TBMM Genel Kurulu - Son Dakika
Politika

TBMM Genel Kurulu

TBMM Genel Kurulu

TBMM Genel Kurulunda CHP, HDP ve İYİ Parti'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.

03.12.2020 18:07  Güncelleme: 21:11
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

TBMM Genel Kurulunda CHP, HDP ve İYİ Parti'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.

Genel Kurulda ilk olarak İYİ Parti'nin, engelli vatandaşların sorunlarına ilişkin araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi ele alındı.

İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, 3 Aralık'ın Dünya Engelliler Günü olduğunu belirterek, "Onlar her gün engellerle yaşıyor ama kastettiğim sağlıktan dolayı olan engelleri değil. Devleti yönetenlerin, hele de kovid sürecinde ihtiyacı olanları sağlamak yerine neredeyse sorunlarını yok sayan bir görmezden gelmezliği yüzünden engellilerimizin sorunları katbekat artmış vaziyette." dedi.

Engelliler için gerekli erişilebilirlik koşulları ve fırsat eşitliğini sağlamanın devletin görevi olduğunu vurgulayan Cesur, "Maalesef onlar her gün ülkemizde ihmallerden kaynaklı olarak yeni engellerle mücadele etmek zorunda kalıyorlar." diye konuştu.

Cesur, engelli aylıklarının artırılması gerektiğini dile getirerek, "Açlık sınırı 2 bin 431 lira olan ülkemizde engelli aylığı 567 lira, yüzde 70 üzeri engeli olan vatandaşlarımızın aylığı 854 lira." ifadesini kullandı.

CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, engellilerin eğitimden istihdama, ulaşımdan sağlığa kadar çok çeşitli sorunlarının olduğunu söyleyerek, "En önemli sorunları eğitim sorunu. Engelli bir bireyiniz varsa, özel bir çocuğunuz varsa bu ailelerin okul çağı adeta bir dram oluyor. Hele hele anne, baba çalışıyorsa ve bu çocuğun kreşe gitme ihtiyacı varsa işte dram orada daha da büyüyor." diye konuştu.

Ailelerin kreşlerden, "Biz bu çocuğu zapt edemiyoruz. Bizim bu çocuğa burada eğitim verme imkanımız ya da bakma imkanımız yok. Başka bir kreş arar mısınız?" şeklinde yanıt aldıklarını anlatan Arık, "Gönül arzu ederdi ki bugün bu sorunları çözelim, bunlarla ilgili kanun teklifleri düzenleyelim." dedi.

"Hak temelli ve bütüncül yaklaşım"

AK Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez ise bugünün Dünya Engelliler Günü olduğunu anımsatarak, "Eğitimden sağlığa, ulaşımdan savunma sanayisine, adaletten emniyete, enerjiden tarıma her alanda tarihi reformlar hayata geçiren hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sosyal politikalarda da önemli başarılara imza atmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Engelli bireylere gösterilen ilgi ve desteğin sosyal devlet anlayışlarının bir gereği olduğunu vurgulayan Etyemez, engelliler alanında hak temelli ve bütüncül bir bakış açısıyla politika belirleyip programlar ve projeleri hayata geçirdiklerini kaydetti.

Engelli bireylerle ilgili eksikliklerin giderilmesini bir lütuf olarak değil hakların sahiplerine teslim edilmesi olarak gördüklerini ifade eden Etyemez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülke olarak 2007'de engellilerin haklarına ilişkin sözleşmeyi imzalayan ilk ülkeler arasında yer aldık. Öğrenim çağındaki özel eğitime ihtiyacı olan her bireye evde, hastanede, rehabilitasyon merkezlerinde ve eğitim kurumlarında eğitim imkanı sağladık. İlk kez engelli kamu personeli seçme sınavı imkanını sağladık. 2002 yılında kamu kurumlarında 5 bin 777 engelli memur istihdam edilirken 2020 yılı ekim ayı itibarıyla engelli personel sayımız 57 bin 809 kişiye ulaşmıştır.

İstihdam politikalarımızla 2002 yılından bugüne kadar 406 bin engelli kardeşimizi iş hayatıyla buluşturduk. Engellilerin çalışma hayatına katılabilmesi için korumalı iş yerlerinde çalışan her engelli için de aylık 851 lira ücret teşviki sunmaya devam ediyoruz. Engellilere yönelik hibe desteklerini sürdürüyoruz. 50 bin lira olan hibe desteğini 2020 yılında 65 bin liraya çıkardık. Kendi işini kuran 3 bine yakın engellimize 130 milyon lira hibe verdik."

Görüşmelerin ardından yapılan oylamada İYİ Parti'nin önerisi kabul edilmedi.

Daha sonra HDP'nin " Türkiye'de engellilerin temel yurttaşlık haklarının ve özgürlüklerinin tanınması, korunması ve geliştirilmesine" ilişkin araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisine geçildi.

HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık, demokratik ilkelerin yerleşik olmadığı toplumlarda nüfusun çok önemli kesimlerinin temel sorunlarının ifade edilemediğini belirterek, "Ülkemizde de engellilerin, yurttaşlığın gerekleri olan temel hak ve hürriyetlere erişim sorunu yıllardır çözülemiyor. Aradan geçen yıllara rağmen Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi halen tam anlamıyla toplumsal yaşama yansıtılamamış." dedi.

Müzakerelerin ardından yapılan oylamada HDP'nin önerisi kabul edilmedi.

"Pandemiyle birlikte yine ağır bir ekonomik kriz sürecinin içerisine girdik"

Genel Kurulda, CHP'nin " Merkez Bankası'nın döviz rezervini neden satmaya zorlandığının" araştırılmasına ilişkin önergesinin bugün görüşülmesi önerisi de ele alındı.

CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Türkiye ekonomisinin uzunca bir süredir yanlış kararlarla yönetildiği için çok zor bir dönemden geçtiğini savunarak, yaşanan bu dönemin bazı göstergelerini hatırlattı.

Enflasyonun 2017 yılından bu yana çift haneli olduğunu ve kalıcı bir hale dönüştüğünü söyleyen Hamzaçebi, "Bugün TÜİK enflasyon rakamını da yüzde 14 olarak açıklamıştır. Enflasyonun ineceği yönünde herhangi bir beklenti bulunmamaktadır." diye konuştu.

Uluslararası net rezervlerin eksi olduğunu belirten Hamzaçebi, "Merkez Bankası'nın 63 milyar dolarlık swapını yani para takası işlemini düştüğümüzde dahi net rezerv eksi 55,5 milyar dolardır." dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına kaldıramayacağı ölçüde yük yüklendiğini savunan Hamzaçebi, "Maliye politikasında yani işin gelir ve gider tarafında bir önlem olmaksızın, ciddi bir orta vadeli program ortaya koymaksızın münhasıran faize yüklenmek suretiyle ülke ekonomisini düze çıkarma imkanı yoktur." görüşünü dile getirdi. Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yıl pandemiyle birlikte yine ağır bir ekonomik kriz sürecinin içerisine girdik. İktidar, ekonomi yönetimi bunu aşmak için piyasaya kredi pompaladı, olağanüstü ölçüde kredi pompalandı. Bu krediler nereye gitti? Altına gitti, dolara gitti, avroya gitti. İşte buraya giden bu TL'ye karşılık önlem olarak iktidar, Merkez Bankası üzerinden, kamu bankaları üzerinden piyasaya döviz verdi, dolar verdi. Geçen yıldan bu yana, ağırlığı bu yılda olmak üzere, piyasaya bu şekilde sürülen dövizin miktarı toplam 128 milyar dolardır.

Merkez Bankası'nın kendi sahip olduğu varlıkları, rezervleri erimiştir. Swap dediğimiz para takası yoluyla bir iki ülkenin merkez bankası ile Türkiye'deki bankalardan sağlanmış olan borç paranın miktarı 63 milyar dolardır. Bu 63 milyar doları dahi düştüğümüzde Merkez Bankasının yine kendi rezervi yoktur, sadece ödünç aldığı paralarla oluşturduğu rezervin toplamı da eksi 55,5 milyar dolardır. Mesele, bu 128 milyar dolar kime verilmiştir?"

İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ise 35 yıl Merkez Bankasında çalıştığını anımsatarak, "Döviz kıtlığını yaşadım, gördüm. Sıfır döviz rezervine şahit oldum. Sıfıra yakın döviz rezervine şahit oldum ama eksi rezervi hiçbir zaman görmedim, duymadım. Siz bunu da becerdiniz gerçekten sizi tebrik etmek gerekiyor." ifadesini kullandı.

Döviz rezervinin, çok pahalı bir enstrüman olduğunu ve bunun oluşmasının zaman aldığını belirten Yılmaz, yaşananların aslında suç teşkil eden bir iş olduğunu öne sürdü.

"Görevini kanunun öngördüğü şekilde yapıyor"

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz, her türlü eleştiriye, değerlendirmeye Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının da diğer kurumlar gibi açık olduğunu ancak önergede yer alan, "Türkiye'nin kredi notu çöp seviyesine indi", "kamu bankaları aracılığıyla arka kapıdan dolar satıldı" gibi ifadeleri de kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Yılmaz, "Bunlar teknik bir tartışma değil, daha ziyade dayanaktan yoksun, suçlayıcı, itham edici değerlendirmelerdir. Kurumlarımızın yıpratılmaya ihtiyacı yok. Kurumlarımızın daha güçlü kurumlar olarak yoluna devam etmesi gerekiyor." dedi.

Merkez Bankasının bütün görevlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nda öngörüldüğü şekilde gerçekleştirdiğini ifade eden Yılmaz, araştırma önergesinde içinden geçilen süreçle ilgili hiçbir değerlendirmenin yer almadığını kaydetti. Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dünyada büyümenin eksi 4'ün üstüne çıkacağı, ticaret hacminin yüzde 10'dan fazla daraldığı bir dönemden geçiyoruz, Kovid'in etkilerini hepimiz biliyoruz. Maliye politikalarında, para politikalarında tüm dünyada geçmişte eşine rastlanmadık birtakım hareketlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemden geçtiğimizi bu önergede göremiyoruz maalesef. Diğer taraftan önergede, rezervlerin eksi 55 milyara düştüğü söyleniyor. Bunu da kabul etmek mümkün değil.

Tabii ki Merkez Bankamızın temel politikası rezervleri güçlü tutmak ve güçlendirmektir. Ancak rezerv rakamları değişen finansal koşullar ve kullanılan enstrümanlara göre değişebilmektedir. Bu nedenle rezerv rakamlarındaki günlük değişimler yerine orta vadeli eğilime odaklanılması gerekmektedir. Bu perspektiften daha doğru değerlendirmeler yapılabilecektir. 27 Kasım itibarıyla brüt döviz rezervleri 84,2 milyar dolar olarak, resmi olarak açıklanmıştır."

Yılmaz, Merkez Bankasının yaptığı operasyonlara ilişkin detaylı verileri birçok ülkede görülmediği kadar şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaştığını vurgulayarak, "Rezervlerin güçlendirilmesi Merkez Bankamızın mutlak önceliğidir. Merkez Bankası, her hafta, bir hafta önceki döneme ilişkin mevduatlar, krediler, Merkez Bankası bilançosu, parasal büyüklükler, rezervler, yurt dışı yerleşiklerin portföy hareketleri, mevduat ve kredi faiz oranları gibi birçok veriyi açıklamaktadır. Bu anlamda şeffaflık noktasında da eleştirilerin haksız olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Yılmaz, yakın bir süreçte TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna Merkez Bankasının geleceğini, orada da tüm bu konuları ayrıntılı değerlendirme imkanına sahip olacaklarını kaydetti.

Yerinden söz alan CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, "Eğer her şey şeffaf olsaydı Merkez Bankası döviz satışlarını ihaleyle yapardı. Kamu bankaları aracılığıyla yapılan satışlar ihalesiz yapılmıştır. Nasıl yapıldığı bilinmemektedir. Ben net rezervi ifade ettim, Sayın Yılmaz brüt rezervi ifade etti. Sonuç fark etmiyor, ekim sonu itibarıyla net rezerv eksi 55 milyar dolardır." dedi.

Görüşmelerin ardından CHP'nin grup önerisi kabul edilmedi.

Daha sonra Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmelere geçildi.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika TBMM Genel Kurulu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement