Polis, fuhuş çetesini çökertmek için temizlikçi gibi sokakları süpürmüş
ADANA'da, fuhuş yaptırdıkları kadınları piknik yapıyor izlenimi vererek izleyen çeteyi, polislerin çöpçü ve temizlikçi kılığına girerek yakaladığı öğrenildi. Havadan drone kamerayla saniye saniye havadan takip edilen çetenin görüntüleri de ortaya çıktı.
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Ahlak Büro Amirliği ekipleri, merkez Çukurova ilçesinde, hava karardıktan sonra yol kenarlarında ve otobüs duraklarında bekleyerek fuhuş yapan kadınlara operasyon düzenledi. 2 ay boyunca, teknik ve fiziki takip yapan polisler, operasyon için harekete geçti.
ÇETE PİKNİK YAPMIŞ
Ekipler, adresleri belirlenen şüphelileri şafak baskını ile yakaladı. Fuhuş çetesinin liderliğini 'Faça kral' lakaplı Mehmet Y. (35), ağabeyi Burhan Y. (42) ile İbrahim E.'nin (28) yaptığı belirlendi. Mehmet Y.'nin yol kenarında müşteri bekleyen kadınları arkasında 'Okul taşıtı' yazan minibüs ile gelerek piknik yaparken uzaktan kontrol ettiği ortaya çıktı. 12 kadına zorla fuhuş yaptıran çetenin ayrıca yeni kadınlar da bulduğu öğrenildi. Mehmet Y.'nin çete adına çalışmayan kadınlara, 'Burada benden izinsiz kimse fuhuş yapamaz' diyerek tehdit ettiğini anlaşıldı. Ayrıca Deniz S.(23), Ali K. (18), Emrah B. (33), S.B.(17), S.H. (16), Ş.T.'nin (17) fuhuştan sonra kadınları takip ederek, müşterilerin parayı verip vermediğini de takip ettikleri öğrenildi. Şüphelilerin ayrıca, yurttan ayrılan kızları da tuzaklarına düşürdüğü, kalacak yeri ve parası olmayan Merve D.'ye fuhuş yaptırdıkları anlaşıldı.
POLİS ÇÖPÇÜ VE TEMİZLİKÇİ OLDU
Çete üyelerinin yakalanmamak için telefonda şifreli konuştukları da belirlendi. Şüphelilerden bazılarının yol kenarında gözcülük yaptığı, polis ekipleri görünce kadınları arayarak, 'Emmiler geliyor' dediği, ayrıca müşterilere 'ekmek' dedikleri saptandı. Ekiplerin ise, operasyon öncesi drone kamerayla fuhuş çetesini havadan izlediği ortaya çıktı. Kaydedilen görüntülerde ise, polislerin çöpçü ve temizlikçi kılığına girerek çevrede araştırma yaptığı öğrenildi. Yol kenarında durarak müşteri bekleyen kadınların ise, çalılık alanlara girerek fuhuş yaptığı kazandığı paraları da yine aynı bölgede piknik yaparak izleme yapan çete üyelerine verdiği öğrenildi. Termal kamera ile de çekilen görüntülerde, müşteri bekleyen kadınlarla ilişkile girmek isteyenler yol kenarında 3-4 araçlık konvoy oluşturduğu görülüyor. Yakalanan 14 şüphelinin sorgusu sürüyor.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Zanlıların adli tıp birimine getirİlmesi
Adli tıp birimi dış görüntüsü
Polis kamerası görüntüleri
Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: Gökhan keskinci ADANA,
Süre: 03'00" Boyut: 332 MB
====================
Küçük kızları taciz ettiği iddiasıyla yargılanan sanıktan pişkin savunma
İZMİR'in Bayraklı ilçesinde, kendisini spor hocası olarak tanıtan ve okul çevrelerinde küçük çocukları taciz ettiği iddiasıyla tutuklanan Erman A.'nın yargılanmasına başlandı. Olaydan sonra verdiği ifade de suçunu kabul eden ve tedaviye ihtiyacı olduğunu söyleyen sanık, mahkemede ise suçsuz olduğunu, tacizden değil, başka bir cinsel istismar suçundan arandığı için yakalandığını söyledi.
Bayraklı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, geçen yıl ekim ayında iddiaya göre kendisini spor hocası olarak tanıtıp, küçük yaştaki çocukları taciz eden Erman A.'yı, teknik ve fiziki takip sonucu Çiçek Mahallesi 1637 sokakta yakalayarak gözaltına aldı. Cezaevi firarisi olduğu öğrenilen ve üzerinde başkası adına hazırlanmış sahte kimlik çıkan Erman A.'nın 10 ayrı suçtan arandığı ortaya çıktı. Ahlak Büro Amirliği'ne getirilen ve işsiz olduğu öğrenilen Erman A., buradaki ifadesinde suçunu itiraf ettiği ve tedaviye ihtiyaç duyduğunu söylediği öğrenildi. Ayrıca Erman A.'nın arama çalışmaları sırasında belirlenen güvenlik kameralarında küçük bir kız çocuğuyla konuştuğu anların görüntüleri ortaya çıkmıştı. Görüntülerde bir apartmanın girişinde küçük kıza bir şeyler söyleyen şüpheli, apartman girişine giriyor. Küçük kızı apartman girişine çekmeye çalıştığı tahmin edilen şüpheli, küçük kızın uzaklaşmasının ardından kızı peşinden giderek görüntüden kayboluyor. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildiği adliye tutuklanan Erman A. hakkında 'Küçük yaşta çocuğa taciz' suçundan dava açıldı.
'HABERLERDEKİ KİŞİNİN I BANA BENZEMİYOR'
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Erman A., Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Neslihan Ersoy Sevindik, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı. Duruşma savunmasını yapan ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Erman A., "Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Ben başka bir cinsel istismar nedeniyle karakola götürüldüm. Ancak karşıma yargılama konusu olan bu olay çıktı. Ben mağdurları tanımıyorum. Kendimi jimnastik hocası olarak tanıtmış değilim. Olayla ilgili basında yer alan haberlerdeki küçük kızları taciz ettiği iddia edilen kişinin resimleri bana benzememektedir. Karakolda yapılan teşhis işlemlerini kabul etmiyorum" dedi. Karakoldaki ifadesi hatırlatılan sanık Erman A., karakolda ifade vermediğini öne sürüp suçlamaları reddetti.
Duruşmada psikolog eşliğinde ifadesine başvurulan mağdur küçük kızlar, sanığın olay günü kendisini jimnastik hocası olarak tanıttığı ve jimnastik hareketleri yapma bahanesiyle kendilerine taciz etmeye çalıştığını belirtti. Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
Görüntü Dökümü
------------------
Sanığın güvenlik kamerası görüntüsü (9 Ekim 2017'de 'Polis her yerde tacizciyi arıyor' başlığıyla servis edilen görüntü)
(Haber: Mehmet CANDAN - Kamera: İZMİR,
============================================================
Çevre Mühendisleri Odası: Bornova'da taş ocakları yerleşim yerlerini tehdit ediyor
İZMİR'in Bornova ilçesindeki taş ocakları, yerleşim yerlerini tehdit eder hale geldi. Artan taş ocaklarının yanı sıra var olanların da kapasite artışına gitmesi, ocakları ilçedeki yerleşim alanları ile adeta bütünleştirdi. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, kontrolsüz ve plansız yapılaşmaların ve buna bağlı hammadde ihtiyacı için düşük maliyet amacı ile kentlerin her bölgesinde açılmak istenen taş ocaklarının, sorunlara neden olduğuna dikkat çekti. Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürü Selahattin Varan ise olumsuz bir durum yaşanmaması için gerekli önlemleri aldıklarını söyledi.
