Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

(ÖZEL) - Mehmetçik, 'Türk Seddi'nde kuş uçurtmuyorTÜRKİYE-Suriye arasındaki 911 kilometrelik hudutta görevli Mehmetçik; 'Türk Seddi' olarak adlandırılan beton bloklar ile örülen duvarla kapatılan sınır hattında sıkı güvenlik önlemi alıyor.

08.04.2017 10:28

(ÖZEL) - Mehmetçik, 'Türk Seddi'nde kuş uçurtmuyor

TÜRKİYE- Suriye arasındaki 911 kilometrelik hudutta görevli Mehmetçik; 'Türk Seddi' olarak adlandırılan beton bloklar ile örülen duvarla kapatılan sınır hattında sıkı güvenlik önlemi alıyor. Terör örgütü DEAŞ tarafından şehit edilen astsubay Yalçın Nane'nin isminin verildiği sınırın sıfır noktasında bulunan karakoldaki askerler de 24 saat eli tetikte, gözü Suriye'de, hududu hem teröristlerden hem de kaçakçılardan koruyor.

Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte gözlerin çevrildiği sınır hattının Türkiye'ye yakın bazı kesimlerinde terör örgütü DEAŞ ve PYD'nin kontrolü sağlamasıyla, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yeni önlemler alınması kararlaştırıldı. İlk etapta tel örgülerin güçlendirildiği sınırdan kaçak geçişlerin ve kaçakçılığın artması, yabancı savaşçıların da Türkiye üzerinden Suriye'ye geçiş yapmasıyla önlemler daha da artırıldı. Sürekli olarak kameralar ile gözetlenen sınırın daha güvenli hale getirilmesi için Fiziki Güvenlik Sistemi uygulaması başlatıldı. 'Hudut namustur' düşüncesinin ön planda tutulduğu uygulama ile sınır hattına sabit duvar, akordeon, kafes tel ve hendekler kazıldı, gözetleme kuleleri yenilendi ve aydınlatıldı. Fiziki Güvenlik Sistemi kapsamında son olarak 2015 yılından itibaren öncelik terör örgütünün tehdit oluşturduğu bölgeler olmak üzere 911 kilometrelik sınırın tamamının modüler beton blokların birleştirilmesiyle oluşturulacak duvarla kapatılması kararlaştırıldı.

'TÜRK SEDDİ' OLUŞTURULDU

Bu kararın ardından TOKİ ve çeşitli firmalar tarafından 14 ayrı bölgede 2 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğinde her biri 7 ton ağırlığında beton blokların üretimine başlandı. Üretimi tamamlanan seyyar beton bloklar yan yana dizilerek oluşturulan duvar, sınır hattının güvenli hale gelmesini sağladı. 911 kilometrelik sınır hattının yarıya yakın bölümü beton bloklarla örülen duvarla kapatılırken, geri kalan kısmının da sonbahara kadar bitirilmesi hedefleniyor. Yapımı tamamlanan bölgelerde kilometrelerce uzayan duvar yörede ve askerler arasında 'Türk Seddi' olarak adlandırılıyor. Tamamlanınca 8 bin 850 kilometrelik Çin Seddi ve 3 bin 500 kilometrelik Amerika ile Meksika sınırındaki duvarların ardından dünyanın en uzun üçüncü duvarı olma özelliğine taşıyacak olan 911 kilometre uzunluğundaki Türk Seddi, düşmana da korku veriyor. Sınırı kapatan 3 metre yüksekliğindeki duvarın üzerine de alınan önlemlere rağmen tırmanmak isteyenlere karşı 60 santimetre yüksekliğinde jiletli tel çekildi.

GAZİANTEP-KİLİS SINIRINDA 100 KİLOMETRE DUVAR

Fırat Kalkanı Harekatı ile gözlerin aylardır çevrili olduğu ve TSK'nın desteklediği Özgür Suriye Ordusu tarafından terör örgütü DEAŞ unsurlarından temizlenen Cerablus- Azez hattının Türkiye tarafındaki Gaziantep ve Kilis'in Suriye ile olan 169 kilometrelik sınırının 100 kilometrelik bölümü de duvarla kapatıldı. Halen beton blokların yerleştirilmesine devam edilen sınır hattının kalan 69 kilometrelik bölümündeki duvarın da 3 ayda bitirilmesi hedefleniyor.

Gaziantep ile Kilis'in Suriye sınırında güvenlik için ayrıca saldırılara karşı güçlendirilmiş rokete dayanıklı 67 gözetleme kulesi, 34 kilometre güçlendirilmiş kafes tel engeli, 4 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğinde 146 kilometre de hendek kazıldı, 74 kilometrelik alan da aydınlatıldı. Sınır hattına yıl içerisinde ayrıca 28 yeni gözetleme kulesi yapılacak, 24 kilometrelik bölümün de aydınlatılması sağlanacak.

SINIR 24 SAAT İZLENİYOR

Türk Seddi ile güçlendirilen sınır hattında görev yapan Mehmetçikler, 24 saat gözlerini kırpmadan eli tetikte nöbet tutuyor. Kule ve kulübelerde sürekli olarak sınırı dürbün ve termal kameralar ile gözetleyen hudut birlikleri, birinci derece askeri yasak bölgeler ile özel güvenlik bölgesi ilan edilen alanlara sivillerin geçişine izin vermiyor. İnsansız Hava Aracı ve droneler ile de sınır hattının Türkiye ve Suriye tarafı sürekli olarak gözetleniyor. Bunlara ek olarak askerler, 360 derece kamera kaydı yapabilen Kobra adlı zırhlı muharebe aracıyla 24 saat sınır hattını seyir halinde gözetliyor. Aydınlatma sistemi ile gecelerin gündüze dönüştüğü sınırda askerler, ayrıca patlayıcı ve uyuşturucu konusunda eğitimli köpekler ile yaya olarak da devriye görevi yapıyor.

TÜRK SEDDİ İLE KAÇAKÇILIK VE KAÇAK GEÇİŞ BİTİRİLDİ

İç savaşın ardından Suriye'den Türkiye'ye at, araç ve sırtla yapılan kaçakçılık da Türk Seddi adı verilen modüler beton duvar uygulamasının hayata geçmesiyle neredeyse tamamen bitti. 2013 yılında 2 bin 423, 2014 yılında 3 bin 474, 2015 yılında ise 2 bin 44 kaçakçılık olayına müdahale edilen Gaziantep-Kilis sınır hattında duvarın aktif hale geçtiği 2016 yılında sadece 77 kaçakçılık olayı meydana geldi. Duvar uygulaması ile sınırdaki kaçak geçişlerde de önemli oranda düşüş sağlandı. 2014 yılında 60 bin 77, 2015 yılında 12 bin 183 kaçağın geçiş yaptığı sınır hattında geçen yıl yüzde 40 düşüş ile bu sayı 8 bin 531'e geriledi. Bu arada son iki yıllık dönemde Gaziantep ve Kilis sınırından Türkiye'ye geçmek veya gelmek isteyen 634 DEAŞ'lı ve 49 PYD'li terörist yakalandı.

ASKER ELİ TETİKTE, GÖZÜ SURİYE'DE GÖREV YAPIYOR

Önlemlerin en üst seviyeye çıkarıldığı sınırın sıfır noktasında görevli Mehmetçikler de Türkiye topraklarına havadan ve karadan yapılabilecek olası saldırılara karşı eli tetikte nöbet tutuyor. Fırat Kalkanı Harekatı ile terör unsurlarından arındırılarak ÖSO denetimine giren Suriye'nin El Bab bölgesine komşu Kilis'in Elbeyli ilçesinde bulunan ve 23 Temmuz 2015'te DEAŞ'lı teröristler tarafından şehit edilen astsubay Yalçın Nane'nin isminin verildiği hudut karakolunda görevli askerler de, 'Hudut namustur' ilkesiyle Suriye sınırını teröristlerden ve kaçakçılardan koruyor. Şehit Yalçın Nane Hudut Karakolu'ndaki askerler, sınırın Suriye tarafını kule ve kulübelerden dürbünlerle, termal kameralar ve zırhlı araçlardaki kameralardan sürekli kontrol ederek, olumsuzluk yaşanmasına izin vermiyor.

Sınırın sıfır noktasındaki Şehit Yalçın Nane Hudut Karakolu'nda; eli tetikte, gözü Suriye'de teyakkuz halinde olan askerler sık sık komutanları tarafından da ziyaret ediliyor. 1'inci Hudut Alayı'na bağlı 1'inci Hudut Tabur Komutanı Yarbay Ahmet Arık da sıkça ziyaret ettiği karakoldaki askerlere moral veriyor. Ziyaretinde Teğmen İbrahim Hakkı Irmak komutasındaki karakol askerlerinden tekmil alan Yarbay Arık, hudutta görev yapmanın önemini anlatarak, motive ediyor.

Sınır hattında sürekli olarak göreve hazır bekleyen Mehmetçikler ise gelen ihbarlar veya nöbetçi silah arkadaşlarının gözetleme faaliyeti sırasında fark ettiği olumsuz durumları bildirmesiyle hemen harekete geçiyor. Karakoldan tam teçhizatlı olarak çıkan askerler, hazır bekleyen silahlı zırhlı araçla ihbarın geldiği yere anında intikal ederek gerekli müdahalede bulunuyor.

Sınırda bulunmanın zor ama bir o kadar onurlu olduğunu anlatan askerler ise Türkiye'ye yönelik olası saldırı veya olumsuzlukları engelleyerek vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak için seve seve görev yaptıklarını ifade etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------------

Sınır karakolu

Komutanın askerlerden tekmil alması

Karakol komutanının bölgeyi anlatması

Kulede görevli askerlerin Suriye'yi gözetlemesi

Eli tetikte nöbet tutan asker

Askerlerin ihbar üzerine harekete geçmesi

Askerlerin silahlarıyla koşması

Askerlerin zırhlı araca binmesi

Zırhlı aracın siren çalarak gidişi

Sınıra örülen beton bloklarla oluşturulan duvar

Kameralı zırhlı aracın devriye görevi yapması

Hasan Kırmızıtaş anonslar

Kulede duvar bölgesini gözetleyen askerler

Mayınlı bölge ve duvarlar

Sınır hattı ve askeri araçlar

Eğitimli köpeklerle yaya devriye görevi yapan askerler

Genel ve detay görüntüler

Haber: Hasan KIRMIZITAŞ -Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

====================================

Bolu'da Nisan karı

BOLU'da, sabah saatlerinden itibaren kar yağışı etkili oldu, kent merkezinde yeşil alanlar beyaza büründü. Kent sakinleri Nisan ayında yağan karın şaşkınlığını yaşadı.

Kentte dün akşam saatlerinden itibaren aralıklarla etkili olan yağmur yağışı sabah erken saatlerde kara dönüştü. Lapa lapa yağan kar ile birlikte kent merkezinde yeşil alanlar beyaza büründü. Bazı mahallelerde araçların üzerinde biriken kar kalınlığı 4-5 santime ulaştı. Sabah işe gitmek için evlerinden çıkan vatandaşlar, Nisan ayında lapa lapa yağan karın şaşkınlığını yaşadı. Kar yağışı altında yürüyerek iş yerlerine giden vatandaşlar şemsiyeleriyle korundu. Bazıları da Nisan ayında yağan kar manzarası eşliğinde selfie çekti. Kar yağışı kentin yüksek kesimlerinde de etkili oldu. Abant Tabiat Parkı beyaz örtüyle kaplandı. Abant'ta kar kalınlığı 10 santime ulaştı. Kar yağışı TEM ve D-100 Karayolu'nun Bolu Dağı geçişinde ise ulaşımı yavaşlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Kent merkezinde kar yağışından görüntü

-Karla kaplı yeşil alanlar

-Kar yağışı altında yürüyen vatandaşlar

-Karla kaplı aracı temizleyen sürücü

-Kar yağışı altında ilerleyen araçlar

HABER-KAMERA: Ersin ERCAN-Mutlu YUCA/BOLU

=================================

Lice kırsalındaki operasyonda PKK'ya ait çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi

El yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi anı

DİYARBAKIR'ın Lice İlçesi kırsalında başlatılan ve dün sona eren Bayrak-46 Uzman Jandarma Çavuş Vedat Aykut müşterek birlik operasyonu dün sona erdi. Operasyonda yapılan arazi aramalarında 12 sığınak ve 1 barınak içerisinde teröristlere ait çok sayıda silah, mühimmat, patlayıcı madde, yaşam ve tıbbi malzeme, uyuşturucu ve bir adet İncil bulundu.

Lice İlçesi güneyindeki kırsal kesimde, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu teröristlerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla 5 Nisan'da başlayan müşterek birlik operasyonu dün sona erdi. Örgütün kullandığı 11 sığınak, bir barınak bulunurak kullanılmaz hale getirilirken, bunları içerisinde çok sayıda silah, mühimmat, patlayıcı madde, yaşam ve tıbbi malzeme, uyuşturucu ile bir adet incil bulundu.

