AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Dersim biziz, biz Dersim'iz. Eğer Dersimli kardeşimin dedesinden kalan bir acısı varsa eğer gönlünde bir yara varsa o yarayı sarmak önce bize düşer. O yaraya sebep olanlara karşı sesini yükseltmek önce bize düşer" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Tunceli'de, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Merkez İlçe 5. Olağan Genel Kongresi'nde partililere hitap etti.
Davutoğlu, konuşmasına, "Selam olsun Munzur'a, selam olsun Dersim'e. Gözelerinden bereket, erenlerinden irfan himmet aldığımız Munzur Dağı'na ve selam olsun, onun eteğindeki bütün Dersime selam olsun" sözleriyle başladı.
Davutoğlu, bugünlerin tarihi günler olduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
"100 yılın muhasebesinin yapıldığı, gelecek 100 yılın inşa edilmesi davasının gözetildiği günler. AK Parti kadroları bugünlerde ayakta. Neden, ayakta biliyor musunuz? Yeni Türkiye'yi inşa ediyoruz. Değerli teşkilattan sorumlu başkan yardımcımızla kongre takvimini planlarken, mutlaka Tunceli'ye gitmek istiyorum dedim. Merkez ilçe kongresine katılmak istiyorum, dedim. Bunun bir sebebi vardı. Çünkü yeni Türkiye ile eski Türkiye arasındaki farkı en iyi anlayacak olan Dersimliler'dir. Dikkat ediniz, biz hiçbir şeyi tesadüfen yapmayız. Her şeyi planlarız, her istikamet üzerine kurarız. Bu ağır sorumluğu, 12 yıl boyunca ülkesine hizmet bakımından gerçekten asırlarca anılacak gayretlere başbakanlık görevini ifade etmiş olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan bu görevi aldıktan sonra bir taraftan devlet yönetimi itibarıyla, Bakanlar Kurulu, hükümetimizi yeniden şekillendirdik ama diğer taraftan da Türkiye'nin her köşesini ziyaret ettik."
-"ıstırapları durdurmaya, son vermeye geldik"-
Davutoğlu, partililerin, "Çemişgezek seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine, şöyle devam etti:
"Biz de Çemişgezek ile gurur duyuyoruz. Bakınız, bu toprakları bize vatan yapan, bu mirası bırakan bütün ecdanın mekanlarını birer birer ziyaret ettik. Ahi Evran'ı, Hazreti Mevlana'yı, Seyit Burhanettin Veli'yi ve onların birikimi üzerinden Tunceli'ye, Dersim'e geldik. Çünkü Dersim, Horasan erenlerinin bıraktığı mirasın bize intikal eden ana merkezlerinden biridir. Size Toroslar'dan, selam getirdim. Toroslar'dan, Munzur'a selam getirdim. Bütün bu ziyaretlerimiz şunu anlatıyor: Nasıl Ahi Evran'dan, Hacı Bektaş'tan ayrılamazsa Baba Mansur'dan ayrılamazsa bu ülkenin evlatları da birbirinden ayrılamazlar, birbirinden koparılamazlar. Eski Türkiye, ayrımcılığın hakim olduğu Türkiye'ydi. Eski Türkiye insanların, etnik ve mezhebi kimlikleri ayrıştırıldığı, belli dillerin konuşulmasının yasak edildiği bir Türkiye'ydi. Sanılmasın ki sadece Dersimliler bu baskıyı gördü. Hacı Bektaş-ı Veli'de onun huzurunda yaptığım konuşmada, Dersim'deki yaşanan büyük acıyı, büyük ıstırabı bütün vatandaşlarımızla paylaşmıştım. Biz bu ıstırapları, durdurmaya, bu ıstıraplara son vermeye geldik. Yeni Türkiye'yi inşa faaliyetidir, demiştik, daha olağanüstü kongremizde görevi devralırken. Şimdi bu inşa faaliyetinin temellerini dokumak için gönüllerimizi nakış nakış birleştirmek üzere Anadolu'nun, Trakya'nın her bir yerinde yolculuğa çıktık, sefere çıktık. Bu sefer muhabbet seferidir. Bu yolculuk gönülleri birleştirme yolculuğudur. "
-"Özür dilemek gerekiyorsa özür dileyeceğiz"-
"Önce birbirimizi anlayacağız, konuşacağız, helalleşeceğiz, dertleşeceğiz, halleşeceğiz. Bir yanlışlık varsa devlet adına o yanlışı ortaya koymaktan hiç çekinmeyeceğiz. Özür dilemek gerekiyorsa özür dileyeceğiz" diyen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet, Hacı Bektaş'ta söylediğimi bir kez daha söylüyorum: o yıllardaki devlet anlayışı dolayısıyla bütün milletimizden özür diliyoruz. Hiçbir şey, biraz önce zikrettiğim o dönemin bazı yazarlarının, bazı devlet adamlarının söylediği gibi ülkemizin bir kısmını çıban ilan etme hakkını kimseye vermez. O dönemin tek parti odaklarından birisi öyle söyledi: Tunceli'nin adam edilmesi lazım, Dersim'in adam edilmesi lazım. İşte aramızdaki temel fark bu. Geldiler adam etmek adına zulümler, baskılar yaptılar. Biz ise şunu diyoruz: Biz milleti adam etmek için yola çıkmış bir devlet anlayışının karşısında, milletin hizmetinde bir devlet anlayışını ikame etmek için yola çıktık."
