Nursel Köse: Canlandırdığım rol beni korkuttu - Son Dakika
Magazin

Nursel Köse: Canlandırdığım rol beni korkuttu

Nursel Köse: Canlandırdığım rol beni korkuttu

17 yaşında Almanya'ya gidiyorsunuz. Neydi sizi Almanya'ya çağıran? Üniversite okumak için gitmiştim Almanya'ya. Almancayı sonradan öğrendiğim için ilk başta oyunculuk okumak alternatifim yoktu.

11.04.2021 15:16  Güncelleme: 10:42
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

17 yaşında Almanya'ya gidiyorsunuz. Neydi sizi Almanya'ya çağıran?

Üniversite okumak için gitmiştim Almanya'ya. Almancayı sonradan öğrendiğim için ilk başta oyunculuk okumak alternatifim yoktu. Yüksek mimar, mühendis oldum.

MİMARLIĞI BIRAKIP SANATTAN YAŞAMA HAVUZUNUN SOĞUK SULARINA DALDIM!

Köln Üniversitesi'nde mimarlık okuduktan sonra kısa bir süre mesleğinizi yaptınız. Sonra 6 kadın oyuncudan oluşan kabareye el attınız. Mimarlıktan sanata, kabareye geçişiniz nasıl ve ne şekilde…

Öğrenimim sırasında çeşitli Türk ve Alman 'Off' tiyatrolarında oynadım. Yeni tiyatro gruplarını oluşturdum. Oyun yazdım. Gençlerle, kadınlarla forum tiyatroları yaptım. Dans ettim. Radyo tiyatroları yazdım, yönettim. İki dilli şiir kitabımı çıkardım. Edebi okumalar yaptım. Workshoplar ve seminerler verdim. Yani iki kolumun altında dokuz karpuz taşıdım. Alman pasaportumu alıp oturumumu garantileyince, mimarlığı bırakıp sanattan yaşama havuzunun soğuk sularına daldım.

Almanya'da 'Die Bodenkosmetikerinnen' adıyla ilk yabancı kadın kabare grubunu kurdunuz. 'Yer Kozmetikçileri' kabaresiyle kabare yıldızı olarak başarı kazandınız. 1992'den 2000 yılına kadar kabare yaptınız. 2004 -2008 arasında iki kişilik Duo olarak stand - up yaptınız. Tercihiniz hangisinden yana?

Kabarede 5 veya 6 yabancı kadın olarak grup çalışması olmasına rağmen oyunları kendim yazıp, yönettim ve oynadım. 6 kadın bir minibüsle tüm Almanya'yı ve Almanca dilli ülkeleri 10 yıl boyunca turladık. Kabare form değiştirmeye başladı. Özel televizyon kanalları komediye önem veriyor oldu. Kabarede komedi beklentileri yükseldi. Biz bu akıma kendimizi bırakmadık ve güzel bir sonla 2000 yılında bitirdik. Benim sahne sevgim son bulmadı ve yeni bir ikili oluşturdum. 4 sene birlikte doğaçlama kökenli stand-up yaptık. Şimdilerde İstanbul'da yerli 'Yerkosmetçileri'nin buraya uyarlanmış versiyonunu hazırlıyorum. Çok heyecanlı bir proje.

 <a class='keyword-sd' href='/nursel-kose/' title='Nursel Köse'>Nursel Köse</a>: Canlandırdığım rol beni korkuttu

HAYALİNİ BİLE KURMAYA VAKİT KALMADAN OYUNCU OLDUM!

Stand-uplar, diziler, filmler, oyunlar… Oyunculuğun kanınıza girmesi hangi döneme rastlamakta? Neydi oyuncu olmaya sizi yönlendiren? Neydi bu konuda size dürten?

Hiç oyuncu olayım demedim. Hayalini bile kurmaya vakit kalmadan işin içinde buldum kendimi. Almanya'da 'yabancı kadın, Müslüman kadın, Türk kadını, işçi kadın ve temizlikçi kadın' gibi kimliklerle karşı karşıya getirildim.

TÜRK OLMAYI ALMANYA'DA ÖĞRENDİM!

O önyargı hep var maalesef!

Aynen… Hangi akademik donanımda olursak olalım, Almanların her alanda gözlerinde; Türk temizlikçi kadın olma önyargısı silinmedi. Türk olmayı Almanya'da öğrendim. Sanatsal, kültürel, siyasal ve sosyal alanlarda hiçbir hakkımızı dile getirecek konumda değildik maalesef. Benim gittiğim yollarda henüz hiç kimse yürümemişti. Sinema hiç yok gibiydi. Olanlarda ise tipik Türk kadını tipini oynamaktan başka çaremiz kalmıyordu. Ben artık o tür rolleri yukarıdan aşağıya, sağdan sola gözü kapalı oynayabiliyordum. Başka senaryolar yazılmıyordu. 30 yıldır suskun ve dilsiz bırakılmış insanları kabare sanatım üzerinden konuşturdum. Yabancı işçilerin; acılarını, yabancı düşmanlığını, politikayı eleştirmek, gençlere doğru örnek olma gibi misyonlarım oldu. veya bu misyonlar bana yüklendi. Son 10 yılda 3. nesil farklı işlere girişti. ve Fatih Akın'lar, Buket Alakuş'lar, Neco Çelik ve Züli Aladağ'lar çıktı. Nihayet kendi meselemizi kendimiz anlatmaya başladık. Bugün artık bir sürü alanda kapıları 3. ve 4.nesil için açtık, öncü olduk.

SİNEMADA BEDAVA OYNAMAK GİBİ ÇOK DOĞAL BİR BEKLENTİ VAR!

Türkiye – Almanya arasında iki kültürü yaşamış biri olarak sinema sektöründe gözünüze çarpan bariz farklar…

En barizi bu sektörde hiçbir garanti, sigorta, sendikalaşma, örgütlenme, emeklilik hakları gibi en bariz ve temel haklar yok denecek durumda. Oyuncu ve ekip haklarının korunmadığına ve ihlal edildiğine çok rastladım. Sinemada bedava oynamak gibi çok doğal bir beklenti var. ve tüm taraflar bunu çok doğal olarak kabullenmiş.

TÜRKİYE'DE 'STAR'LAR KÖŞELERİNE ÇEKİLİP VİP YALNIZLIĞI YAŞIYORLAR!

Türkiye'ye geldiğinizde daha çok hangi konularda bocalamalar yaşadınız?

Starlar ve insanlar diye ikiye ayrılıyor setlerde. Oyuncular çok havalı, ekiple kaynaşmaya tenezzül etmeyen kişiler. Ekiple aynı masaya oturup yiyene az rastladım. Starlar köşelerine çekilip VİP yalnızlığı yaşıyorlar. Ekip de oyuncu ile kaynaşacak bir ortam bulamıyor. İlk zamanlar alışamadım bu hallere ve çok asosyal buluyorum. Film ekip işidir, grup ahengidir.

ÖZEL HAYATIMI AYILARDAN ARINDIRDIM!

Milyonlarca kişi, sizi rol aldığınız dizilerden, filmlerden bilsin, ben sizi

2009'da Türkiye'de ilk kez rol aldığınız, Erhan Yazıcıoğlu ile oynadığınız 'Bahçemdeki Ayı' adlı tiyatro oyunuyla tanıdım. Hayatımızın bahçesi dediğimiz kalbimize giren ayıları bir parça yola getiren ve kadınların birçok konuda söz sahibi olabileceğini anlatan, düşündüren bir oyundu o. Bu oyundan yola çıkarak sizin hayatınızın bahçesine baktığınızda yaşamınızdaki gördükleriniz neler?

Özel hayatımı ayılardan arındırdım. (Kahkahalar…) Ancak bu ayıları yok sayıyorum anlamına gelmiyor. Ömür boyu süren kadınlık savaşı var önümüzde. Hele ki; Türk kadınına özgürlük ve bağımsızlık tepside hazır sunulmuyor.

Yılın çoğu ayı Almanya'dasınız değil mi?

Berlin ve İstanbul sevdiğim kentler. Her ikisinde de yaşamayı ve çalışmayı çok seviyorum. Yıllardan sonra bu lüksüm olduğu için çok mutluyum. Ama daha çok Türkçe oynamak istiyorum. Daha sık İstanbul'da olmaya gayret ediyorum.

BAVULUNUZA HAYALLERİNİZİ YERLEŞTİRMEDEN GİDERSENİZ, HEP BİR ŞEYLERİ UNUTTUĞUNUZ HİSSİNE KAPILIRSINIZ!

Yolculukları sevenlerden misiniz?

Evet… Çok… Yolculuklara çıkmadan önce bavulunuza hayalleri yerleştirmeden giderseniz, hep bir şeyleri unuttuğunuz hissine kapılırsınız.

Yarım kaldığınızı hissedersiniz belki de.

