Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Süleyman Şah operasyonunda terör örgütü PYD ile işbirliği yapılmadığını bildirdi.
Yılmaz'ın, TBMM Genel Kurulunu, Suriye ve bölgede yaşanan gelişmeler hakkında bilgilendirmesinin ardından, gruplar adına milletvekilleri söz aldı.
MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Hükümetin Suriye politikasıyla ilgili eleştirilerde bulunarak, "Ne yazık ki Şam'da cuma namazı kılamıyoruz. Ancak Suriye iç savaşının neden olduğu şehitlerin cenazelerinin namazlarını kılıyoruz" dedi.
PYD'ye ABD'nin lojistik destek sağladığını belirten Özdağ, "İncirlik Üssü'nün, PYD'ye yapılan destekte oynadığı rol nedir?" sorusunu yöneltti.
Terör örgütü PKK'nın haritaları dışında hiçbir haritada "Kobani" diye bir yerin bulunmadığını kaydeden Özdağ, "Osmanlı haritalarında Ayn el Arap, Arap Pınarı vardır. Yani tarihin mirası Kobani değildir" ifadesini kullandı.
Özdağ, " Cerablus, Azez arasındaki bölgenin PKK, PYD çeteleri tarafından işgal edilmemesi için gösterilen hassasiyeti anlıyoruz MHP olarak. Aynı hassasiyeti, Yunan ordusu tarafından işgal edilen Ege'deki 16 adamız için neden göstermiyorsunuz?" diye konuştu.
Ümit Özdağ, "MHP, AKP Hükümetini şiddetle ve kararlılıkla Suriye iç savaşına Türkiye'yi sokmaması konusunda uyarmaktadır. Böyle bir müdahale, Suriye iç savaşını Türkiye'ye daha güçlü bir şekilde taşıyacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Bölgedeki gelişmelerin Türkiye'nin içindeki terör dinamiklerini harekete geçireceğini savunan Özdağ, "MHP, size Güneydoğu Anadolu'yu bıraktığında vatandı. Ne zaman kaybettiniz ki şimdi tekrar vatanlaştırmak için çalışıyorsunuz?" dedi.
"Rusyayı lanetliyoruz"
HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, Türkiye'nin Ortadoğu ve Suriye politikasının iflas ettiğini ileri sürdü. Özsoy, Türkiye'nin Suriye politikasındaki en temel yanlışın Kürt karşıtlığı olduğunu iddia etti.
Suriye'de yaşayan bütün halkların ciddi trajedi içerisinde olduğunu herkesin gördüğünü belirten Özsoy, "İnsani yardım koridoru tabii ki olmalıdır. Mültecilerin Türkiye'yi zora soktuğunun da farkındayız. Türkiye'nin de mültecileri dış politika kartı olarak kullandığını üzülerek görüyoruz. Bu konuda evet dünyanın iki yüzlülüğü söz konusudur. Hiçbir ülke Türkiye'ye yardımcı olmamıştır ama Türkiye de bunu kullanmamalıdır" dedi.
Hişyar Özsoy, AK Parti'nin Suriye politikasında her geçen gün daha da sıkıştığını ileri sürerek, şu ana kadar YPG'den Türkiye'ye yönelik tek bir saldırının olmadığını savundu.
Özsoy, şöyle devam etti.
"Şu anda Rusya, Türkiye adına Suriye'de vekalet savaşı yürüten bütün gruplara kan kusturuyor. Bunu yaparken açıkçası sivil ayırımı yapmıyor. Bunu da lanetliyoruz. Türkiye'deki Çözüm Süreci'ni yeniden başlatalım ve Suriye'deki Kürtlerle ilişkilerin yeniden başlaması gerektiğini düşünüyoruz. PYD, bütün saldırılara rağmen, 'Biz Türkiye ile dost olmak istiyoruz' diyor. Bunu ciddiye almak lazım. Malum, Türkiye'deki barış sürecinin askıya alınması da Suriye ile iç içe bir durumdur. Dolayısıyla tanklarla, toplarla bu meseleyi çözmek doğru değildir. Bugün gider, yarın gelir. Bahar geldiği zaman işler çok daha karışabilir. Hepiniz bunun farkındasınız."