Diyarbakır Valiliği tarafından operasyon ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, "Lice ilçesi güneyindeki arazi kesiminde barınan ve aralarında üst düzey örgüt yöneticilerin de bulunduğu değerlendirilen bölücü terörö örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek, teröristlere ait silah ve mühimmatı ele geçirmek, operasyon bölgesi içerisinde saklanan uyuşturucu maddeleri ve bunları gizleyenleri bularak adalete teslim etmek, bölgede bulunan yerleşim yerlerinde tespit edilen işbirlikçiler ve aranan şahısları yakalamak maksadıyla 05 Nisan 2017 Çarşamba günü saat 22.00'dan itibaren icrasına başlanılan Bayrak-46 Uzman Jandarma Çavuş Vedat Aykut müşterek birlik operasyonu 07 Nisan 2017 Cuma günü başarıyla tamamlanmıştır" denildi.

Operasyon kapsamında yapılan arazi aramalarında ele geçirilen silah, mühimmat ve diğer malzemeler ise şöyle sıralandı:

"İcra edilen operasyon kapsamında; 2 adet M-16 piyade tüfeği, 28 adet Kaleşnikov piyade tüfeği, 1 adet Draganov (Kannas) keskin nişancı tüfeği, 5 adet makineli tabanca, 7 adet tabanca, 5 adet keskin nişancı dürbünü, 7 adet RPG-7 roketatar, 1 adet av tüfeği, 2 adet gündüz görüş dürbünü, 1 adet holografik nişan aleti, 16 adet RPG-7 mühimmatı, 4 adet RPG-7 sevk fişeği, 106 adet av tüfeği fişeği, 605 adet 12.7 mm Uçaksavar mühimmatı, 11 bin 192 adet muhtelif fişek, 126 adet muhtelif şarjör, 1 adet İncil, 3 adet Yeasu marka büyük telsiz, 6 adet el telsizi, 17 adet el bombası, 2 adet balistik yelek, 33 takım leşker kıyafeti, 45 çift mekap ayakkabı, 62 adet şemsiye, 2 adet kamera, 1 adet lazer yazıcı, yaklaşık 950 kilogram muhtelif yiyecek maddesi, çok sayıda yaşam ve tıbbi malzemeler ile örgütsel doküman ele geçirilmiştir. Lice İlçesi mülki sınırlar içerisindeki 3 köy ve 1 mezrada toplam 42 ev ve eklentisinde Lice Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan arama kararına istinaden adli arama faaliyeti icra edilmiş, bölücü terör örgütüne mensuplarına ait 12 sığınak ve 1 barınak tespit edilmeyi müteakip kullanılamaz hale getirilmiş, barınak ve sığınaklar içerisinde bulunan yaşam ve giyim malzemeleri Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı gereğince yerinde imha edilmiş, teroristlerce 1 ton 80 kilogram amonyum nitrat ve alüminyum tozu kullanılarak hazırlanmış 22 adet el yapımı patlayıcı düzeneği, 1 adet oksijen tüpü ve 25 adet mutfak tüpü tespit edilmeyi müteakip, patlayıcı madde imha timi marifetiyle yerinde tahrip edilmiştir."

10 yol kontrol noktasında 268 araç ve 752 kişinin araması ve sorgulaması yapıldığı belirtilen valilik açıklamasında, "İl Emniyet Müdürlüğü personelince tesis edilen 10 yol kontrol noktasında yapılan kontroller neticesinde; 268 araç ve 752 şahsın sorgulaması yapılmış olup, kayıp şahıs olarak aranmakta olan 1 kişi yakalanmış, 14 şahıs, 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereği tebligat yapılarak serbest bırakılmıştır. Narko-terörizmle mücadele kapsamında; kenevir ekim alanlarını sulamak için kullanılan 2 adet sulama motoru ile 648 kilogram toz, 144 kilogram kubar esrar olmak üzere toplam 792 kilogram uyuşturucu madde ele geçirilmiş olup, ele geçirilen malzemeler Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı gereğince muhafaza altına alınmıştır. Bölgemizde yaşayan vatandaşların huzur ve güvenliğinin sağlanması ve teröristle mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir" ifadelerine yerverildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Ele geçirilen silah, mühimmat ve diğer malzemeler

El yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi anı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR, -

==============================================

Marketi soyma anları güvenlik kamerasında

KOCAELİ'nin Derince İlçesi'nde iki marketten hırsızlık yapan T.K. yakalandı. T.K'nın prematüre ikiz bebeklerinin olmasının ardından bankalara olan yaklaşık 30 bin liralık borcunu ödeyemez duruma gelince hırsızlık yaptığı belirlendi. T.K.'nın iki markette hırsızlık yapma anı kameralara yansırken, soygunun ardından sinir krizi geçiren kasiyer bayıldı.

Derince'de, 12 Ocak ve 3 Nisan günlerinde kadın kasiyerleri tehdit eden kişi hırsızlık yaptı. 3 Nisan'da yaşanan soygunda hırsızın oyuncak silah kullandığı tespit edildi. Polis, hırsızı yakalamak için markette bulunan güvenlik kameralarını ve çevrede bulunan kameraların kayıtlarını inceleme aldı. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliği ekipleri kamera kayıtlarından hırsızın eşkalini belirlerken, bir kişi hırsızlık yapan kişiyi tanıdığını belirtti. Polis, fırından ekmek alarak evine gelen T.K'yı yakaladı.

Turistik bölgelerde rehberlik ve garsonluk yapan, ayrıca fayans ustası olan T.K'nın bir süre önce prematüre ikiz bebeklerinin olduğu, bebeklerin tedavileri sırasında kredi kartı ve bankaya olan borçlarının 30 bin TL'ye yaklaştığı bu nedenle hırsızlık yaptığı belirlendi.

Soygun anları güvenlik kameralarına yansırken, bir marketten hırsızlık yapan T.K.'nın kaçmasının ardından kasiyerin bağırmaları, sinir krizi geçirerek bayılması kameralara yansıdı. T.K. emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

(DÜN GEÇİLEN GÖRÜNTÜ)

Adliyeye sevk edilmesi

Güvenlik kameralarından alınan fotoğraflar

Marketin soyulmasının ardından çekilen görüntüler

/////////////////

Güvenlik kamerası görüntüleri, hırsızlık yapması, kasiyerin bayılması, kasiyeri oyuncak silahla tehdit etmesi

Haber-Kamera: Faruk KIYAK/İZMİT(Kocaeli), -

====================================================

Evde çıkan yangın paniğe neden oldu

ADIYAMAN'da, bir evde çıkan ve itfaiyenin müdahalesiyle söndürülen yangın hasara yol açtı.

Yangın, sabah erken saatlerinde Yeni Mahalle'de meydana geldi. Hasan Özciriş'e ait 8'inci kattaki dairede kimsenin olmadığı sırada dumanlar yükseldiğini görenler, durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen itfaiye erleri içeri girerek yangına müdahale etti. İtfaiye erlerinin müdahalesiyle yangın söndürüldü. Bilgisayar odasında çıkan yangında eşyalar kullanılamaz hale geldi. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

Olay yeri

Dumanlar yükselmesi

İtfaiye erlerinin müdahale etmesi

Polislerin önlem alması

Binadan dışarı çıkan vatandaşlar

Sağlık görevlileri hazır bekletilmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

========================

Otomobilin çarptığı motosikletli yaralandı

ADIYAMAN'da, otomobilin çarptığı motosiklet sürücüsü Ömer Berk yaralandı.

Kaza, sabah saatlerinde Yeşilyurt Mahallesi Malatya Caddesi'nde meydana geldi.

Erdal Yıldırım yönetimindeki 33 SC 758 plakalı otomobil, Ömer Berk yönetimindeki 02 BF 298 plakalı motosiklete çarptı. Çarpmanın etkisiyle motosiklet sürücüsü Ömer Berk, yol savrulurken kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık görevlileri tarafından ambulansla Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedavi altına alınan Berk'in sağlık durumu iyi olduğu öğrenildi.

Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürdürülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

Olay yeri

Yaralı yerde yatması

Sağlık görevlileri müdahale etmesi

Yaralı ambulansa alınması

Kazaya karışan otomobil ve motosiklet

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

===============================================

(ÖZEL) Şehit öğretmenin adının verildiği okul kapandı

PKK'lı teröristlerce katledilen sınıf öğretmeni Abdullah Kara'nın adının verildiği Antalya'nın Serik İlçesi'ndeki ilkokul, yeterince öğrenci olmadığı gerekçesiyle yarı yıl tatilinden sonra kapatıldı. Okulun öğrencileri taşımalı eğitimle başka merkeze gönderilirken, şehit öğretmenin ailesi karara tepki gösterdi.

23 Mayıs 1993 tarihinde Malatya İl Jandarma Komutanlığı'ndan dağıtım için sivil giysili olarak Bingöl İl Jandarma Komutanlığı'na giden askerlerin içinde bulunduğu 2 midibüs, Bingöl'e 15 kilometre mesafede, yolu kesen PKK'lı grup tarafından durduruldu. Teröristler, yakındaki bir köye götürdükleri askerlere otomatik tüfeklerle ateş etti. Silahsız 36 askerden 33'ü şehit düştü, 3'ü ise öldü sanılarak bırakıldı. Bu olay sırasında durdurulan bir otobüsteki Bingöl'ün Genç İlçesi Kavaklı Köyü İlkokulu'nda görevli sınıf öğretmeni 24 yaşındaki Abdullah Kara da şehit edildi.

ADI SERİK'TE OKULA VERİLDİ

Şehit öğretmenin cenazesi memleketi Antalya'nın Serik İlçesi'nde toprağa verilirken, adı olaydan 7 yıl sonra doğup büyüdüğü Dorumlar Köyü'ndeki ilkokula verildi. Dorumlar Şehit Öğretmen Abdullah Kara İlkokulu, 2016- 2017 eğitim öğretim yılının ilk dönemi sonunda öğrenci azlığı nedeniyle kapatıldı.

Okulun kapandığını öğrenen şehit öğretmenin ablası Safiye Karatutkaç, kararın kendilerini derinden üzdüğünü söyledi. Okulun tekrar açılmasını istediklerini belirten Karatutkaç, "Kardeşim 1993 yılında Elazığ-Bingöl karayolunda 33 askerin şehit olduğu bölgede otobüsle Antalya'ya gelirken şehit edildi. İki yıllık öğretmendi. Kardeşim şehit olduktan sonra doğup büyüdüğümüz Dorumlar Köyü'ne devletimizin de katkılarıyla mevcut okulu ve ek bina yaptırdık. İçini son teknolojiyle döşettik. Okulun kapanması bizleri üzdü" dedi.

200 ÖĞRENCİSİ VARDI

Kardeşinin adının yaşatılması için babası Ahmet Kara'nın okulun yanı sıra mahalleye bir de sağlık ocağı yaptırdığını anlatan Safiye Karatutkaç, okulda, ilk dönem çevre mahallelerden gelenlerle 200 öğrencinin eğitim aldığını söyledi. Ancak ikinci dönem taşımalı eğitime geçildiğini kaydeden Karatutkaç, "Ne olduysa yarı yıl tatilinde oldu. İkinci dönem okulun öğrencileri Gebizli'deki okula taşındı. Okulda sadece 7 öğrenci kaldığı için Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kapatıldı. Haberimiz olmadı. Okulumuzun yeniden açılmasını istiyoruz" diye konuştu.

BAŞKA BİR OKULA ADI VERİLECEK

Safiye Karatutkaç, okulun açılması konusunda Antalya Valiliği'nin yanı sıra Serik İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Ekiz'le görüştüklerini ve kapatma gerekçelerini sorduklarını söyledi. Öğrenci sayısının yetersizliğinin gerekçe gösterildiğini anlatan Karatutkaç, "Bize 'Serik'te başka bir okula kardeşinizin adını verelim' dediler. Bunu istemedik. Daha sonra bize, Gebiz Anadolu Lisesi'ne kardeşimizin adını vereceklerini söylediler. Konuyu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'e de ilettik. Tek isteğimiz köyümüzde kardeşimizin adının verildiği okulun yeniden açılması" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Okuldan görüntü

Okul tabelası

Okulun bahçesindeki vatandaşlar

Röp: Safiye Karatutkaç (şehidin ablası)

Detay

Haber- Kamera: Namık Kemal KILINÇ/SERİK(Antalya),

===========================================

Profesör Salman: Cıvalı aşılar 40 yıl öncede kaldı

ANTALYA'da düzenlenen 10. Ulusal Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Kongresi'nde konuşan çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Nuran Salman, aşıların ne kadar başarılı olduğunun göz ardı edildiğini, geçmiş yıllarda insanların kızıl, kızamık ve çiçek hastalıklarından öldüğünü söyledi. Aşıların hastalıklarda büyük başarı elde ettiğini belirten Prof. Dr. Salman, "Bu başarı sanki aşının başarısı değil de kendi kendine olmuş gibi düşünüyor herhalde insanlar. Aşıların yeri yadsınamaz" dedi.