Aynen… Bir yanınız terk ettiğiniz yerde asılı kalır. Hayallerimin peşinden koşmak zorunda kalmadım. Hayallerimi hep yanımda taşıdım. Tekrar Türkiye'ye geldiğimde de yeni hayallerle dolu getirdim bavulumu. Burada yapacak çok işim var.

Nursel Köse: Canlandırdığım rol beni korkuttu

LİMUZİNDEN İNDİM, MURAT 124'E BİNDİM!

Herkes sinema sektörü için yurt dışına çıkmak isterken siz Türkiye'ye…

Herkes Avrupa sineması yapmak için yurt dışına çıkmak isterken ben niye Türkiye'ye geldim? Türkçe oynamak için… Limuzinden indim, Murat 124'e bindim!

CANLANDIRDIĞIM ROL BENİ KORKUTTU!

Koğuş filminde canlandırdığınız 'Kuru Nedime' de hem insanları korkuttu hem başarınız alkışlattı. Neler kesip biçmiştiniz o rol için oyunculuk kumaşınızdan?

'Kötü karakter nedir? Kötüyü nasıl değerlendiririz? Neden Kötü olunur, kötü ruhun bir parça da olsa insan yanı var mıdır?' sorusu beni çok meşgul etti. Arıza bir karakterdi 'Kuru Nedime'. Başka bir kadını tecavüze götürecek kadar erkekleşmiş, katılaşmış, karanlığa gömülü, insanlık ayıbına bürünmüş sırf güç ve para üzerinden kimlik kurmuş, ayakta kalma egosu anlaşılır gibi olmasına rağmen, acımasızlığı nefret uyandıran bir kadın olarak algıladım Nedime'yi. Korktum. Korkum beni ona yaklaştırdı. Bilinçaltı dehlizlerime yolculuk yaptım. Nursel Köse olarak role kattığım 'insanlık - kadınlık - analık' kimliğinin kırıntıları da olsa, Nedime'ye vermekti.

HÜLYA AVŞAR'LA DÜELLO YAPTIK!

O filmde lakabınız 'Kuru Nedime' ama sahnelerinizde oyunculuğunuzu konuşturmuştunuz. Özellikle de Hülya Avşar'a ezeli ve ebedi hiyerarşiyi gösterdiğiniz sahnelerde. Hatta bir sahnede saç başa kavga ediyorsunuz. Nasıldı Hülya Avşar'la çalışmak?

İkinci çekim günü o sahneyi çektik. Güç savaşı veriliyordu. İki güçlü kadının düellosu gibi algıladık. Hülya Avşar'ın profesyonelliği beni çok etkiledi. Çok çabuk göz göze enerji alışverişi yaparak, yaman bir savaş başlangıcını perdeye aktardık. Onunla oynamak kamera önünde ve arkasında olmak inanılmaz keyifliydi. Sade ve vurucu bir oyunculuk sergiledi, benim sevdiğim bir stil böylesi.

RÜYAYA NEFES ÜFLÜYORUZ!

Dizilerde, filmlerde genelde kötü karakterleri canlandırıyorsunuz ve hepsinde de adınızdan övgüyle söz ettiriyorsunuz.

Benim, 'Oynadığım her figürü yeniden yazmalıyım, farklı kimlik koymalıyım' gibi bir saplantım vardır. O karakter benim benzersiz, bana ait imza taşımalı. Bu yüzden karakteri savunmak en önemsediğim konu. Bir karaktere hazırlanırken kimseyi örnek almam, kimseyi taklit etmem, benzer rolleri araştırmam, izlemem, cepten veya ezberden oynamam. Sinemada oyunculuğum; yalana, rüyaya, gerçek olmayana nefes üfleyip, içimizden biri olabilme durumu yaratmaktır. Uydurma, benzeri sık görülmüş klişe bir figür olmak istemem. Oynayacağım karakter; beni heyecanlandırmalı, korkutmalı hatta. Tanımadığım yanlarımla karşılaşmamı sağlamalı. ve bana yabancı, tanıdık gelmeyen bir kişilik olmalı. 'Bu rolün altından nasıl kalkarım ben' diye kara kara düşündürmeli.

İNSAN, EGOSUNU SOSYALLEŞTİRİP, ÇAĞDAŞLAŞTIRMAK VE BİREYSELLİKTEN ARINDIRMAK ZORUNDA!

İçimizdeki iyiyi, kötüyü ortaya çıkarabilme performansınızı konuşturuyorsunuz, oyunculuktaki başarınız kadar.

