Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'u öne sürerek gereksiz bir şekilde vize uygulamalarını kaldırdığını, daha sonra da vize sürecini yeniden başlatığını anımsatarak ABD tarafının açıklamasında gündeme getirilen "güvence verildi" iddiasına ilişkin "Bilgi paylaşımları olabilir. Bu bir taahhüt değildir." dedi.
Çavuşoğlu, medya kuruluşlarının temsilcileriyle dış politika vizyonunu paylaşmak üzere Ankara Palas Devlet Konukevi'nde toplantı düzenledi.
Bakan Çavuşoğlu, BM'deki Kudüs oylamasından önce ABD'nin bazı ülkelere yardımları kesmekle tehdit etmesi hatırlatılarak kendisine Türkiye ile bu çerçevede bir temas olup olmadığına ilişkin bir soruya "Hayır. Onlar da biliyor ki böyle bir temasın bir faydası olmaz. Çünkü bu işe öncülük eden biziz." yanıtını verdi.
Türkiye'nin Yemen ile Kudüs'e ilişkin karar tasarısını BM'nin gündemine taşıdığını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu işe öncülük eden ülke Türkiye'ydi. Oraya bu karar tasarısını getiren ülke Türkiye. Dolayısıyla, bunun sahibi olan ülkeye bir şey söylemenin, ki bizi de çok iyi tanıyorlar, bir faydası olmayacağını gördüler. Orada da yaptığımız konuşmada ABD'nin bu tehditlerinden korkmadığımızı açıkça söyledik, vurguladık. Bize yönelik bir teması olmadı ama çok ülkeyi aradılar. Bazı ülkelerin büyükelçileri, New York'tan kaçtı. New York'tan tatile gittiler. Tarihin en önemli, BM tarihinin en önemli oylamalarından bir tanesiydi. Sadece Filistin bakımından söylemiyorum. Ama bazı ülkelerin büyükelçileri, 'Tatile gidiyoruz' diye ortadan kayboldular."
"Bize yönelik tehdit olan bölge radarımızdadır"
Çavuşoğlu, Suriye'deki son duruma ve Fırat'ın doğusunda sahadaki gelişmelere ilişkin bir soruya, "Bu bölgeden bize yönelik tehdit devam ediyor. Sınırda yakalanan YPG/ PKK'lılar, ki bunların bir kısmı Türkiye'den gitmiş... Ellerindeki silahlar, ABD'nin verdiği silahlar. Oradan gelip Türkiye'de güvenlik güçlerimize, sivillere yönelik terör saldırıları azalsa da devam ediyor. Dolayısıyla YPG ve PKK aynıdır, sınırımızın ötesinde mevcuttur ve bize yönelik bir tehdittir. Dolayısıyla, bize yönelik bir tehdit olan bölge bizim radarımızdadır." yanıtını verdi.
Bakan Çavuşoğlu, Afrin'e yönelik bir harekat yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Fırat Kalkanı Harekatı'na ve İdlib'deki ateşkesi gözlem görevine dikkati çekerek, "Her şeyin bir zamanı vardır. Planlamalar yapılır, çalışmalar yapılır. Ne diyor Cumhurbaşkanımız: 'Ansızın.'" diye yanıtladı.
İran'daki protestolar
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in, İran'da devam eden protestolar ve şiddet olaylarıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) acil toplanma çağrısı yapacakları yönündeki açıklaması hatırlatılan Çavuşoğlu, "Bir ülke içinde sorun olabilir. Neticede uluslararası boyutu da şu anda yok. ABD'nin bunu gündeme getirmesinin sebebi, ABD yönetiminin güçlü İran karşıtlığıdır." dedi.
BMGK'da 5 ülkenin veto hakkının olduğunu, böyle bir kararın çıkmasını beklemediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "İran'daki durumu hafife almıyoruz tabii ki, yakından da takip ediyoruz. Ama BMGK, tüm dünyayı ilgilendiren, özellikle de ülkeler arasındaki sorunları ilgilendiren önemli konularla meşgul olmalı ve çözüm üretmeli. " diye konuştu.
"Şu an bin 500 civarında terörist içeride"
Rakka operasyonlarına ve DEAŞ'ın ilden çıkarılması sonrasındaki sürece ilişkin soruya yanıt veren Çavuşoğlu, "Özellikle Rakka bölgesinde, diğer bölgelerde DEAŞ ile PKK/YPG'nin bir alt mutabakat yaptığını gördük. Ondan sonra araçlarla çektiler gittiler." dedi.
İstihbarat kaynaklarından gelen bilgilere göre, dağılmış bir şekilde çöl olan yerlerde Suriye ve Irak içinde bazı şehirlerde gizlenmiş örgüt unsurları olduğunu, ülkelerine dönmek isteyen DEAŞ mensubu teröristlerin bulunduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin aldığı tedbirlerle çok sayıda yabancı terörist savaşçı yakaladığını belirtti.
