Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Şimdi gündemimizde ülkemiz hakkında yükselen olumlu algıyı, uluslararası arenada özellikle, fırsata çevirerek Türkiye'yi Kovid sonrası dönemde tedarik zincirlerinde ve seyahat rotalarında olmazsa olmaz bir ülke haline getirmek var." dedi.
Oktay, Ankara Sanayi Odasının (ASO) Zafer Çağlayan Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen Haziran Ayı Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmasına, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde hem maske hem de sosyal mesafe kuralına gösterilen özenden dolayı teşekkürlerini ileterek başladı.
Son 18-20 yılda şartlar ne olursa olsun, dünya hangi koşullar altında bulunursa bulunsun Türkiye'nin bir şeyi çok iyi öğrendiğine işaret eden Oktay, "Şartlar zorlaştıkça biz o zor şartlar altından, fırsatlar oluşturarak çok daha ileriye gitmesini öğrenerek çıkmayı çok iyi öğrendik." diye konuştu.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir'in "Kovid salgını dolayısıyla pozitif büyüme öngörülmemektedir." şeklindeki sözlerini aktaran Oktay, her türlü girişimcinin bulunduğu bir ortamda böyle bir sözün altında kalınmaması gerektiğini belirtti. Oktay, şöyle konuştu:
"Bütün dünyada pozitif büyüme olmasa bile biz 'Yılı pozitif büyümeyle tamamlayacağız.' azmiyle yolumuza devam etmek zorundayız ve göreceksiniz yıl sonunda bunu hep birlikte başaracağız. Buna her şeyden önce sizin inanmanız gerekiyor. Eğer inanmayacaksak bu toplantıyı yapmamıza da gerek yok. Biz inanmadığımız hiçbir şeyi söylemiyoruz. Hükümet olarak bunu ifade ediyorum. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği her sözün altı doludur. Ondan sonra çıkıp herhangi bir şey söylüyorsak buna inanın, altı doludur, laf olsun diye söylemiyoruz. Dünyada, bölgemizde şartlar ne olursa olsun, biz bu şartları salgının tam tersine bir ayrışmayla, hep birlikte, ekip halinde, aynı gemide bu şartları her türlü zorlayarak, yılı pozitif başarmayı hep birlikte yapacağız."
Salgın nedeniyle bir araya gelinemeyen günlerde ekonominin gücü sanayiciler ve yatırımcılarla dijital ortamda buluşmaya devam ettiklerini belirten Oktay, Kovid-19 nedeniyle dijitalleşme sayesinde evlerin iş ortamına döndüğünü ifade etti.
"Bu dönemde 7/24 çalıştık desek yeridir." diyen Oktay, "Bunu inandığımız için yapıyoruz. Türkiye olarak biz fark oluşturduk ve oluşturacağız. Nasıl ki salgının mücadelesinde fark oluşturduk ise... Yani ne olursa olsun etrafımızdaki veya dünyadaki şartlar, son derece sakin, hiçbir şekilde paniklemeyen, ortamı, şartları değerlendiren, gerekli kararları alan ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde de yine bu kararları son derece sakin bir şekilde uygulayan bir yöntemle salgınla mücadeleyi son derece başarılı bir şekilde yönettik." ifadelerini kullandı.
Normalleşme sürecine geçilen dönem ve son bir haftadaki vaka artışlarına dikkati çeken Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
"Aslında öncesinde dile getirdiğimiz bir nokta vardı, milletimizle birlikte yaptık. Milletimiz, çalışanlarımız, işverenlerimiz bize inandı. Hep birlikte aldığımız kararları sokakta, iş yerinde, evimizde, her yerde uyguladığımız için bu başarılı sonuca da ulaşmıştık. Şimdi vakaların artmaya başlamasıyla birlikte bizim normalleşme sürecinin yanlış anlaşılma ihtimalinin de geri ortadan kalkacağını düşünüyoruz. Yani mücadele henüz Kovid ile bitmemiştir, tamamlanmamıştır. Sadece ekonominin çarklarını döndürmeye çalışıyoruz. 'Ekonominin çarklarını canlandıracağız.' dedik ama bunları mutlak şekilde yine Kovid ile mücadelenin aynı ciddiyette devamı şartıyla yapacağız."