"ÜLKEMİZDE BİR ANTİBİYOTİK SEVDASI VAR"

Aşıların yan etkileri konusunun insanları tedirgin ettiğini belirten Prof. Dr. Salman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anki aşıların eski aşılarla hiç alakası yok. Mesela bir çok aşı cıvalı deniliyor. İçini okuyun prospektüsünde cıva yok. Belki 30- 40 yıl önce cıvalı aşılar vardı. Sanki hala hepsinde cıva var gibi bu argüman devam ediliyor. Biraz takip etmek lazım. Şu an aşılar hakikaten en az yan etkili, en güvenilir hale getirilmeye uğraşıldı. Teknoloji ilerledikçe daha iyi hale geliyor. Yan etkileri var mı? Var ama çok az. Tabii nedense aşıların yan etkileri dikkati çekiyor. Ülkemizde büyük bir antibiyotik sevdası var. Müthiş yan etkisi var. Her türlü teknolojiye rağmen devam ediyor. Ama bu sevda mesela hiç tartışılmıyor, hiç dile getirilmiyor."

"BİR ÇOCUK BİLE AŞILANMADIĞINDA SALGIN OLABİLİR"

Çocukluk çağı aşılarının yaptırılmamasının sadece o çocuğu değil, diğer çocukları da tehdit ettiğine dikkati çeken Prof. Dr. Salman, "Bir çocuğa bile yaptırılmaması, o çocukta hastalığın çıkması bütün etrafa yayma potansiyelini gösteriyor. Bir toplumda aşılama oranı düştükçe çok büyük sıkıntılar olur. Salgınlar görülür" dedi.

Avrupa'nın bazı ülkelerinde kızamık hastalığının görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Nuran Salman, " Romanya'da şu anda kızamık salgını var. Çünkü aşılama oranları çok düşmüş. Komşusuyuz, bizde aynı oranlar yok. Çünkü bizde aşılama oranı çok yüksek. Onun için aşılama dikkati edilmesi gereken bir konu. O hastalık tamamen silinmedikçe de aşıya yüksek oranda devam edilmesi, yapılması lazım" diye konuştu.

Aşıyla bir çok hastalığın yok edildiğini kaydeden Prof. Dr. Salman "Örnek verdiğim gibi çiçek müthiş salgınlar yapardı. 1977 yılından bu yana çiçek hastalığını görmüyoruz. Hiçbirimiz de çiçek için aşılanmıyoruz" dedi.

"AVRUPA ÜLKELERİNDEN BİLE DAHA İLERİDEYİZ"

Türkiye'de aşı takviminin birçok Avrupa ülkesinden bile ileride olduğuna değinen Prof. Dr. Nuran Salman sözlerine şöyle devam etti:

" Sağlık Bakanlığı'nı tebrik etmek lazım. Bizim aşı takvimimiz bir çok Avrupa ülkesinden bile ileride bir aşı takvimi. Çok iftihar ediyorum. Avrupa'da ortak aşı çalışma grupları toplantılarına girdiğimizde gerçekten bu konuda ne kadar ileri olduğumuzu hep söylüyorlar. Burada Sağlık Bakanlığı'nı, bakan ve tüm elemanlarını tebrik etmek lazım. Buna gönül vermişler. Buna para harcıyorlar ve yatırım yapıyorlar. Çocuk doğduğu andan itibaren ilk Hepatit B aşısı var. Onunla başlıyoruz. Doğumdan hemen sonra yapılabiliyor bu. Sağlık Bakanlığı'nın aşı takvimi daha ziyade 11- 12 yaşına kadar ancak gidiyor. O yaştan sonra bazı aşılar var ki, belki ileride bakanlığın takvimine de konulacak olduğuna inanıyoruz. Ama şu anki haliyle bile çok ileri bir aşı takvimi var."

"MENENJİT AŞISI ARTTIRILMALI"

En öldürücü olan, en etrafa salgın yapan menenjitin tipinin meningokok menenjit olduğunu belirten Prof. Dr. Salman, "Ama henüz bakanlığın aşı takviminde değildir. Yani parasını öderseniz bu aşıyı yaptırıyorsunuz. Menenjit çok ciddi bir hastalık. Her 10 çocuktan biri ölüyor. Sağ kalanlarda ise sekeller çok fazla. Öğrenme güçlüğü, işitme kaybı, hatta bütün kollar bacaklar mosmor oluyor. Kesilmek zorunda kalıyor. Ciddi sekelleri (Bir hastalıktan geriye kalan arıza) var. Menenjit sayısında azalma oldu. Bu başarıldı ama meningokok içinse maalesef Türkiye geneline bakarsak aşılama istediğimiz düzeyde değil. Salgın da yapabiliyor. Salgın yaptığında bir okulda bir çocuktan başka bir çocuğa rahatlıkla geçebiliyor" diye konuştu.

ROTAVİRÜSE KARŞI DA AŞI ÖNEMLİ

Çocuklarda görülen rotavirüs ishalin ağır bir ishal olduğuna anlatan Prof. Dr. Nuran Salman, ishale eşlik eden yüksek ateş sonucu hastanın hastanelik olduğunu belirtti. "Maalesef çocuklarda sık görülen bir hastalık" diyen Prof. Dr. Salman şunları söyledi:

"Kış ishali diye adını veriyoruz. Çünkü kışın görülüyor. Aşılama çok başarılı. Aşılama olunca hastalık görülse bile hafif şekilde görülüyor. Hiç hastaneye yatmayı gerektirmiyor. Rotavirüs çocukluk çağı hastalığı diyoruz, 5 yaş altında sık görülür fakat öyle vakalar gördük ki anne de baba da rotavirüs ishali olmuş. Olma ihtimalleri çok nadir ama bütün aile hastanede. Serum alıyorlar. İshal çok da öldürmüyor. Şöyle ki iyi serum tedavisi yapılır, ağızdan sıvı tedavisi yapılırsa yaşarsınız ama hastaneye yatış gerektiriyorsa anne ve baba başında bekleyecek. Bir zaman kaybı, işe gidememe söz konusu. Bunun için aşılama basit bir aşı. Ağızdan damla şeklinde verildiği için gayet rahatlıkla uygulanabilir."

HER MEVSİM AŞI YAPILABİLİR

Aşıların pek çoğunun her mevsim yapılabildiğini belirten Prof. Dr. Salman, "Bu mevsimde bazı hastalıklar daha fazla görülüyor ama illa bu mevsimde aşılama değil, her mevsimde yapılması gerekir. Örneğin kızamık, kızamıkçık hatta meningokok kış sonu ilkbahar başı gibi görülür. Hani onların mevsimidir açıkçası ama her mevsim aşı yapılabilir. Grip aşısı gibi belirli bir zamanda şöyle yapacaksınız, şurada bitireceksiniz diye bir şey yok" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Prof. Dr. Nuran Salman açıklama

Haber: Selma KUNAR- Kamera: Bülent TATOĞULLARI-

===================================================

(ÖZEL) Özbek gazinin yaptığı tandırlar büyük ilgi çekiyor

AKDENİZ Üniversitesi'nde okuyan kızını ziyarete gelen Özbek gazi 56 yaşındaki Kerim Yusufov'un yaptığı tandırlar büyük ilgi çekiyor. Malzemesi toprak ve saman karışımı olan, çapları 50 santimetre ile 1 metre, yükseklikleri ise 80 santimetre ile 1.5 metre arasında değişen Özbek tandırlarının yapımı ise hayli zorlu.

Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi 2'nci sınıf öğrencisi kızı Yıldız Yusufov'u ziyaret için Antalya'ya gelen Türkmenistan'da yaşayan Özbek gazi Kerim Yusufov, küçük bir işletmede hobi olarak yaptığı tandırlarla Antalyalıların ilgisini çekiyor. Yusufov, 30 yıl boyunca hobi olarak tandır yaptığını anlatırken, küçük tandırı bir günde, büyük tandırı ise iki günde tamamladığını söyledi.

TOPRAK, SU VE SAMAN

Tandırın malzemesinin toprak, su ve saman olduğunu anlatan Yusufov, yapımdaki ilk işlemin demir ağırlıklı kırmızı toprağın suyla karıştırılarak iki gün boyunca bekletilmesi olduğunu söyledi. İstenilen kıvama gelen çamurun samanla karıştırıldıktan sonra yoğrulduğunu ve ardından şekillendirme aşamasına geçildiğini belirten Yusufov, elleriyle yoğurduğu çamuru ayakları ve değişik aletlerle düz bir zeminde belirli ölçüde plakalar haline getirdiğini kaydetti. Hazırlanan plakaların üst üste konularak tandırın formunun oluşturulduğunu söyleyen Yusufov, yapımı tamamlanan tandırın güneşte kurutulduktan sonra kullanıma hazır hale getirildiğini ifade etti.

Tandırın Türkmenistan'ın yanı sıra, Özbekistan, Rusya, Ukrayna'da da yaygın kullanıldığını anlatan Yusufov, "Herhalde sadece Antalya'da değil, Türkiye'de de bu Özbek tandırları sadece ben yapıyorum" dedi. Yaptığı tandırlara Antalyalıların ilgi gösterdiğini söyleyen Yusufov, "Ben ülkemde hobi olarak 30 sene bu tandırları yaptım. Ama artık bıraktım" dedi.

1 AY SONRA ÜLKESİNE DÖNECEK

Antalya'da öğrenci olan kızını ziyarete geldiğinde bir küçük işletmede tandır yapıldığını gördüğünü anlatan Yusufov, "Zamanımı boşa geçirmemek için burada tandır yapıyorum. Kızımın yanında 1 ay kaldıktan sonra ülkeme döneceğim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Tandır yapılırken görüntü

RÖP: Özbek Gazi Asker

Tandır çamurundan görüntü

Yapılan tandırların görüntüsü

Detaylar

Haber: Selma KURAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)

===========================================

Engelliler için bilgisayar programı geliştirdi

Erzurum'un Oltu ilçesindeki Yavuz Selim Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi Tarık Buğra Topdakaya, Bilişim Teknolojileri öğretmeni Kübra Akaydın ile birlikte "Sesle Metinde Kelime Arama" projesi hazırladı. Tübitak lise öğrencileri araştırma projeleri yarışmasına katılan Topdakaya, 44 proje arasında 3'ncü oldu. Topdakaya, "Konuşmayı tanıma ve bunun yazıya çevrilme teknolojisi, geleceğimizdeki en önemli tekno-mobil gelişim olacaktır" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Okulun tabelası

-Okul

-Tarık Buğra'nın bilgisayarıyla çalışma

-Tarık Buğra ile röp.

-Öğretmeni ve sınıf arkadaşları ile röp.

Haber-Kamera: Murat AYDIN/ OLTU, (Erzurum),

=================================================

Alzheimer'a karşı el işi yapıp gelir de elde ediyorlar

BALIKESİR'in Edremit İlçesi'ndeki Edremit Kızılay Huzurevi'nin sakinleri vakitlerini, el işi ürünler yaparak değerlendiriyor. Yaşlılar, hem Alzheimer'a karşı zihinlerini çalıştırıyor hem de ürünlerin satışından günlük ihtiyaçlarını karşılayacak gelir elde ediyor.

Edremit Kızılay Huzurevi'nin sakinleri, Edremit Halk Eğitim Merkezi tarafından verilen el işleri kurslarıyla hayatı daha zevkli yaşamaya başladı. Kurslar kapsamında anahtarlıklardan çeşitli hediyelik eşyalara, ahşap boyama sanatları ve maket yapımına kadar ilgileri olan dallarda ilerleyen huzurevi sakinleri, bu sayede kaliteli vakit geçiriyor; maddi gelir elde ediyor.

Kurslar sayesinde yaşlılara olan vefa borçlarını da ödediklerini belirten Halk Eğitim Merkezi Müdürü İsmail Damar, huzurevi sakinlerine özel kurslar oluşturduklarını söyledi. El sanatlarının hem zihinsel koordinasyonu sağlamada ve beyni diri tutmada da önemli olduğunu kaydeden Damar, "Kurum olarak 7 yaş üzeri geniş bir kitleye çeşitli dallarda eğitimler veriyoruz. Tabii bu eğitim hizmetlerimizin içerisinde özelikle büyüklerimizin, yaşlılarımızın ayrı bir önemi var bizim için. Büyüklerimize vefa borcumuzu ödeyebilmek adına, onların boş vakitlerini değerlendirebilmek için eğitim faaliyetlerimizi kesintisiz sürdürüyoruz. Onlara el sanatları ağırlıklı olarak eğitimler veriyoruz" dedi.

ALZHEİMER'A KARŞI EL İŞİ

Alzheimer'a karşı bu kursların etkili olduğunu söyleyen Damar, "İlerlemiş yaşlarda eğitime katılanlar üzerinde yapılan bilimsel araştırmalar, özellikle el sanatları alanında bu tür eğitimlere katılanların yoğun zihinsel, el, göz, kas koordinasyonunu geliştirdiğini gösteriyor. İlerleyen yaşlarda çıkan rahatsızlıkların durdurulduğu araştırmalarda da yer alırken, özellikle Alzheimer ile ilgili bir nevi terapi olarak da bu eğitimlerimiz sürüyor. Onlara vefa borcumuzu ödemek adına eğitim hizmetlerimizi sunuyoruz. Emek verenlere teşekkür ediyorum" dedi.

ÇOK MUTLULAR

Huzurevinde el sanatları eğitimlerini veren Fadime Gezgin, kursiyerlerin her geçen gün çalışmalarla daha mutlu ve yaşam dolu bir hale geldiğini söyledi. Yeni projelerinin tamamen atık malzeme değerlendirme üzerine olduğunu kaydeden Fadime Gezgin, "Kapı süsleri, çiçekleri, peçetelikler, kutular, tepsiler gibi birçok el emeği ürünü kendileri büyük bir azim ile yapıyorlar. Çok mutlu oluyorlar. Boş zamanlarını bu şekilde değerlendirmek onlara da çok iyi geliyor. Belirli zamanlarda yapılan etkinliklerde de emeklerini maddi gelire çevirmek için satışlar yapılıyor" diye konuştu.

"BİR NEVİ MEŞGULİYET TERAPİSİ"

Edremit Kızılay Huzurevi Müdürü Volkan Aktaş ise, "Halk eğitim merkezi işbirliğiyle el işi kursları düzenliyoruz. Bir nevi meşguliyet terapisi. Kışın binanın içine kapalı kalıyor biraz yaşlılarımız. Dışarıya çıkamayacak durumda olanlar da burada güzel vakit geçiriyor. O zamanı da iyi değerlendirdiğimiz bir faaliyet oluyor. Çok mutlu oluyorlar. 'Ben hala bir şeyler üretebiliyorum, bir şeyler yapabiliyorum' hissi, başlı başına onlar için mutluluk verici. Bunun dışında ufak tefek satış yapıp, küçük gelirler elde edebilmekte onların için ayrıca bir mutluluk kaynağı oluyor" dedi.

"GEÇİMİMİ BU SAYEDE SAĞLIYORUM"

Kaymakamlığın tanıdığı olanak sayesinde huzurevinde kaldığını söyleyen Mustafa Kiraz, başka bir geliri olmadığını günlük ihtiyaçlarını da el işi ürünlerini paraya çevirerek sağladığını belirtti. Kiraz, "Benim maket yapımına karşı ilgim vardı. Özellikle gemi maketleri üzerine çalışmalarımı sürdürüyordum. Burada açılan kurslar sayesinde de işleme tekniklerime katkı sağladım. Bana resmi verilsin yeter. Aynı modeli çıkarıyorum. Çeşitli ahşap eserler yapıyorum ama özellikle gemi üzerine çalışmalarımı yoğunlaştırdım. Yaptığım çalışmalardan hem keyif alıyorum, hem de günlük ihtiyaçlarımı da bu sayede karşılayabiliyorum. Şehir dışından bile siparişler gelmeye başladı" diye konuştu.

Bir başka huzurevi sakini ise, "Gençliğimde çok başarılıydım. El işleri üzerine çok çalışmaları oldu. Bu kurslar sayesinde yine üretmeye başladım" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Sergilenen eserlerden detaylar

Huzurevi sakinlerinin çalışmalarından detaylar

EHEM Müdürü İsmail Damar röp

Eğitmen Fadime Gezgin röp

Huzurevi Müdürü Volkan Aktaş röp

Mustafa Kiraz röp

Huzurevi sakini röp

Huzurevi sakinleri uğurlama

Haber- Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/ EDREMİT (Balıkesir),

==========================================

(ÖZEL) Kök boyalı Yahyalı halısı, makine halılarına direniyor

KAYSERİ'de 1000 yıllık geleneğin ürünü kök boyalı Yahyalı halısı teknolojinin beraberinde getirdiği makine halılarına karşı direnmeye devam ediyor.

Yahyalı halı kültürünü 35 yıldır yaşatan ilçede kök boyalardan yapılmış halı ve kilim satışı yapan Aziz Özülkü, el sanatlarının kilim, halı ve farda gibi evin ihtiyacı olan el işi sergilik halıların 1000 yıllık kültüre sahip olduğunu söyledi. Özülkü, şöyle dedi: "Yahyalı halıları Ortaasya'dan göçle birlikte anasından kızına miras olan bir kültürdür. Anadolu'nun birçok bölgesinde halı dokunuyor. Milas, Döşemealtı, Bünyan gibi yerlerde halı dokunuyor. Ancak o bölgelerde dokunan halılarda kullanılan malzeme değildir. Yahyalı halısı dışındaki halılar makinenin eğerdiği yünlerden yapılır. Yahyalı halısında ise toros dağlarında otlatılan koyunların yünleri alınır. Bu yünler bölgenin kadınları tarafından öncelikle temizlik olmak sureti ile başlanır. Halı oluncaya kadar bütün safha elde yapılır. Yahyalı halıları yüzde yüz yündür."

Yahyalı halıların kullandıkça parladığı ve maddi değerinin arttığına dikkat çeken Özülkü, "Yahyalı halılarının yünlerinin kalitesi doğal kök boya ile birleşince ortaya eşsiz kalitede bir halı ortaya çıkar. Yahyalı halısı alan bir kişi günlük ihtiyacı karşılamaya yönelik alışveriş yaptım demesin çünkü, halı kullandıkça değerlenen halı olduğu için gelecek için de çok önemli bir yatırımdır" dedi.

Yahyalı halı kültürünün yaşatılmaya çalıştığını devam ettiğini söyleyen Aziz Özülkü, halıların maziden kalan miras ürünü olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

"Yahyalı halıların hepsinde insanların yaşanmışlıkları, hüzünleri, sevinçleri ve özlemleri halıya işlenmiştir. Makine halıları ile Yahyalı halılarının kıyaslamak mümkün değildir. Yahyalı halıları içerisinde bulunan mineraller halı üstüne düşen güve şeklindeki canlıların evrimi tamamlayarak kelebek olmasını sağlar. Bu da halının mineral ve enerji bakımından nasıl besleyici ve sağlıklı ürün olduğunu gösterir."

Yahyalı halısı Türkiye'de üretilen el halılarının en ünlüleri arasında bulunuyor. Halılar Türkiye'nin her yerinde ve özellikle Avrupa'da da pazar bulabiliyor. Halıcılık ilçe ekonomisinde en önemli unsurlardan birisi olmasına rağmen, ekonomik krizlerin devam etmesi, ham madde ve isçilik maliyetlerinin artması, makine halılarının çoğalması ve el halılarından ucuz olması üretimde hızlı bir düşüşe neden olduğu halde geçmişte her evde en az 1 olan halı tezgahı sayısının yüzde 75 azaldığı kaydedildi. Yahyalı halılarının yüzde 100 yün olması, boyamada kök boya kullanılması, ilmik sayısının sıklığı ve modelleri ile tanındığı, çamur asma yaprağı, ceviz kabuğu, ceviz yaprağı, cehri ve benzer birçok doğal malzeme ile halı ipinin boyamasında kullanıldığı ifade edildi.

Yahyalı halıları kullandıkça ve eskidikçe değeri artan ve rengi solmayan bir özelliğe sahip. Yahyalı halısının metrekare birim fiyatı ilmik sayısının sıklığı, dokumanın düzgünlüğüne göre değişirken divan, seccade, yolluk, mihraplı göbekli, dabazlı gibi değişik ebat ve ölçülere sahip modeller bulunuyor.

Kadınlar yapağı (işlenmemiş) yünü alıp akarsularda temizleyerek yünlerini çıkrık ve kirmen ile eğirir. İp haline getirdikten sonra doğada bulunan kök boyaları ile boyuyor. Sırçanlı (Gri) renk iplik yapmak için balçık çamuru, ger (Kahverengi) yapmak için cevizin yeşil kabukları, yeşeni (Zeytuni) için nane ve narpuz yaprakları, gara (Siyah) için sütleğen otu kullanılıyor. Al (Kırmızı) renkli iplik yapmak için boya çili denilen bitkinin kökünden faydalanılıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Yahyalı halısını müşterilerine anlatırken görüntü

Halı satıcısı Aziz Özülkü ile röportaj

Halının katlanması

Detay görüntü

Haber-Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,

=============================================

Fethiye'de kuzugöbeği mantarı festivali

MUĞLA'nın Fethiye İlçesi'nde bu yıl 9'uncusu düzenlenen Kuzugöbeği Mantar Festivali'nde kuzugöbeği mantarının kilosu 150 liradan satışa sunuldu.

Kuzugöbeği mantarının tanıtılması, bölgedeki şarapçılık, bağcılık ve dastar dokumacılığının geliştirilmesi için Yeşil Üzümlü Mahalle Meydanı'nda 7-9 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen Kuzugöbeği Mantar Festivali'nde vatandaşlar davul, zurna ve def benzeri vurmalı çalgı delbekle karşılandı. Eski mimarisiyle dikkati çeken mahalle meydanına dastar, şarap ve hediyelik eşya stantları kuruldu. Ziyaretçilere kuzugöbeği mantarından yapılmış, mantar çorbası ikram edildi. Festivale adını veren kuzugöbeği mantarı ise 3 ayrı stantta kilosu 150 liradan satışa sunuldu. Fiyatına rağmen vatandaşlar mantara yoğun ilgi gösterdi. 3 gün sürecek festivalde, panellerin yanı sıra sergiler, mantar avı, koşu yarışması ve yemek yarışması gibi etkinlikler düzenlenecek.

Festivalin açılış konuşmasını yapan DP'li Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, amaçlarının yöresel ürünleri ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Yeşil Üzümlü Mahallesi'ni kalkındırmak olduğunu söyledi. Bölgeye olan talebin her geçen gün arttığını anlatan Başkan Saatcı, "Bunu değerlendirmek ve Üzümlü halkının çıkarlarına dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Şu an kullandığımız meydanı yayalaştıracağız, buraya trafik girmeyecek. Burayı yeniden düzenleyip, misafirlerimizin de bu doğa harikası yerin havasını teneffüs etmesini sağlayacağız. Üzümlü dastarhanesini açıp, kadınlarımızın hizmetine sunacağız" dedi.

Törende konuşan AK Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer ise emanet aldıkları güzel coğrafyayı koruyarak insanların kullanımına sunacaklarını belirtti. Fethiye Kaymakamı Ekrem Çalık da Fethiye'nin Türkiye ve dünyanın en güzel coğrafyaları arasında yer aldığını aktardı. Markalaşmanın önemine değinen Çalık "Üzümlüde mantar ve dastar kendi başına marka haline geldi. Üzümlü şarabı biraz daha çalışılırsa marka olacak. Yanı başımızda Cadianda antik kenti ve saymakla bitmeyecek değerlerimiz var. Bu değerlerimizi markalaştırıp satışa sunarak ülkemize, kendimize gelir getirecek noktaya taşımamız gerekiyor. Bir tarafta terörle mücadele ediyoruz. Bir tarafta ise turistik faaliyetler sürüyor. Cephede savaşmak kadar ekonomik değer üretmek de önemli. Üreten bir toplum olmazsanız, cephede de çok dayanamazsınız" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Davul, zurna ve delbek eşliğinde oyun oynayan vatandaşların görüntüsü,

-Sokaklara kurulan stantlardan görüntü,

-Satışa sunulan kuzugöbeği mantarının görüntüsü,

-Açılış töreninden görüntü,

-Sırasıyla Behçet Saatcı, Hasan Özyer ve Ekrem Çalık'ın konuşması.

Haber - Kamera: Ergün TOS/ FETHİYE (Muğla),

==============================================

DHA YURT BÜLTENİ-2

(ÖZEL) - Mehmetçik, 'Türk Seddi'nde kuş uçurtmuyor

TÜRKİYE-Suriye arasındaki 911 kilometrelik hudutta görevli Mehmetçik; 'Türk Seddi' olarak adlandırılan beton bloklar ile örülen duvarla kapatılan sınır hattında sıkı güvenlik önlemi alıyor. Terör örgütü DEAŞ tarafından şehit edilen astsubay Yalçın Nane'nin isminin verildiği sınırın sıfır noktasında bulunan karakoldaki askerler de 24 saat eli tetikte, gözü Suriye'de, hududu hem teröristlerden hem de kaçakçılardan koruyor.

Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte gözlerin çevrildiği sınır hattının Türkiye'ye yakın bazı kesimlerinde terör örgütü DEAŞ ve PYD'nin kontrolü sağlamasıyla, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yeni önlemler alınması kararlaştırıldı. İlk etapta tel örgülerin güçlendirildiği sınırdan kaçak geçişlerin ve kaçakçılığın artması, yabancı savaşçıların da Türkiye üzerinden Suriye'ye geçiş yapmasıyla önlemler daha da artırıldı. Sürekli olarak kameralar ile gözetlenen sınırın daha güvenli hale getirilmesi için Fiziki Güvenlik Sistemi uygulaması başlatıldı. 'Hudut namustur' düşüncesinin ön planda tutulduğu uygulama ile sınır hattına sabit duvar, akordeon, kafes tel ve hendekler kazıldı, gözetleme kuleleri yenilendi ve aydınlatıldı. Fiziki Güvenlik Sistemi kapsamında son olarak 2015 yılından itibaren öncelik terör örgütünün tehdit oluşturduğu bölgeler olmak üzere 911 kilometrelik sınırın tamamının modüler beton blokların birleştirilmesiyle oluşturulacak duvarla kapatılması kararlaştırıldı.

'TÜRK SEDDİ' OLUŞTURULDU

Bu kararın ardından TOKİ ve çeşitli firmalar tarafından 14 ayrı bölgede 2 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğinde her biri 7 ton ağırlığında beton blokların üretimine başlandı. Üretimi tamamlanan seyyar beton bloklar yan yana dizilerek oluşturulan duvar, sınır hattının güvenli hale gelmesini sağladı. 911 kilometrelik sınır hattının yarıya yakın bölümü beton bloklarla örülen duvarla kapatılırken, geri kalan kısmının da sonbahara kadar bitirilmesi hedefleniyor. Yapımı tamamlanan bölgelerde kilometrelerce uzayan duvar yörede ve askerler arasında 'Türk Seddi' olarak adlandırılıyor. Tamamlanınca 8 bin 850 kilometrelik Çin Seddi ve 3 bin 500 kilometrelik Amerika ile Meksika sınırındaki duvarların ardından dünyanın en uzun üçüncü duvarı olma özelliğine taşıyacak olan 911 kilometre uzunluğundaki Türk Seddi, düşmana da korku veriyor. Sınırı kapatan 3 metre yüksekliğindeki duvarın üzerine de alınan önlemlere rağmen tırmanmak isteyenlere karşı 60 santimetre yüksekliğinde jiletli tel çekildi.

GAZİANTEP-KİLİS SINIRINDA 100 KİLOMETRE DUVAR

Fırat Kalkanı Harekatı ile gözlerin aylardır çevrili olduğu ve TSK'nın desteklediği Özgür Suriye Ordusu tarafından terör örgütü DEAŞ unsurlarından temizlenen Cerablus-Azez hattının Türkiye tarafındaki Gaziantep ve Kilis'in Suriye ile olan 169 kilometrelik sınırının 100 kilometrelik bölümü de duvarla kapatıldı. Halen beton blokların yerleştirilmesine devam edilen sınır hattının kalan 69 kilometrelik bölümündeki duvarın da 3 ayda bitirilmesi hedefleniyor.

Gaziantep ile Kilis'in Suriye sınırında güvenlik için ayrıca saldırılara karşı güçlendirilmiş rokete dayanıklı 67 gözetleme kulesi, 34 kilometre güçlendirilmiş kafes tel engeli, 4 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğinde 146 kilometre de hendek kazıldı, 74 kilometrelik alan da aydınlatıldı. Sınır hattına yıl içerisinde ayrıca 28 yeni gözetleme kulesi yapılacak, 24 kilometrelik bölümün de aydınlatılması sağlanacak.

SINIR 24 SAAT İZLENİYOR

Türk Seddi ile güçlendirilen sınır hattında görev yapan Mehmetçikler, 24 saat gözlerini kırpmadan eli tetikte nöbet tutuyor. Kule ve kulübelerde sürekli olarak sınırı dürbün ve termal kameralar ile gözetleyen hudut birlikleri, birinci derece askeri yasak bölgeler ile özel güvenlik bölgesi ilan edilen alanlara sivillerin geçişine izin vermiyor. İnsansız Hava Aracı ve droneler ile de sınır hattının Türkiye ve Suriye tarafı sürekli olarak gözetleniyor. Bunlara ek olarak askerler, 360 derece kamera kaydı yapabilen Kobra adlı zırhlı muharebe aracıyla 24 saat sınır hattını seyir halinde gözetliyor. Aydınlatma sistemi ile gecelerin gündüze dönüştüğü sınırda askerler, ayrıca patlayıcı ve uyuşturucu konusunda eğitimli köpekler ile yaya olarak da devriye görevi yapıyor.

TÜRK SEDDİ İLE KAÇAKÇILIK VE KAÇAK GEÇİŞ BİTİRİLDİ

İç savaşın ardından Suriye'den Türkiye'ye at, araç ve sırtla yapılan kaçakçılık da Türk Seddi adı verilen modüler beton duvar uygulamasının hayata geçmesiyle neredeyse tamamen bitti. 2013 yılında 2 bin 423, 2014 yılında 3 bin 474, 2015 yılında ise 2 bin 44 kaçakçılık olayına müdahale edilen Gaziantep-Kilis sınır hattında duvarın aktif hale geçtiği 2016 yılında sadece 77 kaçakçılık olayı meydana geldi. Duvar uygulaması ile sınırdaki kaçak geçişlerde de önemli oranda düşüş sağlandı. 2014 yılında 60 bin 77, 2015 yılında 12 bin 183 kaçağın geçiş yaptığı sınır hattında geçen yıl yüzde 40 düşüş ile bu sayı 8 bin 531'e geriledi. Bu arada son iki yıllık dönemde Gaziantep ve Kilis sınırından Türkiye'ye geçmek veya gelmek isteyen 634 DEAŞ'lı ve 49 PYD'li terörist yakalandı.

ASKER ELİ TETİKTE, GÖZÜ SURİYE'DE GÖREV YAPIYOR

Önlemlerin en üst seviyeye çıkarıldığı sınırın sıfır noktasında görevli Mehmetçikler de Türkiye topraklarına havadan ve karadan yapılabilecek olası saldırılara karşı eli tetikte nöbet tutuyor. Fırat Kalkanı Harekatı ile terör unsurlarından arındırılarak ÖSO denetimine giren Suriye'nin El Bab bölgesine komşu Kilis'in Elbeyli ilçesinde bulunan ve 23 Temmuz 2015'te DEAŞ'lı teröristler tarafından şehit edilen astsubay Yalçın Nane'nin isminin verildiği hudut karakolunda görevli askerler de, 'Hudut namustur' ilkesiyle Suriye sınırını teröristlerden ve kaçakçılardan koruyor. Şehit Yalçın Nane Hudut Karakolu'ndaki askerler, sınırın Suriye tarafını kule ve kulübelerden dürbünlerle, termal kameralar ve zırhlı araçlardaki kameralardan sürekli kontrol ederek, olumsuzluk yaşanmasına izin vermiyor.

Sınırın sıfır noktasındaki Şehit Yalçın Nane Hudut Karakolu'nda; eli tetikte, gözü Suriye'de teyakkuz halinde olan askerler sık sık komutanları tarafından da ziyaret ediliyor. 1'inci Hudut Alayı'na bağlı 1'inci Hudut Tabur Komutanı Yarbay Ahmet Arık da sıkça ziyaret ettiği karakoldaki askerlere moral veriyor. Ziyaretinde Teğmen İbrahim Hakkı Irmak komutasındaki karakol askerlerinden tekmil alan Yarbay Arık, hudutta görev yapmanın önemini anlatarak, motive ediyor.

Sınır hattında sürekli olarak göreve hazır bekleyen Mehmetçikler ise gelen ihbarlar veya nöbetçi silah arkadaşlarının gözetleme faaliyeti sırasında fark ettiği olumsuz durumları bildirmesiyle hemen harekete geçiyor. Karakoldan tam teçhizatlı olarak çıkan askerler, hazır bekleyen silahlı zırhlı araçla ihbarın geldiği yere anında intikal ederek gerekli müdahalede bulunuyor.

Sınırda bulunmanın zor ama bir o kadar onurlu olduğunu anlatan askerler ise Türkiye'ye yönelik olası saldırı veya olumsuzlukları engelleyerek vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak için seve seve görev yaptıklarını ifade etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------------

Sınır karakolu

Komutanın askerlerden tekmil alması

Karakol komutanının bölgeyi anlatması

Kulede görevli askerlerin Suriye'yi gözetlemesi

Eli tetikte nöbet tutan asker

Askerlerin ihbar üzerine harekete geçmesi

Askerlerin silahlarıyla koşması

Askerlerin zırhlı araca binmesi

Zırhlı aracın siren çalarak gidişi

Sınıra örülen beton bloklarla oluşturulan duvar

Kameralı zırhlı aracın devriye görevi yapması

Hasan Kırmızıtaş anonslar

Kulede duvar bölgesini gözetleyen askerler

Mayınlı bölge ve duvarlar

Sınır hattı ve askeri araçlar

Eğitimli köpeklerle yaya devriye görevi yapan askerler

Genel ve detay görüntüler

Haber: Hasan KIRMIZITAŞ -Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

====================================

Bolu'da Nisan karı

BOLU'da, sabah saatlerinden itibaren kar yağışı etkili oldu, kent merkezinde yeşil alanlar beyaza büründü. Kent sakinleri Nisan ayında yağan karın şaşkınlığını yaşadı.

Kentte dün akşam saatlerinden itibaren aralıklarla etkili olan yağmur yağışı sabah erken saatlerde kara dönüştü. Lapa lapa yağan kar ile birlikte kent merkezinde yeşil alanlar beyaza büründü. Bazı mahallelerde araçların üzerinde biriken kar kalınlığı 4-5 santime ulaştı. Sabah işe gitmek için evlerinden çıkan vatandaşlar, Nisan ayında lapa lapa yağan karın şaşkınlığını yaşadı. Kar yağışı altında yürüyerek iş yerlerine giden vatandaşlar şemsiyeleriyle korundu. Bazıları da Nisan ayında yağan kar manzarası eşliğinde selfie çekti. Kar yağışı kentin yüksek kesimlerinde de etkili oldu. Abant Tabiat Parkı beyaz örtüyle kaplandı. Abant'ta kar kalınlığı 10 santime ulaştı. Kar yağışı TEM ve D-100 Karayolu'nun Bolu Dağı geçişinde ise ulaşımı yavaşlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Kent merkezinde kar yağışından görüntü

-Karla kaplı yeşil alanlar

-Kar yağışı altında yürüyen vatandaşlar

-Karla kaplı aracı temizleyen sürücü

-Kar yağışı altında ilerleyen araçlar

HABER-KAMERA: Ersin ERCAN-Mutlu YUCA/BOLU

=================================

Lice kırsalındaki operasyonda PKK'ya ait çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi

El yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi anı

DİYARBAKIR'ın Lice İlçesi kırsalında başlatılan ve dün sona eren Bayrak-46 Uzman Jandarma Çavuş Vedat Aykut müşterek birlik operasyonu dün sona erdi. Operasyonda yapılan arazi aramalarında 12 sığınak ve 1 barınak içerisinde teröristlere ait çok sayıda silah, mühimmat, patlayıcı madde, yaşam ve tıbbi malzeme, uyuşturucu ve bir adet İncil bulundu.

Lice İlçesi güneyindeki kırsal kesimde, aralarında üst düzey örgüt yöneticilerinin de bulunduğu teröristlerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla 5 Nisan'da başlayan müşterek birlik operasyonu dün sona erdi. Örgütün kullandığı 11 sığınak, bir barınak bulunurak kullanılmaz hale getirilirken, bunları içerisinde çok sayıda silah, mühimmat, patlayıcı madde, yaşam ve tıbbi malzeme, uyuşturucu ile bir adet incil bulundu.

Diyarbakır Valiliği tarafından operasyon ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, "Lice ilçesi güneyindeki arazi kesiminde barınan ve aralarında üst düzey örgüt yöneticilerin de bulunduğu değerlendirilen bölücü terörö örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek, teröristlere ait silah ve mühimmatı ele geçirmek, operasyon bölgesi içerisinde saklanan uyuşturucu maddeleri ve bunları gizleyenleri bularak adalete teslim etmek, bölgede bulunan yerleşim yerlerinde tespit edilen işbirlikçiler ve aranan şahısları yakalamak maksadıyla 05 Nisan 2017 Çarşamba günü saat 22.00'dan itibaren icrasına başlanılan Bayrak-46 Uzman Jandarma Çavuş Vedat Aykut müşterek birlik operasyonu 07 Nisan 2017 Cuma günü başarıyla tamamlanmıştır" denildi.

Operasyon kapsamında yapılan arazi aramalarında ele geçirilen silah, mühimmat ve diğer malzemeler ise şöyle sıralandı:

"İcra edilen operasyon kapsamında; 2 adet M-16 piyade tüfeği, 28 adet Kaleşnikov piyade tüfeği, 1 adet Draganov (Kannas) keskin nişancı tüfeği, 5 adet makineli tabanca, 7 adet tabanca, 5 adet keskin nişancı dürbünü, 7 adet RPG-7 roketatar, 1 adet av tüfeği, 2 adet gündüz görüş dürbünü, 1 adet holografik nişan aleti, 16 adet RPG-7 mühimmatı, 4 adet RPG-7 sevk fişeği, 106 adet av tüfeği fişeği, 605 adet 12.7 mm Uçaksavar mühimmatı, 11 bin 192 adet muhtelif fişek, 126 adet muhtelif şarjör, 1 adet İncil, 3 adet Yeasu marka büyük telsiz, 6 adet el telsizi, 17 adet el bombası, 2 adet balistik yelek, 33 takım leşker kıyafeti, 45 çift mekap ayakkabı, 62 adet şemsiye, 2 adet kamera, 1 adet lazer yazıcı, yaklaşık 950 kilogram muhtelif yiyecek maddesi, çok sayıda yaşam ve tıbbi malzemeler ile örgütsel doküman ele geçirilmiştir. Lice İlçesi mülki sınırlar içerisindeki 3 köy ve 1 mezrada toplam 42 ev ve eklentisinde Lice Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan alınan arama kararına istinaden adli arama faaliyeti icra edilmiş, bölücü terör örgütüne mensuplarına ait 12 sığınak ve 1 barınak tespit edilmeyi müteakip kullanılamaz hale getirilmiş, barınak ve sığınaklar içerisinde bulunan yaşam ve giyim malzemeleri Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı gereğince yerinde imha edilmiş, teroristlerce 1 ton 80 kilogram amonyum nitrat ve alüminyum tozu kullanılarak hazırlanmış 22 adet el yapımı patlayıcı düzeneği, 1 adet oksijen tüpü ve 25 adet mutfak tüpü tespit edilmeyi müteakip, patlayıcı madde imha timi marifetiyle yerinde tahrip edilmiştir."

10 yol kontrol noktasında 268 araç ve 752 kişinin araması ve sorgulaması yapıldığı belirtilen valilik açıklamasında, "İl Emniyet Müdürlüğü personelince tesis edilen 10 yol kontrol noktasında yapılan kontroller neticesinde; 268 araç ve 752 şahsın sorgulaması yapılmış olup, kayıp şahıs olarak aranmakta olan 1 kişi yakalanmış, 14 şahıs, 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereği tebligat yapılarak serbest bırakılmıştır. Narko-terörizmle mücadele kapsamında; kenevir ekim alanlarını sulamak için kullanılan 2 adet sulama motoru ile 648 kilogram toz, 144 kilogram kubar esrar olmak üzere toplam 792 kilogram uyuşturucu madde ele geçirilmiş olup, ele geçirilen malzemeler Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı gereğince muhafaza altına alınmıştır. Bölgemizde yaşayan vatandaşların huzur ve güvenliğinin sağlanması ve teröristle mücadele kapsamında yürütülen çalışmalara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir" ifadelerine yerverildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Ele geçirilen silah, mühimmat ve diğer malzemeler

El yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi anı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR, -

==============================================

Marketi soyma anları güvenlik kamerasında

KOCAELİ'nin Derince İlçesi'nde iki marketten hırsızlık yapan T.K. yakalandı. T.K'nın prematüre ikiz bebeklerinin olmasının ardından bankalara olan yaklaşık 30 bin liralık borcunu ödeyemez duruma gelince hırsızlık yaptığı belirlendi. T.K.'nın iki markette hırsızlık yapma anı kameralara yansırken, soygunun ardından sinir krizi geçiren kasiyer bayıldı.

Derince'de, 12 Ocak ve 3 Nisan günlerinde kadın kasiyerleri tehdit eden kişi hırsızlık yaptı. 3 Nisan'da yaşanan soygunda hırsızın oyuncak silah kullandığı tespit edildi. Polis, hırsızı yakalamak için markette bulunan güvenlik kameralarını ve çevrede bulunan kameraların kayıtlarını inceleme aldı. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliği ekipleri kamera kayıtlarından hırsızın eşkalini belirlerken, bir kişi hırsızlık yapan kişiyi tanıdığını belirtti. Polis, fırından ekmek alarak evine gelen T.K'yı yakaladı.

Turistik bölgelerde rehberlik ve garsonluk yapan, ayrıca fayans ustası olan T.K'nın bir süre önce prematüre ikiz bebeklerinin olduğu, bebeklerin tedavileri sırasında kredi kartı ve bankaya olan borçlarının 30 bin TL'ye yaklaştığı bu nedenle hırsızlık yaptığı belirlendi.

Soygun anları güvenlik kameralarına yansırken, bir marketten hırsızlık yapan T.K.'nın kaçmasının ardından kasiyerin bağırmaları, sinir krizi geçirerek bayılması kameralara yansıdı. T.K. emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

(DÜN GEÇİLEN GÖRÜNTÜ)

Adliyeye sevk edilmesi

Güvenlik kameralarından alınan fotoğraflar

Marketin soyulmasının ardından çekilen görüntüler

/////////////////

Güvenlik kamerası görüntüleri, hırsızlık yapması, kasiyerin bayılması, kasiyeri oyuncak silahla tehdit etmesi

Haber-Kamera: Faruk KIYAK/İZMİT(Kocaeli), -

====================================================

Evde çıkan yangın paniğe neden oldu

ADIYAMAN'da, bir evde çıkan ve itfaiyenin müdahalesiyle söndürülen yangın hasara yol açtı.

Yangın, sabah erken saatlerinde Yeni Mahalle'de meydana geldi. Hasan Özciriş'e ait 8'inci kattaki dairede kimsenin olmadığı sırada dumanlar yükseldiğini görenler, durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen itfaiye erleri içeri girerek yangına müdahale etti. İtfaiye erlerinin müdahalesiyle yangın söndürüldü. Bilgisayar odasında çıkan yangında eşyalar kullanılamaz hale geldi. Yangının çıkış nedeni araştırılıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

Olay yeri

Dumanlar yükselmesi

İtfaiye erlerinin müdahale etmesi

Polislerin önlem alması

Binadan dışarı çıkan vatandaşlar

Sağlık görevlileri hazır bekletilmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

========================

Otomobilin çarptığı motosikletli yaralandı

ADIYAMAN'da, otomobilin çarptığı motosiklet sürücüsü Ömer Berk yaralandı.

Kaza, sabah saatlerinde Yeşilyurt Mahallesi Malatya Caddesi'nde meydana geldi.

Erdal Yıldırım yönetimindeki 33 SC 758 plakalı otomobil, Ömer Berk yönetimindeki 02 BF 298 plakalı motosiklete çarptı. Çarpmanın etkisiyle motosiklet sürücüsü Ömer Berk, yol savrulurken kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık görevlileri tarafından ambulansla Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedavi altına alınan Berk'in sağlık durumu iyi olduğu öğrenildi.

Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürdürülüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

Olay yeri

Yaralı yerde yatması

Sağlık görevlileri müdahale etmesi

Yaralı ambulansa alınması

Kazaya karışan otomobil ve motosiklet

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

===============================================

(ÖZEL) Şehit öğretmenin adının verildiği okul kapandı

PKK'lı teröristlerce katledilen sınıf öğretmeni Abdullah Kara'nın adının verildiği Antalya'nın Serik İlçesi'ndeki ilkokul, yeterince öğrenci olmadığı gerekçesiyle yarı yıl tatilinden sonra kapatıldı. Okulun öğrencileri taşımalı eğitimle başka merkeze gönderilirken, şehit öğretmenin ailesi karara tepki gösterdi.

23 Mayıs 1993 tarihinde Malatya İl Jandarma Komutanlığı'ndan dağıtım için sivil giysili olarak Bingöl İl Jandarma Komutanlığı'na giden askerlerin içinde bulunduğu 2 midibüs, Bingöl'e 15 kilometre mesafede, yolu kesen PKK'lı grup tarafından durduruldu. Teröristler, yakındaki bir köye götürdükleri askerlere otomatik tüfeklerle ateş etti. Silahsız 36 askerden 33'ü şehit düştü, 3'ü ise öldü sanılarak bırakıldı. Bu olay sırasında durdurulan bir otobüsteki Bingöl'ün Genç İlçesi Kavaklı Köyü İlkokulu'nda görevli sınıf öğretmeni 24 yaşındaki Abdullah Kara da şehit edildi.

ADI SERİK'TE OKULA VERİLDİ

Şehit öğretmenin cenazesi memleketi Antalya'nın Serik İlçesi'nde toprağa verilirken, adı olaydan 7 yıl sonra doğup büyüdüğü Dorumlar Köyü'ndeki ilkokula verildi. Dorumlar Şehit Öğretmen Abdullah Kara İlkokulu, 2016- 2017 eğitim öğretim yılının ilk dönemi sonunda öğrenci azlığı nedeniyle kapatıldı.

Okulun kapandığını öğrenen şehit öğretmenin ablası Safiye Karatutkaç, kararın kendilerini derinden üzdüğünü söyledi. Okulun tekrar açılmasını istediklerini belirten Karatutkaç, "Kardeşim 1993 yılında Elazığ-Bingöl karayolunda 33 askerin şehit olduğu bölgede otobüsle Antalya'ya gelirken şehit edildi. İki yıllık öğretmendi. Kardeşim şehit olduktan sonra doğup büyüdüğümüz Dorumlar Köyü'ne devletimizin de katkılarıyla mevcut okulu ve ek bina yaptırdık. İçini son teknolojiyle döşettik. Okulun kapanması bizleri üzdü" dedi.

200 ÖĞRENCİSİ VARDI

Kardeşinin adının yaşatılması için babası Ahmet Kara'nın okulun yanı sıra mahalleye bir de sağlık ocağı yaptırdığını anlatan Safiye Karatutkaç, okulda, ilk dönem çevre mahallelerden gelenlerle 200 öğrencinin eğitim aldığını söyledi. Ancak ikinci dönem taşımalı eğitime geçildiğini kaydeden Karatutkaç, "Ne olduysa yarı yıl tatilinde oldu. İkinci dönem okulun öğrencileri Gebizli'deki okula taşındı. Okulda sadece 7 öğrenci kaldığı için Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kapatıldı. Haberimiz olmadı. Okulumuzun yeniden açılmasını istiyoruz" diye konuştu.

BAŞKA BİR OKULA ADI VERİLECEK

Safiye Karatutkaç, okulun açılması konusunda Antalya Valiliği'nin yanı sıra Serik İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Ekiz'le görüştüklerini ve kapatma gerekçelerini sorduklarını söyledi. Öğrenci sayısının yetersizliğinin gerekçe gösterildiğini anlatan Karatutkaç, "Bize 'Serik'te başka bir okula kardeşinizin adını verelim' dediler. Bunu istemedik. Daha sonra bize, Gebiz Anadolu Lisesi'ne kardeşimizin adını vereceklerini söylediler. Konuyu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'e de ilettik. Tek isteğimiz köyümüzde kardeşimizin adının verildiği okulun yeniden açılması" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Okuldan görüntü

Okul tabelası

Okulun bahçesindeki vatandaşlar

Röp: Safiye Karatutkaç (şehidin ablası)

Detay

Haber- Kamera: Namık Kemal KILINÇ/SERİK(Antalya),

===========================================

Profesör Salman: Cıvalı aşılar 40 yıl öncede kaldı

ANTALYA'da düzenlenen 10. Ulusal Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Kongresi'nde konuşan çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Nuran Salman, aşıların ne kadar başarılı olduğunun göz ardı edildiğini, geçmiş yıllarda insanların kızıl, kızamık ve çiçek hastalıklarından öldüğünü söyledi. Aşıların hastalıklarda büyük başarı elde ettiğini belirten Prof. Dr. Salman, "Bu başarı sanki aşının başarısı değil de kendi kendine olmuş gibi düşünüyor herhalde insanlar. Aşıların yeri yadsınamaz" dedi.

"ÜLKEMİZDE BİR ANTİBİYOTİK SEVDASI VAR"

Aşıların yan etkileri konusunun insanları tedirgin ettiğini belirten Prof. Dr. Salman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anki aşıların eski aşılarla hiç alakası yok. Mesela bir çok aşı cıvalı deniliyor. İçini okuyun prospektüsünde cıva yok. Belki 30- 40 yıl önce cıvalı aşılar vardı. Sanki hala hepsinde cıva var gibi bu argüman devam ediliyor. Biraz takip etmek lazım. Şu an aşılar hakikaten en az yan etkili, en güvenilir hale getirilmeye uğraşıldı. Teknoloji ilerledikçe daha iyi hale geliyor. Yan etkileri var mı? Var ama çok az. Tabii nedense aşıların yan etkileri dikkati çekiyor. Ülkemizde büyük bir antibiyotik sevdası var. Müthiş yan etkisi var. Her türlü teknolojiye rağmen devam ediyor. Ama bu sevda mesela hiç tartışılmıyor, hiç dile getirilmiyor."

"BİR ÇOCUK BİLE AŞILANMADIĞINDA SALGIN OLABİLİR"

Çocukluk çağı aşılarının yaptırılmamasının sadece o çocuğu değil, diğer çocukları da tehdit ettiğine dikkati çeken Prof. Dr. Salman, "Bir çocuğa bile yaptırılmaması, o çocukta hastalığın çıkması bütün etrafa yayma potansiyelini gösteriyor. Bir toplumda aşılama oranı düştükçe çok büyük sıkıntılar olur. Salgınlar görülür" dedi.

Avrupa'nın bazı ülkelerinde kızamık hastalığının görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Nuran Salman, "Romanya'da şu anda kızamık salgını var. Çünkü aşılama oranları çok düşmüş. Komşusuyuz, bizde aynı oranlar yok. Çünkü bizde aşılama oranı çok yüksek. Onun için aşılama dikkati edilmesi gereken bir konu. O hastalık tamamen silinmedikçe de aşıya yüksek oranda devam edilmesi, yapılması lazım" diye konuştu.

Aşıyla bir çok hastalığın yok edildiğini kaydeden Prof. Dr. Salman "Örnek verdiğim gibi çiçek müthiş salgınlar yapardı. 1977 yılından bu yana çiçek hastalığını görmüyoruz. Hiçbirimiz de çiçek için aşılanmıyoruz" dedi.

"AVRUPA ÜLKELERİNDEN BİLE DAHA İLERİDEYİZ"

Türkiye'de aşı takviminin birçok Avrupa ülkesinden bile ileride olduğuna değinen Prof. Dr. Nuran Salman sözlerine şöyle devam etti:

"Sağlık Bakanlığı'nı tebrik etmek lazım. Bizim aşı takvimimiz bir çok Avrupa ülkesinden bile ileride bir aşı takvimi. Çok iftihar ediyorum. Avrupa'da ortak aşı çalışma grupları toplantılarına girdiğimizde gerçekten bu konuda ne kadar ileri olduğumuzu hep söylüyorlar. Burada Sağlık Bakanlığı'nı, bakan ve tüm elemanlarını tebrik etmek lazım. Buna gönül vermişler. Buna para harcıyorlar ve yatırım yapıyorlar. Çocuk doğduğu andan itibaren ilk Hepatit B aşısı var. Onunla başlıyoruz. Doğumdan hemen sonra yapılabiliyor bu. Sağlık Bakanlığı'nın aşı takvimi daha ziyade 11- 12 yaşına kadar ancak gidiyor. O yaştan sonra bazı aşılar var ki, belki ileride bakanlığın takvimine de konulacak olduğuna inanıyoruz. Ama şu anki haliyle bile çok ileri bir aşı takvimi var."

"MENENJİT AŞISI ARTTIRILMALI"

En öldürücü olan, en etrafa salgın yapan menenjitin tipinin meningokok menenjit olduğunu belirten Prof. Dr. Salman, "Ama henüz bakanlığın aşı takviminde değildir. Yani parasını öderseniz bu aşıyı yaptırıyorsunuz. Menenjit çok ciddi bir hastalık. Her 10 çocuktan biri ölüyor. Sağ kalanlarda ise sekeller çok fazla. Öğrenme güçlüğü, işitme kaybı, hatta bütün kollar bacaklar mosmor oluyor. Kesilmek zorunda kalıyor. Ciddi sekelleri (Bir hastalıktan geriye kalan arıza) var. Menenjit sayısında azalma oldu. Bu başarıldı ama meningokok içinse maalesef Türkiye geneline bakarsak aşılama istediğimiz düzeyde değil. Salgın da yapabiliyor. Salgın yaptığında bir okulda bir çocuktan başka bir çocuğa rahatlıkla geçebiliyor" diye konuştu.

ROTAVİRÜSE KARŞI DA AŞI ÖNEMLİ

Çocuklarda görülen rotavirüs ishalin ağır bir ishal olduğuna anlatan Prof. Dr. Nuran Salman, ishale eşlik eden yüksek ateş sonucu hastanın hastanelik olduğunu belirtti. "Maalesef çocuklarda sık görülen bir hastalık" diyen Prof. Dr. Salman şunları söyledi:

"Kış ishali diye adını veriyoruz. Çünkü kışın görülüyor. Aşılama çok başarılı. Aşılama olunca hastalık görülse bile hafif şekilde görülüyor. Hiç hastaneye yatmayı gerektirmiyor. Rotavirüs çocukluk çağı hastalığı diyoruz, 5 yaş altında sık görülür fakat öyle vakalar gördük ki anne de baba da rotavirüs ishali olmuş. Olma ihtimalleri çok nadir ama bütün aile hastanede. Serum alıyorlar. İshal çok da öldürmüyor. Şöyle ki iyi serum tedavisi yapılır, ağızdan sıvı tedavisi yapılırsa yaşarsınız ama hastaneye yatış gerektiriyorsa anne ve baba başında bekleyecek. Bir zaman kaybı, işe gidememe söz konusu. Bunun için aşılama basit bir aşı. Ağızdan damla şeklinde verildiği için gayet rahatlıkla uygulanabilir."

HER MEVSİM AŞI YAPILABİLİR

Aşıların pek çoğunun her mevsim yapılabildiğini belirten Prof. Dr. Salman, "Bu mevsimde bazı hastalıklar daha fazla görülüyor ama illa bu mevsimde aşılama değil, her mevsimde yapılması gerekir. Örneğin kızamık, kızamıkçık hatta meningokok kış sonu ilkbahar başı gibi görülür. Hani onların mevsimidir açıkçası ama her mevsim aşı yapılabilir. Grip aşısı gibi belirli bir zamanda şöyle yapacaksınız, şurada bitireceksiniz diye bir şey yok" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Prof. Dr. Nuran Salman açıklama

Haber: Selma KUNAR- Kamera: Bülent TATOĞULLARI-

===================================================

(ÖZEL) Özbek gazinin yaptığı tandırlar büyük ilgi çekiyor

AKDENİZ Üniversitesi'nde okuyan kızını ziyarete gelen Özbek gazi 56 yaşındaki Kerim Yusufov'un yaptığı tandırlar büyük ilgi çekiyor. Malzemesi toprak ve saman karışımı olan, çapları 50 santimetre ile 1 metre, yükseklikleri ise 80 santimetre ile 1.5 metre arasında değişen Özbek tandırlarının yapımı ise hayli zorlu.

Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi 2'nci sınıf öğrencisi kızı Yıldız Yusufov'u ziyaret için Antalya'ya gelen Türkmenistan'da yaşayan Özbek gazi Kerim Yusufov, küçük bir işletmede hobi olarak yaptığı tandırlarla Antalyalıların ilgisini çekiyor. Yusufov, 30 yıl boyunca hobi olarak tandır yaptığını anlatırken, küçük tandırı bir günde, büyük tandırı ise iki günde tamamladığını söyledi.

TOPRAK, SU VE SAMAN

Tandırın malzemesinin toprak, su ve saman olduğunu anlatan Yusufov, yapımdaki ilk işlemin demir ağırlıklı kırmızı toprağın suyla karıştırılarak iki gün boyunca bekletilmesi olduğunu söyledi. İstenilen kıvama gelen çamurun samanla karıştırıldıktan sonra yoğrulduğunu ve ardından şekillendirme aşamasına geçildiğini belirten Yusufov, elleriyle yoğurduğu çamuru ayakları ve değişik aletlerle düz bir zeminde belirli ölçüde plakalar haline getirdiğini kaydetti. Hazırlanan plakaların üst üste konularak tandırın formunun oluşturulduğunu söyleyen Yusufov, yapımı tamamlanan tandırın güneşte kurutulduktan sonra kullanıma hazır hale getirildiğini ifade etti.

Tandırın Türkmenistan'ın yanı sıra, Özbekistan, Rusya, Ukrayna'da da yaygın kullanıldığını anlatan Yusufov, "Herhalde sadece Antalya'da değil, Türkiye'de de bu Özbek tandırları sadece ben yapıyorum" dedi. Yaptığı tandırlara Antalyalıların ilgi gösterdiğini söyleyen Yusufov, "Ben ülkemde hobi olarak 30 sene bu tandırları yaptım. Ama artık bıraktım" dedi.

1 AY SONRA ÜLKESİNE DÖNECEK

Antalya'da öğrenci olan kızını ziyarete geldiğinde bir küçük işletmede tandır yapıldığını gördüğünü anlatan Yusufov, "Zamanımı boşa geçirmemek için burada tandır yapıyorum. Kızımın yanında 1 ay kaldıktan sonra ülkeme döneceğim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Tandır yapılırken görüntü

RÖP: Özbek Gazi Asker

Tandır çamurundan görüntü

Yapılan tandırların görüntüsü

Detaylar

Haber: Selma KURAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)

===========================================

Engelliler için bilgisayar programı geliştirdi

Erzurum'un Oltu ilçesindeki Yavuz Selim Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi Tarık Buğra Topdakaya, Bilişim Teknolojileri öğretmeni Kübra Akaydın ile birlikte "Sesle Metinde Kelime Arama" projesi hazırladı. Tübitak lise öğrencileri araştırma projeleri yarışmasına katılan Topdakaya, 44 proje arasında 3'ncü oldu. Topdakaya, "Konuşmayı tanıma ve bunun yazıya çevrilme teknolojisi, geleceğimizdeki en önemli tekno-mobil gelişim olacaktır" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Okulun tabelası

-Okul

-Tarık Buğra'nın bilgisayarıyla çalışma

-Tarık Buğra ile röp.

-Öğretmeni ve sınıf arkadaşları ile röp.

Haber-Kamera: Murat AYDIN/ OLTU, (Erzurum),

=================================================

Alzheimer'a karşı el işi yapıp gelir de elde ediyorlar

BALIKESİR'in Edremit İlçesi'ndeki Edremit Kızılay Huzurevi'nin sakinleri vakitlerini, el işi ürünler yaparak değerlendiriyor. Yaşlılar, hem Alzheimer'a karşı zihinlerini çalıştırıyor hem de ürünlerin satışından günlük ihtiyaçlarını karşılayacak gelir elde ediyor.

Edremit Kızılay Huzurevi'nin sakinleri, Edremit Halk Eğitim Merkezi tarafından verilen el işleri kurslarıyla hayatı daha zevkli yaşamaya başladı. Kurslar kapsamında anahtarlıklardan çeşitli hediyelik eşyalara, ahşap boyama sanatları ve maket yapımına kadar ilgileri olan dallarda ilerleyen huzurevi sakinleri, bu sayede kaliteli vakit geçiriyor; maddi gelir elde ediyor.

Kurslar sayesinde yaşlılara olan vefa borçlarını da ödediklerini belirten Halk Eğitim Merkezi Müdürü İsmail Damar, huzurevi sakinlerine özel kurslar oluşturduklarını söyledi. El sanatlarının hem zihinsel koordinasyonu sağlamada ve beyni diri tutmada da önemli olduğunu kaydeden Damar, "Kurum olarak 7 yaş üzeri geniş bir kitleye çeşitli dallarda eğitimler veriyoruz. Tabii bu eğitim hizmetlerimizin içerisinde özelikle büyüklerimizin, yaşlılarımızın ayrı bir önemi var bizim için. Büyüklerimize vefa borcumuzu ödeyebilmek adına, onların boş vakitlerini değerlendirebilmek için eğitim faaliyetlerimizi kesintisiz sürdürüyoruz. Onlara el sanatları ağırlıklı olarak eğitimler veriyoruz" dedi.

ALZHEİMER'A KARŞI EL İŞİ

Alzheimer'a karşı bu kursların etkili olduğunu söyleyen Damar, "İlerlemiş yaşlarda eğitime katılanlar üzerinde yapılan bilimsel araştırmalar, özellikle el sanatları alanında bu tür eğitimlere katılanların yoğun zihinsel, el, göz, kas koordinasyonunu geliştirdiğini gösteriyor. İlerleyen yaşlarda çıkan rahatsızlıkların durdurulduğu araştırmalarda da yer alırken, özellikle Alzheimer ile ilgili bir nevi terapi olarak da bu eğitimlerimiz sürüyor. Onlara vefa borcumuzu ödemek adına eğitim hizmetlerimizi sunuyoruz. Emek verenlere teşekkür ediyorum" dedi.

