1)MALATYASPOR TARAFTARINI TAŞIYAN MİNİBÜS DEVRİLDİ: 2'Sİ AĞIR 17 YARALI
SÜPER Lig ekiplerinden Yeni Malatyaspor'un, Göztepe ile oynadığı maç için İzmir'e giden taraftarın taşındığı minibüs, dönüşte Afyonkarahisar'ın Çay ilçesinde refüjdeki aydınlatma direğine çarptı. Yan yatıp sürüklenen minibüsteki 2'si ağır 17 kişi yaralandı. Kaza, saat 06.30 sıralarında, Konya- Afyonkarahisar yolunun 21'inci kilometresinde meydana geldi. Yeni Malatyaspor'un, Süper Lig'in 1'inci haftasında dün deplasmanda oynadığı Göztepe maçı sonrası Malatya'ya dönmek için yola çıkan taraftarları taşıyan Doğan Kadana yönetimindeki 44 S 0930 plakalı minibüs, Afyonkarahisar'ın Çay ilçesinde kontrolden çıkarak, refüjdeki aydınlatma direğine çarptı. Yan yatıp, bir süre sürüklenen minibüsteki 17 kişi yaralandı. Yaralılar, ihbarla gelen sağlık görevlilerince ambulanslarla Afyonkarahisar ve Çay ilçesindeki hastanelere götürüldü. Acil servislerde tedaviye alınan yaralılardan 2'sinin hayati tehlikesinin bulunduğu, diğerlerinin ise sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.
Taha AYHAN-Satılmış AKKAŞ/ÇAY (Afyonkarahisar),
====================================================
2)PEYGAMBERLER VE KRALLARIN KENTİ EĞİL, İNANÇ VE KÜLTÜR TURİZMİNİN MERKEZİ OLMA YOLUNDA
DİYARBAKIR'da, Peygamber kabirleri ve kral mezarlarının bulunması nedeniyle inanç ve kültür turizminin merkezi olma yolunda olan Eğil ilçesine ilgi her geçen gün artıyor. Bölgenin bir çok kentinden gelenler, bir yandan Peygamber kabirlerini ziyaret edip dua ederken, diğer yanda ise, Dicle Baraj göletinin soğuk sularına dalarak serinliyor. Dicle Barajı'nın kurulmasıyla birlikte sahil kent haline gelen Eğil'de barajda çok sayıda tekne turu etkinliği yapılmasının yanı sıra jet ski binenler barajı bir uçtan diğer uca turluyor. Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Büyük Selçuklu Devleti, Nisanoğulları Beyliği, Akkoyunlular ve Safeviler gibi eski medeniyetlerin izlerini de günümüze taşıyan nadir yörelerden biri olan Eğil ilçesine, son aylarda başta inanç turizmi olmak üzere yoğun bir turist ilgisi yaşanıyor. Bölgede sağlanan huzur ile birlikte Eğil ilçesine yapılan seyahatların her geçen gün arttığı öğrenildi.
Diyarbakır kent merkezine 52 kilometre uzaklıkta bulanan ve Kuran ı Kerim'de adı geçen iki Peygamber olan Hz Zülkifl ve Hz.Elyasa'nın aralarında olduğu altı nebiyi ağırlaması nedeniyle peygamberler şehri olarak da bilinen Eğil ilçesi inanç turizminin merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Huri, Mitanni, Urartu, Asur, Med, Pers, Roma İmparatorluğu ile Büyük Selçuklular gibi bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Eğil'de tarihi Peygamber kabir ve türbelerinin yanısıra kral mezarları ve o dönemin izlerini taşıyan eserlere de ev sahipliği yapıyor.