"CHP Suriye'de askeri değil, diplomatik çözüm istiyor"
CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz ise Suriye konusunun çıkmaza girdiğinin görüldüğünü iddia etti.
ABD'nin artık Türkiye'yi müttefik ülke olarak görmediğini belirten Yılmaz, Rusya'nın, Suriye'de can çekişen Esed'e çok büyük alan açtığını ve onu dirilttiğini söyledi.
Yılmaz, Rusya'nın, işgal etmeye çalıştığı Suriye'de zulüm yaptığının doğru olduğunu ifade ederek, "Peki bu krizin sebebi ne? Biz, bu kadar farklı etnik yapının olduğu yerde durumu göremedik. Bu krizin yaratıcıları bizleriz. Sebepleri unuttuk, hep sonuçlarla bir yere gitmeye çalışıyoruz. Türkiye Suriye'de adım adım savaşın içine sürükleniyor, savaşa dahil oluyor" diye konuştu.
Türkiye'yi, Suriye'de karanlığa götürecek adımlardan uzak durulması gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, "(PYD Fırat'ın batısını geçerse kırmızı çizgi) deniliyor. Peki doğusunda kalırsa kırmızı çizgi değil mi? Burada bir çelişki var" sözlerini sarfetti.
CHP'li Yılmaz, Türkiye'nin Suriye politikasının çöktüğünü savundu.
CHP'nin Suriye'de askeri çözüm istemediğini, diplomatik çözüm istediğini vurgulayan Yılmaz, "İç savaşın sonlandırılmasını, ateşkesi istiyoruz. Terör örgütlerinin Suriye'de geleceği olmamalı, Suriye halkı geleceğine karar vermeli. Askeri güç kullanan bütün ülkeler orayı terketmeli. Türkiye'deki mülteciler de barış sağlandıktan sonra vatanlarına dönmeli" dedi.
"Krizin sebebi bölgede meydana gelen jeopolitik boşluktur"
AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan da Mısır, Tunus gibi ülkelerdeki toplumsal taleplere destek veren Türkiye'nin, Suriye'deki toplumsal taleplere de destek verdiğini söyledi.
21 milyon nüfuslu Suriye'deki savaşta 300 bini aşkın insanın hayatını kaybettiğini, 6 milyon Suriyelinin yurt dışına gittiğini kaydeden Küçükcan, Suriye'de yaşanan gelişmeler konusunda Türkiye'nin suçlanmasının haksızlık olacağını vurguladı.
Küçükcan, Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduğunu belirterek, "Yaşanan krizin sebebi Türkiye değil, Irak'ın işgal edilmesinin ardından bölgede meydana gelen jeopolitik boşluktur. Bundan yararlanmak isteyenler, Suriye planlarını devreye sokmuştur. Türkiye Suriye konusunda diplomasinin bütün sınırlarını zorlamıştır" dedi.
Türkiye'ye göre PKK, DAEŞ ve PYD'nin terör örgütü olduğuna işaret eden Talip Küçükcan, bu örgütlerle sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Küçükcan, PYD'nin mahkeme kararıyla da terör örgütü olarak kabul edildiğini söyledi.
AK Parti'li Küçükcan, PYD'nin, "DAEŞ'le mücadele" adı altında Suriye'nin Türkiye sınırlarını kontrol etmesine izin verilmeyeceğini ifade ederek, "Suriye ve Cizre benzetmesi yanlıştır. Türkiye'nin Cizre'de yaptığı terörle mücadeledir, ancak Suriye'de yapılan başkadır" diye konuştu.
"Suudi Arabistan uçakları, DAEŞ'le mücadele için gelecek"
Sataşma gerekçesiyle kürsüye gelen Bakan Yılmaz, Süleyman Şah operasyonunda PYD ile işbirliği yapılmadığını ifade ederek, "İlgili tarafların hepsine bilgi verilmiştir, buna PYD de dahildir. İşbirliği söz konusu değildir. 'PYD'ye para verildi' iddiası da doğru değildir" dedi.
Geçmişte yapılan görüşmelerde PYD'ye, "Rejimle işbirliği yapma, teröre başvurma, oldu bittilerden uzak dur, çünkü bunu Türkiye kabul etmez" denildiğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:
"Biz hiçbir yerde Kürt kardeşlerimize karşı değiliz. Kuzey Irak Kürtlerinin de Kuzey Irak yönetiminin de dostu Türkiye'dir. Suriye'de Kürtleri tek başına PYD temsil etmiyor. Suriye Ulusal Kürt Koalisyonu, muhalefetin müzakere heyeti içinde yer almaktadır. DAEŞ'e karşı koalisyonun içinde 65 ülke var. Bu 65 ülkenin içerisinde Suudi Arabistan da var. İncirlik'te ABD'nin, İngiltere'nin ve Almanya'nın da uçakları var. Bu koalisyona dahil olan Suudi Arabistan uçakları, DAEŞ'e karşı mücadele için gelecekler. DAEŞ'e karşı verilen mücadelede biz de aktif katkı sağlıyoruz."
Bakan Yılmaz, "Ege adalarının işgal edildiğini söylemediğini" ifade etti.
Eski cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'in, 26 Ağustos 1998 tarihli Hürriyet Gazetesi'ne verdiği mülakatta, " Ege Denizi'nde gri alanlar var. Bunlar size ait değil, hareket dolayısıyla bunlar bize ait. Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir, Ege bir göl de değildir" dediğini aktaran İsmet Yılmaz, "Biz diyoruz ki Ege ortak denizimizdir, ortak menfaatimizdir, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımızı savunuyoruz. 1998'deki iddianın bugüne farklı şekilde aktarılması doğru değildir" diye konuştu.
Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Suriye'nin toprak bütünlüğünü başından beri savunduklarını ve bundan sonra da savunmaya devam edeceklerini belirterek, "Biz hem içte hem dışta istikrar ve barış istiyoruz. Çünkü 'Yurtta sulh, cihanda sulh' bizim ilkemiz. Barış için çalışıyoruz. Ama sizin tek başınıza barış istemeniz de yetmiyor" sözlerini sarfetti.
Bakan Yılmaz, Cizre'de yapılanların mevzuata uygun yapıldığını kaydetti.
Kürsüye gelen HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise PYD'nin Suriye'deki Kürtlerin temsilcisi olduğunu söyledi.
MHP'li Özdağ da Bakan Yılmaz'ın, "Süleyman Şah operasyonunda bütün taraflara haber verildiğini" söylediğini ifade ederek, "Burada PYD de taraftır, o zaman PYD'ye haber verilmiştir" dedi. Özdağ, Ege adalarındaki Yunan işgalinin de devam ettiğini ileri sürdü.
"Burunlarının ucunu görmedikleri için..."
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, "Suriye'de insanların canı yanınca Türkiye'nin de canı yanıyor" dedi.
Türkiye'nin Suriye'deki gelişmeler ve oradaki terör yapılanmaları konusunda elbette başka ülkeleri bilgilendireceğine işaret eden Bostancı, "Çünkü, o ülkeler burunlarının ucunu görmüyor. Görmeleri lazım. Burunlarının ucunu görmedikleri için PYD'nin terör örgütü olduğunu görmüyorlar. 'Orada taşeron olarak kimi kullanabiliriz' diye düşünüyorlar. PYD burada kullanılıyor. Kürtler bu coğrafyada defalarca satıldı, yine satılacak, bunu bilin" değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada, AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk, "Türkiye'nin Suriye politikası ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Azez-Halep hattını açık tutmak için gerçekleştirdiği bombalamalar için Hükümete destek veren yönde açıklamalar" yapan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın yanına giderek, bir süre sohbet etti.
Öte yandan dün yapılan açıklamada, Genel Kurulda Hükümet adına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuşma yapacağı bildirilmişti. Ancak programda yapılan değişiklikle söz konusu bilgilendirmeyi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz gerçekleştirdi.
Son Dakika › Politika › TBMM Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?