İzmir'in Bornova ilçe, aldığı göçler ve artan nüfusu nedeniyle hızla büyüdü. İlçe büyüdükçe, Bornova'nın çevresinde bulunan taş ocakları da yerleşim alanları ile adeta bütünleşti. Yaşam alanlarının hemen yanı başındaki ocakların havadan görüntüsü ise şaşkınlık uyandırdı. Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şube Başkanı Halil İnay Kınay, ülkede yapılaşma sürecinin son yıllarda ciddi oranda ivme kazandığını söyleyerek bu durumun çok katlı binalarla sarmalanmış çarpık yapılaşma ile karşı karşıya kalınmasına neden olduğunu belirtti. Kınay, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çevre İl Müdürlüğü'nün duyurularında, kentteki ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreci işletilen faaliyetlerin büyük çoğunluğunun taş ocağı işletmeleri olduğunu görüyoruz. Bunlar Kemalpaşa, Karaburun Yarımadası, Menderes bölgelerinde tarım arazileri, orman ve doğal sit alanlarının özelliklerini ortadan kaldırıyor" diye konuştu.
'ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞI TEHLİKE ALTINDA'
Bornova'da bulunan iki çimento fabrikasının, üretimde hammadde olarak kullandıkları kireçtaşını bölgedeki kalker ocaklarından karşıladıklarını söyleyen Helil İnay Kınay, "Türkiye'nin üçüncü, Ege bölgesinin en büyük şehri olan İzmir, inşaat sektörü ihtiyacı olan taş ocağı malzemesi üretimini il sınırları içerisinde, yoğun olarak Belkahve bölgesi Hacılarkırı mevkii ve Işıkkent, Manisa, Turgutlu, Kemalpaşa bölgesinden temin etmekte. Bornova'da da kentin içerisinde kalmış olan mevcut çimento fabrikaları ve taş ocakları, işletilen tesislerin yarattığı çevre sorunları da yıllardır bölge halkının sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor" diye konuştu. Tüm sektörlerde olduğu gibi taş ocaklarında da öncelikle ihtiyaç duyulan malzemenin ve sektörün doğru yönetilmesinin, doğru bir planlama ile mümkün olduğunu aktaran Kınay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnşaat sektörü, çimento fabrikaları, hammadde ihtiyacı, taş ocakları planlama sürecindeki sorunların birer halkası. Bu noktada ihtiyaçlar ve gereklilikler kamu yararı doğrultusunda değerlendirilerek bölgesel bir planlama yapılması gerekiyor. Bu çalışmaların kente, bölgeye olan etkilerinin doğru irdelenerek orman, tarım ve doğal sit alanlarına, doğal yaşam alanlarımıza etkilerinin doğru yönetilmesi gerekiyor. Ancak mevcut uygulamalarda bu süreci yönetmek ve denetlemekle yükümlü kurumların çalışmalarındaki yetersizlikler, halkı yaşam alanlarını savunma mücadelesine itiyor."
Çevre ve Şehircilik İzmir İl Müdürü Selahattin Varan da bu ocakları denetlediklerini ve olumsuz bir durumun yaşanmaması için gerekli önlemleri aldıklarını açıkladı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Taş ocaklarının havadan görüntüsü
Umut KARAKOYUN- Mehmet CANDAN, İZMİR
=======================
Saçkıran Ezgi Sena'ya, okul hediyesi peruk
Latif SANSÜR- Mücahit BEKTAŞ, İZMİR - İZMİR'in Karşıyaka ilçesinde, saçkıran (Alopesi Areata) hastalığı nedeniyle saçları dökülen lise öğrencisi Ezgi Sena Durdal (15) için hazırlanan peruk, okulların açılmasına bir gün kala, doğum gününde teslim edilince, büyük mutluluk yaşadı. Ezgi Sena, "Saçlarımın enseme değmesini özlemişim" dedi.
Karşıyaka'da yaşayan ve 3 yıldan bu yana 'saçkıran' olarak bilinen 'Alopesi Areata' hastalığı nedeniyle saçları dökülen Ezgi Sena Durdal'a doğum günü ve okul hediyesi olarak gerçek saçtan yapılan peruk hediye edildi. İzmir Kuaförler Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Karşıyakalı kuaför Erdal Kutki'nin girişimi ile Kuşadası'nda peruk ustası Kenan Kaya'ya yaptırılan peruğu alan Ezgi Sena, büyük mutluluk yaşadı. İzmir'deki iki büyük üniversite ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 'nde Alopesi Areata hastalığına çare bulunamayan genç kız, lisenin ilk gününe perukla başlamanın kendisine moral verdiğini söyledi. Doktorlar, Ezgi Sena'nın vücudundaki tüm kıllarının dökülmesinin saçkıran hastalarının yüzde 1'inde görüldüğünü söyledi.
HASTALIĞINA ÇARE BULUNAMIYOR
Kızı Ezgi Sena'nın otizm ve zihinsel engelli öğretmeni babası İlker Durdal, peruğun okul öncesi kendisine büyük moral olduğunu ifade etti. Durdal, "Ezgi'nin saçları ve vücut kıllarının tamamı üç yıl önce aniden dökülmeye başladı. Doktorlar, bağışıklık sisteminizin vücudumuza yanlışlıkla saldırdığı Otoimmun sistemden kaynaklanan Alopesi Areata hastalığı olduğunu söyledi. Bu hastalık aşırı üzüntü ve stresle başlıyormuş. Ancak biz kızımızın üzerine titriyoruz ve onu üzecek hiçbir olay olmadı. Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ile Atatürk Araştırma hastanelerinde kızımın hastalığına çare bulunamadı. Yaklaşık 1 yıl önce Dokuz Eylül Üniversitesi'nde, 'Onaylamıyoruz ama isterseniz deneyelim' diyerek kortizon tedavisi önerdiler. Yan etkilerini göz önüne alarak kabul ettik. Kortizon tedavisi ile kızımızın saçları tekrar çıktı. Ancak tedaviyi kesince çıkan saçlar tekrar döküldü" diyerek, bu sürecin Ezgi Sena'yı çok üzdüğünü belirtti.
TEK UMUT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ
Bu sene liseye başlayan kızı Ezgi Sena'nın hiçbir sonuç alamadığı hastane süreçlerinden bıktığını, psikolojik danışmanlık aldığını söyleyen baba Durdal, "Kızım hastane hastane gezmekten yoruldu. Tedavilerden sonuç alınmaması psikolojisini bozdu. Öğrendiğimize göre Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde saç bölümü açılmış. Tek tedavi umudum orası kaldı. Ezgi yorulduğu ve okulu başladığı için oraya gidemedik. Okula başlamasından bir gün önce doğum gününde gelen gerçek saçtan yapılan peruk ona moral verdi. ' Baba, saçlarımın enseme değmesini özlemişim' dedi. Peruk için emeği geçen herkese teşekkür ederim" diye konuştu.
Kuşadası'nda kanserli hastalara ücretsiz peruk vermesi ile sık sık gündeme gelen Kenan Kaya, önerinin Karşıyakalı Kuaför Erdal Kutki'den geldiğini belirterek, "Erdal Bey beni arayarak durumu anlattı. Ezgi Sena Durdal'a okul öncesinde bir sürpriz yapmak istediklerini söyledi. Kendisinde birikmiş saçlar ile Ezgi'ye bir peruk yapıp, yapamayacağımı ve okulların açıldığı güne yetiştirip, yetiştiremeyeceğimi sordu. Ben de kızımızın yüzü gülsün diye sıkı bir çalışma ile gerçek saçlardan yapılan peruğu yetiştirdim. Okulların açıldığı gün, doğum gününde, yüzünün gülmesi, mutlulukla okula gitmesinde emeğim olduysa ne mutlu bana" dedi.
ALOPESİ NEDİR?
Tıpta saç kaybı anlamına gelen Alopesi hastalığının halk dilindeki adı 'saçkıran'dır. Saçkıran, saçlarda ve sakallarda bir anda başlar. Çoğunlukla, kılsız saçsız yuvarlak alanlar oluşturur. Saçkıran bir bağışıklık sisteminin kendi hücrelerini yabancı olarak görüp, onlarla savaşmaya başlamasıyla ortaya çıkar. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Hastalık stres ve üzüntü karşısında başlayabilir, fakat bütün bu sebep olguların tamamında yoktur. Saçkıran hastalığından etkilenen hastaların yaklaşık yüzde 5'inde tüm saçların dökülebildiği gözlemlenmiştir. Saçkıran hastalarının yaklaşık yüzde 1'den azında da vücudundaki kılların tamamının döküldüğü gözlemlenmiştir. Bu hastalığa kesin çözüm olabilecek bir tedavi yöntemi henüz bulunamamıştır. Hastalık zaman içerisinde kendiliğinden iyileşebilir.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Ezgi Sena Durdal ile röp,
Peruğu yapan Kuşadalı kuaför Kenan Kaya ile röp.
Kızı Ezgi Sena'nın otizm ve zihinsel engelli öğretmeni babası İlker Durdal ile röp.
Ezgi Sena'nın peruğunu çıkarıp takmasından genel ve detay görüntü
Babasının Ezgi'ye sevgi göstermesinden genel ve detay görüntü
*** Görüntünün bir kısmı (Kuşadalı kuaför ile röp kuşadası klasöründe) Diğerleri İzmir klasöründe
====================
Diyarbakır'ın Astronumu teleskopuna kavuştu
DİYARBAKIR'da yaşayan 64 yaşındaki ilkokul mezunu Abdulkadir Topkaç'ın, gençlik yıllarında merak saldığı astroloji hayatını değiştirdi. Askerliğin yaptıktan sonra beden üzerindeki soyut kavramları sorgulamaya başladığını anlatan Topkaç, bunları düşündüğünde herkes kendisine deli dediğini ve 17 yıl önce eşi ve 8 çocuğu tarafından bu merekı nedeniyle terk edildiğini söyledi. İstanbul'a gidip, dağılan Sovyetler Birliği'nden getirilen bir teleskop satın alıp Diyarbakır'a getiren Topkaç'ın teleskopu hendek-barikat operasyonları sırasında taprip edildi. Topkaç'ın yaşadıklarını öğrenen astroloji ile ilgilenen bir grup genç, başlattıkları kampanya ile Topkaç'a 16 bin lira değerinde yeni teleskop aldı. 27 yıllık gözlem notlarından bazılarını TÜBİTAK Ulusal Gözlem Evi ve NASA'yla da paylaştığını söyleyen Topkaç, NASA'dan cevap mektubu aldığını söyledi.
Diyarbakırlı Abdulkadir Topkaç'ın, yıllardır ilgilendiği astroloji hayatını değiştirdi. Gençlik yıllarından beri astrolojiyle ilgilenen Topkaç'a, önce çevresi 'deli' dedi, daha sonra eşi ve 8 çocuğu tarafından terk edildi. Topkaç, uzun yıllar önce İstanbul'da satın alıp, Diyarbakır'a getirdiği teleskopuyla gökteki yıldızlar, ay ve gezenleri incelemeye başladı. Aldığı teleskop, geçtiğimiz yıllarda Sur ilçesinde yaşanan hendek-barikat operasyonlarında tahrip edilmesi üzerine, Topkaç için yeni bir teleskop alınması için sosyal medyada başlatılan kampanya ile yeni teleskop alındı.
'BUNLARI DÜŞÜNÜRKEN, HERKES BANA DELİ DİYORDU'
Topkaç, astroloji serüvenini anlatırken, askerlikten sonra beden üzerindeki soyut kavramları düşünmeye başladığını, Tasavvuf, ruh, vicdan gibi kavramları 15 yıl boyunca düşündüğünü söyledi. Bunları düşünürken, herkesin kendisine 'deli' dediğini söyleyen Topkaç, "1991 yılında evin avlusunda oturuyordum, akşam saatleriydi. Ay görünmeye başladı. Kendi kendime düşünüp, bu kadar zaman soyut kavramları düşündükten sonra ayın eksen dönüş hareketini bulabilir miyim? dedim. Köye gidip, dürbün ile dolunayı izledim. 2-3 gün boyunca bunu izledim. Ayın yavaş yavaş küçüldüğü gördüm. Bir daire oluşturup, hesaplama yapmaya başladım. Uzun zaman geçti ama ben ayın eksen dönüş hareketini göremedim, ayın bir yüzü sürekli dünyaya bakıyor. Bu konuyu araştırmak için kütüphanelerde kitap aramaya başladım. Orada da bulamadım. Daha sonra kütüphanede biri bana yardımcı olmaya çalıştı. Bana neyi aradığını sorduğunda, ayın eksen dönüş hareketiyle ilgili bilgileri araştırdığımı söyledim. Bu konunun yazılmadığını anlatıp, hayal gücümü kullanmamı istedi"dedi.
'EKMEĞİNE BAKACAĞINA, GİTMİŞ GÖKYÜZÜNE BAKIYOR'
Astrolojiyle ilgili araştırmaları sürdürürken, çevresindekilerin olumsuz tepkileriyle karşılaştığını anlatan Abdulkadir Topkaç, "Herkes deli olduğumu söylüyordu. Mantıklı bir şey olduğunu kimse düşünmüyor. 'Ekmeğine bakacağına, gitmiş gökyüzüne bakıyor', 'gökyüzünde bugüne kadar kim ne kazandı' diye tepkiler geliyordu. Bana defelarca 'delidir' dediler"diye konuştu.
'TELESKOP ALMAK İÇİN 2500 DOLAR ÖDEDİM'
İlk teleskopunu 1992 yılında aldığını söyleyen Topkaç, "İstanbul'a gidip teleskop almaya karar verdim. Yıkılan, Sovyetler Birliği'nden kalan bir teleskop bulup, satın aldım. O dönemde 2500 dolar para verdim teleskop için. Teleskopu Diyarbakır'a getirdim. İnsanların hizmetine sundum. Teleskopu evimde bırakıyordum. Sur ilçesinde yaşanan hendek olaylarında teleskopum tahrip edildi. Parçalarını evimde saklıyorum. Sadece ayna ve kelepçesi sağlam kalmıştı. Parçalayıp, hurdacılara satmışlar. Tahrip olan teleskopum için tazminatı için çok başvuruda bulundum ama hiç bir yanıt alamadım"dedi.
NASA İLE MEKTUPLAŞTI
Gökbilimiyle ilgili yaptığı çalışmaları Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) NASA'ya yolladığını söylen Topkaç, "1992 yılında ayın bir aylık seyir açısını elde ettim. Ayın yay şeklinde hareket ettiğini görünce, ben de bir inanç oluştu. O dönemlerde yoğun bir düşünce içerisindeydim. Üniversitelerin neler yaptığını bilmiyordum. Bunun üzerine ben de NASA'ya göndermeye karar verdim. NASA'nın adresini turistlerden alıp, mektup gönderdim. Benimle ilgilendiklerini gördüm. İlgilendiklerine göre düşündüklerim gerçektir, ki ben de bundan eminim. Bana kitapçıklar gönderdiler. İngilizce yazıldığı için ilgilenemedim, param da yoktu bundan dolayı ilgilenemedim"diye konuştu.
Hendek ve barikat operasyonunda evindeki teleskopun tahrip edilmesinin ardından kendisine destek olmak için bir grup astrolojiyle ilgilenen gençlerin sosyal medyada teleskop alınması için kampanya başlatıklarını söyleyen Topkaç, "Bana hediye edilen teleskop çok güzel. Sağ olsunlar benimle ilgili bir kampanya başlattılar. Kampanya sosyal medyada çok büyük ilgi gördü. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum"dedi,
Görüntü Dökümü:
-Teleskopun evine getirilişi
-Topkaç'ın teleskopu alması
-Teleskopun kurulması
-Topkaç'ın teleskopla uğraşı
-Topkaç'ın ters dönen saaiti
-Röportaj
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,
==================================
AK Partili vekilden kaçak yapı tepkisi: İmar barışı, imar talanı olarak değerlendirilmesin
AK PARTİ Trabzon Milletvekili Salih Cora, Doğu Karadeniz'de, 'İmar Barışı' kapsamı dışında kalan 31 Aralık 2017'den sonra inşa edilen kaçak yapılarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İmar Barışı Yasası ile devlet ve millet arasındaki kavgayı sona erdirmeyi amaçladıklarını ifade eden Cora, "Bu yasa birileri tarafından 'İmar Barışı' değil, imar talanı olarak değerlendirilmemesi gerekiyor" dedi.
AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, İmar Barışı uygulamasının önemli bir yasa olduğunu ve TBMM'de alınan kararla hayata geçirildiğini söyledi. İmar Barışı Yasası ile devlet ve millet arasındaki kavgayı sona erdirmeyi amaçladıklarını ifade eden Cora, "Ama bu yasa birileri tarafından imar barışı değil, imar talanı olarak değerlendirilmemesi gerekiyor. Her ne olursa olsun yaylalarımızı bir taraftan turizme açarken, turizm potansiyelinden değerlendirirken, yörenin ekonomik değerlerine katma değer sağlarken, yaylalarımızı başkalarına, yabancılara ve yaylayı amacı dışında kullananlara rant amaçlı olarak teslim edilmesine asla müsaade etmeyeceğizö dedi.
"YAYLALARDA, YAP-SAT YAPANLARIN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYACAĞIZ'
İmar Barış Yasası'ndan yararlanıp 'Yapı Kayıt' belgesi alanların dışında, ısrarla yaylalarda yapılaşmanın önünü açacak adımlar atanlara kim olursa olsun fırsat verilmeyeceğini kaydeden Cora, bu konuda çok katı bir duruşları olduğunu belirterek "Kim olursa olsun, kimsenin bu konuda gözünün yaşına bakmayacağız. İmar Barış Yasası'nın, imarı talan yasası, yaylaları ranta dönüştürme yasası olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yapı kayıt belgesi verip aradaki ihtilafı, huzursuzluğu sona erdirmiş olacağız. İleride, bu yapı kayıt belgesi ile beraber, eğer bir kentsel dönüşüm söz konusu olduğunda, yapı kayıt belgesi olan hak sahibine gerekli bedelleri ödeyip bir mağduriyetin önüne geçeceğiz. Mağduriyetin önüne geçmek için bir hukuki tedbir aldık. Bu tedbir, başkaları tarafından yanlış anlaşılmamalıdır. Yaylalarda yap-sat yapanların, ranta dönüştürenlerin gözünün yaşına bakmayacağızö diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Milletvekili Salih Cora açıklaması
Haber-Kamera: İnan KALYONCU TRABZON-DHA
=================
Karadeniz'de palamut bolluğu
KARADENİZ'de, sona eren av yasağı ile 'vira bismillah' diyen balıkçılar ağlarını denize bırakmayı sürdürüyor. Karadeniz'de bu yıl bolluk yaşanan palamut, tanesi 10 ile 15 lira arasında değişen fiyatlarda satılıyor. Balıkçılar, bolluğun devam etmesi halinde palamut fiyatlarının düşeceğini belirtti.
Denizlerde av yasağının 1 Eylül itibariyle bitmesiyle birlikte Karadeniz'e ağlarını bırakan balıkçıların ağları palamutla dolup taşıyor. Balıkçı tezgahlarında palamut bolluğu yaşanıyor. Hava şartlarındaki değişimlerle birlikte zaman zaman kıtlık yaşayan balıkçılar, son günlerde artan yağmurla birlikte ağlarını doldurdu, bereketli bir sezona başladı. Bolluk yaşanan palamudun tanesi 10 ile 15 lira arasında değişen fiyatlarda tezgahlardaki yerini alıyor. Balıkçılar, bolluğun devam etmesi halinde fiyatlarının düşeceğini söylerken, yaşanan bolluktan vatandaşlar da hayli memnun kalıyor.
'BOLLUK VAR'
Balık avının bereketli geçtiğini ve balık bolluğu olduğunu belirten balıkçı Mehmetcan Örseoğlu, "Bolluk var. Güzel balıklarımız çıkıyor fiyat biraz pahalı ama düşmesini bekliyoruz. Şu anda tezgahta en çok palamut var, palamut biraz bol ve tercih ediliyor. Yağmurların gelmesiyle beraber şu an en çok çıkacak olan balık palamut. Genellikle tezgahlarda palamut revaçta. Kıtlık yok aslında, denizden balık her zaman çıkıyor ama balık Türkiye piyasasına dağıldığı için belirli kısımlarda kıtlık oluyor. Fiyatların düşmesi bekleniyor; vatandaş da biz de düşmesini bekliyoruz. Balığın bol olacağını, vatandaşın bol bol balık tüketmesini tavsiye ediyoruz. Havadaki değişimlerden dolayı tezgahtaki balıklar gel git yaşıyor ama ben inanıyorum ki, denizde balık bol, 10-15 gün sonra bol bol balık yiyeceğiz. Fiyatlar 10 lira ile 15 lira arasında değişiyor. Biz 5-6 lira civarında olmasını istiyoruzö dedi.
'BÖYLE BALIK BULUNMAZ'
Fiyatların uygun olduğunu ifade eden Neriman Çabuk, "Tezgahlar dolup taşıyor, herkese tavsiye ederim. Böyle balık bulunmaz. Şu an palamut var, istavrit var ama ben istavriti pek tercih etmiyorum. Fiyatlar bence normal bu zamanda, normal buluyoruz. Bir Karadenizli olarak ben normal buluyorumö diye konuştu.
Sezonun yeni açılmasına rağmen tezgahların dolu olduğunu anlatan Murat Demir ise, "Balıklar yeni çıkmasına rağmen güzel, memnunuz. Ama şartlar iyi olmadığı için vatandaşlar pek alamıyor, rağbet gösteremiyor. Bu mevsim palamut ve istavrit mevsimi ben onları tercih ediyorumö ifadesinde bulundu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Balık alan vatandaşlardan görüntüler
Tezgahlardaki balıklardan görüntüler
Röpler
Detaylar
Boyut: 263 MB Süre: 02: 21
Haber Kamera: Uğur AYDIN/TRABZON-DHA
=================================
2 kişinin öldüğü silahlı kavganın şüphelileri yakalandı
ADANA'da husumetli aileler arasında çıkan silah kavgada 2 kişiyi öldürdüğü iddia edilen şüpheliler yakalandı.
Olay, 15 Ağustos'ta Yüreğir ilçesi Çamlıbel Mahallesi Gelincik Caddesindeki bir kahvede meydana geldi. İddiaya göre, Ramazan Savar ve akrabası İrfan Savar, geçmişte husumetli oldukları Firar Aydemir (48) ile Sedat Aydemir'e (21) kahvede otururken tabancayla ateş açtı. Akraba olan Firar Aydemir ile Sedat Aydemir'in de silahla karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Büyük panik yaşanan kahvede yaşanan çatışmada Sedat Aydemir, Firar Aydemir ile İrfan Savar ve Ramazan Savar ağır yaralandı. Polis, olayın daha fazla büyümemesi için bölgeye zırhlı araçlarla birlikte özel hareket polisi sevk etti. Adana'daki farklı hastanelere kaldırılan ağır yaralılardan Firari Aydemir ile İrfan Savar yapılan müdahaleye karşın kurtarılamadı. Diğer 2 yaralı ise tedaiye alındı. Aydemir'in hastaneye akın eden yakınları sinir krizi geçirdi.
Olayın ardından çalışma başlatan Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayla ilgili 5 kişiyi gözaltına aldı. Çatışmada kullanıldığı ileri sürülen tabancalara da el koydu. Sorgusu tamamlanan zanlılardan katil şüphelisi Ramazan Savan tutuklandı, diğer şüpheliler ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Zanlıların adli tıptan çıkarılması
Zanlıların polis aracına bindirilmesi
Polis araçlarının gidişi
Polislerin adli tıp çevresinde önlem alması
- Olay yerinin genel görüntüsü
- Polislerin olayyeri inceleme yapması
-Etraftaki vatandaşların görüntüsü
-Hastahanede saldırıya uğrayanların yakınlarının görüntüsü
Süre: 03'07" Boyut: 345 MB
Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?