DİCLE BARAJI EĞİL'İ SAHİL KASABASINA DÖNÜŞTÜRDÜ
Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2012 yılında peygamberler türbesinin restorasyonunu tamamlamasıyla Eğil ilçesi bölgede adeta inanç turizm merkezi haline geldi. Bölge illerinin dışından Türkiye'nin bir çok kentinden Peygamberlerin türbelerine gelenler, dini ibadetlerini yerine getirmelerinin ardından Eğil'de kültürel gezilere katılıyor. Eğil'de yapılan Dicle Barajı ve baraj göleti ilçeyi sahil kasabası haline getirirken, tarihi kalenin eteğinde oluşturulan baraj suyunda tekne ve jet skilerle geziler düzenleniyor. Diyarbakır'ın inanç ve kültür turizm merkezi olmaya doğru yol alan Eğil'e son zamanlarda yerli ve yabancı turistlerin ilgisinin hızla artığı öğrenildi. Önceki yıllarda terör olayları nedeniyle gidilmesi tercih edilmeyen ilçe, huzur ve güven ortamının oluşmasıyla ziyaretçilerin akınına uğradı. İlçeye her geçen gün ilginin artmasından ötürü ilçe dışında gelenlerin konaklayabilmeleri için Dicle Barajı manzaralı bungalov tipi evler kuruldu. İlçeyi ziyaret edenler, baraj sahilinde kuruluna çok sayıda çardaklar, restoranlar ve kır kahvelerinde dinlenmenin tadını çıkarıyor.
'TANITIMI YAPILSIN DÜNYADAKİ BÜTÜN YAHUDİLER BURAYA GELİR'
Eşi ve çocuklarıyla birlikte peygamberler türbesine gelen Yılmaz Demir, Eğil'in inanç turizmine kazandırılması için önemli çalışmalar yapıldığını ifade ederek, "Vücudun gıdaya ihtiyacı olduğu gibi, ruhun da maneviyata ihtiyacı. O eksiklikleri türbeleri ziyaret ederek geçiriyoruz" dedi.
Yaz tatilini bölgede geçirmek için İstanbul'dan gelen Süleyman Erdem ise, en son burayı 1996 yılında gördüğünü dile getirerek, Peygamberler türbesinin son halini internetten görüp, gelip görmeye karar verdiğini söyledi.
Fransa'dan memleketi Elazığ'a geldikten sonra ilk görmek isteği yer Eğil'deki Peygamberler türbesi olduğun anlatan Ahmet Tunç, "Fransa'da yaşıyorum. Memleketim Elazığ'a tatile geldim. Amcamın tavsiyesi üzerine Eğil'deki peygamberler türbesini ziyaret ettim. Umduğumdan daha güzel gördüm. İlk defa görüyorum burayı. Çok bakımlı ve temiz gördüm. Daha önce gittiğim ziyaretlerde böylesi bir yer görmedim" dedi.
Türbeler ve Eğil'deki kültürel mekanların yeterince tanıtılmadığını anlatan Ziya Demirağ, "Buranın tanıtılmasının iyice yapılması gerekiyor. Reklamı yapılırsa dış ülkelerden de gelen olur. Buradaki kabri bulanan peygamberler İsrailoğulları'na gönderilmiş peygamberlerdir. Burası iyi tanıtılırsa, dünyadaki bütün Yahudiler gelip, burayı ziyaret ederler. Hem ibadetlerini yaparlar hem de buraya döviz bırakılar. Türkiye için de iyi olur bu" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
-----------------------------
-Drone ile çekilen görüntüler
-Dicle Barajı'nda gezen tekneler
-Barajda turlayan jet skiler
-Baraj kenarında piknik yapanlar
-Peygamberler türbesi
-Türbenin etrafından görüntü
-Türbeye gelenler
-Türbe çevresinde piknik yapanlar
-Röportajlar
Haber-Kamera: Ahmet ÜN-Burak EMEK/DİYARBAKIR,
===================================================
3)EKMEKLERİNİ TAŞTAN ÇIKARIYORLAR
MUŞ'un Bulanık İlçesine bağlı Uzgörür köyündeki taş ustaları, dağlardan çıkardıkları taşları işleyerek geçimlerini sağlıyor. Taş ustası Taşdemir, "Ekmeği taştan çıkarmak zor" dedi.
Yaklaşık 10 yıl önce köyü ve çevre dağlardaki renkli taşları keşfeden Edip Taşdemir, bu işi meslek edindi. Dağlardan çıkardıkları taşların Ahlat taşından daha yumuşak ve kaliteli olduğunu iddia eden Taşdemir, köyün gençlerine de iş imkanı sağladı. Köyün dört bir yanında bulunan ve yöre halkı tarafından 'Kevke' adı verilen taşları gençlerle birlikte murç, balyoz ve demir gibi aletlerin yardımı ile çıkardıklarını ifade eden Taşdemir, 3 kişilik ekibin bir günde 50-60 arasında taş çıkarabildiğini söyledi. Biri kendine ait olmak üzere köydeki 3 atölyede işlenen taşların bina yapımından, duvar, çeşme, mezar ve köprü gibi birçok yerde kullanıldığı hatırlatan Taşdemir şunları söyledi:
"Dağlardan binbir zamhetle çıkardığımız taşları traktörle atölyelere taşıyoruz. Burada çeşitli ebatlarda kesip, kare ve dikdörtgen haline getiriyoruz. Tamamen sağlıklı olan bu taşlar daha sonra ihtiyaca göre istenilen yerde kullanılıyor. Çıkardığımız taşlar altı renkten oluşuyor. Mayıs ve ekim ayı sonuna kadar taş çıkarıp işleyebiliyor. Taşları, başta Muş, Bingöl, Bitlis ve Erzurum olmak üzere Türkiye'nin bir çok iline satıyoruz. Talep çok fazla olduğu için ürün yetiştiremiyoruz. İşte ekmeğini taştan kazanan bizleriz. Atölyelerimizde günde 50 metre kare taş işleyebiliyoruz" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Murç Balyozla taş çıkarmadan detaylar
-Taşların bulunduğu bölgeden detaylar
-Çıkarılan taşların atölyede kesilmesi
-Röportaj
Haber-Kamera: Mehmet AYDIN/ MUŞ,
==================================================
4)TURGUTLU'DA HER OKULA BİR KÖPEK
MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde, 'Benimde Okulum Var' adı altında düzenlenen proje kapsamında, hayvan barınağındaki sokak köpekleri fiziki durumu yeterli okullar tarafından sahiplendirilmeye devam ediliyor. Öğrenciler yaz tatilinde de sahiplenilen köpeklerin bakımını yapıp, birlikte oyunlar oynuyor. Projeyle öğrencilere hayvan sevgisi aşılanmaya çalışılırken, can dostlarının da barınaklardan kurtarılıp, okul bahçelerindeki kulübelerinde daha özgür bir ortamda yaşamlarını sürdürmeleri hedefleniyor.
Turgutlu Hayvanları Koruma Derneği, Turgutlu Belediyesi, Turgutlu İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, Turgutlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2017 - 2018 Eğitim Öğretim Yılı'nın ortalarında 'Benimde Okulum Var' adı altında örnek bir proje hayata geçirdi. Proje kapsamında Turgutlu Hayvan Barınağı'ndaki sağlık durumları iyi olan, aşıları yapılmış 8 sokak köpeği, ilçedeki fiziki durumları yeterli okullar tarafından sahiplendirildi. Artık yeni yuvaları okul bahçelerine konulan kulübeler olan can dostlarının bakımı ise öğrenciler tarafından yapılıyor. Bazı öğrenciler tatilde olmalarına rağmen her gün okula gelerek, köpeğin mama ve suyunu verip, bakımlarını yapıyor. Öğrenciler, okul bahçesinde çeşitli oyunlar da oynadıkları can dostları ile keyifli vakitler geçiriyor.
Asıl amacın sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi olan proje kapsamında, bir diğer amacın da öğrencilerin hayvan sevgisi, merhamet, birlik ve beraberlik duygularını geliştirmek olduğu belirtildi. Projeyle ilgili bilgi veren Turgutlu Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Seyhan Sallıtepe, "Barınaktaki, bu hayvanlarımızı okullarımıza sahiplendirerek, yeni yuvaya kavuşturuyoruz. Projemiz şu an güzel bir şekilde, sağlam adımlarla ilerliyor. Çünkü bizim için bu projede süreklilik önemli. Eğer sürekliliği olmazsa hem hayvanlar hem de öğrenciler için üzücü bir durum olabilir. Yeni eğitim ve öğretim yılında 2 okulumuz daha bu köpeklerden sahiplenecek. Böylece ilçedeki okular tarafından sahiplenilen köpek sayımız 10'a ulaşacak. Sahiplendirilen hayvanların her hafta düzenli olarak hem bizim hem de proje içerisinde yer alan kurumların yetkilileri tarafından kontrol ediliyor. Bu köpeklerimizin mama ihtiyaçlarının ise özel bir firma tarafından karşılanıyor" dedi.