"Salgının gidişatını yakından takip ediyoruz"
Bu süreçte alınan ekonomik tedbirleri ve normalleşme planını gelen talepler doğrultusunda eş güdüm içinde uygulamaya geçirdiklerini anlatan Oktay, "Salgının gidişatını yakından takip ediyoruz. Hem toplum sağlığını hem de sosyal ve ekonomik dengeleri titizlikle gözetiyoruz." dedi.
ASO'ya salgınla mücadelede verdikleri her türlü destek için teşekkür eden Oktay, marttan bu yana dünyada 3 milyar insanın evlerinde karantinaya çekilmesiyle ekonomilerde daralmalar ve sermaye hareketlerinde dalgalanmalar görülmeye başlandığını, Türkiye'de ve yoğun ticari ilişkilerin olduğu ülkelerde normalleşme başlamış olsa da virüsün yayılmaya devam etmesinin insanların alışveriş, tüketim ve seyahat alışkanlıklarını sürdürmelerine çekince getirdiğini anlattı.
Dünya Bankasının geçen hafta açıkladığı raporunda, küresel büyüme tahminlerini bir kez daha aşağı yönlü revize ederek yüzde eksi 5,2 olarak belirlediğini, küresel mal ve hizmet ticareti hacmini ise 15,3 puan düşürüp, yüzde eksi 13,4 olarak açıkladığını belirten Oktay, "Onun için ısrarla Türkiye olarak edindiğimiz tecrübelerde bu gelişmelerden pozitif ayrışmayı başarmamız gerektiğini söylüyorum, bunu da birlikte yapacağız." diye konuştu.
Avrupa Sanayi Odaları ve İşletmeler Ağı tarafından hazırlanan rapora göre ise AB genelinde işsizliğin yıl sonunda yüzde 9 seviyelerine ulaşmasının beklendiğini anlatan Oktay, dünya genelinde var olan bu ekonomik atmosfere rağmen Türkiye'nin, üreticisinin, yatırımcısının yanında olarak bugüne ve geleceğe umutla baktığını belirtti.
"Salgının seyrinde yeniden azalan vaka sayılarını yakalamak zorundayız"
Türkiye'nin, daha önce karşılaştığı krizlerden çıkardığı dersler ve dayanıklı altyapısı sayesinde salgını son derece hazırlıklı karşıladığını vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:
"2020'nin ilk çeyreğinde milli gelirimiz yıllık bazda yüzde 4,5 oranında artış göstermiştir. Tabii ki bir önceki yılda baz etkisi burada faktördür, onun farkındayız ama Kovid döneminde bütün ekonomilerin negatife gittiği bir ortamda bunu sağlıyor olmak pozitif ayrışmadır. İkinci çeyrekte salgın tedbirlerinden dolayı bir daralma beklense de zaten salgından dolayı bütün çarkları durdurduk. Toplumuzun da beklentisiydi, arzusuydu, kararıydı. Bütün dünyada böyle oldu zaten, bizdeki bir olay değil. Ama yıl sonu için 3. ve 4. çeyrekler için olumlu bir tabloyu öngörüyoruz. O tabloya çevireceğiz inşallah. Bu noktada özellikle belirtmek isterim ki olumlu sonuçlara ulaşmamız için salgının seyrinde yeniden azalan vaka sayılarını yakalamak zorundayız. Bu sadece bir arzu değil, bu bir zorunluluktur. Normalleşmenin, birlikte aldığımız tedbirler sayesinde ileriye giden şartlarda başladığını unutmadan önlemlerimizi en üst seviyede tutmaya devam etmeliyiz."
Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde salgını yönetmede gösterilen başarı ve 125 ülkeye tıbbi malzeme yardımı gönderilmesinin Türkiye'ye yönelik olumlu algıyı artırdığını belirterek, şunları söyledi:
"Düşünün, taktığımız maskeler... Kim söylerdi, bu maskenin bırakın altını, neredeyse bulunmayan bir şeye dönüşeceğini, kendilerini 'süper devlet' diye ifade eden bütün devletlerin, Doğu'da, Batı'da, Avrupa'da her yerde maske savaşlarına gireceğini? Biz sadece kendi ihtiyacını, vatandaşın, sağlık çalışanlarının ihtiyacını karşılaşmakla kalmadık, 125'ten fazla ülkenin ihtiyaçlarına da taleplerine de cevap verdik. Böyle bir dönemde bunu yapıyor olabilmek Türkiye'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın farkıdır. Bu liderlik farkıdır. Bu sakin, panik olmadan, son derece rahat, krizleri fırsata dönüştürebilmeyle ilgili kararlılığın ve dik duruşun farkıdır."
Bu farkın ve pozitif ayrışmanın devam ettirileceğine değinen Oktay, "Pozitif ayrışma sadece ilk çeyrekteki büyümeyle veya sadece 125'ten fazla ülkeye yardımla da kalmadı aslında. Uluslararası alandaki gelişmelere baktığınızda da diplomatik gelişmelere baktığımızda da orada da bunu bir pozitif ayrışmaya dönüştürdüğümüzü çok rahatlıkla görüyor olacaksınız." ifadelerini kullandı.
Bunların sonraki dönemde ekonomiye veya uluslararası ilişkilere yansımamasının mümkün olmadığını dile getiren Oktay, "Şimdi gündemimizde ülkemiz hakkında yükselen olumlu algıyı, uluslararası arenada özellikle, fırsata çevirerek Türkiye'yi Kovid sonrası dönemde tedarik zincirlerinde ve seyahat rotalarında olmazsa olmaz bir ülke haline getirmek var. Herkes şunu gördü, sadece tek bir ülkenin tedarik zinciri olmasıyla ilgili riski, tehlikeyi çok net gördü bütün dünya." diye konuştu.
"Tedarik zincirinin tek bir merkezde toplanıyor olması kadar riskli bir şey yoktur." diyen Oktay, Türkiye için bunun çok ciddi bir fırsat olduğunu ifade etti.
"Türkiye tedarik zincirinde çok daha önemli bir merkez haline gelecektir"
Gelecek dönemde küresel tek bir merkezden ziyade bölgesel merkezlerin olacağını vurgulayan Oktay, "Türkiye bölgesinde zaten merkezde ama tedarik zincirinde çok daha önemli bir merkez haline gelecektir. Buradan da global boyutta etkisi Kovid önecesine göre çok daha fazla olacaktır. Bizim çalışmalarımız bu yönde." değerlendirmesinde bulundu.
Kovid-19 öncesi dönemde olduğu gibi sanayicilerle yeni normalde de omuz omuza, fikir birliği içinde yürüyeceklerini dile getiren Oktay, hedeflerinin "çok daha refah içerisinde ve hiçbir şekilde hiçbir sınırlamaya tabi olmayan, etrafında kendisine operasyon yapılamayan bir ülke" olduğuna işaret etti.
Salgın sürecinde hem vatandaşların işinden olmaması hem de sanayicilerin güç kaybı yaşamaması için pek çok destek kararı aldıklarını ve almayı sürdürdüklerini anlatan Oktay, şu ifadeleri kullandı:
"Salgının seyrini yakından takip ederek sanayicimizin ve sanayimizin şalterini tümüyle kapatmadık ve normalleşmeyle birlikte tam kapasite üretime hızlıca dönülmesini sağlamaya çalışıyoruz, sağladık. En sıkıntılı dönemde bile, sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu zamanlarda bile sanayinin çarklarının dönmesini durdurmadık, gerekli tedbirler alınarak dönmesini sağladık."
