"CHP Şam'a Gidince Yüz Bulamayacak Göreceksiniz" - Son Dakika
Güncel

"CHP Şam'a Gidince Yüz Bulamayacak Göreceksiniz"

"CHP Şam\'a Gidince Yüz Bulamayacak Göreceksiniz"

Başbakan Erdoğan, "CHP yarın Şam'a gidecek yüz bulamayacak göreceksiniz ama inşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız." dedi.

05.09.2012 14:34  Güncelleme: 14:58

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "CHP yarın Şam'a gidecek yüz bulamayacak göreceksiniz ama inşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu'nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz" diye konuştu.

AK Parti milletvekilleri ve kurucular kurulu üyeleri genişletilmiş grup toplantısında bir araya geldi. AK Parti Genel Merkezi'ndeki toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bir CHP'li milletvekilinin Suriye'deki katliamdan kaçan çaresiz insanlara ev kiralanmaması yönünde çağrı yaptığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu insanlar katliamdan kaçıyor, sen diyorsun ki 'evlerinizi kiralamayın'. CHP gölgesi altında Hatay'da düzenlenen gösterilere bakıyorsunuz, boğazına kadar kana batmış Esed'in resimleri taşınıyor. Hadi bakalım sayın Kılıçdaroğlu, bu resimleri taşıyanlar kimler- Çok müşfik bir lider midir bu adam- Çok müşfik bir devlet başkanı mıdır bu adam- Hadi Sosyalist Enternasyonel'den geldin. Sonuç bildirisini ben de okudum. Ama sonuç bildirisinde hiç de senin düşündüğün gibi, senin Türkiye'de söylediğin gibi şeyler yok. Orada yapılan zulüm kınanıyor ve buna son verilmesi isteniyor. Sen nerede duruyorsun onu söyle önce. Ama bunlar hiçbir zaman hakkın ve halkın yanında olmadılar. Sen partisinin adında 'halk' isminin geçtiğine bakma. Tarih boyunca bunların halkla ilişkisi yoktur. Bunlar hep kaymak takımı ile beraber hareket etmişlerdir. Şu anda da Türkiye'de yine kaymak takımı bunlarla beraberdir. Kusura bakmasınlar, açık söylüyorum ama biz hakkın ve halkın yanındayız. Öyle geldik öyle gideceğiz. İşlerine geldiğinde

'Atatürk'ün kurduğu partiyiz' diyeceksin, işinize geldiğinde 'biz Türkiye'nin en eski, en köklü partisiyiz' diyeceksin ama cumhuriyet partisini alacak bu seviyelere kadar indireceksin. Şu yapılan, şu ortaya konan tavır, bırakın Türkiye'yi, bırakın demokrasiyi, CHP'nin kendi seçmenine bile büyük haksızlıktır diye düşünüyorum."

Misafiri kültür ve geleneklere göre kutsal, mübarek ve dokunulmaz olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, "Misafir bizim geleneklerimizde, inançlarımızda en az namus kadar, şeref kadar, onur kadar mübarektir. Hele hele ölümden, katliamdan, baskıdan, zulümden kaçmış kişi ya da kişiler bizim hanemize dahil oldukları andan itibaren bizim korumamız altındadır, güvencemiz altındadır. Bize sığınan emniyet içindedir. Bizim korumamız altındadır. Biz misafirin diline, dinine, inancına, mezhebine de asla ve asla bakmayız" diye konuştu.

-"Sayın Kılıçdaroğlu sen kimin torunusun bilemem"-

15. yüzyılda Endülüs'ten kovulan Musevilere kucak açıldığını, sahip çıkıldığını, ağırlandığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Batılının yapmadığını biz yaptık. İsveç kralına, Macar kralına, Polonyalılar'a diğer devletlerden Osmanlı'nın çatısı altına sığınan mültecilere bizim ecdadımız kapısını açmış, onlarla sofrasındaki ekmeği paylaşmıştır" dedi.

