DHA YURT BÜLTENİ-8

1)ÇOCUKLARINI YANAN EVDEN, ALT KATTAKİ KOMŞU BALKONA ATARAK KURTARDI

AĞRI'nın Doğubayazıt ilçesinde bir apartmanın 5'inci katında çıkan yangında anne Perihan Selki, iki çocuğunu alt komşusunun balkonuna atarak kurtardı. Battaniye açan komşular, annenin sarkıttığı çocukları alma anları saniye saniye görüntülendi. Annenin de yangın merdiveni ile kurtarıldığı olayı çevredekiler dehşet bakışları arasında izledi. Olay, bugün sabah saatlerinde Büyük Ağrı Caddesi üzerindeki 6 katlı bir apartmanda meydana geldi. Çocukları Enes (4) ve Hiranur (5) ile yaşayan Perihan Selki'nin (29) evinde henüz belirlenemeyen bir sebepten yangın çıktı. Eşi İstanbul'da inşaatlerde çalışan Perihan Selki, evdeki alevlerin yükselmesi üzerine balkona çıkarak yardım istedi. Genç kadının yardım çığlıklarını duyan komşular ve çevredekiler hemen itfaiyeyi aradı. İtfaiye ekipleri gelinceye kadar alevler arasında kalan Perihan Selki ve çocukları balkona koştu. 4'üncü kattaki komşular battaniye açarak annenin aşağıya sarkıttığı çocukları alevlerin arasından kurtardı. Çocukların aşağıya düşme ihtimaline karşın vatandaşlar apartmanın giriş kısmında da aynı yöntemle örtü açarak bekledi. Dehşet bakışları arasında anne çocukları Enes ile Hiranur'u alt katta açılan battaniye içerisine attı. Çocukların çığlık ve sevinç içindeki tehlikeli kurtuluşu cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı.   Anne Perihan Selki ise olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin merdiveniyle kurtarıldı. İtfaiye, yangını kontrol altına alırken, anne ve çocukları ambulansla Doğubayazıt Devlet Hastanesine kaldırıldı. Korktukları ve dumandan etkilendikleri öğrenilen anne ve çocuklarının sağlık durumlarının iyi olduğu öğrendildi. Yangının çıkış nedeniyle ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü
--------------------
-Evden dışarı çıkan alevler
-Anne çocuklarını balkondan aşağı balkona atarken
-Topalanan kalabalık
-Aşağı katın balkonunda battaniye açanların çocuğu yakalaması
-Amsulans ve hastanenin dış görüntüsü

Haber-Kamera: DOĞUBAYAZIT (Ağrı),

==================================================

2)SULAMA KANALINA DÜŞEN TANER'İ ÖĞRETMEN KURTARDI, DOKTOR İLK MÜDAHALEYİ YAPTI

TOKAT'ta ayaklarını yıkarken suya giren ayakkabısını almak isterken kanala düşen Taner Aras'ı (7) kurtarmak için mahalle seferber oldu. Çocuğu sudan bir öğretmen çıkarırken, aynı mahallede oturan doktor da ilk müdahaleyle hayatını kurtardı.
Olay, 1 Ağustos'ta akşam saatlerinde kent merkezi Topçam Mahallesi Emir Buhari Caddesi üzerinde bulunan sulama kanalında meydana geldi. Coşkun (33) ve Şengül Aras (27) çiftinin üç çocuğundan ortancası Taner, oyun oymak için arkadaşı ile birlikte mahalleden geçen sulama kanalı kenarına gitti. Suda ayaklarını yıkarken ayakkabısının birisini kanala düştü. Taner, ayakkabısını almak isterken dengesini kaybederek kanala düştü. Küçük Taner'in akıntıya kapılıp suda çırpındığını gören komşusu Esma Akgün, mahalle sakinlerinden yardım istedi. O sırada çocuğu ile dışarıda bulunan öğretmen Ümit Ünyeli kanala girerek küçük Taner'i kıyıya itti. Kanal etrafına toplanan mahalle sakinlerinin yardımı ile küçük Taner ve kurtarmak için suya giren öğretmen sudan çıkartıldı. Sudan çıkartılan Taner'e ilk müdahaleyi aynı mahallede oturan doktor komşusu Ümit Üyeli yaptı. Daha sonra olay yerine gelen ambulans ile hastaneye kaldırılan küçük Taner tedavi altına alındı. Taner'in sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
Oğlunun kanala düştüğünü yakınlarından öğrendiğini anlatan baba Coşkun Aras, "İşten çıkınca babamı aradım. Babam Taner'in kanala düştüğünü söyledi. Şok oldum, korktum. Daha sonra ben de acele ile hastaneye gittim. Gittiğimde çocuğum yoğun bakımda tedavi görüyordu. Olaydan bizim haberimiz, yoktu babamdan öğrendim" dedi.

'ÇOCUĞUN O SON SAHNESİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GİTMİYOR'
Taner'i kanalda görerek kurtarılmasını sağlayan Esma Akgün ise, "Camdan bakıyordum bir çocuğun sesini duydum, kızım sandım baktım değilmiş. Sonra kanalın kenarında küçük bir çocuğun 'ölüyor yardım edin' diye çırpındığını gördüm. Sonra kanalın ortasına doğru kafasını gördüm. En son çırpınışını gördüm. Daha sonra etrafıma bağırdım herkes geldi kurtardı. Çocuk sudan çıktığında morarmıştı. Gece sabaha kadar uyuyamadım. Çocuğun o son gördüğüm sahnesi gözümün önünden gitmiyor. Çünkü onun kolunu kaldırıp suyun içine girdiğini gördüm zaten sonrasını hatırlamıyorum, kendimi kaybetmişim. Kanalın etrafına teller çekilebilir. ya da güvenlik görevlisi olabilir. Çünkü çocuklar devamlı kanaldalar. Bende sürekli evden bağırıyorum suya girmesinler diye. Kapatılması lazım çünkü, çocuklar söz dinlemiyor" dedi.

'BEN AKINTILI BİR SUDA HİÇ YÜZMEDİM'
Taner'in hareketsiz bir şekilde suda durduğunu görünce kurtarmak için suya girdiğini belirten öğretmen Ümit Ünyeli, "Bisikletle çocuğumu gezdirmeye indirmiştim. İndiğimde kadınlar panik olmuşlardı. Çocuk boğuluyor deyince, indim baktım. Gerçekten de çocuğun sadece elleri ve kafası gözüküyordu. Çırpınmaya da hali kalmamıştı zaten. Sonra ne yapacağız derken, çocuğa uzatmaya bir şey yoktu. Zaten akıntılı su, mecbur girdim. Çocuğu kenara attım sonrada kendim çıktım. Ben akıntılı bir suda hiç yüzmedim. Çıkarken de zorlandım zaten" diye konuştu.

'GEREKLİ İLK MÜDAHALEYİ YAPTIK"
Kanaldan çıkartılan çocuğa ilk müdahaleyi yaptığını ve solunumunun tekrar gelmesini sağladığını söyleyen Tokat Devlet Hastanesinde görevli Doktor İbrahim Taştan ise "Evin balkonunda otururken bağırma sesi duydum. Koşarak geldiğimizde bir çocuğun kurtarılmış olduğunu gördüm. Ancak çocuğun solunumu yetersizdi. Su yutmuştu, boğulmaktan kurtulmuştu, gerekli ilk müdahaleyi yaptık. Solunumun geri geldiğini gördük. Sonrasında zaten ambulans gelene kadar da gerekli solunum ve kalp fonksiyonlarının yerinde olduğunu görmeye ve yuttuğu suyu çıkartmaya çalıştık. Sonrasında bilinci de yerine geldi. Yoğun bakıma kaldırıldığını gördüm. Hastanede de yanına gitmiştim, iyi olduğunu gördüm. Bizim için sevindirici bir haber oldu. Tabi yaşanan olay üzücü bir olay. Burada çok çocuk var. Buranında böyle korumasız bir yer olması bizi üzüyor. Her gün zaten buna yönelik çeşitli kurumlara uyarılarımız vardı" dedi.
Mahalle sakinleri, sulama kanalının etrafında güvenlik önlemi alınmasını istedi.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Olayın fotoğrafları
-Olayın yaşandığı yerden görüntüler
-Babası, komşusu, öğretmin ve doktorun konuşmaları
-Detaylar

Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT,

=====================================================

3)FRENİ BOŞALAN KAMYON 6 ARACA ÇARPIP, DEVRİLDİ

AFYONKARAHİSAR'ın Dinar ilçesinde freni boşalması nedeniyle kontrolden çıkan un yüklü kamyon önündeki 6 araca çarptıktan sonra devrildi. Kamyon sürücüsünün yaralandığı kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı.
Afyonkarahisar- Dinar karayolunun ilçe merkezindeki Hastane kavşağında saat 09.30 sıralarında meydana gelen kazada, Halit Akkoyun'un kullandığı 26 EU 864 plakalı un çuvalları yüklü kamyon, iddiaya göre freninin boşalması nedeniyle sürücünün kontrolünden çıktı. Hızla ilerleyen kamyon trafik ışığında duraklayan 06 EE 687, 48 V 1877, 34 JJ 0493, 42 CES 88, 06 FN5772 ve 22 AK 316 plakalı araçlara çarptı. Ardından refüje çıkan kamyon, sinyalizasyon direğini devirdikten sonra yan yattı.
Olay yerini savaş alanına çeviren kazanın ardından bölgeye çok sayıda polis, itfaiye, sağlık ve zabıta ekibi sevk edildi. Kazada yaralanan kamyon sürücüsü Halit Akkoyun sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından Dinar Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedaviye alındı. Diğer araçtakiler kaza nedeniyle korku yaşadı. Kazaya karışan araçların çekici yardımıyla olay yerinden kaldırılmasının ardından yol ulaşıma açıldı.
KAZA ANI KAMERADA
Kaza anı çevredeki bir güvenlik kamerasına anbean yansıdı. Görüntüde trafik ışığında duraklayan araçlar hareket ettiği sırada hızla arkalarından gelen kamyonun çarptığı, ardından da refüje çıkıp devrildiği anlar yer aldı.

Görüntü Dökümü
----------
Kaza yerinden görüntüler
Devrilen kamyon ve çarptığı araçlardan görüntü
Kaza anı güvenlik kamerası

HABER- KAMERA: Tahsin BAYTAR/DİNAR (Afyonkarahisar),

=====================================================

4)SURİYELİ ABDURRAHMAN'I BABASININ ALTINLARINI DUYUNCA KAÇIRMIŞLAR

ADANA'da 13 yaşındaki Suriyeli Abdurrahman Haj'ı kaçırıp, ailesinden 20 bin dolar fidye isteyen ve polis operasyonuyla yakalana 4 şüpheliden 3'ü tutuklanarak, cezaevine gönderildi.1 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüphelilerin, babanın arkadaşına,müahhitlik yaptığı ülkesinde kilolarca altını olduğunu söylemesi üzerine çocuğu kaçırdıkları ortaya çıktı.
Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp Adana'ya yerleşen Suriyeli Ahmad Haj'ın oğlu Abdurrahman Haj'ı, 23 Temmuz günü Sarıçam ilçesi İncirlik Kemalpaşa Mahallesi'ndeki evlerinin önünden kaçırıldı. Baba Ahmad Haj'a ulaşan şüpheliler, 20 bin dolar fidye istedi. Baba Ahmad Haj da polise, şikayetçi oldu.
Soruşturma başlatan Gasp Büro Amirliği ekipleri, çevredeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Şüphelilerin Abdurrahman Haj'ı bir otomobile bindirip, Şanlıurfa'ya götürdükleri saptandı. Polis, adreslerini tespit ettiği fidyeciler Zeynel Abidin A.(47) ve Hüseyin A.'yı(45) düzenlenen operasyonla yakaladı. Küçük çocuk da kurtarılarak, ailesine teslim edildi.
Olayla ilgili bağlantılı olduğu saptanan İsmail K. ve İbrahim K. da Adana'da gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan ve Adli Tıp Birimi'nde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden Zeynel Abidin A., Hüseyin A. ve İsmail K., Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. İbrahim K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
ALTINLARI DUYUNCA KAÇIRMIŞLAR
Soruşturma kapsamında fidye olayının detayları da ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre Suriyeli Abdurrahman'ın babası Ahmad Haj, arkadaşı olan şüphelilerden İbrahim K.'ye müahhitlik yaptığı ülkesinde kilolarca altını olduğunu ancak Esad rejimi nedeniyle Türkiye'ye getiremediğini anlattı.
İbrahim K. da duyduklarını Zeynel Abidin A. ve Hüseyin A. ile paylaştı.  20 dönümlük tarla karşığında ikiliye, Ahmad Haj'ın oğlu Abdurrahman Haj'ın fotoğrafını gösterdi.
Çocuğu kaçırmaya karar verem Zeynel Abidin A. ve Hüseyin A., kiraladıkları otomobil ile İncirlik Kemalpaşa Mahallesi'nde keşif yaptı. İsmail K., yanlış çocuğun kaçırılmaması için ikiliye Abdurrahman Haj'ı gösterdi. Olay günü 13 yaşındaki çocuğu kaçıran iki şüpheli, internet üzerinden indirdikleri program sayesinde baba Ahmad Haj'ı farklı numaralardan arayarak, "Oğlun elimizde, 20 bin dolar para bulmazsan oğlunu öldürürüz" dedi.
KAMERALARA YANSIDI
Abdurrahman Haj'ın sokakta yürüdüğü ve şüphelilerin içinde bulunduğu kiralık otomobilin sokaktan geçtiği anlar, bir iş yerinin güvenlik kameraları tarafından görüntülendi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
Arabanın keşif için geçişi
Çocuğun yürürken görüntüsü
Arabanın tekrar geçişi
Çocuğun elinde poşet ile geri dönmesi
Zanlıların adli tıp birimine giriş çıkışları

SÜRE: 03'01" BOYUT: 335 mb
Haber-Kamera: ADANA,

====================================================

5)KIZI ÖLDÜRÜLEN BABA: BU İNSANLIK SUÇU

KAYSERİ'de ayrılmak istediği sevgilisi Özkan Onay (36) tarafından tabancayla vurularak öldürülen Gülay Şimşek'in (27) babası Kazım Şimşek, olayın bütün kadınlara yönelik işlenen insanlık suçu olduğunu söyledi. Şimşek, "Kızımın masum bir şekilde evine giderken, bu şekilde bir cinayete kurban gitmesi insanlık dramıdır" dedi.
Olay, 3 gün önce Serçeönü Mahallesi Ahmetpaşa Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, inşaat firmasında sekreter olarak çalışan Gülay Şimşek, bir süredir birlikte olduğu Özkan Onay'dan ayrılmak istedi. Ancak Özkan Onay ayrılma fikrine karşı çıkarak, genç kızın peşini bırakmadı. İşsiz olduğu öğrenilen Onay mesai bitiminde Şimşek'in karşısına çıktı. İkili, 'ayrılık' konusunda tartışmaya başladı. Tartışma sürerken Özkan Onay, belinden çıkardığı tabanca ile Şimşek'e 3 el ateş etti. Gülay Şimşek kaldırıldığı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. Otomobiliyle kaçan cinayet zanlısı ise Kırşehir'in Mucur ilçesinde, yol kontrolü sırasında yakalanarak,  gözaltına alındı. Özkan Onay, tutuklandı.

BABA, DHA'YA KONUŞTU

Kızını toprağa vermenin acısını yaşayan emekli memur baba Kazım Şimşek, Demirören Haber Ajansı'na konuştu. Baba Şimşek, Özkan Onay'ın kızını iş çıkışı takip ettiğini, planlı bir şekilde öldürdüğü anlattı. Olayın kendilerini derinden etkilediğini belirten baba Şimşek, şöyle konuştu:

"Bu sadece kızıma yönelik bir olay değil. Türkiye'deki bütün kadınlara karşı işlenmiş insanlık suçudur. Gerek İçişleri gerekse Adalet Bakanlığı'nın bu konuyla ilgili ciddi anlamda tedbir alması lazım. Sadece burada işlenen bir olay değil, Türkiye genelinde işlenen olay. Benim kızım masum. Kızımın masum bir şekilde evine giderken, bu şekilde bir cinayete kurban gitmesi insanlık dramıdır. Kızım ilgili mercilere gidip, 'beni tehdit etti' diyor. Kendisi için koruma talep ediyor. 'Beni koruyun' demiş.  Ancak kızım daha sonra bu kişinin 'ben seni hiçbir şekilde tehdit etmeyeceğim, seni takip etmeyeceğim, sana bir şey söylemeyeceğim' diyerek, söz vermesi üzerine şikayetinden vazgeçiyor. Sonuç itibariyle bir müracaat varsa bunun değerlendirilmesi gerekirdi."

'O KURŞUN TÜM TÜRKİYE'YE SIKILDI'

Kızına sıkılan kurşunun tüm ailesine sıkıldığını kaydeden baba Şimşek, "Sadece kızımız ölmedi. Aile olarak hepimiz öldük. O kurşun hepimize sıkıldı. O kurşun tüm Türkiye'ye sıkıldı. Bir babanın en büyük acısı kendi kızının cenazesinde saf durmasıdır. Gidip mezarında toprak atmasıdır. Bundan daha acı bir olay yok. Bu olaya 'dur' denilmesi için tedbirlerin alınması gerekiyor. Benim kızım bir cinayete kurban gitti. Benim kızım ölmedi" dedi.
Baba Şimşek, tutuklanan Özkan Onay'ın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Baba Kazım Şimşek ile röportaj
-Genel detay

Süre: 799 MB

Haber: Olcay DÜZGÜN-Kamera: Muhammed KISIR/KAYSERİ,DHA

=====================================================

6)CAM KEMİK HASTASI KARDEŞLER YARDIM BEKLİYOR

KAHRAMANMARAŞ'ın Türkoğlu ilçesinde cam kemik hastası Sakine Çiçek (11), kendisi ve aynı hastalığı taşıyan kardeşi Umut Emre'nin (3) tedavisi için ağlayarak hayırseverlerden yardım istedi. Bugüne kadar kemiklerinin 300'den fazla kez kırıldığını belirten, ailesinin kardeşi ve kendisinin ayaklarının tedavisi için gerekli olan 70 bin lirayı karşılayamayacağını söyleyen küçük Sakine, "Okula gitmek, yürümek istiyorum. Acı çekmek istemiyorum. Ameliyatımın maliyeti çok olduğu için ailem karşılayamıyor" dedi.

Türkoğlu'nda yaşayan Mustafa-Gönül Çiçek çiftinin 4 çocuğundan ikincisi olan Sakine'nin, henüz 6 aylıkken sık sık ağlaması üzerine götürüldüğü hastanede, bacağında kırık tespit edildi. Yapılan testlerinde Sakine Çiçek'e cam kemik hastalığı teşhisi konuldu. Kızlarının hastalığıyla üzülen aile, 8 yıl sonra ikinci bir şok yaşadı. Şu an 3 yaşında olan oğulları Umut Emre'ye de 6 aylıkken götürüldüğü hastanede, aynı hastalık teşhisi konuldu.

Hastalıkları nedeniyle çocuklarını sevemediğini söyleyen Gönül Çiçek, "Çocuğumu hiç sevemedim, uzaktan sevdim. Koklayamadım kucağıma alıp. O şekilde zor günler geçirdik. Kırıldı sardılar. Artık sayısını hatırlamıyorum, o kadar çok kırıldı. Sayısını ne doktorlar biliyor, ne biz, ama kırılması 300'ün üzerindedir. Kırılmaktan vücut şekil değiştirdi artık. Aynı anda 4-5 kırıkla karşılaştığımız oldu bizim" diye konuştu.

'TEDAVİ İÇİN 70 BİN LİRA GEREKİYOR'

İki çocuğuna tedavi için her ay iğne yapıldığını belirten Gönül Çiçek, Sakine ve Umut Emre'yi İstanbul'da özel bir hastaneye götürdüğünü, burada yapılacak çivi ameliyatı ile çocuklarının kemiklerinin düzenleneceğini öğrendiklerini dile getirdi. Eşinin çalışmadığı için maddi açıdan zorluk çektiğini ifade eden Çiçek, gözyaşları içinde yürüyebilmeleri için hayırseverlerden yardım isteyerek şöyle konuştu:

"İkisi de aynı rahatsızlığı taşıyor şu an. Ben şikayetçi değilim halimden. Ben ikisini de çok seviyorum. Ama bize bir ışık doğdu. İstanbul'da özel bir hastaneye götürdük. Kemiklerin içine bir çivi atılıyormuş, kırığı önlüyormuş o çivi. Kemikler uzadıkça çivi de uzuyormuş. Öyle bir tedavi varmış ama çok pahalı bir tedaviymiş, yurt dışından getirtiyormuş çiviyi doktor. Kızım çok istiyor 'Anne ben düzelmek istiyorum' diyor ama bizim gücümüz yetmiyor. Çok acı yani bu. Gözümün önünde onun eridiğini görmek daha acı geliyor bana. Kendim için değil, çocuklarım için bir yardım istiyorum. Sesimi, çığlığımı duysunlar istiyorum. Doktor sadece kızımın ayakları için 45 bin lira istedi. Kolları için de olursa bir o kadar daha istiyor. Oğlum için de 25 bin lira istedi. İkisini bir götürmek istiyorum, çocuklarım arasında seçim yapmak istemiyorum. O yüzden kızım için yardım istiyorum. Anne-baba olan anlar beni."

'ACI ÇEKMEK İSTEMİYORUM'

Başka kırıklar yaşanmaması için kemiklerin düzeltilmeden, kırıldığı şekliyle alçıya alındığından dolayı vücut şekli değişen Sakine Çiçek ise bugüne kadar hastaneye kaç kere gittiğinin sayısını dahi hatırlamadığını söyledi. Cam kemik hastalığının tıbbi ismi olan 'Osteogenezis imperfekta'yı hiç şaşırmadan söyleyen Sakine, hastalığından dolayı okula gidemediği için evde eğitim aldığını söyledi. Diğer çocuklar gibi yürümek ve okula gitmek istediğini belirten Sakine, "6'ncı sınıfa geçtim evde eğitim alıyorum. Okula gitmek istiyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmek istiyorum, eğlenmek istiyorum orada. Oraya gittiğimde doktor kemiklerin içine bir parça atıldığını söyledi. 'Sen bendesin, seni yürütürüm' dedi. Kalkabileceğimi söyledi. Bunun için para gerekiyor, Onu da ailem karşılayamadığı için yardım istiyorum. Kalkmak, okula gitmek, yürümek istiyorum. Acı çekmek istemiyorum. Okulda arkadaşlarımla vakit geçirmek istiyorum. Eğitimi okulda görmek istiyorum. Büyüklerimden, etrafımdan yardım istiyorum. Ameliyatımın maliyeti çok olduğu için ailem karşılayamıyor. Herkesten yardım istiyorum. Bu yaşıma kadar vücudumda kaç tane kırık oldu sayısı bellisiz, bilmiyorum ama 300'ü geçmiştir. Bir şey yapmak için, bir şey kaldırmak için kendimi zorlayınca kırılıyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-------------------------------
Mustafa-Gönül Çiçek'in çocukları kucaklaması
Sakine Çiçek, annesinin kucağında
Gönül Çiçek ile röp.
Sakine Umut Emre'den detay
Sakine ile röp.
Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 1.1 GB

=====================================================