Yabancı terörist savaşçılara ilişkin, Türkiye'nin istihbarat paylaşımı konusunda en iyi iş birliğini İngiltere ve ABD ile yürüttüğünü söyleyen Çavuşoğlu, "Kıta Avrupası ülkeler, Paris ve Brüksel'deki saldırılara kadar, gönderdiklerimizi bile serbest bırakıyorlardı. Tekrar geliyorlardı sınırımıza, hiç ilgilenmiyorlardı. İşin ciddiyetini sonradan anladılar, ders alarak anladılar maalesef." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin yakalanan yabancı terörist savaşçılara ilişkin soruşturma yürüttüğünü belirten Çavuşoğlu, "Şu anda hapiste olan yabancı terörist savaşçılar da var. Türkiye'den de bazı DEAŞ mensubu kişiler bunlar yakalanan ve hapse atılan. Şu an bin 500 civarında terörist içeride. Tutuklu, gözaltında olup da soruşturması devam eden, yabancı terörist savaşçıların da bağlantılarını bulmamız lazım. Soruşturması bittikten sonra biz bunları zaten geldikleri ülkelere iade ediyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, ülkeye giriş yasağı konulan yaklaşık 55 bin kişinin dışında 125 ülkeden yabancı terörist savaşçı yakaladığını kaydetti.
"Bu gereksiz retoriği başlatan AB'dir"
AB ülkelerinin de Türkiye'siz bir Avrupa olmayacağını bildiğini söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin üyelik için başvurarak AB'ye üye olma isteğini beyan ettiğini, önüne konulan açılış kriterlerini karşılaması halinde fasılların açılmasını talep ettiğini vurguladı.
Türkiye'nin bir adım atana iki adım atma yaklaşımıyla, kendine güvenle süreci yürüttüğünü vurgulayan Çavuşoğlu, "AB ile bu sene içinde fasıl açılır mı açılmaz mı bilmem. Ama en azından bizim pozitif bir ortam yaratmamız lazım. Bu gereksiz retorikten uzaklaşmamız gerekiyor. Bu retoriği başlatan AB'dir. Biz onlara cevap veriyoruz. Vermediğimiz zaman milletimiz tepki gösteriyor haklı olarak." diye konuştu.
Bu yıl Gümrük Birliği müzakerelerinin tekrar başlatılıp Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin mümkün olduğunu işaret eden Çavuşoğlu, bunun en az Türkiye kadar AB'nin de menfaatine olduğunu kaydetti.
Sürecin "kazan kazan* ilkesiyle yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, bazı AB ülkelerinin Gümrük Birliği'nin güncellenmesine Türkiye'den daha çok ihtiyacı olduğunu söyledi.
"Bilgi paylaşımı taahhüt değildir"
ABD'nin gereksiz bir şekilde vize uygulamalarını kaldırdığını, Türkiye'nin de buna karşılık verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Soruşturmalardan, ortaya çıkan delillerden anladık ki Metin Topuz çok kritik bir kişi. Niye Metin Topuz, yerel bir personel bu kadar önemli? Niye bir Metin Topuz yüzünden vize uygulamasını bile dondurabiliyor bir ülke? Esasen Metin Topuz ya da ABD misyonlarında çalışan personellerle ilgili bir soruşturma yoktu. Diğer soruşturmalarda ortaya çıkan deliller ve ifadeler neticesinde ulaşıldı. O ikinci kişi vardı biliyorsunuz, henüz ortada yok. O kişinin ismini de Metin Topuz verdi, birlikte yaptık diye." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, bu ikinci kişinin konsoloslukta saklanıyor olduğuna ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine, "Şu anda bilmiyorum. Böyle söylentiler var ama bizim elimizde bir delil yok." dedi.
Türkiye'nin ABD'ye karşılık verdiğini, bir çalışma grubu kurulmasını önerdiğini ve bu doğrultuda Ankara'da bir ön görüşme toplantısı yapıldığını söyleyen Çavuşoğlu, "Bu ocak ayının 23'ünde ilk toplantı, çalışma grubunun toplantısı olacak." dedi.
Çavuşoğlu, bu yıl terörle mücadele, terörün finansmanıyla mücadele gibi konularda uzmanlar düzeyinde birçok toplantı yapılacağını ifade etti.
ABD'nin vize kısıtlaması gibi baskılarla Türkiye'den bir netice elde edemeyeceğini öğrendiğini söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"'Başka vatandaşlar hakkında, bizde çalışan kişiler hakkında soruşturma var mı yok mu? Bu konuda bize bilgi verebilir misiniz?' Bizim İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı da bakıyor. Bugün varsa var, yoksa yok. Ama ABD misyonlarında çalışan ya da Türkiye'de ABD vatandaşlarıyla ilgili hiçbir zaman soruşturma açılmayacak anlamında bir taahhüt değil bu. Bazen üst perdeden 'Taahhüt istiyoruz' diyorlar. Tillerson da söyledi. Ben de şunu sordum: 'Rex, sen ABD'da bir yargı süreciyle ilgili, bir kişi hakkında yargı sürecinin başlaması, başlamaması konusunda bana bir taahhüt verebilir misin? veya benim misyonlarımda çalışan bir ABD vatandaşı, üçüncü ülke vatandaşı ya da benim vatandaşım bir suça bulaştığı zaman, terör örgütüdür veya adi bir suçtur, bununla ilgili bir yasal sürecin başlamayacağını garanti verebilir misin kardeşim?' 'Hayır veremem.' 'Ben sana nasıl garanti vereceğim peki? Sen hukukun üstünlüğünden, güçler ayrılığından bahsediyorsun. Ben sana nasıl vereceğim bu garantiyi onu söyle?' Olay bu. Böyle bir taahhüt falan yoktur. O gün geldiklerinde sordular. İçişleri, Adalet Bakanlıkları da açtı, 'Şu anda sizin misyonlarınızda çalışan bir kişi görünmüyor.' dedi. Vardır, yoktur. Bu tür bilgi paylaşımları olabilir. Bu bir taahhüt değildir."
ABD'nin Amerikan ve Türk kamuoyunu yanlış bilgilendirmesini doğru bulmadıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, "Niye böyle popülizme giriyorsun ki? Ben sana neyin taahhüdünü vereceğim? Suç işleyecek birisi, ondan sonra o kişi hakkında yargı süreci başlamayacak. Böyle bir şey olabilir mi?" diye konuştu.
"BAE'nin yaptıklarını not ettik"
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed'in, sosyal medyada bir kullanıcının Türkiye, Türkler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhindeki mesajını paylaşmasıyla gündeme gelen Türkiye-BAE ilişkilerini de değerlendiren Çavuşoğlu, daha önce ikili ilişkilerin çok iyi olduğunu, Mısır'daki darbeden sonra Türkiye'nin açık bir tutum sergilemesinin ardından ilişkilerde bir soğuma yaşandığını kaydetti.
Kendisinin Nisan 2016'da BAE'yi ziyaret ettiğini, çeşitli vesilelerle zaman zaman muhataplarıyla bir araya geldiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"En son dışişleri bakanının saçma sapan bir tweeti retweet etmesi. (BAE'nin Dışişlerinden sorumlu Devlet Bakanı Enver) Gargaş'ın 'Arapları yönetmeyecek ülke' sözü... Bizim öyle Arapları yönetmek gibi bir derdimiz yok ki. Biz 2018'de de İslam dünyasının birliğini sağlamak için, şu anda İİT'nin de zirve başkanlığını yürütüyor Cumhurbaşkanımız. Yoğun gayret sarf ediyoruz ve bunu başaracağız. Bunu kıskanmamak lazım. BAE bizim rakibimiz değil ki. Biz onlara saygı duyarız. Onların da bize saygı duyması gerekiyor."
BAE'nin içinde bulunduğu anlayıştan vazgeçmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Yaptıklarını da not ettik." dedi.
İdlib'de ateşkes gözlem merkezi
Türk Silahlı Kuvvetlerinin İdlib gerginliği azaltma bölgesinde ateşkes gözlem merkezleri kurma faaliyetine ilişkin, şunları kaydetti:
"Yerleşme devam ediyor. Ama o kadar kolay değil. Arazi mayınlı bir arazi. Terör örgütlerinin olduğu yerler var olmadığı yerler var. Tedbirler alarak askerlerimiz buralara yerleşiyorlar. Biz bu saldırıları zaten bekliyorduk. Amerikalılara, Ruslara ve İranlılara şunu da söyledik: 'Bu bölgede terör örgütleri var. Fakat bu terör örgütlerini tespit edip bunlara yönelik operasyonlar yapmamız lazım. Biz ayrıca dedik ki, 'Bunları tespit edelim, etkisiz hale getirelim. Gelişigüzel buraları bombalamayın.' Niye bekliyorduk onu da söyleyeyim. Çünkü bugüne kadar, İdlib bölgesinde bir sınır belirlerken de doğuda kalanların geçmesi dahil, bütün bu kuşatılmış bölgeler, Halep dahil bir koridor açıldı İdlib'e doğru. Bu terör örgütlerinin de buraya gitmesine izin verdiler. Yarın buralara saldırmak için bunu bir bahane olarak kullanacaklarını biz biliyorduk zaten."
"Hakan Atilla davası tam bir komedi sahnesine dönüştü"
Çavuşoğlu, ABD'deki Hakan Atilla davasına ilişkin bir soruya da "Davanın bugüne kadar seyrini gördünüz. Esasen boş olduğu da ortaya çıktı. Siyasi motiveli, FETÖ motiveli olduğu da ortaya çıktı. Jüri bile bugüne kadar ikna olmadı, ek deliller istedi. Tamamen boş bir dava. Buradan ne çıktığının da çok önemi yok doğrusu. Buradan Türkiye'ye başka iddianameler, davalar açılacak gibi şeylerin bizim için hiçbir önemi de yoktur. Çünkü bu dava tamamen siyasi motiveli bir davadır. Amerikalıların kendilerine de bunu söyledik." yanıtını verdi.
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Çavuşoğlu 2018 İçin Dış Politika Vizyonunu Paylaştı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?