1849'da Osmanlı topraklarına sığınan bin kadar mültecinin geri istendiğinde Osmanlı elçisinin, Rus çarına 'Bize sığınan mültecileri iade etmemiz doğu kültürüne göre mümkün değildir aynı zamanda sultanımızın şerefi söz konusudur. Size mültecileri iade etmeyeceğiz' dediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşte biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Sayın Kılıçdaroğlu sen kimin torunusun bilemem. Biz böyle bir ecdadın torunuyuz. CHP'nin bugün Suriye'den sığınan mültecilere takındığı çirkin tavır aslında kendi tarihinden tevarüs ettiği bir tavırdır. Bugün Suriyeli mültecilere karşı çok çirkin, kaba bir tavır takınan CHP, kendi tarihinde de zaten bunu defalarca tekrarlamıştır. Şöyle CHP'nin tarihine bakalım bunu görürüz. Burada son derece dramatik, son derece çarpıcı bir örnek vereceğim. CHP'nin on yıllar boyunca üstünü örtmeye çalıştığı, unutturmaya çalıştığı bu olay maalesef gerek Türk gerek Azeri tarihine acı bir hatıra olarak kazınmıştır. 1945'te, 146 Azerbaycanlı aydın Stalin zulmünden kaçıyor. Aras Nehri üzerinden Boraltan Köprüsü'nü geçiyorlar ve Türkiye'ye sığınıyorlar. Azeriler öz gardaşlarının yurduna gelip, öz gardaşlarıyla kucaklaşıyor. Stalin, Türkiye'den bu Azeriler'in derhal iade edilmesini istiyor. Dönemin CHP hükümeti, Aras Nehri'nin kenarındaki sınırdaki karakola telgraf çekiyor, İnönü iş başında o zaman, ve mültecilerin iade işleminin gerçekleştirilmesini istiyor. Karakol komutanı gözlerine inanamıyor, kulaklarına inanamıyor. Emri defalarca teyit ettiriyor. Ancak Ankara'dan, CHP hükümetinden kesin ve net emir geliyor, 'Azerileri teslim edin'. Durumu anlayan Azeriler, Türk askerlerinin boynuna sarılıp yalvarıyorlar, 'Ne olur bizi teslim etmeyin. Bizi burada siz kurşuna dizin, kendi toprağımızda, kendi öz gardaşımızın, kendi bayrağımızın altında bizi öldürün' diyorlar. Ancak Ankara'dan gelen emir net."

Karakol komutanının çaresizlikle söz konusu Azerileri teslim ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, "Boraltan Köprüsü'nü geçen Azeriler, köprünün hemen karşısında Türk askerlerinin, Türk subaylarının gözleri önünde elleri bağlanmış olarak infaz ediliyor. Karakol komutanının bu elim manzara sonrasında intihar ederek canına kıydığı söyleniyor. Bu acı hadiseden geriye çok ama çok acı bir ağıdın dizeleri kalıyor" dedi.

-"Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras'ı"-

Söz konusu ağıdın, "Boraltan bir köprü, aşar geçer Aras'ı, yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası. Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni, can alınan çarşıda, gardaşım sattı beni. Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine, 'beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine' dizelerini okuyan Başbakan Erdoğan, "İşte CHP budur. CHP sadece Dersim'de kendi halkını, kendi vatandaşını, kendi kardeşini acımasızca katleden bir parti değil, aynı zamanda öz Azeri gardaşını, öz Kırım, Tatar gardaşını bile bile, göre göre ölüme yollayacak kadar zalim bir zihniyetin temsilcisidir" diye konuştu.

CHP'nin bugün Azerbaycan'a, Kırım'a, Arapların şehirlerine göğsünü gere gere gidemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Ama biz Saraybosna'ya da Kahire'ye de Trablus'a da Tunus'a da Gazze'ye de Bakü'ye de göğsümüzü gere gere gideriz, farkımız bu" dedi.

"CHP yarın Şam'a gidecek yüz bulamayacak, göreceksiniz" diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ama inşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu'nda kardeşliğimiz için özgürce dualar edeceğiz. CHP bugün nasıl Boraltan Köprüsü'nün, 146 Azeri gardaşımızın lekesini yüzünde taşıyorsa yarın da Türkiye'deki Suriyeli mültecilere gösterdiği kabalığın lekesini yüzünde taşıyacak. Ama biz ecdadımız nasıl ki mazlumlara kucak açmanın gururunu yüzyıllar boyunca taşıdıysa, aynı şekilde kardeşlerimize kucak açmanın gururunu ebediyen yüzümüzde, gönlümüzde taşıyacağız. Şu ciddiyetsizliğe bakar mısınız- Günlerdir Hatay'daki askeri mülteciler ve ailelerinin kaldığı kampı dillerine doladılar. Çünkü bunlar katil Esed'in Türkiye'de sözcülüğünü yapıyorlar. Bugün o yandaş medyaları bakıyorsunuz 'albay bilmem neyi işte orada gördüler'. Ne olmuş gördüler. Görecek tabii. Burada sadece albay yok. Bunu biz zaten günlerdir açıklıyoruz, general de var, albay da var daha altta subaylar da var. Bu insanlar neden dolayı buraya geldiler. Güvenli bir kardeş olduğumuz için oradaki zulümden kaçarak buraya geldiler. 'Kampı ziyaret edin' denildiğinde de oyunbozanlık, mızıkçılık yapıp gidip ziyaret etmediler. Gitmedin de ne oldu- Komisyon diğer üyeleriyle gitti. Çünkü dert başka, amaç provokasyon yapmak, soru işaretleri oluşturmak, zihinleri bulandırmak, amaç Esed'in değirmenine su taşımak. Sayın Kılıçdaroğlu, bu millet CHP eliyle Türkiye'de Baasçılık yapılmasına, CHP eliyle Türkiye'de mezhep provokasyonu yapılmasına izin vermez. Hiç boşuna uğraşma."