ÇOK MUTLULAR

Huzurevinde el sanatları eğitimlerini veren Fadime Gezgin, kursiyerlerin her geçen gün çalışmalarla daha mutlu ve yaşam dolu bir hale geldiğini söyledi. Yeni projelerinin tamamen atık malzeme değerlendirme üzerine olduğunu kaydeden Fadime Gezgin, "Kapı süsleri, çiçekleri, peçetelikler, kutular, tepsiler gibi birçok el emeği ürünü kendileri büyük bir azim ile yapıyorlar. Çok mutlu oluyorlar. Boş zamanlarını bu şekilde değerlendirmek onlara da çok iyi geliyor. Belirli zamanlarda yapılan etkinliklerde de emeklerini maddi gelire çevirmek için satışlar yapılıyor" diye konuştu.

"BİR NEVİ MEŞGULİYET TERAPİSİ"

Edremit Kızılay Huzurevi Müdürü Volkan Aktaş ise, "Halk eğitim merkezi işbirliğiyle el işi kursları düzenliyoruz. Bir nevi meşguliyet terapisi. Kışın binanın içine kapalı kalıyor biraz yaşlılarımız. Dışarıya çıkamayacak durumda olanlar da burada güzel vakit geçiriyor. O zamanı da iyi değerlendirdiğimiz bir faaliyet oluyor. Çok mutlu oluyorlar. 'Ben hala bir şeyler üretebiliyorum, bir şeyler yapabiliyorum' hissi, başlı başına onlar için mutluluk verici. Bunun dışında ufak tefek satış yapıp, küçük gelirler elde edebilmekte onların için ayrıca bir mutluluk kaynağı oluyor" dedi.

"GEÇİMİMİ BU SAYEDE SAĞLIYORUM"

Kaymakamlığın tanıdığı olanak sayesinde huzurevinde kaldığını söyleyen Mustafa Kiraz, başka bir geliri olmadığını günlük ihtiyaçlarını da el işi ürünlerini paraya çevirerek sağladığını belirtti. Kiraz, "Benim maket yapımına karşı ilgim vardı. Özellikle gemi maketleri üzerine çalışmalarımı sürdürüyordum. Burada açılan kurslar sayesinde de işleme tekniklerime katkı sağladım. Bana resmi verilsin yeter. Aynı modeli çıkarıyorum. Çeşitli ahşap eserler yapıyorum ama özellikle gemi üzerine çalışmalarımı yoğunlaştırdım. Yaptığım çalışmalardan hem keyif alıyorum, hem de günlük ihtiyaçlarımı da bu sayede karşılayabiliyorum. Şehir dışından bile siparişler gelmeye başladı" diye konuştu.

Bir başka huzurevi sakini ise, "Gençliğimde çok başarılıydım. El işleri üzerine çok çalışmaları oldu. Bu kurslar sayesinde yine üretmeye başladım" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Sergilenen eserlerden detaylar

Huzurevi sakinlerinin çalışmalarından detaylar

EHEM Müdürü İsmail Damar röp

Eğitmen Fadime Gezgin röp

Huzurevi Müdürü Volkan Aktaş röp

Mustafa Kiraz röp

Huzurevi sakini röp

Huzurevi sakinleri uğurlama

Haber- Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/ EDREMİT (Balıkesir),

==========================================

(ÖZEL) Kök boyalı Yahyalı halısı, makine halılarına direniyor

KAYSERİ'de 1000 yıllık geleneğin ürünü kök boyalı Yahyalı halısı teknolojinin beraberinde getirdiği makine halılarına karşı direnmeye devam ediyor.

Yahyalı halı kültürünü 35 yıldır yaşatan ilçede kök boyalardan yapılmış halı ve kilim satışı yapan Aziz Özülkü, el sanatlarının kilim, halı ve farda gibi evin ihtiyacı olan el işi sergilik halıların 1000 yıllık kültüre sahip olduğunu söyledi. Özülkü, şöyle dedi: "Yahyalı halıları Ortaasya'dan göçle birlikte anasından kızına miras olan bir kültürdür. Anadolu'nun birçok bölgesinde halı dokunuyor. Milas, Döşemealtı, Bünyan gibi yerlerde halı dokunuyor. Ancak o bölgelerde dokunan halılarda kullanılan malzeme değildir. Yahyalı halısı dışındaki halılar makinenin eğerdiği yünlerden yapılır. Yahyalı halısında ise toros dağlarında otlatılan koyunların yünleri alınır. Bu yünler bölgenin kadınları tarafından öncelikle temizlik olmak sureti ile başlanır. Halı oluncaya kadar bütün safha elde yapılır. Yahyalı halıları yüzde yüz yündür."

Yahyalı halıların kullandıkça parladığı ve maddi değerinin arttığına dikkat çeken Özülkü, "Yahyalı halılarının yünlerinin kalitesi doğal kök boya ile birleşince ortaya eşsiz kalitede bir halı ortaya çıkar. Yahyalı halısı alan bir kişi günlük ihtiyacı karşılamaya yönelik alışveriş yaptım demesin çünkü, halı kullandıkça değerlenen halı olduğu için gelecek için de çok önemli bir yatırımdır" dedi.

Yahyalı halı kültürünün yaşatılmaya çalıştığını devam ettiğini söyleyen Aziz Özülkü, halıların maziden kalan miras ürünü olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

"Yahyalı halıların hepsinde insanların yaşanmışlıkları, hüzünleri, sevinçleri ve özlemleri halıya işlenmiştir. Makine halıları ile Yahyalı halılarının kıyaslamak mümkün değildir. Yahyalı halıları içerisinde bulunan mineraller halı üstüne düşen güve şeklindeki canlıların evrimi tamamlayarak kelebek olmasını sağlar. Bu da halının mineral ve enerji bakımından nasıl besleyici ve sağlıklı ürün olduğunu gösterir."

Yahyalı halısı Türkiye'de üretilen el halılarının en ünlüleri arasında bulunuyor. Halılar Türkiye'nin her yerinde ve özellikle Avrupa'da da pazar bulabiliyor. Halıcılık ilçe ekonomisinde en önemli unsurlardan birisi olmasına rağmen, ekonomik krizlerin devam etmesi, ham madde ve isçilik maliyetlerinin artması, makine halılarının çoğalması ve el halılarından ucuz olması üretimde hızlı bir düşüşe neden olduğu halde geçmişte her evde en az 1 olan halı tezgahı sayısının yüzde 75 azaldığı kaydedildi. Yahyalı halılarının yüzde 100 yün olması, boyamada kök boya kullanılması, ilmik sayısının sıklığı ve modelleri ile tanındığı, çamur asma yaprağı, ceviz kabuğu, ceviz yaprağı, cehri ve benzer birçok doğal malzeme ile halı ipinin boyamasında kullanıldığı ifade edildi.

Yahyalı halıları kullandıkça ve eskidikçe değeri artan ve rengi solmayan bir özelliğe sahip. Yahyalı halısının metrekare birim fiyatı ilmik sayısının sıklığı, dokumanın düzgünlüğüne göre değişirken divan, seccade, yolluk, mihraplı göbekli, dabazlı gibi değişik ebat ve ölçülere sahip modeller bulunuyor.

Kadınlar yapağı (işlenmemiş) yünü alıp akarsularda temizleyerek yünlerini çıkrık ve kirmen ile eğirir. İp haline getirdikten sonra doğada bulunan kök boyaları ile boyuyor. Sırçanlı (Gri) renk iplik yapmak için balçık çamuru, ger (Kahverengi) yapmak için cevizin yeşil kabukları, yeşeni (Zeytuni) için nane ve narpuz yaprakları, gara (Siyah) için sütleğen otu kullanılıyor. Al (Kırmızı) renkli iplik yapmak için boya çili denilen bitkinin kökünden faydalanılıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Yahyalı halısını müşterilerine anlatırken görüntü

Halı satıcısı Aziz Özülkü ile röportaj

Halının katlanması

Detay görüntü

Haber-Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,

=============================================

Fethiye'de kuzugöbeği mantarı festivali

MUĞLA'nın Fethiye İlçesi'nde bu yıl 9'uncusu düzenlenen Kuzugöbeği Mantar Festivali'nde kuzugöbeği mantarının kilosu 150 liradan satışa sunuldu.

Kuzugöbeği mantarının tanıtılması, bölgedeki şarapçılık, bağcılık ve dastar dokumacılığının geliştirilmesi için Yeşil Üzümlü Mahalle Meydanı'nda 7-9 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen Kuzugöbeği Mantar Festivali'nde vatandaşlar davul, zurna ve def benzeri vurmalı çalgı delbekle karşılandı. Eski mimarisiyle dikkati çeken mahalle meydanına dastar, şarap ve hediyelik eşya stantları kuruldu. Ziyaretçilere kuzugöbeği mantarından yapılmış, mantar çorbası ikram edildi. Festivale adını veren kuzugöbeği mantarı ise 3 ayrı stantta kilosu 150 liradan satışa sunuldu. Fiyatına rağmen vatandaşlar mantara yoğun ilgi gösterdi. 3 gün sürecek festivalde, panellerin yanı sıra sergiler, mantar avı, koşu yarışması ve yemek yarışması gibi etkinlikler düzenlenecek.

Festivalin açılış konuşmasını yapan DP'li Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, amaçlarının yöresel ürünleri ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Yeşil Üzümlü Mahallesi'ni kalkındırmak olduğunu söyledi. Bölgeye olan talebin her geçen gün arttığını anlatan Başkan Saatcı, "Bunu değerlendirmek ve Üzümlü halkının çıkarlarına dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Şu an kullandığımız meydanı yayalaştıracağız, buraya trafik girmeyecek. Burayı yeniden düzenleyip, misafirlerimizin de bu doğa harikası yerin havasını teneffüs etmesini sağlayacağız. Üzümlü dastarhanesini açıp, kadınlarımızın hizmetine sunacağız" dedi.

Törende konuşan AK Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer ise emanet aldıkları güzel coğrafyayı koruyarak insanların kullanımına sunacaklarını belirtti. Fethiye Kaymakamı Ekrem Çalık da Fethiye'nin Türkiye ve dünyanın en güzel coğrafyaları arasında yer aldığını aktardı. Markalaşmanın önemine değinen Çalık "Üzümlüde mantar ve dastar kendi başına marka haline geldi. Üzümlü şarabı biraz daha çalışılırsa marka olacak. Yanı başımızda Cadianda antik kenti ve saymakla bitmeyecek değerlerimiz var. Bu değerlerimizi markalaştırıp satışa sunarak ülkemize, kendimize gelir getirecek noktaya taşımamız gerekiyor. Bir tarafta terörle mücadele ediyoruz. Bir tarafta ise turistik faaliyetler sürüyor. Cephede savaşmak kadar ekonomik değer üretmek de önemli. Üreten bir toplum olmazsanız, cephede de çok dayanamazsınız" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Davul, zurna ve delbek eşliğinde oyun oynayan vatandaşların görüntüsü,

-Sokaklara kurulan stantlardan görüntü,

-Satışa sunulan kuzugöbeği mantarının görüntüsü,

-Açılış töreninden görüntü,

-Sırasıyla Behçet Saatcı, Hasan Özyer ve Ekrem Çalık'ın konuşması.

Haber - Kamera: Ergün TOS/ FETHİYE (Muğla),

==============================================

Nesli tükenmekte olan 'Bahri' koruma altında

MUŞ'ta havaların ısınmasıyla ortaya çıkan ve yaralı halde bulunan yabani ördek olarak bilinen bahri Hayvan Barınak Merkezinde tedavi edilerek koruma altına alındı. Bahri'nin batağangiller familyasından tümüyle suya bağımlı, uzun boyunlu ve sivri gagalı bir kuş türü olduğunu hatırlatan Veterineri Semih Türkcan, "Soyu tükenmekte olan ve artık bölge de çok az görülen yabani hayvanın kanadında da apse vardı giderdik. Tedavisi sonrası tekrar doğaya bırakacağız" dedi. GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Bahrinin tedabi edilmesi

-Veteriner ile röp.

-Bahriden detay

Haber-Kamera: Yusuf Özgür BÜLBÜL/ MUŞ,

====================================================

MUŞ'ta havaların ısınmasıyla ortaya çıkan ve yaralı halde bulunan yabani ördek olarak bilinen bahri Hayvan Barınak Merkezinde tedavi edilerek koruma altına alındı. Bahri'nin batağangiller familyasından tümüyle suya bağımlı, uzun boyunlu ve sivri gagalı bir kuş türü olduğunu hatırlatan Veterineri Semih Türkcan, "Soyu tükenmekte olan ve artık bölge de çok az görülen yabani hayvanın kanadında da apse vardı giderdik. Tedavisi sonrası tekrar doğaya bırakacağız" dedi. GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Bahrinin tedabi edilmesi

-Veteriner ile röp.

-Bahriden detay

Haber-Kamera: Yusuf Özgür BÜLBÜL/ MUŞ,

====================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement