. Sorunu çözmek ve yaraları sarmak için ben de adımlar attım, girişimlerde bulundum"
İşte Abdullah Gül'ün açıklamalarından satırbaşları;
"EN ZORU CUMHURBAŞKANLIĞI KÖŞKÜ'YDÜ"
- Hapis de yattınız muhalefette de bulundunuz, Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde de yaşadınız. Hangisi daha zordu? (Gül, 12 Eylül'de bir süre tutuklu kalmıştı)
Cumhurbaşkanlığı Köşkü en zoruydu. Herkesi temsil ediyorsunuz. Bunun farkında olursanız cumhurbaşkanlığı en zorudur. Farkında olmazsanız kolaydır.
- Cumhurbaşkanlığınızın son günü ne hissettiniz? Emekli mi olacaksınız, partiye geri mi döneceksiniz?
Onur ve gurur duydum, özellikle de eski dostum olan bir arkadaşıma görevi bıraktığım için. Partinin kurulmasına katkıda bulundum. Dönmem doğaldır.
"DOĞRU VE DİSİPLİNLİ EKONOMİK KARARLAR ALINDI"
- Türkiye bu çalkantılı bölgede nasıl istikrarlı kalabildi?
İki sebebi var. Birincisi halkın tercihlerine saygı duyulması. İkincisi ise ekonomik istikrar. Liderliğim altındaki ilk Ak Parti hükümeti doğru ve disiplinli ekonomik kararlar aldı. Takip eden hükümetler de bunları devam ettirdi.
"ATEŞLİ KONUŞMALAR YAPMANIN..."
- Sorulara halen diplomatik yanıt veriyorsunuz Dışişleri Bakanı olduğunuz dönemdeki gibi.
Ateşli, coşturucu konuşmalar yapmanın ne Türkiye'ye ne de Müslüman dünyasına bir yararı olduğuna inanıyorum. Hem Avrupa'da hem Arap dünyasında yaşamış olmak herhalde kişiliğime de yansıdı. Baskı ve kontrol insanlar için problem yaratır toplumlarda kutuplaşmaya sebep olur. Siyasi kimliğimin ayırıcı özelliği ılımlılık.
- Hiç kimsenin ölüm emrini verdiniz mi?
Bu hiçbir zaman olmadı. Bu nedenle vicdanım rahat ayrıldım. Şimdi insanların içinde rahat ve güvenli dolaşabiliyorum. Başkalarının öldürülmesini emreden insanların haline bir bakın.
Atatürk resmi olması doğaldır
- Türkiye'de bazı çevreler laikliğin Ak Parti iktidarında tehlikede olduğunu söylüyor?
Anayasayı değiştirmedik. Sadece laikliğin yanlış anlaşılmasından kaynaklanan bazı hataları düzelttik. Başörtüsü gibi.
- Türkiye'de Atatürk'ün fotoğrafları halen asılı?
Tabii ki. Atatürk cumhuriyetin kurucusudur. Fotoğraflarının her yerde olması doğaldır.
"ACI VE ISTIRAP ÇEKİYORUM"
- Kahire ile Ankara arasındaki gerilimi nasıl yorumluyorsunuz?
Mısır'la Doğu Akdeniz'de iki elmanın yarısıyız. Her zaman Mısır'ın güçlü olmasını isterim. İki ülke arasında olan bitenlerden acı ve ıstırap çekiyorum. Sorunu çözmek ve yaraları sarmak için ben de adımlar attım, girişimlerde bulundum.
"SURİYE'DE SİYASİ ÇÖZÜM ARANMALI"
- IŞİD tehlikesine karşı bir ittifak kuruldu. Türkiye buna katılmak için ne istiyor?
Buna şu anki hükümet karar verecek. Bütün sorunlar siyasi ve diplomatik olarak çözülmeli.
- Yani Suriye'de siyasi biz çözüm mü aranmalı?
Bunun üzerinde çalışılmalı. Silahlı gruplara karşı tabi ki mücadele verilmeli ama terör bataklığı Suriye'de siyasi bir çözüm bulunarak kurutulabilir.
- Esad'ın kriz yönetimini nasıl buluyorsunuz?
Ona defalarca mesaj gönderip 'Yarın reform için çok geç olur' dedim. Ama dinlemedi.
- Suriye'deki savaşın Sünni - Alevi kavgası olduğunu düşünenler var.
Şii-Sünni gerilimi tarihi bir gerçek. Nasıl Katolikler ve Protestanlar bu kadar savaştıktan sonra bunu başardı biz de başarabiliriz.
- Bu örnek Batı'nın dini devletten ayırması sayesinde başarıya ulaştı.
Bizim de bunu yapmamız lazım. Mesela ben sünniyim, ama kötü bir sünniyi doğru ve dürüst bir Şii'ye tercih etmeli miyim? Hükümetleri yönetenler parti liderleri dini kimlikleriyle kararlar vermemelidir.
"TEK SEVİNEN BENDİM"
- Hangi tür kitapları okuyorsunuz? Orhan Pamuk okur musunuz?
Tarih ve siyaset kitaplarını okurum. Klasik Rus romanlarını severim. Dostoyevski'yi severim. Orhan Pamuk'u okurum. Nobel Ödülü aldığında tek sevinen yetkili bendim çünkü kendisi muhalifti. Sonuçta Türk edebiyatını dünyaya tanıtan bir elçi. Benden farkı düşünüyor olması önemli değil.
- Hangi şehirleri seversiniz?
İstanbul'un özel bir anlamı var. Londra'yı seviyorum. Orada okudum ve ilk gördüğüm yabancı şehir. Prag'ın insanları duygusal olarak etkilediğini düşünürüm. Budapeşte'de Tuna Nehri'ne bakmak huzur verir. Kudüs'ün Eski Şehir kısmını seviyorum. Mekke ve Medine diğerleriyle kıyaslanamaz.
"BİR LİDER ŞEFFAF OLMALI"
- Siz Anadolu'nun çok muhafazakar bir bölgesinde doğdunuz. Batı'da eğitim gördünüz. Müslümanların Batı ile bir problemi olduğunu düşünüyor musunuz?
Ben problem görmüyorum. Benim inancım başkalarının fikirlerini, hareketlerini ve inançlarını değiştirmemi gerektirmiyor. Dini liderler ya da siyasetçiler, eğer iyi yönetirler, doğru davranırlarsa zaten dinin emrini yerine getirmiş olurlar. Liderler için başkalarını kabul etmek çok önemlidir. Bir lider şeffaf, güvenilir olmalı, sorumluluk kabul etmeli. Bunlar bizim inancımızı en iyi anlatan özellikler. Aşırılık ve baskı dinimizde yoktur. İslam'ın demokrasiyle hiçbir problemi yok.
Son Dakika › Güncel › Acı ve Istırap Çekiyorum - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?