"Dersim seninle gurur duyuyor" sloganlarına, "Biz sizlerle gurur duyuyoruz" sözleriyle karşılık veren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Sizden aldığımız güçle bu yola çıktık. Bu kutlu yolculuğu, menzile ulaşana kadar da sürdürmeye karalıyız. Nedir, o eski devlet anlayışı? Kendisinde, farklı düşünen ister Alevi ister Sünni olsun, ister Kürt ister Türk olsun, mutlaka bir şekilde ona çekidüzen verilmelidir, Biz bir daha bu topraklarda tenkil kavramını egemen kılmayacağız. Millete hizmet anlayışını getireceğiz. Bu ülkede, birçok baskı dönemleri görüldü. Dersim olayları dışında, Yassıada mahkemeleri, Diyarbakır hapishanelerinde yapılanlar da var. AK Parti yola çıkarken hepsini analiz ettik. Hepsini bir şekilde mutlaka tedavi edilmesi gereken hastalıklar gibi gördük. Bir gönül seferberliğine çıktık. Onunu için daha hükümet olur olmaz olağanüstü hali kaldırdık, 2002'de. Bu nedir biliyor musunuz? Devletin halkına, 'ben senin hiç bir kesimini tehdit olarak görmüyorum' demektir. Devlet güvenlik mahkemelerini kaldırdık. Çünkü biz devletin güvenliğini, halkın özgürlüğünü birbirinden ayrı görmüyoruz. Onun için Amasya Protokolü'nü kaldırdık. Türkiye'de konuşulan bütün dillerle lehçeler üzerindeki ipoteği kaldırdık. Hapishanelere anneler gittiklerinde, çocuklarıyla Kürtçe konuşamıyor, tercüman götürmek zorunda kalıyordu. Biz bütün bu yasakları kaldırdık. Çünkü bu millete güveniyoruz. Biz milletin içinden geldik."
-"Bu milletin her bir ferdinden, destur almadan hükmedemeyecek"-
"Eski Türkiye'nin alışkanlıkları bitmiştir, bu ülkede" ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bir daha kimse bu milletin her bir ferdinden destek ve her bir ferdinden destur almadan hükmedemeyecek. İşte bu inançla yola çıktık. Bu yola devam deceğiz, her ne suretle olursa olsun. Yeni Türkiye, mili iradenin egemen olduğu Türkiye. Yeni Türkiye, bütün bir ülkenin tek bir vücut haline geldiği bir Türkiye. Biz bu ülkenin evlatlarıyız, bu ülkenin çocukları olarak eşit vatandaşlık haklarından istifa etmek zorundayız."