Köpek sahiplenen okulların öğrencilerinin hayvanlara karşı ilgisinin olumlu yönde geliştiğini dile getiren Sallıtepe, "Öğrencilerimizin okulların sahiplendiği bu hayvanlara ilgisi düşündüğümüzden çok daha iyi oldu. Aileler, çocuklarını hayvanlardan korkacak şekilde yetiştirmemeli. Çocuklarına hayvan sevgisini ve merhameti aşılamalılar" dedi.
"SOKAK HAYVANLARIMIZ OKULLU OLDU"
Turgutlu Hayvan Barınağı'ndaki köpeklerin artık okullu olduğunu belirten MHP'li Turgutlu Belediye Başkanı Turgay Şirin, "Okulların sahiplendiği bu hayvanlarımızın Belediye olarak kulübelerini temin ediyoruz. Ayrıca, bu hayvanların aşı ve diğer bakımlarını da yapıyoruz. Dileğimiz, herkesin bu projeyi örnek alması" dedi.
Turgutlu İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ölmez de proje ile Türkiye'de son aylarda artan hayvanlara şiddet olaylarına karşı bir farkındalık yaratmak istediklerini belirtip, "'Ağaç yaşken eğilir diye bir atasözü vardır. Bu proje ile çocuklarımıza küçük yaşta hayvan sevgisini aşılamış oluyoruz. Amacımız, neredeyse hemen hemen her gün duyduğumuz hayvana şiddet haberlerinin önüne geçmek" diye konuştu.
ÖĞRENCİLER SOKAK HAYVANLARINDAN MEMNUN
Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Grafik Tasarım Bölümü 11. sınıf öğrencisi Özge Başer de proje çerçevesinde okullarında hayvan korkusu olan arkadaşının kalmadığını belirti, "Bir köpekle birlikte aynı okulda yaşamak farklı ve güzel bir duygu. Her teneffüs onunla birlikteyiz. Artık onun sayesinde ister istemez başka sokak hayvanlarıyla da yakın olmaya başladık" diye konuştu.
Kader Karavel de bu yıl mezun olduğu Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne her gün gelerek okulunun sahiplendiği köpekle ilgilendiğini belirtip, "Sokak hayvanları da bizim arkadaşımız. Onlarında bir can olduğunu unutmamız gerekir. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında her teneffüs onunla beraber olduk. Kimi zaman derslere aldığımızda oldu" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Mehmet Altan Anaokulu tarafından sahiplenilen sokak köpeği ile öğrencilerin oynarken görüntüleri
-Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde sahiplenilen sokak köpeği ile öğrencilerin oynarken görüntüleri
-Turgutlu Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Seyhan Sallıtepe ile röp.
-MHP'li Turgutlu Belediye Başkanı Turgay Şirin ile röp.
-Öğrencilerle röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber: İlker KILIÇASLAN - Kamera: Doğan ÇİZMECİ/ TURGUTLU (Manisa),
=======================================================
5)AKALAZYA HASTALARI İZMİR'DE ŞİFA BULUYOR
YEMEK borusunun mide ile birleşmeden önceki bölümde yer alan kasların, yemek yerken gevşeyememesi sonucunda ortaya çıkan ve yemek borusunun kasılma hareketlerini de bozabilen bir sindirim sistemi hastalığı olan akalazyanın ameliyatsız tedavisi Türkiye'de yalnızca İzmir'de yapılıyor. Hastalığın tedavisinde en etkili yöntem olan peroral endoskopik myotomi (POEM), İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği'nde uygulanıyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği, yüz binde bir kişide görüldüğü belirtilen akalazya nedeniyle yutma zorluğu çeken hastalara hizmet vermeye başladı. Hastalığın tedavisinde en etkili yöntemlerden biri olan peroral endoskopik myotomi (POEM) ile hastalara ameliyatsız ve daha etkili tedavi imkanı sunan Gastroenteroloji Kliniği'ne şu ana kadar 6 hasta başvuru yaptı.