Ekonomik İstikrar Kalkanı Tedbir Paketi kapsamında finansman, vergi ve istihdam konularında pek çok desteği hayata geçirdiklerini hatırlatan Oktay, yaptıkları düzenlemelere de işaret ederek, "Toplamda 252 milyar liraya ulaşan, çarpan etkisiyle 600 milyar lirayı aşan destekler söz konusu. Türkiye ölçeğini düşündüğümüzde bunlar ciddi rakamlardır." değerlendirmesini yaptı.
Oktay, KDV alacaklarının ödenmesi ve ikame para konusundaki önerileri de notları arasına aldıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ekonomideki likiditeyi artırmak için ticari ilişkilerimizin yoğun olduğu ülkelerle SWAP anlaşmaları yaparak, 'kazan kazan' anlayışıyla iş birlikleri geliştiriyoruz. Buna özellikle önem veriyoruz. Yeni anlaşmalar için halihazırda devam eden görüşmeler de devam ediyor. Bunların yanı sıra ihracatımızın gücünü korumak için geliştirdiğimiz sanal ticaret heyeti ve sanal fuar programları ile ihracatçılarımıza dijital tanıtım imkanlarını da sunmaktayız. Sanal ticaret heyeti ve sanal fuarlara katılım için iş dünyamızı temsil eden çatı örgütlerin yapacakları masraf ve giderleri yüzde 50 oranında destekliyoruz."
Aynı zamanda e-ticaret sitelerine üyelik giderlerini 2020 yılı için yüzde 80, takip eden yıllarda yüzde 60 destekleyeceklerini belirten Oktay, süreci tüm etkenleriyle takip edip gerektiğinde ilave önlemler almayı sürdüreceklerini dile getirdi.
Şartların çok hızlı değiştiğine dikkati çeken Oktay, "Hiçbirimizin 'Nerede kalmıştık, salgın öncesi neredeydik, hadi oradan başlayalım.' deme lüksümüz yok. Dolayısıyla önceden 'Aslanın ağzında da değil, midesinde, karnında.' diyorduk, artık neresinde olduğunu bilmediğimiz o ekmeği çıkarmak zorundayız. Bunun için ekip halinde bunu yapmak zorundayız." şeklinde konuştu.
"Çalışanını, işverenini ayrı gören bir yapıda değiliz"
Sanayinin gücünü ve rekabetçiliğini koruyarak sürecin sunduğu fırsatlara odaklanmak durumunda olduklarını belirten Oktay, "kıdem tazminatı reformu, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve Gümrük Birliği anlaşmasının yenilenmesi" konuları başta olmak üzere gelen talepleri gündemlerinin ilk sıralarında tuttuklarını belirtti.
Oktay, "Bizim burada size ilave yük getirmemiz, hele hele tırnak içinde söylüyorum 'sizi yakmamız' diye bir şey asla söz onusu olamaz. Bizim amacımız tam tersi, çalışanıyla, işvereniyle barış içerisinde, birlikte gelişebilen çok daha sağlam, dayanıklı bir iş dünyası oluşturabilmek. Çalışanını, işverenini ayrı gören bir yapıda değiliz." ifadelerini kullandı.
İki haftadan kısa bir sürede kamu, özel sektör ve üniversitelerin bir araya gelmesiyle solunum cihazı üretildiğini anımsatan Oktay, bundan sonraki dönemde savunma sanayi alanında olduğu gibi sadece sağlık hizmetlerinde değil, üretim ve imalatta da bir kalkınmanın görüleceğini söyledi.
Ankara'daki yatırımlara ilişkin de bilgi veren Oktay, "Bu senenin ilk 4 ayında Ankara'da verdiğimiz yatırım teşvikleri, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 9 artış göstermiştir. Sadece bu teşvikler sayesinde başkentte 2,5 milyar liralık sabit yatırım hayata geçecek ve yaklaşık 3 bin vatandaşımız için yeni iş imkanları doğacak." diye konuştu.
Bu acil durum hastaneleri, millet bahçeleri, İstanbul havalimanı projeleri gibi yatırımlara ilişkin de bilgi veren Oktay, şöyle devam etti:
"Yüz akı projelerimizi birer birer hayata geçirirken aynı zamanda geçtiğimiz günlerde yaşanan Bingöl depremi gibi doğal afetlerde anında milletimizin hizmetine koşuyor, yaraları sarıyoruz. Biz şunu da öğrendik, aynı anda birden fazla alanda her ne olursa olsun, 'Biz şimdi şununla meşgulüz oraya bakamayız.' değil, ne olursa olsun hepsiyle sanki o olay tek başına olmuş gibi ilgilenmeyi ve onu da başarılı bir şekilde yönetmeyi öğrendik."
Bingöl'de hasar tespit çalışmalarıyla birlikte tarım, hayvancılık ve yeniden inşa gibi alanlarda kullanılmak üzere 3,5 milyon lira ödeneği kente yönlendirdiklerini açıklayan Oktay, depremin olduğu andan itibaren ilgili bakanlarla sahada olduğunu ve sabaha kadar köyler ile etkilenen yerleri dolaştıklarını dile getirdi.
Depremin değil, binaların öldürücü olduğuna dikkati çeken Oktay, afetlerle ilgili normal zamanda yapısal tedbirlerin alınması gerekliliğini vurguladı.
"Terörün kökünü kazımaya da devam ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, sınırların içinde ve dışında terörün kökünü kazımaya da devam ettiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
" Libya'da kardeşlerimizin hakkaniyet mücadelesine destek oluyoruz. Pençe- Kartal'ın ardından Pençe-Kaplan harekatında dün gece yarısı başlayan, Suriye'de ve Libya'da devam eden harekatlarda milletimizin sinesinden yükselen istiklal sancağını dalgalandıran, terörle çetin bir mücadele veren kahraman ordumuza bir kez daha muvaffakiyetler diliyorum. Terörle mücadelede sağladığımız başarıda sanayicimizin akıl ve alın teriyle ürettiği yerli, milli savunma ürünlerimiz çok önemli yer tutmaktadır."
Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi başta olmak üzere Ankaralı sanayicilerin geliştirdiği bilişim, uydu ve aviyonik teknolojileriyle, roket ve robot endüstrisinde gelinen noktayla gurur duyduklarını da dile getiren Oktay, gelinen noktayı asla yeterli görmediklerini vurguladı. Oktay, "Elde ettiğimiz birikim ve tecrübeyi diğer endüstri dallarına yayarak Türkiye'yi, ekonomimizi, ihracatımızı hep birlikte yeniden yükselteceğiz." ifadelerini kullandı.
Sanayiciler için kullandıkları "Tedbir al, çalışanını koru, üretime devam et Türkiye'm" sloganını hatırlatan Oktay, önlemlere bundan sonra da azami dikkat edilmesi gerektiği uyarısını yaptı. Salgın, tedarik zincirlerinde ara girdi ve ürünlerin "tam zamanında" ya da "sıfır stoklu" üretim temelinde sağlanmasının önemini ortaya koyduğunu belirten Oktay, bu açıdan tampon stok ve envanter geliştirme uygulamalarına hazır olmaları tavsiyesinde bulundu.
Oktay, yerlileştirmenin de önemini vurgulayarak, "Yerelde ürettiğimizi tüketmek bizim önceliklerimiz arasında. Bunu ya sağlayacağız ya sağlayacağız. Sizin de bize rekabetçi olacağınıza dair hem kalite hem fiyat hem de satış sonrası hizmetlerle, ürünlerinizle ilgili bu sözü veriyor olmanız gerekiyor." dedi.
Reel sektörde kalıcı ve istikrarlı bir toparlanma için üzerlerine düşeni yapmaya devam edeceklerini kaydeden Oktay, ASO üyelerinin de yeni normalde mevcut başarılarını taçlandırarak bölgesel ve global ölçekte lider firmalar arasında yerini alacağına inancını dile getirdi.
Konuşmasının ardından, ASO Başkanı Nurettin Özdebir tarafından Oktay'a plaket takdim edildi.
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: 'Türkiye tedarik zincirinde çok daha önemli bir merkez haline... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?