-"İslam'dan kopuk bir alevilik anlayışı"-
Son 4 gün içindeki ziyaretlerini anlatan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Perşembe, Bağdat'taydık. Hani Dersim'in ruhuna sinmiş olan seyitlerin, 12 imamın diyarı Bağdat. Zikrettiğim Baba Mansur'u, Kureyş Baba'nın, Derviş Cemal'in atıfta bulunduğu Musa Kazım'ın huzurundaydık. Hazreti Peygamberin torunlarının, evlatlarının huzurundaydık. İşte onun için Dersim, Dersimdir. Onlar çünkü evladıresuldür. Şimdi birileri, İslam'dan ayrı, İslam'dan kopuk bir alevilik anlayışı yaymaya çalışıyor. Aslında Alevilik, İslam'ın temelinde, seyitler diyarı Dersimliler bilir ki bu yol evladıresulün yoludur. Biz, bu yolun yolcusuyuz. Kararlı şekilde sürdüreceğiz. Hemen ertesi gün, cuma günü Erbil'deydik. Orada Kürt kardeşlerimizle Arap kardeşlerimizle Türkmen kardeşlerimizle kucaklaştık. Emin olun tek biri dahi yabancı gibi bakmadı. Burada Dersim'de nasıl karşılanmışsam, Konya'da nasıl karşılanmışsam Erbil'de de aynı muhabbetle karşılandım. Kimisi, Türkçe selam verdi, kimisi Arapça selam verdi, 'roj baş' dedi, esselamün aleyküm, dedi, merhaba dedi ama hepsi gönül diliyle selamladı."
-"Biz gittiğimiz yerlere yabancı gibi gitmeyiz"-
Dün de Patnos'u ziyaret ettiğini anlatan Davutoğlu, "Patnos'ta kardeşlerimizle buluştuk. 6-7 Ekim'de vandalların yakmaya çalıştığı Patnos'ta belediye binasını gördük. Sonra, Erzincan'a geçtik. Bugün Dersim'deyim. Bununla gurur duyuyorum. Bu ziyaretlerin temel felsefesi şu: Türkiye'nin her yerine gidip, her yerinden vatandaşlarımızla kucaklaşma aşkına, sevdasına sahibiz. Aynı şekilde Ortadoğu, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Hoca Ahmet Yesevi'nin diyarında, herkesle konuşabilecek tek parti AK Parti'dir. Biz gittiğimiz yerlere yabancı gibi gitmeyiz. Biz muhatap aldığımız kardeşlerimizin gözlerinin içine bakarak, 'sen biz ayrımı yok. Hepimiz biriz' deriz" şeklinde konuştu.
-"Dersim biziz, biz Dersim'iz"-
Başbakan Davutoğlu, dışişleri bakanı olduğu dönemde, TBMM'de, " İstanbul'un kaderi Kudüs'ün kaderi, Kudüs'ün Bağdat'ın Saray Bosna'nın kaderidir" dediğini, bu sözlerine bir milletvekilinin de "Keşke Diyarbakır'ın kaderi, İstanbul'un kaderi, deseydiniz" diye karşılık verdiğini anımsatarak, şöyle dedi:
"Ne cevap verdim biliyor musunuz? Böyle bir şeyi söylemeyi zül addederiz. Çünkü Diyarbakır biz, biz Diyarbakır'ız. Ayrı gayrı değiliz ki. Şimdi bir Konyalı ama gönlü Türkiye'nin her yerinde olan aynı zamanda bir Dersimli olarak, kardeşiniz olarak söylüyoruz: Dersim biziz, biz Dersim'iz. Eğer Dersimli kardeşimin dedesinden kalan bir acısı varsa eğer gönlünde bir yara varsa o yarayı sarmak önce bize düşer. O yaraya sebep olanlara karşı sesini yükseltmek önce bize düşer."
Dersim konusundaki konuşmalarıyla tepki de aldığını dile getiren Davutoğlu, "Bir parti, 'eski yaraları niye deşiyorsunuz, devlete isyan edenleri savunuyorsunuz' dedi. Biz, yara deşmiyoruz, aksine yaralı gönüllerdeki gönül yarasını sarmaya çalışıyoruz. Biz devlete zarar vermeye çalışmıyoruz, aksine ancak ve ancak gönlü devletle mutmain olan, aidiyet bağı olan vatandaşlarla geleceğini nasıl teminat altına alırız diye düşünüyoruz" ifadesini kullandı.
- Ankara
Son Dakika › Politika › AK Parti Tunceli Merkez İlçe 5. Olağan Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?