Millet olarak Suriyeli'lere kucak açılmaya devam edileceğini, onların imkanlar dahilinde en iyi misafir etmeye devam edileceğini dile getiren Erdoğan,

"Ne Hatay'da ne bir başka şehirde mülteciler üzerinden gerilim oluşturulmasına, provokasyon yapılmasına da göz yummayacak asla müsaade etmeyeceğiz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, bu kampların 80-90 bine ulaşmasında, 100 bine kadar bu ev sahipliğini üstlenecek kadar bu çalışmaların yürütülmesinde, Dışişleri Bakanlığı, Kızılay, Türk Silahlı Kuvvetleri ve polis teşkilatının çok samimi destek verdiklerini ve samimi bir gayretle bu süreci yürüttüklerini anlattı.

"Kendi evinde ağırladığımız gibi oralarda kendilerini ağırlayamıyoruz. Ama elimizden gelenin en idealini yapmanın gayreti içindeyiz" diyen Erdoğan, Van'da boşa çıkan konteynerleri de bölgede kullanacaklarını ve yeni konteyner kent oluşturulacağını da söyledi.

-"Biz fani Tayyip'iz, Bülent'iz, Osman'ız, şuyuz, buyuz, Geldik, gidiyoruz"-

Erdoğan, toplantının basına kapalı yapılacak bölümünde, 30 Eylül'deki büyük kongre sürecine ilişkin çalışmaları ve hazırlıkları değerlendireceklerini, istişareler yapacaklarını ifade etti.

" Demokrat Parti'nin genel başkanlarından değerli siyaset adamı" şeklinde hitap ettiği Süleyman Soylu ve arkadaşlarının partiye katılım törenini de gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, "Siyasetin sadece muhalefet etmek için, sadece şu veya bu partiye karşı olmak için değil, ülkenin, milletimizin çıkarları için yapılması gerektiğini en güzel örnekleriyle ortaya koyan Sayın Soylu'ya partimize hoş geldiniz diyorum" diye konuştu.

Büyük kongre süreci içinde bazı katılım programları yapılacağını, diğer bazı katılımlarla süreci zenginleştireceklerini anlatan Erdoğan, 23 Eylül'de yapılacak büyük kongreyle 2023'ün AK Parti'sinin temellerini atacaklarını kaydetti.

Siyasete "3 dönem kuralı"nı kendilerinin getirdiğini söyleyen Erdoğan, bu kuralı getirdiklerinde bir çoğunun buna inanmadığını ve 'bu kuralın mutlaka çiğneneceği, sözün tutulmayacağı' yorumları yapıldığını söyledi.

"Biz millete verdiğimiz sözü tutarız, tutuyoruz ve tutacağız" diyen Erdoğan, 3 dönemin ardından ara vererek tekrar seçilme imkanı olabileceğini bildirdi. Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

"Aynı şekilde teşkilatımızda da il, ilçe, belde başkanları için de 3 dönem geçerlidir. Ama yönetim kurulları için böyle bir şey söz konusu değildir. Yönetim kurulu üyeleri aynen 4-5 defa devam edebilirler. 3 dönem kuralının işletilmesini, bir kaos, bir belirsizlik gibi algılayanlar Türkiye siyasetinde bir şey öğrenecekler; hayır, hiç bir siyasi parti fanilerle mukayyet değildir. Siyasi partiler ilkelerle mukayyettir, ilkelerle ayaktadır" diye konuştu.

AK Parti, 'ben'in öne çıktığı değil 'biz'in her kademeye, her aşamaya egemen olduğu bir partidir. Yani Yunus Emre'nin ifadesiyle 'Ete kemiğe büründüm. Yunus diye göründüm.' Olayın aslı budur. Eti siz, kemiği siz. İşte biz fani Tayyip'iz, Bülent'iz, Osman'ız, şuyuz, buyuz. Geldik, gidiyoruz. Gideceğiz. Ama ilkeler bakidir. Eğer onları gerçekten sağlam tutarsak, onlara sağlam sarılırsak bu millet bu hareketi sürdürür gider. Biz kısa mesafeli veya sınırlı bir maraton koşucusu değiliz. Biz ölümle neticelenen bir maratonun koşucularıyız. Böyle koşacağız. 2023'e doğru uzun soluklu koşumuzu, gerek ara vererek gerek farklı kademelerde mola vererek tazelenmiş, güçlenmiş şekilde, bir bayrak yarışı şeklinde inşallah nihayete erdireceğiz. Ne belirsizlik ve kaos temennileri ne de fitne ve nifak girişimleri asla ve asla AK Parti saflarına sirayet edemeyecek."

(Sürecek)

Muhabir: Hasan Öymez-Kadir Karakuş-Aylin Sırıklı Dal-Sarp Özer

Yayıncı: Ebubekir Gülüm - ANKARA

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 'CHP Şam'a Gidince Yüz Bulamayacak Göreceksiniz' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement