Dha Yurt Bülteni-3

1)(ÖZEL)BU KENT, 86 YILLIK RAKI FABRİKASINI KAYBETMENİN HÜZNÜNÜ YAŞIYOR

TEKİRDAĞ'ın dünyaca ünlü rakısını üreten Tekirdağ Rakı Fabrikası, özelleştirilmesinin ardından Manisa'ya taşınması kentte büyük üzüntü yarattı. Kapısına kilit vurulan 86 yıllık fabrikada 14 yıl genel müdürlük yapan Tekirdağ Büyük Şehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, "Bugün çok üzüntü duyuyorum" dedi. Fabrika ile birlikte kente yayılan anason kokusunun mutluluk kaynağı olduğunu belirten Tekirdağ Kent Konseyi Başkanı Mehmet Ali Işıkgör, "Tekirdağ'da bir spor müsabakasına gittiğiniz zaman tribünlerde, 'Anason kokulu kentin çocukları' diye afişler asılırdı" dedi. Tekirdağ'da 1 Eylül 1931 yılında kurulan Tekirdağ Rakı Fabrikası, 1 Mart 2014 tarihinde özelleştirilmesinin ardından, makine parkları sökülerek Manisa'ya taşınmaya başlandı ve 5 ay önce de tüm fabrika taşınarak Tekirdağ'daki tesislerde sadece 1 güvenlik görevlisi bırakıldı. Marmara Denizi manzarasıyla kentin merkezinde bulunan 102.5 dönümlük arazideki tesislerin terk edilmiş görüntüsü ve otlarla kaplandığı şekliyle tesisler şimdilik atıl durumda bulunuyor.

FABRİKANIN 14 MÜDÜRLÜĞÜNÜ YAPAN KENTİN BELEDİYE BAŞKANI ÜZGÜN

Tekirdağ ile özdeşleşen ve kentini adını dünyaya 'Tekirdağ Rakısı' olarak tanıtan tesislerin taşınması ve kapılarına kilit vurulması Tekirdağ'da büyük üzüntü ile karşılandı. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, eski adıyla Tekirdağ Rakı ve Şarap Fabrikası'na işçi olarak girip kimya mühendisliğinin yanı sıra 14 yılda fabrikanın müdürlüğünü de yaparak emekliye ayrıldı. Emeklilikten sonra siyasete atılan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı olan CHP'li Albayrak, fabrikanın kapısına kilit vurulmasının üzüntüsünü yaşıyor. Albayrak, şöyle dedi:

"İşçi olarak girdiğim fabrikada son 14 yıl fabrika müdürü olarak görev yapmış birisi olarak, bu fabrikanın kapanmasından son derece üzüntü duyuyorum. 1 Eylül 1931 yılında ilimizde yetişen üzümlerden ilk alımlarını yapan fabrika, 1942 yılına kadar şarap üretimi, 1942 den sonra ise konyak ve şarap üretimi yapmıştır. 1967'den sonra konyak, şarap ve rakı üretimini sürdürmüştür. 1 Mart 2014 yılında da özelleştirildi. Fabrikanın buradan gitmesi ilimiz için bir kayıptır. Çünkü orada çok verimli ve vatandaşımıza ve özellikle bağcılık yapan vatandaşımıza hizmet etmiş bir fabrikaydı. ve bugün çok üzüntü duyuyorum. Ancak bu tesisin kalkması gereklimiydi, değilmiydi bu tartışılır ama, çıkan bir haberde şirket yetkilileri taşınma sebeplerinden birini şehre yayılan anason kokusunun rahatsızlık verdiğini ifade etmişler. Bakınız orada 1994 yılından itibaren biyolojik arıtma tesisi devreye girmiştir. Devreye girdikten sonra da ne çevreyi kirletmiştir. Ne de rahatsız edecek derece de koku yaymamıştır. Yazları belki az derece de anason kokusu duyulmuştur. Ama oda rahatsız edecek derecede değildir. Bunun dışında da fabrikanın en büyük özelliği hem istihdam açısından, hem de bölge bağcılığına verdiği katkı ile çok yerinde kurulmuş bir tesistir. Bu nedenle duyduğum üzüntüyü bir kere daha yineliyorum."

"TEKİRDAĞ'DA YAŞAYAN HERKESİN BOĞAZINDA FABRİKANIN EKMEĞİ VAR"

Tekirdağ Kent Konseyi Başkanı Mehmet Ali Işıkgör, fabrikanın kapanmasıyla büyük olan istihdam sıkıntısını daha da büyüteceğini belirterek, bölgede bağcılık yapan üreticiyi de mağdur edeceğini söyledi. Fabrikanın kapatılmasının Tekirdağ için üzücü bir kayıp olduğunu söyleyen Işıkgör, "Çünkü Tekirdağ Rakı ve Şarap Fabrikası Türkiye Cumhuriyeti devletinin Tekirdağ'a yaptığı ilk ve en önemli yatırımlardan bir tanesiydi. Bu öyle bir yatırım ki, neredeyse bu kentte yaşayan insanların tamamının boğazından bu fabrikanın ekmeği geçmiştir. Bunu söylerken bir temele dayandırıp söylüyorum. Neden sadece orada çalışan insanların ekmeğini kazanmaları, çoluk çocuğunu okutmaları ve karnını doyurmaları değil, Tekirdağ'dan Şarköy'e kadar olan bütün sahil kesimindeki bağcılıkla uğraşan çiftçilerin hepsinin boğazında fabrikanın ekmeği vardır" dedi.

ANASON KOKUSU MUTLULUK KAYNAĞIYDI

Işıkgör, fabrikanın özelleştirilmesi ile bağcılıkta gerilemenin başladığını ifade ederek, "Bölgedeki üzüm bağları birer, birer sökülmeye başlandı. ve sökülen üzüm bağlarının yerine onun yerini dolduracak yeni bir üründe bulunamadı. Bu nedenle Tekirdağ ve ilçelerinde bağcılıktan geçinen çiftçilerimiz çok zor durumda. Ayrıca fabrika Tekirdağ ya da Türkiye değil dünya çapında ilimizin ismini duyuran bir markaydı. Şehirde duyulan o anason kokusu insanların belki de bir mutluluk kaynağı idi. Tekirdağ'da bir spor müsabakasına gittiğiniz zaman tribünlerde, 'Anason kokulu kentin çocukları' diye afişler asılırdı. Şimdi duyuyoruz ki, bazıları anason kokusundan rahatsız oluyorlarmış. Bunun için kapatılmış. O zaman üretilen bir çok galeta çeşidinde de anason kullanılıyor. O halde galetayı da mı yasaklayacağız. Bu gerekçe çok mantıklı bir durum değil. Bu nedenle fabrikanın kapanması tüm Tekirdağlıyım diyen herkesi derinden yaralamıştır. Üzmüştür ve Tekirdağ için çok büyük bir kayıptır" dedi.

Tekirdağ Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Mehmet Akif Işın, fabrika nedeniyle Tekirdağ'da Bağcılık Enstitüsü kurulduğunu belirterek, "Bu enstitü çalışmaları ile bir çok üzüm çeşidini ve varlığını ortaya koymuştur. ve şimdi Bağcılık Enstitüsü ne yapacak? Bölgedeki şarap üretimi yapan bu fabrikanın kapanması ile burada bağcılık ile uğraşanların bağlarını sökmeleri ile sonuçlanacaktır. Bildiğiniz gibi Tekirdağ Rakısı dünyaca ünlü bir rakıydı. Şimdi Tekirdağ'ın adı bu rakıdan silindi. Eğer fabrika kapanmasaydı. Tekirdağ rakısı hala dünyada ününü devam ettirmiş olacaktı" dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkez Üyesi Melek Sümer, tesislerin kapanmasıyla bir tarihin yok olduğunu belirterek, "Bu fabrikanın içerisinde bulunan ve müze değeri taşıyacak ve ilk günden bugüne kadar var olan materyaller, ilk kullanılan aletler ve tarihi değer taşıyan eşyaların özelleştirme de bu firmaya satılması benim için çok daha büyük bir kayıptır. Bir tarihi bu kadar kolay yok etmemeliyiz. Tüm dünyada Tekirdağ Rakısı büyük bir isim ve markayken şimdi Manisa'da üretilecek bir Tekirdağ Rakısı ile övünemeyeceğimizi bilmekte bence çok büyük bir acıdır" dedi.

TURİZM AÇISINDAN DA KAYIP, ALANI MÜZE OLSUN

Trakya Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı Orhan Çebi, Tekirdağ'ın önemli bir turizm kenti olduğunu belirterek, "Tekirdağ önemli bir gastronomi ve eno turizmle ilgili yapılan yatırımlar şehridir. Bu nedenle kente daha çok turistin gelmesine neden olmuştur. Tekirdağ'da yaklaşık bir asırdır ekonomik hayata katkı sağlayan önemli bir fabrikanın kapanmış olması bizi üzmüştür ve turizm açısından da bir kayıp olarak görüyoruz bu durumu. Çünkü bu fabrikada üretilen ürünler sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tanınan ürünlerdir. Bir turizmci olarak bu noktadan sonra o alanda yapılacak bir şey olabilir. Fabrikanın bulunduğu alanın modern bir müze olarak Tekirdağ'ın turizm hayatına kazandırılması bizleri mutlu edecektir. Mevcut fabrikanın bir müze olarak işlem görmesi ve etrafında yapılacak bir rekreasyon çalışması kentin görüntüsüne de önemli bir katkı sağlayacaktır" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

-Fabrikadan genel görünüm

-Fabrikanın sökülen tabelaları

-Fabrikanın giriş kısmı

-Fabrikanın eski satış reyonu

-Otlarla kaplanan fabrikadan detaylar

-Başkan Albayrak ile röp.

-Mehmet Ali Işıkgör ile röp.

-Mehmet Akif Işın ile röp.

-Melek Sümer ile röp.

-Orhan Çebi ile röp.

-Detaylar

Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,-

=================================================

2)KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ İNSANSIZ KARA ARACI GELİŞTİRDİ

KOCAELİ Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü'nün 4 öğrencisi bitirme tezleri için insansız kara aracı geliştirdi. Sanal gözlükle araç üzerindeki silahın kontrol edilebileceğini söyleyen öğrenciler, aracın geliştirilmesi halinde sokak ve bina çatışmaları gibi birçok askeri alanda kullanılabileceğini belirtti. Kocaeli Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencileri Ufuk Akkaya, Ali Uğur Özay, Nurullah Şekerci ve Adem Karagöz, bitirme tezleri için 'Sanal Gerçeklik Tabanlı İnsansız Kara Aracı' nı tasarladı. Öğrenciler, tasarladıkları araç üzerine yerleştirilen silahın kontrolünü sanal gerçeklik tabanlı ortamda kontrol ederek belirlenen noktalara ateş edilebilmesini sağladı. Virtuality gözlüğünü takacak olan asker, araç üzerine yerleştirilen iki kamera sayesinde araç üzerindeki silahı yönlendirebilecek. Bu teknoloji sayesinde gerçek bir platformun kontrol edilebileceğini düşündüklerini söyleyen öğrenciler, aracın geliştirilmesi halinde sokak çatışmaları ve bina çatışmaları gibi birçok askeri operasyonda kullanılabileceğini ifade etti.

Ufuk Akkaya geliştirdikleri sistemde silah kontrolünün joystick tabanlı değil, tamamen sanal gerçeklik tabanlı olduğunu belirterek, "Kocaeli Üniversitesi bünyesinde Mekatronik Mühendisliği Bölümü'nde bitirme projesi olarak bu aracı tasarladık. Üretiminden, tasarlamasına, yazılımına, montajına kadar dört arkadaş olarak yaptık. Bu projeyi yapmamızın nedeni askerlerimiz asimetrik savaş ortamlarının olduğu ortamlarda yani terör saldırılarının olduğu ortamlarında, her an bir saldırının gelebilme ihtimali olan ortamlarda şehit oluyor. Bu durumları önlemek için bu insansız kara aracını tasarladık. Bunun benzeri sistemler var ama insansız kara aracı şeklinde değil. Bizim aracımızın diğer araçlardan farkı ise tamamen insansız olması ve bu insansız sistemin silah kontrolünün joystick tabanlı değil, tamamen sanal gerçekli tabanlı olması. Bu platformun kontrolü elimizde bulunan oyuncak bir silah ile açı bilgisini alarak bilgisayardaki platforma gönderiyor. Aracımızın üzerinde iki tane kamera var. Normal platformlarda tek kamera olur ve monitörden izlerler. Bizim sistemimizde bir sanal gözlük var. Bu gözlüğün içinde bir monitör veya telefon oluyor. Bu monitöre araç üzerindeki iki kameranın görüntüsü aktarılıyor. Bu şekilde çok boyutlu bir ortamın oluşması sağlanıyor. Yani asker bir nevi kendini gerçekten o ortamdaymış gibi hissediyor. ve de reflekslerini oyuncak silah sayesinde çok daha iyi kullanabiliyor. Elinde de silah var aslında. Ama virtuality gözlüğü sayesinde elindeki silahı göremiyor. Elindeki silah yerine lazer kısmını görüyor. Bu şekilde sanki gerçekten savaşıyormuş gibi savaşıyor. Hiç reflekslerini kaybetmeden hızlı bir şekilde hedefine yöneliyor. Bu şekilde aniden çıkan terör saldırıları hızlı bir şekilde bertaraf edilebiliyor. Bu şekilde de sistemin performansı daha aktif oluyor" dedi.

3 AYDA GELİŞTİRİLDİ

Aracı 3 ayda geliştirdiklerini ifade eden Akkaya, "Araçta stabilizasyon sistemi kullandık. Bu sistem sayesinde araç silah platformunu belli bir açıya tuttuğu zaman araba yukarı aşağı veya sağa sola gitmek istediği zaman hiçbir şekilde hedefinden şaşmadan hedefinde sabit kalıyor. Hedefinden şaşmıyor ve bu şekilde aracı ve silahı kontrol ediyor. Aracın kontrolü ise ön kameradan sağlanıyor. Üzerinde lazeri açıp kapama ve tetik ayarı var. Bu sayede lazerin açılıp kapanması ve silahın tetiğinin ateşlenmesi gibi görevleri yerine getirebiliyor. 3 ayda geliştirdik aracı. Araç profesyonel şekilde geliştirilmesi halinde askeri sistemlerde çok kullanılacaktır. Sokak çatışmaları, bina içi çatışmaları gibi birçok alan var. Bu araç önceden silahlı olarak o ortamlara girebilir. Şu an kullanılamıyor ama bu araç büyütüldüğü zaman yanında küçük boyutlu roketler atarak hedefini daha güçlü vurabilir. İnsansız sistemler yurtdışında var. Ama bu şekilde virtuality gözlüğü ile ve sanal gerçeklikle silahla kontrol edilen sistemler yok. O yüzden de portatif amaçlı bir araç tasarladık. Bu aracın da 4 öğrenciyle kısıtlı maliyetlerle hedefinden şaşmadan durabildiğini gördük. Proje için 3 bin TL'den fazla para harcandı" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------------------

Aracın yapılışından görüntü

Araçtan görüntüler

Aracın kullanılması

Ufuk Akkaya ile röp.

(Haber-Kamera: Çağla DAŞCI-İZMİT(Kocaeli), -

========================================================

3)KARABÜK'TEKİ RÜŞVET OPERASYONUNDA 7 TUTUKLAMA

KARABÜK'te 'rüşvet' ve 'evrakta sahtecilik' soruşturmasında gözaltına alınan aralarında İl Göç İdaresi Müdürü Selman A.'nın da bulunduğu 10 kişiden 7'si tutuklandı. Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı, Karabük İl Göç İdaresi Müdürlüğü görevlileri tarafından maddi menfaat karşılığında sahte belgelere dayanılarak yabancı uyruklu kişilere sahte ikamet tezkeresi verildiği yönündeki ihbarlar üzerine soruşturma başlattı. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 6 ay süren teknik ve fiziki takip sonucunda geçen 11 Ağustos'ta Karabük Valiliği İl Göç İdaresi Müdürü Selman A.'yı makamında gözaltına aldı. 'Rüşvet' almakla suçlanan Selman A. ile birlikte 2 personeli de gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında valilik binasında bulunan İl Göç İdaresi Müdürlüğü'nde arama ve inceleme yapıldı.  Karabük ile birlikte İstanbul, Ankara ve Amasya'yı da kapsayan operasyonda 1'i emekli 2 polis ile birlikte 7 kişi daha gözaltına alındı.

Emniyette işlemleri tamamlanan 10 şüpheli geniş güvenlik önlemeleri altında adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden Karabük Valiliği İl Göç İdaresi· Müdürü Selman A., memur Yusuf K., polis memuru Şaban Ö., Fikri A., Ercan K. ile yabancı uyruklular Mahmut K. ve Muhammed A., tutuklandı. Diğer 3 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-Zanlılar adliyeden çıkartılırken

-Zanlılar hastaneden çıkartılırken

Süre: (2.05) Boyutu: (66 MB)

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,

===================================================

4)ADIYAMAN'DA OTOMOBİLİN ÇARPTIĞI KADIN ÖLDÜ

ADIYAMAN'da, yolun karşısına geçmeye çalışırken otomobilin çarptığı 35 yaşındaki Halime Özkan, kaldırıldığı hastanede öldü.Kaza, dün gece geç saatlerde Yeni Mahalle'de meydana geldi. Abdulmusa Caddesi'nde yolun karşısına geçmeye çalışan Halime Özkan'a, M.G. yönetimindeki 02 HH 910 plakalı otomobil çarptı. Çarpmanın etkisiyle Özkan yola savruldu. İhbar üzerine gelen sağlık görevlileri Özkan'ıambulansla Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan Özkan, doktorların çabasına karşın kurtarılamayarak öldü. Özkan'ın cesedi otopsi yapılmak üzere morga konulurken, otomobil sürücüsü M.G. gözaltına alındı.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

Olay yeri

Kaza yapan otomobilden görüntü

Polis ekipleri ve vatandaşlar

İtfaiyenin otomobilin gazını kesmesi

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 104 MB

====================================================

5)ÖĞRETMEN EVDE ÖLÜ BULUNDU

ANTALYA'nın Demre İlçesi'nde yalnız oturan 20 yıllık öğretmen 61 yaşındaki Hüseyin Odabaşıoğlu evinde ölü bulundu.

Demre'ye bağlı Beymelek Mahallesi'ndeki Şehir Abdurahman Esen Ortaokulu'nda teknoloji tasarım öğretmeni olarak görev yapan Hüseyin Odabaşıoğlu, ilçe merkezi Gökyazı Mahallesi'nde oturduğu apartman dairesinden dün akşam koku geldiğini fark eden komşuları polise haber verdi. Eve gelen polis çilingir yardımıyla kapıyı açtırdı. İçeri giren polis tuvalette Hüseyin Odabaşı'nın cansız bedeniyle karşılaştı. Yapılan incelemenin ardından 10-12 gün önce öldüğü tahmin edilen Odabaşıoğlu'nun cenazesi otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Hiç evlenmediği belirtilen ve yalnız oturan Hüseyin Odabaşıoğlu'nu komşuları ve arkadaşları en son 2 hafta önce gördüklerini söyledi.

Hüseyin Odabaşıoğlu'nun 1975 yılında Trabzon Beşikdüzü İlköğretmen Okulu'nu bitirdiği, ilk olarak Kahramanmaraş'ın Andırın İlçesi'nde görev başladığı belirtildi. Bir süre sonra öğretmenlikten ayrılarak İstanbul'da ticaretle uğraşan Odabaşıoğlu'nun daha sonra tekrar öğretmenliğe döndüğü, hiç evlenmediği ve yalnız yaşadığı kaydedildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

Apartmandan dış plan görüntüler

Polis ekiplerinden detay

Cenaze aracı detay

Cenazenin evden çıkarılması

Cenazenin araca konulması

Polis aracından detay

Hüseyin Odabaşıoğlu'nun Demre Belediye Başkanı Süleyman Topcu'yla fotoğrafı

HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/DEMRE(Antalya),

=======================================================

6)ÇALINTI OTOMOBİL İLE YAKALANDI 'TAMİR EDECEĞİM' DEDİ

İZMİT'te devriye gezen Yunus timleri plakaları olmayan otomobili durdurdu. Otomobilin şase numarasının bulunduğu yerin kesildiği ve zımparalandığı tespit edilirken, otomobilin sürücüsü "Araç benim değil. Ben tamir etmek için aldım" dedi.

Dün gece saatlerinde devriye gezen Yunus timleri, D-100 Karayolu Seka Tünel içerisinde plakaları olmayan bir otomobili durdurmak istedi. İlk uyarıda durmayan sürücü otomobili Halkevi mevkiinde durdurdu. Otomobil üzerinde yapılan incelemelerde şase numarasının olduğu kesimin kesildiği ve zımparalandığı belirlendi. Çalıntı olduğu belirlenen otomobilin sürücüsü E.İ. "Araç benim değil. Ben aracı tamir etmek için aldım" dedi. Otomobil incelenmek üzere otoparka çekilirken, E.İ. gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Otomobilden görüntü

Polisin inceleme yapması

Sürücüden görüntüler

İZMİT(Kocaeli), -

====================================================

7)HAŞHAŞ KAPSÜL ALIMI SÜRÜYOR

AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı İlçesi'ndeki Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Ajans Amirliği tarafından morfin yapımında kullanılan haşhaş kapsülü alımı sürüyor.

Sandıklı, Hocalar ve Kızılören ilçe merkezi ve köylerinde haşhaş üretimi yapan üreticiler, haşhaş kapsüllerini Sandıklı TMO Amirliği'ne teslim etmeye devam ediyor. 20 gün içerisinde kapsül alımının tamamlanması planlanırken, 3 ilçeden toplam 500 ton civarında kapsül alımı hedefleniyor. Bu yıl alınan haşhaş kapsülleri depolanmadan Tır'larla işlenmek ve morfin üretilmek üzere Bolvadin Alkaloid Fabrikası'na gönderiliyor. Üreticiler randevu sistemiyle haşhaş kapsüllerini teslim ederken, günde 1 veya 2 Tır kapsül alımı yapılıyor. 4.25 liradan alınan kapsülün içindeki yabancı madde, morfin oranı ve rutubet oranına göre fiyatlarda artış veya azalış olabiliyor.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

Sandıklı Toprak Mahsulleri ofisi tabelası

Sandıklı TMO önünde haşhaş kapsülü için bekleyen traktörler

Çuval içeresinde haşhaş kapsülü

Haşhaş kapsülü alımı yapan işçilerin çalışmaları

Haşhaş kapsülü yüklenen TIR

39.5 MB/// 01.14"

HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI(Afyonkarahisar),

=======================================================