Türk Gastroenteroloji Derneği'nin bursu ile Güney Kore'nin başkenti Seul'de CHA Bundang Medical Center'da eğitim aldıktan sonra İzmir'e dönen ve Gastroenteroloji Kliniği'nde çalışmaya başlayan uzman Dr. Süleyman Günay (43), hastalığın belirtileri ve tedavi yönetim ile ilgili bilgi verdi. Akalazya hastalığının, yemek borusunda sorun yarattığını ve bununda yutkunma güçlüğüne neden olduğunu aktaran Günay, "Yutma güçlüğü akalazyanın en önemli belirtisidir. Hem katı ve hem de sıvı besinlerin yutulması sırasında takılma hissedilir. Regürjitasyon ikinci sıklıkta karşılaşılan belirtidir. Mideye geçemeyip yemek borusunda birikmiş gıda artıkları ve sıvılar ağıza doğru geriye gelir. Reflü hastalığında da benzer bir şey olduğu için akalazya hastaları yanlışlıkla reflü hastası zannedilebilir" dedi.
KANSERE YOL AÇABİLİYOR
Bu hastalıkta, gıdaların, uyurken nefes borusuna kaçabileceği uyarısında bulunan Günay, yemek borusunda uzun süre bekleyen besin artıklarının da bakterilerin etkisiyle bozularak kokuşmaya, daha sonra da reflü hastalığındakine benzer şekilde yanma hissine yol açabileceğini belirtti. Bu rahatsızlığın tedavi edilmemesi halinde yemek borusu kanseri gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabileceğini kaydeden Günay, uyguladıkları tedavi yöntemi ile ilgili olarak, "POEM tedavisi ile yemek borusu balon ile genişletiliyor. Endoskopik tedavi yöntemi olan POEM ile gevşemesi yetersiz olan yemek borusu kaslarına müdahale ediyoruz" dedi.
DÖVİZ ARTIŞI ONLARI DA ETKİLEDİ
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Belkız Ünsal (62) ise hastalığın tedavisinin ameliyatla yapıldığını, ancak son yıllarda özellikle Uzak Doğu'da, Japonya'da ve Güney Kore'de ameliyat yerine endoskopik tedavi ile hastaların şifa bulduğunu söyledi. Bu gelişmenin Türk tıp dünyasını da umutlandırdığını aktaran Belkız Ünsal, " Sağlık Bakanlığı'na bağlı devlet hastaneleri içinde bu tedaviyi yapan tek hastane biziz. Özel hastanelerden biri daha ameliyatsız tedavi uyguluyor ama ücretleri yüksek. Burada hastalar SGK kapsamında, bu tedaviden yararlanıyor" diye konuştu. Tek sorunlarının bu işlemi yaparken gerekli olan teknik malzemenin kolay temin edilememesi olduğunu vurgulayan Ünsal, şunları söyledi:
"Özellikle dövizdeki artış, bizi de olumsuz etkiledi. Endoskopik olarak kestiğimiz bıçaklar, kestiğimiz yeri kapatmak için kullanılan aletleri almada sorun yaşıyoruz. Bunların maliyeti yükseldi, yükselince de alım konusunda zaman zaman sıkıntılar yaşanabiliyor. Ama biz bu konuda umutluyuz, hastanemiz de bize gerekli desteği veriyor."
Görüntü Dökümü
------------------------
Gastroenteroloji Kliniği'nde akalazya hastası tedavi edilirken görüntü
Klinikten görüntü
Prof. Dr. Belkız Ünsal ile röp.
-Uzman Dr. Süleyman Günay ile röp.
-Klinikten detay ve genel görüntü
Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Davut CAN/ İZMİR,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?