Tüm bu özellikleri her birimiz bir türlü taşıyoruz. İyi ve kötü; nefret aşk gibi yan yanadır. Kopmaz parçamız aslında. Platon, 'Birinci ve en iyi zafer insanın benliğini fethetmesidir. Benliğin insanı fethetmesi ise en utanç verici ve en kötüsüdür' diyor. İnsan, egosunu sosyalleştirip, çağdaşlaştırmak ve bireysellikten arındırmak zorundadır. Oyunculuğun temel taşı bence bu.

SİNEMA; FESTİVALLERDE OLUR, PİŞER VE SERVİS EDİLİR!

Rol aldığınız 72. Koğuş, İstanbul Film Festivali'ne katılmıştı. Ayrıca Nürnberg Film Festivali'ne de katıldı. Siz ayrıca 2007 'nde jüride yer aldınız. 'da yapılan Berlin Beyond Film Festivali'nde onur konuğu oldunuz. Uluslararası ya da yerel festivallerin sinemaya katkıları…

Film festivalleri, bir filmin profesyonel anlamda, sinema olmaya doğru ilerlediği, görücüye çıktığı enternasyonal platformlardır. Sinema sanatının ihtiyaç duyduğu sihirli ortamlar, yıldızlı, kırmızı halılı ve ödüllü tescillendiği yerdir festivaller. Bu platformlarda; yarışma heyecanı yaşanır, kendini, kültürünü, ülkenin sanatını, sorunlarını, acılarını ve güzelliklerini sergiler ve yarıştırırsın. Sinema bence festivallerde olur, pişer ve servis edilir.

Filmleri duyurmanın dışında festivallerin oyunculara katkıları nelerdir peki?

Film, festivallerin enternasyonal platformlarına oyuncular tarafından taşınır. Onlar tüm ekibin, kamera arkasındaki tüm çalışmaların, emeğin, yorgunlukların, çabaların parlak yüzleridir. Festivaller sayesinde oyuncu; seyircisiyle, basınıyla, sineme eleştirmenleriyle, jüri ile buluşur. Oyuncu için orada olmak ve kazanmak vardır, ödül almasa da kaybetmek gibi bir şey olmaz. Festivaller bizim sınıfı geçtiğimiz ve veya ödüllendirildiğimiz pırıltılı ortamlardır. Daha farklı kitlelere ulaşarak sinema elçiliğini yüklenir oyuncu; işi de budur zaten.

FATİH AKIN BENİ ARADI VE 'ÖNÜMÜZDEKİ İKİ YILDA HAMİLE KALMA PLANIN VAR MI' DEDİ!

2007 yılında Fatih Akın imzalı 'Yaşamın Kıyısında' filmiyle 'Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu' ödülünü aldınız. Fatih Akın'la karşılaşmanız ve Yaşamın Kıyısında' filmine 'Yeter' karakteriyle dahil olmanızın hikayesi…

2003 yılında çekilen 'Anam' filmimin galasında Fatih Akın bana çok iyi bir oyuncu olduğumu ve bir gün mutlaka benimle çalışmak istediğini söyledi. 2006'da beni aradı ve 'Önümüzdeki iki yılda hamile kalma planın var mı' diye sordu. 'Hayır, yok' dedim. (Gülüyor) 'Sana bir teklifim var; Hannah Schigula ve Tuncel Kurtiz'in de olduğu, 6 kahramanı olan bir film yapmak istiyorum' dedi. Senaryo henüz taslak halindeyken 'Evet' dedim. Çünkü yine karşıma heyecan verici ve çok uğraşmam gereken bir rol çıkmıştı.

FATİH AKIN, OYUNCULUĞUMU DÜNYA SİNEMASINA TAŞIDI!

Fatih Akın'la çalışmak size neler kattı?

Oyunculuğumu dünya sinemasına taşıdı ama en önemlisi beni Türk seyircisiyle ve sinemasıyla tanıştırdı.

Gişe başarısı mı önemli yoksa festivallerden ödül alarak taçlandırılmak mı oyuncuyu daha motive ve mutlu eder?

Benim gişe kaygım olmaz. O, yapımcının kafa yorması gereken bir mesele. Zaten az gişe, çok gişe bize maddi bir katkı getirmez. Amerika'da farklı. Oyuncular filme ortak da olabiliyor ve otomatikman o tür kaygılar taşıyabiliyorlar. Bizim mutluluğumuz ödüller ve alkışlar.

Bundan sonra yapmak istedikleriniz arasında…

Yerli kadınlar kabaresi kuracağım. Tek kişilik stand-up programıma çalışıyorum. Umarım sinemada ilginç roller oynarım.

Kaynak: Hürriyet

Son Dakika Magazin Nursel Köse: Canlandırdığım rol beni korkuttu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    Yorumlar (1)

  • zeynep: Aldığın parayı görünce korkun gitmiştir..Sen yine iyisin, parası olmayanlar hep korku içindeler.. 0 0 Yanıtla
  • Prens William, eşi kanser olduğunu açıkladıktan sonra ilk kez görev başında görüntülendi
    14:49 Prens William, eşi kanser olduğunu açıkladıktan sonra ilk kez görev başında görüntülendi

    Prens William, eşi Kate Middleton'ın kansere yakalandığını açıklamasının ardından ilk kez görev başında görüntülendi. Çevre ve topluluklarla çalışan kuruluşları ziyaret eden William'ın keyfinin yerinde olduğu da dikkatlerden kaçmadı.

  • Uğur Dündar'a babalık davası açan Dilara Gülatan: DNA raporuna itiraz edeceğiz
    14:09 Uğur Dündar'a babalık davası açan Dilara Gülatan: DNA raporuna itiraz edeceğiz

    Uğur Dündar'a babalık davası açan ve DNA raporunda kızı olmadığı ortaya çıkan Dilara Gülatan, Müge Anlı'nın canlı yayına bağlanarak hukuk mücadelesini bırakmayacağını ve rapora itiraz edeceklerini söyledi.

  • Uraz Kaygılaroğlu, tepki çeken pozları için özür diledi
    13:17 Uraz Kaygılaroğlu, tepki çeken pozları için özür diledi

    Sevgilisinin sergisi için kesik baş figürüyle pozlar veren oyuncu Uraz Kaygılaroğlu, gelen tepkilerin ardından özür diledi.

  • Survivor All Star'da eleme heyecanı! Yaman hayallerine veda etti
    13:12 Survivor All Star'da eleme heyecanı! Yaman hayallerine veda etti

    TV8 ekranlarında yayınlanan Survivor 2024 All Star'ın dün akşam yayınlanan bölümünde Yaman, Özgür, Yunus Emre ve Batuhan arasında eleme düellosu yaşandı. Düelloda ilk olarak Yunus Emre ve Yaman arasında mücadele yaşandı. Oyunun sonunda potadan kurtulan isim Yunus Emre oldu. İkinci düello ise Özgür ve Batuhan arasında oynandı. Özgür'ün elemeden kurtulmasıyla Batuhan ve Yaman arasında final düellosu yaşandı. Gecenin sonunda hayallerine veda eden isim Yaman oldu. Elendikten sonra gözyaşlarına hakim olamayan Yaman, 'Ben sizi izleyerek büyüdüm, hayalim Survivor'a gelmekti' diyerek Atakan ve Hilmi Cem'e sarıldı. Herkesle vedalaşan Yaman, 'Ben gidiyorum şimdi vallahi. Çok alışmıştım. Vallahi çok alışmıştım. Bana aile gibi oldunuz. Hayatımın en güzel günlerini burada yaşadım. Yıllardır Survivor'ı izliyorum, burada da izlediğim büyük insanlar var. Hepsi çok iyi, bu isimleri hayal ederek buraya geldim ben. Survivor olmadan All Star oldum. Saygısızlığım olduysa hakkınızı helal edin' dedi. Yaman'ın Ogeday'a söylediği, 'Herkesin şampiyonu sensin' sözleri ise eleme gecesine damga vurdu.

  • Korkut ve Dağhan Arasındaki Hesaplaşma
    13:10 Korkut ve Dağhan Arasındaki Hesaplaşma

    Davut'un ölümü sonrasında Dağhan intikam yemini ederek Korkut'un peşine düşer. Dağhan'ın tehlikeli olabileceği düşüncesiyle herkes önlem alır. Korkut ise babasının ölümünü araştırarak Leyla ile yakınlaşmaya çalışır. Dağhan, Korkut ve Leyla arasındaki bağlantıyı öğrenir ve Korkut'tan uzaklaştırmak için planlar yapar. Ancak Leyla'nın babasının ölümüyle ilgili öğrendikleri onu bir seçim yapmaya zorlar. Dağhan, Korkut'u öldürmeye yaklaşırken Şirket'in adamlarıyla karşılaşır ve Şirket'in verdiği göreve uymak zorunda kalır. Bu sırada Ekber, Oya'yı korumak için Korkut'un yaydığı korkudan faydalanır.

  • Zeynep Bastık Ameliyat Olacağını Açıkladı
    13:10 Zeynep Bastık Ameliyat Olacağını Açıkladı

    Zeynep Bastık, sosyal medya hesabı üzerinden kulak-burun-boğaz doktoruna göründüğünü ve burnundan operasyon geçirmesi gerektiğini duyurdu. Bastık, uyuyamadığı ve nefes alamadığı için taktığı bantların sebebini öğrendiğini ve ameliyatın kısa süreceğini belirtti.

  • Suphiye Orancı'nın kızı Dilara, Uğur Dündar'a babalık davası açtı
    13:09 Suphiye Orancı'nın kızı Dilara, Uğur Dündar'a babalık davası açtı

    Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'a açtığı babalık davasıyla adından söz ettiren Suphiye Orancı, şimdi de büyük kızı Dilara'nın Uğur Dündar'a açtığı babalık davasıyla gündeme geldi. Orancı'nın yıllar önce kızlarını bırakıp Almanya'ya kaçtığı ve bu durumun 34 yıl önce haber yapıldığı ortaya çıktı. Metin Akpınar'ın 36 yıl önce yaşadığı birliktelikten olan ikiz kızlarıyla ilgili davalar devam ederken, Uğur Dündar DNA testi sonucunda genç kadının babası olmadığını kanıtladı.

  • Kanserle savaşan Kate Middleton, tedavi sürecini ayrı bir evde geçirmeyi planlıyor
    12:08 Kanserle savaşan Kate Middleton, tedavi sürecini ayrı bir evde geçirmeyi planlıyor

    Prens William ve Kate Middleton, kanserle mücadele eden Prenses'in iyileşme sürecini desteklemek amacıyla Windsor'daki Adelaide Cottage'a bitişik bir evde genişleme ve tadilat planları yapıyor.

  • Ülkenin gündemine oturan anne Suphiye Orancı 34 yıl önce haber olmuş! Para verip çocuklarını bırakmış
    11:41 Ülkenin gündemine oturan anne Suphiye Orancı 34 yıl önce haber olmuş! Para verip çocuklarını bırakmış

    Kızlarının Metin Akpınar ve Uğur Dündar'a açtığı babalık davasıyla gündeme gelen Suphiye Orancı'nın 34 yıl önce 4 çocuğunu aylık 400 bin lira verme karşılığında bir kadına bıraktığı için gazetede haber olduğu ortaya çıktı.

  • Afyonkarahisar'da İl Jandarma Komutanlığı 5 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan şahsı yakaladı
    11:23 Afyonkarahisar'da İl Jandarma Komutanlığı 5 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan şahsı yakaladı

    Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı, aranan şahısların tespiti ve yakalanması için icra edilen önleyici kolluk devriyesinde, yağma suçundan 5 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan A.U. isimli şahıs Çay ilçesinde yakalandı. Yakalanan şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Jandarma Komutanlığı, suç ve suçlularla mücadelesine kararlılıkla devam ettiğini belirtti.

  • Hakkında babalık davası açılan Uğur Dündar: Kendimden çok eminim, hanımefendinin ailesini bulması için her şeyi yaparım
    10:16 Hakkında babalık davası açılan Uğur Dündar: Kendimden çok eminim, hanımefendinin ailesini bulması için her şeyi yaparım

    Hakkında babalık davası açılan Uğur Dündar, katıldığı canlı yayında "Benimle ilişki yaşadığını söyleyen kadını hiç tanımıyorum. Kendimden çok eminim, DNA raporu da bunu tescilledi. Hanımefendi sarı saçlı diye 'Senin baban Uğur Dündar' demişler" ifadelerini kullandı. Kendisine dava açan Dilara ile konuştuğunu da söyleyen Dündar, "Çok iyi aile terbiyesi almış biri, anne ve babasını bulmak için de elimden geleni yapacağımı söyledim" dedi.

  • Azra Akın ikinci kez anne oldu! Bebeğinin cinsiyetini doğumda öğrendi
    09:20 Azra Akın ikinci kez anne oldu! Bebeğinin cinsiyetini doğumda öğrendi

    Uzun yıllardır Atakan Kuru ile mutlu bir evliliği bulunan güzel oyuncu Azra Akın, ikinci kez anne oldu. Bebeğinin cinsiyetini doğum esnasında öğrenen Akın'ın bir kızı oldu ve adını Arya koydu.


Advertisement